Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/369 E. 2022/661 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACILAR: 1-
2-
3-
4-
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Davacılar vekili tarafından davalılar aleyhine mahkememize açılmış bulunan “Ticari Şirket (Fesih İstemli)” davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
HEYETİMİZCE GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili 05.05.2022 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; …(baba) ve …(anne)’ın evli olduğunu, evliliklerinden …, …, …, …, … ve … isimli 3 oğulları ve 3 kızları olmak üzere toplam 6 çocukları olduğunu, … doğumlu baba …’ın 09/02/2022 tarihinde 81 yaşında vefat ettiğini, Konya . Sulh Hukuk Mahkemesinin 19/04/2022 tarih … Esas … Karar sayılı veraset ilamına göre eşi ile 5 çocuğunu ve torunları olan 4 müvekkilini mirasçı olarak bıraktığını, başkaca mirasçısının olmadığını, oğul … doğumlu olan … …’ın ise babası …’dan önce beklenmedik şekilde 18/05/2013 tarihinde 44 yaşında vefat ettiğini, Konya . Sulh Hukuk Mahkemesinin 31/10/2013 tarih … Esas … Karar sayılı veraset ilamına göre eşi ile 4 çocuğu olan müvekkillerini mirasçı olarak bıraktığını, başkaca mirasçısının olmadığını, baba … ve 3 oğlunun gıda sektöründe eşit olarak 1/4’er pay üzerinden ortaklaşa ticari faaliyette bulunarak beraber çalışarak beraber kazandıklarını, baba ve oğulları 1/4’er hisse yani %25’er eşit hisse itibariyle ortak olacak şekilde 04/01/1995 tarihinde davalı … … Tic. A.Ş.’ni kurduklarını, kanunen 5 ortakla anonim şirket kurulabildiğinden oğullar %25’er olan paylarının %1’erini (toplam %3 hisseyi yani şirketin 10.000 hissesinden 300 hissesini 300/10.000 hisseyi) inançlı işleme dayalı olarak anneleri … üzerinde göstererek 5 ortaklı olarak davalı şirketin kurulduğunu, davalı şirketin kuruluştaki toplam 10.000 adet hissesinin 2.500 adedi (%25) babaya, 300 adedi (%3) anneye, 2.400’er adedinin (%24’eri) de üç oğulun olduğunu, anne üzerindeki %3 tamamen sembolik ve yasal zorunluluk ürünü olduğunu, anne … üzerindeki %3 payın 1/3’ü yani %1’i müvekkillerinin miras bırakanı … …’a dolayısıyla müvekkillerine ait olduğunu, sözün özü aslında mirasbırakan … … ve dolayısıyla müvekkillerinin şirketin gerçekte %25 oranında ortağı olduğunu, davalı şirketin sermaye artırımlarında vs. bu sermaye oranlarının uzun süre korunduğunu, aslında oğulların sermaye paylarında hiçbir değişiklik olmadığını, davalı şirketin ticari ve ekonomik olarak büyümesi için gerek sağlığında müvekkillerinin miras bırakanı … … gerekse onun ölümünden sonra müvekkillerinin tüm emek ve gayretlerini şirket işlerine tahsis ettiklerini ve şirketin hacim olarak ciddi bir seviyeye getirildiğini, davalı şirketin sermayesinin en son 10.000.000,00 TL’sına çıkarıldığını ve şirket sermayesinin beheri 10,00 TL’den 1.000.000 adet paya ayrıldığını, sermayeden 250.000 adet pay baba …, 30.000 adet pay anne …, 240.000 adet pay … …, 240.000 adet pay … …, 60.000 adet pay …, 45.000 adet pay …, 45.000 adet pay …, 45.000 adet pay … … ve 45.000 adet pay …’a ait olduğunu, görüldüğü üzere mirasçı olan müvekkillerinin payları toplamının 240.000 adet olduğunu bunun da %24 oranına tekabül ettiğini, ancak yakın zamanda 250.000 adet pay sahibi olan baba … 10.000 adet hissesini ve anne … da inançlı işlemle uhdesinde bulunan 30.000 adet hissenin tamamını olmak üzere toplam 40.000 adet hisseyi torunları olan … TC kimlik numaralı (torun) …’a hem diğer mirasçılardan mal kaçırmak için muvazaalı olarak hem de inançlı işlemi hepsi bildikleri halde kötü niyetli olarak devrettiklerini, inançlı işlem gereği 30.000 paydan 1/3’ü olan 10.000 adet pay üzerinde tüm müvekkillerinin ve ayrıca muris muvazaası gereği 10.000 adet paydan miras payları toplamı olan 4/32 oranına isabet eden 1.250 adet pay üzerinde (… hariç) torun olan müvekkillerinin her türlü talep ve dava hakları saklı olduğunu, zaten inanç ve muvazaaya konu hisseler hakkında müvekkillerinin anne … ve torun …’a karşı Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında sözü geçen hisselerin aidiyetinin tespiti vs. davası açtıklarını, baba ve 3 oğlunun kurdukları davalı şirket üzerinden kazanılan paralarla alınan malvarlığı değerleri eşit şekilde ortaklar adına olacak idi ise de mallar ağırlıklı olarak baba veya büyük oğulları veya onların eş ve çocukları adına tescil edildiğini, bunda baba ve büyük evladın ve dominantlık rollerinın etkili olduğunu, davalı şirket üzerinden ve ayrıca muvazaanın özel bir şekli olan perdenin aralanması teorisi nedeniyle diğer şirketler üzerinden ortaklar …, … …, … … veya bunların eş ve çocuklarına temin edilen malvarlığı değerleri ile ilgili müvekkillerinin yasal haklarının saklı olduğunu, ancak hepsinin ve tüm aile bireylerinin tapu, trafik, banka vs…. kuruluşlardan aktif ve pasif malvarlıkları araştırıldığında ve ayrıca bu malları nereden kazandıkları zabıtaca yerinde araştırıldığında ve tanıklar dinlendiğinde ortaya çıkacağını, böylelikle şirketin içinin boşaltıldığının anlaşılacağını, davalı şirket ve yöneticilerinin daha başlangıçtan itibaren şirketi keyfi olarak yönettiklerini ve müvekkillerinin mirasbırakanı olan ortaklardan … … 2013 yılında ölünce müvekkillerini dışladıklarını, ortakların bilgi alma ve inceleme hakkı olmasına rağmen şirket işlerine bakmalarına ve şirketin ticari kayıt ve belgelerine ulaşmalarına izin dahi verilmediğin, yöneticilerin şirket ortaklarına eşit işlem yapmak zorunda oldukları halde buna riayet etmediklerini ve yöneticilerce hep diğer ortakların veya onların yakınlarının ceplerinin doldurulduğunu, müvekkillerinin miras bırakanı … … ve müvekkillerinin geçmişteki emek ve gayretleri bir kalemde silinir hale geldiğini, kazanılan paraların kayıt dışı yöntemlerle ikincil muhasebeye tabi tutulduğunu, faturasız ve belgesiz işler için kılıf da uydurulduğunu, gelen paralar gerçek kişilerin banka hesaplarına gelecek, satılan mallara fatura kesilmeyecek, son dönemde de işi resmiyete dökebilmek için gölge şirketler kurulduğunu, gelen paraların da doğal olarak gölge şirketlere geleceğini, kanunen yasak olmasına rağmen ve hiç de ihtiyaç yokken, şirket yöneticileri ve diğer ortakların şirkete olan özen ve bağlılık yükümlülüklerini ve rekabet yasaklarını görmezden gelerek bir erdem ve anlayış içeren bu kurallara rağmen hem de aynı faaliyet alanına sahip Konya Ticaret Sicilinin … sicilinde kayıtlı … Tic. Ltd.Şti.’ni 22/09/2017 tarihinde ticarete tescil ettirdiklerini, bu da yetmemiş olmalı ki davalı şirketin yöneticileri ve diğer ortaklar yine aynı faaliyet alanına sahip Konya Ticaret Sicilinin … sicilinde kayıtlı … Tic. Ltd.Şti.’ni 18.01.2018 tarihinde ticaret tescil ettirdiklerini, davalı şirketin 27 yıl önce 1995 yılında kurulduğunu, yaptığı genel kurul toplantısının sayısı bir elin parmaklarını geçmediğini, Şirket genel kurullarında şirketin gidişatı vs. (yolsuzluklar) görüşülmesin diye toplantılar yapılmadığını veya sınırlı gündemlerle şeklen yapılmakta veyahut elden gezdirme yöntemiyle yapıldığını, şirketin tamamen amaçlarından ve ana sözleşmesinden sapmış ve başka amaçlara hizmet eder hale getirildiğini, bundan sonra da amacına uygun faaliyette bulunamayacağını, şirketin kötü, yanlı ve belli menfaat odaklarının menfaatleri doğrultusunda yönetildiğini, ortak olan müvekkillerinin tamamen görmezden gelinerek yok sayıldığını, müvekkillerinin azınlık noktasına getirildiğini, davalı şirketin yolsuz işlerin açığa çıkmaması için, objektif iyiniyet kurallarına aykırı olarak ve hiçbir haklı gerekçesi de olmaksızın yıllardır tek kuruş kâr payı dağıtmadığını (olması gerekenden daha az kâr payı dağıtılsaydı bile durum aynı olurdu), kâr dağıtmama ve hele hele gerçek kârı gizlemenin haklı sebeple fesih nedeni olduğunu, davalı şirketin yöneticilerinin ve diğer ortakları ile müvekkilleri arasında başlayan kavgalı ortam baba … …’ın ölümü ile iyice arttığını ve artık katlanılmaz seviyelere geldiğini ve artık tamamen suç derecesinde eylemler