Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/613 E. 2022/513 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :
KARARIN MAHİYETİ : KISMEN KABUL

Mahkememizde görülmekte bulunan ” Tazminat ” davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “29.06.2020 günü sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile … caddesi istikametinden … yolu caddesini takiben seyredip No: … önünden sağından gelen akımı kontrol etmeden aracının sağ arka yan kısmı ile aynı istikamette sağında seyir halinde olan … idaresindeki … plakalı motorlu bisikletin çarpışması sonucu çift taraflı yaralanma ve maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir. (Kaza Tespit Tutanağı, Konya. Asliye Ceza Mahkemesi … Esas Numaralı Dosyası) … plaka sayılı araçla seyir halinde olan …, 2918 sayılı KTK’nın 53 (Doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapmak sağa dönüş kuralına riayet etmemek) maddesini ihlal ettiğinden asli ve tam kusurlu bulunmuştur. Davaya konu kazanın meydana gelmesinde davacı müvekkil …’ ın herhangi bir kusuru bulunmamaktadır. Mahkemenizce yaptırılacak olan kusur bilirkişi incelemesi sonucunda da davacı müvekkilin herhangi bir kusurunun olmadığı görülecektir. (Kaza Tespit Tutanağı,Konya. Asliye Ceza Mahkemesi … Esas Numaralı Dosyası, Kusur Bilirkişi İncelemesi Raporu) Davacı …, … doğumlu olup kaza tarihinde 47 yaşındaydı. Müvekkil, kazanın ardından Konya Numune Hastanesi’ ne kaldırılmıştır. Müvekkilin hakkında aldırılan raporlarda da müvekkilin yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceği belirtilmiştir. Davacı müvekkil trafik kazasına bağlı olarak sol kulağını kaybetmiş olup işitmemektedir. Müvekkil sürekli olarak malul durumdadır. Fiziksel engeli nedeniyle ekonomik geleceğin olumsuz etkilenmesi, iyileşse bile fazladan efor sarf edeceği ve benzeri nedenlerden ötürü, arızaları nedeniyle günlük yaşamını sürdürmekte zorluklar çekmesi, kalıcı bir arızası söz konusu olup; beden ve iş gücü kaybı nedeniyle, 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi uyarınca GEÇİCİ VE SÜREKLİ İŞ GÖREMEZLİĞİNE GÖRE BELİRLENECEK MADDİ TAZMİNATIN davalıya ödetilmesi gerekmektedir. Davacı Müvekkil, kazanın ardından Konya Numune Hastanesi’nde tedavi edildiği süre boyunca çeşitli müdahaleler ile birlikte ağır bir tedavi görmüştür. Bu süreçte davacı, tedavinin birçok yan giderini de karşılamak durumunda kalmıştır. Ancak davacının tedavisi yalnızca bu süre ile sınırlı kalmamıştır. Davacı hastaneden taburcu olduktan sonra da düzenli şekilde hastane kontrollerine gitmiştir. Bu nedenle davacının tedavi giderleri kapsamında karşılanacak giderleri hesaplanırken bu kontrol dönemlerinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Zira Yargıtay içtihatlarında da kabul edilen hâkim görüşe göre tedavi süreci, davacının yalnızca hastanede yattığı süreyle sınırlı değildir. Davalı tarafından tazmini gereken tedavi masrafları, tamamen iyileşmeyi ifade eden tıbbi şifa süresince yapılan bütün masrafları karşılamaktadır. Ayrıca henüz yapılmamış olsa dahi ileride yapılması muhtemel diğer giderlerin de tedavi giderleri kapsamında değerlendirilmesi Yargıtay tarafından da kabul görmektedir. Bu nedenle Borçlar Kanunu’nun 54. Maddesi doğrultusunda; davacının tedavisi sırasında, tıbbi iyileşme süreci kapsamında yapılan ve belgelenmesi mümkün olmayan tüm tedavi giderlerinin Sayın Mahkemenizce tayin edilecek uzman hekimler tarafından mevcut tedavi evrakları ve muhtemel giderler göz önünde bulundurulmak suretiyle TEDAVİ GİDERLERİNİN hesaplanmasını ve bu giderlerin tazminine karar verilmesini talep ediyoruz. Davacı müvekkil iyileşme süresince bakıma muhtaç olacağından, Uzman Hekim marifetiyle davacı müvekkilin iyileşme süresinde bir başkasının yardımına ne kadar süre ile muhtaç olacaklarının belirlenmesi ve bu