Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/352 E. 2022/531 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR: 1
VEKİLLERİ :
2-
3-
VEKİLİ :
4-
5-
DAVA : Davacının Davalı Holdinge Ortaklık Sıfatının Tespiti & Pay Devrinin Pay Defterine Kaydı & Tazminat
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine mahkememize açılmış bulunan “Davacının davalı holdinge ortak olup olmadığının tespiti & pay devrinin pay defterine kaydı & tazminat” davasının yapılıp bitirilen açık yargılaması sonucunda;
HEYETİMİZCE GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 02.08.2021 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; … A.Ş.’nin … A.Ş.ünvanı ile Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde … sicil numarası ile kayıtlı olan … Ticaret Limited Şirketi’nin tür değiştirmesi suretiyle, 16.12.2013 tarih ve … sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilerek kurulduğunu, kuruluştaki ortaklarının, … ve … olduğunu, kuruluştan yaklaşık 9 ay sonra şirketin paylarının %50’sinin devrinin … ve …’ye yapıldığının, Holding paylarının Holding Yönetim Kurulu’nun 16.12.2013 tarihli kararı ile TTK.m.180 gereğince senede (ilmuhaber)bağlandığını, şirket ortaklarından …’in senede bağlı paylarını, senedin ciro ve teslimi suretiyle usulüne uygun şekilde, … A.Ş.(Eski Ünvanı … Yatırım A.Ş.)(Konya Ticaret Sicil Müd.No:… )ünvanlı şirkete devrettiğini, müvekkili …’ın davalı Holding’in, dava dışı … A.Ş.(Eski Ünvanı … Yatırım A.Ş.)’ne ait 682.500 adet Holding payını ciro ve teslimi suretiyle 01.07.2015 tarihinde usulüne uygun şekilde devraldığını, pay devrinin yapıldığı tarihte devre konu payların hacizli olması sebebiyle, pay defterine kayıt talebinde bulunulmadığını, paylar üzerindeki haczin kaldırılmasından sonra, usulüne uygun şekilde pay defterine kayıt talebinde bulunulduğunu, davalı Holding’in, müvekkilinin pay devrini pay defterine kayıttan imtina ettiği gibi, aynı payların dava dışı üçüncü kişilere devredildiğini ve bunlar adına pay defterine kaydedildiğinin bildirildiğini, davalı Holding’in, devreden … A.Ş.(Eski Ünvanı … Yatırım A.Ş.)’nin paylarının … Yatırım A.Ş.’ne devrettiğini, bu şirketin de paylarını … isimli şahsa ve onun da … Yatırım A.Ş.’ne devrettiğini ve pay defterinde bu şekilde kayıtlı olduğunu bildirdiğini, davalı Holding’in devre konu paylarının müvekkiline mi, yoksa pay defterinde kayıtlı şirkete mi ait olduğu hususunda ihtilaf doğduğundan bahisle; İlk olarak müvekkilinin davalı Holding’e ortak olduğunun tespiti ile pay devrinin pay defterine kaydına karar verilmesini, müvekkilinin pay sahipliğinin açık olup, pay defterine usulsüz kayıtla pay sahibi olunamayacağı açık olmakla birlikte; Mahkemece pay defterine yapılan kaydın usulsüz de olsa pay sahipliği hakkı vereceğinin kabulü halinde; Terditli olarak, usulsüz kayıt sebebiyle müvekkilinin hak kaybına ve zarara uğramış olacağından, belirsiz alacak davası niteliğinde olmak üzere, 50.000,00 TL tazminatın, TTK.’nun 499/2 ve 3.fıkralarında doğan inceleme yükümlülüğünü yerine getirmeyerek usulsüz kayıt yaparak müvekkilinin hak kaybına sebep olan davalı Holding ve Holding yöneticilerinden müteselsilen tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin mahkememiz dosyasına UYAP sistemi üzerinden bila tarihli dilekçesinde; Terditli olarak belirttikleri 50.000,00 TL kısmi tazminat talebinden vazgeçtiklerini, dava sonuna kadar pay sahipliği haklarının kullanılması için ihtiyati tedbir niteliğinde bir kayyım atanmasını, müvekkilinin davalı Holding’e ortak olduğunun tespiti ile pay devrinin pay defterine kaydına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalılar … ve … Ticaret A.Ş.’nin 25.08.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla davanın zamanaşımına uğradığını, talebin ortaklık sıfatının tespiti ile pay defterine tescil olduğundan anılan hüküm kapsamında 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu hususunda tereddütün bulunmadığını, pay devrine yönelik taleplerini ileri sürebileceği son tarihin 01.07.2020 olduğunu, işbu davanın 02.08.2021 tarihinde ikame edildiğinden davamın zamanaşımına uğradığının sabit olduğundan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiği, müvekkillerine yöneltilen husumetin yerinde olmadığını, davanın sadece husumet açısından hisseleri elinde bulunduran ve menfaat çatışması olduğunu iddia ettikleri … Yatırım A.Ş.’ye yöneltilmesinin gerektiğinin, davacının her ne kadar 01.07.2015 günü 56.825.000,00 TL ödeyerek … Yatırım A.Ş.’ne ait olan … hisselerini aldığını beyan ederek ihtar çekmiş olsa da bunun gerçeği yansıtmadığını, davacının sonradan düzenlenmiş ve muvazaalı olduğunun açık sözde bir sözleşme ve geçici ilmühaberlerin temlik ve devri ile hisselerin sahibi olduğunun iddia ettiğini, kendilerinin yönetim kurulunda oldukları dönemde ihtarnamenin geldiğini ancak ihtarnameye cevapta belirttikleri gerekçelerle taleplerini reddettiklerini, o gün itibari ile son 3 yıldır yönetimde kendileri ile beraber ortak olarak bulunan insanların varlığı ve borçları ortak koydukları paralarla ödediklerinden bu ihtarnamenin şüpheler uyandırdığından bahisle; Davanın esasa girilmeksizin usulden reddine, husumet eksikliğinden davanın reddine, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, aksi halde davanın özellikle muvazaa gerekçesi ile esastan reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalılar … , … Tic. A.Ş. ve … A.Ş.vekilinin 26.08.2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla davanın zamanaşımına uğradığını, talebin ortaklık sıfatının tespiti ile pay defterine tescil olduğundan anılan hüküm kapsamında 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu hususunda tereddütün bulunmadığını, pay devrine yönelik taleplerini ileri sürebileceği son tarihin 01.07.2020 olduğunu, işbu davanın 02.08.2021 tarihinde ikame edildiğinden davamın zamanaşımına uğradığının sabit olduğundan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiği, müvekkillerine yöneltilen husumetin yerinde olmadığını, davanın sadece husumet açısından hisseleri elinde bulunduran ve menfaat çatışması olduğunu iddia ettikleri … Yatırım A.Ş.’ye yöneltilmesinin gerektiğinin, davacının her ne kadar 01.07.2015 günü 56.825.000,00 TL ödeyerek … Yatırım A.