Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/172 E. 2023/342 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA KARAR
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – T.C,…,
VEKİLLERİ :
DAVALI : … –
VEKİLİ :
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZIM TARİHİ :

Mahkememizce verilen 09/05/2019 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 01/10/2021 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamıyla mahkememiz kararın kaldırılmasına karar verilerek dosya mahkememize iade edilmekle, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılarak yapılan inceleme sonunda
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 02/08/2018 tarihli dilekçesiyle; davalı banka tarafından davacı aleyhine Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile kredi üyelik sözlemesi dayanak yapılarak icra takibi başlatıldığını, takip dayanağı sözleşme yakından irdelendiğinde davacı borçlu olay icra takibine girişilmesi haksız ve hukuka aykırı olup, davacının borçlu olmadığının tespiti için bu davayı açmak zorundak kaldıklarını, İcra dosyasına dayanak yapılan bankacılık sözleşmelerinde borçlu olarak adı geçen kişinin dava dışı … olduğunu, davalı Bankanın evrak içerikleri irdelendiğinde hiçbir aşamada davacı …’ün isminin geçmediğini ve yine hiçbir aşamada …’e ait imza bulunulmadığını, …’ün icra dosyası borçlusu olduğu iddia edilen …’u tanımadığını, yapılan icra takibinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyan ederek, Konya . İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosysasında davacı …’ün borçlu olmadığının tespiti ile %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davalı vekili 31/08/2018 tarihi dilekçesiyle ; görev ve zamanaşımı itirazında bulunmuş, davacının sözleşmeyi müteselsil kefgil sıfatıyla imzaladığını ve sözleşme tarihinde geçerli bulunan 818 sayılı BK hükümleri uyarınca ; sözleşme değeri kefalet limiti olarak kabul edileceğinden, kefaletinin geçerli olduğunun kabulünün gerektiği, icra dosyasına yapılan itiraz dilekçesinde ise dava dışı borçlu …’a kefil olduğunu açıkça beyan ve kabul ettiğini, yazılı delil mahiyetindeki bu beyanında ödeme defi ile kefaleti kabul beyanı ile birlikte akdi ve hukuki ilişkinin artık tartışılmaz hale geldiğini beyan ederek, davacıların herhangi bir mesnedi olmayan salt alacağın tahsilini geciktirme amacına matuf iş bu davanın reddine ve %20 tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Konya. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası dosyamıza gönderilmiş, … … Şubesi’ne müzekkere yazılmış, cevabi müzekkere dosyaya alınmış, Bankacı bilirkişinden rapor alınarak taraflara tebliği sağlanmıştır.
Mahkememizce verilen 09/05/2019 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 01/10/2021 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamıyla mahkememiz kararın kaldırılmasına karar verilerek dosya mahkememize iade edilmekle, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
BAM kararı doğrultusunda Bankacı bilirkişi … 01/04/2023 tarihli bilirkişi raporuna göre ;takibe konu dosyada müşteri ile banka arasında genel kredi sözleşmesi hükümlerine bağlanmış kredi borcunun sözleşme hükümlerine aykırı davranılarak ödenmediği görülmektedir. Bankanın ise sözleşme hükümlerine istinaden kredi borçlusu … ve müteselsil kefil …’den borcu tahsil edebilmek için yasal yollara başvurduğu görülmekte olduğunu, 12.08.2008 tarihli ve 50.000-TL li le olan Genel Kredi Sözleşmesinde; Müşterek Borçlu ve Müteselsil Kefil sıfatı …’ün kefil olduğu açıkça görülmektedir. Bunun yanında Genel Kredi Sözleşmesi Madde-12’de “Kefil, banka alacağı için işlemiş ve işleyecek faizlerin tamamından sorumlu olduğunu kabul eder.” Kefaletin sözleşme hükümlerine bağlandığı da görülmektedir. Kefil …’ün 50.000-TL GKS limiti kapsamında konu borçtan sorumlu olduğu düşünülmekte olduğunu, Takibe konu dosyada bankanın taksitli kredi ürününe uygulanan faiz oranının yıllık %17,88 olduğu temerrüt ve gecikme faizinin ise GKS Madde-23 hükmüne bağlanarak yıllık faiz oranının 1,5 katı(%17,88*1,5) olarak %26,82 olarak uygulandığı görülmektedir. Sonuç olarak; Banka tarafından Kefil Sıfatı ile …’e başlatılmış olan takipte; bankanın sunmuş olduğu Sözleşmeler ve diğer belgeler doğrultusunda yapılan inceleme sonucunda takibe konu borcun 31.10.2013 tarihi itibariyle toplamda 10.362,29 TL olduğu, 31.10.2013 tarihinden tahsilatın sağlanacağı güne kadar ise -9.913,90 TL Ana Para Borcu üzerinden Yıllık %26,82 temerrüt faiz oranından hesaplanacak faiz tutarının, 10.362,29-TL tutara eklenmesi ile birlikte oluşacak nihai bedelin davalı tarafa ödenmesinin, ve bununla birlikte takibe devam edilmesinin uygun olacağı yönünde rapor bildirmiştir.
