Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/165 E. 2022/394 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :
KARARIN MAHİYETİ : KABUL

Mahkememizde görülmekte bulunan ” Tazminat ” davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24/12/2015 günü saat 07:55 sıralarında dava dışı sigortalı araç sürücüsü … idaresindeki … plaka sayılı motorsiklet ile … sokağı takiben … Caddesine doğru seyir halinde iken … ile … Sokak kavşağına geldiği esnada solundan, kavşağa giren sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı kamyonet tarafından çarpılması sonucunda meydana gelen trafik kazasında motorsiklette yolcu olarak bulunan …’nın ağır şekilde yaralandığını ve çalışma gücünün azaldığını, şikayet yokluğu nedeniyle sürücüler hakkında Karaman Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma ve … Karar sayılı dosyasında KYOK verildiğini, kazaya karışan ve dava dışı sürücü … adına kayıtlı olan … pkala sayılı motorsikletin davalı … Sigorta tarafından 12/10/2015 başlangıç ve 12/10/2016 bitiş tarihli olarak ZMMS kapsamında sigortalandığını, müvekkilinin Karaman Devlet Hastanesi’nde tedavi gördüğünü ve gerekli ameliyatlarının yapıldığını, Karaman Devlet Hastanesi tarafından düzenlenmiş 23/08/2017 tarihli Engelli Sağlık Kurulu raporunda engel oranı verilmediğini, yapılan yanlışlığın düzeltilmesi için yargılama sırasında yeniden rapor alınması talebinde bulunacaklarını, müvekkilinin … doğumlu olduğunu ve kaza tarihinde döner dükkanında garson olarak çalışmakta ve kazanç elde etmekte olduğunu, müvekkilinin kaza nedeniyle almış olduğu tedaviden beklenen sonucu alamadığını, müvekkilinin garson olması nedeniyle eskisi kadar iş ve işlemlerini sağlıklı yerine getiremediğini, eskisi gibi koşamaz ve yürüyemez olduğunu efor sarfettiren iş ve işlemlerini eskisi gibi yapamadığını, çalışma gücünü büyük oranda kaybettiğini, sigorta poliçesinin sakatlanma teminatı klozu kapsamında müvekkilinin geçici iş göremezlik süresinde uğradığı maddi zararı ile çalışma gücünün azalmasından doğan maddi zararının tazminine karar verilmesini bu amaçla iş bu davayı açtıklarını, sigorta şirketine 18/10/2017 tarihinde yazılı olarak başvuruda bulunduklarını ancak davalı sigorta şirketinin “talebin reddedildiğini” yazılı olarak cevap verdiklerini ve herhangi bir ödeme yapmadıklarını, bu nedenle açmış oldukları davanın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kabul edilerek belirlenecek miktarın müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davalı yana hükmedilmesini talep ettikleri görülmektedir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davanın zamanaşımı yönünden reddinin gerektiğini, aynı zamanda müvekkili şirketin ikametgahının Ümraniye/İstanbul olması nedeniyle de yetki itirazında bulunduklarını davaya bakmaya yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, 15/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS genel şartları uyarınca geçici sürekli iş gücü kaybı ve bakıcı giderleri gibi zararların teminatları dışında kaldığını, bu konudaki sorumluluğun SGK başkanlığı üzerinde olduğunu, bu nedenle husumetin SGK başkanlığı’na yöneltilmesini talep ettikleri, davacı tarafın ZMMS poliçesi nedeni ile müvekkili şirketten tazminat talep ettiklerini, meydana gelen kazanın poliçe konusu olmadığını, davacı tarafça tazminat talep edilen hasarın poliçe ile teminat altına alınmış bir rizikodan dolayı meydana gelmediğini, meydana gelen kazada sürücü …’nın işleten olduğunu, aracın maliki ve sigogrtalısı olduğunu, tazminatın sigorta genel şartları gereğince rücu edilebileceğinden aynı haneye rücu nedeni ile tazinat talebinin reddinin gerektiğini, aynı zamanda kazanın meydana gelmesinde tarafların kusur durumunun belirlenmesi gerektiğini, yargılama sırasında ZMMS genel şatları irdelenerek teminat dışında kalan hallerin