Ş.’ne ait olan … hisselerini aldığını beyan ederek ihtar çekmiş olsa da bunun gerçeği yansıtmadığını, davacının sonradan düzenlenmiş ve muvazaalı olduğunun açık sözde bir sözleşme ve geçici ilmühaberlerin temlik ve devri ile hisselerin sahibi olduğunun iddia ettiğini, kendilerinin yönetim kurulunda oldukları dönemde ihtarnamenin geldiğini ancak ihtarnameye cevapta belirttikleri gerekçelerle taleplerini reddettiklerini, o gün itibari ile son 3 yıldır yönetimde kendileri ile beraber ortak olarak bulunan insanların varlığı ve borçları ortak koydukları paralarla ödediklerinden bu ihtarnamenin şüpheler uyandırdığını, dava konusu iddialarının birebir ve doğrudan ilgilendiren ceza davasının varlığı olduğunu, derdest olan davanın neticesinin doğrudan huzurdaki davayı etkileyeceğini, bu sebeple Ankara .Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını, davacı tarafça dava dilekçesinde şirketin %50 hissesinin alındığının iddia edildiğini, ancak sadece eksik harç ödemek için sözleşme ve belgeleri gizleyerek sadece %5’lik kısımla ilgili dava açıyor olmasının kalan %45’lik kısmını görmezden gelmesinin kötüniyetini sabit kıldığından bahisle; Davanın esasa girilmeksizin usulden reddine, husumet eksikliğinden davanın reddine, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, aksi halde davanın özellikle muvazaa gerekçesi ile esastan reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiyeler tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Taraflarca bildirilen deliller ilgili yerlerden dosyamız içerisine celbedilmiş, davalı … Anonim Şirketi – (Eski Ünvanı … A.Ş.), davalı … Ticaret A.Ş. ile davalı … Ticaret Anonim Şirketi’nin ticari kayıtları, Ankara .Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı UYAP dosyası dosyamız içerisine celbedilmiş ve dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davalı … A.Ş.’nin ticari defterlerinin bulunduğu mahal mahkemesine talimat yazılarak; Anonim şirketler konusunda uzman öğretim üyesi bir bilirkişiye dosyanın tevdi edilerek Ankara . Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası içerisinde bulunan davalı … A.Ş.’ye ait pay defteri, karar defteri ve diğer ticari defterlerde incelenmek ve ayrıca ticaret sicil müdürlüğünden davalı şirketin gönderilen sözleşme ve diğer belgeleri de incelenmek suretiyle dava konusu edilen hususlara ilişkin rapor düzenlenmesinin istenildiği, Hukukçu Öğretim Üyesi Prof.Dr…. tarafından düzenlenen 29.03.2022 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı tarafından mahkememizce yürütülen dava dosyasına pay devrine dayanak olarak gösterilen ilgili ilmühaberlerin aslının değil, fotokopisinin sunulduğunun, bu fotokopi belgelerinde … Yatırım Tic. A.Ş’nin kaşesi ve üzerinde bir imza ile payların davacıya devredildiğine dair bir ciro işlemi bulunduğunu, ilmühaberlere nama yazılı pay senetlerine dair hükümlerin kıyas yoluyla uygulanacağından ilmühaberlerin orijinalinin davacının zilyetliğinde bulunması ilmühaberlere ilişkin fotokopi belge ile orijinalinin davacının zilyetliğinde bulunması, ilmuhaberlere ilişkin fotokopi belge ile orijinalinin aynı durumda olması ve ilmühaberde yer alan kaşe ve imzanın yetkili kişilerce ilmühabere derç edildiğinin anlaşılması halinde ilmühaber devrinin usulüne uygun şekilde yapıldığının kabul edilmesinin gerektiğini, dosya kapsamında fotokopi belgesinin aslı sunulmadığından ilmühaberlerin zilyetliğinin davacıda bulunmadığının sonucuna ulaşıldığının, bu haliyle ilmühaberlerin zilyetliğinin davacıda olduğuna dair bir bilgi ve belgeye ulaşılamadığından somut olayda geçerli bir pay devrinin bulunmadığının, ayrıca taraflarınca bu ilmühaberlerdeki imzaların kimler tarafından atıldığının denetleme imkânının bulunmadığını, somut olayda geçerli bir pay devri bulunsa, başka bir ifade ile usulüne uygun şekilde ilmühaberlerin ciro edilmesi ve zilyetliğinin devralana teslimi işlemi bulunsa dahi uyuşmazlık konusu payların mülkiyetinin davacıya geçmediğinin, zira …’in esas sözleşmesinde pay devirlerinde diğer ortaklara önalım hakkı verilerek pay devrine dair kısıtlamalar getirildiğini, dosyaya sunulan belgeler incelendiğinde pay devrine dair kısıtlamalara uyularak …’in diğer pay sahiplerine bu önalım hakkının kullandırılması için bir süre tanınmasına ilişkin bir bilgi yahut belgeye ulaşılamadığının, dolayısıyla gerekli usul işletilmeksizin pay devrinin mümkün olmadığından, ilmühaberlerin ciro ve zilyetliğinin tesliminin somut olayda var olduğu düşünülse dahi yine de geçerli bir pay devrinin bulunduğundan söz edilemeyeceğinin, pay devrine dair kısıtlamalarda, pay devrine şirket tarafından izin verilmesinin mülkiyetin geçişinde kurucu bir etkiye sahip olduğundan payların mülkiyetinin iddia konusu devir tarihi olan 01.07.2015 tarihinden sonra da … Yatırım Tic. A.Ş’de (… A.Ş) kaldığının, … Yatırım Tic. A.Ş’nin (… A.Ş) de mülkiyetinde bulunan ve hakkında tasarruf yetkisine sahip olduğu … paylarını 20.11.2017 tarihinde …’a, …’un da 15.12.2017 tarihinde … Tic. A.Ş’ye devrettiğinin, bu devir işlemlerine 20.12.2017 tarihli yönetim kurulu kararı ile izin verildiğinin, bu izin işlemiyle payların mülkiyetinin … Tic. A.Ş’ye geçtiğinin, payların mülkiyetinin … Tic. A.Ş’ye geçmesinin ardından 06.03.2018 tarihinde ise davacı tarafından …’e (…) ilk defa, pay defterine ortak sıfatıyla yazılmak için başvuruda bulunulduğundan bu başvuru tarihinden önce TTK’da yer alan düzenlemelere uygun şekilde ilgili payların mülkiyetinin … Tic. A.Ş’ye geçmesi sebebiyle davacının payların mülkiyetini zaten elde edemeyeceğinin ve ortaklık sıfatını kazanamayacağının, … Yatırım Tic. A.Ş’nin pay defteri incelendiğinde, bu şirkete ait payların tamamının öncelikle … tarafından 01.09.2015 tarihinde … A.Ş’ye, … A.Ş tarafından da 15.12.2016 tarihinde … Tic. A.Ş’ye usulüne uygun şekilde devredildiğinin, …’in dava konusu paylarının mülkiyetinin … Yatırım Tic. A.Ş’de (… A.Ş) bulunduğundan, … Yatırım Tic. A.Ş’nin paylarının devrinin bir sonucu olarak bu şirketin aktifinde yer alan …’in paylarının mülkiyetinin de dolaylı olarak öncelikle … A.Ş’ye, ardından da … Tic. A.Ş’ye geçtiğinin, iddia konusu pay devri sözleşmesi ile pay defterine kayıt arasında 32 aylık bir süre bulunduğunun, bu uzun süre boyunca davacının şirkete hiç bildirimde bulunmamasının ortalık sıfatının kazanılması ve ortaklıktan doğan hakların kullanılması bakımından ciddi risk teşkil ettiğinin ve hatta 32 aylık süre boyunca ortaklık sıfatının kazanılamayacağının, bu derece büyük bir meblağın ödenmesine rağmen şirkete hiç bildirimde bulunulmamasının hayatın olağan akışı ve ticari hayatın gerekleriyle çeliştiğinin bildirildiği görülmüştür.
Davacı tarafça 26.11.2021 tarihinde eksik harç mahkememiz veznesine yatırılmıştır.
