Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/402 E. 2022/520 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA KARAR
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM :… …
KATİP :… …

DAVACILAR :1-… – … …
2-… – … …
3-… – … …
VEKİLİ :
DAVALI :… – … …
VEKİLLERİ:
DAVA :Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 06/09/2021 tarihli dilekçesiyle; davacılardan …’ün 08/08/2012 tarihinde vefat eden ve muris (dosya borçlusu) …’ün eşi, diğer davacıların ise …’ün çocukları olduğunu, …’ün hayatta iken … ile aralarındaki bir borç ilişkisi nedeniyle …’ın merhum …’den davaya konu senedi teminat olarak aldığını, ancak senedin keşide ve vade tarihi, lehtar kısmı boş olarak sadece borçlu ismi ve imzası ile meblağ kısmı yazılarak verildiğini, bu kısımların sonradan doldurulduğunu, Takibe konu senedin …’ın babası …’ın evinde iken …’ın 07/02/2021 tarihinde vefatı sonrası …’ın ikinci eşi …’ın çaldığını ve …’ın ilk evliliğinden olma çocukları … ve …’tan bu senet bedelini kendisine ödemelerini aksi taktirde boş kısımlarını doldurup icraya koyacağını söylediklerini, Konya . İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile …’ın yaklaşık 10 yıl önce vefat ettiğini bildiği … aleyhine ilk evliliğinden olma kızı … üzerinden icra takibi başlattığını, icra takibi başlatılmadan önce …’ın senedi doldurup icra takibi yapacağı tehdidi karşısında … ve …’ın 22/05/2021 tarihinde … Polis Merkezi Amirliği’ne giderek şikayette bulunduğunu, … ve …’ın şikayeti dolayısıyla 14.06.2021 tarihinde ifadesi alınan …’ın beyanında açıkça senedin lehtar kısmı her ne kadar boş olsa da vefat eden eşi …’ın takip konusu senetten bahsederek alacaklı olduğunu ifade ederek; ” eşim … vefat etmeden önce 50.000-TL tutarında bir senet verdi. Senedi verirken bana ‘ben yarın birgün öldüğüm zaman çocuklarım seni evden atar, ben ölünce bu senet ile kendi hayatını idame ettirirsin’ dedi ” diyerek senet lehtarının kendisi yahut takip alacaklısı … olmadığını ikrar ettiğini beyan ederek davacıların Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu 01.07.2012 keşide, 01.11.2021 vade tarihli, 50.000,00-TL bedelli, alacaklısı davalı …, borçlusu … olan senetten dolayı (asıl alacak, faiz ve tüm feri’ileri dahil olmak üzere) borçlu olmadığının menfi tespitine ve takibin iptaline,
öncelikle ve ivedilikle teminatsız yahut sayın mahkemece uygun görülecek teminat mukabilinde Konya . İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takibinin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davacılar aleyhine icra takibi yaparak mağdur eden davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davalı vekilinin 19/10/2021 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça takibe konu senedin teminat olarak düzenlendiğinin iddia edildiğini ancak bunun davacılar tarafından yazılı bir belge ile ispatlamak zorunda olduklarını, davacılar tarafından takibe konu senedin keşide ve vade tarihi ile lehtar kısmının boş olarak verildiğinin iddia edildiğini, bono düzenlenirken tarih unsurlarının bulunmaması ve lehtar kısmının boş olarak düzenlenmesinin zorunlu unsur olmadığını, tarafların bu şekilde düzenlemiş oldukları bononun açık bono vasfına haiz olduğunu, açık bono düzenlenmesinin yasaya aykırı olmadığını ve söz konusu bonoyu geçersiz hale getirmediğini, davacılar tarafından icra takibine konu yapılan bononun bedelsiz kaldığı iddia edildiğini, bonodan dolayı borçlu olmadığını iddia eden kişinin, açacağı menfi tespit davasında bu iddiasını yazılı delil ile ispat ile mükellef olduğunu, beyan ederek davanın reddine, davacıların %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … esas sayılı dosyası istenmiş, Konya Vergi Dairesi Başkanlığı Cihanbeyli Vergi Dairesi Müdürlüğünden ilgili belgeler, Konya Vergi Dairesi Başkanlığı Meram Vergi Dairesi Müdürlüğünden ilgili belgeler, Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünden ilgili belgeler, Konya Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliğinden ilgili belgeler istenmiştir.