belirlenen bakıma muhtaçlık süreleri nazara alınarak, asgari ücretin brütü üzerinden bakıcı gideri hesaplanacağı hususları Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Bu nedenle davacı müvekkilin BAKIM GİDERLERİNİN belirlenip hüküm altına alınmasını talep etmekteyiz. Davacı müvekkil …’ın Konya Numune Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı veya Adli Tıp Kurumu Konya Şube Müdürlüğü ya da Adli Tıp Kurumu’na sevki ile yaralanması sonucu oluşan maluliyet oranının; Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğine göre tespiti ile iyileşme süresi ve ayrıca belgelenmeyen ve karşılanmayan tedavi giderleri ile bakım süresinin belirlenmesini talep ederiz. Kaza yapan dava dışı … idaresindeki … plakalı araç, kaza tarihi itibariyle geçerli … poliçe numaralı trafik sigortası ile davalı … Sigorta A.Ş. Şirketine sigortalı bulunduğundan, sorumluluk sınırları içinde sigorta şirketi dava edilmiştir. Temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiz istenilmiştir. (… p.s.’lı … poliçe numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi) Tarafımızca dava açılmadan önce davalı … Sigorta Şirketine yapılan yazılı başvuru 15.12.2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. (PTT GÖNDERİ KODU: … )(EK-1) Davalı sigorta şirketi tarafından olumlu cevap verilmemiştir. Akabinde 2021/2241 Büro numaralı ve … arabuluculuk numaralı olarak Konya Arabuluculuk Bürosuna Arabuluculuk başvurusu yapılmış ve yine olumlu sonuç alınamamıştır. Bu nedenlerden ötürü Sayın Mahkemenizde dava açma zorunluluğu doğmuştur. ” şeklinde dava açmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Başvuru şartının yerine getirilmiş kabul edilebilmesi için; gerekli belgelerin tamamının sigorta şirketine ibraz edilmesi ve ödeme süresi dolmasına rağmen ödeme yapılmamış olması gerekmektedir. Genel Şartların ekinde “Ek:6 Tazminat Ödemelerinde İstenilecek Belgeler” bölümünde “Bedeni Zararlar-Sürekli Sakatlık” talepleri için; 20.02.2019 tarihli ve 30692 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporunun, Kaza raporunun, Mağdura ait son 3 aylık döneme ilişkin ücret belgesinin, Sürücülere ait alkol raporunun, Ceza dosyasına esas savcılık soruşturma evraklarının, İbrazı zorunlu kılınmıştır. Dolayısıyla, sözü edilen düzenlemelere göre; zarar gören kişilerin sigorta kuruluşuna başvurmadan sigorta kuruluşu aleyhine doğrudan doğruya dava yoluna gitme hakları bulunmamaktadır. Davacı tarafından sunulan evraklar arasında MALULİYET RAPORU BULUNMADIĞI görülmektedir. Sigorta şirketine yapılan başvuruda maluliyet oranının tespitine yönelik rapor sunulmadan ödeme yapmasının beklenemeyeceği son derece açıktır. Davacının, başvuru şartını yerine getirmemiş olması, kanunun lafzı ve amacı birlikte değerlendirildiğinde sonradan ikmali mümkün olmayan bir noksanlık teşkil etmektedir. Sigorta şirketine gerekli belgelerle başvuru yapılması, sigorta şirketinin ödeme yapmasını sağlayarak taraflar arasında uyuşmazlık çıkmasını engellemektedir. KTK ile getirilen sigorta şirketine başvuru şartı ile davanın görülmesinden ziyade DAVANIN AÇILABİLMESİNE dair bir ön şart getirilmiştir. Bu nedenle usulüne uygun geçerli belgelerle müvekkil şirkete başvuru yapılmaması halinde eksikliğin tamamlanmasına değil, başvurunun usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla başvuranın müvekkil sigorta şirketine başvurusunda sunması gereken belgeleri sunmadan işbu haksız başvuruyu ikame ettiği görülmektedir. Kanun ile düzenlenen emredici nitelikteki özel dava şartını yerine getirmeyen davacının talebi; dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilmelidir. Bu nedenle ilgili mevzuat hükümleri gereğince işbu davanın yukarıda işaret edilen düzenlemelerindeki yükümlülükler yerine getirilmeden, doğrudan dava yoluna gidilmesi nedeniyle HMK 