Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/726 E. 2023/114 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA KARAR
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI : … – …
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZIM TARİHİ :

Davacı tarafından hasımsız olarak açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 24/12/2021 tarihli dilekçesiyle; Müvekkilinin aracının … ticari plaka sayılı araç olduğunu, 08/12/2021 günü Konya Minibüsçüler ve Umum Servis Araçları Esnaf Odası Başkanlığında oda yetkilileri huzurunda satış sözleşmesi düzenlenerek … plaka sayılı aracın 1/2 hissesini 950.000,00 TL bedelle 01/01/2022 tarihinde satışı konusunda aracın belirtilen günde devri ve bedelin alınması hususunda anlaştıklarını, söz konusu satış sözleşmesine göre söz konusu işlemlerin 01/01/2022 tarihinde gerçekleştirileceğini, bahse konu satış sözleşmesine göre alıcı ve satıcıdan teminat adı altında araç satış bedeli kadar senetlerin alındığını, satıştan vazgeçilmesi durumunda cayma bedeli olarak cayan tarafın 50.000,00 TL tazminat ödeyeceğinin belirtildiğini, söz konusu sözleşmenin imzalandığını ve oda başkanlığında senetlerle birlikte muhafaza edildiğini, sözleşmenin aslı ve bonoların Konya Minibüsçüler ve Umum Servis Araçları Esnaf Odası Başkanlığında bulunmakta olduğunu, sözleşme imzalandığında sözleşmeden müvekkiline suret verilmediğini, huzurda düzenlediğini ve oda başkanının da huzurda bulunması ve sözleşme suretinden daha sonra verileceğinin belirtildiğinden müvekkilinin odadan ayrıldığını, müvekkilinin ilgili oda başkanlığına da güvenerek 01/01/2022 tarihinde satım ve devir işlemlerini beklemekte iken, 22/12/2021 tarihinde kadar da satış sözleşmesinden resmi yollarla da cayması olmamasına karşın, söz konusu tarihte müvekkilinin aracının gece 22.00 civarında polis ekipleri tarafından minibüsün bulunduğu yerden alınarak otoparka çekildiğini, ertesi gün yapmış olduğu araştırmada davalı tarafın 21/12/2021 Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.iş, … Karar sayılı kararı ile ihtiyati haciz kararı aldığını ve önce takibe konulan Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından ihtiyati hacze binaen haciz işlemleri yapıldığını, ticari minübüsüne de yakalama haczi konulduğunu, bu sebeple de aracın bağlandığını öğrendiğini, davaya konu olan bono fotokopisine göre bonoda oynama yapıldığını ve malen düzenlendiğini, müvekkilinin davalı …’ı bu araç alım satım sözleşmesi sebebi ile tanıdığını ve oda başkanlığı güvencesinde sözleşme ve bonalar düzenlediğini, müvekkilinin davalıya karşı satış sözleşmesi konusu dışında herhangi bir para- mal alış verişi olmadığını, müvekkilinin gelir ve ekmek teknesi olan … plaka sayılı aracının yakalamalı haczi sebebiyle gelirinin elinden alındığını ve cebri icra kanalı ile borçlu olmadığı halde ödemeye zorlandığını, bu sebeple söz konusu takip ve bononun haksız ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, bono ve ödeme emrinin hukuka uygun olmadığını, bu sebeplerle fazlaya ilişkin talep, sair talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla; icra tehdidi altında bulunan ve iş yapamaz halde olan müvekkilinin daha fazla mağdur olmaması için öncelikle Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinin teminatsız olarak durdurulmasına, teminatla durdurulması halinde hakkaniyete uygun tutarın belirlenmesine, Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinde yakalama haczi ile kaldırılan … plaka sayılı araçtaki yakalama hacizinin teminatsız olarak kaldırılmasına, davacı müvekkilinin Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından dolayı borçlu ve sorumlu olmadığının tespitine, davalının kötü niyetli olduğundan %40’dan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına ve %40’tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalıya tahmiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 28/12/2022 tarihli cevap dilekçesiyle; Bahsi geçen sözleşmenin müvekkilim ile yapılmadığını, müvekkiline iddia edildiği gibi haciz aşamasında olan araç satılmadığını, İcraya konulan senetin para borcuna karşılık verildiği, İşbu senedin teminat karşılığı verilmediğini, Karşı tarafın senetteki imzaya, senet miktarına, müvekkiline verdiğine, vade tarihine itiraz