Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/339 E. 2022/193 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Davalı şirketin 28.04.2020 tarihli 2018-2019 yıllarına ait olağan genel kurul toplantısında alınan kararların yoklukla malül (mutlak butlanla batıl) olduğunun tespiti
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılmış bulunan “Davalı şirketin 28.04.2020 tarihli 2018-2019 yıllarına ait olağan genel kurul toplantısında alınan kararların yoklukla malül (mutlak butlanla batıl) olduğunun tespiti” davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
HEYETİMİZCE GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 19.07.2021 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin pay sahibi olduğu, Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasına kayıtlı davalı …’nin 28.04.2021 tarihli 2018-2019 Yılına Ait Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan kararların çağrının usulsüz olması ve müvekkilinin TTK’nun 420.maddesi uyarında finansal tabloların müzakeresinin ertelenmesi yönündeki talebine rağmen toplantının ertelenmemiş olması nedeniyle yoklukla malul olduğunu, davalı şirket pay sahibi sayısının birden fazla olan bir anonim şirket olduğunun, şirketin sernameyisinin beheri 1.000,00 TL, nominal bedelinin 42.000,00 adet paya ayrıldığı 42.000,00 TL olduğunun, müvekkilinin davalı şirkette %33,3 paya sahip azlık pay sahibi olduğununun, genel kurul toplantısının usulsüz olarak gerçekleştirilmesi ile ayyuka çıktığının, hukaka, kanunlara ve dürüstlük kuralına aykırı genel kurul toplantısında alınan kararların yoklukla malul olduğunun, müvekkilinin üç aylık süre içinde huzurdaki davayı ikame ettiği, müvekkilinin genel kurul toplantısında hazır bulunup dava konusu kararlara olumsuz oy vererek muhalefetini tutanağa geçirttiğini, müvekkilinin davalı şirkette yönetim kurulu üyesi olmasına rağmen, Genel Kurul’u toplantıya çağıran 08.04.2021 tarihli yönetim kurulu toplantısına çağrılmadığını, toplantıdan haberdar edilmediğini, her ne kadar 08.04.2021 tarihli Yönetim Kurulu Kararı’nda müvekkili için “katılmadı” notu düşülmüş ise de; Müvekkilinin toplantıdan haberdar olmadığı için toplantıda bulunamadığını, yönetim kurulu kararında haricen haberdar olunması üzerine, müvekkili tarafından Konya .Noterliğinden keşide edilen 28.04.2021 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarname ile usulüne uygun olarak toplantıya çağrılmayan genel kurulun toplanmamasının ihtar edildiğini, ancak müvekkilinin toplantının usulsüz olarak gerçekleştiğini, TTK’nun 420.maddesi açık hükmü uyarınca erteleme talep edilmesi halinde genel kurul toplantısının ertelenmesi gerektiğini, genel kurul toplantısının 3 numaralı gündem maddesinin 2018-2019 takvim yılına ait yönetim kurulu faaliyet raporu ve denetim kurulu raporunun okunması, müzakeresi ve ayrı ayrı oylanarak ibraz edilmesine ilişkin olduğunu, müvekkili tarafından faaliyet raporunun önceki faaliyet raporları ile çok benzer olduğunu dile getirilerek yönetim kurulundan detaylı ve ciddi bir raporun temin edilmesini talep ettiğini, müvekkilince raporda, bilançolara, mali tablolara, mizanlara, gelecek hakediş bedellerine, tüm borç ve alacaklara değinilmesinin önerildiğini, ancak bu talebinin yönetim kurulu başkanı … tarafından 4 numaralı gündem maddesinde 2018-2019 yılı bilanço ve gelir tablosunda yer aldığından bahisle dikkate alınmadığını, müvekkilinin olumsuz oyuna rağmen 2018-2019 takvim yılı yönetim kurulu faaliyet raporu ayrı ayrı müzakereye açılarak oy çokluğu ile kabul ve ibra edildiğini, buna ek olarak müvekkilinin muhasebe müdürü … tarafından genel kurula sunulan 2018 bağımsız denetim raporunu tetkik etmek için meyil verilmesini ve bu sebeple toplantının ertelenmesini talep etmesine rağmen toplantının ertelenmediğini ve müvekkilinin olumsuz oyuna rağmen bağımsız detim raporunun oy çokluğu ile kabul ve ibra edildiğini, Genel Kurul