115 maddesi gereği dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddini arz ve talep ederiz. Kazanın Meydana Gelmesinde Sigortalı Araç Sürücüsünün Kusuru Bulunmamakta Olup İşbu Davanın Reddi Gerekmektedir .Bilindiği üzere KZMSS sigortası ile işletenin veya araç sürücüsünün kusurlu davranışı bu tür sigorta ile teminat altına alınmaktadır. Maddi giderler için geçerli olan teminat her halükârda verilecek bir teminat olmayıp KZMSS sigortası kapsamında müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğu sigortalısının kusuru oranındadır. Haksız fiil sonucu Kusur konusunda bir değerlendirme yapılabilmesi için kazanın meydana geldiği yer, kaza şekli ve nedeni hususlarının bilinmesi gerekir. Bu nedenle sigortalı araç sürücüsü kazada kusursuz olduğundan başvurunun reddini, her durumda sorumluluğa esas kusur oranlarının tespit edilebilmesi için Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu alınmasını arz ve talep ederiz. Davacıda Sürekli Maluliyet Meydana Gelmediği Tespit Edilmiş Olup İşbu Davanın Reddi gerekmektedir. TAZMİNATIN HESAPLANMASINDA ESAS ALINACAK KURALLAR VE HAYAT TABLOSU İSE KANUN İLE BELİRLENMEDİĞİNDEN GENEL ŞARTLAR İLE BELİRLENEN TRH 2010 YAŞAM TABLOSUNUN KULLANILMAMASI HUKUKİ DAYANAKTAN YOKSUN OLUP KABUL EDİLEBİLİR DEĞİLDİR. Bilindiği üzere gelirin %10 artırılıp %10 iskonto edilmesinin (gelir %A artırılıp %A iskonto edilseydi dahi tazminat tutarı aynı bulunacaktır) matematiksel sonucu, gelirin kendisi olmaktadır. Sonuç itibariyle ne artış ne de iskonto uygulanmaktadır. Yapılan hesaplama sonucu bulunan, başlangıçtaki gelir olmaktadır. Defaten peşin ödenen tazminatın, reel faiz getirisi kadar iskonto edilmemesi ise zarar gören bakımından sebepsiz zenginleşmeye, davalı bakımından fakirleşmeye neden olacağından ve Türk Borçlar Kanunu’na göre zararın hesaplanması esaslarına aykırı olacağından, hakkaniyete aykırıdır. Bankalarca mevduat ağırlıklı ortalama yıllık faiz oranlarının TÜFE karşısındaki reel getirisinin 2010-2019 yılları dahil olmak üzere 10 yıllık dönemde yıllık %1,805 olduğu göz önüne alındığında %1,8 teknik faizin uygulanmasının Türkiye’nin 2010-2019 yıllarının baz alındığı 10 yıllık en güncel finansal durumuna aykırı olmayacağı ve uygulanmasının Türk Borçlar Kanunu’nun zararın hesaplanması ilkeleri gereği olduğu, kanaatine varılmıştır. Davacının yapılacak ödemeden enflasyon oranının üzerinde elde edebileceği gelirin hesaplamada dikkate alınması gerekmektedir. Aktüer hesaplamalarında peşin ödenen ve erken ödenen tazminatın belirli bir iskonto oranına tabi tutulması gerektiği açıktır. İrat halinde ödeme söz konusu olabilecekken peşin sermaye olarak ödenen tazminattan iskonto yapılmalıdır. Tazminattan herhangi bir iskonto yapılmaması aynı zamanda faiz bakımından da mağdur lehine sebepsiz zenginleşme teşkil edecektir. Hesap tarihi itibariyle belirlenen ve geleceğe dönük iratların peşin değerinin belirlendiği işleyecek dönem tazminat tutarına olay veya dava tarihi itibariyle faiz işletilmesi mükerrer faiz ödemesi yapılmasına sebep olacaktır. Gerçek zarar hesabındaki esas problem mağdurun gelir artış hesaplamasında kullanılan enflasyon oranının mevduat faiz oranlarının altında olmasıdır. Bu nedenle reel faiz getirisi gelir artışına oranla daha yüksek olmaktadır. Bu sorunun çözümü için Hazine Bakanlığınca iskonto oranı olarak 1,8 uygulaması teknik hesaplamalarla Türkiye verileri dikkate alınarak devlet tarafından belirlenmiştir. Bankalarca mevduat ağırlıklı ortalama yıllık faiz oranlarının TÜFE karşısındaki reel getirisinin 2010-2019 yılları dahil olmak üzere 10 yıllık dönemde yıllık %1,805 olduğu göz önüne alındığında %1,8 teknik faizin uygulanmasının gerçek zarar hesabında ülke gerçekleriyle örtüştüğü görülecektir. Davacının güncel sgk hizmet dökümünün dosyaya sunulması ve geçici iş göremezlik süresi boyunca maaş almaya devam ettiğinin tespit edilmesi durumunda geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddi gerekmektedir. Dosyada başvuranın güncel SGK Hizmet Dökümü bulunmamaktadır. Güncel SGK hizmet dökümünün dosyaya sunulması ve geçici iş göremezlik süresi boyunca kesintisiz maaş alıp almadığının tespit edilmesi gerekmektedir. Geçici iş görmez olduğu süre zarfı boyunca kesintisiz maaş aldığının tespit edilmesi durumunda geçici iş görmezlik tazminatı talebinin reddi gerekmektedir.” şeklinde cevap vermiştir.