Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/557 E. 2022/644 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılmış bulunan “Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli)” davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
HEYETİMİZCE GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 05.08.2022 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; Müflis … şirketinin bir kısım ortakları tarafından 18.05.2022 tarihli Genel Kurul’dan önce sahip oldukları hisselerin … Enerji A.Ş.’ne devir edilmesinde kanuna ve usule aykırılık bulunmadığını, hisse devirlerinin noter huzurunda yapıldığını, Genel Kurul toplantısı ile ilgili hazırlık ve davet faaliyetleri usul ve yasaya uygun yapıldığını ve iki adet Ticaret Bakanlığı temsilcisinin gözetiminde 18.05.2022 tarihli Genel Kurul Toplantısı kanuna uygun şekilde gerçekleştirildiğini, Genel Kurul toplantısına ilişkin olan tüm bilgi ve belgeler Ticaret Sicil Müdürlüğüne sunulduğunu, Ticaret Sicili Müdürlüğü tarafından 18.05.2022 tarihli Genel Kurul Toplantısı kararlarının neden TTK 32. madde gereğince geçici tescil yapıldığı yönünde bir açıklamada bulunulmadığını, zira 22.02.2022 tarihli Genel Kurul kararlarının tescili ile ilgili olarak aynı şekilde geçici tescil kararı verildiğini, ancak 22.02.2022 tarihli Genele Kurul kararının tescili ile ilgili karar vermeden önce yaşanan tereddüt üzerine Ticaret Bakanlığına görüş sorulduğunu, Bakanlık tarafından yapılan uzun görüşme ve araştırmalar sonucu TTK 32. madde gereğince geçici tescil yapılması yönünde görüş bildirildiğini, bunun üzerine … Müdürlüğü tarafından Geçici tescil kararı verildiğini ve bu karara karşı .Asliye Ticaret mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile kesin tescil talepli dava açıldığından bahisle; Davanın kabulüyle İflas Nedeni ile Tasfiye Halinde … … … Ltd. Şti.’nin 18.05.2022 tarihli Genel Kurulunda alınan ve geçici tesciline karar verilen kararların kesin tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 26.08.2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davanın, davacı Tasfiye Halinde … … … Limited Şirketi Temsilcisi tarafından açılması gerekirken İflas İdaresi tarafından açıldığını, İİK.hükümleri çerçevesinde iflas idaresinin görev ve yetkileri belirlendiğini, buna göre, iflas idaresinin, müflisin haczi kabil tüm mallarından oluşan masayı yönetmek, masanın menfaatini gözetmek ve tasfiyeyi yapmakla mükellef olduğunu, bunun dışındaki konularda iflas idaresinin herhangi bir yetkisinin bulunmadığını, TTK’nın 534.maddesine istinaden şirket organları temsil yetkilerini, ancak şirketin iflas idaresi tarafından temsil edilmediği hususlar için korurlar hükmünün amir olduğunu, bu nedenle nasıl ki geçici tescil talebini şirket müdürü yaptı ise, geçici tescilin kesin tescile dönüşmesi ile ilgili davayı yine geçici tescil talebinde bulunan şirket müdürü/vekili yapması gerektiği için iflas idaresinin açmış olduğu davanın taraf ehliyetsizliği nedeniyle reddine ve her türlü masrafın kendileri üzerinde bırakılmasını talep ettiklerini, bunun kabul görmemesi halinde ise; 22.02.2022 tarihinde yapıları genel kurul için, 24.02.2022 tarihinde müdürlüklerinden tescil talebinde bulunulduğunu ancak; yaşanan tereddütler nedeniyle Bakanlığa görüş sorulduğunu, yazışmaların yapıldığını ve bunların sonucunda 10.06.2022 tarihinde geçici tescil yapıldığını, davaya konu genel kurulun ise; 18.05.2022 tarihinde yapıldığını, ancak müdürlüklerinden 27.06.2022 