başladığını ve ve konuşma ve uzlaşma ortamının kaybolduğunu, davalı şirket yöneticileri ile diğer ortakların, adeta bezdirme ve sindirme politikası uygulayarak ortaklığın nimetlerinden müvekkillerini uzak tuttukları gibi müvekkillerinin şirketle tüm bağlarını da kestiklerini, ortaklık paylarını ucuza kapatarak müvekkillerini tamamen şirketten atmak istediklerini, bu arada halen şirketin içini boşaltarak şirketin sürekli zarara uğratıldığını ve müvekkillerinin çıkma paylarını azaltma taktiği güttüklerini, bu nedenlerle davalı şirketin tespit keşfi yoluyla malvarlığının tespitini, davalı şirketin taşınmaz, taşıt ve diğer malvarlığı değerlerinin satış ve devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasını, davalı şirkete yönetici kayyımı atanmasını ve yönetici kayyımı atanmaz ise davalı şirket yönetim kurulunun yaptığı tüm işlemlerin yönetici kayyımının onayına tabi tutulmasını ve bu talebinde kabul edilmemesi halinde davalı şirkete denetim kayyımı atanmasını ve kayyım ücretlerinin davalı şirket bütçesinden ödenmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … vekilleri tarafından UYAP sistemi üzerinden mahkememiz dosyasına sunulan cevap dilekçelerinde özetle; Davacı tarafın; TTK.hükümlerine göre kurulmuş ve aktif olarak ticari faaliyetini devam ettiren … Tic. A.Ş.’nin haklı sebeplerin varlığı iddiasıyla feshedilmesi ve tasfiyesi talebi ile iş bu davayı açtığını, açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, yine işbu davanın dürüstlük kuralı ve iyiniyetten de yoksun olup, hiçbir somut bilgi ve belgeye dayanmadığının, davanın reddinin gerektiğini, büyük baba …’ın vefatından sonra davacıların bütün davranış ve tutumlarının değiştiğini, oysa ki, davacıların 9 yıl boyunca maddi ve manevi tüm isteklerinin, taleplerinin müvekkili firma tarafından karşılandığını, bir an için bile davacıların hiçbir taleplerinin geri çevrilmediğinin, halen daha iaşeleri ve taleplerinin gerçekleştirildiğini, ev faturalarının dahi müvekkili firma tarafından ödenmeye devam ettiğini, davacıların hukuki çehreden ve mahiyetten uzak dilekçelerinde bahse konu yaşandığı iddia olunan tüm olguların mizansenden ibaret olduğunu, bu zamana kadar 9 yıl boyunca bu iddialarını dile getirmeyen davacıların şikayetlerini işbu dava ile gündeme getirmelerinin düşündürücü ve kötü niyetin göstergesi olduğunu, 60 yılı aşkın süredir ticari faaliyetini aralıksız ve daima büyüyerek ticari hayatını sürdüren müvekkili firmanın feshinin talep edilmesinin açıkça kötü niyetin göstergesi olduğunu, Konya 4. Sulh Hukuk Mahkemesi 2022/905 Esas sayılı dava ile büyük baba rahmetli …’dan kalan mirasın paylaşımı adına “Ortaklığın Giderilmesi” davasını açtıkları işbu davayı açmalarının da davacıların kötü niyetli olduğunun bir diğer göstergesi olduğundan bahisle; Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla; İşbu eldeki davanın usul ve esastan reddine, öncelikle 11.05.2022 tarihli ihtiyati tedbir kararına karşı itirazlarımızın kabulü ile kaldırılmasını, sayın mahkemeniz bu konuda aksi kanaatte ise tedbir konulması talep edilen mal varlığının ciddiyeti karşısında teminat oranının da bu oranda artırılmasını, müvekkili firmanın kayyım denetimine tabi tutulmasına ilişkin kararın kaldırılmasına, davacıların davasının zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, haksız ve hukuka aykırı davanın doğru ve haklı beyanlarımız doğrultusunda esastan reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiyeler tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Taraflarca bildirilen deliller ilgili yerlerden dosyamız içerisine celbedilmiş, davalı şirketin ticari kayıtları, Konya .Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı UYAP dosyası, Konya .Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı UYAP dosyası, Konya .Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı UYAP dosyası, Konya .Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı UYAP dosyası dosyamız içerisine celbedilmiştir.
