Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/606 E. 2022/295 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA :Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH:

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 19/11/2021 tarihli dava dilekçesiyle; Konya . Noterliği’nin … yevmiye numaralı 23/09/2021 tarihli ihtarname ile davalı kooperatifin davacı hakkında üyelikten ihraç kararını farklı bir adrese tebliğ ettiğini, üyelikten ihraç kararına karşı 3 aylık süre içerisinde davanın açılması gerektiğini ancak davacının adres değişikliği nedeniyle tebliğ almadığını, bu kararı haricen öğrendiğini, davacının daireyi 17/02/2012 tarihinde davalı kooperatiften kooperatif yönetim kurulu kararı ile peşin olarak satın aldığını ve davacının taşınmazın satış bedeli ile erken kullanım bedelini peşin olarak ödediğini, davalının davacı hakkında Konya . İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında üyelik aidatı, kat irtifakı bedeli ve erken oturma kira bedeli alacağına ilişkin icra takibi başlattığını, davacının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, takibin durmasından itibaren yaklaşık 1 yıl sonra davalının davacıya Konya . Noterliği’nin 24/06/2021 tarihli … yevmiye numaralı kooperatif üyeliğinden kaynaklı olarak ödeme yapılması için ihtarname gönderdiğini, ihtarnamenin davacıya tebliğ edildiğini, bunun üzerine Konya . Noterliği’nin 11/08/2021 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile güncel adresin bildirildiği ve davacının herhangi bir borcunun olmadığının davalıya bildirildiğini, davalıya bu ihtarnamenin 16/08/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, bunun üzerine davalının Konya . Noterliği’nin … yevmiye numaralı 2. İhtarnameyi gönderdiğini ancak bu ihtarnameyi de davacının eski adresine gönderdiğini, davalının ihraç kararının usule aykırı olduğunu, davalının her iki ihtarnamede de belirttikleri borcun neyden ve ne şekilde kaynaklandığının açıkça belirtmediğini, her iki ihtarnamenin de usule aykırı şekilde tanzim edildiğini beyan ederek kooperatif üyelikten ihraç kararının tedbiren durdurulmasına, taşınmazın üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini, davanın kabulüne, davacının davalı kooperatiften üyeliğinin ihracına ilişkin kararının iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davalı vekili 13/12/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava şartı arabuluculuk sürecinin yerine getirilmediğini, bu nedenle davacı tarafından açılan davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddinin gerektiğini, davacının peşin bedelli üye olduğunu ve taşınmaz bedelini ödeyip başkaca bir borcunun olmadığını iddia etmiş ise de bu hususun doğru olmadığını, davacının ödemelerinin peşin bedelli üyelik kapsamında tüm daire bedelini tek seferde peşin olarak ödemesi gerekmekte iken ödemelerin peşin bedelli ödeme olmadığı ve taksitler halinde senetler kapsamında ödemelerin yapıldığını, davacıya müvekkili kooperatif tarafından Konya .Noterliğinin 24/06/2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile ilk ihtarname gönderilerek bakiye aidat borcunun ödenmesi istendiğini, aidat borcunun ödenmemesi üzerine davacıya 09/08/2021 tarih ve … yevmiye nolu ikinci ihtarname gönderildiğini, ihtarname içeriklerinde davacıya kooperatifte bulunan daire için olan aidat borcunun toplamı hakkında bilgi verildiğini, ihtarnameye rağmen ödenmeyen aidat borcu karşısında yönetim kurulunun 20/09/2021 tarihli kararı ile ortaklıktan çıkarılma kararı verildiği ve ilgili kararın kanuni süresi içerisinde davacıya gönderildiğini, davacı tarafa ilk ihtarnamenin e-tebliğ yolu ile tebliğ yapıldığını, davacıya gönderilen ihtarnamelerin 21.madde kapsamında muhtarca teslim alındığını ve halen muhtarlık tarafından tebligatların alınmaya devam ettiğini, bu durumun da davacının adres değişikliğini resmi kurumlara bildirmediğini gösterdiğini beyan ederek davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, yargılama giderlerinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası istenmiş, Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünden ilgili belgeler, Konya Selçuklu Tapu Müdürlüğünden ilgili belgeler, Konya . Noterliğinden ilgili belgeler, Konya . Noterliğinden ilgili belgeler, Konya Karatay İlçe Nüfus Müdürlüğünden ilgili belgeler istenmiştir.
