Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/159 E. 2022/492 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :
Konya . İcra Dairesi : …

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ :
DAVALI : … – …
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :
KARARIN MAHİYETİ : GÖREVSİZLİK

Mahkememizde görülmekte bulunan ” İtirazın iptali ” davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ” Almanya’da ikamet eden davacı, Almanya’daki mülkünde kurullanılmak/ monte edilmek üzere, 16.08.2020 tarihli Sipariş Formunda yazılı “… ” ve eklerini davalı şirketten satın almıştır. Davacı siparişiyle birlikte, sipariş ettiği “… ebatlarını, niteliklerini ve özellikleri ile tentenin kurulacağı yerin ebat ve özelliklerini davalı şirkete bildirilmiştir. Buna ilişkin taslak, kroki ve benzer belgeler dilekçemiz ekinde mahkemenize ibraz edilmiştir. Buna göre …; 2 parça halinde, her birinde 4’er adet olmak üzere toplam 8 adet motoru bulunan, A kalite 1. sınıf olması, diğer ebat ve özellikleri sipariş formunda ve işbu dava dilekçemiz ekinde ibraz ettiğimiz belgelerde belirtilen şekilde olması ve 10.09.2020 tarihine kadar davacıya teslim edilmesi kararlaştırılmıştır. Tarafların icap ve kabulleri üzerine davacı, satış bedeli olarak davalı şirkete 18.09.2020 günü 7.500,00 Euro, 06.10.2020 günü 8.546,00 Euro ve nakliye bedeli olarak 1.500,00 Euro olmak üzere toplam 17.546,00 Euro ödemiştir. Davalı şirket, davacının satın aldığı … ve eklerini, çeşitli bahanelerle, kararlaştırılan 18.09.2020 gününe kadar davacıya teslim etmeyerek temerrüde düşmüştür. Davacının yoğun çabaları ve ısrarları üzerine, 17.11.2020 günü Mersin Gümrük Müdürlüğü’ne, davalı şirket tarafından siparişe uygun olmayan (8 motor yerine 4 motorlu, iki parça yerine tek parça, ebatları hatalı ve saire…) … ve eklerini getirmiştir. Davacı, sipariş edilen malın, sipariş edilenden farklı olması, davacının mülkünde kullanılmasının rantabl olmadığını, hatta mümkün olmadığını görünce, davacı bu durumu davalı şirkete bildirerek hataların giderilmesini, siparişe uygun malın teslim edilmesini istemiş ve bu haliyle malı kabul edemeyeceğini bildirmiştir. Davalı şirket ise, varsa hataları gidereceğini ve gerekli düzeltmeleri yapacağını bildirerek, Mersin Gümrük Müdürlüğünden malı geri almıştır. Malın gümrükleme işlemlerini gerçekleştiren ve gümrükleme işlemlerinde davalı şirket vekili olarak hareket eden … Ltd. Şti.’nin, malın gümrükten çıkarılması için Mersin Gümrük Müdürlüğü’ne verdiği dilekçenin ve malın liman sahasından çıkarılmasına ilişkin tutanağın birer örneğini dilekçemiz ekinde ibraz ediyoruz. Davacının bedelini ödeyerek satın aldığı yukarıda bahsi geçen malların davalı şirket tarafından, kararlaştırılan nitelikte ve sürede davacıya teslim edilmemesi üzerine, davacı tarafından davalı şirkete, Konya . Noterliği vasıtasıyla 01.10.2021 tarihli ihtarname gönderilerek, taraflar arasındaki sözleşme feshedilmiş ve davacının ödediği satış bedellerinin iade edilmesi istenilmiştir. Davalı taraf; davacıya hiç bir mal teslimi yapmadığından ve sözleşmenin feshiyle, aldığı dövizi iade etmesi yönündeki ihtara rağmen, satış ve nakliye bedeli olarak aldığı dövizi davacıya iade borcunu da yerine getirmediğinden, davacı tarafından davalı şirket aleyhine Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden “İlamsız İcra Takibi” (Örnek 7) yapılmıştır. Davalı (borçlu) şirket vekilinin, icra dairesine ibraz ettiği 24.01.2022 tarihli dilekçesiyle borca itiraz etmesi üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verilmiştir. Bunun üzerine, davalı şirket aleyhine açacağımız “itirazın iptali davasının” veya doğrudan açacağımız ya da itirazın iptali davasının yargılaması sırasında gelişecek olaylara göre davayı ıslah etmek suretiyle davanın dönüşeceği “alacak davasının” dava şartının yerine getirilmesi için arabuluculuk başvurusunda bulunulmuştur. Konya Arabuluculuk Bürosunun … Başvuru ve … Arabuluculuk numaralı, Arabulucu Av. … nezdinde yapılan arabuluculuk toplantıları