Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/31 E. 2022/339 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ:
KARARIN MAHİYETİ : KABUL

Mahkememizde görülmekte bulunan ” Menfi Tespit ” davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Alacaklı vekili tarafından … aleyhine, hem alacaklının hem borçlunun herhangi bir kimlik bilgisine yer vermeksizin Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatılmıştır. Sonrasında devam ede gelen işlemlerde alacaklı vekili tarafından borçlu … ün T.C. numarası olarak müvekkile ait T.C, Kimlik numarası bildirilmiş ve alacaklı vekilinin bu talebi üzerine İcra Müdürlüğünce müvekkilin T.C. Numarası uyap sistemine eklenerek müvekkil aleyhine takip işlemlerine başlanmış ve halen icra takip dosyası derdest durumda olup müvekkil aleyhindeki takip devam etmektedir. Müvekkil … ün iş bu davaya konu icra takibi ve takibe müsnet kambiyo senedi nedeni ile davalı alacaklıya herhangi bir borcu yoktur. Müvekkilin takip ve senet ile hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Takibe konu olun kambiyo senedinde her ne kadar davacı müvekkil …’ün adı yer alsa da takibin asıl borçlusu müvekkil … değildir. Müvekkil … ün T.C. numarası takibe eklenmek sureti ile müvekkil haksız bir şekilde borçlu haline getirilmiştir. Takibin başında tarafı olmadığı bu ilişkide müvekkilimin, kimlik numarası haricen temin edilerek dosyaya kötüniyetli olarak sonradan eklenmiştir. Müvekkil … alacaklı görünen şahsı tanımamaktadır. Yine söz konusu ilişkide kefil olan avalist şahsı da tanımamaktadır. Müvekkilin söz konusu senetle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Söz konusu kambiyo senedini imzalayan, kullanan müvekkil … değildir. Müvekkil hiç tanımadığı bir borç ilişkisinin içine kötüniyetle çekilmiştir. Senette yer alan imza müvekkil …’e ait değildir. Senette yer alan imza ile müvekkilin imza örnekleri karşılaştırılarak yapılacak olan bilirkişi incelemesinde söz konusu senetteki imzanın müvekkil …’e ait olmadığı ortaya çıkacaktır. Senet metninde borçlunun adresi olarak belirtilen Konya ili içindeki adres de müvekkil …”e ait değildir. Müvekkilim söz konusu senedin düzenlendiği gün de dahil olmak üzere daha öncesinde de Konya’da bulunmamıştır, yaşamamıştır. Kendisi Giresun doğumludur, vekaletnamede açıkça görülebileceği gibi müvekkilim İstanbul ilinde ikamet etmektedir.Adres araştırması yapılması halinde de Konya’da hiçbir zaman bulunmadığı tespit edilebilecektir. Müvekkil bahsi geçen icra takibi ve konulan hacizler nedeniyle mağdur olmuştur. Müvekkilin taşınmazları üzerine haciz konulmuş, bankalarda ticari itibari ve kredi puanı düşürülmüştür. Tüm bu nedenlerle müvekkilin borçlu olmadığının tespiti ve hakkında devam eden takibin iptali için işbu davanın açılması zarureti hasıl olmuştur.” şeklinde dava açmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; “Yukarıda esası verilen mahkemeniz dosyası davalı müvekkil aleyhine menfi tespit davası olarak açılmıştır. Tarafımızca davacı aleyhine Konya . İcra Dairesinin … E sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus takip başlatılmıştır. Davacı …’ ün T.C. Kimlik numarasının sehven yanlış bildirildiğini işbu dava ile öğrenmiş bulunmaktayız. Davadan önce tarafımıza herhangi bir ihtar veya bildirimde bulunulmamıştır. UYAP sistemi incelendiğinde bu husus anlaşılacaktır. Tarafımızca ilgili durum öğrenildiğinde Konya . İcra Müdürlüğüne yazı yazılarak, TC numarası sehven yanlış bildirilen davacı …’ ün UYAP sisteminden silinmesi ve hacizlerin kaldırılması 24.01.2022 tarihinde talep edilmiştir. İlgili İcra Dairesi de 24.01.2022 tarihli kararı ile yanlış bildirilen kimlik numarasının borçlu taraftan silinmesine sehven eklenen hacizlerin kaldırılmasına karar vermiştir. İlgili karar doğrultusunda davacının mal varlığı üzerindeki bütün hacizler kaldırılmıştır. Dolayısıyla davanın devam etmesinde, davacının hukuki yararı kalmamıştır. Uyuşmazlık icra dairesinin hatasından kaynaklanmaktadır. Müvekkil davaya sebebiyet vermemiştir. Müvekkil aleyhine yargılama gideri ile vekalet ücreti çıkarılmaması ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatindeyiz.” demiştir.
Davacı vekili mahkememizin 25/01/2022 tarihli duruşmasında; ” Uyuşmazlık tespitine ilişkin bir diyeceğimiz yoktur. dilekçemizde belirttiğimiz delillerin toplanmasını, tahkikata geçilmesini talep ederiz, ARABULUCULUĞA GEREK OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUZ, DAVANIN AÇILMASINA KENDİLERİ SEBEBİYET VERDİĞİ İÇİN YARGILAMA GİDERİ VE ÜCRETİ VEKALET TALEBİMİZ VARDIR verilen tedbir kararının davalı alacaklının icra dosyasındaki beyanları da dikkate alındığında teminatı yatırmadık.” demiştir.