tarihli dilekçe ile geçici tescil talebinde bulunulduğunu, 22.02.2022 tarihli genel kurul hakkındaki tescil talepleri henüz sonuçlanmadan eski ortaklık yapısı ile genel kurula çağrı yapıldığını ve eski ortaklar tarafından genel kurul kararlarının alındığını, nitekim bu genel kurulun geçici tescili sonrasında ortaklık yapısının değişmiş olduğu için, eski ortaklık yapısı ile yapılmış olan 18.05.2022 tarihli genel kurulun tescilinde de tereddüt yaşandığını ve bu nedenle bu genel kurulda geçici tescil edildiğini, kaldı ki bu geçici tescilin; davacı şirketin müdürünün talebi üzerine yapıldığını, kendi talepleri
üzerine yapılan geçici tescil işlemine karşı TTK 32/4 gereği açılması gereken davada, mahkeme masraflarının ve vekâlet ücretinin müdürlüklerinden tahsil edilmesini istemelerine bir anlam verilemediğini, 22.02.2022 tarihli genel kurulun geçici tesciline dair mahkememizin … Esas sayılı dava açıldığından bahisle; Müdürlüklerinin tescil konusunda kesin olarak duraksamış ve ilgililerin talebi üzerine geçici tescile karar verdiğini, Kanunun 32/4 hükmü gereği kendi talepleri doğrultusunda verilen geçici tescil kararına karşı dava açma şartı nedeniyle açılan bu davada, müdürlüğümüz yasal hasım olduğu için mahkeme masraflarından ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulamayacağından, her türlü mahkeme masraflarının ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Tarafların bildirmiş oldukları deliller, (İflas Nedeniyle) Tasfiye Halinde … … … Limited Şirketi’nin ticari kayıtlarına ilişkin tüm bilgi ve belgeler dosyamız içeresine celbedildiği görülmüştür.
Dava; İflas Nedeni ile Tasfiye Halinde … … … Ltd. Şti.’nin 18.05.2022 tarihli Genel Kurulunda alınan ve geçici tesciline karar verilen kararların kesin tescili istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; Davacının, müflis şirketin bir kısım ortakları tarafından 18.05.2022 tarihli Genel Kurul’dan önce sahip oldukları hisselerin … Enerji A.Ş.’ne devir edilmesinde kanuna ve usule aykırılık bulunmadığını, hisse devirlerinin noter huzurunda yapıldığını, Genel Kurul toplantısı ile ilgili hazırlık ve davet faaliyetleri usul ve yasaya uygun yapıldığını ve iki adet Ticaret Bakanlığı temsilcisinin gözetiminde 18.05.2022 tarihli Genel Kurul Toplantısı kanuna uygun şekilde gerçekleştirildiğini, Genel Kurul toplantısına ilişkin olan tüm bilgi ve belgeler Ticaret Sicil Müdürlüğüne sunulduğunu, Ticaret Sicili Müdürlüğü tarafından 18.05.2022 tarihli Genel Kurul Toplantısı kararlarının neden TTK 32. madde gereğince geçici tescil yapıldığı yönünde bir açıklamada bulunulmadığını, zira 22.02.2022 tarihli Genel Kurul kararlarının tescili ile ilgili olarak aynı şekilde geçici tescil kararı verildiğini, ancak 22.02.2022 tarihli Genele Kurul kararının tescili ile ilgili karar vermeden önce yaşanan tereddüt üzerine Ticaret Bakanlığına görüş sorulduğunu, Bakanlık tarafından yapılan uzun görüşme ve araştırmalar sonucu TTK 32. madde gereğince geçici tescil yapılması yönünde görüş bildirildiğini, bunun üzerine … Müdürlüğü tarafından Geçici tescil kararı verildiğini ve bu karara karşı .Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile kesin tescil talepli dava açıldığından bahisle; Davanın kabulüyle İflas Nedeni ile Tasfiye Halinde … … … Ltd. Şti.’nin 18.05.2022 tarihli Genel Kurulunda alınan ve geçici tesciline karar verilen kararların kesin tesciline karar verilmesini talep ve dava ettiği, davalı tarafın davanın reddine karar verilmesini talep ettiği,
