Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/87 E. 2021/736 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO:
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :
KARARIN MAHİYETİ : RED

Mahkememizde görülmekte bulunan ” İtirazın iptali ” davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkil ile “Kurumsal Tip Abonelik Sözleşmesi ” imzaladığını, davalının, 31/05/2019 tarihinde imzaladığı bu sözleşme ile müvekkil şirketin abonesi olduğunu, fakat davalının Fatura tarihi 21/06/2019, Son ödeme tarihi 08/07/2019 olan 153,10-TL. lik fatura, Fatura tarihi 21/07/2019, Son ödeme tarihi 07/08/2019 oları 168,00-TL ‘lik fatura, Fatura tarihi 21/08/2019, Son ödeme tarihi 09/09/2019 olan 168,00-TL “lik fatura, Fatura tarihi 21/09/2019, Son ödeme tarihi 08/10/2019 olan 2,549,50-TL lik faturayı ödemediğini, davalının herhangi bir ödeme yapmaması üzerine hakkında Merkezi Takip Sistemi … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emri gönderildiğini, davalı borçlunun borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, iş bu davayı açmadan önce arabuluculuk kurumuna başvurduklarını, herhangi bir sonuç alamadıklarını, Davalı firma ile müvekkili arasında 31/05/2019 tarihinde “Kurumsal Tip Abonelik Sözleşmesi” imzalandığını, ancak davalı firma talafından sözleşmenin gereği yerine getirilmediğini, izah edilen bu hususlar ışığında, iş bu itirazın iptali davasını açtıklarını, açılan davanın kabulünü talep ettikleri görülmüştür.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket çalışanının, müvekkil şirket adresine gelerek araç takip cihazları hakkında bilgilendirme yaptığını ve bu bilgilendirme sonucunda 4 adet araç takip cihazı için anlaşma sağlandığını, davacı şirket yetkilisinin satışa konu olan araç takip cihazlarının kurulumu ve bilgilendirilmesi ile alakalı daha sonra kendisinin veya başka bir çalışanın geleceğini söyleyerek müvekkil şirketin adresinden ayrıldığını, müvekkili şirket yetkilisi cihazların kurulumu ve nasıl çalışacağı hakkında bilgilendirme için beklemiş fakat hiçbir davacı şirket yetkilisinin gelmediğini, aradan geçen bir süre sonunda davacı şirketin, müvekkili şirkete MTS takip yolu ile … esas numaralı dosyası ile ödenmeyen faturalara ve cihaz bedellerine ilişkin icra takibi başlattığını, bu icra takibi sonrası müvekkil şirketin hukuka aykırı borçlandırıldığı için icra takibine itiraz ettiğini ve davanın açıldığını, davacı şirketin ülkenin en önde gelen telekomünikasyon şirketlerinden birisi olmasına rağmen çalışanları noktasında kurumsallıktan olabildiğince uzak olduğunu, teknolojik anlamda bilgi gerektiren bir aygıt satan davacı şirketin bu konu hakkında bilgilendirme ve kurulumunu yapmaması sözleşmede üzerine düşen ifasını yerine getirmemesine rağmen aylar sonra gelerek fatura borçları ve cihazların bedelini müvekkili şirketten talep etmesinin her şeyden önce B.K. gereği iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, açılan davanın reddini talep ettikleri görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davalı aleyhine İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davası açmıştır.
Davalı yan yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz etmiştir.
Mahkememiz dosyası ile alakalı olarak İİK 50. Maddesinde ” Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir. Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır.” hükmü bulunmaktadır.
Ayrıca HMK’nın 10. Maddesinde ” Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” hükmü ile,
HMK’nın 17. Maddesinde ise ” acirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmü bulunmaktadır.
Taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinin 7. Addesinde “… Abonenin bulunduğu yer mahkemeleri ve icra daireleri yetkili olacaktır” şeklinde yetki şartının bulunduğu, ayrıca taraflar arasında abonelik sözleşmesi bulunduğu, sözleşmelerde yetkili icra dairesinin, sözleşmenin ifa yeri olduğu görülmektedir. (yetkili icra müdürlüğünde takip başlatılması itirazın iptali davasında özel dava şartıdır.)
