Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/323 E. 2022/164 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :
Konya . İcra Dairesi :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :
KARARIN MAHİYETİ : GÖREVSİZLİK

Mahkememizde görülmekte bulunan ” İtirazın iptali ” davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; ” 30.09.2018 – 30.04.2019 tarihleri arasında düzenlenmiş 10 adet, toplam 43.170,30 TL. bedelli faturalarda yazılı faturalar ve cari hesaptan kaynaklanan borcun tahsili talebiyle, Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine davacı tarafından ilamsız icra takibi yapılmıştır. Davalı- borçlu …, süresi içinde yaptığı borca itirazında; taraflar arasındaki ticari ilişkiyi kabul etmiş, ancak fatura bedellerini ödediğini belirterek “ödeme def’inde” bulunmuştur. Davalı- borçlunun itirazı nedeniyle icra takibinin durdurulmasına karar verilmiştir. 2-) Taraflar arasındaki ihtilafın çözümü için, 04.12.2020 tarihinde Arabuluculuğa müracaat edilmiş, arabulucu olarak atanan Av. … nezaretinde yapılan arabuluculuk toplantıları sonucu, tarafların anlaşamadığına dair 29.12.2020 tarihli “Arabuluculuk Anlaşamama Son Tutanağı” düzenlenmiş olup, bahsi geçen tutanağı dilekçemiz ekinde ibraz ediyoruz. 3-) Davalı- borçlu, icra takip dosyasına ibraz ettiği 24.11.2020 tarihli dilekçesinde; taraflar arasındaki ticari ilişkiyi kabul ederek “ödeme def’inde” bulunması nedeniyle, ispat yükü davalı- borçluya geçmiştir. Davalı- borçlunun “bağlantılı bileşik ikrarı” nedeniyle, “ödeme def’ini”, HMK.’ nun 200 ve devamı maddeleri gereğince, davacının imzasını taşıyan, hukuken kabul edilebilir nitelikte “yazılı belge” ile ispat etmesi gerekir. Davalı- borçlunun elinde böyle bir belge ve delil yoktur. Bütün bu nedenlerle; borca itirazında açıkça haksız olan davalı- borçlunun itirazının iptaline ve icra inkar tazminatına mahkum edilmesi talebiyle sayın hakimliğinize başvurma gereği hasıl olmuştur. ” demiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde;”1-10 adet toplam 43.200.30 TL bedelli faturalar nedeniyle Konya .İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile müvekkile karşı ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Müvekkil takip konusu miktarın ödendiğini belirterek ödeme emrine itiraz etmiştir. Arabuluculuk görüşmeleri yapılmış ve olumsuz sonuçlanmıştır. 2- Genellikle uygulamada üzerinde taşınır-taşınmaz mal bulundurmak istemeyen kişilerin yaptıkları işleri eşleri üzerinden yürüttükleri bilinmektedir. Nakliye aracının davacı adına kayıtlı olmasının sebebi de budur. Dava konusu nakliye işini yapan davacı …’ın dini nikahlı eşi …’dır. Piyasada nakliye işinde bilinen kişi de …’ın kendisidir. Davacı …’ı bilen yoktur. 3- Dava konusu fatura bedelleri …’a ödenmiştir. Davacı ile makbuzlarda da imzası bulunan …’ın dini nikahlı birliktelik yaşadıkları, ticari işi …’ın yürüttüğü ve ödemenin de …’ın kendisine yapıldığı hususu sunduğumuz davacının Facebook paylaşımlarımdan anlaşılmaktadır. Gerekli görülürse tanıklarla da ispat edilecektir. 4-Mahkemenize sunulan 10 adet toplam 43.200.30 TL bedelli tediye makbuzlarından da anlaşılacağı üzere fatura bedellerinin tamamı ödenmiştir. Sunulan makbuzlara da “… adına” notu düşülmüştür. 5-Davacının faturası üzerinde yer alan … nolu telefonu … kullanmaktadır. Telefonu …’ın kullandığına dair Whatsapp ekran görüntüsü mahkemenize sunulmuştur. 6- Davacının Facebook paylaşımlarında nakliye aracı olan … plakalı araçta “…” isminin yazılı olduğu görülmektedir. Ayrıca diğer paylaşımlarda da aracı …’ın kendisinin işlettiği kanıtlanmaktadır. 7-Müvekkilin, davacıya söz konusu faturalara ilişkin bir borcu söz konusu değildir. Yukarıda değindiğimiz tüm bu hususlar ve deliller değerlendirildiğinde davacının kötüniyetli olarak icra takibi başlattığı ve bu davayı açtığı nettir. Kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir.” demiştir.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosyanın SMMM bilirkişi … tevdi edildiği, bilirkişinin raporunda özetle: “Davacı …’ın 05.09.2018 tarihinde işe başladığı, incelenen 2018 ve 2019 yıllarında işletme hesabı defteri tuttuğu, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmadığı için esnaf ve sanatkâr sayıldığı, tacir sayılma şartlarının oluşmadığı tespit edilmiştir. Davalıya ait incelenen ticari defterlerde, Konya 10.İcra Müdürlüğü 2020/6835 E. Sayılı dosyasında takip konusu olan 43.170,30.-TL tutarındaki faturaların kayıtlı olduğu, davalının fatura borcuna istinaden davacı yan tarafa nakit ödemeler yaptığı, takip tarihi itibariyle ticari defter ve kayıtlarına göre — davalının davacıya takip konusu faturalardan kaynaklanan borcu bulunmadığı (Talep 43.170.30.-TL) tespit edilmiştir.” şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili davalı aleyhine İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davası açmıştır.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacı ve davalının vergi mükellefi olup olmadığının araştırılarak; vergi mükellefi ise vermiş olduğu 2019 – 2020 yılına ait vergi beyannamelerinin onaylı suretinin çıkartılarak mahkememize gönderilmesinin istenildiği görülmüştür.
