Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/79 E. 2022/265 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :
KARARIN MAHİYETİ : KISMEN KABUL

Mahkememizde görülmekte bulunan ” Tazminat ” davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “21.07.2020 tarihinde … adına kayıtlı sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motorsiklet … çevre yolu caddesi istikametinden gelip … caddesini takiben seyir halindeyken; … sokak istikametinden gelip … caddesini orta refüj üzerinden yaya olarak geçmekte olan müvekkil …’ a çarpması sonucu müvekkilin ağır bir şekilde yaralandığı trafik kazası meydana gelmiştir. Konya Cumhuriyet Başsavcılığı … Sor. Numaralı Dosyası Her ne kadar olay yerinde düzenlenen kaza tespit tutanağına göre;, kazanın meydana gelmesinde davacı müvekkil … 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 68/1 maddesini ihlal ettiğinden bahisle kısmi kusurlu bulunmuş olsa da; kazaya Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/1-b (aracın hızını aracın yük ve teknik özellliğirfe, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak) maddesini ihlal edem davalı sürücü … sebebiyet vermiştir ve 100 kusurludur. Sayın Mahkemenizce yaptırılacak olan kusur bilirkişi incelemesi sonucunda da müvekkilin kusurunun olmadığı, davalı sürücünün 0100 kusurlu olduğu görülecektir.(Kaza Tespit Tutanağı, Konya Cumhuriyet Başsavcılığı … Sor. Numaralı Dosyası, Kusur Bilirkişi İncelemesi Raporu) Davacı müvekkil … … doğumlu olup; kaza tarihinde 72 yaşındaydı davacının Bedensel Zararları ve Maddi Tazminat İstekleri: Müvekkil, kazanın ardından olay yerine gelen ambulansla N.E.Ü MERAM TIP FAKÜLTESİ HASTANESİNE kaldırılmıştır. Müvekkile ilk müdahaleler burada yapılmıştır. Müvekkil …’ın trafik kazası nedeniyle femur kırığı, travmatik pnömotoraks, lomber omurga ve pelvis kırığı olduğu tespit edilmiştir. Müvekkil, meydana gelen kemik kırığı nedeniyle zor bir ameliyat geçirmek mecburiyetinde kalmıştır. Müvekkil ameliyattan sonra taburcu olup evde yatmaya ve sık sık hastaneye kontrole gitmeye devam etmiştir. Müvekkil, hastaneden taburcu olduğu tarihten sonra yine aynı hastaneye sık sık kontrole gitmekte hastaneye gidiş gelişlerinde özel araç kullanmak zorunda kalmaktadır. Buna rağmen müvekkil halen iyileşememiş olup; bakıma muhtaç bir şekilde evde yatmaktadır. Fiziksel engeli nedeniyle ekonomik geleceğinin olumsuz etkilenmesi, iyileşse dahi fazladan efor sarf edeceği ve benzeri nedenlerden ötürü, ayrıca tedavisi bitmediği için sonucun şu anda öngörülemeyeceğinden, vücut arızası nedeniyle günlük yaşamlarını sürdürmekte zorluk çeken, kalıcı bir arızası söz konusu olup ve beden gücü kaybı oranı ancak tedavi sonuçlandıktan sonra belli olacağından, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak beden ve iş gücü kaybı nedeniyle, 6100 sayılı Yasa’nın 107. Maddesi uyarınca belirlenecek maddi tazminatın davalılara ödetilmesi gerekmektedir. (Uzman Hekim Bilirkişi İncelemesi, Müvekkilin Tedavi Görmüş Olduğu Hastaneye Ait Kayıtlar, Hesap Bilirkişi Raporu, Yargıtay içtihatları) Davacı Müvekkil, kazanın ardındarı tedavi edildiği süre boyunca çeşitli müdahaleler ile birlikte ağır bir tedavi görmüştür. Bu süreçte davacı, tedavinin birçok yan giderini de karşılamak durumunda kalmıştır. Ancak davacının tedavisi yalnızca bu süre ile sınırlı kalmamıştır. Davacı hastaneden taburcu olduktan sonra da düzenli şekilde hastane kontrolüne gitmiştir. Bu nedenle davacının tedavi giderleri kapsamında karşılanacak giderleri hesaplanırken bu kontrol dönemlerinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Zira