etmediğini, düzenleme tarihine de itiraz etmediğini, sahtelik iddiasında bulunmadığını, davacının müvekkilini tanımadığını iddia ettiğini, Bu beyanlarının da gerçeği yansıtmadığını, Senet miktarı olan 50.000 TL Müvekkilinden beraber iş yapmak amacı ile borç olarak alınmış ve ödeme yapılmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, işbu davanın açılmasına ve borcun ödenmemesine tamamen davacı sebep olduğundan alacağın % 20’si üzerinden kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Konya . İcra Müdürlüğünün … ve … esas sayılı dosyaları istenmiş, Konya Vergi Dairesi Selçuk Vergi Dairesi ve Konya Meram Vergi Dairesi’den ilgili belgeler, Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünden ilgili belgeler, Konya Münibücüler ve Umum Servis Araçları esnaf Odası Başkanlığından ilgili belgeler ve SMMM bilirkişisinden rapor alınmış ve raporun taraflara tebliği sağlanmıştır.
Dava, “Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)” davasıdır.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; Davacının aracının … ticari plaka sayılı aracının, 08/12/2021 günü Konya Minibüsçüler ve Umum Servis Araçları Esnaf Odası Başkanlığında oda yetkilileri huzurunda satış sözleşmesi düzenlenerek 1/2 hissesini 950.000,00 TL bedelle 01/01/2022 tarihinde satışı konusunda aracın belirtilen günde devri ve bedelin alınması hususunda anlaştıklarını, söz konusu satış sözleşmesine göre söz konusu işlemlerin 01/01/2022 tarihinde gerçekleştirileceğini, bahse konu satış sözleşmesine göre alıcı ve satıcıdan teminat adı altında araç satış bedeli kadar senetlerin alındığını, satıştan vazgeçilmesi durumunda cayma bedeli olarak cayan tarafın 50.000,00 TL tazminat ödeyeceğinin belirtildiğini, söz konusu sözleşmenin imzalandığını ve oda başkanlığında senetlerle birlikte muhafaza edildiğini, sözleşmenin aslı ve bonoların Konya Minibüsçüler ve Umum Servis Araçları Esnaf Odası Başkanlığında bulunmakta olduğunu, sözleşme imzalandığında sözleşmeden müvekkiline suret verilmediğini, müvekkilinin ilgili oda başkanlığına da güvenerek 01/01/2022 tarihinde satım ve devir işlemlerini beklemekte iken, 22/12/2021 tarihinde kadar da satış sözleşmesinden resmi yollarla da cayması olmamasına karşın, söz konusu tarihte müvekkilinin aracının gece 22.00 civarında polis ekipleri tarafından minibüsün bulunduğu yerden alınarak otoparka çekildiğini, ertesi gün yapmış olduğu araştırmada davalı tarafın 21/12/2021 Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.iş, … Karar sayılı kararı ile ihtiyati haciz kararı aldığını ve önce takibe konulan Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından ihtiyati hacze binaen haciz işlemleri yapıldığını, ticari minübüsüne de yakalama haczi konulduğunu, bu sebeple de aracın bağlandığını öğrendiğini, davaya konu olan bono fotokopisine göre bonoda oynama yapıldığını ve malen düzenlendiğini, müvekkilinin davalı …’ı bu araç alım satım sözleşmesi sebebi ile tanıdığını beyan ederek taleplerinin kabulü ile Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından dolayı borçlu ve sorumlu olmadığının tespitine, davalının kötü niyetli olduğundan %40’dan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına ve %40’tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği, davanın İİK.72. maddesine dayalı menfi tespit davası olduğu, İİK.72.maddesinde; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir….” şeklinde, 6102 sayılı TTK.778/1-d maddesi yollaması ile TTK. 677. Maddesinde; “Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez.” şeklinde, TTK. 778/1-a maddesi yollaması ile TTK’nun 687.maddesinde; “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. (2) Alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde, 6102 sayılı TTK’nun 825.maddesinde;”(1) Borçlu, emre yazılı bir senetten doğan alacağa karşı ancak senedin geçersizliğine ilişkin veya senet metninden anlaşılan def’ilerle alacaklı kim ise ona karşı, şahsen haiz bulunduğu def’ileri ileri sürebilir.(2) Borçlu ile önceki hamillerden biri veya senedi düzenleyen kişi arasında doğrudan doğruya varolan ilişkilere dayanan def’ilerin ileri sürülmesi, ancak senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde caizdir.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı görülmektedir.