Dava; “Davacının davalı holdinge ortak olup olmadığının tespiti & Pay devrinin pay defterine kaydı & Tazminat” davasıdır.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; … A.Ş.’nin … A.Ş.ünvanı ile Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde … sicil numarası ile kayıtlı olan … Ticaret Limited Şirketi’nin tür değiştirmesi suretiyle, 16.12.2013 tarih ve … sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilerek kurulduğunu, kuruluştaki ortaklarının, … ve … olduğunu, kuruluştan yaklaşık 9 ay sonra şirketin paylarının %50’sinin devrinin … ve …’ye yapıldığının, Holding paylarının Holding Yönetim Kurulu’nun 16.12.2013 tarihli kararı ile TTK.m.180 gereğince senede (ilmuhaber)bağlandığını, şirket ortaklarından …’in senede bağlı paylarını, senedin ciro ve teslimi suretiyle usulüne uygun şekilde, … A.Ş.(Eski Ünvanı … Yatırım A.Ş.)(Konya Ticaret Sicil Müd.No:… )ünvanlı şirkete devrettiğini, davacı …’ın davalı Holding’in, dava dışı … A.Ş.(Eski Ünvanı … Yatırım A.Ş.)’ne ait 682.500 adet Holding payını ciro ve teslimi suretiyle 01.07.2015 tarihinde usulüne uygun şekilde devraldığını, pay devrinin yapıldığı tarihte devre konu payların hacizli olması sebebiyle, pay defterine kayıt talebinde bulunulmadığını, paylar üzerindeki haczin kaldırılmasından sonra, usulüne uygun şekilde pay defterine kayıt talebinde bulunulduğunu, davalı Holding’in, davacının pay devrini pay defterine kayıttan imtina ettiği gibi, aynı payların dava dışı üçüncü kişilere devredildiğini ve bunlar adına pay defterine kaydedildiğinin bildirildiğini, davalı Holding’in, devreden … A.Ş.(Eski Ünvanı … Yatırım A.Ş.)’nin paylarının … Yatırım A.Ş.’ne devrettiğini, bu şirketin de paylarını … isimli şahsa ve onun da … Yatırım A.Ş.’ne devrettiğini ve pay defterinde bu şekilde kayıtlı olduğunu bildirdiğini, davalı Holding’in devre konu paylarının davacıya mı, yoksa pay defterinde kayıtlı şirkete mi ait olduğu hususunda ihtilaf doğduğundan bahisle; İlk olarak davacının davalı Holding’e ortak olduğunun tespiti ile pay devrinin pay defterine kaydına karar verilmesini, davacının pay sahipliğinin açık olup, pay defterine usulsüz kayıtla pay sahibi olunamayacağı açık olmakla birlikte; Mahkemece pay defterine yapılan kaydın usulsüz de olsa pay sahipliği hakkı vereceğinin kabulü halinde; Terditli olarak, usulsüz kayıt sebebiyle davacının hak kaybına ve zarara uğramış olacağından, belirsiz alacak davası niteliğinde olmak üzere, 50.000,00 TL tazminatın, TTK.’nun 499/2 ve 3.fıkralarında doğan inceleme yükümlülüğünü yerine getirmeyerek usulsüz kayıt yaparak davacının hak kaybına sebep olan davalı Holding ve Holding yöneticilerinden müteselsilen tazminine karar verilmesini talep ve dava ettiği, davalı tarafın davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Anonim şirketlerde ortaklığın göstergesi olan pay senetlerine dair düzenlemeler 6102 sayılı TTK’nun 484-501. Maddeleri arasında yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nun 484/1. Maddesinde; ” (1) Pay senetleri, hamiline veya nama yazılı olur. ” şeklinde,
TTK’nun 486/2.maddesinde;(2) Paylar hamiline yazılı ise yönetim kurulu, pay bedelinin tamamının ödenmesi tarihinden itibaren üç ay içinde pay senetlerini bastırıp pay sahiplerine dağıtır. Yönetim kurulunun hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılmasına ilişkin kararı tescil ve ilan edilir, ayrıca şirketin internet sitesine konulur. Pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabilir. İlmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümler uygulanır.” şeklinde,
TTK’nun 489. maddesinde; (1) Hamiline yazılı pay senetlerinin devri, şirket ve üçüncü kişiler hakkında, ancak zilyetliğin geçirilmesiyle hüküm ifade eder.” şeklinde,
TTK’nun 490/2.maddesinde;(2) Hukuki işlemle devir, ciro edilmiş nama yazılı pay senedinin zilyetliğinin devralana geçirilmesiyle yapılabilir.” şeklinde,
TTK’nun 499/4.maddesinde; (2) Payın usulüne uygun olarak devredildiği veya üzerinde intifa hakkı kurulduğu ispat edilmediği sürece, devralan ve intifa hakkı sahibi pay defterine yazılamaz.” şeklinde,
TTK’nun 499/4.maddesinde; “(4) Şirketle ilişkilerde, sadece pay defterinde kayıtlı bulunan kimse pay sahibi ve intifa hakkı sahibi olarak kabul edilir.” şeklinde düzenleme yapıldığı görülmüştür.
Yargıtay .Hukuk Dairesi’nin 01/10/2020 tarih ve … Es…. Kar. Sayılı ilamında; ” …İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu ilmühaberlerin çıkarıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’da, 6762 sayılı TTK’nın nama yazılı hisse senetleri yerini tutmak üzere çıkarılan ilmühaberlerin nama yazılı olması gerektiğine ilişkin 411. m. karşılığı bulunmamakla birlikte, 6102 sayılı TTK’nın 486/2 maddesinde pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabileceği, ilmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümlerin uygulanacağı, aynı Kanun’un 490/2 maddesinde, nama yazılı hisse senetlerinin devrinin devir ve ciro edilmiş nama yazılı pay senedinin zilyetliğinin devralana geçmesiyle yapılacağının düzenlendiği, TMK’nın teslimsiz devri düzenleyen 979. maddesinde ‘’Bir üçüncü kişi veya zilyetliği devreden, özel bir hukuki ilişkiye dayanarak zilyet olmakta devam ederse zilyetlik, teslim gerçekleşmeksizin kazanılmış olur. Zilyetliğin bu yolla devri, zilyet olmakta devam eden üçüncü kişiye karşı, ancak durumun devreden tarafından kendisine bildirildiği andan başlayarak hüküm doğurur. Üçüncü kişi, zilyetliği devredene karşı ileri sürebileceği sebeplerle şeyi edinene vermekten kaçınabilir.” hükmüne yer verildiği, nama yazılı pay senetlerinin devri için temlik beyanı veya senedin arkasında tam bir cironun yapılmasının ayrıca senet üzerindeki zilyetliğin devri ve teslimin gerekli ve yeterli kabul edildiği, davacı şirkette ana sözleşme ile şirket hisselerinin nama yazılı hisse senedi olarak düzenleneceğinin kararlaştırıldığı, nama yazılı senetlerin yerine geçmek üzere davacı şirket tarafından alınan yönetim kurulu kararı ile nama yazılı ilmühaber çıkarıldığı, yargılama sırasında asıl davada davalı şirket ortağı tarafından birleşen dosya davalısına devri kararlaştırılan davacı şirketteki nama yazılı pay senetlerinin yerine geçmek üzere davacı şirket yönetim kurulu tarafından çıkarılıp davalı ortağa verilen ilmuhaber örneği asıl davada davalı ortak tarafından sunulmuş olduğuna göre, işbu nama yazılı ilmuhaberin birleşen dosya davalısına zilyetliği devredilmediği gibi, birleşen dosya davalısı adına devredildiğine ilişkin ilmuhaberin arkasında tam ciro ile ayrıca temlik beyanı da bulunmadığından, davalı ortağın davacı şirketteki nama yazılı payının birleşen dosya davalısına devredildiğinin kabulünün mümkün olmadığı, asıl davada davalı ortağın davacı şirketteki payını temsil eden nama yazılı ilmühaberin davalı ortağın zilyetliğinde bulunduğu anlaşıldığından davacının davalı ortağın şirketteki hisselerini devrettiğine ilişkin beyanına itibar edilmediği, bu durumda davacı anonim şirketin şirketteki hisselerini devretmeyen davalı ortağın hisselerini TTK’nın 493. maddesi uyarınca kendisine devrini isteyemeyeceği kaldı ki bir an için asıl davada davalı ortağın hisse devrinin geçerli olduğu kabul edilse dahi, TTK’nın 492. maddesine uygun olarak davacı şirket ana sözleşmesinin 6. maddesinde nama yazılı payların şirketin yönetim kurulunun onayıyla devredileceğine ilişkin karar doğrultusunda asıl davada davalı şirket ortağı … davacı şirketteki hisselerinin birleşen dosyada davalı … devrinin davacı şirket yönetim kurulu kararı ile reddedildiği gerekçesiyle, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.” şeklinde kabul edilmiştir.