Yargıtay içtihatlarında da kabul edilen hâkim görüşe göre tedavi süreci, davacının yalnızca hastanede yattığı süreyle sınırlı değildir. Davalılar tarafından tazmini gereken tedavi masrafları, tamamen iyileşmeyi ifade eden tıbbi şifa süresince yapılan bütün masrafları karşılamaktadır. Ayrıca henüz yapılmamış olsa dahi ileride yapılması muhtemel diğer giderlerin de belgelendirilemeyen- faturalandırılamayan tedavi giderleri kapsamında değerlendirilmesi Yargıtay tarafından da kabul görmektedir. Bu nedenle Borçlar Kanunu’nun 54. Maddesi doğrultusunda; davacıların tedavisi sırasında, tıbbi iyileşme süreci kapsamında yapılan ve belgelenmesi mümkün olmayan tüm tedavi giderlerinin Sayın Mahkemenizce tayin edilecek uzman hekimler tarafından mevcut tedavi evrakları ve muhtemel giderler göz önünde bulundurulmak suretiyle hesaplanmasını ve bu giderlerin tazminine karar verilmesini talep ediyoruz. Davacı müvekkil iyileşme süresince ve daha sonraki hayatında bakıma muhtaç olacağından, Uzman Hekim marifetiyle davacı müvekkilin iyileşme süresinde ve daha sonraki hayatında bir başkasının yardımına ne kadar süre ile muhtaç olacağının belirlenmesi ve bu belirlenen bakıma muhtaçlık süreleri nazara alınarak, asgari ücretin brütü üzerinden bakıcı gideri hesaplanacağı hususları Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Bu nedenle davacı müvekkilin bakım giderlerinin belirlenip hüküm altına alınmasını talep etmekteyiz. (Davacların Hastane Kayıt ve Belgeleri, Uzman Hekim Raporu) Manevi Tazminat Talebimiz Borçlar Kanunu’nun 56ö.maddesinde yer alan “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zararın uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” hükmü manevi tazminat hakkını düzenlemektedir. Somut olayda ağır yaralanan, daha sonra uzun bir süre hastanede tedavi gören ve neticede şu an yatalak olan ve hayatı boyunca yürüme/koşma gibi fiziksel faaliyetlerinde önemli ölçüde aksama yaşamaya maruz kalan, belki de hiç yürüyemeyecek olan davacının hissettiği endişe ve üzüntünün madde kapsamında yer alan manevi zarar unsurlarından olduğu açıkça görülmektedir. İlgilli kazadan dolayı davacı müvekkil … büyük bir ızdırap ve üzüntü yaşamıştır. Ölüm tehlikesi atlatması, kazadan sonra geçirdiği ameliyat ve görmüş olduğu ağır tedaviler müvekkili derinden etkilemiş ve psikolojisi bozulmuştur. Bu nedenle trafik kazasının ve yüksek oranda kalıcı sakatlığın davacı üzerinde yarattığı ruhsal ve yaşamsal olumsuzluklar; davacı müvekkil …’ın halen ve bundan böyle yaşam süresinin sonuna kadar yoksun kalacağı olanakların davacının üzerinde bırakacağı olumsuz psikolojik etki birlikte gözetilerek; davacı … için 20.000,00-TL manevi tazminatın davalı araç sürücüsü ve işleteni …’ den olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ediyoruz. Sigorta Şirketinin Maddi Tazminat Sorumluluğu: Kaza yapan sürücü davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç, kaza tarihi itibarı ile … poliçe numarası ile davalı … Sigorta Şirketi nezdine sigortalı bulunduğundan sorumluluk sınırları içinde sigorta şirketi dava edilmiştir. Tarafımızca dava açılmadan önce davalı … Sigorta A.Ş.’ye 19.01.2021 tarihinde yazılı dilekçe ile başvuru yapılmıştır. Davalı sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiz istenmiştir. Tarafımızca dava açılmadan önce dava şartı olan zorunlu arabuluculuğa başvurulmuş; ancak davalılar ile anlaşma sağlanamamıştır. Buna ilişkin arabuluculuk son tutanağının aslı ekte Sayın Mahkemeye sunulmuştur bu nedenlerden ötürü sayın mahkemenizde dava açma zorunluluğu doğmuştur. ” şeklinde dava açmışlardır.
