Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/261 E. 2023/286 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ : KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; : 30.03.2015 günü saat 15:50 sıralarında sigortalı araç sürücüsü …, idaresindeki … plakalı kamyon ile Aksaray Yolu istikametine seyri sırasında, … Caddesi Kavşağında yolun sağında durakladıktan sonra sola orta refüj boşluğuna doğru manevra ile dönüş yaptığı sırada, aracının ön kısmı ile solundan, … Caddesini takiben Aksaray Yolu istikametine seyreden müvekkili yönetimindeki … plakalı otomobilin ön kısmı ile çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında, müvekkili … ağır şekilde yaralanarak bedensel bütünlüğü zedelenerek malul kaldığını, … Ltd. Şti. adına kayıtlı olan … plaka sayılı kamyon, 08.05.2014-08.05.2015 vade tarihli ve … nolu Birleşik Kasko Sigortası “Genişletilmiş Kasko” Poliçesi içerisinde düzenlendiğini, manevi Tazminat Klozunu ihtiva eden Artan Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalanmış olduğundan, müvekkilinin uğradığı manevi zararın tazmini için ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı sıfatı ile davalının sorumluluğuna gidildiğini, bu sebeplerle haksız fiilin taksir ile işlenen eyleme dayalı olması, davalının, eyleminden sorumlu olduğu sürücünün baskın ve galip oranda kusurlu olması, hakkaniyet ölçüsü, yaralanmanın şiddet ve önemi ile caydırıcılık ilkesi gözetilerek müvekkilinin, 3 ayda iyileşecek ve bu sürenin ilk 1 ayında bakıcıya muhtaç olacak derecede yaralanması, ayrıca %16 oranında malul kalması sonucu büyük acı ve ıstırap duyması, üstelik bedensel bütünlüğünün zedelenmesi ve ağır bedensel zarara uğraması nedeni ile kazanın olumsuz etkilerini ömür boyu taşıyacak olması, ayrıca poliçe teminat limitinin 2.500.000,00’0 olduğu da dikkate alınarak; 250.000,00 t manevi tazminatın, kazanın ihbar edildiği ve temerrüdün oluştuğu 21.04.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkile verilmesine, 2-)Dava şartı arabuluculuk faaliyeti ile açılan eldeki dava yönünden; zorunlu olduğundan Arabuluculuk faaliyeti için yapılan giderler, sarfına mecbur kalınacak yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı sigortacıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinden özetle; Müvekkili şirkete usulüne uygun başvuru yapılmadığından dolayı davanın usulden reddini, Kusur tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesini, maluliyet oranı tespiti için davacının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’ne veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Bölümü’ne sevkini, Kabul anlamına gelmemekle birlikte manevi tazminat talebi miktarının hakkaniyete uygun olarak tespit edilmesine, Kabul anlamına gelmemekle birlikte şayet bir tazminat sorumluluğumuz doğacak ise, müterafik kusur araştırması yapılmasını ve hesaplanacak tutardan müterafik kusur indirimi yapılmasını, müvekkili şirket temerrüde düşmediğinden faiz talebinin reddini; Sayın mahkemeniz aksi kanaatte ise dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini, kaza tespit tutanağı ve alkol raporunun taraflarına tebliğini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davacı vekilinin mahkememiz dosyasına göndermiş olduğu 11/05/2023 tarihli dilekçesinde ; Davalı … Sigorta Şirketi, düzenlenmiş olan 26.04.2023 tarihli “ibraname ve sulh anlaşması” belgesi kapsamında varılan mutabakat gereğince mutabık kalınan manevi tazminat ile işlemiş avans faizini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretini ve ayrıca arabulucu ücretini ödemiş olduğundan, eldeki dava konusuz kaldığını bu nedenle; ödeme nedeni ile konusu kalmayan davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına, Ödenmiş olduğundan, tarafımıza yargılama gideri ile vekâlet ücreti verilmesine yer olmadığına, Zorunlu Arabuluculuk ücretinin davacı tarafça ödenmesine, taraflarana ait gider avansının iadesine, karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı vekilinin sistem üzerinden Mahkememiz dosyasına göndermiş olduğu 16/05/2023 tarihli dilekçesinde; davacı vekili ile sulh olmak ve talep hususunda karşılıklı ibralaşmakla; davada, vekalet ücreti ve / veya yargılama gideri hususunda hiçbir taleplerinin olmadığını , davacı vekilinin feragat beyanı doğrultusunda gereğinin yapılmasını talep ve beyan etmiştir.