sonunda, tarafların anlaşamadığına dair 25.02.2022 tarihli Arabuluculuk Son Tutanağını dilekçemiz ekinde ibraz ediyoruz. Davalı (borçlu) şirket borca itirazında haksızdır. Davacının alacağı, yukarıda arz ettiğimiz olaylar kapsamıyla ve aşağıda sıraladığımız tüm delillerimizin toplanılması sonucu sabit olacaktır. Davacının likit ve muaccel bir alacak olmasına rağmen davalı taraf, borcu ödememeye ve haksız kazanç temin etmeye yönelik olarak, herhangi bir sebep göstermeden borca itiraz etmiştir. Bütün bu nedenlerle, fazlaya ilişkin her türlü haklarımız saklı kalmak kaydıyla, davalının Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibindeki borca itirazının iptaline, icra takibinin devamına, dava konusu alacağın % 20′ sinden az olmamak üzere tarafımıza icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesi talebiyle Sayın Hakimliğinize başvurma gereği hasıl olmuştur. ” şeklinde dava açmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; ” Müvekkil aleyhine davacı … tarafından 17/01/2022 tarihinde Konya . İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyası ile 17.546,00 EUR tutarlı takip başlatılmış; 24/01/2022 tarihinde tarafımızca borca itiraz edilmiştir. Davacı taraf, sayın mahkemeniz nezdinde müvekkil aleyhine itirazın iptali davası açmıştır. 6102 sayılı T.T.K’nun 5/A maddesi gereğince dava şartı olan dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olup ve anlaşmaya varılamamıştır. Öncelikle nispi ticari davadan söz edebilmek için hem davalı hem davacının tacir olması ve ticari uyuşmazlığın da tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerekmektedir. Davacı … tacir değildir. Bu sebeple dava Görevsiz Mahkemede açılmıştır. Dolayısıyla Mahkemenizce GÖREVSİZLİK KARARI verilerek bu dosyanın Görevli Mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin … E. … K.02/05/2018 tarih sayılı kararı) Davacı dava dilekçesinin 1.maddesinde “siparişi ile birlikte,Sipariş ettiği … ebatlarını, niteliklerini ve özellikleri ile tentenin kurulacağı yerin ebat ve özelliklerini müvekkil şirkete bildirdiğinden” bahsetmektedir. ncak davacı bu iddiasına ilişkin olarak İMZASI MÜVEKKİLE AİT OLMAYAN SİPARİŞ FORMU İLE YİNE İMZASIZ BİR TAKIM ÇİZİMLERİ dilekçesine eklemiştir. Bu nedenle davacının taraflarca imzalandığı söylenen Sipariş Form aslını İMZAYA ESAS OLMAK ÜZERE İŞ BU DAVA DOSYASINA SUNMASI gerek ve şarttır. davacı yine dava dilekçesinde “sipariş ettiği malın sipariş edilenden farklı olması ve mülkünde kullanılmasının uygun olmaması bu haliyle malı kullanmasının mümkün olmadığını görünce bu durumu müvekkil şirkete bildirerek müvekkilin malı mersin gümrük limanından almasını kendisinin istediğini ikrar etmiştir.” Kısaca davacı Almanya’da ikamet ederken hiç görmediği malın özelliklerini beğenmemiş ve bu nedenle MÜVEKKİLE BİLDİRİM YAPMIŞ VE GÜMRÜKTEN EŞYANIN GERİ ÇEKİLMESİNİ sağlamıştır. Bu nedenle davacıyı müvekkile yaptığını belirttiği bidirimi ispatlamaya ve Almanya’dan Mersin Limanına yüklenen malı nasıl gördüğünü ve malın geri çekilmesi bildirimini nasıl yaptığını ispata davet ediyoruz. Aslında işin özü; davacı aynı malı daha ucuza yapan bir yer bulmuş bunun içinde müvekkilden iş bu malı almaktan vazgeçmek için türlü türlü, -Pergolenin Siparişe uygun olmadığı, UYGUN PERGOLENİN YAPILMASI İÇİN MÜVEKKİLE BİLDİRİMİN YAPILDIĞI gibi- bahaneler bularak müvekkilin emeğini boşa çıkarma ödediği bedeli geri alma gayesi gütmüştür. Yukarıda da izah ettiğimiz üzere davacının, dava dilekçesinde de bahsettiği üzere YAPILAN PERGOLENİN KENDİ İSTEDİĞİ UYGUN OLMADIĞI GEREKÇESİYLE PERGOLENİN İSTEDİĞİ DOĞRULTUSUNDA YAPILMASI İÇİN MÜVEKKİLE YAPTIĞINI İDDİA ETTİĞİ BİLDİRİMİ SUNMAYA DAVET EDİYORUZ. Aksi davacının yukarıda izah ettiğimiz davacının aynı malı daha ucuz bulduğu iddiamızı doğrular niteliktedir. Kaldı ki imzayı kabul etmemekle birlikte davacının dosyaya sunduğu sipariş formunda dahi “… ” ve eklerinin ebatları, motor özellikleri belirtilmemiştir. Davalı Müvekkil şirket yetkilisi, Davacının satın aldığı … ve eklerini