de dikkate alınması gerektiğini, hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı ilkesi gereğince kusurlu davacının tazminat talebinin reddinin gerektiğini, aynı zamanda geçici sürekli şi gücü kaybı, bakıcı ve tedavi giderlerinin teminatları dışında kaldığını, geçici sürekli iş görememezlik zararının tedavi- bakıcı giderleri trafik sigortacısının sağlık giderleri klozundan ödediği bir tazimnat olmakla tedavi saglık giderleri klozundan ödenen tüm tazminatların sigorta şirketinin sorumluluğundan çıktığını, bu zararların ödenmesiyle ilgili solrumluluğun SGK ya ait olduğunu, geçici sürekli iş göremezlik zararına ilişkin olarak tazmin sorumluluklarının kalmaması nedeniyle tüm taleplerin reddinin gerektiğini, maluliyet oranının 0-69 arasında olması durumunda ZMMS ekinde bulunan sürekli s akatlık tazminatı hesaplamasına ilişkin düzenleme gereğince sigorta şirketlerinin sorulluğunun sona erdiğini, aynı zamanda davacıya SGK tarafından yapılan ödemelerin celbi ile ödeme tarihlerinin irdelenmesi ve miktarların güncellenerek mahsup edilmesi gerektiğini, müvekkili şirket davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, müvekkilinin temerrüde düşmediğini, müvekkili şirketin faiz ve mahkeme masrafları yönünden sorumluluğunun bulunmadığını, eğer hükmedilecek bir faiz var ise de bu tarihin karar tarihi olması gerektiğni, aynı zamanda ceza davasının sonucunun bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, dava dilekçesinde talep edilen tazminat miktarının da son derece fahiş olduğunu, bu miktarın kabulünün mümkün olmadığını, açılan davanın reddi ile yapılan yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davacı yana hükmedilmesini talep ettikleri görülmektedir.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosyamız oransal kusur durumunun belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu’na gönderilmiş olup, kurum tarafından düzenlenen raporda özetle; Motorsiklet sürücüsü …’nın %100 oranında kusurlu olduğu, kamyonet sürücüsü …’nın ise kusursuz olduğunun belirlendiği görülmüştür.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosya Adli Tıp Uzmanlarından oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetine gönderilmiş bilirkişi heyeti raporunda özetle; Kişiye verilecek toplam tedavi masraflarının 9.000,00 TL olduğunu ve bu miktara 18 ay boyunca kazanç kaybının ve bakıcı giderlerinin de eklenmesinin uygun olacağını, bu hesaplanan giderin SGK tarafından karşılanmayacağını, giderlerin sigorta şirketi veya kusurlu tarafça kusur oranında paylaştırılmasının uygun olacağının bildirildiği görülmüştür.
Dosya tazminat hesaplama bilirkişisine tevdii edilmiş olup, bilirkişinin raporunda özetle; Davacı …’nın geçici iş göremezlik nedeniyle 23.952,90 TL ve sürekli iş gücü kaybı nedeniyle 152.580,08 TL maddi tazminat alacağının bulunduğiun, geçici iş göremezlikten kaynaklı sigorta şirketinin sorumluluk hukukuna göre sorumluluğunun bulunup bulunmadığının mahkemenin takdirinde olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Mahkememiz dosyasına ibraz edilen tüm bilirkişi raporlarının taraflara usulüne uygun olarak tebliğe çıktığı görülmüştür.
Davacı vekilinin 29/08/2019 havale tarihli ıslah dilekçesi ibraz ettiği görülmüş, ıslah dilekçesi ekinde gerekli harcın yatırıldığı görülmüştür.
Islah dilekçesi davalı yana usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce verilen … Esas, … Karar sayılı ilam ile 03/11/2021 tarihinde davacının davasının kabulü ile davacının geçici iş göremezlik zararı 23.952,90 TL ve sürekli iş gücü kaybı zararı 152.580,08 TL toplamı olan 176.532,98 TL nin dava tarihi olan 14/11/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine dair karar verildiği, kararın davacı vekilinin 16/12/2021 tarihli istinaf dilekçesine istinaden ilgili BAM’a gönderildiği görülmüştür.
