Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/593 E. 2022/382 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLLERİ :
DAVALI : … – …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :
KARARIN MAHİYETİ : GÖREVSİZLİK

Mahkememizde görülmekte bulunan ” Tazminat ” davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Müvekkil 24.05.2021 tarihinde … plakalı aracı ile Konya Karatay … köprüsünde seyir halindeyken, davalı …’ in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, haksız bir şekilde takip mesafesini gözetmeksizin müvekkilin aracına arkadan çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir. sunulan kaza tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere davalı meydana gelen kazaya asli kusuruyla sebebiyet vermiştir. Çarpma sonucu müvekkilimize ait … plakalı … marka araçta oluşan hasarın bedeli Sayın Mahkeme tarafından, ekte sunulacak olan faturalardan da görülecektir . Araçta bu kaza nedeni ile değer kaybı oluşmuştur. Davalının kullanmış olduğu … plakalı aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası bulunmamaktadır. Kazanın akabinde davalı hemen … Sigorta’da sigorta yaptırmıştır. Ancak söz konusu sigortaya yaptığımız başvuruya … Sigorta sözlü olarak davalının kazadan sonra sigorta başvurusunda bulunduğunu belirtmiştir. … Sigorta ayrıca arabulucu toplantısında ayrınca bu durumu arabulucu tutanağına beyan olarak geçirmiştir. Nitekim davalı %100 kusurlu olsa bile sigortası olmadığı için müvekkil aracını kendisi yaptırmak zorunda kalmıştır. Bu duruma ilişkin 2500 TL , 999,89 TL ve 800 TL’lik faturalar dilekçemiz ekindedir. Faturalar değişen arka farlara, çöken şaseye, çamurluk düzeltme, tampon söküm-takım, boya işlemleri ve diğer hasarlara ilişkindir. Davalının sebep olduğu bu giderleri karşılamasını talep ederiz. Ayrıca bu hasar bedeli, serviste hasarın giderilmemesinden dolayı oluşan farkın giderilmesi ve araç değer kaybı talebimizin karşılanması için tarafımızca arabulucu yoluna başvurulmuştur. Ancak arabulucu yolu ile davalı tarafa ulaşılamamıştır. Kendisi telekonferansla bile toplantıya mazeretsiz olarak katılmamıştır. Yukarıda izah edildiği şekilde meydana gelen kaza sonucunda müvekkilimizin aracında oluşan değer kaybı, hasar bedeli ve hasar farkının davalıdan talep etme zorunluluğu doğmuştur. Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere, yapılacak olan bilirkişi incelemesi sonucunda ortaya çıkacak olan araçtaki değer kaybının, hasar bedeli ve hasar farkının, davalı tarafından tazmin edilmesi istemiyle mahkemenize başvurmak zorunluluğu doğmuştur.” demiştir
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; “Davacı 24/05/2021 tarihi … plakalı araç ile … plaka sayılı araç arasında meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasına ilişkin olarak … plakalı araçta meydana gelen değer kaybının tazminini ve tahsilini talep etmiştir. Müvekkil nezdinde bulunan … plaka sayılı araç ile Konya merkezli Karatay ilçesi … Çevre yolu … köprüsünde seyir halinde iken trafik yoğunluğundan dolayı davacıya ait araç ile çarpışmıştır. Davacı dava dilekçesinde aracına ait maddi hasar olduğunu ve müvekkile ait aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası bulunmadığını ileri sürmüştür. Davalı kusursuz, müvekkil ise kaza tespit tutanağında kusur atfedilmiştir ama biz bu kusuru kabul etmiyoruz. Müvekkil bu kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu değildir. Zorunlu mali sorumluluk sigortası ile belirlenmiş şartlar çerçevesinde meydana gelen kazalardan doğacak tazminatı, sigorta limiti dâhilinde sigortacı karşılar. Kaldı ki kusurlu olsa bile kanun gereği bu zararın giderilmesinden sigorta şirketi sorumludur. Söz konusu müvekkile ait olan araç ek1 de sunmuş olduğumuz üzere T.C Konya . Noterliği araç satım sözleşmesi ile 20/05/2021 tarihinde alınmıştır. Dava konusu olan araç alındıktan sonra, sigorta süresi 2021yılı kapsamında da ikinci el araç alanların 15 gün içerisinde trafik sigortası yaptırması gerekmektedir. İkinci el araç satış işlemlerinde aracın önceki sahibi tarafından yapılan trafik sigortası aracın satışından sonraki 15 gün boyunca geçerliliğine devam eder. Bu süre içerisinde herhangi bir kazanın ortaya çıkması halinde söz konusu zararlar aracın önceki sahibinin yaptırdığı sigorta kapsamında bulunan şirket tarafından karşılanmaktadır. Öyle ki yapılan arabuluculuk görüşmelerinde taraflardan … Sigorta ile iletişime geçilmiş kaza sonrası sigorta yapıldığını dile getirse de sorumluluk sahibi müvekkil zaten yasal süresi olan 15gün içerisinde … Sigorta’ya aracını sigortalatmıştır. … Sigorta , müvekkile ait aracın kaza yaptığı sırada zorunlu trafik sigortacısıdır. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı, karşı araçta meydana gelen gerçek zararı limit dahilinde teminat altına almıştır. Dava konusu trafik kazası sonrasında davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybından davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulması gerekmektedir. Bu nedenle davanın … Sigorta ’ya ihbarı ve müvekkil davalı bakımından söz konusu davanın reddi gerekmektedir. Hasıl açılan davada için yapılması gerekli zorunlu arabuluculuk görüşmelerinde asıl sorumlu olan taraflardan … sigorta şirketi ile görüşme yapılmamış olup, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerekmektedir. Araçta hasar başlığı altında sunulan faturaların her ne kadar dava dilekçesinde aracın hasarsız olduğu belirtilmiş ise de araçtaki hasarlı parçaların daha önceden hasara uğramamış parçalar olması, onarım veya yenileme işleminden geçmemiş olması gerektiğinden iş bu kazadan önce araçta herhangi bir hasar kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması zorunludur. Arz ve izah edilen nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etme zarureti hasıl olmuştur.” demiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili davalı aleyhine Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davası açmış, davalı yan yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz etmiştir.
Mahkemelerin görevlerine ilişkin düzenlemelerin 6100 sayılı HMK.nun 1.2.3.4. maddelerinde düzenlendiği, HMK.nun 2.maddesinde;”Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” şeklinde düzenlendiği, yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 Sayılı Kanun ile değişik 6102 sayılı TTK. nun 5/3.maddesinde; “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlemenin yapıldığı, Bu düzenleme ile Ticaret Mahkemeleri genel mahkemeler içinde yer alan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bir dairesi olmaktan çıkarılarak genel mahkemeler arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğunun kabul edildiği, yine 6102 sayılı TTK.nun 4. Maddesinde Ticaret Mahkemelerinin görevine giren dava ve çekişmesiz yargı işlerinin düzenlendiği, dava şartlarına ilişkin düzenlemenin HMK.nun 114.ve 115.maddelerinde düzenlendiği, HMK.nun 114/1-c maddesinde mahkemenin görevli olmasının dava şartı olduğunun, aynı kanunun 115.maddesinde mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağının ve taraflarında her zaman ileri sürebileceğinin, dava şartlarının noksan olması halinde davanın usulden reddine karar verileceğinin, HMK’nun 138/1.maddesinde mahkemenin öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebileceğinin düzenlendiği görülmüştür.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.3.1944 tarih … Esas – … Karar R.G.3.7.1944 sayılı kararında; “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde kabul edildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın TTK.4.maddesinde tahdidi olarak sayılan dava türlerinden olmadığı gibi davacının ve davalının gerçek kişi olduğu, tacir olmadığı, ve her iki tarafın da ticari işletme ile ilgili hususlardan da olmadığı, eldeki davanın tazminat davası olduğu davanın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, Yargıtay . HD’nin … Esas, … Karar, Yargıtay . HD’nin … Esas, … Karar, Yargıtay . HD’nin … Esas, 2019/9220 Karar, Yargıtay . HD’nin … Esas, Karar, Yargıtay . HD’nin … Esas, … Karar sayılı içtihatları ile; Ankara BAM . HD’nin … Esas, … Karar, İstanbul Bam . HD’nin … Esas, … Karar, Antalya BAM . HD’nin … Esas, … Karar, Adana Bam . HD’nin … Esas, … Karar, Gaziantep Bam . HD’nin … Esas, … Karar, Ankara BAM . HD’nin … Esas, … Sayılı karaları da; davamız konusu ile aynı mahiyetteki davalarda uyuşmazlık konusu haksız fiilden kaynaklandığı için halefiyet ilkeleri de nazara alınarak görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna yönelik içtihat ve kararları içermektedir. Yine Yargıtay . HD’nin merci tayinine ilişkin olmasa dahi Asliye Hukuk Mahkemelerince görülen davamız ile benzer mahiyetteki davalarda göreve ilişkin herhangi bir bozma