Anonim şirketlerde pay sahipliğinin kazanılması aslen iktisap ve devren iktisap şeklinde gerçekleşmektedir. Anonim şirketin kuruluşunda veya esas sermaye artırımında payın taahhüdünde gerçekleşir. Bu iki halde aslen iktisap kuruluşun veya artırımın ticaret siciline tescili ile tamamlanır. Devren iktisap ise; payı aslen iktisap edenlerden payı devren iktisap eden kişiden payı devralan kimse payı devren kazanmıştır. Devren iktisap da ya henüz pay senedi çıkarılmadan çıplak payın veya pay senedinin devralınması ile gerçekleşir. (… ; Ortaklıklar Hukuku I,14.Bası,İstanbul 2019,s.651)
İlmühaber; anonim şirketlerde paysahipliği hakkına ilişkin olarak çıkarılan “geçici veya ara bir senettir”, şirketin henüz pay senedi çıkarmadığı devrede,hisse senetlerinin yerine geçici olarak çıkarılan senetlerdir. İlmühaberlerin içerdiği pay sahipliği haklarının, pay senetlerinin sağladığı haklardan hiçbir farkı yoktur. İlmühaberler hakkında nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümlerin uygulanacağı öngörüldüğünden, gerek hamiline yazılı paylar için gerekse nama yazılı paylar için çıkarılan nama yazılı ilmühaberler nama yazılı pay senetlerinin hükümlerine göre devredilir. Dolayısıyla ciro edilmiş ilmühaberin zilyetliğinin devralana geçirilmesi gerekir. … , Şirketler Hukuku Şerhi II, 3.Baskı, Ankara, s.1821-1822)
Anonim şirketlerin paylarının devrinde kural olarak serbestlik ilkesi hakim iken bu ilke mutlak olmayıp birtakım istisnaları bulunmaktadır.
6102 sayılı TTK’nun 490.maddesinde; “(1) Kanunda veya esas sözleşmede aksi öngörülmedikçe, nama yazılı paylar, herhangi bir sınırlandırmaya bağlı olmaksızın devredilebilirler. ” şeklinde,
TTK’nun 491.maddesinde;” (1) Bedeli tamamen ödenmemiş nama yazılı paylar, ancak şirketin onayı ile devrolunabilir; meğerki, devir, miras, mirasın paylaşımı, eşler arasındaki mal rejimi hükümleri veya cebrî icra yoluyla gerçekleşsin. (2) Şirket, sadece, devralanın ödeme yeterliliği şüpheli ise ve şirketçe istenen teminat verilmemişse onay vermeyi reddedebilir. ” şeklinde,
TTK’nun 492. Maddesinde; ” (1) Esas sözleşme, nama yazılı payların ancak şirketin onayıyla devredilebileceğini öngörebilir. (2) Bu sınırlama intifa hakkı kurulurken de geçerlidir. (3) Şirket tasfiyeye girmişse devredilebilirliğe ilişkin sınırlamalar düşer.” şeklinde,
TTK’nun 493. Maddesinde; ” (1) Şirket, esas sözleşmede öngörülmüş önemli bir sebebi ileri sürerek veya devredene, paylarını, başvurma anındaki gerçek değeriyle, kendi veya diğer pay sahipleri ya da üçüncü kişiler hesabına almayı önererek, onay istemini reddedebilir. (2) Pay sahipleri çevresinin bileşimine ilişkin esas sözleşme hükümleri, şirketin işletme konusu veya işletmenin ekonomik bağımsızlığı yönünden onayın reddini haklı gösteriyorsa, önemli sebep oluşturur. (3) Bundan başka, devralan, payları kendi adına ve hesabına aldığını açıkça beyan etmezse şirket, devrin pay defterine kaydını reddedebilir. (4) Paylar; miras, mirasın paylaşımı, eşler arasındaki mal rejimi hükümleri veya cebrî icra gereği iktisap edilmişlerse, şirket, payları edinen kişiye, sadece paylarını gerçek değeri ile devralmayı önerdiği takdirde onay vermeyi reddedebilir. (5) Devralan, paylarının gerçek değerinin belirlenmesini, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden isteyebilir; bu hâlde mahkeme şirketin karar tarihine en yakın tarihteki değerini esas alır. Değerleme giderlerini şirket karşılar. (6) Devralan, gerçek değeri öğrendiği tarihten itibaren bir ay içinde bu fiyatı reddetmezse, şirketin devralma önerisini kabul etmiş sayılır. (7) Esas sözleşme devredilebilirlik şartlarını ağırlaştıramaz.” şeklinde,
TTK’nun 494. Maddesinde; ” (1) Devir için gerekli olan onay verilmediği sürece, payların mülkiyeti ve paylara bağlı tüm haklar devredende kalır. (2) Payların miras, mirasın paylaşımı, eşler arasındaki mal rejimi hükümleri veya cebrî icra gereği iktisap edilmeleri hâlinde, bunların mülkiyeti ve bunlardan kaynaklanan malvarlığına ilişkin haklar derhâl; genel kurula katılma haklarıyla oy hakları ise ancak şirketin onayı ile birlikte devralana geçer. (3) Şirket, onaylamaya ilişkin istemi, aldığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde reddetmemişse veya ret haksızsa, onay verilmiş sayılır.” şeklinde,
TTK’nun 499.maddesinde; ” (1) Şirket, senede bağlanmamış pay ve nama yazılı pay senedi sahipleriyle, intifa hakkı sahiplerini, ad, soyad, unvan ve adresleriyle, pay defterine kaydeder. (2) Payın usulüne uygun olarak devredildiği veya üzerinde intifa hakkı kurulduğu ispat edilmediği sürece, devralan ve intifa hakkı sahibi pay defterine yazılamaz. (3) Şirket, kaydın yapıldığını pay senedine işaret eder. (4) Şirketle ilişkilerde, sadece pay defterinde kayıtlı bulunan kimse pay sahibi ve intifa hakkı sahibi olarak kabul edilir. (5) Merkezî Kayıt Kuruluşu tarafından kayden takibi yapılan nama yazılı paylara ilişkin Sermaye Piyasası Kanunu hükümleri ile ilgili diğer düzenlemeler saklıdır.” şeklinde düzenleme yapıldığı görülmüştür.