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosyanın Ankara ATK’ya gönderildiği, ATK tarafından tanzim edilen raporda özetle; “Sürücü …’nun %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, Sürücü …’ın kusursuz olduğu, kanaatini bildirir müşterek rapordur. ” şeklinde rapor tanzim edildiği görülmüştür.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosyanın maluliyet tespiti için NEÜ Adli Tıp Kurumu’na gönderildiği, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen raporda özetle; davacının 750 TL kaçınılmaz tedavi gideri yaptığı, iyileşme süresinin 1 aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosyanın Aktüerya Hesap Uzmanı bilirkişi Av. … tevdi edildiği, bilirkişinin raporunda; davacının 2.435,06 TL geçici iş göremezlik, 750 TL faturalandırılmayan tedavi gideri olmak üzere toplam 3.185,06 TL tazminat hesabının yapıldığı görülmüştür.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili mahkememizin 28/09/2022 tarihli duruşmasında özetle; “ıslah dilekçemizi aynen tekrar ederiz, dava dilekçemizde sürekli iş göremezlik talebimiz vardır ve değeri belirtilmemiş ise bu talebimizi 10 TL olarak değerlendirerek açmıştık dolayısıyla eğer karar verilecek ise kararın değerlendirilmesinde bu beyanımızın dikkate alınmasını talep ederim, bu yönü itibariyle eksik harç var ise eksik harcı yatıracağız” demiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davalıya Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davası açmış, davalı yan yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz etmiştir.
Ayrıca konu ile ilgili olarak 6098 sayılı TBK.49.-56.maddeleri ve KTK.85. ve devam eden maddelerinde düzenlendiği TBK.49/1. Maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde, TBK.54.maddesinde; “Bedensel zararlar özellikle şunlardır:1. Tedavi giderleri.2. Kazanç kaybı.3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” şeklinde, TBK’nun 56/1.maddesinde;”Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” şeklinde, (haksız fiil, doktrinde hukuka aykırı zarar verici eylem olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve uygun illiyet bağı olarak belirlenmektedir, bu durumda haksız fiilden söz edebilmek için “1) hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, 2)eylemden kaynaklı bir zararın olması, 3)zarar veren kişinin kusuru bulunması” ya da yasaca sorumlu olması” zarar ile kusur arasında uygun illiyet bağı bulunması gerekir) KTK.85. maddesinde;”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar………….İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” şeklinde, KTK’nun 86/1.maddesinde;”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” şeklinde, KTK’nun 91/1.maddesinde;”İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde, KTK’nun 92.maddesinde(6704 S.K. 4. Mad. İle değişiklik öncesi);”Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler, d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar, f) Manevi tazminata ilişkin talepler.” şeklinde, KTK’nun 97.maddesinde(6704 S.K. 5. Mad. İle değişiklik öncesi);”Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” şeklinde, KTK’nun 99.maddesinde(6704 S.K. 6. Mad. İle değişiklik öncesi);” Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı, görülmüştür.