Toplantısının 4, 6, 7 ve 9 numaralı maddelerinin sırasıyla, bilanço ve gelir tablosunun görüşülmesi, yeni yönetim kurulunun huzur haklarının belirlenmesi, yeni yönetim kurulunun seçilmesi ve bağımsız denetçi belirlenmesine ilişkin olduğunu, bu hükümlerin finansal tabloların müzakeresi ile bağlantılı olduğuna şüphe olmadığını, finansal tabloların müzakeresi ile ilgili genel kurul toplantısının 4, 6, 7 ve 9 numaralı maddelerinin görüşülmesinin de TTK’nun 420.maddesi uyarınca ertelenmesi gerektiğini, ertelemenin yapılmamış olmasının yokluk sebebi olduğunu, pay sahibi müvekkilinin finasal tabloların müzakeresinin ertelenmesi talebi üzerine artık genel kurulun söz konusu kararlar hakkında karar alma imkanının ortadan kalktığını, dolayısıyla erteleme yapılmaksızın alınan bu kararların yoklukla malul olduğundan bahisle; Öncelikle 28.04.2021 tarihli 2018-2019 yılına ait olağan genel kurulu toplantısında alınan tüm kararların çağrı usulüne uygun yapılmadığından ve müvekkilince erteleme talep edilmiş olmasına rağmen ertelenmemiş olması sebebiyle yokluk ile malul olduğunun tespitine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde genel kurul toplantısında alınan ve özellikle finansal tabloların görüşülmesi ile ilgili olarak 3, 4, 6, 7 ve 9 numaralı gündem maddelerine ilişkin kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili 11.08.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Genel Kurul kararlarının yokluğunun tespitinin kurucu unsurların eksikliği halinde söz konusu olabileceğini, TTK’nun 445.maddesi uyarınca iptalin ise kanuna esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı kararlar aleyhine açılabildiğini, genel kurula çağrıya dair yönetim kurulu kararının usulüne uygun şekilde alındığını, davacının kötü niyetli olduğunu, uzun zamandır zaten yönetim kurulu toplantılarına katılmadığını, Yönetim Kurulu Başkanı tarafından davacıya müvekkili şirketin yönetim kurulu toplantılarının her hafta Salı günü 17:00’da yapılacağını bildirir ve kendisinin de katılması gerektiğini belirtir Konya .Noterliği’nden keşideli … yevmiye numaralı 23.07.2020 tarihli ihtarname gönderildiğini, davacının ihtarnameye cevap vermediğini ve önceki dönemde olduğu şekilde yönetim kurulu toplantılarına katılmadığını, şirketin iş ve işlemleriyle ilgilenmediğinin, müvekkili şirketin altı şirketten oluşan bir şirketler topluluğu olduğunu, aralarında küçük ortaklar bulunsa da söz konusu şirketlerin ortakları ve sahiplerinin davacı … İnal ile kardeşleri … ve …’ın olduğunu, şirketlerin bir kısmının sonradan kurulmuş olsa da işletmenin balaları tarafından kurulduğunu ve kardeşlere miras bırakıldığını, davacının İstanbul’da yaşadığını ve uzun süredir şirketin işleriyle ilgilenmemekle birlikte hiçbir yönetim kurulu toplantısına katılmadığını, diğer iki ortağının davacının şirket işleriyle ilgilenmesini, yönetim kurulu üyesi olarak yükümlülüklerini yerine getirmesini, işletmeye sahip çıkmasını istediklerini, bunun için uzun uğraşlar verdiklerini, fakat davacının bu taleplere olumlu cevap vermediğini, bu durumun iptali talep edilen genel kurul tutanağına da net bir şekilde yansıdığını, üstelik davacının şirket işleriyle ilgilenmediği tüm dönem boyunca aynı zamanda yönetim kurulu üyesi diğer iki ortak gibi huzur hakkı adı altında maaşını eksiksiz aldığını, davacının son dönemde şirketten ayrılmak istediğini belirterek hisselerinin devri için rayicin çok üzerinde bir bedel istediğini, talep edilen bedelin ödenmesinin imkansız olduğunu, davacının bunun bilincinde olduğu için eldeki davanın açılması gibi müvekkili şirketin ve diğer şirketlerin işleyişini zaafa uğratarak hamleler yaparak talebini kabul ettirmeye çalıştığını, yaşanan süreç neticesinde davacıya iptal edilen genel kurul kararıyla yeni dönemde müvekkili şirketin yönetim kurulunda yer verilmediğini, aynı şekilde diğer şirketlerin yönetim kurullarında da yer