Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/50 E. 2022/186 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA KARAR
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI:
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA :İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH:

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 26/01/2021 tarihli dilekçesiyle; Davalı tarafın davacı hakkında 18/11/2018 tanzim 28/02/2019 vade tarihli 15.000,00 TL bedelli bono gösterilerek kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlattığını, davacıya çıkarılan tebligatların muhtara teslim ettiğini ve muhtarın davacıya haber vermediğini, davacının bu takipten aracı ile seyir halindeyken polis tarafından durdurulup aracın haczedilmesi ile öğrendiğini, icra tehdidi altında toplam 23.735,48 TL ödediğini ve bu ödeme ile hakkındaki icra dosyasının kapandığını, dava konusu hakkında arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, söz konusu senedin 2018 yılında tanzim edilmesine rağmen davalı ile davacı arasındaki ticari ilişkinin 2017 yılında sona erdiğini, takip konusu senede dayanak olarak gösterilen malın satıldığına dair davalı tarafından herhangi bir faturanın kesilmediğini ve tarafına herhangi bir teslimatın da yapılmadığını, davacının aleyhine başlatılan icra takibi neticesinde mağdur olduğunu ve borcu olmayan bir miktarı ödemek zorunda kaldığını, bu nedenle davalının haksız tahsil ettiği miktarın ödenmesi için istirdat davası açtığını beyan ederek 23.735,48 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte istirdadına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davalı vekilinin 25/02/2021 havale tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili arasında 2013 yılından itibaren süre gelen ticari ilişkinin olduğunu, davacı tarafa müvekkili şirketin değişik tarihlerde mal satışı yapıldığını ve bu satışlara dair davalı tarafın faturalar tanzim ettiğini bu faturaları resmi defter ve belgelerine işlediğini ayrıca vergi dairesi ve kurum kayıtlarına da BA BS kayıtlarına bu hususu yansıttığını, davacının borcu icra baskısı altında ödemek zorunda kaldığını beyan etmesinin doğru olmadığını, ayrıca davacı tarafa malın satılmadığı iddiasının da doğru olmadığını, takibe ve davaya konu senedin davacının eksi cari borçlarına istinaden alındığını beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden ilgili belgeler istenilmiş, Tarafların ticari defterlerinde bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınmış, raporun taraflara tebliği sağlanmıştır.
Tarafların defter ve belgelerinde inceleme yapan S.M.M.M. bilirkişi … 29/09/2021 havale tarihli bilirkişi raporuna göre; Tacir olan taraflar arasında ticari bir ilişki bulunduğunun defter kayıtları belge ve beyanlardan anlaşıldığını, Tarafların uyuşmazlık dönemine ait ticari defterlerinin HMK 222. maddesindeki şartları taşıdığı, ancak karşılıklı olarak birbirini doğrulamadığı, Davaya ve icra takibine konu 28.02.2019 vade tarihli 15.000,00 TL tutarlı bononun taraf defterlerinde kayıtlı olmadığı, Davalı tarafın düzenlediği 31/08/2019 tarihli … seri numaralı 93.410,99 TL tutarlı faturanın yasal olarak hiç düzenlenmemiş hükmünde olduğu, Dava ve takip konusu bono ile 31/08/2019 tarihli … seri numaralı 93.410,99 TL tutarlı faturanın davacı taraf defterlerinde kayıtlı olmaması ve davalı ile ilgili herhangi bir borç ve alacak kaydı bulunmaması ve davalı taraf defter kayıtları birlikte değerlendirildiğinde, bono düzenleme tarihi ve icra tarihi itibariyle davacı tarafın bono tutarı kadar borcunun bulunmadığı rapor edilmiştir.
