Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/355 E. 2022/87 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
3-
4-
5-
6-
7-
8-
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :
KARARIN MAHİYETİ : GÖREVSİZLİK

Mahkememizde görülmekte bulunan ” Tazminat ” davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde;” Davacıların murisi ; ”… ” T.C. kimlik numaralı, … sigorta sicil numaralı müteveffa … , olay günü SSK Konya Sigorta Müdürlüğü’ne kayıtlı , … sicil numaralı , işveren … LTD.ŞTİ’ye ait iş yerinde , … ili … mevkii … yolu … Kilometresindeki yol yapım çalışmasında sigortalı işçi olarak çalışmaktadır. İş sahasında normalde bayrakçı olarak görev yapan müteveffa olay günü 13/10/2016 tarihinde hafriyat araçlarının bekçiliği ile görevlendirilmiştir ve … plakalı kamyonu sevk ve idare eden … kamyonla geri manevra yapması sırasında kamyonun altında kalarak olay yerinde feci şekilde can vermiştir. Müteveffanın geçirdiği bu iş kazası kolluk tarafından tutanak altına alınmıştır. Yaşanan bu elim kazanın asıl sorumluları, Konya . Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Es. Sayılı dosyası üzerinden yargılanmış, dosyadaki bilirkişi raporunda, trafik kazasına karışan … Tic. Ltd. Şti’ye ait aracın sürücüsü … şantiye sahasında işaretçi görevli olmadığı halde şantiye sorumlusunu uyarmadığı ve aynı şartlarda çalışmaya devam ettiği, araç muayene geçerlilik tarihinin geçmesine rağmen aracı kullanmaya devam etmesi, kör noktalarla ilgili tehlikelerin farkında olmadığı, 6331 sayılı Kanun’un ilgili maddelerine riayet etmediği bu nedenle … kamyon şoförü sıfatıyla asli kusurlu olduğu belirtilmiştir. Haksız fiil sonucu meydana gelen zarara ilişkin Türk Borçlar Kanunu madde 53’te yer alan düzenlemeye göre, ölümle sonuçlanan haksız fiillerde, ölenin desteğinden yoksun kalan kişiler, bu sebeple uğradıkları kayıpları talep edebilir. Destekten yoksun kalma tazminatı başlığı altında değerlendirilen bu tazminatın amacı, ölen kişinin yardımlarından kaza tarihinde veya gelecekte mahrum kalacak kişinin zararının giderilmesidir. Destekten yoksun kalma tazminatı, ölenin destek verdiği kişilerin hayatlarının ölüm nedeniyle kötüleşmemesi için kabul edilmiş bir maddi tazminat türüdür. Somut olayda, trafik kazası sonucu yaşamını yitiren … bakmakla yükümlü olduğu eşi ve 7 çocuğu vardır. Davacıların desteği … , trafik kazasını geçirdiği tarihte, … Ltd. Şti.’de bayrakçı olarak görev yapmakta olup, buradan elde ettiği gelirle eşinin ve yedi çocuğunun geçimine yetişmeye çalışmaktadır. … ‘nın ölümüyle eşi ve çocukları, hem manevi varlığından ve hem de sağladığı maddi olanaklardan yoksun kalmışlardır. … eşi ve çocuklarının her birinin … ‘nın ölümü nedeniyle uğradığı zararın mahkemenizce belirlenecek bilirkişi tarafından hesaplanmasını talep ederiz.
KTK md. 91 (”İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”) hükmü doğrultusunda, işleten … Ltd. Şti., risk halinde sorumluluklarının üstlenilmesi için, mali sorumluluk sigortası yaptırmak mecburiyetinde olup, işletenin zorunlu mali sorumluluk sigortası şirketi … Sigorta A.Ş.’dir.