Mahkememiz ara kararı uyarınca Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacı ve davalının Esnaf olarak odaya kayıtlı olup olmadığının, Oda kaydının ne zaman yapıldığının, Oda kaydının halen devam edip etmediğinin ve Oda kaydı sona ermişse ne zaman sona erdiğinin araştırılarak mahkememize bilgi verilmesi istenilmiştir.
Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen yazıda tarafların herhangi bir tacir kaydına rastlanılmadığının bildirildiği görülmüştür.
Konya Esnaf ve Sanatkarlar Birliğince gönderilen müzekkere cevabında ise tarafların esnaf ve sanatkar kaydının bulunduğu görülmüştür.
Eldeki dava ile ilgili olarak 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca görev dava şartıdır.
HMK’nın 115. maddesine göre Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorundadır hükümleri bulunmaktadır.
Mahkemelerin görevlerine ilişkin düzenlemelerin 6100 sayılı HMK.nun 1.2.3.4. maddelerinde düzenlendiği, HMK.nun 2.maddesinde;”Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” şeklinde düzenlendiği, yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 Sayılı Kanun ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5/3.maddesinde; “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlemenin yapıldığı, Bu düzenleme ile Ticaret Mahkemeleri genel mahkemeler içinde yer alan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bir dairesi olmaktan çıkarılarak genel mahkemeler arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğunun kabul edildiği, yine 6102 sayılı TTK’nın 4. Maddesinde Ticaret Mahkemelerinin görevine giren dava ve çekişmesiz yargı işlerinin düzenlendiği, dava şartlarına ilişkin düzenlemenin HMK’nın 114.ve 115.maddelerinde düzenlendiği, HMK’nın 114/1-c maddesinde mahkemenin görevli olmasının dava şartı olduğunun, aynı kanunun 115.maddesinde mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağının ve taraflarında her zaman ileri sürebileceğinin, dava şartlarının noksan olması halinde davanın usulden reddine karar verileceğinin, HMK’nın 138/1.maddesinde mahkemenin öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebileceğinin düzenlendiği, Aynı zamanda TTK 4. Maddesinde ” Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi[3] sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
(2) Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır. ” denildiği yine TTK 5. Maddesinde ise; ” (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
(2) Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir.
(3) Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
((4) Asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yargı çevresindeki bir ticari davada görev kuralına dayanılmamış olması, görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez; asliye hukuk mahkemesi, davaya devam eder.” hükmünün bulunduğu, ve Ticaret Mahkemelerinin görev alanını belirleyen HGK 10.02.2016 tarihli, … E, … Sayılı İlamı ve Konya BAM . HD’nin … , … Karar sayılı, 21/06/2021 tarihli kararı da dikkate alındığında ve dosya içerisinde mevcut Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen yazıda davalının herhangi bir tacir kaydına rastlanılmadığının bildirildiği ve Konya Esnaf ve Sanatkarlar Birliğince gönderilen müzekkere cevabında ise davalının ve davacının esnaf ve sanatkarlar odasına kaydının bulunduğu bildirilmiş ayrıca bilirkişi raporunda da davacının tacir olmadığı da belirtilmekle dava konusu uyuşmazlığın Ticaret Mahkemeleri’nin görev alanında olmadığı anlaşıldığından (6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi ile 115/2 maddeleri uyarınca) mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİ ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerinin GÖREVLİ olduğuna,
3-6100 sayılı HMK.nun 20/1.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurması halinde dava dosyasının görevli Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerine GÖNDERİLMESİNE, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin başvurmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına KARAR VERİLMESİNE,
4-6100 sayılı HMK.nun 331/2.maddesi gereğince harç ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davaya görevli mahkemece devam edilmesi halinde görevli mahkemece, aksi takdirde talep halinde mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/03/2022

Katip … Hakim …

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.