Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/147 E. 2022/225 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ:
KARARIN MAHİYETİ : FERAGAT

Mahkememizde görülmekte bulunan ” Menfi tespit ” davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; “1. Müvekkil şirket ile …. LTD. ŞTİ. arasında 18/10/2021 tarihli taşeron sözleşmesi imzalanmıştır.(EK-1 Taşeron sözleşmesi) Taraflar arasında imzalanan taşeron sözleşmesinin 1. maddesi gereği yüklenici; 797 m2 papyon kilit taş (Siyah ve Beyaz), 57 mt bordür taşı (siyah) ve 150 mt oluk taşı (siyah veya kumlamalı beyaz) işini yapmayı yüklenmiştir. Sözleşmenin 3. maddesi ile yüklenicinin işe 10/11/2021 tarihinde başlayıp 20/11/2021 tarihinde teslim etmesi kararlaştırılarak yapılacak iş için 55.00,00 TL ücret belirlenmiştir. Aynı sözleşmenin 4. maddesi ile 18/01/2022 tarihli 55.000,00 TL bedelli çekin yükleniciye verileceği belirtilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmesel ilişki gereği müvekkil şirket tarafından …. ŞUBESİ … seri numaralı 18/01/2022 tarihli 55.000,00 TL bedelli çek keşide edilmiş ve yükleniciye teslim edilmiştir. (EK-2 Çek fotokopisi) (Sözleşmenin arka sayfasına müvekkil tarafından keşide edilen çekin fotokopisi çekilmiş ve fotokopinin altına yüklenici şirketin yetkilisi çek aslını elden teslim aldığına dair imza atmıştır.) 2. Yüklenici, sözleşme ile kendisine verilen işi 20/11/2021 tarihinde teslim etmesi gerekirken işi hiç yapmamıştır. Sözleşme konusu işin yapılmadığına dair Bozkır Sulh Hukuk Mahkemesi … D.İş sayılı dosya ile delil tespiti yapılmıştır. (EK-3 Delil tespiti dosyasında düzenlenen rapor) Ayrıca tarafımızca yükleniciye ihtarname keşide edilmiştir. (EK-4 – ihtarname) Taraflar arasındaki ilişkiye dayalı menfi tespit davası KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ … E. Sayılı dosya ile devam etmektedir. 3. Müvekkil şirket tarafından yüklenici firma …. LTD. ŞTİ.,’ne keşide edilen 55.000 TL bedelli çek davalı … tarafından bankaya ibraz edilmiş olması sebebiyle çekin davalının elinde olduğu öğrenilmiştir. Davalı … , … Ltd.Şti.’den alacağı olmamasına rağmen, kötü niyetli olarak … Ltd.Şti.’nin çeki tahsil etmesini sağlamak amacıyla çeki tahsile çalışmaktadır. Şöyle ki; -… Ltd.Şti. davalı …’ün parke işlerini yapmış olup davalı …, … Ltd.Şti. ‘den alacaklı değil bilakis … Ltd.Şti.’ne borçludur. -… Ltd.Şti. BOZKIR ilçesinde birçok kişinin işini yüklenmiş olmasına rağmen hiçbirisini yapmamış ve bir çok kişiyi mağdur etmiştir. Bu husus küçük bir ilçe olan BOZKIR’da esnaflarca bilinmekte olup, davalı … de bu hususu çok iyi bilmektedir. Buna rağmen davalı …, …. LTD. ŞTİ.’den dava konusu çeki kötüniyetli bir şekilde ciro yoluyla teslim almıştır. (Bu husus tanıklarla ispatlanacaktır) Davalı …, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi … E. Sayılı dosyaya sunduğu dilekçede …. LTD. ŞTİ.’ye araç sattığını ve bedelini dava konusu çek ile tahsil ettiğini iddia etmiştir. Davalının bu iddiası gerçek dışıdır . Şöyle ki; Davalı … ile … Ltd. Şti. arasında kesinlikle gerçek bir araç alım satımı olmamış, sadece göstermelik olarak … plakalı araç alınıp satılmış gibi yapılmıştır. Aslında İzmir firması olan … Ltd.