teslim etmek üzere Mersin Gümrük Müdürlüğü’ne götürmüş fakat davacı müvekkile DAVA DİLEKÇESİNDE DE İKRAR ETTİĞİ ÜZERE teslim almak istemediğini belirterek malı gümrükkten geri çektirmiştir. Oysa ki sipariş edilen mal iki parça ve ebatları doğru olarak hazırlanmış olup teslim edilmek üzere Mersin Gümrük Müdürlüğüne götürülmüştür. Bilirkişi incelemesi yapılması halinde ebatlarının doğru olduğu ortaya çıkacaktır. Mersin Gümrük Müdürlüğüne teslim edilen mal, davacı tarafından haklı sebep olmaksızın, sırf aynı malı daha ucuza bulduğu için Mersin Gümrük Müdürlüğünden müvekkile geri çektirilmiştir ki, davacı dava dilekçesinde malın kendisi tarafından çektirildiğini kabul etmektedir. Davacı taraf ile müvekkil anlaşma gereğince 4 motorlu, tek parça ve ebatları davacı tarafın istediği şekilde ona göre hazırlanmış olup bu şekilde davacı tarafa ifa etmek istemiş davacı taraf haklı sebep olmadan ifayı reddederek alacaklı temerrüdü oluşmuştur. Bu sebeple borçlunun temerrüdünün sonuçlarını ortadan kalkmıştır. Kaldı ki,müvekkil malları alması için davacıya ihtar dahi çekmiştir. Davacı taraf dilekçesinde her ne kadar satış bedeli olarak müvekkil şirkete 18/09/2020 günü 7.500,00 EUR, 06/10/2020 günü 8.546,00 EUR ve nakliye bedeli olarak 1.500,00 EUR olmak üzere toplam 17.546,00 EUR ödendiğini ve teslim edilmediğini iddia etmiş olsa da 30/10/2020 tarihli faturada (EK-1) yazılı ürünlerden … dışındaki ürünlerin tamamının teslim alındığı ortadadır. 30/10/2020 tarihli faturada da görüleceği üzere “… ” hizmeti için 16.046,25 EUR tutarında fatura düzenlendiği ancak yazımız ekinde gönderilen … fiş nolu dekontdan da görüleceği üzere … Hizmeti için ödenen tutar sadece 8.546,00 EUR’dur.Bakiye kalan 7.500,25 Euro ve Nakliye bedeli de müvekkile ödenmemiştir. Davacı taraf … için sadece 8.546,00 EUR ödeme yapmıştır. Davacının dosyaya sunduğu tahsilat makbuzları da gerçeği yansıtmamaktadır. Kaldı ki davacının tahsilat makbuzu adı altında sunduğu belgelerdeki imzalar da müvekkile ait değildir. Bu nedenle banka dekontu dışındaki tahsilat makbuzları öne sürülerek yapıldığı iddia edilen ödemeyi de kabul etmiyoruz. Davacı taraf nakliye bedeli olan 1.500,00 EUR’yu talep etmiş olması da ayrıca düşündürücüdür. Müvekkile malı geri çektiren kendisidir. Nakliye ücreti ödeyen de müvekkildir. Kaldı ki davacı ödemediği nakliye bedelini de müvekkilden iade istemektedir. Kaldı ki ticari teamül gereği faturada belirtilen ürünlerin tamamının nakliye ücreti davacı tarafından karşılanmalıdır ki zaten bu mal yurt dışına Nitekim … dışındaki tüm ürünlerin nakliye ücreti müvekkilimiz tarafından karşılanmış ve ürünler teslim alınmış olup buna ilişkin 05/07/2021 tarihinde Sarıaltın GMBH’ye ihtarname çekilmiştir.Nakliye ücretinin müvekkilimiz tarafından karşılandığından davacı tarafça istenilmesi sebepsiz zenginleşme teşkil etmektedir. Davacı tarafından dosyaya sunulan 4 Aralık 2020 tarihli 1.987,00 EUR tutarlı tahsilat makbuzu, 30 Eylül 2020 tarihli 1.987,00 EUR tutarlı tahsilat makbuzu, 19 Aralık 2020 tarihli 3.656,34 EUR tutarlı tahsilat makbuzu, 9 Ocak 2021 tarihli 4.500,00 EUR tutarlı tahsilat makbuzu, 01 şubat 2021 tarih 4.415,67 EUR tutarlı tahsilat makbuzlarındaki “ödemeyi alan ” kısmına müvekkil şirket kaşesinin basıldığı ancak tahsilat makbuzlarındaki imza müvekkil şirket yetkilisi … ‘e ait değildir. Müvekkile ait imza örneklerinin ilgili kurumlardan celbini talep ederiz. Söz konusu imza örnekleri geldiğinde tahsilat makbuzlarındaki imza ile karşılaştırılarak bilirkişi incelemesi sonucunda da imzanın müvekkile ait olmadığı açıkça ortaya konulacaktır. İş bu davaya konu alacak likit değildir.Bu nedenle davacının tazminat talepleri de geçerli değildir. Yukarıda izah edilen hususlar doğrultusunda öncelikle Mahkemenizin görevsiz olduğundan görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir. Yukarıda da izah ettiğimiz üzere davacı kötüniyetli hareket etmekte,hem müvekkile davaya konu malları gönderme demekte hem de hiç görmediği mallar için işbu davayı açmaktadır. Bu sebeple; müvekkilimizden herhangi bir hak ve alacağı bulunmayan davacının iş bu davasının reddi gerekmektedir.” şeklinde cevap vermiştir.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca Konya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’ne müzekkere yazılarak davacı şahsın herhangi bir esnaf ve sanaktar bilgisinin bulunup bulunmadığının sorulduğu, gelen cevabi yazıda davacının herhangi bir esnaf ve sanaktar kaydının olmadığı bildirilmiştir.