Dava; “Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)” davasıdır.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekilinin dava dilekçesinde, haksız fiilin taksir ile işlenen eyleme dayalı olması, davalının, eyleminden sorumlu olduğu sürücünün baskın ve galip oranda kusurlu olması, hakkaniyet ölçüsü, yaralanmanın şiddet ve önemi ile caydırıcılık ilkesi gözetilerek müvekkilinin, 3 ayda iyileşecek ve bu sürenin ilk 1 ayında bakıcıya muhtaç olacak derecede yaralanması, ayrıca %16 oranında malul kalması sonucu büyük acı ve ıstırap duyması, üstelik bedensel bütünlüğünün zedelenmesi ve ağır bedensel zarara uğraması nedeni ile kazanın olumsuz etkilerini ömür boyu taşıyacak olması, ayrıca poliçe teminat limitinin 2.500.000,00’0 olduğu da dikkate alınarak; 250.000,00 t manevi tazminatın, kazanın ihbar edildiği ve temerrüdün oluştuğu 21.04.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkile verilmesine, 2-)Dava şartı arabuluculuk faaliyeti ile açılan eldeki dava yönünden; zorunlu olduğundan Arabuluculuk faaliyeti için yapılan giderler, sarfına mecbur kalınacak yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı sigortacıya yüklenmesine karar verilmesini talep ettiği,
6100 sayılı HMK’nın 313. Maddesinde; “(1) Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. (2) Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. (3) Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir. (4) Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir”, yine HMK’nın 314. Maddesinde; ” (1) Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. (2) (Ek:22/7/2020-7251/30 md.) Sulh, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince sulh doğrultusunda ek karar verilir. (3) (Ek:22/7/2020-7251/30 md.) Sulh, dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapılmışsa, Yargıtay temyiz incelemesi yapmaksızın dosyayı sulh hususunda ek karar verilmek üzere hükmü veren mahkemeye gönderir.” HMK’nın 315. maddesinde; ” (1) Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. (2) İrade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hâllerinde sulhun iptali istenebilir.” ve HMK’nın 331. Maddesinde; “(1) Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. (2) Görevsizlik veya yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik veya yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder.(3) Davanın açılmamış sayılmasına karar verilen hâllerde yargılama giderleri davacıya yükletilir.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı anlaşılmakla,
TMK 1/3. Maddesinde; “Hâkim, karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır.”
Anayasa’nın 138/1. Maddesinde; ” Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler.” şeklinde düzenlemeler olduğu,
Somut olayımızda; tüm dosya kapsamı, dosyadaki tüm bilgi – belgeler, tüm deliller, tarafların iddia – savunmaları, yukarıda yapılan açıklamalar, (ibraname ve sulh anlaşması maddesinin şartları değerlendirildiğinde arabuluculuk ücreti davacı aleyhine takdir edilmiştir.) bir bütün halinde değerlendirildiğinde TMK 1/3 ve 6100 Sayılı HMK 297. Maddesi kapsamında Anayasa’nın 138/1 maddesi atfı ile taraf vekillerinin sulh yetkisi bulunduğu, taraf vekillerinin karşılıklı sunmuş oldukları sulh dilekçelerinde tarafların sulh oldukları anlaşılmakla, 6100 Sayılı HMK’nın 315/1’inci maddesi gereği esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-6100 Sayılı HMK’nın 315/1. maddesi gereği sulh nedeniyle esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Peşin alınan 853,88-TL. maktu karar ve ilam harcından, karar tarihi itibariyle alınması gereken (ve Harçlar Kanunu’nun 22. maddesi gereğince 179,90-TL. maktu harcın 2/3’ü olarak hesap edilen) 119,93-TL’nin mahsubu ile kalan 733,95‬-TL’nin harcın istek halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı tarafından dava başında yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına YER OLMADIĞINA,
6-Davalı vekilinin vekalet ücreti talebi olmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
7-6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin 6235 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince davacıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının/vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/05/2023

Katip Hakim