Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/479 E. 2023/288 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ :
DAVALILAR : 1- … – … …
2- … – …
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ : RED

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Kulu Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin besicilik alanında faaliyeti de bulunan bir firma olduğu, 2020 yılı için Çekya ülkesinden 450 adet 300 kg altı besi danası ithalat izni içeren kontrol belgesi alımı için Tarım ve Orman Bakanlığına 08/07/2020 tarihinde başvurduğunu, bürokratik işlemlerin sürdüğü dönemde Çekya ülkesinden besi danası alımı için davalı … ile görüşme yapıldığı, diğer davalının sahibi olduğu, yurtdışından daha önce de bu şekilde ithalatlar yaptığını belirttiği ve müvekkil firma ile çalışmak istediğini beyan ettiğini, anlaştıklarından dolayı davalının yurtdışında bulunan ve kendisine ait olan firma hesabına ödemeler yapılması halinde 450 adet besi danası alımı yapacağını bildirdiği, bunun üzerine müvekkilin 13/07/2020 tarihinde 50.000 Avro kapora olarak gönderdiği, bu süreçte İnter … s.r.o. İle herhangi bir ticari temas olmadığı, daha sonra müvekkil şirkete Tarım ve Orman Bakanlığı’nın tarım kontrol belgesi vermediği, müvekkil şirket dana ithal izni alamadığından ödenen meblağın iadesi istendiği, müvekkil şirkete farklı tarihlerde 26.186,66 Avro ödendiği, halen müvekkile 23.813,34 Avro ödemediklerini bu sebeple şimdilik 500 Avronun davalılardan alınarak müvekkile ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
Davalı … San. Ltd. Şti tarafından sunulan cevap dilekçesinden özetle; … Ticaret Ltd. şirketi isini değiştiterek “… Sanayi Limited Şirketi ismini aldığını, … Tarım ” ‘hu davanın tarafı olmadığını, davacı tarafından çekilen ihtarname muhatap olarak … Sanayi Limited Şirketi gösterildiğini, dava ise … Tarım aleyhine açıldığı, davacı taraf dilekçesinde Hayvan İthalatı izni içeren Kontrol Belgesi alımı için ve Orman Bakanlığına Müracaat edildiği ve işlemlerin sürdüğü dönemde henüz Kontrol Belgesi talebine cevap verilmeden Çekya ülkesinden besi danası almak için anlaşmaya varıldığını ve Slovakya’da bulunan İnter … s.r.o şirket ile anlaşıldığı ve gerekli ödemelerin şirket hesabına gönderildiği ve şirketin yasal şartları tamamlayamaması, Kontrol Belgesi izni alamaması sebebiyle ithalat işleminin gerçekleşmediği belirtildiği, öncelikle davalı olarak bu sözleşmenin ve açılan açılan davanın tarafı olmadıklarını dava dilekçesinde bahsedilen ve davacı şirkete iade edilen 26.186,86 Euro İnter … şirketi tarafından davacı hesabına iade edildiğini, ticari ilişkinin bir tarafında … Tarım Ürünleri diğer tarafta İnter … şirketi yer aldığını, ticari ilişkinin şirket olarak doğrudan tarafı olmadıklarını, davada kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, bu davada tarafımıza husumet Öncelikle açılan davada husumet yönetilmeyeceğini, açılan davanın sözleşmenin tedarikçisi tarafı olan İnter … şirketine yönetilmesi gerektiğini, bu sebeplerle öncelikle açılan davanın husumet nedeniyle reddine hukuki ve yasal şartları oluşmayan davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … tarafından sunulan cevap dilekçesinden özetle; Davacı taraf dilekçesinde Hayvan İthalatı izni içeren Kontrol Belgesi alımı için Tarım ve Orman Bakanlığına Müracaat edildiği ve işlemlerin sürdüğü dönemde henüz Kontrol belgesi alımı için taleplerine cevap verilmeden Çekya ülkesinden beşi danası almak için anlaşmaya varıldığını ve Slovakya’da bulunan … s.r.o şirket ile anlaşıldığını, ve gerekli ödemelerin şirket hesabına gönderildiği ve şirketin yasal şartları tamamlayamaması, Kontrol Belgesi izni alamaması sebebiyle ithalat işlemi gerçekleşmediği belirtildiği, davalı olarak tarafım bu sözleşmesinin ve açılan davanın taraf olmadığını, dilekçesinde bahsedilen ve davacı şirkete iade edilen 26.186,86 Euro İnter … şirketi tarafından davacı hesabına iade edildiği, ticari İlişkinin bir tarafında … Tarım Ürünleri diğer tarâfta İnter … Şirketi yer almaktadır. Ticari ilişkinin doğrudan tarafı olmadığımdan davacı şirketi oyalandığını ve farklı çabalar içine girildiği yönündeki davacı beyanlarını kabul etmediğini, Bu davada tarafına husumet yönetilemeyeceğini, öncelikle açılan davada husuriet itirazında bulunduğunu açılan davanın sözleşmenin tedarikçisi tarafı olan … şirketine yöneltilmesi gerektiğini, dava dilekçesinin açıklamalar kısmında alacağın 23.813,84.Auro olduğu bildirilmesine rağmen dava dilekçesinde 500,00. Avro talep edildiğini, alacak miktarı belli olduğundan davacı davasını belirsiz alacak davası olarak açamayacağını, bu sebeplerden açılan davanın husumet nedeniyle reddini, hukuki ve yasal şartları oluşmayan davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Mahkememiz dosyasına Kulu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilmiş olduğu, Mahkememizin … Esas sırasına kaydı yapıldığı görüldü.