Mahkememiz dosyasının Konya BAM . HD’ye gönderildiği, . HD tarafından verilen 24/02/2022 tarihli … Esas, … Karar sayılı ilamı ile Mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür.
Dosyanın mahkememize gönderildiği ve … Esas sırasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosyanın Aktüerya Hesap Uzmanı bilirkişi Av. …’a tevdi edildiği, bilirkişinin raporunda özetle; davacı …’nın geçici iş göremezlik zararının 19.154,74 TL, sürekli iş göremezlik zararının ise 337.725,69 TL olduğu bildirilmiştir.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporu usulüne uygun olarak tebliğe çıkarılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili talebinde 24/12/2015 günü saat 07:55 sıralarında dava dışı sigortalı araç sürücüsü … idaresindeki … plaka sayılı motorsiklet ile … sokağı takiben … Caddesine doğru seyir halinde iken … ile … Sokak kavşağına geldiği esnada solundan, kavşağa giren sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı kamyonet tarafından çarpılması sonucunda meydana gelen trafik kazasında motorsiklette yolcu olarak bulunan …’nın ağır şekilde yaralandığını ve çalışma gücünün azaldığını, şikayet yokluğu nedeniyle sürücüler hakkında Karaman Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma ve … Karar sayılı dosyasında KYOK verildiğini, kazaya karışan ve dava dışı sürücü … adına kayıtlı olan … pkala sayılı motorsikletin davalı … Sigorta tarafından 12/10/2015 başlangıç ve 12/10/2016 bitiş tarihli olarak ZMMS kapsamında sigortalandığını, müvekkilinin Karaman Devlet Hastanesi’nde tedavi gördüğünü ve gerekli ameliyatlarının yapıldığını, Karaman Devlet Hastanesi tarafından düzenlenmiş 23/08/2017 tarihli Engelli Sağlık Kurulu raporunda engel oranı verilmediğini, yapılan yanlışlığın düzeltilmesi için yargılama sırasında yeniden rapor alınması talebinde bulunacaklarını, müvekkilinin … doğumlu olduğunu ve kaza tarihinde döner dükkanında garson olarak çalışmakta ve kazanç elde etmekte olduğunu, müvekkilinin kaza nedeniyle almış olduğu tedaviden beklenen sonucu alamadığını, müvekkilinin garson olması nedeniyle eskisi kadar iş ve işlemlerini sağlıklı yerine getiremediğini, eskisi gibi koşamaz ve yürüyemez olduğunu efor sarfettiren iş ve işlemlerini eskisi gibi yapamadığını, çalışma gücünü büyük oranda kaybettiğini, sigorta poliçesinin sakatlanma teminatı klozu kapsamında müvekkilinin geçici iş göremezlik süresinde uğradığı maddi zararı ile çalışma gücünün azalmasından doğan maddi zararının tazminine karar verilmesini bu amaçla iş bu davayı açtıklarını, sigorta şirketine 18/10/2017 tarihinde yazılı olarak başvuruda bulunduklarını ancak davalı sigorta şirketinin “talebin reddedildiğini” yazılı olarak cevap verdiklerini ve herhangi bir ödeme yapmadıklarını, bu nedenle açmış oldukları davanın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kabul edilerek belirlenecek miktarın müvekkiline ödenmesini istediğini bildirmiş, davalı yan yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz etmiştir, konunun 6098 sayılı TBK.49.-56.maddeleri ve KTK.85. ve devam eden maddelerinde düzenlendiği TBK.49/1. Maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde, TBK.54.maddesinde; “Bedensel zararlar özellikle şunlardır:1. Tedavi giderleri.2. Kazanç kaybı.3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” şeklinde, KTK.85. maddesinde;”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar……………….İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” şeklinde, KTK’nun 86/1.maddesinde;”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” şeklinde, KTK’nun 91/1.maddesinde;”İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde, KTK’nun 92.maddesinde(6704 S.K. 4. Mad. İle değişiklik öncesi);”Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler, d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar, f) Manevi tazminata ilişkin talepler.” şeklinde, KTK’nun 97.maddesinde(6704 S.K. 5. Mad. İle değişiklik öncesi);”Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” şeklinde, KTK’nun 99.maddesinde(6704 S.K. 6. Mad. İle değişiklik