Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/504 E. 2022/118 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılmış bulunan “Şirketin İhyası”davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
HEYETEMİZCE GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 15.10.2021 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’nin Ticaret Sicilden 30.06.2014 tarihinde resen silinen …’nin pay sahibi ve müdürü olduğunu, şirketin …ne 18.01.1994 tarihinde … sicil numarasıyla tescil olup şirketin merkezinin Konya ili olduğunu, şirketin Münfesih Olmasına veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7.maddesi uyarınca yapılan ihtar ve 27.03.2014 tarihli … sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinden yayımlanan ilana rağmen süresi içerisinde bildirimde bulunulmaması nedeniyle 30.06.2014 tarihinde ticaret sicilinden resen silindiğini, şirket adına kayıtlı … plakalı … model … marka kamyonun, şirket müdürü müvekkili tarafından 1994 yılında şirketle ilişkisi bulunmayan … ‘e emanet olarak verildiğini ancak bu aracın … tarafından iade edilmediğini, bu hususta müvekkili tarafından Konya Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğunu, söz konusu araca herhangi bir şekilde ulaşılamadığından bugüne kadar kararın aracın trafikten çekilmesinin yapılamadığını, bu nedenle aracın vergi borcunun ortaya çıktığını ve müvekkiline ödeme emri tebliğ edildiğini, aracın trafik kaydının ve vergi borcunun silinmesi için araç sahibinin başvurusunun gerektiğini, ancak araç sahibi şirketin ticaret sicilinden silinmesi nedeniyle gerekli başvuruların yapılamadığından bahisle; … sicil numarasıyla …’ne kayıtlı olan, 30.06.2014 tarihinde ticaret sicilinden resen silinen …’nin ek tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … 05.11.2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu …’nin müdürlüklerinde kaydı terkin işlemi yapılmadan önce öngörülen ihtarın şirket yetkilisi …’ye ve şirketin merkez adresine gönderildiğini, ancak şirketin tescilli adresinden taşındığından dolayı tebligatın iade olunduğunu, daha sonra Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan suretiyle TTK.Geçici 7.madde kapsamında 30.06.2014 tarihi itibariyle re’sen terkin edildiğini, şirketin kaydının silinme işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu, müdürlükleri’nin bu hususta herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacının, her ne kadar şirketin ek tasfiyesiyle ihyasını talep etmiş olsa da, ihyası istenen şirketin, TTK.’nın 547.maddesi gereği genel kurul kararı ile tasfiye sonucu terkin edilmediğini, TTK.’nın geçici 7.maddesi gereği resen terk edildiğini, ayrıca ihyası istenen şirketin ticaret sicil kaydının 30.06.2014 tarihinde silindiğini, davanın ise 15.10.2021 tarihinde açıldığını, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7/15 maddesinde öngörülen 5 yıllık sürenin hak düşürücü süre olduğundan terkin tarihinden dava tarihine kadar 5 yıllık sürenin geçtiğinin, müdürlüklerinin davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermediğini, aksine TTK.’nun geçici 7.maddesine istinaden şirket unvanını res’en terkin etmekle yasa emrini yerine getirdiğini ve gereğini yaptığını, usulün ve davanın niteliği gereği yasal hasım olduğundan dolayı yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olmadığından bahisle; Davacı tarafın ihya talebinin reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiyeler tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
…’nden dava dışı …’nin ticari kayıtları dosyamız içerisine celbedilmiştir.
…’nün 20.10.2021 tarihli yazı cevabı ile; Dava dışı …’nin 30.06.2014 tarihli tescil işlemiyle terkin olup kaydının silindiğinin bildirildiği görülmüştür.