Dosya incelendiğinde öncelikli olarak T.T.K’nun ilgili maddesi uyarınca senet alacaklılarına karşı borçlunun borçlu olmadığını ispatlamasının ancak yine senet yolu ile olacağı, davacının dosya kapsamında davaya ilişkin senedi ödediğine dair herhangi bir belge olmadığı gibi, kendi yapmış olduğu savunmada da senedin hükümsüz olduğu, taraflar arasında yapılan sözleşmeye istinaden verildiğini iddia etmiştir.
Her ne kadar; davacı taraf davaya ilişkin bir takım adi yazılı sözleşme örnekleri sunmuş ise de; söz konusu sözleşme üzerinde davalının herhangi bir imzası bulunmamaktadır. Aynı zamanda davaya konu senetlerin verilmesine ilişkin senetlerin bağlı bulunduğu sözleşmenin aslı da mahkememize sunulmadığı gibi, davacı tanıklarının da vermiş olduğu ifadeler birbirini tam olarak doğrulayamamıştır.
Yukarıda bahsi geçen sözleşmenin üzerinde davalının imzası olmadığı gibi dava konusu senedin de üzerinde her ne kadar tam anlaşılmıyorsa da bile nakten ibaresi görülmüştür, aynı zamanda davacının dosya kapsamında verilen senedin teminat senedi olduğu iddiası da yine dosya kapsamında senedin teminat senedi olduğuna ilişkin herhangi bir delil de bulunamamıştır. Aynı zamanda davacı taraf senet üzerindeki imza ve yazılara da itiraz etmeyerek davaya konu senetlerin geçerliliği konusunda herhangi bir itirazda bulunmamıştır. Davacı vekiline son olarak davaya ilişkin yemin delili hakkı da hatırlatılmış olup, davacı taraf yeminde bulunmayacağını belirterek yemin delili kullanmadıkları dikkate alınarak özetle dosya kapsamında davacının iddialarını ispatlayıcı somut bir delil bulunmadığı,
Usul yasamızın 225-239 maddeleri arasında yer alan kesin delil kabul ettiğimiz yemin kurumu mevcudiyetinden davacı taraf yasanın 227. maddesine dayanarak yemin teklifinde bulunulduğu, Davacı tarafından yemin delilini kullanılmayacağının belirtilerek dosya kapasımındaki delillerle karar verilmesini talep ettiği anlaşılarak ispat edilemeyen davacının davasının reddin ile davalı tarafın mahkememizce davalı tarafın talep etmiş olduğu kötü niyet tazminatı da mahkememizce kesin olarak kabul edilmediğinden davalının da bu talebinin de reddine karar verilmek gerekmiş ve davalı taraf menfi tespit davasına dayalı kötü niyet tazminatı istemiş ise de ; ispatlanamayan kötü niyet tazminat oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Söz konusu davada davalı tarafından istenilen kötü niyet tazminatının ispatlanamamış olması nedeniyle REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 879,05 TL harçtan mahsubu ile davacı tarafından fazladan yatırıldığı anlaşılan 699,15 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer OLMADIĞINA,
6-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca (dava değerinin 51.474,14 TL olduğunun kabulü ile) davalı vekili için 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın, kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin istek halinde davacıya iadesine, karar kesinleşinceye kadar iade alınmaz ise gider avansının artan kısmının 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde re’sen davacıya İADESİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
23/02/2023

Katip … Hakim …