verilmediğini, davacının yönetimden dışlanmasının söz konusu olmadığı gibi davacı tüm iyi niyetli uğraşlara rağmen şirket yönetimiyle ve işleriyle ilgilenmediğini, davacı tarafından TTK’nun 420.maddesi gereğince genel kurulun ertelenmemesi hususunun yokluk müeyyidesine tabi olduğunu ifade etmiş ise de, bu hususun yokluk değil iptal davasının konusunu oluşturduğunu, genel kurulun toplantıya çağrılmasına dair yönetim kurulu kararının geçerli olduğunu yinelemekle birlikte yüksek mahkemenin yerleşik kararlarında belirtildiği gibi, çağrının usulsüz olması genel kurul kararlarının iptali için yeterli olmadığını, iptal eden tarafın aynı zamanda kararın yasa, ana sözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu ispat etmesi gerektiğini, davacı tarafın finansal tabloların görüşülmesinin ertelenmesini talep etmediğini, davacı tarafın sadece gündemin 3.maddesinde açısından toplantının ertelenmesini talep ettiğini, aynı talebini gündemin 9.maddesinde de ifade ettiğini, davacının iptalini talep ettiği kararlarda dava şartı olan muhalefet şerhinin bulunmadığını, davacının iptalini talep ettiği kararlara karşı olumsuz oy kullandığını fakat muhalefetini toplantı tutanağına geçirtmediğini, davacının oy oranının TTK’nun 446.maddesinin aradığı şekilde iptali talep edilen kararların alınmamasının sağlama etkisinin olmadığını, denetim kurulunun seçimine dair 8. maddede iptal edilebilecek bir karar alınmadığını, yeni yönetim kurulu üyelerinin ve denetçinin seçilmesi, huzur haklarının belirlenmesi, hususlarının finansal tablolar ile bağlantılı olmadığını, davacının genel kurul kararlarını iptal talebi hakkında kötüye kullanması mahiyetinde olduğunu, genel kurulda alınan kararların yürütülmesinin geri bırakılması talebi yönünden yönetim kurulu üyelerini dinlenmeden genel kurulda alınan kararların yürütülmesinin geri bırakılmasının hukuken mümkün olmadığını, şartlarının oluşmadığını, genel kurulda alınan kararların yürütülmesinin geri bırakılması şirket için telafisi imkansız sonuçların doğmasına sebebiyet vereceğini, şirketin muhtemel zararlarına karşılık davacının teminat göstermesine karar verilmesini, güncel bir tehlikenin bulunmaması, davacı veya şirket açısından telafisi imkansız sonuçların doğmasının mümkün olmaması, davacının hakkını elde etmesi önemli ölçüde zorlaşmasının veya imkansız hale gelmesinin mümkün olmaması sebebiyle genel kurul kararlarının yürütülmesinin durdurulması talebinin ve davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Tarafların bildirmiş oldukları deliller, Konya .Noterliği’nin 28.04.2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ve tebliğine ilişkin tebliğ mazbatalarının fotokopilerinin, davalı şirketin ticari sicil kaydı dosyamız içerisine celbedilmiş ve dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememiz dosyasının mahkememizce re’sen seçilen şirketler konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek, Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda rapor düzenlenmesinin istenildiği, şirketler konusunda uzman Ticaret Hukukundan Kaynaklı Nitelikli Hesaplamalar Bilirkişisi Doç.Dr. … tarafından düzenlenen 21.01.2022 havale tarihli bilirkişi raporunda; Davacının genel kurul kararının 3, 4, 7 ve 9.maddelerine olumsuz oy verdiğinin, iptalini talep ettiği 6.maddesine olumlu oy verdiğinin, iptalini talep etmediği 5.maddenin 2018 yılı kâr dağıtımına ilişkin karara çekimser kaldığı, 2019 yılı kâr dağıtımına ilişkin karara olumlu oy verdiğinin, her bir maddedeki oylama öncesindeki beyanlarının ve dilek ve temennilere ilişkin onuncu maddedeki beyanının TTK’nun 446/1.maddesinde aranan “muhalefetini tutanağı geçirtme” şartını karşılayıp karşılamadığının mahkeme takdirinde olduğunun, üçüncü maddenin görüşülmesi sırasında davacının “… söz aldı. İlk defa gördüğüm raporu tetkik etmem için mehil verilmesine ancak verilen süre sonunda görüşümü bildireceğim için denetim raporunu