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin 12/02/2020 tarih ve … Es…. Kar. Sayılı ilamında;” Anonim Şirketlerde pay senetleri hamiline veya nama yazılı olabilir. Hamiline yazılı pay senetlerinin devri şirket ve üçüncü kişiler arasında zilyetliğin geçirilmesi ile hüküm ifade eder. Nama yazılı paylar ise ilke olarak herhangi bir sınırlandırmaya bağlı olmaksızın devredilebilir. Devir, ancak kanunla veya esas sözleşme ile sınırlandırılabilir. Bu kapsamda, bedeli tamamen ödenmemiş nama yazılı paylar yine ilke olarak ancak şirketin onayıyla devredilebilir. Yine esas sözleşme ile 6102 sayılı TTK’nın 492 ila 498 maddelerinde gösterildiği üzere nama yazılı payların devri sınırlandırılabilir. Bu sınırlamaların neye ilişkin olabileceği aynı Yasa’nın 493 ve 495. maddelerde gösterilmiş olup, aynı Yasa’nın 493/7 maddesine göre esas sözleşme devredilebilirlik şartlarını hafifletebilir ise de ağırlaştıramaz, TTK’nın 340. maddesi de buna cevaz vermez. 6103 sayılı TTK’nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunu’nun 28/7 maddesine göre esas sözleşmelerinde nama yazılı payların devrine ilişkin bu tür sınırlandırmalar bulunan şirketler Yasa’nın yürürlülüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde esas sözleşmelerini TTK’nın 492 ila 498. maddelerine uyarlamak zorundadır. Aksi takdirde bu sürenin dolması ile sınırlandırmalar geçersiz hale gelir. Pay devirlerine ilişkin ön alım hakkı ise TTK’da ayrıca düzenlenmemiş olup tüm ortaklar için tanınmış ve esas sözleşme ile güvence altına alınmış sözleşmesel bir haktır. Dairemizin … E. – … K sayılı ve 23.02.1995 tarihli kararında da açıklandığı üzere, ana sözleşmede eski paydaşa tanınan bu hak rüçhan hakkından daha çok Medeni Kanunun 658 (TMK md. 732) ve izleyen maddelerinde düzenlenen bir ön alım hakkına benzerlik arz etmektedir. Nitekim öğretide de ana sözleşmelere bu yolda konulan hükümlerin yani satış henüz gerçekleşmeden uygulanması gereken bu prosedürün gerçek anlamda bir ön alım hakkı oluşturmadığı kabul edilmekle birlikte yenilik doğuran böyle bir hakkın kullanılmasında, ön alım hüküm ve ilkelerinin örnekseme yolu ile uygulanmasının gerektiği kabul edilmektedir. (Bkz. … , ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku, İst. 1993 sh. 491 vd.) Ön alım hakkı sadece şirket dışında üçüncü kişilere yapılacak devirler için değil aynı zamanda şirketin ortakları arasında yapılacak devirler içinde öngörülebilir. Ana sözleşmede bu yönde hüküm olmasına rağmen ön alım hakkı tüm ortaklara tanınmadan yapılan devirler onaylanıp pay defterine kaydedilirse bu durum TTK’nın 391/a maddesindeki eşit işlem ilkesine aykırılık oluşturur. Somut olaya gelince, davalı şirketin dosya içinde mevcut ana sözleşmesinin 8/c maddesine göre, hissedarlar, sahip oldukları hisselerin tamamını veya bir bölümünü devretmek istediklerinde diğer hissedarların ön alım hakkı vardır. Bu halde hissesini devretmek isteyen hissedar diğer grup hissedarlara sermaye iştirak oranına göre asgari 7 gün içinde ön alım hakkını kullanmak imkanı verir. Belirtilen süre içinde teklif edilen hissedarlar ön alım hakkını kullanmazlar ise hisseler serbestçe devredilebilir. Ana sözleşmenin bu hükmü son derece açık olup payın devrinde üçüncü kişi veya paydaş ayrımı yapmadan her türlü devirde diğer paydaşlara hisseleri nispetinde paydan satın alma hakkı tanınmıştır. Pay devrindeki ön alım hakkı yasal bir hak olmayıp yukarıda da belirtildiği gibi sözleşmesel bir hak olduğundan TMK’nun 732. maddesinden hareketle sadece üçüncü kişilere yapılacak devirler için ön alım hakkının öngörüldüğü kabul edilemez. Bu nedenle bölge adliye mahkemesinin buna yönelik gerekçesi doğru değildir. Bu durumda mahkemece TTK’nın 493/7, 340 ve Yürürlük Yasasının 28/7. maddesi gözetilerek esas sözleşmede yer alan bu hükmün TTK’nın 493/2 maddesi bağlamında haklı sebep oluşturup oluşturmayacağı, şirket yönetim kurulunun ana sözleşmenin bu hükmü nedeniyle davalı şahıslar arasında yapılan devri onaylamaktan kaçınması gerekip gerekmediği üzerinde durularak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken TMK’nın 732. maddesinden hareketle yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmayıp kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir. ” şeklinde kabul edilmiştir.
Nama yazılı pay senetlerinin devrine dair genel ilkeyi belirleyen TTK’nun 490/1. Maddesi gereğince kanunda veya anonim şirketin esas sözleşmesinde nama yazılı payların devrine ilişkin kısıtlama getirilebileceği, böyle bir kısıtlamanın varlığı halinde payların devrinin bu kısıtlamalara tabi olacağı kabul edilmiştir. Nama yazılı payların devrinin kısıtlanmasında TTK’da borsaya kote paylar ve borsaya kote olmayan paylar hakkında ayrı ayrı düzenleme yapılmışır. Bu kapsamda borsaya kote edilmemiş paylar hakkında şirket, nama yazılı payların devvirleri, anacak esas sözleşmeye konulacak bir hüküm ile red sebebi açıkça belirtilirse ve bu sebep şirket açısından haklı sayılabilirse reddedebilir. Bu durumda şirket açısından haklı sayılamayacak sebepler esas sözleşmede yer alsa bile, geçerli olmayacaktır. Haklı sebeplere örnek olarak yasada, Şirketin amaca ve işletmenin ekonomik bağımsızlığı açısından pay sahipleri çevresinin oluşmasıyla ilgili hususlar sayılmıştır.