Davanın 6102 sayılı TTK’nun 32/4. Maddesi gereğince davacı İflas Nedeni ile Tasfiye Halinde … … … Ltd. Şti.’nin 18.05.2022 tarihli Pay Devrine İlişkin Şirket Genel Kurul kararlarının kesin tescili istemine ilişkin olduğu görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nunun 32. maddesinde;”(1) Sicil müdürü tescil için aranan kanuni şartların var olup olmadığını incelemekle yükümlüdür. (2) Tüzel kişilerin tescilinde, özellikle şirket sözleşmesinin, emredici hükümlere aykırı olup olmadığı ve söz konusu sözleşmenin kanunun bulunmasını zorunluluk olarak öngördüğü hükümleri içerip içermediği incelenir. (3) Tescil edilecek hususların gerçeği tam olarak yansıtmaları, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımamaları ve kamu düzenine aykırı olmamaları şarttır. (4) Çözümü bir mahkeme kararına bağlı bulunan veya sicil müdürü tarafından kesin olarak tescilinde duraksanan hususlar, ilgililerin istemi üzerine geçici olarak tescil olunur. Ancak, ilgililer üç ay içinde mahkemeye başvurduklarını veya aralarında anlaştıklarını ispat etmezlerse geçici tescil resen silinir. Mahkemeye başvurulduğu takdirde kesinleşmiş olan hükmün sonucuna göre işlem yapılır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Davacı iflas Nedeni ile Tasfiye Halinde … … … Ltd. Şti.’nin 18.05.2022 tarihli Pay Devrine İlişkin Şirket Genel Kurul kararlarının … Müdürlüğünce 30/06/2022 tarihinde ticaret siciline geçici tescilinin yapıldığı, davanın TTK’nun 32/4. Maddesi gereğince belirlenen yasal süre içerisinde davacı şirketin iflas idaresi tarafından açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davada öncelikli olarak davacı müflis şirketin iflas idaresi tarafından böyle bir dava açılıp açılamayacağı, iflas idaresinin dava-taraf ehliyeti-davayı takip yetkisi bulunup bulunmadığı hususlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
İİK’nun 191/1.maddesinde;”Borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüzdür.” şeklinde, İİK’nun 194/1.maddesinde; “Acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından on gün sonra devam olunabilir. Bu hüküm şeref ve haysiyete tecavüzden, vücut üzerinde ika olunan zararlardan doğan tazminat davaları ile evlenme, ahvali şahsiye veya nafaka işlerine müteallik ihtilaflara, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiplerle ilgili olarak açılmış olan hukuk davalarına tatbik olunmaz.” şeklinde, 6102 sayılı TTK’nun 636/1.maddesinde; ” (1) Limited şirket aşağıdaki hâllerde sona erer: a) Şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle. b) Genel kurul kararı ile. c) İflasın açılması ile. d) Kanunda öngörülen diğer sona erme hâllerinde.” şeklinde, TTK’nun 643.maddesinde;”(1) Tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.” şeklinde, TTK’nun 534.maddesinde;” (1) İflas hâlinde tasfiye, iflas idaresi tarafından İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre yapılır. Şirket organları temsil yetkilerini, ancak şirketin iflas idaresi tarafından temsil edilmediği hususlar için korurlar.” şeklinde, TTK’nun 535.maddesinde;”1) Şirket tasfiye hâline girince, organların görev ve yetkileri, tasfiyenin yapılabilmesi için zorunlu olan, ancak nitelikleri gereği tasfiye memurlarınca yapılamayan işlemlere özgülenir. (2) Tasfiye işlerinin gereklerinden olan hususlar hakkında karar vermek üzere genel kurul tasfiye memurları tarafından toplantıya çağrılır.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı anlaşılmıştır.