ibra etmiyorum…” ve yine dokuzuncu maddenin görüşülmesi sırasında davacının “Pay sahibi … söz aldı. Önceki dönem bağımsız denetçi raporlarından şu an yapılmakta olan genel kurulda haberim oldu. Muhasebe müdürü tarafından fotokopisi verildi. Bu raporu tetkik etmek için süre verilmesi bu nedenle genel kurulun ertelenmesi talebinde bulunmuyorum.” şeklindeki beyanlarının TTK’nun 420.maddesi anlamında bir erteleme talebi olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceğinin mahkemenin takdirinde olduğunun, mahkemenin davacının yukarıdaki taleplerinin TTK’nun 420.maddesi anlamında bir erteleme talebi olarak kabul etmesi halinde dava konusu genel kurul kararının 2018 ve 2019 yılına ilişkin yönetim kurulu faaliyet raporlarının ibrasına ilişkin 3.maddesinin, 2018-2019 gelir tablosu ve bilançolarının kabul ve ibrasına ilişkin 4.maddesinin, kâr dağıtımına ilişkin 5.maddesinin, yönetim kurulu üyelerinin huzur hakkına ilişkin 6.maddesinin finansal tablolarla bağlantılı hususlar olarak kabul edileceğinin, yönetim kurulu üyelerinin seçilmesine ilişkin 7.maddesi ve denetçinin seçimine ilişkin 9.maddelerinin finansal tablolarla ilişkili olup olmadığı konusunda yukarıda gösterildiği gibi Yargıtay .Hukuk Dairesi’nin farklı kararlarının olduğu ve nihayetinde takdirin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Dava; Davalı şirketin 28.04.2020 tarihli 2018-2019 yıllarına ait olağan genel kurul toplantısında alınan kararların yoklukla malül (mutlak butlanla batıl) olduğunun tespiti bunun mümkün olmaması halinde terditli olarak genel kurul kararının 3,4,6,7 ve 9 nolu maddelerinin iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde;Davacının, pay sahibi olduğu Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasına kayıtlı davalı …’nin 28.04.2021 tarihli 2018-2019 Yılına Ait Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan kararların çağrının usulsüz olması ve TTK’nun 420.maddesi uyarında finansal tabloların müzakeresinin ertelenmesi yönündeki talebine rağmen toplantının ertelenmemiş olması nedeniyle yoklukla malul olduğunu, davacının genel kurul toplantısında hazır bulunup dava konusu kararlara olumsuz oy vererek muhalefetini tutanağa geçirttiğini, davacının davalı şirkette yönetim kurulu üyesi olmasına rağmen, Genel Kurul’u toplantıya çağıran 08.04.2021 tarihli yönetim kurulu toplantısına çağrılmadığını, toplantıdan haberdar edilmediğini, her ne kadar 08.04.2021 tarihli Yönetim Kurulu Kararı’nda davacı için “katılmadı” notu düşülmüş ise de; davacının toplantıdan haberdar olmadığı için toplantıda bulunamadığının, yönetim kurulu kararında haricen haberdar olunması üzerine, davacı tarafından Konya .Noterliğinden keşide edilen 28.04.2021 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarname ile usulüne uygun olarak toplantıya çağrılmayan genel kurulun toplanmamasının ihtar edildiğinin, ancak toplantının usulsüz olarak gerçekleştiğini, TTK’nun 420.maddesi açık hükmü uyarınca erteleme talep edilmesi halinde genel kurul toplantısının ertelenmesi gerektiğinin, genel kurul toplantısının 3 numaralı gündem maddesinin 2018-2019 takvim yılına ait yönetim kurulu faaliyet raporu ve denetim kurulu raporunun okunması, müzakeresi ve ayrı ayrı oylanarak ibraz edilmesine ilişkin olduğunun, davacı tarafından faaliyet raporunun önceki faaliyet raporları ile çok benzer olduğunu dile getirilerek yönetim kurulundan detaylı ve ciddi bir raporun temin edilmesini talep ettiğinin, davacının raporda, bilançolara, mali tablolara, mizanlara, gelecek hakediş bedellerine, tüm borç ve alacaklara değinilmesinin önerildiğinin, ancak bu talebinin yönetim kurulu başkanı … tarafından 4 numaralı gündem maddesinde 2018-2019 yılı bilanço ve gelir tablosunda yer aldığından bahisle dikkate alınmadığının, davacının olumsuz oyuna rağmen 2018-2019 takvim yılı yönetim kurulu faaliyet raporu ayrı ayrı müzakereye açılarak oy çokluğu ile kabul