Şti. , davalıdan araç almadığı için de Bozkır’dan ayrılırken araçla ayrılmamışlardır. Hatta … Ltd.Şti. kendi araçları arızalandığı için Bozkır’dan gitmek üzere araç aramışlar fakat bulamamışlar, zor durumda kalmışlardır. davalının dosyaya sunduğu araç satış sözleşmesinde aracın bedelini aldığını belirtmiştir. yine sözleşmede alıcı olarak gözüken … ltd.şti.’nin aracın bedelini ödediği belirtilmiştir. böylelikle aracın çek karşılığı değil peşin olarak satıldığı sabittir. araç satış sözleşmesi’nde araç bedeli karşılığında çek aldığına dair herhangi bir beyan yoktur. nitekim yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun … E., … K. Sayılı ve 11/04/2018 tarihli kararında da “Peşin satışta mal ve bedel aynı anda ödenir ve 818 sayılı BK’ nın 182. maddesine göre aslolan da peşin satıştır. Bir başka anlatımla, alıcı ve satıcının yüklendiği edimler aynı anda ifa edilmektedir.” İfadesi yer almakta olup peşin satışlarda malın satışı ile paranın peşin alındığının kanuni karine olduğu kabul edilmektedir. haricen öğrendiğimize göre davalının belirttiği araç kısa süre içerisinde defalarca alınıp satılmıştır. . ancak araç satılırken alıcılara hiç teslim edilmemiş, sadece kağıt üzerinde el değiştirmiş gibi gösterilmiştir. Yukarıda belirttiğimiz gibi araç davalının dükkanından ayrılmamış, … Ltd. Şti. Aracı asla teslim almamıştır. (… plaklı aracın hangi tarihlerde kimlere devredildiğini Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne sorulmasını talep ederiz) araç satışlarında hiçbir galerici çek ile araç satışı yapmamaktadır. çek ile satış yapılsa dahi kesinlikle araca rehin konulmaktadır. davalı …’ün aracı çek karşılığı sattığı iddiasını kabul anlamına gelmemek kaydıyla ; davalı …, …. ltd. şti.’ye çek ile satış yaptığını iddia etmişse de; galerici olan …’ün araç bedelini almadan veya araç üzerine rehin koymadan aracı karşı tarafa teslim etmiş olması hayatın olağan akışına aykırıdır. zaten araç asla … ltd.şti.’ne teslim edilmemiştir. İzah edilmeye çalışıldığı üzere söz konusu araç … SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.’ye de hiç teslim edilmemiş olup kağıt üzerinde satılmış gibi gösterilmiştir. Bu şekilde müvekkilin … PARKE LTD. ŞTİ.’ye karşı açacağı menfi tespit davasından etkilenmemek adına … iyiniyetli üçüncü kişi izlenimi oluşturmaya çalışmıştır. Bu nedenle davalı … çeki bedelsiz olduğunu bilerek kötüniyetli bir şekilde edinmiştir. (Bu husus tanık beyanlarıyla ispat edilecektir) Açıklanan nedenlerle müvekkil şirket tarafından davalı şirkete keşide edilen çekin ödemeden men’i, istirdadı, çeke dayalı icra takibi yapılmasının yasaklanması için işbu davanın açılması zarureti hasıl olmuştur.” şeklinde cevap verilmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; ” Davacı taraf açıkça müvekkile husumet yöneltmek suretiyle müvekkili kötü niyetli göstermeye çalışmaktadır. Öyle ki; müvekkil bankaya çeki ibraz ettiğinde çeke düşülen şerhten de anlaşılacağı üzere tedbir kararı sebebiyle ödeme yapılmamıştır. Hal böyle iken müvekkil hakkında iş bu dayanaksız ve haklının hakkına kavuşmasını geciktirme amaçlı dava ikame edilmiştir. Şöyle ki; Davacı taraf arasında ki sözleşmeye istinaden öncelikle davalı … San. Ve Tic. Şti.’ne çekin bedelsizliği iddiasıyla menfi tespit davası ikame etmiştir. 