Zorunlu trafik sigortasında sigortacı, işletenin aynı yasanın 85/1. maddesindeki hukuki sorumluluğunu üzerine alır. Konya . Asliye Ceza Mahkemesi’nce … ölümüyle sonuçlanan trafik kazasında araç sürücüsü … asli kusurlu olması nedeniyle sigorta şirketin sorumluluğuna gidilebilecektir. Dolayısıyla somut olay ve ilgili mevzuat birlikte değerlendirildiğinde, işleten şirketin sigorta şirketi … SİGORTA A.Ş.’ den trafik kazası sonucu meydana gelen zarar tazmin edilebilecektir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Trafik kazası sonrası, müvekkillerin … ölümü nedeniyle uğradığı zararın tazmini amacıyla davalı … Sigorta A.Ş.’ye başvurulmuş, başvuru sürüncemede bırakılmış, davalı şirket nihayetinde 13/10/2016 tarihinde yaşanan trafik kazası başvurusuna 02/03/2021 tarihinde mail yoluyla cevap vermiş, cevabında, Karayolları Trafik Kanunu kapsamında sigortalıya kusur atfedilmemesi sebebiyle talebe olumlu cevap verilemediğini ifade etmiştir. Davalı şirket beyanlarında sigortalısına kusur atfedilmediği için olumsuz cevap verse de, davalının sigortalısı Açık İnşaat’a ait aracın sürücüsü … kusurlu olduğu mahkeme bilirkişi raporuyla da sabittir.
Davalı sigorta şirketinin başvuruya olumsuz cevabı üzerine, zorunlu arabuluculuk yoluna gidilmiş, … nolu arabuluculuk dosyası üzerinden görülen arabuluculuk müzakereleri olumsuz sonuçlanmış, son arabuluculuk tutanağı dilekçemiz ekinde sayın mahkemenize sunulmuştur.
… vefatı ile davacı müvekkiller madden zarar görmüş ve destekten yoksun kalmış durumdadırlar. … vefatı ile beraber maddi bir destek söz konusu olmadığı için müvekkillerin hayatı olumsuz derece etkilenmiştir. Müvekkillerin yaşantısının murisin ölümünden öncesi gibi devam etmesi, sosyal ve ekonomik bağlarının murisin ölümü ile beraber zedelenmemesi adına mahkemenizce yapılacak tahkikat sonucunda belirlenecek maddi tazminatın kaza tarihi olan 13/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesi için sayın mahkemenize başvurma zarureti hasıl olmuştur.” dediği görülmüştür.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirketin davada dahili davalı sıfatını taşımadığını, Taraf sıfatı kamu düzenine ilişkin olduğundan hakkında usul yasası hükümlerine göre dava açılamayan kişi ihbar talebi ile davalı sıfatı kazanamadığından aleyhlerine hüküm kurulamayacağını, Davalı işverene ait … plakalı damperli kamyonun müvekkili şirket nezdinde … Poliçe numaralı 18.07.2016-18.07.2017 vadeli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi kapsamında sigortalandığını, dava konusu tazminat talebi zmss poliçesi teminatı kapsamında olmadığını, müvekkili şirketi nezdindeki Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinin kapsamı ZMSS Genel Şartları’nın A.3. maddesinde düzenlendiğini, ZMSS poliçesi tanzim eden sigortacı, sigortalısının Karayolları Trafik Kanunu’na göre üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu karşılandığını, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu kapsamında bir sorumluluğu yoksa ZMSS poliçesi tanzim eden sigortacının da sorumluluğundan bahsetmek mümkün olmayacağını, dava konusu olaya göre kazanın sigortalı aracın işletilme ve karayolunda seyir halinde iken meydana gelmediğini, yol çalışması esnasında toprak malzeme getirirken devrilmesi ve davacının altında kalarak yaralanması sonucu meydana geldiğini İşletilme halinde ve karayolunda seyir halinde olmayan araçla bağlantılı olarak oluşan zararların Karayolları Trafik Kanunu kapsamında mütalaa edilemeyeceğini, KTK kapsamında işletenin hukuki sorumluluğunu himaye eden zorunlu mali sorumluluk sigortacısı müvekkil şirketten talep edilen tazminat taleplerinin hukuki dayanağının bulunmadığını, davanın müvekkili şirkete ihbarında herhangi bir hukuki menfaat olmadığını, Konya . İş Mahkemesi’nin … E. ile bağlantılı olan bu dosyanın aynı dosya üzerinde birleştirilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davalı aleyhine Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davası açtığı görülmüştür.