İtirazın iptali davasının görülebilmesi için geçerli bir icra takibinin varlığına bağlı olduğu, İcra dairesinin yetkisine itiraz halinde bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir takibin varlığından söz edilemeyeceği, borca itiraz eden davalı … Şirketi adresinin … Mah. … Cd. … /KONYA olduğu, davalı borçlu … Şirketi tarafından Konya . İcra Dairesi’ne verilen dilekçe ile borca ve takip ile faize itiraz ettiğini, takibin ilamsız takip olduğunu ve itirazın süresinde yapıldığını, Yargıtay üyesi … İtirazın İptali, Menfi Tespit ve İstirdat, Tasarrufun İptali, İflas ve İflasın Ertelenmesi, Sıra Cetveline İtiraz Davaları kitabının genişletilmiş 4. baskılı kitabına göre; İtirazın iptaline konu icra takibine karşı itirazda bulunan borçlu “yetki itirazında” bulunmamış olsa dahi, itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz edebilir, (Yargıtay . HD’nin 13/02/2007 tarih, … ; … )
Bu durumda mahkemece; kendi yetkisine yapılan ilk itirazın esasa girilmeden genel hükümler çerçevesinde incelenip karara bağlanması gerekir. İcra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmiş ve mahkemece icra dairesinin yetkisiz olduğu tespit etmişse, itirazın iptali davası bu nedenle ret edilmelidir.
Borçlunun hem icra dairesinin yetkisine ve hem de borca itiraz ederek takibi durdurması ve alacaklının itirazın iptali davasını açması halinde; mahkemenin kendi yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, icra mahkemesinin yerine geçerek öncelikle “icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelenmeli, yetki itirazını yerine görmemesi halinde işin esasına girerek davayı sonuçlandırmalıdır. Yetki itirazı yerinde görülürse, “takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı” gerekçesiyle “açılan itirazın iptali davasının reddine” karar verilmelidir.
HMK’ya göre yetkili mahkemenin düzenlenmesinde ise; itirazın iptali davasında yetkili mahkeme, davalının ikametgahının bulunduğu yerdeki mahkemedir, (HMK m.6 ) gerçek kişilerin ikametgahı MK’nın 19-22. Maddelerine göre, tüzel kişilerin ikametgahı ise MK’nın 51. Maddesine göre tayin edilir. Davalının ikametgahı belli değilse, itirazın iptali davası Türkiye’de son defa oturduğu yer mahkemesinde açılır. bu nedenle İİK’ nun 50. ve HMK’nun 6. Maddesi gereğince yetkili icra Müdürlüğünün davalı şirketin ikametgahı olan Cihanbeyli İcra Müdürlüğü olduğu, Yetkili icra Müdürlüğünde takip yapılması itirazın iptali davalarının koşullarından olup bu halde ise takip yetkili icra dairesinde yapılmadığından dava şartı gerçekleşmediği görülmektedir.
Somut olayımızda İstanbul İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı borçlu aleyhine takip başlatılmıştır. Hem yetki şartına uyulmadığı, hem de sözleşmenin ifa yeri olan Cihanbeyli Konya İcra Müdürlüğü’nde takip başlatılmadığından itirazın iptali davasında yetkili icra müdürlüğünde takibin başlatılmış olması özel dava şartı olduğundan, davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş olup, oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Peşin ve yeteri kadar harç alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4- Davacı tarafından dava başında yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5- Davalı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra kendilerine İADESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’nin 7/2. ve 13. maddelerine göre hesaplanan 3.312,94 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
6- 6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 6235 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince davacıdan alınarak Hazine’ye gelir KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, bağımsız ve tarafsız Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından KESİN olmak üzere karar verildi. 29/12/2021

Katip Hakim

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.