Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/495 E. 2022/404 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :
Konya . İcra Dairesi :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :
KARARIN MAHİYETİ : GÖREVSİZLİK

Mahkememizde görülmekte bulunan ” İtirazın iptali ” davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Taraflar Arasında Davalı Şirketin Kurulduğu 1998 Yilından İtibaren Defter Kayıt Ve Belgelerin Tutulabilmesi Amacı İle Müvekkil İle Sözleşme İmzalanmıştır. Müvekkil Mesleği Gereği Muhasebeci Olup, -Davalı ‘ İle Sözleşme Akdedilen Andan Sözleşmenin Tek Taraflı Feshedildiği Ana Kadar Sorumluluklarını Eksiksiz Ve Tam Olarak Yerine Getirmiştir. Müvekkilin Görevini Gereği Gibi Yerine Getirdiği Davalıya Ait Defter Ve Evraklardan Da Sabit Olup, Müvekkilin Görevi Süresinte Davalı Şirkete Olan Sorumluluğunu Yerine Getirdiği Şirkete Bu Süreçte Müv’ekkiıin Görevi Alanına Giren Konularda Herhangi Bir Cezai İşlem Uygulamamasından Da Açıkça Görülmektedir. Davacı Müvekkil Mali Müşavir Olup; Bu kapsamda ayrıca Mali Müşavirlerin Görevleri, Hak Ve Yükümlülükleri Nedir Bgnların Da İncelenmesi Gerekmektedir. Mali Müşavirlerin Başlıca Görev Ve Yetkileri;
– Mükelleflere Göndermek Üzere Ay Sonunda Bordro Hazırlamak,
– Ay Sonunda Banka Mutabakatlarını Gerçekleştirmek,
– İşletmenin Gelir Ve Gider Durumunu Muhasebe Defterine Kaydetmek,
– Firmaların Vergi Beyannamelerini Düzenlemek;
– Muhasebe Sistemlerini Geliştirmek,
– Yeni Kurulan Ya Da Faaliyetlerine Devam Eden Firmalarda Muhasebe Sistemleri Kurmak,
– Hazırladığı Kayıtlara Göre Gelir Tablosu Ve Bilanço Gibi Tabloları Düzenlemek,
– Tahakkuk Fişlerini Mükelleflerine Göndermek
– Vergi Beyannamesi Hazırlamak;
– Hazırlanan Vergi Beyannamesini Elektronik Oftamda Onaylatmak,
– Sosyal Sigortalar Kurumu İle İlgili Olan İşe ‘Giriş Ve Çıkış İle Aylık Hizmet Bildirgesi Gibi Belgeleri Hazırlamak Ve Bu Belgeleri Yine Elektronik Ortamda Onaylamak,
– İşletmenin Faaliyet Ya Da Adres Değişikliği Gihi İşlerini Yapmak,
– KDV İadeleri Ve Sermaye Artırımı Gibi Konularda Rapor Hazırlamak,
– Gecikme Faizi, Fon, Vergi Ve Diğer Ceza İşlemlerinde Firmanın Karşılaştığı Uyuşmazlıkları Çözüme Kavuşturmak,
– Firmanın Genel Kurul Toplantıları İçin Gerekli Olan Evrakları Hazırlamak,
– Talep Edilen Konularda Rapor Hazırlamak Ve Görüş Bildirmek,
– Muhasebeye Konu Olan Evrakları Finansal Tablolarla Beraber Hazırlamak Ve Denetimlerde Bulunmak,
– Beyanname Düzenlemek. Mali Müşavirler Kurumlar Vergisi Ve KDV Gibi Beyannameleri Düzenler Ve İmzalar, Eğer Bordro Hizmeti:Var İse SGK Beyanları Da Mali Müşavirlerce Düzenlenir.
– Defter Tutmak. Firmaların Gelir / Gider Analizini Yapar Ve İlgili Defterlere Kaydeder, Bu Defterler Serbest Meslek Kazanci Defteri Ve İşletme- Defteri Olabilir.