Dava, “Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali” davasıdır.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; Konya . Noterliği’nin … yevmiye numaralı 23/09/2021 tarihli ihtarname ile davalı kooperatifin davacı hakkında üyelikten ihraç kararını farklı bir adrese tebliğ ettiğini, üyelikten ihraç kararına karşı 3 aylık süre içerisinde davanın açılması gerektiğini ancak davacının adres değişikliği nedeniyle tebliğ almadığını, bu kararı haricen öğrendiğini, davacının daireyi 17/02/2012 tarihinde davalı kooperatiften kooperatif yönetim kurulu kararı ile peşin olarak satın aldığını ve davacının taşınmazın satış bedeli ile erken kullanım bedelini peşin olarak ödediğini, davalının davacı hakkında Konya . İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında üyelik aidatı, kat irtifakı bedeli ve erken oturma kira bedeli alacağına ilişkin icra takibi başlattığını, davacının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, takibin durmasından itibaren yaklaşık 1 yıl sonra davalının davacıya Konya . Noterliği’nin 24/06/2021 tarihli … yevmiye numaralı kooperatif üyeliğinden kaynaklı olarak ödeme yapılması için ihtarname gönderdiğini, ihtarnamenin davacıya tebliğ edildiğini, bunun üzerine Konya . Noterliği’nin 11/08/2021 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile güncel adresin bildirildiği ve davacının herhangi bir borcunun olmadığının davalıya bildirildiğini, davalıya bu ihtarnamenin 16/08/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, bunun üzerine davalının Konya . Noterliği’nin … yevmiye numaralı 2. İhtarnameyi gönderdiğini ancak bu ihtarnameyi de davacının eski adresine gönderdiğini, davalının ihraç kararının usule aykırı olduğunu, davalının her iki ihtarnamede de belirttikleri borcun neyden ve ne şekilde kaynaklandığının açıkça belirtmediğini, her iki ihtarnamenin de usule aykırı şekilde tanzim edildiğini beyan ederek kooperatif üyelikten ihraç kararının tedbiren durdurulmasına, taşınmazın üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini, davanın kabulüne, davacının davalı kooperatiften üyeliğinin ihracına ilişkin kararının iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Netice olarak tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun Bilinen Adreste Tebligat başlıklı 10/1. maddesine göre ”Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki, kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir.”, Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, ”Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.”
Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in Bilinen Adreste Tebligat başlıklı 16.maddesinde de aynı düzenlemeye yer verilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır.
Madde metni, iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki “adreste bulunmama”, diğeri ise “tebellüğden imtina”dır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 30. maddesinin birinci fıkrasında; “Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir…” hükmünün yer aldığı, Tebligat Kanunu’nun ”Tebligat Mazbatası” başlıklı 23. maddesinin 7. bendinde de; ”21 inci maddedeki durumun tahaddüsü halinde bu hususlara mütaallik muamelenin yapıldığının, adreste bulunmama ve imtina için gösterilen sebebin tebligat mazbatasına yazılmasının” emredildiği, ”Tebliğ mazbatasında bulunması gereken bilgiler ve tanzimi” başlıklı Tebligat Yönetmeliği’nin 35. maddesinin (f) bendinde ise; ”30 uncu ve 31 inci maddelerdeki durumların gerçekleşmesi halinde bu hususlarla ilgili hangi işlemlerin yapıldığının, adreste bulunmama ve kaçınma için gösterilen sebebin tebligat mazbatasına yazılacağının” hüküm altına alındığı görülmüştür.
Burada Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu, Tebligat Kanunu’nun 23/7. ve Tebligat Yönetmeliğinin 35/f maddeleri gereğince tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde, yapılan işlemin, usulüne uygun olup olmadığı hakim tarafından denetlenebilir. Muhatabın, tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak, maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir. Tahkikatta muhatabın adresten kesin olarak ayrıldığının ya da öldüğünün veya tebligatın, tebliğ evrakında belirtilen tarihten önce yapılamayacağının anlaşılması halinde, Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesinin 2., 3., 4. ve 5. fıkraları gereğince işlem yapılacaktır. Bu itibarla; Tebligat Yönetmeliği’nin 30. maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, imzadan çekinmeleri halinde, bu husus da belirtilerek, Tebligat Yönetmeliğinin 35.maddesi gereğince muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği “tevsik edilmeden”, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersizdir. Zira bu belgeleme işlemi, devamı işlemleri belirlemesi yanında muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve hakimin denetimini sağlayacaktır. Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi, maddenin son cümlesinde açıkça belirtildiği üzere, iki numaralı fişin, yani ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihtir. Tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesi ve geçerli sayılabilmesi, tebliğ memurunun yukarıda açıklanan araştırmayı mutlaka yapmasına ve belgelemesine bağlıdır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/2. maddesinde; “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.”
