Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/59 E. 2022/57 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : 1-
VEKİLİ :
DAVACI : 2-
DAVALI :
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ : GÖREVSİZLİK

Mahkememizde görülmekte bulunan “Tapu İptali ve Tescil” davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … Yapı Kooperatifi ihbar edilen arsa maliki … tahsis suretiyle arsa sağlamış; taraflar arasında ihtilaf çıktığı, arsa sağlayan … , yüklenici kooperatife karşı, Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinde … E. Numaralı davasını açtığını, kooperatif, davaya cevap süresi içinde davanın takibini davacı Av. … ve davacı Av. …’a 04/02/2005 günlü avukatlık vekalet sözleşmesini imzaladığını, sözleşme sırasında genel kurulun onayına da şart koştuklarından takibeden aylarda yapılan genel kurulu gündemine konulan anılan ücret sözleşmesini genel kurulda oybirliğiyle onayladığı, sözleşme, yasa hükmü gereği genel kurulun yapıldığı günü takibeden 30. Günde kesinleştiğini, sözleşmenin hükümlerinde yapacakları hukuki yardıma karşılık olarak istedikleri nakit ücreti ödeyemeyeceklerini ancak davacılara bir konutu vereceklerini, içini de tezyin edeceklerini, hazır konutlardan birini seçtikleri takdirde anahtarını hemen teslim edip kullanıma sunacaklarını, ancak henüz irtifak ya da kat mülkiyeti tapusu kuramadıklarından, tapu kaydını da tüm ortaklarla birlikte olmak üzere, sonunda vermeyi yüklendiklerini söylediklerini ve taraflarca imzalandığını, … … … Mah. … Sk … Sitesi … Blok No:… Kat:… adresindeki dava konusu konutun anahtarını da davacılara teslim edildiği, sözleşme gereği yönetim kurulu, Av. …’ı her türlü ödenekten muaf ortak olarak kayda geçirdiğini, davacılardan hiçbir ödenek istenmeyeceğini kesilecek serbest meslek makbuzlarının KDV ve Stopajlarını dahi, davalı kooperatifin ödeyeceğini, yani ücretlerinin net olarak kendilerine tahsis edilen konut olduğunu, 18/03/2021’de avukatlıklarından istifa ettiğini, davalı kooperatifin kat mülkiyetini kurdurup hukuken de teslim etmek yüklenimini yerine getirmediklerini, davacı … adına kat mülkiyeti kurdurup hukuken de teslim etmesi gerektiği halde yerine getirilmediğini bildirdiği bu sebeple işbu davayı açtıklarını, g-) Öncelikle, tensiple, ekli delillere dayalı, duruşma yapılmaksızın, Davalı Kooperatifin , kesin hükme kadar, Konya Ticaret Sicilindeki kaydının terkin edilemeyeceği içerikli , ihtiyati tedbir kararı verilerek ,İhtiyati Tedbir Kararı “nin , Davalı Kooperatif ‘e ve Konya Ticaret Sicil Müdürlüğüne ve Çevre , Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Konya Şube Müdürlüğüne tebliğ edilerek infazına ; b-).. daha sonra yapılacak yargılama sonucunda , taraf teşkilinden sonra delilerin toplanıp değerlendirilmesi ve bilirkişiden rapor alınmasıyla sabit olacak davamızın kabulüyle, b/1-) Öncelikle, tapu kaydı sahibi … ‘nu tapu kaydının Bizlere devredilmesini sağlamak külfeti de Kendisinde bulunan Davalı Kooperatif’in, ikna edebilmesi durumunda , ihbar edilen … adına olan kaydın iptaliyle, dava konusu konutun kat mülkiyetinin, davacılar adına, yarı oranında, tapuya tesciline; bu takdirde , yargılama giderleriyle avukatlık ücretinin de , Davalı Kooperatif ‘e yükletilmesini b/2-) Davanın tarafları farklı olacağından, işbu davanin kapsamına almadığımız , davalı … Yapı Kooperatifinin vekilleriyken talimatlarıyla açtığını ve daha sonra , Sözleşme’ye konu , davalısı oldukları Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin … – Esas