Mahkemelerin görevlerine ilişkin düzenlemelerin 6100 sayılı HMK.nun 1.2.3.4. maddelerinde düzenlendiği, HMK.nun 2.maddesinde;”Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” şeklinde düzenlendiği, yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 Sayılı Kanun ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5/3.maddesinde; “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlemenin yapıldığı, Bu düzenleme ile Ticaret Mahkemeleri genel mahkemeler içinde yer alan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bir dairesi olmaktan çıkarılarak genel mahkemeler arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğunun kabul edildiği, yine 6102 sayılı TTK’nın 4. Maddesinde Ticaret Mahkemelerinin görevine giren dava ve çekişmesiz yargı işlerinin düzenlendiği, dava şartlarına ilişkin düzenlemenin HMK’nın 114.ve 115.maddelerinde düzenlendiği, HMK’nın 114/1-c maddesinde mahkemenin görevli olmasının dava şartı olduğunun, aynı kanunun 115.maddesinde mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağının ve taraflarında her zaman ileri sürebileceğinin, dava şartlarının noksan olması halinde davanın usulden reddine karar verileceğinin, HMK’nın 138/1.maddesinde mahkemenin öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebileceğinin düzenlendiği,
5510 Sayılı kanunu 13/1 maddesinde ( İş kazası; a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b) (Değişik: 17/4/2008-5754/8 md.) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d) (Değişik: 17/4/2008-5754/8 md.) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaydır.) hükmünün bulunduğu Yüksek Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin 29/12/1981 Tarihli, … /… sayılı ilamı ile yine Yüksek Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin 13/10/1987 Tarih, … /… Karar sayılı ilamının da bu doğrultuda olduğu, görev konusunda … Ticari davalar TTK’nın 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. Maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447 yayın sözleşmesine dair 487 ila 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ila 519 komisyon sözlemesine ilişkin 532 ila 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ima 554 havale hakkındaki 555 ile 560, saklama sözleşmelerinin düzenleyen 561 ila 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurulara ve ödünç ara verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın tacir işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığını ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez. Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. Maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında kooperatifler Kanununu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu(m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalarda bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için tarafların tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranaz. TTK’nın 4/1. Bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır. Nispi ticari davalar; her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgimi olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. Maddesine göre, er iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. Maddesi uyarınca taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğer için de tacir iş sayılması, davanın niteliğinin ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yanızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak bu mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yanızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür Y. Hgk 10.02.2016, … -… E, … Sayılı İlamının da emsal nitelikte olduğu ( Ticaret Mahkemesi’nin görevi yönünden) , mahkememiz dosyasının incelenmesi neticesinde müteveffanın … İli … mevki … yolu . Kilometresindeki yol yapımı sırasında sigortalı işçi olarak çalıştığı esnada olay günü olan 13/10/2016 tarihinde harfiyat araçlarının bekçiliği ile görevlendirildiğini ve … plaka sayılı kamyonu sevk ve idare eden … kamyon ile geri manevra yapması sırasında kamyonun altında kalarak can verdiğini, kazanın iş kazası olduğunu ve müteveffanın bu sebeple yaşamını yitirdiği anlaşılmakla (Yargıtay . HD’nin 13/11/2019 tarih, … Esas, … K. Sayılı ilamı özü; trafik iş kazasında görevli mahkeme İŞ MAHKEMESİDİR.) dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, Konya İş Mahkemesine gönderilmesine dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK.nun 20/1.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurması halinde dava dosyasının görevli KONYA İŞ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin başvurmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına KARAR VERİLMESİNE,
3-6100 sayılı HMK.nun 20/1.maddesi gereğince kanun yoluna başvuru halinde bu başvurunun reddi halinde red kararının veya görevli yargı yerinin belirlenmesi halinde bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin başvurması halinde dava dosyasının Konya İş Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, bu süre içerisinde taraflardan birinin başvurmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına KARAR VERİLMESİNE,
4-6100 sayılı HMK.nun 331/2.maddesi gereğince harç ve yargılama giderlerinin davaya görevli mahkemece devam edilmesi halinde görevli mahkemece, aksi takdirde talep halinde mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/02/2022

Katip Hakim

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.