Davalı Sigorta Şirketi Vekilinin cevap dilekçesinde özetle; “21.07.2020 tarihinde, müvekkil sigorta şirketinin … no.lu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortaladığı, maliki … olan … plakalı araç ile seyir halinde iken davacının yola koçması nedeniyle yaralanmalı trafik kazası meydana gelmiştir. Kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsü kusursuzdur. Kaza tespit tutanağı trafik zabıtaları tarafından düzenlenmiş denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bir rapordur. Müvekkil Şirketin sorumluluğu sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğundan kusur durumunun konusunda uzman kurum ya da kişiler tarafından oran gösterir bir şekilde tespit edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle dosya içerisinde yer alan kaza tespit tutanağı ile yapılan kusur tespitinin tarafımızca kabulü mümkün değildir. Ayrıca davacı tarafından ceza soruşturmasına ilişkin raporların sunulduğu anlaşılmakta ise de taraf olunmayan dosyadaki raporların dikkate alınması savunma hakkımızın kısıtlanması sonucunu doğuracaktır. Karayolları Trafik Yönetmeliği 156/3 maddesi gereğince Trafik Zabıtasının kusur belirleme yetkisi yoktur. Bu sebeple kusurun uzman bilirkişi kurulu tarafından belirlenmesi zorunludur. Tüm bu nedenlerle hüküm kurmaya elverişli bir kusur raporu alınması için dosyanın ADLİ TIP KURUMU TRAFİK İHTİSAS DAİRESİ’NE gönderilmesini talep etmekteyiz. Yukarıda açıklanan sebepler doğrultusunda; kazanın meydana gelmesinde kusur davacıya aittir. Sigortalı araç sürücüsüne kusur izafe edilemez. Bu husus mahkemenizce yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde de ortaya çıkacaktır. davacının maluliyetinin belirlenmesi gerekir.
Davacının kaza sebebi ile geçici ve kalıcı bir arazları, özürlülük durumları mevcut değildir. Bu sebeple bu talebin reddi gerekir. dosyaya özürlülük oranını gösterir bir rapor sunulmamıştır. Davacı geçici ve kalıcı maluliyet tazminatı talep etmiştir. Ancak bununla ilgili alınmış bir rapor mevcut değildir. Davacıda oluşan sakatlığın gerçekleşen trafik kazası ile illiyet bağının bulunduğunun ispatı gerekmektedir. Maluliyet oranının 20.02.2019 tarihli erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmelik’e uygun olarak tespit edilmesi gerekmektedir.
erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmelik ile maluliyet tespitine yönelik bazı kriterler aşağıdaki gibidir: Engellilik durum değerlendirmesi Engelli bireylere ilişkin değerlendirme çalışmalarında, sınıflandırma sistemi olarak İşlevsellik Yetiyitimi ve Sağlığın Uluslararası Sınıflandırması kullanılır. Kurulunun teşkili ve çalışma usulü (1) Birden fazla uzmanlık dalını ilgilendiren engel durumlarının tespitinde kurul, kurul başkanı ve aşağıdaki branşlardaki uzman hekimler olmak üzere en az yedi daimi üyeden oluşur:
İç hastalıkları uzmanı, Göz hastalıkları uzmanı, Kulak burun boğaz hastalıkları uzmanı, Genel cerrahi uzmanı, Nöroloji uzmanı, Ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı. Kurul başkanının teklifi ve başhekimin onayı ile diğer branşlardan erişkinin hastalık durumuna göre kurula ilgili branş uzmanı davet edilebilir. Bu hâlde ilgili branş uzmanı geçici kurul üyesi olarak raporu imzalar. Rapor vermeye yetkili sağlık kurum ve kuruluşlarında, fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı bulunması hâlinde, bu uzmanın kurulda yer alması zorunludur. Bulunmaması durumunda varsa ortopedi ve travmatoloji uzmanı kurula katılır. Erişkinler İçin Engellilik Sağlık Kurulu Raporunun düzenleme usulü Engelli sağlık kurulu raporu düzenlenmesi için; .d) kurul, birey bizzat görerek bireyin engellilik durumunu bu yönetmelikte belirtilen esaslara göre belirler. Yukarıda açıklamış olduğumuz gibi 20.02.2019 tarihli erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmelik’e uygun olarak rapor düzenlenmek üzere dosyanın adli tıp kurumu 3. ihitsas dairesi’ne gönderilmesini talep etmekteyiz. müvekkil sigorta şirketin talep edilen tazminat miktarının kabulü mümkün değildir. müvekkil sigorta şirketi geçici iş göremezlik tazminatından, tedavi/bakıcı giderlerinden sorumlu değildir.
Talep edilen tazminatı kabul etmiyoruz. iddia edilen maddi zarar konusunda bilirkişi incelemesi yapılmalıdır. Davacının uğradığını iddia ettiği zararın ne olduğu müvekkil şirket tarafından bilinmemekte olup poliçeye ekli matbu genel-özel şartlar ve klozlar da belirtilen haklarımızı ve bunlara ilişkin cevaplarımızı saklı tutmaktayız.
Sigorta zenginleşme aracı değildir. Sigorta sözleşmesi rizikonun gerçekleşmesi halinde gerçek zararın ödenmesi amacını taşımaktadır. Bu çevrede, ödenecek tazminat müvekkil sigorta şirketinin azami sorumluluk haddini aşmamak üzere davacının uğradığı gerçek zarardır. Davacının fazlaya ilişkin istemleri bu nedenle ret edilmelidir.
Belirtilen itirazlarımız saklı kalmak kaydıyla; geçici iş göremezlik tazminatından ve tedavi/bakıcı giderlerinden SGK sorumludur. Davacının içeriğini açıklamadığı ve belgesini sunmadığı tedavi masrafı taleplerini SGK’ya yönlendirmesi gerekmektedir. 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 59. maddesi ile 2918 Karayolları Trafik Kanunun 98. maddesi değiştirilmiştir. “Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi” başlığı altında; “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır.” şeklini almıştır.
Daha önce trafik kazalarından doğan tedavi giderleri ve geçici işgöremezlik talepleri sigorta şirketleri tarafından karşılanmakta iken, değişiklikten sonra bu giderlerin SGK tarafından karşılanacağı açıkça belirtilmiştir. 6111 sayılı Kanun ile yapılan bu değişiklik nedeniyle, sayın mahkemenizde görülmekte olan dosyada, tedavi giderleri ve geçici iş görmezlik talebine karşı müvekkil sigorta şirketinin bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