(TTK’nun 493/2.md.) (… , Şirketler Hukuku Şerhi III, 3.Baskı, Ankara, s.2096)Nama yazılı payların devrine ilişkin hükümler ilmühaberlere de uygulanacağından ilmühaberlerin devrine de şirket esas sözleşmesine getirilebilecek bir hükümle kısıtlama getirilmesi mümkün olacaktır. Bu kapsamda Nama yazılı yazılı pay senetlerinin yerini tutmak için çıkarılan ilmühaberlerin devrinin de esas sözleşmede nama yazılı pay senetlerinin devrine ilişkin getirilen kısıtlamalarla aynı biçimde kısıtlandığının kabulü gerekir. (… ; Ortaklıklar Hukuku II,14.Bası,İstanbul 2019,s.164) Şirket esas sözleşmesiyle önalım hakkı kapsamında getirilen kısıtlamanın öngörülmesinin pay sahipleri çevresinin bilişimine ilişkin önemli bir sebep sayılması, önalım hakkı kullandırılmadan pay devrinin yapılması halinde şirketin böyle bir pay devrine izin vermemesinin önemli bir sebep teşkil ettiği gerek dokktrin gerekse Yargıtay uygulamaları (Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin 12/02/2020 tarih ve … Es…. Kar. Sayılı ilamı) ile kabul edilmektedir. Aksi durumun kabulü halinde yapılan pay devirleri şirketin ortaklık yapısına zarar verebilecek ve pay sahiplerinin bileşenlerini etkileyebilecektir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi7nin 26/05/2022 tarih ve … Es…. Kar. Sayılı ilamında;” Anonim Şirketlerde pay senetleri hamiline veya nama yazılı olabilir. Hamiline yazılı pay senetlerinin devri şirket ve üçüncü kişiler arasında zilyetliğin geçirilmesi ile hüküm ifade eder. Nama yazılı paylar ise ilke olarak herhangi bir sınırlandırmaya bağlı olmaksızın alacağın temliki hükümlerine göre devredilebilir. Devir, ancak kanunla veya esas sözleşme ile sınırlandırılabilir. Bu kapsamda, bedeli tamamen ödenmemiş nama yazılı paylar yine ilke olarak ancak şirketin onayıyla devredilebilir. Yine esas sözleşme ile 6102 sayılı TTK’nın 492 ila 498 maddelerinde gösterildiği üzere, nama yazılı payların devri sınırlandırılabilir. Bu sınırlamaların neye ilişkin olabileceği aynı Kanun’un 493 ve 495. maddelerde gösterilmiş olup, 493/7. maddesine göre esas sözleşme devredilebilirlik şartlarını hafifletebilir ise de ağırlaştıramaz. 6103 sayılı TTK’nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunu’nun 28/7. maddesine göre, esas sözleşmelerinde nama yazılı payların devrine ilişkin bu tür sınırlandırmalar bulunan şirketler Kanun’un yürürlülüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde esas sözleşmelerini TTK’nın 492 ila 498. maddelerine uyarlamak zorundadır. Aksi takdirde bu sürenin dolması ile tüm sınırlandırmalar geçersiz hale gelir. Pay devirlerine ilişkin ön alım hakkı ise TTK’da ayrıca düzenlenmemiş olup tüm ortaklar için tanınmış ve esas sözleşme ile güvence altına alınmış sözleşmesel bir haktır. Ön alım hakkı sadece şirket dışında üçüncü kişilere yapılacak devirler için değil aynı zamanda şirketin ortakları arasında yapılacak devirler için de öngörülebilir. Ana sözleşmede bu yönde hüküm olmasına rağmen ön alım hakkı tüm ortaklara tanınmadan yapılan devirler onaylanıp pay defterine kaydedilirse, bu durum TTK’nın 391/a maddesindeki eşit işlem ilkesine aykırılık oluşturur. Somut olaya gelince, davalı şirketin dosya içinde mevcut ana sözleşmesinin 8. maddesine göre, hissedarlar, sahip oldukları hisselerin tamamını veya bir bölümünü devretmek istediklerinde diğer hissedarların ön alım hakkı vardır. Bu halde hissesini devretmek isteyen hissedar diğer grup hissedarlara sermaye iştirak oranına göre asgari on gün içinde ön alım hakkını kullanmak imkânı verir. Şirket ana sözleşmesinin düzenlendiği tarihte, 6762 sayılı TTK yürürlüktedir. Ana sözleşmede; 6762 sayılı TTK hükümlerine uygun olarak nama yazılı hisselerin devrine ilişkin kısıtlayıcı hükümler getirildiği anlaşılmaktadır. Ancak dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’da bu konuda 6762 sayılı TTK’dan farklı bir düzenlemeye yer verilmiştir….Borsaya kote edilmemiş nama yazılı payların devrine ilişkin 6102 sayılı TTK’nın 493/1maddesi uyarınca şirket, esas sözleşmesinde öngörülmüş önemli bir sebebi ileri sürerek, onay istemini reddedebilir. Maddenin 2. fıkrası uyarınca, pay sahipleri çevresinin bileşimine ilişkin esas sözleşme hükümlerinin, şirketin işletme konusu veya işletmenin ekonomik bağımsızlığı yönünden onayın reddini haklı gösteriyorsa, önemli sebeb oluşturur. Maddenin 7.fıkrasında ise esas sözleşme devredilebilirlik şartlarını ağırlaştıramaz. Anonim şirketlerde pay devri olgusunun diğer pay sahiplerini beklenmedik veya istenmeyen durumlarla karşı karşıya bırakmasını önlemek amacıyla ana sözleşmeye, nama yazılı hisse senetlerinin devrini kısıtlayan veya tamamen yasaklayan hükümler konulabilir ki bu hükümler “bağlam” meydana getirirler ve bu tür senetlere de bağlı nama yazılı senet denir. Davalı şirketin ana sözleşmesinin ”Hisse Senetleri Devri” başlıklı 7. maddesinde de bu türden bir bağlam kuralı öngörülmüş olup, şirket yönetim kuruluna hisse devrini haklı sebeple reddetme yetkisi tanınmıştır. Şirket ana sözleşmesindeki bu hüküm, TTK’nın 493/4. maddesinde düzenlenen devir kısıtlaması niteliğinde olduğundan, bağlam niteliğindedir. Bu konuda ilk derece mahkemesinin karar gerekçesi yerinde olmayıp karar gerekçesinin düzeltilmesi gerekmiştir.” şeklinde kabul edilmiştir.
Davalı … A.Ş.’nin ticari defterlerinin bulunduğu mahal mahkemesine talimat yazılarak; Anonim şirketler konusunda uzman öğretim üyesi bir bilirkişiye dosyanın tevdi edilerek Ankara . Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası içerisinde bulunan davalı … A.Ş.’ye ait pay defteri, karar defteri ve diğer ticari defterlerde incelenmek ve ayrıca ticaret sicil müdürlüğünden davalı şirketin gönderilen sözleşme ve diğer belgeleri de incelenmek suretiyle dava konusu edilen hususlara ilişkin rapor düzenlenmesinin istenildiği, Hukukçu Öğretim Üyesi Prof.Dr…. tarafından düzenlenen 29.03.2022 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı tarafından mahkememizce yürütülen dava dosyasına pay devrine dayanak olarak gösterilen ilgili ilmühaberlerin aslının değil, fotokopisinin sunulduğunun, bu fotokopi belgelerinde … Yatırım Tic. A.Ş’nin kaşesi ve üzerinde bir imza ile payların davacıya devredildiğine dair bir ciro işlemi bulunduğunu, ilmühaberlere nama yazılı pay senetlerine dair hükümlerin kıyas yoluyla uygulanacağından ilmühaberlerin orijinalinin davacının zilyetliğinde bulunması ilmühaberlere ilişkin fotokopi belge ile orijinalinin davacının zilyetliğinde bulunması, ilmuhaberlere ilişkin fotokopi belge ile orijinalinin aynı durumda olması ve ilmühaberde yer alan kaşe ve imzanın yetkili kişilerce ilmühabere derç edildiğinin anlaşılması halinde ilmühaber devrinin usulüne uygun şekilde yapıldığının kabul edilmesinin gerektiğini, dosya kapsamında fotokopi belgesinin aslı sunulmadığından ilmühaberlerin zilyetliğinin davacıda bulunmadığının sonucuna ulaşıldığının, bu haliyle ilmühaberlerin zilyetliğinin davacıda olduğuna dair bir bilgi ve belgeye ulaşılamadığından somut olayda geçerli bir pay devrinin bulunmadığının, ayrıca taraflarınca bu ilmühaberlerdeki imzaların kimler tarafından atıldığının denetleme imkânının bulunmadığını, somut olayda geçerli bir pay devri bulunsa, başka bir ifade ile usulüne uygun şekilde ilmühaberlerin ciro edilmesi ve zilyetliğinin devralana teslimi işlemi bulunsa dahi uyuşmazlık konusu payların mülkiyetinin davacıya geçmediğinin, zira …’in esas sözleşmesinde pay devirlerinde diğer ortaklara önalım hakkı verilerek pay devrine dair kısıtlamalar getirildiğini, dosyaya sunulan belgeler incelendiğinde pay devrine dair kısıtlamalara uyularak …’in diğer pay sahiplerine bu önalım hakkının kullandırılması için bir süre tanınmasına ilişkin bir bilgi yahut belgeye ulaşılamadığının, dolayısıyla gerekli usul işletilmeksizin pay devrinin mümkün olmadığından, ilmühaberlerin ciro ve zilyetliğinin tesliminin somut olayda var olduğu düşünülse dahi yine de geçerli bir pay devrinin bulunduğundan söz edilemeyeceğinin, pay devrine dair kısıtlamalarda, pay devrine şirket tarafından izin verilmesinin mülkiyetin geçişinde kurucu bir etkiye sahip olduğundan payların mülkiyetinin iddia konusu devir tarihi olan 01.07.2015 tarihinden sonra da … Yatırım Tic. A.Ş’de (… A.Ş) kaldığının, … Yatırım Tic. A.Ş’nin (… A.Ş) de mülkiyetinde bulunan ve hakkında tasarruf yetkisine sahip olduğu … paylarını 20.11.2017 tarihinde …’a, …’un da 15.12.2017 tarihinde … Tic. A.Ş’ye devrettiğinin, bu devir işlemlerine 20.12.2017 tarihli yönetim kurulu kararı ile izin verildiğinin, bu izin işlemiyle payların mülkiyetinin … Tic. A.Ş’ye geçtiğinin, payların mülkiyetinin … Tic. A.Ş’ye geçmesinin ardından 06.03.2018 tarihinde ise davacı tarafından …’e (…) ilk defa, pay defterine ortak sıfatıyla yazılmak için başvuruda bulunulduğundan bu başvuru tarihinden önce TTK’da yer alan düzenlemelere uygun şekilde ilgili payların mülkiyetinin … Tic. A.Ş’ye geçmesi sebebiyle davacının payların mülkiyetini zaten elde edemeyeceğinin ve ortaklık sıfatını kazanamayacağının, … Yatırım Tic. A.Ş’nin pay defteri incelendiğinde, bu şirkete ait payların tamamının öncelikle … tarafından 01.09.2015 tarihinde … A.Ş’ye, … A.Ş tarafından da 15.12.2016 tarihinde … Tic. A.Ş’ye usulüne uygun şekilde devredildiğinin, …’in dava konusu paylarının mülkiyetinin … Yatırım Tic. A.Ş’de (… A.Ş) bulunduğundan, … Yatırım Tic. A.Ş’nin paylarının devrinin bir sonucu olarak bu şirketin aktifinde yer alan …’in paylarının mülkiyetinin de dolaylı olarak öncelikle … A.Ş’ye, ardından da … Tic. A.Ş’ye geçtiğinin, iddia konusu pay devri sözleşmesi ile pay defterine kayıt arasında 32 aylık bir süre bulunduğunun, bu uzun süre boyunca davacının şirkete hiç bildirimde bulunmamasının ortalık sıfatının kazanılması ve ortaklıktan doğan hakların kullanılması bakımından ciddi risk teşkil ettiğinin ve hatta 32 aylık süre boyunca ortaklık sıfatının kazanılamayacağının, bu derece büyük bir meblağın ödenmesine rağmen şirkete hiç bildirimde bulunulmamasının hayatın olağan akışı ve ticari hayatın gerekleriyle çeliştiğinin bildirildiği görülmüştür.
Davalı …(… Holdin Aş.) 16/12/2013 tarih ve … Sayılı Ticaret sicil kayıtlarında bulunan tescil bildiriminden de anlaşılacağı üzere … Ticaret Limited Şirketi’nin tür ve isim değiştirmesi sonucu oluştuğu, şirketin pay defteri kayıtlarına göre …, …, … ve …’in şirketin ortakları oldukları, Ortaklardan … ve … hisselerini kendilerinin sahip olduğu … A.Ş’ye, … ve …’in hisselerini … Yatırım A.Ş’ye devrettikleri, böylece davalı şirketin %50 Ortağı … Aş., %50 ortağı … Yatırım Aş. Olduğu, 01/09/2015 tarihinde …’in kendisinin maliki olduğu … Yatırım Aş’nin paylarının tamamını … Yatırım Aş’ye devrettiği, böylece davalı …(… Aş.)’nin %50 payının … Yatırım Aş’ye devredildiği, … Yatırım Aş’nin pay defterine göre 15/12/2016 tarihinde … Yatırım Aş.’nin mülkiyetinde bulundurdukları … Yatırım Aş’nin paylarının tamamını … Yatırım Planlama San.ve Tic.Aş’ye devrettiği, … Yatırım Aş.(… Aş) 20/11/2017 tarihinde mülkiyetinde bulunan … Paylarının …’a devrettiği, … ise devraldığı bu payları 15/12/2017 tarihinde … Yatırım Planlama San.ve Tic.A.ş’ye devrettiği, Bu işlemlere karşı … yönetim kurulu tarafından 20/12/2017 tarihinde pay devirlerinin tanındığı ve ilgili işlemlerin pay defterine işlenmesine karar verildiği 07/03/2018 tarihli tüm ortakların katıldığı genel kurulda hisse devrilerinin kabul edildiği anlaşılmıştır.
Davalı … Aş.’nin (… Aş.) esas sözleşmesinin 6. Maddesinde pay senetlerinin tamamının nama yazılı olduğu, yönetim kurulunca pay senedinin yerine geçmek üzere ilmühaber çıkarabileceğinin düzenlendiği, esas sözleşmenin 7. Maddesinde;” Pay senetlerinin devri Türk Ticaret Kanununun ilgili hükümlerine tabidir. Devrin şirkete karşı geçerli olabilmesi için, devrin yönetim kurulu tarafından onaylanması ve pay defterine tescili şarttır. Yönetim Kurulu iş bu esas sözleşme hükümlerine uygun olmayan pay devirlerinin tescilinden imtina edebilir. (A) ve (B) grubu paya sahip paydaşların, paylarını diğer grubun paydaşlarına veya üçüncü kişilere devretmek istemeleri halinde, yapacakları devri ve devir şartlarını yazılı olarak diğer grup paydaşlara bildirerek ön alım haklarını otuz gün içerisinde kullanmalarını sağlamakla yükümlüdürler. Otuz gün içerisinde ön alım hakkının kullanılmaması halinde, devretmek isteyen paydaş, en az paydaşlara teklif ettiği bedel ve şartlarda devri yapabilecektir. Grup içinde pay devirleri ön alım prosedürüne tabi değildir. ” şeklinde düzenleme düzenleme yapıldığı görülmüştür.
Ankara .Ağır Ceza Mahkemesi7nin 23/06/2022 tarih ve … Es…. Kar. Sayılı dosyasından davacı … ve … ve bir kısım diğer sanıklar hakkında dava konusu yapılan 01/07/2015 tarihli anonim şirket hisse devir sözleşmesi ve ilmühaberlerin gerçeğe aykırı şekilde düzenlendiği iddiasıyla “özel belgede sahtecilik ve Tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı” suçlarından kamu davası açıldığı, mahkemece ” Nitelikli dolandırıcılık suçundan” davacı …’ın mahkumiyetine karar verildiği ancak kararın henüz kesinleşmediği görülmüştür.