öncesi);” Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceğinin düzenlendiği, kazaya karışan aracın davalı … Sigorta tarafından 12/10/2015 başlangıç ve 12/10/2016 bitiş tarihli olarak ZMMS kapsamında sigortalandığını, meydana gelen kazada davacının ağır biçimde yaralandığını ve efor sarfettiren işleri yeterince yerine getiremediğini, tarafların kusur durumunun belirlenmesi için alınan bilirkişi raporunda motorsiklet sürücüsü …’nın %100 oranında kusurlu olduğu, kamyonet sürücüsü …’nın ise kusursuz olduğunun belirlendiği, Adli Tıp Uzmanlarından oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetine gönderilmiş bilirkişi heyeti raporunda davacıya verilecek toplam tedavi masraflarının 9.000,00 TL olduğunu ve bu miktara 18 ay boyunca kazanç kaybının ve bakıcı giderlerinin de eklenmesinin uygun olacağını, bu hesaplanan giderin SGK tarafından karşılanmayacağını, giderlerin sigorta şirketi veya kusurlu tarafça kusur oranında paylaştırılmasının uygun olacağının bildirildiği, hesaplama bilirkişisinin raporunda davacı …’nın geçici iş göremezlik nedeniyle 23.952,90 TL ve sürekli iş gücü kaybı nedeniyle 152.580,08 TL maddi tazminat alacağının bulunduğun, geçici iş göremezlikten kaynaklı sigorta şirketinin sorumluluk hukukuna göre sorumluluğunun bulunup bulunmadığının mahkemenin takdirinde olduğunun bildirildiği görülmüştür aynı zamanda TBK 72 maddesi uyarınca “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.Haksız fiil dolayısıyla zarar gören bakımından bir borç doğmuşsa zarar gören, haksız fiilden doğan tazminat istemi zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcu ifadan kaçınabilir.” KTK 109 maddesine “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.Zamanaşımı, tazminat yükümlüsüne karşı kesilirse, sigortacıya karşı da kesilmiş olur. Sigortacı bakımından kesilen zamanaşımı, tazminat yükümlüsü bakımından da kesilmiş sayılır.Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar.Diğer hususlarda, genel hükümler uygulanır.” TCK 66 “1) Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası; a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl, b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl, c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl, d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl, e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl, Geçmesiyle düşer. (2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer. (3) Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri de göz önünde bulundurulur. (4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır. (5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/8 md.) Aynı fiilden dolayı tekrar yargılamayı gerektiren hallerde, mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye başlar. (6) Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs halinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar. (7) Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet veya on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi halinde dava zamanaşımı uygulanmaz.” TCK 67 ” (1) Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, izin veya karar alınması veya diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin sonucuna bağlı bulunduğu hallerde; izin veya kararın alınmasına veya meselenin çözümüne veya kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zamanaşımı durur. (2) Bir suçla ilgili olarak; a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi, b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi, c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi, d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi, Halinde, dava zamanaşımı kesilir. (3) Dava zamanaşımı kesildiğinde, zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması halinde, zamanaşımı süresi son kesme nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar. (4) Kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar. ” hükümlerinin geçerli olduğu, davalı yanın zamanaşımı definde bulunduğunu ancak yasal mevzuat ve davanın açıldığı tarihi dikkate aldığımızda (suç tarihi 24/12/2015 davanın açıldığı