Davacı dosyaya sunduğu dilekçede müvekkil şirketin geçici iş göremezlik ve tedavi giderlerinden sorumlu olduğunu belirtmişse de ZMMS Genel Şartları kapsamında bu husus geçerliliğini yitirmiştir. Zira Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nda yer alan davacının avans faizi talebi yerinde değildir. Davacı taleplerini avans faizi üzerinden talep etmiş olmakla gerçekleşen kazada müvekkil sigorta şirketine sigortalı araç hususi nitelikte bir araç olmakla birlikte avans faizi ancak ticari amaçla kullanımlarda istenebilmektedir. Davacının taleplerini kabul etmemekle birlikte avans faizi talebi hakkaniyete aykırıdır. soruşturma ve kovuşturma dosyasının celp edilerek uzlaşma sağlanıp sağlanmadığının tespitini talep etmekteyiz. Davanın reddini talep ederiz ” şeklinde cevap vermiştir.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosya NEÜ Adli Tıp Anabilim Dalı’na gönderildiği, bilirkişi heyetinin raporunda özetle; davacının iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği, bu sürenin ilk 4 ayında bir başkasının bakım ve yardımına ihtiyaç duyacağı yönünde rapor tanzim edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosyanın ATK ya kusur oranının tespiti için gönderildiği, bilirkişi raporunda özetle; davalı sürücü …’in %25 oranında yaya …’In ise %75 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosyanın Aktüerya Hesap Uzmanı bilirkişi Av. Arabulucu …’a tevdi edildiği, bilirkişinin raporunda özetle; davacının geçici iş göremezlik süresinde uğradığı maddi zararının 81.153,53 TL, sürekli iş göremezlik devresinde uğradığı maddi zararının 81.612,86 TL, iyileşme süresinde bakıcı giderinde doğan maddi zararının 2.943,00 TL, kaçınılmaz tedavi giderinden doğan maddi zararının ise 1.750,00 TL olduğu bildirilmiştir.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporları taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili 16/02/2022 tarihli ıslah dilekçesi ibraz etmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davalılar aleyhine Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davası açmış, bir kısım davalılar yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz etmiştir.
Konunun 6098 sayılı TBK.49.-56.maddeleri ve KTK.85. ve devam eden maddelerinde düzenlendiği TBK.49/1. Maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde, TBK.54.maddesinde; “Bedensel zararlar özellikle şunlardır:1. Tedavi giderleri.2. Kazanç kaybı.3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” şeklinde, KTK.85. Maddesinde; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar……………….İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” şeklinde, KTK’nun 86/1.maddesinde;”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” şeklinde, KTK’nun 91/1.maddesinde;”İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde, KTK’nun 92.maddesinde;”Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler, d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar, f) Manevi tazminata ilişkin talepler.” şeklinde, KTK’nun 97.maddesinde(6704 S.K. 5. Mad. İle değişiklik öncesi);”Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” şeklinde, KTK’nun 99.maddesinde(6704 S.K. 6. Mad. İle değişiklik öncesi );”Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceğinin düzenlendiği görülmüştür.
21.07.2020 tarihinde … adına kayıtlı sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motorsiklet … çevre yolu caddesi istikametinden gelip … caddesini takiben seyir halindeyken; … sokak istikametinden gelip … caddesini orta refüj üzerinden yaya olarak geçmekte olan …’ a çarpması sonucu trafik kazası meydana gelmiştir, ayrıca konu ile ilgili olarak 6098 sayılı TBK.49.