Dava, “Menfi Tespit ” davasıdır.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davalı banka tarafından davacı aleyhine Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile kredi üyelik sözlemesi dayanak yapılarak icra takibi başlatıldığını, takip dayanağı sözleşme yakından irdelendiğinde davacı borçlu olay icra takibine girişilmesi haksız ve hukuka aykırı olup, davacının borçlu olmadığının tespiti için bu davayı açmak zorundak kaldıklarını, İcra dosyasına dayanak yapılan bankacılık sözleşmelerinde borçlu olarak adı geçen kişinin dava dışı … olduğunu, davalı Bankanın evrak içerikleri irdelendiğinde hiçbir aşamada davacı …’ün isminin geçmediğini ve yine hiçbir aşamada …’e ait imza bulunulmadığını, …’ün icra dosyası borçlusu olduğu iddia edilen …’u tanımadığını, yapılan icra takibinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyan ederek, Konya . İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosysasında davacı …’ün borçlu olmadığının tespiti ile %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiği, davanın İİK.72. maddesine dayalı menfi tespit davası olduğu, İİK.72.maddesinde; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir….” şeklinde, 6102 sayılı TTK.778/1-d maddesi yollaması ile TTK’nun 687.maddesinde; “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. (2) Alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde, 6102 sayılı TTK’nun 825.maddesinde;”(1) Borçlu, emre yazılı bir senetten doğan alacağa karşı ancak senedin geçersizliğine ilişkin veya senet metninden anlaşılan def’ilerle alacaklı kim ise ona karşı, şahsen haiz bulunduğu def’ileri ileri sürebilir.(2) Borçlu ile önceki hamillerden biri veya senedi düzenleyen kişi arasında doğrudan doğruya varolan ilişkilere dayanan def’ilerin ileri sürülmesi, ancak senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde caizdir.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı görülmektedir.
Dosya İncelendiğinde ; Mahkememizin daha önce … Esas , … Karar sayılı ilamı ile vermiş olduğumuz kabul kararının Konya BAM . Hukuk Dairesince bozularak yeniden yargılanmak üzere mahkememize gönderildiği, bozma doğrultusunda önceki kararda mahkememize gönderilmeyen eksik evrak asıllarının mahkememize gönderildiği ve söz konusu evraklar ile beraber dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi raporu doğrultusunda davacının dava konusu borçtan dolayı sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan yargılamada davacının dava dışı üçüncü bir şahıs … heline kefil olduğu, söz konusu kefaletin devam ettiği, …’un borçlarını ödemediği her ne kadar davacının kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu iddia ettiyse de yapılan sözleşmede isminin olduğu, kefalet şekil şartlarına uymuş olduğu, kefalet süresinin devam ettiği bu nedenle davacının dava dışı üçüncü şahsın borcundan dolayı sorumlu olduğu anlaşılmakla açmış olduğu davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davalı vekilince ispatlanamaması nedeniyle kötü niyet tazminatının REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 176,96 TL harcın mahsubu ile davacı tarafından fazladan yatırıldığı anlaşılan 2.94 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yatırılan 176,96 TL istinaf karar harcının Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 01/10/2021 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı doğrultusunda talep halinde davalıya İADESİNE,
6-Davalı tarafından yapılan 4,50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca (dava değerinin 10.362,29 TL olduğunun kabulü ile) davalı vekili için 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
8-Taraflarca tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın, kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin istek halinde taraflara iadesine, karar kesinleşinceye kadar iade alınmaz ise gider avansının artan kısmının 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde re’sen taraflara İADESİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar bakımından kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/06/2023

Katip … Hakim …