Yargıtay .Hukuk Dairesi’nin 10/12/2014 tarih ve … Es. … Kar. Sayılı ilamında;” Kural olarak, İİK ‘nın 191. maddesi gereğince borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüz olup, müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi iflas ile kısıtlandığından, aynı Kanun’un 226. maddesinde adi tasfiyede masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi; 218. maddesinde ise, basit tasfiyede iflas dairesi olduğu hükmü kabul edilmiştir. İflas, limited şirketler için bir infisah sebebidir (TTK. m.549/3.). İflas kararı ile birlikte limited şirketin tüzel kişiliği sona ermeyip, diğer infisah hallerinde (TTK. m. 549) olduğu gibi, tasfiye aşamasına girer. Tasfiye aşamasındaki bir limited şirketin tüzel kişiliği ise, tasfiye sonuna kadar sürer. İflasın açılması ile şirket hak ve fiil ehliyetini kaybetmez, ancak fiil ehliyeti, tasfiye sonuna kadar, tasfiye amacıyla sınırlı olarak devam eder (TTK’nın 552. maddesi yollamasıyla m.439/II, 450, 208) Başka bir anlatımla, limited şirket tasfiyenin sonuna dek bir hak sujesi olarak kalır, hak ve yükümlülükler limited şirket tüzel kişiliğine ait olur. Ancak, limited şirketin mal varlığı üzerindeki tasarruf yetkisi, İİK.’nın 191. maddesi uyarınca, iflas masasına ilişkin olan konularda, basit tasfiyede iflas dairesine, adi tasfiyede iflas idaresine geçer. Şirket organlarının temsil yetkileri, şirketin iflas idaresi ya da iflas dairesi tarafından temsil olunamadığı hususlar için devam eder. (TTK. m. 437; bkz…. , Müflisin Tasarruf Yetkisi sayfa 261; … , Anonim Şirketlerin İflası sayfa 177). Buna göre, iflasın açılmasıyla dava takip yetkisi (ve taraf sıfatı), artık müflise değil, iflas idaresine ya da iflas dairesine aittir. Müflisin iflas masasına giren mal ve haklara ilişkin davalarda taraf sıfatı olmadığından, müflis iflastan sonra masaya giren mal ve haklara ilişkin davaları açamaz ve dava edilemez…” şeklinde kabul edilmiştir.
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin 30/01/2006 tarih ve … Es…. Kar. Sayılı ilamında;”…Oysa, işbu davada kendisine husumet yöneltileni müflis şirket olup, iflas masasına izafeten iflas idare memurları temsilci durumundadır. Temsilcide hata halinde ise, dava husumetten hemen red edilmemek, doğru hasma yöneltilmek üzere davacı tarafa süre verilmek ve sonucuna göre hareket edilmek gerekir. İflas halinde de şirket tüzel kişiliği devam etmektedir. Nitekim,hukukumuzda iflas, anonim şirketler için bir infisah sebebi olarak kabul edilmiştir (TTK. 434/1-8. bent) İflas kararı ile birlikte anonim şirketin tüzel kişiliği sona ermeyip, diğer infisah hallerinde (TTK. 434) olduğu gibi, tasfiye aşamasına girer (TTK.439/1). Tasfiye aşamasındaki bir anonim şirketin tüzel kişiliği ise, tasfiye sonuna kadar sürer (TTK.439/II). İflasın açılması ile anonim şirket hak ve fiil ehliyetini kaybetmez, ancak fiil ehliyeti, tasfiye sonuna kadar, tasfiye amacıyla sınırlı olarak devam eder (TTK. 439/II, 450,208). Başka bir anlatımla, anonim şirket tasfiyenin sonuna dek bir hak süjesi olarak kalır, hak ve yükümlülükler anonim şirket tüzel kişiliğine ait olur. Ancak, anonim şirketin mal varlığı üzerindeki tasarruf yetkisi, iflas kararı ile kısıntıya uğrar. Anonim şirketin, mal varlığı üzerindeki tasarruf yetkisi, İİK.’nun 191 nci maddesi uyarınca, iflas masasına ilişkin olan konularda iflas idaresine geçer. Şirket organlarının temsil yetkileri, şirketin iflas idaresi tarafından temsil olunamadığı hususlar için devam eder (TTK. 437). İflas idaresi görevini yerine getirirken hem müflis anonim şirketin, hem de alacaklıların yararlarını gözetmekle yükümlüdür. Bu itibarla, iflas eden şirkete husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığına ilişkin aksi yöndeki temyiz itirazları isabetsizdir…” şeklinde kabul edilmiştir.
