Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/305 E. 2022/338 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :
Konya . İcra Dairesi:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA İHBAR OLUNAN:
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :
KARARIN MAHİYETİ : GÖREVSİZLİK

Mahkememizde görülmekte bulunan ” İtirazın iptali ” davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ” Davacı Müvekkil Sigorta Şirketi Nezdinde … Nolu Trafik Poliçesi İle Sigortalı … Plakalı Davalı … Adına Kayıtlı Araç İle 25/11/2019 Tarihinde … Sevk Ve İdaresinde İken … Ait Mülkün Hasarlanmasına Ve … Sakat Kalmasına Sebep Olmuştur. Meydana Gelen Olay Nedeniyle Müvekkil Şirket Tazminat Ödemek Zorunda Kalmıştır. Olayda Sigortalı Araç Sürücüsü Alkollü Olup Bu Durum Rapor ile de Sabittir. Davacı Müvekkil Şirket Tarafından; Oluşan Maddi Hasara İlişkin Bahçe Kapısı, Kapı Rayı, Beton Dökümü, Duvar Bakım Ve Tamiratı Olarak Toplam 4.950,00 TL Masraf Yapılmıştır. Bunun Yanında Davacı Müvekkil Şirket Tarafından; Kazadan Dolayı Oluşan Yaralama Sonucunda Kalıcı Sakatlık Meydana Gelmesinden Dolayı 110.623,00 TL Tazminat Ve 7.000,00 TL zaruri gider Ödemesi Yapılmıştır. Tüm Bu Ödemeler İhtar Edilerek Davalıdan Talep Edilmiş İse De Davalı Tarafından Müvekkile Ödeme Yapılmamış Bu Nedenle İşleyen Faizi İle Beraber Toplam 136.411,72 TL Alacak İçin Davalı Adına Tarafımızca İcra Takibi Başlatılmıştır. Karayolları Trafik Kanunun 95. Maddesi Ve Trafik Sigortası Poliçesinin Genel Şartlarının B.4/C Maddesi Gereğince Sürücünün Alköllü ve Bilinçli Taksiri sonucu Müvekkil Şirketin Ödemek Zorunda Kaldığı Tazminatı Davalıdan Rücuen Talep Etme Hakkı Doğmuş Olup Ödenen Tazminatı Rücuen Tahsili Talebi ile Öncelikle Davalıya İhtar Edilmiş Daha Sonra İş Bu Dava Konusu İcra Takibine Geçilmiştir. Rücu Hakkı Kapsamında Ödenen Tazminatın Tahsili İçin Davalıya İhtar Gönderilerek Ödeme Yapması, Ödeme Yapmadığı Takdirde Aleyhinde Yasal Yollara Başvurulacağı Bildirilmişse De Davalı Tarafından Müvekkil Sigorta Şirketine Herhangi Bir Ödeme Yapılmamıştır. Ödeme Yapılmaması Üzerine Müvekkil Şirket Lehine Rücuen Tazminat Talebi İle İcra Takibi Başlatılmıştır. Dosyada Borçlu Bulunan Davalı … 04/03/2021 Tarihli Dilekçesi ile Borca İtiraz Ettiğinden Konya . İcra Müdürlüğünce … Esas Sayılı Mevcut Takip Durdurulmuştur. Takibin Durdurulması Üzerine İş Bu Davayı Açma Zorunluluğumuz Hasıl Olmuştur. Borçlu Her Ne Kadar İtiraz Dilekçesinde Borcu Kabul Etmediğini, Borcunun Bulunmadığını Ve Takibin Durdurulmasını İstediğini Belirtse De Davalıların Kusurlu Eylemi Nedeniyle Müvekkil Sigorta Şirketinin Tazminat Ödemek Durumunda Kalması Ve Davalı Tarafın Kusurlu Hareketine Dayanarak Kanuni Haklarını Kullanması Ve Davalıdan Ödediği Bu Bedeli Talep Etmesi Hukuka Ve Hayatın Olağan Akışına Uygun Bir Talep İken, Davalı Borçlunun Borca İtirazı Haksız Ve Hukuki Dayanaktan Yoksundur. Zira Mahkemenizce De Yapılacak Yargılama Sonucunda Belli Olacağı Üzere Kazanın Meydana Gelmesinde Davalının Da Kusuru Bulunmaktadır. Özetleyecek Olursak Karayolları Trafik Kanunun 95. Maddesi Kapsamında Sigorta Şirketlerine Bir Hak Tanımış Ve Zarardan Dolayı Müvekkil Şirketin Rücu Hakkı Doğmuştur. Bu Kapsamda Alacaklının Davacı Müvekkil Neova Sigorta A.