Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/571 E. 2022/652 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :
Konya . İcra Dairesi : …

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI : … – …
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :
KARARIN MAHİYETİ : KISMEN KABUL

Mahkememizde görülmekte bulunan ” İtirazın iptali ” davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ” Borçlu hakkında muaccel olan 30.07.2018 tarih ve 71.614,19 TL bedelli … seri nolu fatura alacağından bakiye kalan 58.649,36 TL asıl borcunu ödememiş olduğundan, Konya .İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla baştılan icra takibine süresi içerisinde 04.12.2020 tarihinde hiçbir borcu olmadığı gerekçesi ile itiraz edilmiştir ve takip durdurulmuştur. Borçlu kötüniyetle takibe itiraz etmiştir, alacağımız bulunmaktadır. Ticari güven sağlayan borçlu şirket ile müvekkil şirket arasında yıllara dayanan alışveriş karşılıklı iş yapılmıştır. Borçlu örnek 7 nolu Ödeme emrini aldıktan sonra, süresi içinde kötüniyetli olarak ve icra takibini sürüncemede bırakmak amacıyla itiraz etmiş ve ilamsız takip durmuştur. Davalı (borçlu) tarafından söz konusu faturaların tamamı ticari defterlerine kaydedilmiştir. Bu faturalara ilişkin davalı/borçlu tarafından vergi dairesine BA ve BS formları verilmiştir.Dolayısı ile mal ve hizmet alımına ilişkin vergi dairesine bildirimde bulunduğu açıktır. Bunun aksine itirazın haksız olduğu ve fatura içeriğinde bulunan malların borçlu tarafından irsaliyeli fatura ile iş yerinde teslim alındığı ortadadır. Ayrıca, TTK m 21/2 gereği, bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılacağından; Yukarıda numaraları belirtilen faturaları aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde itiraz etmeyen davalı taraf bu faturaların içeriğini kabul etmiş olmaktadır.Yargıtay . Hukuk Dairesi 02.03.1988 tarih E. … K. … sayılı kararında,‘’Alım satımlarda her iki yan borçlarını aynı zamanda ifa etmekle yükümlüdürler. Somut olayda kendisine açık fatura gönderilen kişi 8 gün içinde içeriğine itiraz etmemiş olmakla bedelinin ödenmediğini de kabul edilmiş sayılır. Bu durumda bedelin ödendiğini ispat yükümü davalıya, bir diğer deyişle, kendisine fatura gönderilene geçer.’’ şeklinde karar vermiştir. Bu doğrultuda kötüniyetli davalı/borçlu süresi içinde fatura içeriğine itiraz etmediği gibi, faturaları da iade etmemiştir. İtiraz dilekçesinde takipte talep edilen borca ve takibe itiraz etmiştir. Ancak hukuki ilişkiyi reddetmemiştir. Davalı borçlunun itirazlarının yasal bir dayanağı yoktur. Sırf zaman kazanmak amacı ile yapılan bir itirazdır. İcraya verilen itiraz dilekçesi içeriği gerçeklere ve takip konusu belgelere göre gerçeği yansıtmamaktadır. Konya Arabuluculuk Bürosunun … Dosya No ve … Büro No Arabuluculuk dosyası ile davalı/borçlu ile ticari zorunlu arabuluculuk görüşmesi yapılmış fakat yapılan arabuluculuk görüşmesinden netice alınamamış ve anlaşma olmamıştır. Borçlu itiraz dilekçesi ile borçlu olmadığından bahisle itiraz etmiştir. Ödeme belgesi sunamamıştır. Borçlunun itirazı yersiz ve kötü niyetlidir. Takibe konu faturaya, teslim belgesine, hukuki ilişkiye,faturanın içeriğine davalı tarafından hiçbir itiraz olmamıştır. Borçlu itiraz dilekçesi ile borçlu olmadığından bahisle ödeme emrine itiraz etmiştir. Müvekkilin davalı şirketten alacağı sabittir. Bu duruma rağmen ödeme yapılmayarak mağdur edilen müvekkilin alacağın tahsili için başlatılan icra takibine de kötü niyetli olarak itiraz edilerek daha fazla mağdur edilmiştir. Bu nedenle işbu davayı açma zarureti hasıl olmuştur.” şeklinde dava açılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; “Mezkur dosyada davalı …. Tic. Ltd. Şti. Vekiliyiz. Dava dilekçesi ve tensip zaptı 29/12/2021 tarihinde Tebligat Kanunu m. 21/2’ye göre tebliğ edilmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesinde özetle; 30/07/2018 tarihli, 71.614,19 TL bedelli ve … seri numaralı faturadan kaynaklı 58.649,36 TL bakiye alacakları olduğunu, bu alacağa istinaden Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında icra takibine girişildiğini, tebliğ edilen faturaya süresi içerisinde itiraz etmeyen müvekkil şirketin fatura münderecatını kabul etmiş sayıldığını, müvekkilin icra takibine itirazında faturaya, teslim belgesine, hukuki ilişkiye ve faturanın içeriğine itiraz etmediğini, bu itirazın kötü niyetli olduğunu iddia etmiştir. Davacı tarafın dava dilekçesindeki iddiaları hukuki dayanaktan yoksun olup kabulü mümkün değildir. Bu sebeple süresi içinde cevaplarımızı sunuyoruz. Şöyle ki; Davacı tarafça müvekkil şirketin faturaya süresi içinde itiraz etmemesi nedeniyle fatura münderecatını kabul ettiği iddia edilmiştir. Ancak bu iddianın kabulü mümkün değildir. Burada malın teslim edildiğine dair ispat yükü, davalı taraftadır. TTK. m. 21/1 uyarınca, fatura düzenlenip verilmesi için, taraflar arasında önceden kurulmuş geçerli bir sözleşme ilişkisinin bulunması şarttır. Fakat, borç ifa edildikten sonra düzenlenip verilmesinden hareket edildiği söylenemeyeceği için; bu hükme (TTK. m. 21/1) dayanılarak, itiraza uğramayan faturanın, malın teslim edildiğini, işin görüldüğünü veya menfaatin sağlandığını göstereceği de söylenemez. TTK. m. 21/2’de ise; “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır. Buradaki kabul edilmiş sayılan içerik (münderecat); satılan malın veya yapılan işin adedi, türü, tutar gibi, faturaya yazılması olağan hususlar olabilir. Bu hükme göre de itiraza uğramayan fatura; malın teslim edildiğini, işin görüldüğünü vs. borcun ifa edildiğini göstermez. Uyuşmazlık halinde, malın teslim edildiğini, işin yapıldığını vs. borcun ifa edildiğini faturayı düzenleyip gönderenin (satıcı, işi yapan), usulüne uygun olarak ispat etmesi gerekir (TMK. m. 6; HMK. m. 190/1). İzah ettiğimiz üzere dava konusu faturanın içeriğini oluşturan malların müvekkil şirkete teslim edildiğini ispat etme yükümlülüğü davacı taraftadır. Bu hususta teslimi net olarak gösteren herhangi bir belge sunamaması halinde müvekkilimizin söz konusu faturalardan sorumlu tutulamayacağı açıktır. Nitekim yerleşik içtihatlar da bu yöndedir. Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin 05.02.2020 tarihli, … E. … K. sayılı ilamında “fatura tek başına alacağın varlığına delil olmadığı gibi davalının da söz konusu makbuzların altında imzası yoktur. Hemen belirtmek gerekir ki teslim hukuki bir işlem olup, ancak yazılı delille ispat edilebilir, bu hususta da delil bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” Şeklinde hüküm kurularak faturaya konu malların alacaklı tarafından teslim edildiğinin ispat edilememesi durumunda faturadaki alacağı talep edemeyeceği düzenlenmiştir. Davacı tarafça fatura konusu mallar müvekkil şirkete teslim edilmemiştir. Bu sebeple içeriğindeki mallar teslim edilmeyen faturadan dolayı, müvekkil şirket borçlu değildir. Kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte faturaya konu mallar davalı tarafça teslim edilmiş olsaydı dahi müvekkil şirket borçlu değildir. Zira takip dayanağı olan fatura incelendiğinde kapalı fatura niteliğinde olduğu görülecektir. Ticari teamül gereği fatura münderecatının altında imza ve kaşe bulunması halinde bu faturanın kapalı fatura niteliğinde olacağı kuşkusuzdur. Kapalı fatura, fatura konusu mal veya hizmetin bedelinin peşin ödendiğine karine teşkil etmektedir. Davacı taraf bu