Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/477 E. 2022/427 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : 3.Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan “3.Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit” dava dosyasının mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapıldı. Ön incelemenin duruşmasız olarak evrak üzerinden yapılmasına karar verilmekle heyetimizce evrak incelendi.
HEYETİMİZCE GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 20.06.2022 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı …’ın Konya . İcra müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında alacaklı konumunda olması ve söz konusu icra dosyası üzerinden İİK.89 kapsamında 1,2,3 nolu haciz ihbarnamelerini gönderen taraf olması nedeniyle davalı konumunda olduğunu, davacı … Ltd. Şti. firmasının ise, Konya . İcra müdürlüğünün … E sayılı dosyasındaki alacaklı konumunda olan … tarafından kendisine İİK.89 maddesi kapsamında 1,2,3 nolu haciz ihbarnameleri haksız, usulsüz gönderilen ve takip borçlusu … Ltd Şti’ye karşı da herhangi bir borcu olmaması nedeniyle iş bu borçlu olmadığının tespiti içerikli menfi tespit davası açan davacı konumunda olduğunu, takip borçlusu … Ltd. Şti.’nin ise İİK 89/3 kapsamında açılan iş bu menfi tespit davasında doğrudan taraf konumunda olmadığını, ama İİK.72 kapsamında takip borçlusu aleyhinde menfi tespit davası açılmasının önünde herhangi bir engel bulunmadığını, Konya .İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından takip talebinin USD olarak, ödeme emrinin ise EURO olarak düzenlendiğini, söz konusu takibin iptalinin gerektiğini,14.04.2022 tarihli takip talebine 1 USD 14,70 TL denilmek suretiyle harca esas değer tespit edildiğini, takip talebinin USD icra takibi içeren bir takip talebi olduğunu, harca esas değer olarak da 8.227.207,80 TL olarak belirtildiğinin, ödeme emrinde ise istemin EURO olarak yapıldığını, 15.04.2022 tarihli EURO kur değerinin de 16,03 TL olduğunu, harca esas değerin de 8.971.574,22 TL olduğu şeklinde USD olarak değil EURO olarak düzenlendiğinin, takip talebinin 8.227.207,80 TL, ödeme emrinin ise 8.971.574,22 TL olarak düzenlenmiş olması nedeniyle takip talebinin, ödeme emrinin ve sonuçta icra takibin iptalini gerektirecek hukuksal nedenler bulunduğunu, takip talebinde ve ödeme emrinde esas unsurlardan olan takip alacaklısının adresinin bildirilmediğini, takip borçlusunun tüzel kişi olması nedeniyle yapılan ödeme emri tebligatının usulüne uygun olmadığını, dolayısıyla ortada hukuken kesinleşmiş bir icra takibi söz konusu olmadığını, İİK 89/1,2,3 haciz ihbarnameleri usulüne uygun düzenlenmediğini, içerik-esas ve şekil olarak kanunun aradığı içerik ve temelde düzenlenmediği gibi yasal unsurları da taşımadığını, takip borçlusu … Ltd Şti’nin müvekkilinden herhangi bir alacağının bulunmadığından bahisle; Davanın inşai nitelikte bir dava olduğunun, mahiyeti gereği maktu harç ile açılacağının, yetkili mahkemenin Konya Mahkemeleri, görevli mahkemenin ise Ticaret Mahkemesi olduğu hususunun kabulüne, İİK.89/3 maddesi kapsamında menfi tespit davası olduğuna, dava açıldığı hususunun Konya .