ve ibra edildiğinin, buna ek olarak davacının muhasebe müdürü … tarafından genel kurula sunulan 2018 bağımsız denetim raporunu tetkik etmek için meyil verilmesini ve bu sebeple toplantının ertelenmesini talep etmesine rağmen toplantının ertelenmediğinin ve davacının olumsuz oyuna rağmen bağımsız detim raporunun oy çokluğu ile kabul ve ibra edildiğini, Genel Kurul Toplantısının 4, 6, 7 ve 9 numaralı maddelerinin sırasıyla, bilanço ve gelir tablosunun görüşülmesi, yeni yönetim kurulunun huzur haklarının belirlenmesi, yeni yönetim kurulunun seçilmesi ve bağımsız denetçi belirlenmesine ilişkin olduğunun, finansal tabloların müzakeresi ile ilgili genel kurul toplantısının 4, 6, 7 ve 9 numaralı maddelerinin görüşülmesinin de TTK’nun 420.maddesi uyarınca ertelenmesi gerektiğini, ertelemenin yapılmamış olmasının yokluk sebebi olduğunun, pay sahibi davacının finasal tabloların müzakeresinin ertelenmesi talebi üzerine artık genel kurulun söz konusu kararlar hakkında karar alma imkanının ortadan kalktığının, dolayısıyla erteleme yapılmaksızın alınan bu kararların yoklukla malul olduğundan bahisle; Öncelikle 28.04.2021 tarihli 2018-2019 yılına ait olağan genel kurulu toplantısında alınan tüm kararların çağrı usulüne uygun yapılmadığından ve davacının erteleme talep edilmiş olmasına rağmen ertelenmemiş olması sebebiyle yokluk ile malul olduğunun tespitine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde genel kurul toplantısında alınan ve özellikle finansal tabloların görüşülmesi ile ilgili olarak 3, 4, 6, 7 ve 9 numaralı gündem maddelerine ilişkin kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava ettiği, davalı tarafın davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Anonim şirketlerin genel kurul kararlarının iptaline ve butlanına ilişkin düzenlemelerin 6102 sayılı TTK’nun 445.ve devam eden maddelerinde düzenlendiği, 6102 sayılı TTK’nun 445.maddesinde;” (1) 446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” şeklinde, TTK’nun 446.maddesinde;” (1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, c) Yönetim kurulu, d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir.” şeklinde, TTK’nun 447. Maddesinde; ” (1) Genel kurulun, özellikle; a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan, kararları batıldır.” şeklinde düzenlendiği anlaşılmıştır.
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin 21/03/2016 tarih ve … Es. … Kar. Sayılı ilamında; ” Bir genel kurul toplantısından söz edebilmek için ana sözleşme ve yasanın öngördüğü yeter sayılarla alınmış bir kararın varlığı gereklidir. Eğer ortaklarca yasal bir genel kurul gerçekleştirilmemiş ise bu toplantıda alınan kararlar yok hükmündedir. Yine, toplantı veya karar yeter sayılarının sağlanamadığı, bakanlık temsilcisinin katılmadığı toplantılar da aynı şekilde yok hükmünde sayılmalıdır. Usul ve şekil kurallarına uygun olarak yapılmış olsa da konusu imkansız ya da Yasa’nın veya ana sözleşmenin emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına, şirketin temel yapısına ve sermayenin korunmasına dair hükümlere aykırı olan kararlar da batıl addedilmelidir. Yokluğun veya batıllığın tespiti hususunda dürüstlük kurallarına aykırı düşmedikçe olumlu oy vermiş paydaşlar da dahil olmak üzere menfaat sahibi tüm ilgililer herhangi bir süreye tabi olmaksızın dava açabilirler. Ancak, yokluk ve butlanı gerektiren hususun öğrenilmesinden sonra uzun süre sessiz kalıp dava açmayan ilgililer yönünden TMK’nın 2. maddesi uyarınca dava açma hakkının düşüp düşmediğinin de değerlendirilmesi gereklidir.” şeklinde kabul edilmiştir.
Davacı tarafın terditli taleplerinden birinci talebinde davalı şirketin 28.04.2020 tarihli 2018-2019 yıllarına ait olağan genel kurul toplantısında alınan kararların yoklukla malül (mutlak butlanla batıl) olduğunun tespitini talep ettiğinden öncelikli olarak birinci talebine ilişkin inceleme yapılması gerekmiştir.