Davacılar vekilinin mahkememiz dosyasına sunmuş olduğu 18.11.2022 havale tarihli dilekçesi ile; Davadan feragat ettiklerini, yine davacı vekilinin UYAP sistemi üzerinden mahkememiz dosyasına sunmuş olduğu 23.11.2022 tarihli ve davacı vekilinin 01.12.2022 tarihinde UYAP sistemi üzerinden mahkememiz dosyasına sunmuş olduğu dilekçesi ile duruşma günü beklenmeksizin dosyanın karara çıkarılmasını talep ettiği, davacılar vekilinin vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğunun görülmüştür.
Davalı şirketin münferit yetkililerinden … …’ın 18.11.2022 havale tarihli dilekçesi ile; Davacı tarafın feragat beyanını kabul ettiği, yargılamadan dolayı ve davadan dolayı davacı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, yine davalı şirketin münferit yetkililerinden … …’ın 06.12.2022 havale tarihli dilekçesi ile davacı tarafın feragatini kabul ettiklerini, davacı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, dava dosyasında mahkememizce konulan tüm tedbirlerin kaldırılmasını, davalı şirkete atanan kayyımın görevinin sonlandırılmasını, duruşma günü beklenmeksizin karar verilmesini, davacılar tarafından yatırılan tüm teminatların davacılar vekiline ödenmesine muvafakat ettiğini talep ve beyan ettiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; Davacı tarafın davadan feragat ettiğini bildirdiği, davadan feragatın 6100 sayılı HMK.307 ve devam eden maddelerinde düzenlendiği, 6100 sayılı HMK.nun 310.maddesi gereğince davadan feragatın hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği, HMK.309/2.maddesi gereğince davadan feragatın hüküm ifade etmesi için karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı, HMK.30.maddesi gereğince hakimin yargılamayı makul süre içerisinde ve düzenli bir biçimde yürütmek ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu anlaşılmakla feragat nedeni ile davanın reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın FERAGAT nedeniyle REDDİNE,
2-Mahkememizin 11.05.2022 tarih ve … Esas sayılı ara kararı ile verilen tüm ihtayati tedbirlerin KALDIRILMASINA,
3-a)Mahkememizin 11.05.2022 tarihli ve … Esas sayılı ara kararı ile kayyım olarak atanan …’nin kayyımlık görevinin bugün itibari ile sona ERDİRİLMESİNE,
b)Kayyımlık görevinin sona erdiğini derhal kendisine BİLDİRİLMESİNE,
c)Kayyımlık görevinin sona erdiği güne kadar ki kayyımlık ücretinin hesaplanarak davacı tarafça depo edilen gider avansından ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafça yatırılan teminatın davacı tarafa İADESİNE,
5-Harçlar Kanunu 22.maddesi gereğince alınması gereken 53,80 TL karar ve ilam harcının davacı tarafça dava başında yatırılan 80,70 TL peşin harçtan mahsubu ile fazla yatan 26,90 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara İADESİNE,
6-Tarafların yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına YER OLMADIĞINA,
7-Taraflarca depo edilip kullanılmayan gider avansının bulunması halinde karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06.12.2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.