14/01/2022 tarihinde ikame edilen iş bu dava sebebiyle müvekkil çeki ibrazı ile 19/01/2022 alacağına kavuşamamıştır. Çek hakkında tedbir kararı alınması ile birlikte basiretli bir tacirin yapacağı şey ” Çekin 3. Kişiler tarafından sunulması halinde çekin karşılıksız kalmasının engellenmesi adına çek bedelini yatırmak iken” davacı taraf hiç bir zaman adına bu düşünce de olmayarak düzenlediğim çek nedeniyle kim zarar görürse görsün ben kendimi kurtarsam bana yeter mantığıyla çekin karşılığını hiç bir zaman çek hesabında bulundurmamıştır. Tamamen davacının kendi takdirinde olan bu husus tek başına sadece bir takdir iken özellikle müvekkile ağır ithamlarla açılan menfi tespit davası ile takdir olmaktan çıkmış ve doğrudan doğruya müvekkili hedef almıştır. Müvekkilin göstermelik bir şekilde araç satışında bulunduğu iddia edilmiş ve kötü niyetli olduğu beyan edilmiştir. Müvekkil iyiniyetli 3. Kişi konumundadır. Çekin tedavüle girmesinden sonra müvekkilin çeki ne sebeple aldığını beyan gibi bir zorunluluğu bulunmadığı halde iyi niyetli olarak aranızda ki ilişkiyi bilmem ancak ben araç sattım bu şirkete, alacağımı tahsil etmem lazım çekin sizin olmasına güvendim aranızda varsa bir husumet kendiniz çözün demiş ve çek bedelini istemiştir. Ancak davacı çekin niteliği göz ardı ederek müvekkile asılsız ve ağır ithamlarla açıkça husumet yöneltmiştir. Tüm bunlara rağmen müvekk0il yine iyi niyetli olarak bankaya gitmiş ve çekin bedelini almaya çalışmıştır. Ancak çekin bugüne kadar karşılığının hiç bir şekilde hesapta bulundurulmadığını öğrenmiştir. Davacı tarafça öncelikle icra takibinin yasaklanması talebinde bulunulmuş, bu talebin reddi üzerine icra takibinin durdurulması istenmiştir. Davacı tarafın müvekkille nasıl bir sorunu vardır ki ticari hayatını bu şekilde zora sokmaya çalışmaktadır. Davacı taraf kendinden ve iddialarından bu kadar emin ve iyi niyetli ise iş bu dava sonucunda borcunun olmadığının tespiti halinde ödemesini geri alabilecekken neden hala çek bedelini ödememeye çalışmaktadır. İyi niyetin takdiri sayın mahkemenize aittir. Müvekkilin açıkça borçlu zararına hareket ettiği hususunun ispatı davacıya aittir. 2-) Davacı taraf müvekkilin çeki bankaya ibrazı ile çekin müvekkilin elinde bulunduğunu öğrendiğini beyan etmektedir. Beyana göre 19/01/2022 tarihinde çekin müvekkilin elinde bulunduğu öğrenilmiştir. Öğrenilme tarihinden yaklaşık 1 ay sonra 18/02/2022 tarihinde iş bu haksız ve kötü niyetli dava ikame edilmiştir. Dava dilekçesi ile müvekkilin … adına çeki tahsil etmeye çalıştığı iddia edilmiştir. Bu iddianın hemen altında ise müvekkilin …’e borçlu olduğu iddia edilmiştir. hayatın olağan akışında insanların alacaklarını tahsil etmek amacıyla kendilerine borcu olan insanları aracı olarak kullanıldığı düşünüldüğünde bu iddialar karşısında şoka girmemek imkansız hale gelmiştir. Ne yani … müvekkile gelip ” Mustafa benim senden alacağım var ama olsun al şu çeki de tahsil et ben sana çok güveniyorum borcunla birlikte bana hepsini ödersin mi” demiştir. Davacının beyanları aşağıda alıntılanmıştır. -… Ltd.