Ş. Olduğu, Kazadaki Kusuru Ve İlgili Mevzuatlardaki Yasal Düzenleme Gereği Borçlunun Davalı Olduğu Konusunda Da Bir İhtilaf Bulunmamaktadır. Dolayısıyla Davalı/Borçlu Tarafından Yapılan Borca İtiraz Hukuki Dayanaktan Yoksundur.ayrıca tarafımızca arabuluculuk sürecine dava şartı olarak başvurulmuş olup taraflarca anlaşma sağlanamamıştır. arabuluculuk son tutanağı ekte sunulmuş olup, aslı elden mahkemeye teslim edilecektir. Yukarıda Açıkladığımız Nedenlerle Davalı/Borçlunun Borca İtirazı Haksız Ve Hukuki Dayanaktan Yoksundur. Bu Kapsamda Müvekkilce Olay Nedeni İle Yapılan Ödemeler İçin Davalıya Karşı Yapılan İcra Takibi Haklı Nitelikte Olup Yapılacak Yargılama Neticesinde İtirazın İptal Edilerek Takibe Devam Edilmesine Karar Verilmesi Gerekmektedir.” demiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; ” Müvekkil …, … Ren A Car firmasının sahibi olup, araç kiralama işi ile uğraşmaktadır. …, müvekkile ait … plakalı aracı kullanmak üzere 23.11.2019 tarihinde kiralamıştır. Daha sonra …, 24.11.2021 tarihinde saat 23.45’de … plakalı araç ile … Sokağı takiben … Sokak istikametinden … Sokak istikametine doğru virajlı yolda hızlı bir şekilde giderken, boş araziye girmiş, 54 metre sonra aracın ön kısmı ile taşa çarpmış ve 163 metre gittikten sonra aracın ön kısmı ile … Sokak No:… ikametin bahçe kapısına çarpması neticesinde maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana gelmiştir. sigorta şirketinin rücu hakkının doğabilmesi için kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelmesi gerekmektedir: Sigorta şirketleri, ZMSS Genel Şartları B.4. hükmünde belirtilen durumlardan herhangi birisinin bulunması halinde, meydana gelen kaza nedeniyle sigorta poliçesi kapsamında zarar görenlere ödedikleri bedeli sigorta ettirenden rücuen tahsil edebilirler. Bu durumlardan herhangi birinin gerçekleşmemesi halinde, meydana gelen zarara sigorta şirketinin katlanması gerekmektedir. Her ne kadar davacı KTK’nın 95. maddesi ve ZMSS Genel Şartları’nın B.4/C. maddesi gereğince sürücünün alkollü ve bilinçli taksiri sonucunda kazanın meydana geldiğini bu nedenle rücuen tazminatın şartlarının gerçekleştiğini iddia etmişse de, sigorta şirketinin rücu hakkının doğabilmesi için sürücünün alkollü olması yeterli olmamakta ayrıca kazanın münhasıran alkolün etkisinde meydana gelmiş olması gerekmektedir. ayrıca hasarın ve tazminatın teminat dışında kaldığına ilişkin ispat yükü de davacı … şirketine aittir. Meydana gelen kaza araç sürücüsü …’nin … Sokak istikametine doğru virajlı yolda hızlı bir şekilde giderken boş araziye girmesi, 54 metre sonra aracın ön kısmı ile taşa çarpması, 163 metre gittikten sonra … Sokak No:… ikametin bahçe kapısına aracın ön kısmı ile çarpması neticesinde gerçekleşmiştir. araç sürücüsü …’nin geçtiği yolun virajlı