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yasal 20 günlük hak düşürücü süreye riayet edilerek bildirilmesine, dava dışı takip borçlusu olan … Ticaret ve Sanayi Limited Şirketine borçlu olmadıklarının tespitine, üçüncü haciz ihbarnamesinin iptaline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; Davalı …’ın Konya . İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında alacaklı konumunda olması ve söz konusu icra dosyası üzerinden İİK.89 kapsamında 1,2,3 nolu haciz ihbarnamelerini gönderen taraf olması nedeniyle davalı konumunda olduğunu, davacı … Ltd. Şti. firmasının ise, Konya . İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasındaki alacaklı konumunda olan … tarafından kendisine İİK.89 maddesi kapsamında 1,2,3 nolu haciz ihbarnameleri haksız, usulsüz gönderilen ve takip borçlusu … Ltd Şti’ye karşı da herhangi bir borcu olmaması nedeniyle iş bu borçlu olmadığının tespiti içerikli menfi tespit davası açan davacı konumunda olduğunu, takip borçlusu … Ltd. Şti.’nin ise İİK 89/3 kapsamında açılan iş bu menfi tespit davasında doğrudan taraf konumunda olmadığını, ancak İİK.72 kapsamında takip borçlusu aleyhinde menfi tespit davası açılmasının önünde herhangi bir engel bulunmadığını, Konya .İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından takip talebinin USD olarak, ödeme emrinin ise EURO olarak düzenlendiğini, söz konusu takibin iptalinin gerektiğini,14.04.2022 tarihli takip talebine 1 USD 14,70 TL denilmek suretiyle harca esas değer tespit edildiğini, takip talebinin USD icra takibi içeren bir takip talebi olduğunu, harca esas değer olarak da 8.227.207,80 TL olarak belirtildiğinin, ödeme emrinde ise istemin EURO olarak yapıldığını, 15.04.2022 tarihli EURO kur değerinin de 16,03 TL olduğunu, harca esas değerin de 8.971.574,22 TL olduğu şeklinde USD olarak değil EURO olarak düzenlendiğinin, takip talebinin 8.227.207,80 TL, ödeme emrinin ise 8.971.574,22 TL olarak düzenlenmiş olması nedeniyle takip talebinin, ödeme emrinin ve sonuçta icra takibin iptalini gerektirecek hukuksal nedenler bulunduğunu, takip talebinde ve ödeme emrinde esas unsurlardan olan takip alacaklısının adresinin bildirilmediğini, takip borçlusunun tüzel kişi olması nedeniyle yapılan ödeme emri tebligatının usulüne uygun olmadığını, dolayısıyla ortada hukuken kesinleşmiş bir icra takibi söz konusu olmadığını, İİK 89/1,2,3 haciz ihbarnameleri usulüne uygun düzenlenmediğini, içerik-esas ve şekil olarak kanunun aradığı içerik ve temelde düzenlenmediği gibi yasal unsurları da taşımadığını, takip borçlusu … Ltd Şti’nin müvekkilinden herhangi bir alacağının bulunmadığından bahisle; Davanın inşai nitelikte bir dava olduğunun, mahiyeti gereği maktu harç ile açılacağının, yetkili mahkemenin Konya Mahkemeleri, görevli mahkemenin ise Ticaret Mahkemesi olduğu hususunun kabulüne, İİK.89/3 maddesi kapsamında menfi tespit davası olduğuna, dava açıldığı hususunun Konya .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yasal 20 günlük hak düşürücü süreye riayet edilerek bildirilmesine, dava dışı takip borçlusu olan … Ticaret ve Sanayi Limited Şirketine borçlu olmadıklarının tespitine, üçüncü haciz ihbarnamesinin iptaline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Dava, İİK’nun 89/3. maddesi gereğince üçüncü şahıs tarafından açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Üçüncü şahıs tarafından açılan menfi tespit davasının yasal dayanağını oluşturan 2004 sayılı İİK’nun 89/3. Maddesinde;” Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur. Bu süre içinde 106 ncı maddede belirtilen süreler işlemez. Bu davada üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Üçüncü şahıs açtığı bu davayı kaybederse, mahkemece, dava konusu şeyin (Değişik ibare: 02/07/2012-6352 S.K./18.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkum edilir. Bu fıkraya göre açılacak menfi tespit davaları maktu harca tabidir.” şeklinde düzenleme yapıldığı ancak üçüncü kişi tarafından açılan menfi tespit davasının hangi mahkemede görüleceğine dair açık bir düzenleme yapılmadığı görülmüştür.