Dosya bütünen incelendiğinde kooperatifler kanununun ilgili maddelerinde kooperatif üyeliğinden ihracın ve ihraç işlemi sırasında işleyecek usuller açıkça belirtilmiş olup öncelikli olarak kooperatifin geçerli ihraç nedenlerini kooperatif üyesine tebliğ etmeden önce ilk etapta kooperatif üyesine yasal sorumluluklarını usulüne uygun şekilde ihtar etmesi gerekmekte olup söz konusu ihtarın süresi beklendikten sonra ikinci ihtar yapılıp ve netice olarak ihraç kararının da ilk iki ihtardaki gibi benzer usullerle üyelikten ihraç edilecek üyeye tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Dosya kapsamı değerlendirildiğinde davalı kooperatifçe davacının borçlu olduğu iddiasıyla Konya . Noterliğinin 24/06/2021 tarihli ve … yevmiye numarası ile borçlu davacıya ihtaratta bulunduğu davacının da söz konusu ihtarnameye karşı Konya . Noterliğinin 11/08/2021 tarih ve … yevmiye numarası ile söz konusu ihtarnameye cevap verdiği ve bu ihtarnamede adres değişikliği bildiriminde bulunduğu” yeni adresinin … Mah. … Cad. … Sokak … Sitesi … Blok … /KONYA olarak bildirdiğini beyan etmiştir.”
Ancak davalı kooperatifin göndermiş olduğu ihtarnameleri adres değişikliği bildirilmesine rağmen eski adrese bildirmiş olduğu anlaşılmıştır.
Tebligat Kanununa göre kişinin vermiş olduğu ve bildirmiş olduğu adres itibari olarak beyan adresi olarak kabul edilip bildirmiş olduğu adres değiştirilmediği müddetçe söz konusu adrese yapılan adresin geçerli olduğu ancak tebligatın iadesi halinde mernis adresine tebligat yapılması gerektiği , davacının adres bildiriminde bulunduğu ve bu bildirimi kooperatife bildirdiği anlaşıldığından davalının yapmış olduğu tebligatların usulsüz olmuş olduğu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davalı vekilince davacının adres bildiriminde bulunduğu tebligatın kendisine değil asile yapıldığı dolayısıyla adres değişikliğinin kendilerini bağlamayacağı iddiası irdelendiğinde her ne kadar tebligat Kanununda vekille takip edilen işlerde vekile tebligatın yapılması esas olarak kabul edilmişse de tebligat işlemlerinde vekalet ve vekil ilişkisindeki süre dikkate alınacağından davalı vekilinin yapmış olduğu işlemin yani göndermiş olduğu ihtarnamenin süreli ve bir kereye mahsus olduğu çekilen ihtarnameye ilişkin hukuki ihtilafta görev alıp almayacağı belli olmadığından davacı vekilince davalı tarafa çekilen ihtarnamede yapılan bildirim hukuki bir muamele olmayıp taraflar arasındaki ortaklık ilişkisindeki bilgi paylaşımı ile kooperatif işleyişindeki davacının adresini ilgili kuruma bildirilmesi olduğu nazara alındığında davacının kooperatife adres değişikliğini bildirmesi yeterli olup davalı tarafın hukuki işlemlere devamı halinde elindeki bilgileri vekiline vermesi gerekmekte olup , bu bilginin verilmemesi durumunda bile davalı tarafın yeni bir işlem olan ihraç kararını bildirimde bulunurken mernis adresini araştırarak mernis adresine tebligat yapmasının gerektiği kanaati hasıl olmuştur.
Her ne kadar davacının 1. Usulsüz tebliğ edilen ihtarnameyi almış olduğu varsayılsa da; yukarıda belirtilen Tebligat Kanunu esasları uyarınca usulsüz tebligat ancak muhatabın evrağı teslim alması ile geçerli hale gelir. Davamız dosyası incelendiğinde, Kooperatifler Kanunu uyarınca ihraç kararının geçerli hale gelebilmesi için izlenmesi gereken prosedürdeki çıkarılacak tebligatlar usulüne uygun yapılmadığı tespit edildiğinden davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE;Davalı Kooperatif üyeliği ihracına ilişkin kararın İPTALİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile kalan 21,40 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 224,80 TL ilk yargılama harçları ve 76,50 TL posta ve tebligat masrafları olmak üzere toplam 301,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili için 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın, kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin istek halinde ilgili taraflara iadesine, karar kesinleşinceye kadar iade alınmaz ise gider avansının artan kısmının 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde re’sen ilgili taraflara iadesine,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/04/2022

Katip Hakim