olduğu, kavşağa yaklaşırken hızını azaltmaması nedeniyle boş araziye girdiği, aracın ön kısmı ile boş arazideki taşa çarptığı, kazanın saat 23.45’de gerçekleştiği, kazanın meydana geldiği yerde aydınlatma ve trafik işaretlerinin bulunmadığı kaza tespit tutanağıyla sabittir. kazanın meydana geldiği yolun virajlı olması, araç sürücüsünün kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmaması, araç sürücüsünün boş arazideki taşa çarpması, kazanın meydana geldiği yerde aydınlatma ve trafik işaretlerinin olmaması nedeniyle kazanın tek başına alkolün etkisiyle gerçekleştiğinin kabulü mümkün değildir. yapılacak keşif ile bunlar dışında kazanın meydana gelmesine sebebiyet veren hususlar da tespit edilecektir. ayrıca yerleşmiş yargıtay kararında da araç sürücüsünün salt alkollü olmasının sigortacıya rücu hakkı tanımadığı, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması gerektiği, kazanın meydana gelmesinde başka sebeplerin etkili olduğunun tespit edilmesi durumunda araç malikinin sorumluluğuna gidilemeyeceği belirtilmektedir. dolayısıyla mahkemece olayın meydana geldiği yerde keşif yapılması ve kazanın meydana gelmesinde başka sebeplerin olup olmadığının yani kazanın münhasıran alkolün etkisinin olup olmadığının tespit edilmesi gerekmektedir. Her ne kadar davacı, araç sürücüsünün hızlı araç sürmesi nedeniyle tam kusurlu olduğunu bu nedele rücu hakkının doğduğunu iddia etmişsede zmss genel şartları b.4. maddesinde hızlı araç sürmek rücu sebepleri arasında sayılmamıştır. dolayısıyla araç sürücüsünün hızlı araç sürmesi davacıya rücu hakkı tanımamaktadır. Dava dışı araç sürücüsü …’nin hızlı bir şekilde seyir halindeyken kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmaması nedeniyle boş araziye girmesi, boş arazideki taşa çarptıktan sonra 163 metre ilerisinde bulunan … Sokak No:… ikametin bahçe kapısına çarpması neticesinde kazanın meydana gelmesi yani kazanın münhasıran alkolün etkisiyle gerçekleşmemesi ve hızlı araç sürmenin rücu sebebi olarak düzenlenmemiş olması nedeniyle işbu davanın reddine karar verilmelidir. davanın araç sürücüsüne ihbar edilmesine ilişkin beyanlarımız HMK’nın 61. Maddesinde “Taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir.” belirtilmiştir. Davanın kaybedilmesi durumunda araç sürücüsü …ye rücu hakkımız bulunduğundan, işbu davanın HMK’nın 61. maddesi gereğince araç sürücüsü …’ye ihbar edilmesi gerekmektedir. ” demiştir.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca davalı şahsın tacir olup olmadığının araştırılması için Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığı ile Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazıldığı, gelen cevabi yazıya göre davalının tacir kaydının bulunmadığının, Oto Kiralama Meslek Dalında esnaf kaydının bulunduğu ve halen devam ettiğinin bildirildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davalı aleyhine İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davası açmış, davalı yan yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz etmiştir.