-56.maddeleri ve KTK.85. ve devam eden maddelerinde düzenlendiği TBK.49/1. Maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde, TBK.54.maddesinde; “Bedensel zararlar özellikle şunlardır:1. Tedavi giderleri.2. Kazanç kaybı.3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” şeklinde, TBK’nun 56/1.maddesinde;”Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” şeklinde, (haksız fiil, doktrinde hukuka aykırı zarar verici eylem olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve uygun illiyet bağı olarak belirlenmektedir, bu durumda haksız fiilden söz edebilmek için “1) hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, 2)eylemden kaynaklı bir zararın olması, 3)zarar veren kişinin kusuru bulunması” ya da yasaca sorumlu olması” zarar ile kusur arasında uygun illiyet bağı bulunması gerekir) KTK.85. maddesinde;”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar……………….İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” şeklinde, KTK’nun 86/1.maddesinde;”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” şeklinde, KTK’nun 91/1.maddesinde;”İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde, KTK’nun 92.maddesinde(6704 S.K. 4. Mad. İle değişiklik öncesi);”Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler, d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar, f) Manevi tazminata ilişkin talepler.” şeklinde, KTK’nun 97.maddesinde(6704 S.K. 5. Mad. İle değişiklik öncesi);”Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” şeklinde, KTK’nun 99.maddesinde(6704 S.K. 6. Mad. İle değişiklik öncesi);” Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı, görülmüştür.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan ve hükme esas alınan bilirkişi raporlarında sırasıyla; davacının iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği, bu sürenin ilk 4 ayında bir başkasının bakım ve yardımına ihtiyaç duyacağı, davalı sürücü …’in %25 oranında yaya …’ın ise %75 oranında kusurlu olduğu, (kaza zaptı ile ATK kusur raporlarının uyumlu olduğu) davacının geçici iş göremezlik süresinde uğradığı maddi zararının 81.153,53 TL, sürekli iş göremezlik devresinde uğradığı maddi zararının 81.612,86 TL, iyileşme süresinde bakıcı giderinde doğan maddi zararının 2.943,00 TL, kaçınılmaz tedavi giderinden doğan maddi zararının ise 1.750,00 TL olduğu bildirilmiştir.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporlarının oluşa ve hukuka uygunluğu ile dosya kapsamında bulunan belge, bilgi ve deliller birlikte değerlendirildiğinde Yüksek Yargıtay . HD’nin … Esas, … Karar sayılı ilamı, aynı dairenin … , … sayılı ilamları, Konya BAM . HD’nin … E, … K, ve aynı dairenin … Esas, … K, sayılı 28/01/2021 tarihli ilamları, Yargıtay . HD’nin 24/02/2021 tarihli … Esas, … Sayılı ilamı, Yargıtay . HD’nin … Esas, … Karar ile 22/06/2021 tarihli ve Yargıtay . HD’nin … Esas, … K sayılı ilamının da aynı doğrultuda olduğu, ayrıca Yargıtay . HD nin 10/01/2022 tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamı “… TRH 2010 adı verilen Ulusal Moralite Tablosu hazırlanmıştır, gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel veriler içerdiği göz önüne alındığında dairemizce de tazminat hesaplarında TRH 2010 tablosuna göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir…” şeklinde karar verildiği ve Yargıtay HGK’nın 02/12/2021 tarih … , … Karar sayılı ilamında da TRH 2010 tablosunun uygulanacağı yönünde oy birliği ile karar verilmiştir olup) emsal kararlar da dikkate alındığında maddi tazminatlar açısından Davacının 5.153,53 TL Geçici iş göremezlik, 81.612,86 TL Sürekli iş göremezlik, 2.943,00 TL Bakıcı gideri, 1.750,00 TL Kaçınılmaz tedavi gideri zararına bağlı olmak üzere toplam 91.459,39 TL maddi tazminatın davalı … yönünden 21/07/2021 tarihinden, … Sigorta A.Ş. yönünden ise 04/02/2021 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte (avans faizi talep edilmişse de kazaya neden olan araç hususi olduğundan yasal faize hükmedilmiştir) (… Sigorta A.Ş yönünden kaza tarihinde geçerli olan poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair karar verilmiştir.