Şti. davalı …’ün parke işlerini yapmış olup davalı …, … Ltd.Şti. ‘den alacaklı değil bilakis … Ltd.Şti.’ne borçludur.” ” Davalı … , … Ltd.Şti.’den alacağı olmamasına rağmen, kötü niyetli olarak … Ltd.Şti.’nin çeki tahsil etmesini sağlamak amacıyla çeki tahsile çalışmaktadır. ” Dava dilekçesinde ki bir diğer iddia ise “*-… Ltd.Şti. BOZKIR ilçesinde birçok kişinin işini yüklenmiş olmasına rağmen hiçbirisini yapmamış ve bir çok kişiyi mağdur etmiştir. Bu husus küçük bir ilçe olan BOZKIR’da esnaflarca bilinmekte olup, davalı … de bu hususu çok iyi bilmektedir. Buna rağmen davalı …, …. LTD. ŞTİ.’den dava konusu çeki kötüniyetli bir şekilde ciro yoluyla teslim almıştır. (Bu husus tanıklarla ispatlanacaktır)” Bu iddiaya ilişkin olarak ise çekin ciro yoluyla teslim alındığı tarih önem arz etmektedir. Ne yani müvekkilin … İNŞAAT SANAYİ VE TİC. LTD. ŞTİ.’nin yaptığı sözleşmenin işe başlangıç tarihinden önce bile iddia edildiği şekilde …’in Bozkır ilçesinde üzerine aldığı hiç bir işi yapmadığını bildiği mi iddia edilmektedir. Eğer iddia buysa … İNŞAAT SANAYİ VE TİC. LTD. ŞTİ. neden … ile sözleşme imzalamıştır. Hadi sözleşme imzalandı. Neden sözleşmenin yerine getirilmesi beklendi. Hadi sözleşmenin yerine getirilmesi de beklendi. Neden sözleşmenin teslim tarihinin geçmesinden sonra adli işlemlerin yapılması için beklenildi. Müvekkilin bildiği iddia edilen hususlar kendileri tarafından bilinmiyor muydu? Demek ki bilinmiyordu. Davalı … ile … Ltd. Şti. arasında kesinlikle gerçek bir araç alım satımı olmamış, sadece göstermelik olarak … plakalı araç alınıp satılmış gibi yapılmıştır. Aslında İzmir firması olan … Ltd.Şti. , davalıdan araç almadığı için de Bozkır’dan ayrılırken araçla ayrılmamışlardır. Hatta … Ltd.Şti. kendi araçları arızalandığı için Bozkır’dan gitmek üzere araç aramışlar fakat bulamamışlar, zor durumda kalmışlardır. ” davacı tarafın sözleşme imzaladığı şirketi bu kadar yakınen takip etmesi ve bilmesi akıllara şu soruyu getirmektedir. çekin müvekkile ciro edildiği tarihte davacı taraf bu ciroyu biliyor muydu? kanımızca davacının bu beyanları ile bildiği aşikardır. o gün için bilinen bu husus işin yapılacağına dair inanç sebebiyle gündeme gelmemiştir. bu durum bile tek başına davacının kötü niyetinin ispatıdır. müvekkilin kötü niyetli olduğu iddia edilmeye çalışılmaktadır. Bu cevap dilekçemiz ile müvekkil kötü niyetli değildir demek yerine sayın mahkemenize davacı tarafın kendi beyanları üzerinden gerçek kötü niyet gösterilmeye çalışılmaktadır. …’in Bozkır ilçesinden ayrılış sürecini ve hatta ayrılış şeklini dahi bilen davacının müvekkile çek bedelinini ödememek adına sarf ettiği bu hukuk dışı ve olağan üstü çaba ilgi çekicidir. Yukarıda açıkladığımız sebeplerle icra takibinin durdurulması talebinin reddini talep etme zaruriyetimiz hasıl olmuştur. Davacının gerçek bir araç satışı olmadığına dair iddialarına ilişkin olarak ise; Araç müvekkil tarafından … Parke Yapı Elemanları İnş. İth. İhr. San. Ve Tic. Şti.’ne satıldıktan sonra iş bu şirket tarafından Selehattin ARICI vekilliği ile Hüseyin ARICI’ya satılmıştır. Selehattin ARICI bahse konu