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin 31/01/2022 tarih ve … Es…. Kar. Sayılı ilamında; “Somut olayda davalı şirketin iflasına dair başka bir dosyadan karar verilmiş olup, iflas idaresi de bu karara istinaden teşekkül ettirilmiştir. Bölge adliye mahkemesi kararında da belirtildiği üzere işbu iflas davasında iflas idare memuru vekilinin iflas kararını temyiz etme yetkisi bulunmamaktadır. Ne var ki, iflas idare memuru vekili istinaf ve temyiz dilekçesinde açıkça anlaşılacağı üzere vekalet ücretine ilişkin kurulan hükmü istinaf etmiş olup, vekalet ücretine ilişkin karar iflas masasının malvarlığını ilgilendireceğinden iflas idaresinin bu kararı istinaf etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.” şeklinde kabul edilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi .Hukuk Dairesi’nin 17/05/2022 tarih ve … Es…. Kar. Sayılı ilamında;” Bu haliyle iflas davası masayı ilgilendiren bir dava olmayıp doğrudan borçlu tarafından takip edilmelidir. Borçlu eğer şirketse davayı takip yetkisi, bizzat dava ve taraf ehliyetini haiz olan müflis şirket yönetim kurulunda ya da müdürlerindedir. Nitekim Türk Ticaret Kanunu’nun 534’üncü maddesinde de iflas halinde şirket organlarının temsil yetkilerini ancak şirketin iflas idaresi tarafından temsil edilmediği hususlar için korudukları belirtilmiştir. Borçlunun iflas etmesi ya da etmemesi noktasında “iflas idaresi”nin hiçbir işletmesel, ekonomik, itibar kaybı vs endişesi yoktur. Hatta biraz temkinli düşünüldüğünde iflas kararının bozulması iflas idare memurlarının görevine son verilmesini gerektirecek, onları parasal kazançlarından edecektir. Bir şekilde iflas masasına vaziyet eden iflas idaresi memurlarının, borçlunun iflasına ilişkin kararın kaldırılması için -tıpkı borçlu gibi- çaba sarf edeceklerini beklemek rasyonel görünmemektedir. Somut olayda başka bir mahkemeden verilen iflas kararı üzerine iflas idaresi oluşturulmuş, eldeki davada şirket yönetim organı yerine herhangi bir sıfatı olmadığı halde iflas idaresi katılmaya başlamıştır. Gerekçeli karar da yasa yollarına başvurma yetkisi olan şirket yönetimine değil iflas idaresine tebliğ edilmiştir. Bu bakımdan iflas idaresinin eldeki davada sıfatı bulunmadığından önceki istinafı ve temyizi incelenmemelidir. Zira yukarıda da vurgulandığı gibi iflas idaresi tasfiyeyi ve dolayısıyla parasal işleri görmekte yetkili iken, şirket yönetiminin tasfiye dışındaki konularda yetkisi devam etmektedir. Söz gelimi iflas etmiş bir şirkette şirket yönetim kurulu genel kurulu toplantıya çağırabilecek; genel kurul (parasal olmayan) kararlar alabilecek, yeni yönetim kurulu seçebilecektir, vs… Dolayısıyla borçlu şirketin statüsünü değiştirecek iflas davasını da bizzat takip etmesi ve yasa yoluna da bizzat gelmesi gerekecektir. Öğretide de iflas kararının ancak şirket yönetimince (veya onun atadığı vekil tarafından) yasa yollarına götürmesi gerektiği kabul edilmektedir (bkz. … : Anonim Şirketlerin İflası, İzmir 1996, s.178 vd.). Nitekim Özel Daire de bozma kararının başında iflas idare memurları vekilinin temyiz yetkisinin bulunmadığı açıkça kabul edilmiştir. ” şeklinde kabul edilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 08/06/2022 tarih ve … Es. … Kar. Sayılı ilamında;” Kural olarak, taraf ehliyeti ve dava ehliyeti bulunan kişinin, dava takip yetkisi de vardır; davayı açanın dava takip yetkisine de sahip olması gerekir. Ancak bazı istisnai durumlarda, davada taraf olarak gösterilen kişinin taraf ve dava ehliyeti mevcut bulunmasına karşın, bu kişinin dava takip yetkisi mevcut