numaralı dava ile birleştirilen ; … adına yazılı tapu kaydının iptaliyle, … KYK adına tapuya tesciline karar Vârilmesi talepli , ( hepsi Konya Mahkemelerindeki ) . Asliye Hukuk Mh … Esas, . Asliye Hukuk Mh. … -Esas, Konya . Asliye Hukuk Mh … -Esas, . Asliye Hukuk Mh … -Esas, .Asliye Hukuk Mh … – Esas numaralarında açtıkları birleştirildikleri davada tahkikatları yapılıp tümü reddedilen altı ( 6) adet davadaki vekilliklerinden doğan avukatlık ücreti alacaklarımızı , ayrı bir dava açarak, ayrıca talep/ dava edeceğimizden, anılan haklarımızın saklı tutulmasına ; b/3-) dava konusu konutun kat mülkiyeti tapusunun Bizler adına tesisi mümkün olamadığı takdirde, yerinde yapılacak keşifle bilirkişi marifetiyle belirlenecek değerinin, dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte, davalı Kooperatif’ten alınarak Bizlere verilmesine ; keşifle belirlenecek değerin ,harç değerinden fazla olması durumunda , fazlayı talep hakkımızın saklı tutulmasına, b/3-) Konya 9. Noterliğine , ( 7790-nm istifaname için ) ödediğimiz toplam -228,0 TL ve Konya 4. Noterliğine ( 14598- nm temerrüd ihtarnamesi için ) ödenen 318,74 TL4 19,00 TL – 537.74 TL olmak üzere toplam 566,14 TL ihtarname ücretinin, yargılama giderlerinin içine alınmasına ; böyle oluşacak toplam yargılama giderleriyle avukatlık ücretinin Davalıya yükletilmesine karar yargılama giderleriyle avukatlık ücretlerinin Davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettikleri görülmüştür.
Dava; ” Tapu İptali ve Tescil” davasıdır.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Mahkemelerin görevlerine ilişkin düzenlemelerin, 6100 sayılı HMK.nun 1.2.3.4. maddelerinde düzenlendiği, HMK.nun 2.maddesinde;”Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” şeklinde düzenlendiği, yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 Sayılı Kanun ile değişik 6102 sayılı TTK. nun 5/3.maddesinde; “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlemenin yapıldığı, Bu düzenleme ile Ticaret Mahkemeleri genel mahkemeler içinde yer alan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bir dairesi olmaktan çıkarılarak genel mahkemeler arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğunun kabul edildiği, yine 6102 sayılı TTK.nun 4. Maddesinde Ticaret Mahkemelerinin görevine giren dava ve çekişmesiz yargı işlerinin düzenlendiği, dava şartlarına ilişkin düzenlemenin HMK.nun 114.ve 115.maddelerinde düzenlendiği, HMK.nun 114/1-c maddesinde mahkemenin görevli olmasının dava şartı olduğunun, aynı kanunun 115.maddesinde mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağının ve taraflarında her zaman ileri sürebileceğinin, dava şartlarının noksan olması halinde davanın usulden reddine karar verileceğinin, HMK’nun 138/1.maddesinde mahkemenin öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebileceğinin düzenlendiği görülmüştür.
Tüketici Mahkemelerinin görev alanı; 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi;mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, sağlayıcı: kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder.
6502 sayılı Kanunun 73. maddesinde de bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 3/1-(k-l) maddesinde; ” Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” şeklinde, 6502 sayılı TKHK’nun 73/1. maddesinde;”Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” şeklinde, 6502 sayılı TKHK’nun 83/2.maddesinde; “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” şeklinde düzenlemelerin olduğu görülmektedir.