karinenin aksine bir iddiada bulunmakta ise yazılı belge ile ödemenin olmadığını ispat etmelidir. Bu hususta ispat yükü, bahsi geçen karinenin aksini iddia eden davacı taraftadır. Nitekim yerleşik içtihatlar da bu yöndedir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar sayılı ve 07/06/2016 tarihli kararında “…Dava, irsaliyeli faturalara dayalı icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır. Fatura içerisine alt kısma atılan satıcı kaşe ve imzası faturayı kapalı fatura haline getirir. Kapalı fatura mal bedelinin ödendiğine karinedir…” şeklinde hüküm kurularak kapalı faturanın ödemeye karine teşkil edeceği ve bunun aksini ispat etme yükümlülüğünün alacaklıda olduğu belirtilmiştir. Bu sebeple kapalı fatura niteliğindeki faturalardan müvekkil şirketin herhangi bir borcu bulunmamaktadır. Davacı tarafın bir diğer iddiası da takibe itirazımızın faturaya, teslim belgesine, hukuki ilişkiye ve faturanın içeriğine itiraz etmediğidir. Ancak bu iddianın kabulü mümkün değildir. Zira borçlu taraf itirazında herhangi bir sebep bildirmek zorunda değildir. Borçlunun itiraz ederken borçlu olmadığını belirtmesi durumunda bunun borca dair hiçbir iddiayı kabul etmediği anlamına geleceği açıktır. Bu sebeple davacı tarafın bu konudaki iddialarının kabulü mümkün değildir. Alacaklının borca yönelik hiçbir iddiasını, sunduğu hiçbir belgeyi kabul etmiyoruz. Açıkladığımız bu sebeplerle müvekkil şirketin borca itirazı haksız ve kötü niyetli değildir. Zira müvekkil şirketin borçlu olmadığı bir takibe itiraz etmesi en oğal hakkıdır. Bu sebeple davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddi gerekmektedir. Ancak müvekkil şirketin takip konusu faturaya dayalı herhangi bir borç yoktur. Yapılmış olan takip haksız ve kötü niyetlidir. Bu sebeple davacı taraf aleyhine dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ediyoruz. Neticeten; Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası kapsamında yürütülen ilamsız takipte, davacı müvekkilin herhangi bir borcu bulunmadığından; işbu takipte müvekkilimizin itirazının kabulü ile takibin iptaline ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etme zorunluluğu hâsıl olmuştur.” şeklinde cevap verilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosyanın SMMM bilirkişi … tevdi edildiği, bilirkişinin raporunda özetle;” Davacıya ait incelenen ticari defterlerde, Konya .İcra Müdürlüğünün dosyasında takip konusu olan faturanın yer aldığı, davalının cari hesap borcuna istinaden davacıya ödeme yaptığı, takip tarihi itibariyle ticari defter ve kayıtlara göre davalının davacıya takip konusu faturalardan kaynaklanan 58.649,36 TL tutarında borcu bulunduğu (Talep 58.649,36 TL) tespit edilmiştir. Davalıya ait incelenen ticari defterlerde, Konya 12.İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasında takip konusu olan faturanın yer aldığı, davalının cari hesap borcuna istinaden davacıya ödeme yaptığı, takip tarihi itibariyle ticari defter ve kayıtlara göre davalının davacıya takip konusu faturalardan kaynaklanan 64.188,45 TL tutarında borcu bulunduğu (Talep 58.649, 36 TL) tespit edilmiştir.” şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davacı şirket yetkilisinin mahkememizin 31/11/2022 tarihli duruşmasında; ” Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibe konu 30/07/2018 tarihli … nolu 71.614,19 meblağlı faturadan, 58.649,36 TL bakiye alacağım olduğuna, davacı tarafından ödeme yapılmadığına” şeklinde yemin ettiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili davalı aleyhine İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davası açtığı, davalı yanın yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz ettiği görülmüştür.