Ayrıca manevi tazminatlar bakımından yapılan incelemede ise; davacı …’ın meydana gelen kaza nedeniyle zor günler geçirdiğini ve bununla birlikte manevi zarara uğradığını, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, haksız eylemin ağırlığı, kusur durumu ve diğer hususlar dikkate alınarak aynı zamanda”hükmedilcek bu para, zarara uğrayandan manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır, bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amcına göre belirlenmelidir, takdir edilecek miktarı mevcut halde elde edilecek tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır” (Yüksek Yargıtay . HD’nin 06/06/1999 Tarih, … ; . HD’nin 18/06/1998 tarih, … ), “hükmedilcek bu para, zarara uğrayandan manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır, bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amcına göre belirlenmelidir, takdir edilecek miktarı mevcut halde elde edilecek tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır” (Yüksek Yargıtay . HD’nin 06/06/1999 Tarih, … ; . HD’nin 18/06/1998 tarih, … ), Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebi ile duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde bulundurularak hak ve nesafet çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır, zira TMK’nın 4. Maddesinde kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre takdir edeceği öngörülmüştür.( Yüksek Yargıtay . HD’nin 23/02/2015 Tarih … Esas … Karar) anılan emsal kararların da dikkate alınması ve Yüksek Yargıtay . HD’nin 23/02/2015 Tarih … Esas … Karar yine HGK’nın 23/06/2004 tarihli, … -… sayılı kararında “22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır” şeklinde hüküm geçtiği, anılan emsal kararların da dikkate alınması ve kaza tarihi ile karar tarihi arasında geçen süre de dikkate alınarak manevi tazminatlar bakımından davanın kısmen kabul kısmen reddine karar vermek gerekmiş olup, 7.500 TL manevi tazminatın 21/07/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
A-MADDİ TAZMİNATLAR AÇISINDAN DAVACININ DAVASININ KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
1-Davacının 5.153,53 TL Geçici iş göremezlik, 81.612,86 TL Sürekli iş göremezlik, 2.943,00 TL Bakıcı gideri, 1.750,00 TL Kaçınılmaz tedavi gideri zararına bağlı olmak üzere toplam 91.459,39 TL maddi tazminatın davalı … yönünden 21/07/2021 tarihinden, … Sigorta A.Ş. yönünden ise 04/02/2021 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte (… Sigorta A.Ş yönünden kaza tarihinde geçerli olan poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
B-MANEVİ TAZMİNATLAR AÇISINDAN DAVACININ DAVASININ KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
1-7.500 TL manevi tazminatın 21/07/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2- MADDİ TAZMİNATLAR BAKIMINDAN; Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 6.247,59 TL karar ve ilam harcından 69,68 TL peşin harç ve 311 TL tamamlama harcı ve 97,70 TL ihtiyat-i haciz harcı toplamı 478,38 TL’nin mahsubu ile bakiye 5.769,21 TL harcın davalılar … Sigorta Anonim Şirketi ve …’den tahsili ile hazineye irad KAYDINA,
3-MADDİ TAZMİNATLAR BAKIMINDAN Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan toplam 137,48 TL ilk yargılama harcı ile 311 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 448,48 TL’nin davalılar … Sigorta Anonim Şirketi ve …’den tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-MADDİ TAZMİNATLAR BAKIMINDAN Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 3.962,26 TL yargılama gideri ile 355 TL NEÜ DÖN. SER . SAY tarafından kesilen fatura 500 TL bedelli bilirkişi ödemesi (…) 200 TL bedelli fatura (… ) 200 TL bedelli fatura (… ), 200 TL bedelli fatura (… ) olmak üzere toplam 5.417,26 TL nin davalılar … Sigorta Anonim Şirketi ve …’den tahsili davacıya VERİLMESİNE,
5-MADDİ TAZMİNATLAR BAKIMINDAN davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer OLMADIĞINA,
6-MADDİ TAZMİNATLAR BAKIMINDAN Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.’ye göre hesaplanan 12.638,64 TL vekalet ücretinin davalılar … Sigorta Anonim Şirketi ve …’den tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7- MANEVİ TAZMİNATLAR BAKIMINDAN; Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 513 TL karar ve ilam harcının davalı …’den tahsili ile hazineye irad KAYDINA,
8-MANEVİ TAZMİNATLAR BAKIMINDAN Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan toplam 1 TL (2 adet SED araştırma yazısının KEP’ten gönderimi) yargılama giderinin davalı …’den tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
9-MANEVİ TAZMİNATLAR BAKIMINDAN Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer OLMADIĞINA,
10-MANEVİ TAZMİNATLAR BAKIMINDAN Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.’ne göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya VERİLMESİNE,
11-MANEVİ TAZMİNATLAR BAKIMINDAN reddedilen miktar üzerinden davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.’ye göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e VERİLMESİNE,
12- 6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 6235 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince davalılar … Sigorta Anonim Şirketi ve …’den alınarak Hazine’ye gelir KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin ve davalı sigorta şirketi ile gerçek kişi vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/04/2022

Katip Hakim

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.