Konya Ticaret Sicili Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacı şahsın herhangi bir tacir kaydının bulunup bulunmadığı sorulmakla, gelen cevabi yazıda davacı şahsın herhangi bir tacir kaydının bulunmadığı bildirilmiştir.
Davacı vekilinin mahkememizin 21/09/2022 tarihli öninceleme duruşmasındaki beyanında; “Uyuşmazlık tespitine ilişkin bir diyeceğimiz yoktur. Davalı tarafla sulh olmamız mümkün değildir, dilekçemizde belirttiğimiz delillerin toplanmasını, tahkikata geçilmesini talep ederiz, müvekkilin Almanya’daki evinde kullanmak üzere tente yaptırmıştır ancak davalı yanın kusurundan kaynaklı müvekkilimin istediği şartlarda yapılmamıştır” demiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davalı aleyhine İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davası açmış, davalı yan yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz etmiştir.
Mahkemelerin görevlerine ilişkin düzenlemelerin 6100 sayılı HMK.nun 1.2.3.4. maddelerinde düzenlendiği, HMK.nun 2.maddesinde;”Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” şeklinde, yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 S.Y. ile değişik 6102 sayılı TTK. nun 5/3.maddesinde; “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı, Bu düzenlemeler ile Ticaret Mahkemeleri genel mahkemeler içinde yer alan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bir dairesi olmaktan çıkarılarak genel mahkemeler arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğunun kabul edildiği, 6102 sayılı TTK.nun 4. maddesinde;”(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.(2) Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir.” şeklinde düzenleme yapılarak Ticaret Mahkemelerinin görevine giren dava ve çekişmesiz yargı işlerinin düzenlendiği, 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 3/1-(k-l) maddesinde; ” Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” şeklinde, 6502 sayılı TKHK’nun 73/1. maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” şeklinde, 6502 sayılı TKHK’nın 83/2.maddesinde; “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı görülmektedir.
TKHK’nın 2. Maddesinde ise ” (1) Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” maddesi vardır.
Somut olayımızda davacının tacir olmadığı (oda kayıtlarından ve yazılardan anlaşılmaktadır) tüketici konumunda olduğu, zira yaptırmak istediği tenteyi Almanya’da özel mülkünde kullanmak için aldığı dava dilekçesinin 1. Maddesinde de belirtildiği anlaşılmakla, davacının tüketici olduğu mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Konya Nöbetçi Tüketici Mahkemelerinin olduğu, HMK 114/1-c maddesi uyarınca görevin dava şartı olduğu, HMK’nın 115. maddesine göre de, mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorunda olduğu, bu nedenle dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, Konya Nöbetçi Tüketici Mahkemesinin görevli olduğuna karar vermek gerekmiş olup oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK.nun 20/1.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurması halinde dava dosyasının görevli KONYA TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin başvurmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına KARAR VERİLMESİNE,
3-6100 sayılı HMK.nun 331/2.maddesi gereğince harç ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davaya görevli mahkemece devam edilmesi halinde görevli mahkemece, aksi takdirde talep halinde mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/09/2022

Katip … Hakim …

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.