29/06/2020 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile … yolu caddesi üzerinde … Sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motorsikletin çarpışması sonucu davaya konu kazanın meydana geldiğini, … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketince sigortalandığı anlaşılmaktadır.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan ve hükme esas alınan bilirkişi raporlarında sırasıyla; Sürücü …’nun %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, Sürücü …’ın kusursuz olduğu, davacının 750 TL kaçınılmaz tedavi gideri yaptığı, iyileşme süresinin 1 aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği, davacının 2.435,06 TL geçici iş göremezlik, 750 TL faturalandırılmayan tedavi gideri olmak üzere toplam 3.185,06 TL tazminat hesabının yapıldığı görülmüştür.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporlarının hukuka ve oluşa uygunluğu ile dosyadaki tüm bilgi, belge, deliller ayrıca emsal teşkil eden Yüksek Yargıtay . HD’nin … Esas, … Karar sayılı ilamı, aynı dairenin … , … sayılı ilamları, Konya BAM . HD’nin … E, … K, ve aynı dairenin … Esas, … K, sayılı 28/01/2021 tarihli ilamları, Yargıtay . HD’nin 24/02/2021 tarihli … Esas, … Sayılı ilamı, Yargıtay . HD’nin … Esas, … Karar ile 22/06/2021 tarihli ve Yargıtay . HD’nin … Esas, … K sayılı ilamının da aynı doğrultuda olduğu, ayrıca Yargıtay . HD nin 10/01/2022 tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamı “… TRH 2010 adı verilen Ulusal Moralite Tablosu hazırlanmıştır, gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel veriler içerdiği göz önüne alındığında dairemizce de tazminat hesaplarında TRH 2010 tablosuna göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir…” şeklinde karar verildiği ve Yargıtay HGK’nın 02/12/2021 tarih … , … Karar sayılı ilamında da TRH 2010 tablosunun uygulanacağı yönünde oy birliği ile karar verilmiş olup) ilamları da dikkate alındığında ve eldeki davada davacı yan avans faizi istemişse de kazaya neden olan araç hususi olduğundan yasal faize hükmedilmemiş olup, sürekli iş göremezlik talep edilmişse de bilirkişi raporları il ede sabit olduğu üzere bu yönde bir zarar olmadığından bu talebin reddine karar verilmiştir.
Birlikte kusur itirazı var ise de davacı yan birlikte kusur atfedilecek bir durum olmadığından (kaza zaptı, ATK kusur raporu vs) bu yöndeki savunmaya itibar edilmemiş olup tüm bu bilgiler ışığında davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; 2.435,06 TL Geçici iş göremezlik, 750 TL Kaçınılmaz tedavi gideri zararına bağlı olmak üzere toplam 3.185,06 TL maddi tazminatın davalıdan temerrüt tarihi olan 24/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE; 2.435,06 TL Geçici iş göremezlik, 750 TL Kaçınılmaz tedavi gideri zararına bağlı olmak üzere toplam 3.185,06 TL maddi tazminatın davalıdan temerrüt tarihi olan 24/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2- Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 217,57 TL karar ve ilam harcından 59,30 TL peşin harç ve 28/07/2022 tarihli 11 TL lik ve 28/09/2022 tarihli 10 TL lik ıslah harcı toplamı 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye137,27 TL harcın davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nden tahsili ile hazineye irad KAYDINA,
3-Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan toplam 127,10 TL ilk yargılama harcı ve 28/07/2022 tarihli 11 TL lik ıslah harcı ile 28/09/2022 tarihli 10 TL lik ıslah harcı olmak üzere toplam 148,10 TL’nin davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nden tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 1.942,95 TL yargılama gideri, Neü Dön. Ser. Say. Tarafından kesilen 07/03/2022 tarihli 250 TL tutarlı fatura, 600 TL bedelli fatura (… ), 300 TL bedelli fatura (… ), 300 TL bedelli fatura (… ), toplamı 3.392,95 TL nin davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nden alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer OLMADIĞINA,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.’ye göre hesaplanan 3.185,06 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden A.A.Ü.T.’ye göre hesaplanan 10 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8- 6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 6235 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nden alınarak Hazine’ye gelir KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, bağımsız ve tarafsız Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından KESİN olmak üzere karar verildi. 30/09/2022

Katip Hakim

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.