Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/603 E. 2022/650 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI : … – …
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :
KARARIN MAHİYETİ : DAVA DİLEKÇESİNİN İŞLEME KONULMAMASI

Mahkememizde görülmekte bulunan ” İtirazın iptali” davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkili kooperatifin 1 adet normal mesken statüsünde ortağı olduğunu, müvekkili kooperatifin genel kurul toplantısında yöntemine uygun bir maliyet hesabı tahmini yaptırdıktan sonra normal adı verilen küçük meskenlerin maliyetlerinin büyük meskenlerin maliyetlerinin 2/3 ü kadar olacağının öngörülmesi nedeniyle küçük meskenlerin aylık 200 TL büyük meskenlerin aylık 300 TL aidat ödemelerine, sonraki yıllarda da aynı oranın korunmasına karar verildiğini, aynı zamanda kuraları henüz çekilmemiş ve müvekkiline ait toplam 48 adet meskenin 2008 Ağustos ayı başlarında içinde davalının da bulunduğu toplam 40 kadar ortak tarafından işgal edildiğini ve işgalin devam ettiğini, davalının da 2008 Ağustos ayından bu yana işgalci konumunda bulunduğunu, meskenden haksız olarak faydalandığını, gelen kurullarının 18/04/2010 günü yapılan 2009 yılı olağan toplantısında alınıp kesinleşmiş karar gereğince normal daire ortaklarının 31/03/2010 a kadarki birikmişlerinin 20.000,00 TL olduğunu, aylık 200 TL aidat ödemelerinin gerektiğini, takibe kadar geçen yılların yıllık olağan genel kurul toplantılarında alınan aidat kararlarının kesinleşmiş hükümlerinin de hesaba katılarak takip taleplerindeki hesaplamanın bir adet normal mesken ortaklığı için olduğunu, davalının ise her ay ödemesi gerekli 200 TL aidatı ödememesi nedeniyle başlatılan takibi durdurduğu, bu nedenle iş bu davayı açtıkları, davalının Konya . İcra Müdürlüğü’nün … numaralı dosyasından yapılan icra takibine vaki haksız itirazının iptaline, açılan davanın kabulü ile asıl alacağın %20 si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de davalı yana hükmedilmesine karar verilmesini talep ettikleri görülmektedir.
Davalı vekilinin mahkememize ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkilinin davacı kooperatifin resmi üyesi olduğunu, müvekkilinin üyeliğinin 19/10/2004 tarihli genel kurul kararı ile gerçekleştiğini, müvekkilinin kooperatife üye olduğunu, 19/10/2004 tarihli yönetim kurulu kararında müvekkilinin yükümlülüklerinin yapımcı firma ile yapılan devir sözlemesine göre yerine getirileceğinin karar altına alındığını, müvekkilinin kooperatifte 15.500,00 TL üyelik aidatının defaten ve nakden yatırıldığını, müvekkilinin kooperatife üyelik aidatı adı altında herhangi bir borcunun kesinlikle bulunmadığını, diğer yandan müvekkilinin davacı kooperatife ödemiş olduğu aidatlarının ödeme tarihindeki bedel olan 15.500,00 TL karşılığında üyelerinin o tarihte ödendiği bedelin ne olduğunun dahi belli olmadığını, müvekkilinin peşin ödeme bedelinin kabul edilmemesi halinde ise ödeme yaptığı tarihte diğer üelerin ödeme tutarları ve günümüz aidat miktarları iye üyelerin ödeme tarihlerine göre güncelleme işlemleri yapıldıktan sonra aidat miktarlarının karşılaştırılması ve düzenlenmesi gerektiğini ve bu hali ile müvekkilinin borcunun bulunup bulunmadığı konusunda tespit yapılmasının gerektiğini, müvekkilinin davacı kooperatife bir borcunun bulunmadığını, bulunduğunun düşünülmesi halinde ise borçların hangi aya tekabül ettiklerinin tespitinin gerektiğini, müvekkiline hiçbir açıklayıcı bilgi verilmediğinden müvekkilinin de borca itiraz ettiğini, davacının davasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının icra inkar tazminat taleplerinin de tamamen kötü niyetli olunması ve alacağın likit olması nedeniyle reddinin gerektiğini, müvekkilinin aidat ödeme yükümlüsü olmadığını,kooperatifin müvekkilinden aidat adı altında bir ücret talep edemeyeceğini, bu hususun Yargıtay’ın bozma ilamlarıyla da sabit olduğunu aynı zamanda talep edilen faiz miktarının asıl alacak miktarını da aştığını, hükmedilecek faiz oranının yasal faiz oranı üzerinden belirleme yetkisi olsa dahi bu yetkinin sınırsız olamayacağını, bu nedenle açılan davanın reddi ile davacı yanın takip miktarının %20 sinden az olmamak üzere haksız talep tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de davalı yana hükmedilmesine karar verilmesini talep ettikleri görülmektedir.