Ticaret Mahkemelerinin görev alanı; “… Ticari davalar TTK’nın 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. Maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447 yayın sözleşmesine dair 487 ila 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ila 519 komisyon sözlemesine ilişkin 532 ila 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ima 554 havale hakkındaki 555 ile 560, saklama sözleşmelerinin düzenleyen 561 ila 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurulara ve ödünç ara verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın tacir işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığını ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez. Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. Maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında kooperatifler Kanununu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu(m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalarda bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için tarafların tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranaz. TTK’nın 4/1. Bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır. Nispi ticari davalar; her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgimi olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. Maddesine göre, er iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. Maddesi uyarınca taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğer için de tacir iş sayılması, davanın niteliğinin ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yanızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak bu mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yanızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür…” TTK.4.5. maddeleri gereğince mahkememizin görevli olmadığı, (Y. HGK 10.02.2016, … E, … Sayılı İlamının da aynı doğrultuda olduğu görülmüş (… ; Ticaret Mahkemesi’nin görev alanını belirleyen ilamı)) veAvukat, gerek Avukatlık Kanunu, gerekse Vergi Mevzuatı vs. Mevzuattaki düzenlemelere baktığımızda tacir olma sıfatı yoktur. Davacılar ile davalı arasındaki hukuki temel ilişkiye baktığımızda; hukuki danışmanlık hizmeti olduğu ve bu hizmet karşılığı tapu iptal tescil veya değerin tahsiline yönelik talep bulunulup, dava konusu edildiğidir. Ücreti vekalet sözleşmesine dayalı davanın hangi mahkemenin görevli olacağı hususunda değişik kararlar verilmiştir (Tüketici Mahkemesi, Asliye Hukuk Mahkemesi). Bu durumda Yargıtay uyuşmazlığın gönderilmesi yönünde karar verip, konuya açıklık getirmiştir. ” Somut olaydaki sözleşmesel ilişkinin temelindeki işlemin, tüketici işlemi olup olmadığının açıklığa kavuşturulması ve sonuca göre mahkemelerin görevli olup olmadıklarının belirlenmesi gerekmektedir. Eğer sözleşmesel ilişkinin temelindeki işlem tüketici işlemi ise Tüketici mahkemeleri görevli olacaktır. Sözleşmesel ilişkinin temelindeki işlem tüketici işlemi koşullarını sağlamıyorsa, görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri olacaktır.” Somut olayımıza baktığımızda davacılar ile davalı arasında tüketici işlemi sayılacak sözleşmesel bir ilişki bulunmadığından (bknz. Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin 12/07/2018 tarihli … Esas – … Karar sayılı ve Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … Esas – … Karar sayılı ilamı) ile görevli ve yetkili mahkemenin Asliye hukuk Mahkemesi olduğu (Asliye Hukuk Mahkemesi ile Ticaret Mahkemeleri arasında iş bölümü değil, görev ilişkisi bulunduğu hususu da dikkate alınarak) sonuç ve kanaati ile Mahkememizin görevsizliğine, Konya Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu Mahkememizce oluşan vicdani kanaatle aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK.nun 20/1.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurması halinde dava dosyasının görevli KONYA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin başvurmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına KARAR VERİLMESİNE,
3-Davacıların dava dilekçesindeki ihtiyati tedbir talebinin görevli mahkeme tarafından DEĞERLENDİRİLMESİNE,
3-6100 sayılı HMK.nun 20/1.maddesi gereğince kanun yoluna başvuru halinde bu başvurunun reddi halinde red kararının veya görevli yargı yerinin belirlenmesi halinde bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin başvurması halinde dava dosyasının Konya Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, bu süre içerisinde taraflardan birinin başvurmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına KARAR VERİLMESİNE,
4-6100 sayılı HMK.nun 331/2.maddesi gereğince harç ve yargılama giderlerinin davaya görevli mahkemece devam edilmesi halinde görevli mahkemece, aksi takdirde talep halinde mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/01/2022

Katip … Hakim …