Dava “Limited Şirketin İhyası” davasıdır.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; Davacı …’nin, Ticaret Sicilden 30.06.2014 tarihinde resen silinen …’nin pay sahibi ve müdürü olduğunu, şirketin …ne … tarihinde … sicil numarasıyla tescil olup şirketin merkezinin Konya ili olduğunu, şirketin Münfesih Olmasına veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7.maddesi uyarınca yapılan ihtar ve 27.03.2014 tarihli … sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinden yayımlanan ilana rağmen süresi içerisinde bildirimde bulunulmaması nedeniyle 30.06.2014 tarihinde ticaret sicilinden resen silindiğini, şirket adına kayıtlı … plakalı aracın trafik kaydının ve vergi borcunun silinmesi için araç sahibinin başvurusunun gerektiğini, ancak araç sahibi şirketin ticaret sicilinden silinmesi nedeniyle gerekli başvuruların yapılamadığını, bu nedenlerle Meram-383 sicil numarasıyla …’ne kayıtlı olan, 30.06.2014 tarihinde ticaret sicilinden resen silinen …’nin ek tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava ettiği, davalı tarafın, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, 6102 sayılı TTK.’nun Geçici Madde 7/15. maddesinde; “…Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” şeklinde düzenleme yapıldığı, TTK’nun 547.maddesinde; “(1)Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2)Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” şeklinde, TTK’ nun 636. maddesinde; “(1)Limited şirket aşağıdaki hâllerde sona erer: a)Şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle. b)Genel kurul kararı ile. c)İflasın açılması ile. d)Kanunda öngörülen diğer sona erme hâllerinde. (2)Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, müdürleri dinleyerek şirketin, durumunu Kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmezse, şirketin feshine karar verir. (3)Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. (4)Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir. (5)sona ermenin sonuçlarına anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.” şeklinde, TTK’ nun 643. maddesinde;”(1)Tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır:” şeklinde, TTK’nun 644. maddesinde;”(1)Aşağıda madde numaraları bildirilen anonim şirketlere ilişkin hükümler limited şirketlere de uygulanır. A)Belgelerin ve beyanların kanuna aykırılığına ilişkin 549 uncu; sermaye hakkında yanlış beyanlar ve ödeme yetersizliğinin bilinmesi hakkında 550 nci; değer biçilmesinde yolsuzluğa dair 551 inci; kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumluluğunu düzenleyen 553 üncü; denetçilerin sorumluluğuna ilişkin 554 ilâ 561 inci maddeler. b)(Değişik: 26/6/2012-6335/32 md.) Feshe ilişkin 353 üncü madde, şirkete karşı borçlanma yasağına ilişkin 358 inci madde, müdürlerin yakınlarının şirkete borçlanmasına ilişkin 395 inci maddenin ikinci fıkrasının birinci ve ikinci cümlesi hükümleri, kâr payı avansına ilişkin 509 uncu maddenin üçüncü fıkrası. C)Yönetim kurulu kararlarının butlanı hakkındaki 391 inci ve müdürlerin bilgi alma haklarına kıyas yolu ile uygulanmak üzere 392 nci madde. d)Limited şirketlere de uygulanan 549 ilâ 551 inci maddelerine aykırı hareket edenler, 562 nci maddenin sekizinci ilâ onuncu fıkralarında öngörülen cezalarla cezalandırılırlar.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı,
Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 06/11/2020 tarih ve … Es. … Kar. Sayılı ilamında;”….Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İle Odalar Ve Borsalar Kanunun 10/3.maddesinde; “Oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl içinde, ilgilinin üyesi bulunduğu odaya müracaatla adres ve durumunu bildirmemesi halinde, oda yönetim kurulunun teklifi ve meclis kararıyla ticaret sicil kaydının re’sen silinmesi için ticaret sicil memurluğuna ihbarda bulunulur. İhbarı takip eden ayın ilk günü itibarıyla oda kaydı silinmiş sayılır. Bu süre içerisinde durumunu bildiren üyelerin aidat tahakkukları başlatılır. Ancak bu durumda olanlar tüm aidat borçlarını ödemedikçe seçmen listelerine tekrar kaydedilemeyeceği, hükmünü içermektedir.
Resmi gazetede 30/12/2012 gün ve … sayıyla yayınlanan “Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin” Tebliğ’in 1. maddesinin “d” bendinde; “18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 10 ve 32 nci maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, sicil kaydı silinmek üzere Müdürlüklere bildirilen şirketler ve kooperatifler.” ifadesi ile kanunda olmayan bir hali tebliğ ile düzenlemiştir.
Türk Ticaret Kanunu’nın geçici 7. maddesinde; “01/07/2015 tarihine kadar aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır” denilmek sureti ile ancak kanun metninde sayılan halleri tespit edilen şirketin tasfiyesi TTK hükümlerine uyulmaksızın anılan maddedeki usule göre tasfiye edileceği belirtilmiştir. Diğer bir anlatımla bu madde belirtilen sınırlı hallere münhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirilmiştir. Bu nedenle tadadi nitelikteki (numerus clausus) bu haller dışındaki durumlarda geçici 7. maddeye göre değil TTK veya ilgili kanunlardaki tasfiye usulünü uygun tasfiye yapılacaktır. Maddenin geçici ve istisnai oluşu göz önüne alındığında anılan maddedeki sayılan hallerin tadadi olduğu ve genişletilmeye tabi tutulamayacağı veya genişletici yorumda bulunulamayacağı açıktır. Kanunun istisnai tasfiye usulüne (geçici 7. Maddeye göre) tabi olacağını belirtmediği bir hal ikincil bir düzenleme ile de olsa geçici 7. madde kapsamına alınamaz. Hukuk Genel Kurulu’nun 14/06/2017 tarih ve … esas … karar sayılı kararında; “…Diğer taraftan normlar hiyerarşisi dikkate alındığında daha alt basamakta yer alan ve tamamen idarenin düzenleyici tasarrufu niteliğinde olan yönetmelikle, daha üst basamakta bulunan ve yasama organı tarafından objektif, soyut ve genel nitelikte bir yasama tasarrufu niteliğinde bulunan kanuna aykırı düzenleme getirilmesi mümkün değildir. Yönetmelik kaynağını kanundan alır ve ancak kanunun uygulanmasını gösterir. Kanunda bulunmayan bir düzenlemenin, yönetmelikle ihdası ve bu yolla kanunun önüne geçen bir uygulamanın benimsenmesi hukukun genel teorisine de aykırıdır” denilmek sureti ile yönetmeliğin kanunla çelişen hükümlerinin değil kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Özetle ikincil düzenlemeler dayandıkları kanun maddelerine aykırı olamaz ve çelişen hallerde ikincil düzenleme hükümleri dikkate alınmaz ve kanun hükümleri uygulanır.