aracın bedelinin 55.000,00 TL kısmını banka yoluyla şirket yetkilisi Murat UYGUR’un hesabına göndermiştir. Davacı tarafça satışların göstermelik olduğuna dair iddiaların bu şekilde kötü niyetli bir iftira olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır. Satışın göstermelik olması halinde şirket yetkilisi MURAT UYGUR’un hesabına para girişinin hiç bir mantığı yoktur. …’e yapılan araç satışlarında tarafların … yetkilisinin ne şekilde hareket ettiklerini bilme imkanları da yoktur. Müvekkil çek karşılığı aracını satmış ve çekini teslim almıştır. Hüseyin ARICI parasını ödemiş aracını teslim almıştır. Bu durumun kötü niyetli olarak kullanılmaya çalışılması kabul edilemez. Bu hususlara ilişkin olarak Selahattin ARICI’yı tanık olarak dinleteceğiz. Aracın şuan kimin üstüne kayıtlı olduğu hususunu tam olarak bilemesek de aracın Selahattin ARICI tarafından kime satıldığı ne zaman satıldığı hususlarının da görülmesi adına sonra ki satış sözleşmesini de mahkemenize sunuyoruz. Davacı 18/10/2021 tarihli sözleşme karşılığında çeki ticari dolaşıma sokmuştur. Davacı taraf Konya ili , Bozkır ilçesinde ticari faaliyetlerini yürütmektedir. Yıllardır bu küçük ilçede faaliyet göstermesinin kendisine sağladığı bir ticari güven söz konusudur. Müvekkil ise yine aynı küçük ilçede yıllardır galericilik yapmak suretiyle faaliyette bulunan bir kişidir. Davalı ise bu küçük ilçe ile alakası olmayan dışarıdan davacının işlerini yapmak üzere gelen bir tacirdir. Hal böyle iken davacı tarafın ,bu küçük ilçenin taciri olmayan ve dışarıdan ilçemize gelen tacirle arasında kurulan ilişki sayesinde davalı müvekkilden 02/11/2021 tarihinde T.C. Bozkır Noterliği’nin 02/11/2021 tarih ve 05643 yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile Ford marka Kamyoneti davacının çeki ile satın almıştır. Müvekkil ise çekin ilçemizde devamlı olarak faaliyet gösteren … İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait olması sebebiyle hem çeke hemde keşidecesine duyduğu güven neticesinde aracını satmış ve karşılığında iş bu çeki almıştır. Müvekkil araç satışı karşılığında çeki davalıdan 02/11/2021 tarihinde almıştır. Yani davalı ile davacı arasında ki sözleşmenin yerine getirilip getirilmeyeceğine ilişkin herhangi bir durum bile yokken çeke ve keşidecisine güvenerek aracını satmıştır. Zira 20/11/2021 tarihinde davalı ile işin teslim edileceğine ilişkin anlaşma sağlanmıştır. Bu anlaşma davacı tarafından mahkemenize sunulmuştur. Şimdi eğer iddia edildiği gibi davalı işin gereğini yerine getirmemişse bunun 3. Kişi olan müvekkille ne alakası vardır. Kaldı ki davacı bile edimin yerine getirilmediği hususunu 29/11/2021 tarihinde tespit ettirmiştir. bir ay öncesinde bu durumun bilinme imkanı yoktur. zira ne çekin ne karşılığında verildiğini bilebilecek konumda ne de karşılığın yerine getirilip getirilmediğini bilebilecek konumdadır. ayrıca tüm bu hususların şu anki durumla hiç bir alakası yoktur. yukarıda da belirttiğimiz gibi kendi işlemlerinin sorumluluğundan kurtulmak amacıyla iyiniyetli 3. kişileri zarara sokma niyetli olan iş bu davanın ve icranın durdurulması talebinin hukuka uyarlılığı yoktur. ticari güvenliği ve sürekliliği hiçe sayarak müvekkilin şuan için bile mağduriyetine sebep olan bu durumun ivedilikle ortadan kaldırılması gerekmektedir. Ticaretin her zaman adına sürekli olması gerekir iken iş bu kötü niyetli iş ve işlemlerle sekteye uğratılması kabul edilemez. Çek yaprağına sahip olabilecek kadar basiretli bir tacirin çekin sonuçlarına katlanabilmesi gerekmektedir. 