Ticaret sicil müdürlüğünden gönderilen Ticaret Sicil Gazetesinin 06/11/2019 tarih ve … sayılı nüshası kayıtlarına göre, davalı şirketin hissesinden 6.860 adet(A) Grubu,7.140 adet (B) Grubu hissesin( %33,4 oranı) …’a, 6.860 adet(A) Grubu, 7.126 adet (B) Grubu hissesin(% 33,3) oranı) davacı …’a, 6.860 adet(A) Grubu,7.126 adet (B) Grubu hissesin(%33,3 oranı) …’a ait olduğu, davalı şirketin 18/09/2018 tarihli genel kurul kararı ile yönetim kuruluna …, davacı … ve …’ın üç yıllığına oybirliği ile seçildikleri görülmüştür.
Davacı taraf genel kurul kararının genel kurul toplantısına çağrının usulsüz yapıldığını ve finansal tabloların ve gündemde yer alan bununla bağlantılı maddelerin görüşülmesinin ertelenmesi talebinin kabul edilmemesi sebepleriyle genel kurul kararının geçersizliğini (butlanını) ileri sürmüştür.
Davalı şirketin Yönetim kurulu 08/04/2021 tarihinde davacının yokluğunda toplanarak gündem maddelerini belirleyerek davalı şirketin 28/04/2021 tarihinde 2018-2019 yıllarına ilişkin olağan genel kurul toplantısının yapılmasını kararlaştırmış ve toplantı için gerekli ilanları yapmıştır.
Anonim şirketlerin yönetim kurulu toplantılarına ilişkin 6102 sayılı TTK’nun 390.maddesinde;” (1) Esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanır ve kararlarını toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alır. Bu kural yönetim kurulunun elektronik ortamda yapılması hâlinde de uygulanır. (2) Yönetim kurulu üyeleri birbirlerini temsilen oy veremeyecekleri gibi, toplantılara vekil aracılığıyla da katılamazlar.(3) Oylar eşit olduğu takdirde o konu gelecek toplantıya bırakılır. İkinci toplantıda da eşitlik olursa söz konusu öneri reddedilmiş sayılır. (4) Üyelerden hiçbiri toplantı yapılması isteminde bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu kararları, kurul üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı, karar şeklinde yazılmış önerisine, en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle de verilebilir. Aynı önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılmış olması bu yolla alınacak kararın geçerlilik şartıdır. Onayların aynı kâğıtta bulunması şart değildir; ancak onay imzalarının bulunduğu kâğıtların tümünün yönetim kurulu karar defterine yapıştırılması veya kabul edenlerin imzalarını içeren bir karara dönüştürülüp karar defterine geçirilmesi kararın geçerliliği için gereklidir. (5) Kararların geçerliliği yazılıp imza edilmiş olmalarına bağlıdır.
” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Davalı şirketin esas sözleşmesinin(tadil edilmiş) 8. Maddesinde; “Yönetim Kurulu, görev süresi boyunca üyeleri arasından bir. başkun ve bulunmadığı zamanlarda ona vekalet etmek üzere bir başkan vekili seçer. Türk Ticaret Kanunu’nun Yönetim Kurulu başkanına toplantıya davet ve Yönetim Kurulu üyelerinin bilgi alma taleplerine ilişkin olarak getirmiş olduğu yetkiler bakımından Yönetim Kurulu başkan vekili de yerkilidir. Yönetim Kurulu şirket işleri gerektirdiğinde toplanır. Yönetim kurulunu toplantıya yönetim kurulu başkanı çağırır. Yönetim Kurulu üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanır ve kararlarını toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alır. Ancak yönetim kurulu kararlarının geçerli olabilmesi için aymı zamanda (A) grubu paylara sahip paylara sahip yönetim kurulu üyeleri oy imtiyazlarım yönetim kurulu taplantılarında kullanır, Yönetim Kurulu üyeleri birbirlerine temsilen oy vermeyecekleri gibi toplantılara vekil aracılığı ile de katılmazlar. Kararların geçerliliği yazılıp imza edilmiş olmalarına bağlıdır. Yönetim Kurulu toplantıları, şirket merkezinde veya üyelerinin çoğunluğunun muvafakati halinde uygun görülecek diğer mahalde yapılır.” şeklinde düzenleme olduğu, Yönetim kurulunun toplanması usulüne ilişkin olarak esas sözleşmede veya iç yönergede başkaca bir hüküm bulunmadığı anlaşılmıştır.
