Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/70 E. 2022/8 K. 10.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA KARAR
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLİ :
İHBAR OLUNANLAR: 1-
2-
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 10/02/2021 tarihli dilekçesiyle; davalı tarafından davacı hakkında Konya . İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibinin 33.000,00 TL bedelli 1 adet bonoya dayalı olduğunu, bonoda davacının keşideci, diğer borçlu … Yapı Ltd. Şti firmasının lehdar ciranta , davalının ise hamil olduğunu, dava konusu bononun tanzim tarihi olan 26/08/2019 tarihinde site yöneticilerinin … , … ve … olduğunu, 15/11/2020 tarihli site olağanüstü genel kurulunda … , … ve … ‘ın yeni yönetici olarak seçildiğini, 20/01/2019 tarihli site olağan genel kurul tutanağında kat maliklerince yönetim kuruluna site adına kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisinin verilmediğinin tespit edildiğini, yönetim kuruluna kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verilmediğinden takibe konu edilen bonolardan dolayı site yöneticiliği ve kat maliklerinin sorumlu tutulamayacağını, dava konusu olayla ilgili arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını beyan ederek davanın kabulüne, davacının borçlu olmadığının tespitine, davalının %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, icra takibinin dava sonuna kadar durdurulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davalı vekilinin 22/03/2021 havale tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, site yönetimine kambiyo taahhüdünde bulunması yetkisi verilmemiş olsa da site yönetiminin faaliyetleri kat maliklerinin bilgisi ve onayı dahilinde gerçekleştiğini, müvekkilinin iyi niyetli 3. Kişi olduğunu, … Ltd. Şti ile davacı site yönetimi arasındaki hukuki ilişkiden haberi olmadığını, beyan ederek davanın reddine, … ve … Yapı İnş. San. Tic. Ltd. Şti ‘ye davanın ihbarına, davacı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline, davanın kabulüne karar verilmesi halinde icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası dosyamız içerisine getirtilmiş, …’nden ilgili belgeler, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden ilgili belgeler istenmiştir.
Davacının dava açarken talep etmiş olduğu tedbir talebi ara karar ile reddedilmiş, davacı ara kararı istinaf etmiş , Konya BAM . Hukuk Dairesi ‘nin … Esas … karar sayılı ilamı ile davacının istinaf başvuru talebinin Esastan Reddine karar verilerek dosya mahkememize geri gönderilmiştir.
Dava, “Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)” davasıdır.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davalı tarafından davacı hakkında Konya . İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibinin 33.000,00 TL bedelli 1 adet bonoya dayalı olduğunu, bonoda davacının keşideci, diğer borçlu … Yapı Ltd. Şti firmasının lehdar ciranta , davalının ise hamil olduğunu, dava konusu bononun tanzim tarihi olan 26/08/2019 tarihinde site yöneticilerinin … , … ve … olduğunu, 15/11/2020 tarihli site olağanüstü genel kurulunda … , … ve … ‘ın yeni yönetici olarak seçildiğini, 20/01/2019 tarihli site olağan genel kurul tutanağında kat maliklerince yönetim kuruluna site adına kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisinin verilmediğinin tespit edildiğini, yönetim kuruluna kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verilmediğinden takibe konu edilen bonolardan dolayı site yöneticiliği ve kat maliklerinin sorumlu tutulamayacağını, dava konusu olayla ilgili arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını beyan ederek davanın kabulüne, davacının borçlu olmadığının tespitine, davalının %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, icra takibinin dava sonuna kadar durdurulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Dosyamız incelendiğinde davacının site yöneticisi olduğu, bononun bir hizmete karşı (site içerisindeki tamirat ve restorasyon için) düzenlenmiş olduğu, kanunumuza göre site yönetimlerinin tüzel kişiliği olmamakla beraber sözleşme yapma yetkilerinin olduğu ancak bunların sınırlı olduğu, dolayısıyla yasaca ve yüksek mahkemeler arasında site yönetimlerinin davalara taraf olup olmayacağı hakkında farklı görüşler mevcuttur, ancak site yönetimlerinin tacir vasfının olmadığı, kesin olmakla birlikte Yargıtayın birçok emsal kararına göre site yönetimleri tüketici konumunda olduğu genel anlamda kabul edilmiştir.
Yargıtay . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı ilamında da taraflar arasındaki hukuki ilişkinin bir eser sözleşmesi olması durumunda ve taraflardan birinin tüketici konumunda olduğu dikkate alınırsa söz konusu itilaftaki itirazın iptali davasındaki görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu örnek karar olarak mahkememizce tespit edilmiştir.
TTK. 4. ve 5. maddeleri gereğince mahkememizin görevli olmadığı, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi;mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, ESER, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, sağlayıcı: kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder.
6502 sayılı Kanunun 73. maddesinde de bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 3/1-(k-l) maddesinde; ” Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” şeklinde, 6502 sayılı TKHK’nun 4/5. maddesinde;”(5) Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir.” şeklinde, 6502 sayılı TKHK’nun 73/1. maddesinde;”Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” şeklinde, 6502 sayılı TKHK’nun 83/2.maddesinde; “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” şeklinde düzenlemelerin olduğu görülmektedir. Dosyadaki tüm bilgi ve belgeler dikkate alınarak incelendiğinde ve yine Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … Esas ve … Karar sayılı ilamında “4077 sayılı yasanın 23. Maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması hakkındaki kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz.” düzenlemeleri de dikkate alındığında 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 3/1-(k-l), 73/1., 83/2. maddeleri gereğince dava tarihi itibariyle TTK. 4 ve 5. maddeleri gereğince mahkememizin görevli olmadığı, (Y. HGK 10.02.2016, … -… E, … Sayılı İlamının da aynı doğrultuda olduğu görülmüş, (özü; Ticaret Mahkemesi’nin görev alanını belirleyen ilam)) somut olayımızda davacı yüklenici ile davalı iş sahibi (tüketici) arasında eser sözleşmesi niteliğinde tüketici işlemi vardır. Eser sözleşmesi de T.K.H. Kanunu kapsamındadır. Davalı yanda (site yönetimi) tacir veya bir meslek amacı olmayan bir yapı olduğu gerçeği karşısında TÜKETİCİ olarak kabulü gerekir. (Emsal Yargıtay . H.D.’nin 11/03/2019 tarihli … Esas – … Karar sayılı, Yargıtay . H.D.’nin 25/10/2017 tarihli … Esas – … Karar sayılı, Yargıtay . H.D.’nin 02/04/2018 tarihli … Esas – … Karar sayılı ilamları.) yasal düzenlemeler ve emsal kararlar da dikkate alındığında Mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin Konya Nöbetçi Tüketici Mahkemelerinin olduğu, HMK 114/1-c maddesi uyarınca görevin dava şartı olduğu, HMK’nın 115. maddesine göre de, mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorunda olduğu, bu nedenle dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, karar verilmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle davacının davasının DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE, karar kesinleştiğinde ve istek halinde dosyanın yetkili ve görevli Konya Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
2-Konya Nöbetçi Tüketici Mahkemelerinin GÖREVLİ olduğuna,
3-6100 sayılı HMK.nun 20/1.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurması halinde dava dosyasının görevli Konya Nöbetçi Tüketici Mahkemelerine GÖNDERİLMESİNE, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin başvurmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına KARAR VERİLMESİNE,
4-6100 sayılı HMK.nun 331/2.maddesi gereğince harç, arabuluculuk ücreti, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davaya görevli mahkemece devam edilmesi halinde görevli mahkemece, aksi takdirde talep halinde mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin ve ihbar olunan …’in yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/01/2022

Katip … Hakim …