Dava; Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davalılar aleyhine Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davası açmıştır.
Sıfat, dava konusu kılınan sübjektif hakla davanın tarafları arasındaki ilişkiyi ifade eder ve dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilmiş kişilerin maddi hukuk bakımından gerçekten hak sahibi veya yükümlü konumunda bulunup bulunmadığına ilişkin bir kavramdır (…, S.: Medeni Usul Hukuku, C.I, Ankara 2016, s. 512). (18) Davacı tarafta yer alan taraf için aktif dava sıfatı, davalı tarafta yer alan için pasif taraf sıfatından söz edilebilir. Uygulamada, “sıfat” yerine “husumet” terimi de kullanılmaktadır. Sıfat, dava şartı olmayıp itirazdır. Çünkü bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilir. Bu durumda ise dava esastan ret veya kabul edilir. Oysa dava şartları davanın esasına girilmesini engelleyen niteliktedir. Ancak sıfat bir itiraz olduğundan hakim diğer itirazlar gibi taraf sıfatını da dava dosyasından anlayabildiği sürece kendiliğinden nazara alır. Sıfat, davada taraflardan birinin davaya konu subjektif dava hakkının bulunup bulunmadığı ile ilgili bir husustur. Tarafların sıfatının yargılama sonuna kadar devam etmesi zorunludur. Bu husus mahkemece re’sen göz önünde bulundurulmalıdır. Bir davada, taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık bu davanın esasının çözümüne girilmeden, davanın husumet yokluğundan reddi gerekir. Bir kişinin belli bir davada davacı ya da davalı sıfatını haiz olup olmadığı şeklinde nitelendirilen husumetin ileri sürülme zamanı yasa ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi, davalı tarafından ileri sürülmesi gerekilen bir defi de değildir.Davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde resen nazara alınması gerekli hukuki bir durumdur.(…, B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü,C.I İstanbul 2001, s. 1157 vd.) (Yargıtay HGK 24.06.2021 T…. E…. K.)
Husumet Taraf Sıfatı: Bir usul hukuku sorunu olmayıp, davaya konu edilen subjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunudur. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında karar verilemeyeceğinden dava sıfat yokluğundan (husumetten) red edilir.Taraf sıfatı bir dava şartı değildir. Taraf sıfatı, davada taraf olarak görünen kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için def’i değil, yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu olan bir olgudur.(…,B.: Medeni Usul Hukuku el kitabı, Ankara 2020, C.I s.331 vd).(19) Eş söyleyiş ile taraf sıfatının araştırılması, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir.Dava konusu şey üzerinde kim yada kimler hak sahibi ise davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayinin de olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir.Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise def’i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olmasa bile mahkemece re’sen nazara alınmasıdır.(Yargıtay HGK 22/06/2021 T.2021-(… E…. K.) bilgileri değerlendirildiğinde ve TMK 1/3. Maddesinde; “Hâkim, karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır.”
Anayasa’nın 138/1. Maddesinde; ” Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler.” şeklinde düzenlemeler olduğu anlaşılmakla,
Somut olayımızda; tüm dosya kapsamı, dosyadaki tüm bilgi – belgeler, tüm deliller, tarafların iddia – savunmaları, yukarıda yapılan açıklamalar, (davacı yanın talep ettiği dava konusu paranın dava dışı İnter …’ya gönderildiği dosya kapsamı ve banka dekontundan anlaşılmakla) bir bütün halinde değerlendirildiğinde TMK 1/3 ve 6100 Sayılı HMK 297. Maddesi kapsamında Anayasa’nın 138/1 maddesi atfı ile pasif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın ayrı ayrı usulden reddine dair Mahkememizce oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Pasif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın ayrı ayrı usulden REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 94,51-TL eksik harcın 6325 Sayılı Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11. maddesi gereğince davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00-TL nisbi vekalet ücretinin 6325 Sayılı Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11. maddesi gereğince davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 1.360,00-TL arabulucu ücretinin 6325 sayılı Kanunu 18/A-11.maddesi gereğince davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir KAYDINA,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına YER OLMADIĞINA,
7-Davacı tarafça depo edilip kullanılmayan gider avansının bulunması halinde karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının/vekilinin yokluğunda, bağımsız ve tarafsız Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından KESİN olmak üzere karar verildi. 17/05/2023

Katip … Hakim …