Yargıtay . Hukuk Dairesinin 12/04./016 tarih ve … Es., … Kar sayılı ilamında;”Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, 6102 Sayılı TTK’ nın 3. maddesi, 4. maddesi ve 5. maddesi uyarınca aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin tüm ticari davalara bakmakla görevli olduğu, Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olup, mahkemece re’ sen dikkate alınacağı, davacının çek dayanak gösterilerek icra dosyasından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takip dosyasında borçlu olmadığının tespitini talep etmiş olduğu, somut olayın TTK’ da düzenlenen işlerden olduğu ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görevine girdiği, Körfez İlçesinde müstakil bir Asliye Ticaret Mahkemesi olmadığı gerekçeleriyle, işbu mahkemenin görevsizliğine, dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, karar kesinleştikten sonra süresi içerisinde istem halinde dosyanın görevli ve yetkili Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi’ ne gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İK 89. maddesindeki haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkemelerdir. Mahkemece, bu husus gözetilerek, işin esasına girilmesi gerekirken, yazılı şekilde Asliye Ticaret Mahkemesi’ ne görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.” şeklinde,
Yargıtay .Hukuk Dairesi’nin 17.12.2015 tarih ve … Es., … Kar. Sayılı ilamında; “Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davanın İİK’nın 89. maddesine göre açılmış menfi tespit davası olduğu, İİK’dan kaynaklanan davanın ticari bir dava olmadığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine, süresinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, harç ve giderler konusunda HMK’nın 331/2 ve 3. maddelerine göre işlem yapılmasına ve 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararında vekalet ücretine hükmedilemez. Mahkemece verilen görevsizlik kararının 6. bendinde davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz ise de, yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi ve 5236 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 5236 sayılı Kanunun 16. maddesiyle değiştirilmeden önceki 438/7 maddesi gereğince mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. .” şeklinde kabul edilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 27/05/2022 tarih ve … Es. … Kar. Sayılı ilamında;” Dava, İİK’nun 89/3. maddesi uyarınca menfi tespit istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra “Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.” hükmü ile nispi ticari davaya ilişkin de düzenleme yapılmış olup, buna göre tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir. İİK’nın 89/3. maddesinin, üçüncü cümlesi, “..İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur…” hükmünü içermektedir. Bu hükümde belirtilen mahkemenin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK’nın 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 12.04.2016 tarih ve … E., … K. ve 17.12.2015 tarih ve … E., … K., sayılı ilamları da bu yöndedir. Somut olayda, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi uyuşmazlık davalı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde, borçluya borçlu olduğu gerekçesiyle çıkarılan haciz ihbarnamelerine itiraz edilmemesi nedeniyle yedinde sayılan borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti istenmektedir. 01.10.2011 tarihinden sonra açılan menfi tespit davaları için görevli mahkeme, HMK’nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir. (Prof. Dr. … , İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, sh:476) 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu hükmü ile HMK’nın 353/(1)-a.3 maddesinin mahkemenin görevli olmamasının mutlak kararın kaldırılması nedeni olduğuna ilişkin hükmü karşısında, görev hususu somut olayda olduğu gibi, açıkça istinaf istemine konu edilmese dahi istinaf mahkemesince re’sen gözetilmelidir. Bu durumda İlk derece Mahkemesince, İİK’nın 89/3. maddesine dayalı olarak açılan davada, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, HMK’nın 114/(1)-c ve 115/(2). maddeleri uyarınca mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.” şeklinde kabul edilmiştir.( Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 06/12/2021 tarih ve … Es. … Kar. Sayılı, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 05/05/2022 tarih ve … Es. … Kar.,İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi .Hukuk Dairesi’nin 21/04/2017 tarih ve … Es. … Kar. Sayılı ilamları da benzer niteliktedir.)
