Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/49 E. 2023/535 K. 16.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI : … – … …
İLGİLİ KİŞİ : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ : RED

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili olan şirket ile davalı şirket arasında 18/10/2021 tarihli taşeron sözleşmesi imzalandığını, taraflar arasında imzalanan taşeron sözleşmesinin 1. maddesi gereği davalı taraf; 797 m2 papyon kilit taş (Siyah ve Beyaz), 57 mt bordür taşı (siyah) ve 150 mt oluk taşı (siyah veya kumlamalı beyaz) işini yapmayı yüklendiği, sözleşmenin 3. maddesi ile davalı tarafın yüklendiği işe 10/11/2021 tarihinde başlayıp 20/11/2021 tarihinde teslim etmesi kararlaştırılarak yapılacak iş için 55.00,00 TL ücret belirlendiği aynı sözleşmenin 4. maddesi ile 18/01/2022 tarihli 55.000,00 TL bedelli çekin yükleniciye verileceği belirtildiği, taraflar arasındaki sözleşmesel ilişki gereği müvekkil şirket tarafından, davalı tarafın yapacağı işlere karşılık; Halkbank Bozkır Konya Şubesi 6512637 seri numaralı 18/01/2022 tarihli 55.000,00 TL bedelli çek keşide edilmiş ve davalıya teslim edildiğini, davalı taraf sözleşme ile kendisine verilen işi 20/11/2021 tarihinde teslim etmesi gerekirken işi hiç yapmadığını, sözleşme konusu işin yapılmadığına dair Bozkır Sulh Hukuk Mahkemesi … D.İş sayılı dosya ile delil tespiti yapılmadığı, davalı şirket, yüklendiği işi yerine getirmediği bu şekilde müvekkil şirket tarafından davalıya teslim edilen çek bedelsiz kaldığını, buna karşılık çek halen davalı şirkette olduğunu, müvekkili olan şirket yetkililerinin yazılı ve sözlü uyarılarına rağmen çeki iade etmediklerini, bu sebeplerden öncelikle dava konusu çek hakkında teminatsız olarak, kabul edilmez ise uygun görülecek miktarda teminatlı olarak ödemeden men kararı verilerek bu hususta … … Şubesi’ne müzekkere gönderilmesini, müvekkil şirket tarafından davalı tarafa keşide edilen … … Şubesi … seri numaralı 18/01/2022 tarihli 55.000,00 TL bedelli çekin bedelsiz kaldığının tespiti ile çekin istirdadını, dava konusu çek bedelsiz kaldığından ilgili çeke dayanılarak icra takibi yapılmasının yasaklanmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/02/2022 Tarihli … Esas – … sayılı kararı ile Mahkememizin … Esas sayılı dosyası ile birleştirildiği ve dosyanın Mahkememizin 24/02/2022 tarihli ara kararı ile tefrik edildiği ve … Esas sırasına kaydı yapıldığı görülmüştür.
Mahkememiz ara kararı gereğince talimat yazılarak Tire . Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yazılan talimat ile resen görevlendirilen bilirkişi SMMM … tarafından düzenlenen bilirkişi raporundan özetle; Davalı … Tic. Ltd. Şrk.nin … Mahalle … Caddesi No: Kat: Daire: … Tire – İZMİR adresi … İş Hanında bulunduğu, büro kapalı boş olduğu, şirket yetkililerine ulaşılamadığından davalı şirket defter kayıt ve belgeleri üzerinde mahkemenizce istenen inceleme ve tespitler yapılamamıştır şeklinde rapor tanzim etmiştir.
Mahkememiz dosyasına sunulan bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiştir.
Dava; “Menfi Tespit” davasıdır.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davalı aleyhine Menfi Tespit davası açmıştır.
2004 sayılı İİK’nın 72. Maddesinde; “(Değişik: 18/2/1965-538/43 md.) Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir. (Değişik: 9/11/1988-3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez. (1) (Değişik: 9/11/1988-3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. (1)Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir. Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.