5-) Borçlunun, çekin bedelsiz kaldığını iddia etmesi, söz konusu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine (menfi tespite) yöneliktir. Borçlu ile alacaklı arasındaki temel borç ilişkiden doğan ve şahsi def’i niteliğinde olan bu savunma, kambiyo senetlerinin, mücerret, ihdasî ve kamu güvenine mazhar olmaları nedeniyle, sadece, temel borç ilişkisinin karşı tarafına yöneltilebilir. Çeki ciroyla devralan hamillere karşı da bu def’inin ileri sürülebilmesi için, hamilin çeki devralırken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olduğunun ispatlanması şarttır (TTK m. 687/1, 825/2). iş bu olay açısından bahse konu çekin müvekkile devir edilidiği tarihte çekin bedelsiz kalması mümkün bile değildir. bu sebeple davacının ikame ettiği iş bu davada hukuki yarar yoktur. davacı ile … arasında ki sözleşme imzalanma ve çekin …’e teslim tarihi 18/10/2021’dir. İş bu sözleşme uyarınca işin teslim tarihi ve çekin bedelsiz kalabilme imkanının ortaya çıktığı tarih 20/11/2021’dir. Müvekkilin araç satışını gerçekleştirdiği ve çeki teslim aldığı tarih 02/11/2021’dir. neticeten yukarıda alıntıladığımız (ttk m. 687/1, 825/2) maddeleri uyarınca 3. kişi hakkında iş bu davanın ikamesi ve tedbir kararı verilebilmesi için 3.kişinin çeki iktisap ederken bilerek borçlunun zararına hareket etmesi gerekmektedir.borçlunun zararı olmayan bir tarihte borçlunun zararına bilerek hareket etmekte söz konusu olamayacaktır. zararın mevcut olmadığı bir tarihte niyet okuyuculuğu yaparak hukuken hiç bir geçerliliği olmayan şekilde kötü niyet iddiası ile müvekkili zarara uğratma çabası kabul edilemez. basiretli bir tacir olmanın gereğinin yerine getirilmeyerek adli makamların kullanılmaya çalışılması kabul edilemez. madem ki müvekkilin zarar gerçekleşmeden dahi zararı bildiği iddia edilmekte(kesinlikle kabul etmemekle birlikte), davacı taraf bahse konu çeki basiretli bir tacir olarak işe başlanılma tarihinde teslim etseydi. zira esnaf olan müvekkilin bunu bildiğini iddia etmek, tacir olan davacının öncelikle kensinin basiretli bir tacir gibi davranmasını gerektirmektedir. hal böyle iken öncesinde düzenlenen ve dolaşıma sokulan bir çekin zarar gerçekleşmeden dahi 3. kişiler tarafından bilindiği iddiası gülünçtür. çekin bedelsizlik iddiasının iyiniyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesi mümkün değildir. zira bu def-i borçlu ve alacaklı arasında ki kişisel bir def-idir. iyi niyetli 3. kişiye karşı ileri sürülemeyecek bu def-i ile müvekkilin alacağına kavuşamaması yukarıda da belirttiğimiz kıymetli evrak hukuku mantığı ile ters düşmekte ve açıkça kamu güvenini ihlal etmektedir.” şeklinde cevap vermiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davası açmış, davalı yan yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz etmiştir.