Mahkememiz dosyasına ibraz edilen SMMM bilirkişi raporunda özetle; davalı yanın davacı kooperatife 32.080,38 TL asıl aidat, 278,71 TL gecikme zammı borcu olmak üzere toplam 2.359,09 TLborcunun bulunduğunun bildirildiği görülmüştür.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce verilen … Esas, … Karar sayılı ilam ile “Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, Konya .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yapılan İTİRAZIN İPTALİ İLE 2.080,38 TL asıl aidat, 278,71 TL gecikme zammı borcu olmak üzere toplam 2.359,09 TL üzerinden TAKİBİN DEVAMINA, Davacı tarafın fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE, İİK.67/2.maddesi gereğince asıl alacağın takdiren % 20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
SS. … Yapı Kooperatifi’nin istinaf yoluna başvuru dilekçesi ibraz etmesi üzerine dosyanın Konya BAM . HD’ye gönderildiği, ilgili daire tarafından verilen … Esas, … Karar sayılı ilam ile ” Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,” şeklinde karar verildiği görüldü.
Mahkememizin … Esas sırasına kaydı yapılan dosyanın 06/09/2022 tarihli tensip zaptında “Yargılamanın yenilenmesi bağımsız bir dava niteliğinde olup (Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E. – … K. Sayılı ilamı) bu nedenle; 6100 sayılı HMK’nın 119/1-d 2. Maddesi gereğince davacı vekiline dava değerini bildirmek üzere 1 HAFTA KESİN SÜRE VERİLMESİNE, KESİN SÜRE İÇERİSİNDE BİLDİRİLMEDİĞİ TAKDİRDE HARÇLAR KANUNU 16/3 MADDESİ GEREĞİNCE DEĞERLENDİRME YAPILIP KARAR VERİLECEĞİNİN İHTARINA, (kesin süre ihtarının işbu tensip tutanağının tebliği ile yapılmış sayılmasına) 6100 Sayılı HMK’nın 375. Maddesine göre davacı vekiline Yargılamanın yenilenmesi sebebinin hangi fıkraya dayandırdığına ilişkin talebini somutlaştırması için 2 HAFTA KESİN SÜRE VERİLMESİNE, Dava değeri bildirildikten sonra davanın başlangıcında yatırılması gereken harç ve gider avansı için davacı vekiline MUHTIRA ÇIKARILMASINA” şeklinde hüküm kurulduğu, çıkartılan muhtıranın davacı vekiline 18/09/2022 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Davacı vekilince tarafına gönderilen muhtıraya süresinde bir yanıt verilmediği görüldü.
28/11/2022 havale tarihli dilekçe vermiş olduğu anlaşıldı.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekilinin yargılamanın yenilenmesi davası açtığı görülmüştür.
Mahkememizin 06/09/2022 tarihli tensip zaptının 4 nolu ara kararının a bendinde dava değerinin bildirilmesi için ihtar yapıldığı ve 18/09/2022 tarinde e-tebligat ile ihtarın davacı vekiline tebliğ edildiği verilen kesin süreye rağmen davacı vekilinin muhtıranın gereğini süresinde yerine getirmediği görülmüştür.
33. Maddesinde ise ” Hukukun uygulanması
(1) Hâkim, Türk hukukunu resen uygular.
Ve yine HMK’nın 94. Maddesinde ise; ” – (1) Kanunun belirlediği süreler kesindir. (2) (Değişik:22/7/2020-7251/6 md.) Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Bu takdirde hâkim, tayin ettiği kesin süreye konu olan işlemi hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklar ve süreye uyulmamasının hukuki sonuçlarını açıkça tutanağa geçirerek ihtar eder. Kesin olduğu belirtilmeyen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir; bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez. (3) Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.
” şeklinde madde bulunmaktadır.
Mahkememiz tensip zaptında belirtilen Yargıtay Kararında ve Yargıtay’ın müstakar karar ve içtihatları ile sabit olduğu ile YARGILAMANIN YENİLENMESİ BAĞIMSIZ BİR DAVADIR, bu nedenle yargılamanın yenilenmesi dilekçesinin de bir dava dilekçesinde; HMK hükümleri gereği zorunlu unsurları taşıması yasal bir gerekliliktir.