Dava, “Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)” davasıdır.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacılardan …’ün 08/08/2012 tarihinde vefat eden ve muris (dosya borçlusu) …’ün eşi, diğer davacıların ise …’ün çocukları olduğunu, …’ün hayatta iken … ile aralarındaki bir borç ilişkisi nedeniyle …’ın merhum …’den davaya konu senedi teminat olarak aldığını, ancak senedin keşide ve vade tarihi, lehtar kısmı boş olarak sadece borçlu ismi ve imzası ile meblağ kısmı yazılarak verildiğini, bu kısımların sonradan doldurulduğunu, Takibe konu senedin …’ın babası …’ın evinde iken …’ın 07/02/2021 tarihinde vefatı sonrası …’ın ikinci eşi …’ın çaldığını ve …’ın ilk evliliğinden olma çocukları … ve …’tan bu senet bedelini kendisine ödemelerini aksi taktirde boş kısımlarını doldurup icraya koyacağını söylediklerini, Konya . İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile …’ın yaklaşık 10 yıl önce vefat ettiğini bildiği … aleyhine ilk evliliğinden olma kızı … üzerinden icra takibi başlattığını, icra takibi başlatılmadan önce …’ın senedi doldurup icra takibi yapacağı tehdidi karşısında … ve …’ın 22/05/2021 tarihinde … Polis Merkezi Amirliği’ne giderek şikayette bulunduğunu, … ve …’ın şikayeti dolayısıyla 14.06.2021 tarihinde ifadesi alınan …’ın beyanında açıkça senedin lehtar kısmı her ne kadar boş olsa da vefat eden eşi …’ın takip konusu senetten bahsederek alacaklı olduğunu ifade ederek; ” eşim … vefat etmeden önce 50.000-TL tutarında bir senet verdi. Senedi verirken bana ‘ben yarın birgün öldüğüm zaman çocuklarım seni evden atar, ben ölünce bu senet ile kendi hayatını idame ettirirsin’ dedi ” diyerek senet lehtarının kendisi yahut takip alacaklısı … olmadığını ikrar ettiğini beyan ederek davacıların Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu 01.07.2012 keşide, 01.11.2021 vade tarihli, 50.000,00-TL bedelli, alacaklısı davalı …, borçlusu … olan senetten dolayı (asıl alacak, faiz ve tüm feri’ileri dahil olmak üzere) borçlu olmadığının menfi tespitine ve takibin iptaline, öncelikle ve ivedilikle teminatsız yahut sayın mahkemece uygun görülecek teminat mukabilinde Konya . İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takibinin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davacılar aleyhine icra takibi yaparak mağdur eden davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği, davanın İİK.72. maddesine dayalı menfi tespit davası olduğu, İİK.72.maddesinde; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir….” şeklinde, 6102 sayılı TTK.778/1-d maddesi yollaması ile TTK. 677. Maddesinde; “Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez.” şeklinde, TTK. 778/1-a maddesi yollaması ile TTK’nun 687.maddesinde; “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. (2) Alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde, 6102 sayılı TTK’nun 825.maddesinde;”(1) Borçlu, emre yazılı bir senetten doğan alacağa karşı ancak senedin geçersizliğine ilişkin veya senet metninden anlaşılan def’ilerle alacaklı kim ise ona karşı, şahsen haiz bulunduğu def’ileri ileri sürebilir.(2) Borçlu ile önceki hamillerden biri veya senedi düzenleyen kişi arasında doğrudan doğruya varolan ilişkilere dayanan def’ilerin ileri sürülmesi, ancak senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde caizdir.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı görülmektedir.