Mahkemelerin görevlerine ilişkin düzenlemelerin 6100 sayılı HMK.nun 1.2.3.4. maddelerinde düzenlendiği, HMK.nun 2.maddesinde;”Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” şeklinde düzenlendiği, yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 Sayılı Kanun ile değişik 6102 sayılı TTK. nun 5/3.maddesinde; “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlemenin yapıldığı, Bu düzenleme ile Ticaret Mahkemeleri genel mahkemeler içinde yer alan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bir dairesi olmaktan çıkarılarak genel mahkemeler arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğunun kabul edildiği, yine 6102 sayılı TTK.nun 4. Maddesinde Ticaret Mahkemelerinin görevine giren dava ve çekişmesiz yargı işlerinin düzenlendiği, dava şartlarına ilişkin düzenlemenin HMK.nun 114.ve 115.maddelerinde düzenlendiği, HMK.nun 114/1-c maddesinde mahkemenin görevli olmasının dava şartı olduğunun, aynı kanunun 115.maddesinde mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağının ve taraflarında her zaman ileri sürebileceğinin, dava şartlarının noksan olması halinde davanın usulden reddine karar verileceğinin, HMK’nun 138/1.maddesinde mahkemenin öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebileceğinin düzenlendiği görülmüştür.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.3.1944 tarih … Esas – … Karar R.G.3.7.1944 sayılı kararında; “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde kabul edildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın TTK.4.maddesinde tahdidi olarak sayılan dava türlerinden olmadığı gibi davacının Neova Sigorta olduğu, davalının gerçek kişi olduğu, tacir olmadığı, ve her iki tarafın da ticari işletme ile ilgili hususlardan da olmadığı, eldeki davanın haksız fiilden kaynaklı zararın rücuen tahsili amacıyla yapılan icra takibine dayalı itirazın iptali davası olduğu davanın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, Yargıtay … . HD’nin … Esas, … Karar, Yargıtay . HD’nin … Esas, … Karar, Yargıtay . HD’nin … Esas, … Karar, Yargıtay . HD’nin … Esas, … Karar, Yargıtay . HD’nin … Esas, … Karar sayılı içtihatları ile; Ankara BAM . HD’nin … Esas, … Karar, İstanbul Bam . HD’nin … Esas, … Karar, Antalya BAM . HD’nin … Esas, … Karar, Adana Bam . HD’nin … Esas, … Karar, Gaziantep Bam . HD’nin … Esas, … Karar, Ankara BAM . HD’nin … Esas, … Sayılı karaları da; davamız konusu ile aynı mahiyetteki davalarda uyuşmazlık konusu haksız fiilden kaynaklandığı için halefiyet ilkeleri de nazara alınarak görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna yönelik içtihat ve kararları içermektedir. Yine Yargıtay . HD’nin merci tayinine ilişkin olmasa dahi Asliye Hukuk Mahkemelerince görülen davamız ile benzer mahiyetteki davalarda göreve ilişkin herhangi bir bozma kararı verilmemiştir ( Yüksek Yargıtay . Hukuk Dairesi(nin … Esas, … Karar, Yargıtay . HD’nin … Esas,… Karar) yine Yargıtay . HD’nin 23/01/2017 tarih ve … -… sayılı; 23/01/2017 tarih ve … -… sayılı; Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin 29/12/2016 tarih ve … -… sayılı; 20/05/2019 tarih ve … -… sayılı; 16/10/2019 tarih ve … -… sayılı ve Ankara BAM . HD’nin 04/04/2019 tarih ve … … sayılı kararlarında da belirtildiği gibi dava niteliği itibariyle haksız fiilden kaynaklanmaktadır, Yargıtay .Hukuk Dairesi’nin 05/11/2015 tarih ve … Es. … Kar.,Yargıtay .Hukuk Dairesi’nin 17/12/2015 tarih ve … Es. … Kar., Yargıtay .Hukuk Dairesi’nin 09/06/2016 tarih ve … Es. … Kar.sayılı ilamlarının da aynı doğrultuda olduğu görülmüştür.
Ayrıca Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ilk derece mahkemesi olarak … Esas, … Karar sayılı ilamının Konya BAM . H.D’nin … Esas, … Karar sayılı 14/12/2020 tarihli ilamının da benzer şekilde kabul edildiği, TTK.4.5. maddeleri gereğince mahkememizin görevli olmadığı, (Y. HGK 10.02.2016, … -… E, … Sayılı İlamının da aynı doğrultuda olduğu görülmüş, (… ; Ticaret Mahkemesi’nin görev alanını belirleyen ilam)) Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşıldığından dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİ ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerinin GÖREVLİ olduğuna,
3-6100 sayılı HMK.nun 20/1.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurması halinde dava dosyasının görevli Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerine GÖNDERİLMESİNE, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin başvurmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına KARAR VERİLMESİNE,
4-6100 sayılı HMK.nun 331/2.maddesi gereğince harç ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davaya görevli mahkemece devam edilmesi halinde görevli mahkemece, aksi takdirde talep halinde mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/05/2022

Katip … Hakim …

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.