kararı verilmemiştir ( Yüksek Yargıtay . Hukuk Dairesi(nin … Esas, … Karar, Yargıtay . HD’nin … Esas, … Karar) yine Yargıtay . HD’nin 23/01/2017 tarih ve … -… sayılı; 23/01/2017 tarih ve … -… sayılı; Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin 29/12/2016 tarih ve … -… sayılı; 20/05/2019 tarih ve … -… sayılı; 16/10/2019 tarih ve … -… sayılı ve Ankara BAM . HD’nin 04/04/2019 tarih ve … … sayılı kararlarında da belirtildiği gibi dava niteliği itibariyle haksız fiilden kaynaklanmaktadır, Yargıtay .Hukuk Dairesi’nin 05/11/2015 tarih ve … Es. … Kar.,Yargıtay .Hukuk Dairesi’nin 17/12/2015 tarih ve … Es. … Kar., Yargıtay .Hukuk Dairesi’nin 09/06/2016 tarih ve … Es. … Kar.sayılı ilamlarının da aynı doğrultuda olduğu görülmüştür.
Mahkememiz dosyasının ayrıntılı incelenmesi neticesinde;
Haksız fiilin şartları
Yasal düzenlemede haksız fiilin tanımı olmamakla birlikte, doktrinde; haksız fiil hukuka aykırı zarar verici eylem olarak nitelendirilmektedir, TBK 49’un kısaca şartları:
1-Hukuka aykırı eylemin olması,
2- Zararın olması,
3- Kusurun olması,
4- Uygun illiyet bağının olması durumunda mezkur dört(4) şartın varlığı halinde ortada bir haksız fiil vardır.
Yine TTK’nın 4. Maddesinde ” I Ticari davalar, çekişmesiz yargı işleri ve delilleri (1)
1. Genel olarak (2) MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır. (2) (Değişik: 28/2/2018-7101/61 md.) Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri beş yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.(5) 2. Ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler ” hükümleri ile
TTK’nın 5. Maddesinde ise; ” (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. (4)
(2) Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir.
(3) (Değişik: 26/6/2012-6335/2 md.) Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
(4) (Değişik: 26/6/2012-6335/2 md.) Asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yargı çevresindeki bir ticari davada görev kuralına dayanılmamış olması, görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez; asliye hukuk mahkemesi, davaya devam eder.” maddeleri bulunmaktadır. ” hükümleri bulunmaktadır.
HMK’nın 114. Maddesinde ise:” Dava şartları MADDE 114- (1) Dava şartları şunlardır:
a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması.
b) Yargı yolunun caiz olması.
c) Mahkemenin görevli olması.
ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması.
d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.
e) Dava takip yetkisine sahip olunması.
f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması.
g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması.
ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi.
h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.
ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.
i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.
(2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.
Dava şartlarının incelenmesi
MADDE 115- (1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” hükümleri bulunmaktadır.
Somut olayımızda trafik kazası nedeniyle haksız fiil nedeniyle tazminat davası olduğu, davalı ve davacının işletmesi ile ilgili olmadığı, davalı yanda, sigorta şirketinin de olmadığı (Ticaret Kanunundan Kaynaklanan bir sorumluluk oluşmayacağı) ve tüm dosya kapsamı ve kanunun yukarıdaki maddeleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde; ayrıca ” Y. HGK’nın 10.02.2016, … -… E, … Sayılı İlamının da aynı doğrultuda olduğu anlaşıldığından (… ; Ticaret Mahkemelerinin görev alanını belirleyen HGK Kararı) dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİ ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerinin GÖREVLİ olduğuna,
3-6100 sayılı HMK.nun 20/1.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurması halinde dava dosyasının görevli Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerine GÖNDERİLMESİNE, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin başvurmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına KARAR VERİLMESİNE,
4-6100 sayılı HMK.nun 331/2.maddesi gereğince harç ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davaya görevli mahkemece devam edilmesi halinde görevli mahkemece, aksi takdirde talep halinde mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/06/2022

Katip … Hakim …

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.