Dosya incelendiğinde davacının iddia ettiği ve delil olarak sunmuş olduğu savcılık dosyaları da incelendiğinde ve kendi beyanlarında davaya konu senedin davacıların murisleri olan … tarafından düzenlenerek dava dışı davalının yine dava dışı akrabalarına verilmiş olduğu ancak söz konusu senedin karşılığının ödendiğini iddia etseler de ödemeye ilişkin herhangi bir yazılı delil sunmamış oldukları görülmüştür.
Yapılan incelemelerde de davaya konu senet üzerindeki şekli unsurların tamamınında yasaya uygun olması nedeniyle davacıların davalarını yasa gereğince ispatlayıcı yazılı deliller sunmamış olduklarından ve mahkememizin ticaret mahkemesi olması ve vereceği kararlarda TTK ile ilgili hükümler uyarınca karar vereceğinden ve TTK’nın ilgili maddelerine istinaden kıymetli evrak alacaklarına karşı itirazların aynı kıymetli evraklar gibi yazılı şekilde düzenlenmesi gerekli olduğundan davacılar davalarını ispat edemedikleri gibi 28/04/2022 tarihindeki celsede davacılar vekiline yemin delili kullanıp kullanmayacakları sorulmuş olup davacı vekilince herhangi bir beyanda bulunulmayıp yemin delilinden vazgeçilmiş sayılacakları bildirilmiş olup mahkememize herhangi bir bildirimde bulunulmamıştır.
Davacı iddiasını yazılı delil ile ispat etmelidir (ispat yükümlülüğü davacıdadır. (MK 6), 6100 sayılı HMK.nun 200.maddesinde;”Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.(2) Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir. ” şeklinde, HMK’nun 201.maddesinde:”Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı, borç ilişkisi senede bağlandığından aksinin ancak HMK.’nun 201.maddesi gereğince senetle ispatlanması gerektiği, senet altındaki imzanın davacı tarafça kabul edildiği, bononun(senedin) ödeme aracı olup sebepten mücerret olduğu, borçlu ile önceki hamillerden biri veya senedi düzenleyen kişi arasında varolan ilişkilere dayanan defi’lerin hamile karşı ancak hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde ileri sürülebileceği, Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin 02/10/2007 tarih, … sayılı ilamını da dikkate aldığımızda davacı davasını yazılı delil ile ispat edememiştir.
Dosya incelendiğinde dava konusu borcun senede dayandığı , senede karşı ispatın ancak senet yoluyla olacağı , davacının davasını ancak senetle ispatlayabileceği, dosya kapsamında borcu ödediğine dair elinde herhangi bir delil bulunmadığı, HMK ilgili hükümlerince iddia edenin iddiasını ispatla mükellef olduğu dosya kapsamında davacının iddialarını ispatlayıcı somut bir delil bulunmadığı, ancak senede karşı senetle borcun olmadığının ispatlanabileceği, davacının buna ilişkin bir delil dosyaya sunmadığı da gözetilerek yukarıda açıklanan nedenlerle ispat edilemeyen davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Ancak, her ne kadar davalı taraf menfi tespit davasına dayalı kötü niyet tazminatı istemiş ise de ; ispatlanamayan kötü niyet talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle ispat edilemeyen davacıların davasının ve davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatının reddine karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davalı vekilinin talep etmiş olduğu kötü niyet tazminatının ispatlanamaması nedeniyle REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.237,08 TL harçtan mahsubu ile davacı tarafından fazladan yatırıldığı anlaşılan 1.156,38 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer OLMADIĞINA,
6-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca (dava değerinin 50.000,00 TL olduğunun kabulü ile) davalı vekili için 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın, kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin istek halinde davacıya iadesine, karar kesinleşinceye kadar iade alınmaz ise gider avansının artan kısmının 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde re’sen davacıya İADESİNE,
Dair ; davacılar … , … ve vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/09/2022

Katip … Hakim …