6100 sayılı HMK’nın 119/1, d maddesinde “Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur. Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri.” maddesi ile 2. Fıkrasında ise ” (2) Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır.
” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca Harçlar Kanunu 16/3. Maddesinde ise” Değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerler esastır. Müdahelenin men’i tescil ve tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taallük eden davalarda gayrimenkulün değeri nazara alınır.
Gayrimenkulün aynına taallük eden davalarda ecrimisil ve tazminat gibi taleplerde de bulunulduğu takdirde harc, gayrimenkulün değeri ile talebolunan tazminat ve ecrimisil tutarı üzerinden alınır. DEĞER TAYİNİ MÜMKÜN OLAN HALLERDE DAVA DİLEKÇELERİNDE DEĞER GÖSTERİLMESİ MECBURİDİR. GÖSTERİLMEMİŞSE DAVACIYA TESBİT ETTİRİLİR.TESBİTTEN KAÇINMA HALİNDE, DAVA DİLEKÇESİ MUAMELEYE KONMAZ. Noksan tesbit edilen değerler hakkında 30 uncu madde hükmü uygulanır.” hükmü bulunmaktadır.
“Dava konusu para değil de, para ile ölçülebilmesi mümkün olan (mal varlığı haklarından doğan) bir konu ise davacı dava dilekçesinde dava konusunun değerini, para olarak göstermek zorundadır. Bu husus davanın açılması sırasında yatırılacak olan harçların hesabı bakımından da önemlidir. Dava dilekçesinde değer gösterilmemiş ise, bu değer (mahkemece) davacıya tespit ettirilir. Davacının mahkemece verilecek uygun süre içinde dava konusunun değerini tespit etmekten kaçınması halinde, dava dilekçesi işleme konulmaz (Harçlar Kanunu Madde 16,3)”
Medeni Usul Hukuku 3. Baskı Prof. Dr. … , Prof. Dr. … , Prof. Dr. … .
“Davacı, dava konusunu değerini göstermemiş ise, mahkemece bu değeri belirlemesi için davacıya kesin süre verilir. Bu süre içinde değer gösterilirse dilekçe kabul edilir; aksi halde dilekçe işleme konulmaz. (Harçlar Kanunu 16/3)” Prof. Dr. Medeni Usul Hukuk … , Prof. Dr. … , Prof. Dr. … 14. Baskı Sayfa 505
“Dilekçede talep sonucunun gösterilmesi zorunlu unsur olup alacak ve tazminat davalarında bu miktarın da belirtilmesini gerektirecektir. Ancak tapu iptali gibi değere bağlı davalarda talep sonucu gösterilmiş olsa da dava değeri gösterilmemiş olabilir, dava konusunun değerinin gösterilmesi HMK 119/2 madde de zorunlu unsur olarak sayılmamış ise de Harçlar Kanununda değer gösterilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiş olup, yaptırımı ve sonuçları da Harçlar Kanununa göre değerlendirilmelidir.” Alfabetik Medeni Usul El Kitabı, … , … . Sayfa 260
Tüm bu hususlar değerlendirildiğinde (yasal düzenlemeler, öğretideki görüşler ve bu alanda yazılmış kitaplardaki bilgiler de dahil olmak üzere dikkate alındığında) davacı vekili yasal süresi içerisinde mahkememizin tensip zaptının 4 nolu ara kararının a bendine ilişkin beyanda bulunmak üzere 1 haftalık kesin süre verildiği ancak kesin süre içerisinde yazılı beyanda bulunmadığı anlaşılmakla 6100 Sayılı HMK’nın 119/1, d ve 2. Fıkrası ve Harçlar Kanunu 16/3. Maddesi gereği davacı yanın dava dilekçesinin işleme konulmamasına dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Davacı vekiline mahkememizin tensip zaptının 4 nolu ara kararının a bendine göre; 6100 sayılı HMK’nın 119/1-d, 2 maddesi gereğince dava değerini bildirmek üzere 1 (bir) hafta kesin süre verildiği, ancak kesin süre içerisinde yazılı beyanda bulunmadığı anlaşılmakla 6100 sayılı HMK’nın 119/1,d ve 2. Fıkrası ve Harçlar Kanunu 16/3 maddesi gereği davacı yanın DAVA DİLEKÇESİNİN İŞLEME KONULMAMASINA,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 245,45 TL peşin harçtan mahsubu ile fazla yatan 164,70 TL harcın davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT’ye göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı bulunması halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/12/2022

Katip … Hakim ..

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.