– Alt Yapı Desteği Sunmak. Firmaların Muhasebe: Sistemlerinin Kurulup Geliştirilmesi Sürecinde Mali Müşavirler Yer Alır. Mali Mevzuatlar Başta Olmak Üzere Finans, İşletmecilik Ve Muhasebe Uygulamalarıyla İlgili Tüm İşler De Yine Mali Müşavirler Tarafından Yapılır.
– Bilirkişilik Ve Tahkim Hizmeti Sunmak. Firmaların Karşılaşabileceği Cezalarla ilgili Anlaşmazlık Durumunda Mali Müşavirler Devreye Girer.
– Vergi Daireleri İle Uzlaşma Sağlayan Bu Kişiler Firmaların Ortaklık İşlemlerini De Yerine
Getirir.
– Denetim Yapmak. Talep Edildiği Zaman Tamamen Belgelere Dayalı Olarak Denetim Ve İnceleme Yaparlar. Bu Süreçte Görüş Bildirme Hakları Da Bulunmaktadır.
Görüldüğü Üzere Mali Müşavirlerin Şirket İçik Hayati Öneme Sahip Gürev Ve Yetkileri Olup; Mali Danışmanlık Anlamında Hesapları Denetlemek Ve Hesap Yönetimini Üstlenmek Gibi Görevleri De Bulunmaktadır. Uzun Yıllardır Davalı Şirkete Yukarıda Sayılan Görevler Başta Olmak Üzere Birçok: Görev Alanında Hizmet Sunan Müvekkil Görevini Yerine Getirmiş Ve Şirketi Hiçbir Zaman Mağdur Etmeyerek Cezai İşleme Maruz Bırakmamıştır. Tüm Bunlafın Karşılığında Davalı Şirket Davacı Müvekkile Görevi Ve Çalışması Karşılığında Ücret Ödemesi Gerekirken Ödemesi Gereken Bir Kısım Ücretlerini Ödememiştir. Bunun” Üzerine Müvekkil Yine De Sorumluluklarını Yerine Getirmiş Ve 1998 Den Feshe kadar İş Akdi İle Bağlı Olduğu Davalının İşlerini Yapmaya Devam Etmiş, Ücretini Talep Ettiğinde Davalı Tarafından Sürekli Geçiştirilerek Oyalanmıştır. Davalı Şirket Tarafından Taraflar Arasında Geçerli Olan Sözleşme Gereği Ödenmesi Gereken Ödemeler Davacı Müvekkile Yapılmamıştır. Bu Nedenle Tarafımızca İcra Takibine Geçilmiştir. Kabul Etmemekle Beraber; Davalı Tarafımızca Talep Edilen Alatak Kalemlerine İlişkin Davacı Müvekkile Ödeme Yaptı İse Yaptığı Ödemeleri İspatla Yükümlüdür. Bu Hususta Davalı Tarafından Yapılan İşlemler Usule Uygun Gerçekleşmediği Süre Boyunca Müvekkil Mağdur Edilmiş Bunun – Üzeı’ıne Bir De Davalı Tarafından Sözleşme Tek Taraflı Olarak Feshedilmiştir. Davacı Müvekkile Yukarıda Açiklanan Nedenleriden Dolayı Alacak Hakkı Doğmuştur, Fakat Müvekkile Alacağı Ödenmemiş Sonuç Olarak Da Tarafımızca Davalıya Karşı İcra Takibi Yapılmıştır. Bu Nedenle Konya . İcra Müdürlüğünde … E. Sayılı Dosya İle İcra Takibine Geçilmiş Olup, Davalı Tarafından Borca Haksız Yere İtiraz Edilmiş Ve Bu Nedenle Mevcut Takip Durdurulmuştur. Takibin Durdurulması Üzerine İş Bu Davayı Açma Zaruretimiz Hasıl Olmuştur. Yukarıdaki Açıklamalarımız Doğrultusunda Ve Davalıya Ait Defter Kayıt Ve Belgelerin İncelenmesi İle De Sabit Olacağı Üzere Müvekkil İş Akdi Nedeni İle Hakettiği Ücretleri Davalıdan Alamamıştır. Dolayısıyla D;ıvalı/borçlu Tarafından Yapılan Borca İtiraz Hukuki Dayanaktan Yoksundur. Tüm Bu Açıklanmış Olan Nedenlerle Davalının/Borçlunun Borca İtirazı Haksız ve Hukuki Dayanaktan Yoksundur. Bu Kapsamda Müvekkilce Davalıya Karşı Yapılan İcra Takibi Haklı Nitelikte Olup Yapılacak Yargılama Neticesinde İtirazın İptal Edilerek Takibe Devam Edilmesine Karar Verilmesi Gerekmektedir. ” şeklinde dava açmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; ” öncelikle mahkemeniz iş bu davaya bakmakta görevli değildir. bu sebeple davanın öncelikli olarak görevsizlik sebebi ile usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir. Öyle