olmayabilir. Örneğin, hakkında iflas kararı verilen kişinin (müflisin), iflas masasına giren mallar üzerindeki tasarruf yetkisi sınırlanır ve müflisin her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüz olur (İİK md. 191). İflas masasının yasal temsilcisi (kanuni mümessili) olan iflas idaresi (İİK md. 227), tasarruf yetkisini kullanır ve müflisin taraf olduğu takiplerde (İİK md. 193) ve hukuk davalarında (İİK md. 194), istisnai durumlar hariç, davayı takip yetkisi iflas idaresine ait olur. Bu nedenle, müflisin bu hukuk davalarında (taraf ehliyeti ve dava ehliyeti mevcut olmasına rağmen) davayı takip yetkisi bulunmamaktadır. Dava takip yetkisi, bu yetkiye sahip olanın usuli işlemleri yapma ve talep sonucu hakkında hüküm elde etme ehliyeti (yetkisi) anlamına gelir. Bu anlamı ile davada sıfattan farklıdır. Çünkü sıfat maddi hukuka ilişkindir. Dava takip yetkisi ise şeklidir ve usule ilişkindir. Bu yetkinin bulunması gereken davalarda yetkiye sahip olmayanın açtığı dava, dava şartı yokluğundan dolayı usulden reddedilir. Çünkü davayı takip yetkisi HMK’nun 114/1-e maddesi uyarınca dava şartları arasında sayılmıştır. Dava şartları yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden (re’sen) gözetilir. (Prof. Dr. …, Prof. Dr. …, Prof. Dr. …; Medeni Usul Hukuku 1. Baskı Ankara 2016 sh 257-258). ” şeklinde kabul edilmiştir.
Davacı şirketin Konya .Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/07/2021 tarih ve … Esas ve … Karar sayılı ilamı ile … Memurluğunun … sicil numarasında kayıtlı müflis davalı … … … Limited Şirketi’nin iflasına, iflasın aynı 14/07/2021 tarih ve saat: 12:26’de açılmasına karar verildiğinin ve tasfiyeye başlanıldığını, tasfiye şekline adi tasfiyeye karar verildiğini, TTK’nun 636/1-c maddesi gereğince iflas kararı verilmekle limited şirketin sona erdiği ve tasfiye aşamasına geçtiği, müflis şirketin iflas etmesiyle hak ve fiil ehliyetini kaybetmeyeceği, iflas masasına girmeyen malları ile kişisel çalışması bakımından fiil ehliyetinin devam edeceği, iflas masasına giren mal alacak ve hakları üzerindeki tasarruf yetkisinin kısıntıya uğrayacağı, bu mallar üzerindeki tasarrufta bulunma yetkisinin iflas masasına geçeceği, iflas masasınında yasal temsilcisinin iflas idaresi olduğu ve tasfiyenin İİK hükümlerine göre yapılacağı, TTK’nun 535. Maddesi gereğince şirket tasfiye haline girince organların görev ve yetkileri, tasfiyenin yapılabilmesi için zorunlu olan, ancak nitelikleri gereği tasfiye memurlarınca yapılamayan işlemlere özgüleneceği, bu nedenle iflas Nedeni ile Tasfiye Halinde … … … Ltd. Şti.’nin 18.05.2022 tarihli Pay Devrine İlişkin Şirket Genel Kurul kararlarının … Müdürlüğünce 30/06/2022 tarihinde ticaret siciline geçici tescilinin kesin tesciline yönelik talebi yönünden İİK’nun 191. Maddesi kapsamında masaya ait mal ve haklar kapsamında olmayıp şirket ve alacaklılarını etkilemediği, dolayısıyla dolayısıyla iflas idaresinin davayı takip yetkisi bulunmadığı, davayı takip yetkisi HMK’nun 114/1-e maddesi gereğince dava şartları arasında olduğu, dava şartlarının yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi mahkemece kendiliğinden dikkate alınacağı anlaşılmakla davanın dava takip yetkisi dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava takip yetkisi dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer OLMADIĞINA,
5-Taraflarca depo edilip kullanılmayan gider avansının bulunması halinde karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29.11.2022

Başkan Üye Üye Katip

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.