Dava, “İstirdat” davasıdır.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; Davalı tarafın davacı hakkında 18/11/2018 tanzim 28/02/2019 vade tarihli 15.000,00 TL bedelli bono gösterilerek kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlattığını, davacıya çıkarılan tebligatların muhtara teslim ettiğini ve muhtarın davacıya haber vermediğini, davacının bu takipten aracı ile seyir halindeyken polis tarafından durdurulup aracın haczedilmesi ile öğrendiğini, icra tehdidi altında toplam 23.735,48 TL ödediğini ve bu ödeme ile hakkındaki icra dosyasının kapandığını, dava konusu hakkında arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, söz konusu senedin 2018 yılında tanzim edilmesine rağmen davalı ile davacı arasındaki ticari ilişkinin 2017 yılında sona erdiğini, takip konusu senede dayanak olarak gösterilen malın satıldığına dair davalı tarafından herhangi bir faturanın kesilmediğini ve tarafına herhangi bir teslimatın da yapılmadığını, davacının aleyhine başlatılan icra takibi neticesinde mağdur olduğunu ve borcu olmayan bir miktarı ödemek zorunda kaldığını, bu nedenle davalının haksız tahsil ettiği miktarın ödenmesi için istirdat davası açtığını beyan ederek 23.735,48 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte istirdadına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davanın İİK.72.maddesine dayalı menfi tespit ve istirdat davası olduğu, İİK.72.maddesinde; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir….” şeklinde, 6102 sayılı TTK.778/1-a maddesi yollaması ile TTK’nun 687.maddesinde; “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. (2) Alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde, 6102 sayılı TTK’nun 825.maddesinde; “(1) Borçlu, emre yazılı bir senetten doğan alacağa karşı ancak senedin geçersizliğine ilişkin veya senet metninden anlaşılan def’ilerle alacaklı kim ise ona karşı, şahsen haiz bulunduğu def’ileri ileri sürebilir.(2) Borçlu ile önceki hamillerden biri veya senedi düzenleyen kişi arasında doğrudan doğruya varolan ilişkilere dayanan def’ilerin ileri sürülmesi, ancak senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde caizdir.” şeklinde, 6100 sayılı HMK.nun 200.maddesinde;”Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.(2) Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir. ” şeklinde, HMK’nun 201.maddesinde:”Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı, 6100 Sayılı HMK’nın 225-239. Maddeleri arasında yemin hukuki müessesesi düzenlenmiştir. (Yargıtay . HD’nin 15/01/2018 tarihli … Esas, … Karar sayılı ilamı, özü; yeminin konusu, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardır. Yüksek Yargıtay . HD’nin 20/09/2017 tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamı, özü; bir kimsenin bir hususu bilmesi, onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılır.)
Dosya incelendiğinde dava konusu borcun senede dayandığı , senede karşı ispatın ancak senet yoluyla olacağı , davacının davasını ancak senetle ispatlayabileceği, dosya kapsamında borcu ödediğine dair elinde herhangi bir delil bulunmadığı, HMK ilgili hükümlerince iddia edenin iddiasını ispatla mükellef olduğu dosya kapsamında davacının iddialarını ispatlayıcı somut bir delil bulunmadığı, ancak senede karşı senetle borcun olmadığının ispatlanabileceği, davacının buna ilişkin bir delil dosyaya sunmadığı, alınan raporlarda da davaya ilişkin bononun taraf defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacı vekiline dava dilekçesinde yemin hakkı olduğu hatırlatıldığı ancak davacının yemin hakkını kullanmadığı da gözetilerek yukarıda açıklanan nedenlerle ispat edilemeyen davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının davasının ispatlanamaması nedeniyle REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70 TL harcın, peşin alınan 405,35 TL harçtan mahsubu ile davacı tarafça fazladan yatırıldığı anlaşılan 324,65 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 6235 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince davacıdan alınarak Hazineye İrad KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer OLMADIĞINA,
6-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca (dava değerinin 23.735,48 TL olduğunun kabulü ile) davalı vekili için 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın, kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin istek halinde davacıya iadesine, karar kesinleşinceye kadar iade alınmaz ise gider avansının artan kısmının 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde re’sen davacıya İADESİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/03/2022

Katip … Hakim …