Davanın yasal dayanağını oluşturan İİK.67. maddesinde; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” şeklinde düzenlendiği, Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine ilamsız icra yolu ile icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçlulara tebliğ edildiği, davalıların süresi içerisinde itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın iptali davasının süresinde olduğu, mahkememiz dosyasına bilirkişi … tarafından ibraz edilen raporda ise; Davacıya ait incelenen ticari defterlerde, Konya .İcra Müdürlüğünün dosyasında takip konusu olan faturanın yer aldığı, davalının cari hesap borcuna istinaden davacıya ödeme yaptığı, takip tarihi itibariyle ticari defter ve kayıtlara göre davalının davacıya takip konusu faturalardan kaynaklanan 58.649,36 TL tutarında borcu bulunduğu (Talep 58.649,36 TL) tespit edilmiştir. Davalıya ait incelenen ticari defterlerde, Konya .İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasında takip konusu olan faturanın yer aldığı, davalının cari hesap borcuna istinaden davacıya ödeme yaptığı, takip tarihi itibariyle ticari defter ve kayıtlara göre davalının davacıya takip konusu faturalardan kaynaklanan 64.188,45 TL tutarında borcu bulunduğu (Talep 58.649, 36 TL) tespit edilmiştir.
Dosyamız ile alakalı olarak; 6100 Sayılı HMK’nın 225-239. Maddeleri arasında yemin hukuki müessesesi düzenlenmiştir. (Yargıtay . HD’nin 15/01/2018 tarihli … Esas, … Karar sayılı ilamı, … ; yeminin konusu, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardır. Yüksek Yargıtay . HD’nin 20/09/2017 tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamı, … ; bir kimsenin bir hususu bilmesi, onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılır.)
Yine 6100 sayılı HMK’nın 26. Maddesinde ise; (1) Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.
(2) Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.” hükmü bulunmaktadır.
Davacı vekilinin mahkememizin 20/04/2022 tarihli öninceleme duruşmasındaki beyanında ise; “Uyuşmazlık tespitine ilişkin bir diyeceğimiz yoktur. Davalı tarafla sulh olmamız mümkün değildir, dilekçemizde belirttiğimiz delillerin toplanmasını, tahkikata geçilmesini talep ederiz, davalı yanın takip öncesi temerrüte düşüren herhangi bir hukuksal işlemimiz yoktur” demiştir.
Somut olayımızda; her ne kadar bilirkişi raporunda daha fazla alacak çıkmış ise de taleple bağlı kalınarak ve itirazın iptali davasının, icra dosyasındaki taleplerle sıkı bir ilişki içinde olduğu ilkeleri dikkate alındığında; TTK 1530 hükümlerinin şartları dosyada mevcut olmadığından ve davacı vekilinin takip öncesi temerrüte ilişkin bir hukuksal işlem yapılmadığı beyanı dikkate alındığında ve takip talebinde yasal faiz talep edildiğinden, dava dilekçesinde avans faizi talep edilmişse de takip tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmiş olup (diğer taraftan takip öncesi faiz dava konusu yapılmamıştır) ayrıca alacak faturaya dayandığından ve likit olduğundan (Yüksek Yargıtay . H.D’nin 16/01/2017 tarih, …; 185 sayılı kararı da dikkate alındığından ve alacak likit olduğundan ) icra inkar tazminatına hükmedilerek mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporunun hukuka ve dosya kapsamına uygunluğu da dikkate alındığında (davalı yan yemin deliline dayandığı, davacı yan şirket yetkilisinin de usulüne uygun yemin eda ettiği anlaşılmakla) davacının davasının kısmen kabul, kısmen reddi ile; Konya .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yapılan itirazın iptali ile 58.649,36 TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, hükmedilen 58.649,36 TL nin %20’si olan 11.729,87TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Davacının davasının KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile;
2-Konya .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yapılan İTİRAZIN İPTALİ ile 58.649,36 TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte TAKİBİN DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3- Hükmedilen 58.649,36 TL nin %20’si olan 11.729,87TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 4.006 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 647,53 TL nin mahsubu ile eksik 3.358 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irad KAYDINA,
5- Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 715,33 TL ilk yargılama harcının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6- Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 1.118,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7- Davalıların yaptığı yargılama gideri olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer OLMADIĞINA,
8- Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT’ye göre hesaplanan 9.383,90 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
9- Davacı tarafından dava başında depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
10-6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 6235 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince davalıdan alınarak Hazine’ye gelir KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/12/2022

Katip … Hakim …

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.