6100 Sayılı HMK’nın 190. maddesi; (1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.
4721 Sayılı TMK’nın 6. Maddesi; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. ” şeklinde düzenlemeler yapıldığı,
Mahkememizin 27/09/2023 tarihli duruşmasında davacı vekili; “işin yapılmadığı dosya kapsamından sabittir, çek bedelinin ödendiği de dosya kapsamında sabittir, davamızın kabulüne karar verilsin, her ne kadar tarafımıza ticari defterlerin ibrazı için süre verilmiş ise de davalı şirket tarafından iş yapılmadığı için herhangi bir fatura kaydı da olmadığından söz konusu ticari ilişkiye ilişkin ticari defter kayıtlarında herhangi bir kayıt yoktur, bu nedenle ticari defterlerin incelenmesi dosyaya katkı sağlamayacağından usul ekonomisi gereği ticari defterlerin incelenmesinden vazgeçilmesini talep ediyoruz, yemin deliline dayanmayacağız, keşif talebimiz yoktur,” şeklinde beyanda bulunmuş olduğu,
Yine aynı duruşmada davacı vekiline yemin deliline dayanıldığı anlaşıldığından yemin delili hatırlatıldı. Cevaben : “biz yemin deliline dayanmaktan vazgeçiyoruz, dosyamız subut bulmuştur davamızın kabulüne karar verilsin.” şeklinde beyanda bulunmuş olduğu anlaşılmakla,
Mahkememiz ara kararı gereğince talimat yazılarak Tire . Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yazılan talimat ile resen görevlendirilen bilirkişi SMMM … tarafından düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi raporundan özetle; Davalı … Tic. Ltd. Şrk.nin … Mahalle … Caddesi No: Kat: Daire: … Tire – İZMİR adresi Güngören İş Hanında bulunduğu, büro kapalı boş olduğu, şirket yetkililerine ulaşılamadığından davalı şirket defter kayıt ve belgeleri üzerinde mahkemenizce istenen inceleme ve tespitler yapılamamıştır şeklinde düzenlenen rapor da dikkate alındığında,
Davacı yan ticari defterlerini ibrazdan kaçınmıştır.
Değişik iş (tespit) dosyasından alınan rapor ile de hükme esas alınıp karar verilemeyeceği Yargıtay kararları ile sabit olduğu anlaşılmakla; (Yüksek Yargıtay . HD. 14/05/2015 tarih, … Esas, … Karar Kararın özeti; Dava maddi tazminat talebine ilişkindir, delil tespitinin konusun maddi vakıalar oluşturur ve raporda belirtilen zarar miktarı davacı lehine kazanılmış hak doğurmaz, başka bir anlatımla; delil tespitinin kesin delil niteliği yoktur, dosya içeriğinden daha önce yaptırılan delil tespitine dayalı olarak dava açıldığı, tespit raporunun davalıya tebliğ edildiği ve rapora itiraz edildiği anlaşılmaktadır, bu durumda yeniden bilirkişi raporu alınarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken itiraza uğrayan delil tespiti raporu esasa alınarak karar verilmesi hatalıdır. Davacı vekili delil tespitine göre hüküm kurulmasını talep etmiş ise de delil tespiti emsal kararda da olduğu gibi tek başına hükme esas alınamayacağından bu yöndeki talebe itibar edilmemiştir. )
TMK 1/3. Maddesinde; “Hâkim, karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır.”
Anayasa’nın 138/1. Maddesinde; ” Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler.” şeklinde düzenlemeler olduğu,
Somut olayımızda; tüm dosya kapsamı, dosyadaki tüm bilgi – belgeler, tüm deliller, alınan bilirkişi rapor/ları, tarafların iddia – savunmaları, yukarıda yapılan açıklamalar, bir bütün halinde değerlendirildiğinde, TMK 1/3 ve 6100 Sayılı HMK 297. Maddesi kapsamında Anayasa’nın 138/1 maddesi atfı ile ispat edilemeyen davacının, davasının reddine dair Mahkememizce oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-İspat edilemeyen davacının, davasının REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 669,42-TL’nin davacıya İADESİNE,
3-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta hüküm kurulmasına YER OLMADIĞINA,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı tarafça depo edilip kullanılmayan gider avansının bulunması halinde karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/10/2023

Katip … Hakim …