tarih ise 14/11/2017) zamanaşımına uğramadığı anlaşılmakla bu savunmaya itibar edilmemiş, dosya kapsamına kazandırılan tüm raporların ayrıntılı ve denetimine açık olması nedeniyle hükme esas alındığı, davacı vekilinin 29/08/2019 havale tarihli ıslah dilekçesi sunduğu ve ıslah harcını yatırdığı görülmüş ve bu kapsamda davanın kabulü ile Yüksek Yargıtay . HD’nin … Esas, … Karar sayılı ilamı, aynı dairenin … , … sayılı ilamları, Konya BAM . HD’nin … E, … K, ve aynı dairenin … Esas, … K, sayılı 28/01/2021 tarihli ilamları, Yargıtay . HD’nin 24/02/2021 tarihli … Esas, … Sayılı ilamı, Yargıtay . HD’nin … Esas, … Karar ile 22/06/2021 tarihli ve Yargıtay . HD’nin … Esas, … K sayılı ilamının da aynı doğrultuda olduğu, ayrıca Yargıtay . HD nin 10/01/2022 tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamı “… TRH 2010 adı verilen Ulusal Moralite Tablosu hazırlanmıştır, gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel veriler içerdiği göz önüne alındığında dairemizce de tazminat hesaplarında TRH 2010 tablosuna göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir…” şeklinde karar verildiği ve Yargıtay HGK’nın 02/12/2021 tarih … -… , … Karar sayılı ilamında da TRH 2010 tablosunun uygulanacağı yönünde oy birliği ile karar verilmiş olup) emsal kararlar da dikkate alındığında davacının davasının kabulü ile; davacının davalı aleyhine açtığı tazminat davasında hesaplanan meblağ üzerinden 6098 sayılı TBK’nın 52/1. Maddesi gereğince taktiren %20 indirim yapılarak (Konya BAM . HD’nin … Esas, … Karar sayılı ilamı da dikkate alındığında hesaplanan tazminat miktarları üzerinden indirim yapılarak) geçici iş göremezlikden kaynaklı 19.154,74 TL ve kalıcı maluliyet zararına bağlı olarak 337.725,69 TL olmak üzere toplamda 356.880,43 TL ise de davalı poliçe limitleri ile sorumlu olduğundan, geçici iş göremezlik 19.154,74 TL ve kalıcı iş göremezlik 290.000,00 TL olmak üzere toplam 309.154,74 tl nin dava tarihi olan 14/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere) davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Davacının davasının KABULÜ İLE;
2-Davacının davalı aleyhine açtığı tazminat davasında hesaplanan meblağ üzerinden 6098 sayılı TBK’nın 52/1. Maddesi gereğince taktiren %20 indirim yapılarak geçici iş göremezlikden kaynaklı 19.154,74 TL ve kalıcı maluliyet zararına bağlı olarak 337.725,69 TL olmak üzere toplamda 356.880,43 TL ise de davalı poliçe limitleri ile sorumlu olduğundan, geçici iş göremezlik 19.154,74 TL ve kalıcı iş göremezlik 290.000,00 TL olmak üzere TOPLAM 309.154,74 TL nin dava tarihi olan 14/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere) davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 21.118,360 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL ve 29/08/2019 tarihli 602,89 TL ıslah harcı ile 23/08/2021 tarihli ıslah harcı olan 470,00 TL toplamı 1.104,29 TL harcın mahsubu ile bakiye 20.014,07 TL harcın davalıdan (kaza tarihinde geçerli olan poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) tahsili ile hazineye irad KAYDINA,
4-Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 67,40 TL ilk yargılama harcı, 29/08/2019 tarihli 602,89 TL ıslah harcı ile 23/08/2021 tarihli ıslah harcı olan 470,00 TL toplamı 1.140,29 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan toplam 3.307,58 TL lik yargılama gideri ile 12/09/2018 tarihli 133 TL lik makbuz, 25/10/2018 tarihli 76 TL lik makbuz, 12/09/2018 tarihli 250 TL lik makbuz, 15/10/2018 tarihli 250 TL lik makbuz ile04/11/2021 tarihli 400, TL lik ödeme dekontu TOPLAMI 4.416,58 TL lik yargılama giderinin davalıdan (kaza tarihinde geçerli olan poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı tarafından yapılan 100 TL lik yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.’ne göre hesaplanan 30.090,83 TL vekalet ücretinin davalıdan (kaza tarihinde geçerli olan poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından dava başında depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/07/2022

Katip Hakim

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.