Yönetim kurulu toplantı çağrısına ilişkin yasal bir düzenlemenin bulunmadığı gibi davalı şirketi esas sözleşmesinde de buna ilişkin bir düzenlemenin yer almadığı görülmüştür. Ancak uygulamada toplantıya çağrının her hangi bir şekle bağlı olmadığı, önemli olanın üyelerin toplantıdan zamanında haberdar edilmeleri, ispat edebilmek şartıyla her bildirim şeklinin geçerli olduğu, toplantı bildiriminin bütün üyelerin rahatlıkla toplantıda hazır bulunabileceği ve hazırlık yapabileceğikadar bir süre öncesi yapılması gerektiğinin kabul edildiği, (… /… /… , Ortaklıklar Hukuku I, İstanbul 2019, s. 373). Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde yönetim kurulu toplantılarının her hafta salı günü yapılacağın dair Konya 9. Noterliğinin 23/07/2020 tarih ve 25726 yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini iddia etmişse de söz konusu ihtarın dava dışı olan başka bir grup şirketi adına düzenlendiği, ayrıca yönetim kurulunun salı günü değil perşembe günü yapıldığı, davalı tarafın bunun dışında da davacıya yönetim kurulu toplantı çağrısının yapıldığına dair başkaca bir delil sunmadığı dolayısıyla davacıya çağrının yapıldığını ispat edemediği anlaşılmıştır.
Çağrı yapılmaksızın toplanan yönetim kurulunda alınan kararların ve bu kararla birlikte toplanan genel kurul kararlarının doktrinde “Çağrı yapılmaksızın (çoğunluğun katılımı ile yapılan toplantılarda kararlar geçersizdir. Ancak bu kuralın uygulamasında , YK’nun yeteneğinin kısıtlanmasına ve çağrı eksikliğinin (bazı) YK üyelerince kullanılmasına olanak verilmemesine özen gösterilmesi gerektiği kanaatindeyim. Aksi yorum YK’nun konumuna ve işlevine aykırı düşer” (… /… /… , Ortaklıklar Hukuku I, İstanbul 2019, s. 373). “Dolayısıyla birden fazla kişiden oluşan yönetim kurulları bakımından, yönetim kurulunun geçerli bir davet yapmış sayılabilmesi için, genel kurulu davet konusunda almış olduğu kararın hukuken geçerli olması zorunludur. Aksi takdirde bu geçersizlik genel kurulun aldığı kararların (TTK m. 416’daki çağrısız genel kurul durumu dışındaj) yok hükmünde olmasına neden olur”. (… , Yeni TTK Döneminde Anonim ve Limited Ortaklıklara İlişkin Verilen Emsal Yargıtay Kararlarının Değerlendirilmesi, Ankara 2020, s. 114.) şeklinde değerlendirilmiştir.
Yargıtay .Hukuk Dairesi’nin 08/11/2018 tarih ve … Es. … Kar. Sayılı ilamında;”… TTK’nın 390/4. maddesi gereğince, üyelerden hiçbiri toplantı yapılması isteminde bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu kararları kurul üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı karar şeklinde yazılmış önerisine en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle verilebilir. Aynı önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılmış olması bu yolla alınacak kararın geçerlilik şartıdır. TTK’nın bu hükmüne göre çağrısız yönetim kurulu toplantısı yapılması mümkün ise de, önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılması alınacak kararın geçerlilik şartıdır. Bu durumda, mahkemece, TTK’nın 390/4 ve 392/7. maddeleri gereğince geçersiz yönetim kurulu kararına dayalı olan ve TTK’nın 416. maddesi uyarınca toplanmadığı da sabit bulunan davalı Şirket’in 31.10.2014 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan kararların da geçersiz olduğunun kabulü ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,” şeklinde kabul edilmiştir. (Benzer şekilde Yargıtay .Hukuk Dairesi’nin 17/06/2020 tarih ve … Es. … Kar. Sayılı ilamı)
Yine genel kurul toplantısının azlık tarafından ertelenmesi talebine ilişkin 6102 sayılı TTK’nun 420.maddesinde; ” (1) Finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konular, sermayenin onda birine, halka açık şirketlerde yirmide birine sahip pay sahiplerinin istemi üzerine, genel kurulun bir karar almasına gerek olmaksızın, toplantı başkanının kararıyla bir ay sonraya bırakılır. Erteleme, 414 üncü maddenin birinci fıkrasında yazılı olduğu şekilde pay sahiplerine ilanla bildirilir ve internet sitesinde yayımlanır. İzleyen toplantı için genel kurul, kanunda öngörülen usule uyularak toplantıya çağrılır. (2) Azlığın istemiyle bir defa ertelendikten sonra finansal tabloların müzakeresinin tekrar geri bırakılmasının istenebilmesi, finansal tabloların itiraza uğrayan ve tutanağa geçmiş bulunan noktaları hakkında, ilgililer tarafından, dürüst hesap verme ölçüsü ilkeleri uyarınca cevap verilmemiş olması şarttır. Şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Yargıtay .Hukuk Dairesin’in 22/06/2020 tarih ve … Es. … Kar. Sayılı ilamında;”..Bölge Adliye Mahkemesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; TTK 420 maddesindeki emredici nitelikteki düzenlemeye göre, genel kurulun erteleme konusunda takdir hakkı bulunmamakta olup,… emredici yasal düzenlemeye rağmen genel kurulda davacının genel kurulun ertelenmesi istemi reddedilerek finansal tabloların; bilanço ve gelir tablolarının ve buna bağlı yönetim kurulunun ibrası, şirket kârının dağıtılmayarak şirket bünyesinde tutulması, müdürlerin ücretinin belirlenmesine ilişkin gündem maddeleri görüşülerek oylanması doğru olmayıp, mahkemece bu nedenle bu gündem maddelerinde alınan kararların iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş,….Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA” şeklinde karar verilmiştir.