Davacı ile … Yatırım Aş. arasında 01/07/2015 tarihli “Anonim Şirket Hisse Devir Sözleşmesi” yapıldığı, sözleşme gereğince … Aş. de bulunan 6.825.000 adet ve 6.825.000 TL nominal değerdeki tamamı ödenmiş hissesinin tamamı 56.825.000 TL bedelle davacıya devredildiği, devir bedeline ilişkin özel düzenlemeler yapıldığı, … Aş.’ye ait Nama Yazılı Geçici İlmühaber, I tertip, B seri nolu, 1 sıra nolu B Grubu 6.142.500 adet 6.142.500 TL Belge değerli ilmühaberi … ‘in 01/07/2017 tarihinde her türlü hak ve vecibeleri ile birlikte davacı …’a ciro ve teslim ettiği, yine … Aş.’ye ait Nama Yazılı Geçici İlmühaber, I tertip, B seri nolu, 2 sıra nolu B Grubu 682.500 adet 682.500 TL Belge değerli ilmühaberi …’in 01/07/2017 tarihinde her türlü hak ve vecibeleri ile birlikte davacı …’a ciro ve teslim ettiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından Kadıköy .Noterliğinin 06/03/2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı … Aş.’nin eski ortağı … Yatırım Aş.’nin hisselerinin devralındığı ve hisse devrinin onaylanarak pay defterine tesciline yönelik ihtarname gönderildiği, davalı şirket tarafından Ankara . Noterliği’nin 1303/2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile hisselerin devralındığına dair belgelerin gönderilmediği ve şirket ana sözleşmesinde hisse devrilerinin özel koşullara tabi olduğu, hisselerde diğer hissedarların önalım hakkının bulunduğunu, bu nedenle talebinin uygun görülmediği bildirilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar, yasal mevzuat, Yüksek yargı kararları ve doktrin görüşleri ile taraflarca dosyaya sunulan bilgi ve belgeler kapsamından;
Davalıların zamanaşımı def’i iddalarının, hisse senedinin bir mülkiyet senedi olması ilmuhaberlerinde hisse senetlerine bağlı hükümlere tabi olması ve vade taşımamaları nedeniyle mahkememizce davalıların zamanaşımı def’inin reddine karar verilmiştir. (Antalya Bölge Adliye Mahkemesi .Hukuk Dairesi’nin 18/06/2019 tarih ve … Es… Kar. Sayılı ilamı benzer doğrultudadır.)
Yine bir kısım davalıların husumete yönelik itirazlarının, davacı tarafın bila tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebinden feragat ettiğinden, davadan feragatın da 6100 sayılı HMK.307 ve devam eden maddeleri gereğince davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olması, karşı tarafın kabulüne bağlı olmaması nedeniyle davalıların husumet itirazları mahkememizce değerlendirilmemiştir.
Davacının, davalılardan … Aş.'(… Aş.) ye yönelik ortaklığın tespiti ve pay defterine tesciline yönelik talebi yönünden yapılan değerlendirmede; davacının 01/07/2015 tarihli anonim şirket hisse devri sözleşmesi ve davalı şirkete ait elinde bulunan ilmühaberler hakkında Ankara .Ağır Ceza Mahkemesi’nin 23/06/2022 tarih ve … Es…. Kar. Sayılı dosyasından davacı … ve … ve bir kısım diğer sanıklar hakkında dava konusu yapılan 01/07/2015 tarihli anonim şirket hisse devir sözleşmesi ve ilmühaberlerin gerçeğe aykırı şekilde düzenlendiğinin kabul edilerek davacı hakkında mahkumiyet kararı verildiği, kararın henüz kesinleşmediği, mahkememizce daha öncesinden bekletici mesele yapılan Ağır ceza Mahkemesi dosyasının dava konusu 01/07/2015 tarihli sözleşme ve ilmühaberlerin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmemiş olsa dahi netice değişmeyeceği kanaatine varıldığından usul ekonomisi açısından ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasına yönelik ara kararından vazgeçildiği, zira davalı şirketin esas sözleşmesinin 7. Maddesinde hisse devrinin önalım hakkı ile sınırlandırıldığı, önalım hakkının da pay sahipleri çevresinin bilişimine ilişkin önemli bir sebep kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, her ne kadar yargılama aşamasında davacı tarafın Konya . Noterliğinin 21/05/2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile önalım hakkıyla ilgili … Yatırım Aş. tarafından ihtar gönderildiği ileri sürülerek ihtarname fotokopisini dosyaya sunulmuş ise de ihtarnamede 7 günlük süre verildiği, oysa davalı şirketin esas sözleşmesinin 7. Maddesinde bu sürenin 30 gün olarak belirlendiği, yine Konya .Noterliğininin 01/04/2015 tarih ve 08387 yevmiye, 04/06/2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamelerin gönderildiği, davacının önalım hakkıyla ilgili gönderildiğini iddia ettiği ihtarnamenin esas sözleşmenin 7.maddesi ve diğer ihtarnameler dikkate alındığında önalım hakkının kullanılmasını sağlamadığı, davacı tarafından Kadıköy .Noterliğinin 06/03/2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı … Aş.’nin eski ortağı … Yatırım AŞ’nin hisselerinin devralındığı ve hisse devrinin onaylanarak pay defterine tesciline yönelik talebinin davalı şirket tarafından Ankara . Noterliği’nin 1303/2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile onay verilmediği, ilmühaberlerin usulüne uygun şekilde davacıya ciro edildiği ve zilyetliğin davacıya geçirildiği kabul edilse dahi TTK’nun 494/1 maddesi gereğince devir için gerekli onay verilmediği için , payların mülkiyeti ve paylara bağlı tüm hakların davacıya geçmeyeceği ve devredende kalacağı, (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi .Hukuk Dairesi’nin 09/12/2020 tarih ve … Es…. Kar. Sayılı ilamı benzer doğrultudadır) davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla davacının davalı … AŞ.’ye ortak olduğunun tespiti ile pay devrinin pay defterine kaydına yönelik talebinin reddine,
davacının maddi tazminata yönelik talebinin feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalı … AŞ.’ye ortak olduğunun tespiti ile pay devrinin pay defterine kaydına yönelik talebinin REDDİNE,
2-Davacının maddi tazminata yönelik talebinin feragat nedeniyle REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince; Davacının davalı … AŞ.’ye ortak olduğunun tespiti ile pay devrinin pay defterine kaydına yönelik talebinin reddine karar verildiğinden bu talep yönünden alınması gereken 80,70 TL harç ve davacının maddi tazminata yönelik talebinin feragat nedeniyle reddine karar verildiğinden bu talep yönünden alınması gereken 53,80 TL karar ve ilam harcı toplamı 134,50 TL harcın (59,30 TL + 11.656,00 TL + 958.773,00 TL) peşin harç toplamı 970.488,30 TL peşin harçtan mahsubu ile davacı tarafça fazladan yatırıldığı anlaşılan 970.353,80 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer OLMADIĞINA,
6-a)Davacının davalı … AŞ.’ye ortak olduğunun tespiti ile pay devrinin pay defterine kaydına yönelik talebinin reddine karar verildiğinden ve davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiklerinden AAÜT’ne göre hesaplanan 338.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … AŞ.’yeVERİLMESİNE,
b)Davacının maddi tazminata yönelik talebinin feragat nedeniyle reddine karar verildiğinden ve davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden AAÜT’nin 6.maddesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … AŞ, … ve … Ticaret Anonim Şirketi’ne VERİLMESİNE,
7-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı bulunması halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalılar vekillerinin yüzüne karşı, bir kısım davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04.10.2022

Başkan Üye Üye Katip

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.