Mahkemelerin görevlerine ilişkin düzenlemelerin 6100 sayılı HMK.nun 1.2.3.4. maddelerinde düzenlendiği, HMK.nun 2.maddesinde;”Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” şeklinde düzenlendiği, yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 S.Y. ile değişik 6102 sayılı TTK.’nun 5/3.maddesinde; “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlemenin yapıldığı, bu düzenleme ile Ticaret Mahkemeleri genel mahkemeler içinde yer alan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bir dairesi olmaktan çıkarılarak genel mahkemeler arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğunun kabul edildiği görülmüştür.
6102 sayılı TTK.nun 4. Maddesinde Ticaret Mahkemelerinin görevine giren dava ve çekişmesiz yargı işlerinin düzenlendiği, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra nispi ticari davaya ilişkin de düzenleme yapılmış olup, davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için her iki tarafın da tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olmasının gerekli olduğu anlaşılmıştır.
Dava şartlarına ilişkin düzenlemenin HMK.nun 114.ve 115.maddelerinde düzenlendiği, HMK.nun 114/1-c maddesinde mahkemenin görevli olmasının dava şartı olduğunun, aynı kanunun 115.maddesinde mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağının ve taraflarında her zaman ileri sürebileceğinin, dava şartlarının noksan olması halinde davanın usulden reddine karar verileceğinin, HMK’nun 138/1.maddesinde mahkemenin öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebileceğinin düzenlendiği görülmüştür.
Haciz İhbarnamelerinin gönderildiği Konya . İcra müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından davalı alacaklı tarafından dava dışı takip borçlusu … Ltd Şti’nin borçlu Esas sayılı takip, davalı alacaklı … Tic. Ltd. Şti.’ ye karşı kambiyo senedine istinaden yapılmış kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine geçilmiş olsa ve Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin 16.10.2019 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ve Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 05/02/2021 tarih ve … Es. … Kar. Sayılı ilamı ile kambiyo senedine dayalı takip dosyası üzerinden İİK’nın 89. maddesine göre düzenlenen haciz ihbarnameleri nedeniyle açılmış menfi tespit davasında delillerin esastan değerlendirilmesi görevinin Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu kabul edilmiş ise de davacı üçüncü şahıs tarafından 2004 sayılı İİK’nun 89/3. Maddesinde ki yasal düzenlemeye istinaden davalı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde, borçluya borçlu olduğu gerekçesiyle çıkarılan haciz ihbarnamelerine itiraz edilmemesi nedeniyle yedinde sayılan borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti istendiği, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi takip hukukuna mahsus düzenlemeler gereği haciz ihbarnamelerine itiraz edilmemesi nedeniyle borçlu olmadığı bir borçtan dolayı yasal olarak borçlu sayılan üçüncü şahıslar için borçtan kurtulmak için getirtilmiş bir imkan olduğu, davanın kendine has özellikler taşıdığı, takip dayanağı olan bononun taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde değerlendirilmeyeceği, dolayısıyla takip dayanağının bono olmasından dolayı mahkemenin görevinin belirlenemeyeceği, davacının ticaret şirketi olup tacir olduğu, davalı …’ın UYAP sisteminden alınan GİB kayıtlarına göre potansiyel vergi mükellefi olup tacir olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın TTK.4.maddesinde tahdidi olarak sayılan dava türlerinden olmadığı, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmediği, davanın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, TTK.4.5. maddeleri gereğince mahkememizin görevli olmadığı, Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşıldığından dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna tensiben karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİ ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerinin GÖREVLİ OLDUĞUNA,
3-6100 sayılı HMK.nun 20/1.maddesi gereğince bu karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurması halinde dava dosyasının görevli Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerine GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde re’sen davanın açılmamış sayılmasına KARAR VERİLMESİNE,
4-6100 sayılı HMK.nun 331/2.maddesi gereğince harç ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davaya görevli mahkemece devam edilmesi halinde görevli mahkemece, aksi takdirde talep halinde mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.05.07.2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.