ki davacının dava dilekçesinde de anlaşıldığı üzere dava konusu uyuşmazlık muhasebeci davalı ile mükellef müvekkil arasında doğmuştur. Bu sebeple muhasebecilik ilişkisinin bir vekalet işi olduğu gözetildiğinde yargı kararları gereği ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ilgili hükümler gereği davaya bakmakta TÜKETİCİ MAHKEMELERİ GÖREVLİDİR. Bu sebeple mahkemenizce görevsizlik kararı verilmesi gerekmektedir. Muhasebecilik Vekalet İlişkisi Niteliğinde Olduğundan Tüketici Mahkemesinin Görevli Olduğu; davacının var olduğunu iddia ettiği alacakları zamanaşımına uğramıştır. Davacının dava dilekçesinde serbest muhasebeci sıfatı ile, davalı müvekkilin muhasebe kayıtlarını tuttuğunu ifade ettiği gözetildiğinde serbest muhasebecilik ilişkisinin vekalet sözleşmesi olduğunun kabulü gerekmektedir. Zira muhasebeci faaliyetlerini 3568 sayılı kanun kapsamında ruhsata dayalı olarak gerçekleştirdiğinden dava konusu uyuşmazlığın Borçlar Kanunu Madde 502 kapsamında değerlendirmesi gerekmektedir. Durum bu olunca vekalet ilişkisinden doğduğu iddia edilen dava konusu alacaklar 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup alacaklar zamanaşımına uğramıştır. iş bu kapsamda davacının var olduğunu iddia ettiği alacaklarını kabul anlamına gelmemek kaydı ile her halükarda 2010 yılı -2011 yılı -2012 yılı -2013 yılı 2014 yılı -2015 yılı -2016 yılı hak ve alacakları tamamiyle zamanaşımına uğramış olduğundan reddi gerekmektedir. her halükarda zamanaşımı defimizin yargılama boyunca gözetilmesi ve zamanaşımına uğramış taleplerin reddi gerekmektedir. müvekkilin davacı tarafa hiçbir borcu yoktur. bu husus müvekkilin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi ile şüphesiz sübut bulacaktır. Müvekkilin davacı tarafa hiçbir şekilde borcu yoktur. Bu husus müvekkil ticari defter ve kayıtları ile de açıkça sabittir. Mahkemenizce ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılacak inceleme sonucunda davacının alacak iddiasının hiçbir mesnedi olmadığı hususu sübut bulacaktır. Ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmesi öncesinde davacının talepte bulunduğu yıllara ilişkin olarak piyasa araştırması yapılması gerekmektedir. Bu yolla yapılacak olan araştırmada muhasebecilerin ortalama ne kadar ücretlerle iş takibi yaptığı hususu sübut bulacaktır. Ticari defter ve kayıtlar incelendiğinde müvekkilin davacı tarafa borcu olmadığı hususu ispatlanacaktır. Müvekkil davalı ile olan ilişkisi haklı nedenle feshetmiştir. davalının mağduriyet iddiaları iyi niyet kurallarına açıkça aykırıdır. taraflar arasında gönderilen ihtarnameler incelendiğinde davalının uhdesinde bulundurduğu defter ve kayıtları müvekkil şirkete teslim etmediği açıkça anlaşılmaktadır. Müvekkil şirket yıllardır faaliyet gösteren ülkenin en itibarlı ve köklü firmalarından biridir. Bu çerçevede müvekkilin davacı tarafa teslim ettiği defter ve kayıtlarına ulaşamaması sebebi ile zor bırakılması müvekkilin itibarını ve ticari hayatını olumsuz etkilemiştir. Davacı müvekkilin cezai yaptırıma maruz kalmadığını örnek göstermek sureti ile kendisinin işini çok iyi yaptığını ispat etmek çabasında ise de müvekkilin cezai yaptırıma maruz kalmaması Tamamen müvekkilin düzgün işleyen ticari hayatından kaynaklıdır. müvekkil tüm