Doktrinde de bu çelişkiye dikkat çekilerek tebliğdeki düzenlemenin kanuni dayanağının bulunmadığı ve kanundaki sayımın sınırlı olduğu vurgulanmıştır. (… Anonim Şirketlerin İnfisahı, sayfa … , dipnot … atfı Çalışkan s. 200; … , Anonim Şirketlerde Tasfiyeden Dönme, sayfa … dipnot … -aynı yöndeki atıf … s… ,)
Özetlenen süreçte davalı … müdürlüğünün terkin işlemleri sırasında kanunda olmayan bir hali esas alarak TTK geçici 7. madde uygulamak sureti ile re’sen terkin işlemini gerçekleştirmesinin normlar hiyerarşisine aykırı olduğu gibi; ticaret sicil müdürlüğünce şirketin kaydının 5174 Sayılı Kanunun 10 ve 32. maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle oda kaydı silinerek sicil kaydı silinmek üzere bildirildiğinden bahisle silindiği, Yargıtay . Hukuk Dairesinin 15/11/2018 tarih … Esas … Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi; davalı … Müdürlüğünün şirketin terkini işleminin hukuka uygun olmadığı, davanın açılmasına Ticaret Sicil Müdürlüğünün sebebiyet verdiği, davalı … Odasının yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerektiği” şeklinde kabul edildiği,
…’nün 20.10.2021 tarihli yazısında dava dışı …’nin 30.06.2014 tarihli tescil işlemiyle terkin olup kaydının silindiğinin bildirildiği, infisah sebebi olarak “18.05.2014 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunun 10 ve 32.maddelerine göre adreslerini ve durumlarını tespit edilememesi nedeni ile ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yıl başından itibaren 2 yıl sonunda oda kaydı silinerek sicil kaydı silinmek üzere müdürlüklerine bildirilen şirket ve kooperatifler olarak” belirtildiği, davalı … müdürlüğünün terkin işlemleri sırasında kanunda olmayan bir hali esas alarak TTK geçici 7. madde uygulamak sureti ile re’sen terkin işlemini gerçekleştirmesinin normlar hiyerarşisine aykırı olduğu, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7/15. Maddesindeki 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahsedilemeyeceği, davanın süresi içerisinde açıldığı, davacının dava dışı “…” ihyasına yönelik dava açmakta ve ihyasını talep etmekte hukuki menfaatinin olduğu, dava konusu ihyası istenen şirketin terkin işleminin hukuka uygun olmadığı Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün terkin işleminde kusurlu olduğu, bu nedenle yargılama giderlerinden sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜ İLE;
1-Konya Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün … sicil numarasına kayıtlı iken 30/06/2014 tarihinde 6102 sayılı TTK.’nun Geçici 7. maddesi gereğince terkin edilmiş olan ” …”nin 6102 sayılı TTK.’nun Geçici 7/15 maddesi gereğince İHYASI ile Konya Ticaret Sicili Müdürlüğü’ne KAYIT VE TESCİLİNE,
2-Şirketin ihya işlemlerini yapması için son şirket müdürü … ve … oğlu, … doğumlu, … T.C. nolu …’nin ATANMASINA,
3-Kararın …’ne KAYDINA ve Ticaret Sicil Gazetesinde İLANINA,
4-Karardan bir örneğinin tescil ve ilan için Konya Ticaret Sicili Müdürlüğüne GÖNDERİLMESİNE,
5-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalı …’nden tahsili ile hazineye irad KAYDINA,
6-Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 127,10 TL ilk yargılama harcı ile 56,60 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 183,70 TL yargılama giderinin davalı …’nden tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin …’nden tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
8-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı bulunması halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15.02.2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.