Davacı vekilinin mahkememize gönderdiği 15/03/2022 tarihli feragat dilekçesinde;” Mahkemenizde görülmekte olan yukarıda numarası yazılı dosyaya konu davada taraflar anlaşmış olup, anlaşma protokolü ekte sunulmuştur. Tarafların anlaşması gereğince davadan feragat ediyoruz. Ve tedbir talebimizden vazgeçerek tedbirin kaldırılmasına ve dosyanıza yatırdığımız teminatın tarafımıza iadesine karar verilmesini talep ediyoruz. Davadan feragat etmemiz ve tedbir talebimizden vazgeçmemiz sebebiyle tedbirin kaldırılmasına karar verilerek Bozkır İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasına tedbirin kaldırıldığına ve icra dosyasına girmiş paranın alacaklıya ödenmesi gerektiğine dair bilgi verilmesini vekaleten arz ve talep ederiz.” demiştir.
Davalı vekili dilekçesinde ise; “Yukarıda esası yazılı olan dosyada davacı vekili tarafından sunulan 15/03/2022 tarihli dilekçe ile davadan feragat edilmiştir. Yine, 23.03.2022 tarihinde davacının davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Bu nedenle davacı tarafından dosyaya yatırılan teminatın davacı tarafa iadesine rızamızın bulunduğu hususunu beyan eder, gereğini saygıyla vekaleten arz ve talep ederim. ” demiştir.
Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. (HMK 307. md.) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafından ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. (HMK 309. md.) Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. (HMK 310. md.) Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. 6100 Sayılı HMK yönetmeliğinin Karar verilmiş dosyalara ilişkin işlemler başlığının 57. Maddesi ile Bölge Adliye Ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî Ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 215. Maddesi ve (HMK 311. md.) Feragat ve kabul, beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir. Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir. (HMK 312 md.) Vekilin davadan feragat edebilmesi için vekaletnamede buna ilişkin özel yetki bulunması gerekir. (HMK 74/1. md.) Dâvadan feragat veya dâvayı kabul veya sulh muhakemesinin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilâm harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır. (Harçlar Kanunu 22/1. md.) Anlaşmazlık, feragat nedeniyle ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. (AAÜT 6. md.) Feragat edilmiş olmasından dolayı davalı tarafın yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden genel kurallardan farklı uygulamayı gerektiren davacı lehine bir beyanı olduğu takdirde bu beyana göre işlem yapılmalıdır.
Ayrıca feragat halinde alınacak harç ise; Davadan feragat halinde nispi değil maktu harç alınır. Yargıtay . HD.’nin … Esas, … K. Sayılı 25/03/2014 tarihli kararı ile davadan feragat edilmesi halinde davacıdan nispi değil maktu karar ve ilam harcının 2/3 üne hükmedilmesi gerekir. Feragat beyanı belirtilen kurallarla birlikte değerlendirildiğinde ve Yargıtay HGK 25/01/1984, … -… , HD’nin 14/12/2010 tarihli … -… sayılı ve . HD’nin 10/02/2005, … -… sayılı ilamlarının da aynı doğrultuda olduğu anlaşıldığından davacı yanın davadan feragat ettiği, davacı tarafın 02/03/2022 tarihli dilekçesinde mahkememize verilen tedbir kararının kaldırılmasının talep edildiği anlaşılmakla tedbirin kaldırılmasına da karar verilmiş olup davalı vekilininde vekalet ücreti yargılama gideri talebi olmadığı hususları da dikkate alınarak davanın feragat nedeniyle reddine dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Davacının davasının FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Mahkememizce verilen 02/03/2022 tarihli ihtiyat-i tedbir karanının KALDIRILMASINA,
3- Harçlar Kanunu’nun 22. maddesi gereğince alınması gereken (80,70 TL. maktu harcın 1/3’ü olarak hesap edilen) 26,90 TL nin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı tarafından dava başında yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
6-Davacı ve davalı vekillerinin bu yönde bir talebi olmadığından ücreti vekalet ve masraf takdirine YER OLMADIĞINA,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/03/2022

Katip … Hakim …

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.