borçlarını zamanında ödeyen piyasada borcu bulunmayan vergilerini eksiksiz ödeyen bir şirkettir. Bu sebeple de müvekkilin cezai işleme tabii tutulmaması davacının meziyeti değil müvekkilin yazılı kurallara ve usule uygun çalışmasındandır. Ancak bu çalışma davacı tarafından sekteye uğratılmaya çalışılmış müvekkil kendi ticari defte rve kayıtlarına ulaşamaz hale getirilmiştir. Zor durumda bırakılan müvekkil itibarını ve ekonomisin, korumak maksadı ile davacı ile ilişkisini sonlandırmıştır. ” şeklinde cevap dilekçesi ibraz etmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davalı aleyhine İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davası açmış, davalı yan yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz etmiştir.
Mahkemelerin görevlerine ilişkin düzenlemelerin 6100 sayılı HMK.nun 1.2.3.4. maddelerinde düzenlendiği, HMK.nun 2.maddesinde;”Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” şeklinde, yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 S.Y. ile değişik 6102 sayılı TTK. nun 5/3.maddesinde; “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı, Bu düzenlemeler ile Ticaret Mahkemeleri genel mahkemeler içinde yer alan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bir dairesi olmaktan çıkarılarak genel mahkemeler arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğunun kabul edildiği, 6102 sayılı TTK.nun 4. maddesinde;”(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.(2) Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir.” şeklinde düzenleme yapılarak Ticaret Mahkemelerinin görevine giren dava ve çekişmesiz yargı işlerinin düzenlendiği, 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 3/1-(k-l) maddesinde; ” Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” şeklinde, 6502 sayılı TKHK’nun 73/1. maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” şeklinde, 6502 sayılı TKHK’nun 83/2.maddesinde; “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı görülmektedir.
Mahkememiz dosyası bir bütün olarak değerlendirildiğinde muhasebecilik vekalet ilişkisi niteliğinde olup, TKHK 3-1 maddesi ile birlikte değerlendirme yapıldığında ortada bir tüketici işlemi olduğu sonuç ve kanaatine varılarak ayrıca Yargıtay . Hd. … E. … K. 01.10.2019 T. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu … E. … K. 22.4.2015 T. … ; Ticaret Mahkemesi’nin görev alanını belirleyen ilamı) Kararların da emsal nitelikte olduğu anlaşılmakla dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, 6100 sayılı HMK.nun 20/1.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurması halinde dava dosyasının görevli Konya Tüketici Mahkemesine Gönderilmesine dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK.nun 20/1.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurması halinde dava dosyasının görevli KONYA TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin başvurmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına KARAR VERİLMESİNE,
3-6100 sayılı HMK.nun 331/2.maddesi gereğince harç ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davaya görevli mahkemece devam edilmesi halinde görevli mahkemece, aksi takdirde talep halinde mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/07/2022

Katip Hakim

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.