Davacı vekili aynı tarihli duruşmadaki beyanında; ” Uyuşmazlık tespitine ilişkin bir diyeceğimiz yoktur. ibraz ettiğimiz tüm dilekçeleri tekrar ediyoruz, davanın reddini talep ediyoruz, ÖNCELİKLE ARABULUCULUK DAVA ÖN ŞARTI GEREĞİ YERİNE GETİRİLMEDİĞİ İÇİN USULDEN REDDİNİ TALEP EDERİZ, MAHKEME AKSİ KANAATTE İSE DAVA AÇILMASINA SEBEBİYET VERMEDİĞİMİZ İÇİN YARGILAMA GİDERİ VE ÜCRETİ VEKALETE HÜKMEDİLMEMEMİZİ TALEP EDERİZ.” demiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili davalı aleyhine Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davası açmış, davalı yan yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz etmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın kabule ilişin maddelerinde ise;
Davayı kabul MADDE 308- (1) Kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir.
(2) Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.
Feragat ve kabulün şekli
MADDE 309- (1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.
(2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
(3) Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir.
(4) Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
Feragat ve kabulün zamanı
MADDE 310- (1) Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. (2) (Ek:22/7/2020-7251/29 md.) Feragat veya kabul, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince feragat veya kabul doğrultusunda ek karar verilir.
(3) (Ek:22/7/2020-7251/29 md.) Feragat veya kabul, dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapılmışsa, Yargıtay temyiz incelemesi yapmaksızın dosyayı feragat veya kabul hususunda ek karar verilmek üzere hükmü veren mahkemeye gönderir.
Feragat ve kabulün sonuçları
MADDE 311- (1) Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir hükümleri bulunmaktadır.
İİK 72/5. Maddesinde ise” Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
(5) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz hükmü bulunmaktadır.
Tüm dosya kapsamı ayrıntılı şekilde incelendiğinde alacaklı-davalı sonradan borçlu gösterilen, davacı-borçlunun anne-babası ile takip başlangıcında bonoda ve takipte gösterilen borçlunun anne-babasının daha önceden biliniyor olması (haciz zaptı-kolluk araştırması neticesinde) karşısında haksız ve kötü niyetli takibe dahil edildiği anlaşılmakla davacının davasının, davalının kabulü olduğundan Konya 10. İcra Müdürlüğü’nün 2007/11067 Esas sayılı dosyasından davacının borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine İİK 72/5 maddesi gereğince 835,6 TL nin %20 si oranında tazminatın davalıdan alınıp davacı/borçluya verilmesine ( Yüksek Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 08/01/2014 tarih, 2013/15749; 773 sayılı ilamı da dikkate alındığında davalının haksız ve kötü niyetli olduğunun kabulü ile İİK.72/5. Maddesi gereğince davacı lehine %20 tazminatına hükmedilmesine,) ayrıca burada tartışılması gereken konu; takip konusu alacak; borç aslı mı yoksa takibe geçilen miktar mı ya da kapak hesabı mı? Yasal düzenlemede bu konuda ayrıntılı bir hüküm olmadığından Yüksek Yargıtay 19. HD’nin 10/06/2003 tarih, 2003/3010 Esas, 6152 Karar sayılı ilamı da dikkate aldığımızda, takibe geçilen miktarın dikkate alınması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır ve dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Davacının davasının, davalının kabulü olduğundan Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından davacının borçlu olmadığının TESPİTİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-İİK 72/5 maddesi gereğince 835,6 TL nin %20 si oranında tazminatın davalıdan alınıp davacı/borçluya VERİLMESİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 57,07 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 161,48 TL’nin mahsubu ile eksik yatan 104,41 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad KAYDINA,
4- Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 386,68 TL ilk yargılama harcının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5- Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 45,20 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6- Davalının yaptığı yargılama gideri olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer OLMADIĞINA,
7- Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT’ye göre hesaplanan 835,6 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8- Davacı tarafından dava başında depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/05/2022

Katip … Hakim …

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.