Doktrinde azlığın erteleme talebine ve finansal tablolarla bağlantılı olmasına rağmen görüşülen gündem maddelerinde alınan kararların TTK’nun 420.maddesinde ki düzenlemenin emredici nitelik taşıdığından butlan olduğu kabul edilmiştir.(… /… /… , Ortaklıklar Hukuku I, İstanbul 2019, s. 573).
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin 07/12/2015 tarih ve … Es. … Kar. Sayılı ilamında;”Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 6102 sayılı yasanın 420. maddesi gereğince, sermayenin 1/10’una sahip ortaklar tarafından finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konuların ertelenmesi talep edildiğinde, genel kurul başkanının başkaca hiçbir işlem yapmaksızın bu konuların görüşmesini bir ay sonraya bırakması gerektiği, Yasanın bu açık hükmüne rağmen genel kurulda davacı vekilinin bu isteminin reddedilerek bilanço ve gelir tablolarının oylandığı, buna bağlı olarak yönetim kurulunun ibrasının görüşülmesine geçildiği, bu işlemlerin Kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı şirketin 07.06.2014 tarihinde yapılan 2013 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısının 3. maddesiyle alınan 2013 yılı yönetim kurulu faaliyet raporu ve aynı yıl bilanço ve kâr zarar hesaplarının kabulüne ilişkin kararın ve 4. maddesiyle alınan yönetim kurulu üyelerinin 2013 yılı çalışmalarından dolayı ibra edilmelerine ilişkin kararın iptaline karar verilmiştir… Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir…” şeklinde kabul edildiği görülmüştür.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, yüksek mahkeme kararları ve doktrin görüşleri ve Mahkememiz dosyasından şirketler konusunda uzman bilirkişi Doç.Dr. … tarafından düzenlenen ayrıntılı ve denetime elverişli olması nedeniyle hükme esas alınan 21.01.2022 havale tarihli bilirkişi raporu ile dosya kapsamından davalı şirketin 28/04/2021 tarihinde 2018-2019 yıllarına ilişkin olağan genel kurul toplantısında alınan kararların yönetim kurulunun usulünce toplanarak alınmış bir yönetim kurulu kararı bulunmaması başka bir ifadeyle yönetim kurulunca alınan genel kurul yapılmasına ilişkin kararın mutlak butlanla batıl olması ve genel kurulca azlık oyuna sahip davacının finansal tabloların görüşülmesinin ertelenmesini talep etmesine rağmen emredici hüküm olan TTK’nun 420.maddesi gereğince ertelenme talebinin dikkate alınmaması nedeniyle mutlak butlanla batıl olduğu, genel kurul kararının butlanının tespiti talebinde uygulanması gereken hak düşürücü sürenin bulunmadığı, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜ İLE;
1-Davalı şirketin 28/04/2020 tarihli 2018-2019 yıllarına ait olağan genel kurul toplantısında alınan kararların yoklukla malül (mutlak butlanla batıl) olduğunun TESPİTİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,
3-Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 127,10 TL ilk yargılama harcı, 750,00 TL bilirkişi ücreti ile 200,95 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.078,05 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T.’ne göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı bulunması halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/03/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …