Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/251 E. 2023/430 K. 19.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: … – …
T.C.
TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA GEREKÇELİ KARAR
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA İHBAR OLUNANLAR : 1-
2-
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZIM TARİHİ :

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan ” Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)” davasının yapılıp bitirilen açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … vekili dava dilekçesinde özetle; 14/02/2019 tarihinde … yönetimindeki araç ile davadışı … yönetimindeki araç arasında trafik kazası meydana geldiğini, Kazada …’in tam kusurlu olduğu Konya Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas Sayılı dosyasından alınan Adli Tp kararı ile sabit olduğunu, Ancak tam kusurlu … n idaresindeki aracın Zorunlu Trafik Sigortası olmadığından davalı … sorumlu olduğunu, Müvekkil … bu vahim kazada ciddi şekilde yaralanmış olduğunu, BTM ile giderilemeyecek derece ve kemik kırığı olacak şekilde yaralandığı söz konusu olduğunu, yaralanmanın hayat fonksiyonlarını etkileyecek nitelikte olduğu diğer tespitler ile birlikte Konya Eğitim Araştırma Hastanesinin raporu ile sabit olduğunu, Söz konusu raporlar da ceza dosyası içerisinde olduğunu. Bununla birlikte müvekkilin koluna kazadan kaynaklı platin takıldığını, müvekkilinin kolunu oynatmakta dahi zorlanmakta olduğunu, davalı Güvence Hesabına dava konusu alacaklar için başvurulduğu, bu başvurudan sonuç alınamadığından zorunlu arabuluculuk işlemlerine başvurulmuşsa da yine anlaşma sağlanamadığını, bu nedenle iş bu dava ile müvekkilin kazadan kaynaklı her türlü maddi alacağının tahsilini talep etme zorunluluğu hasıl olduğunu, bu anlamda bahsi geçen kazadan kaynaklı olarak her türlü maddi tazminat (Geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik (kalıcı sakatlık) nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde Yapılan her türlü masraflar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar, faturalandırılamayan giderler, bakıcı, refakatçi giderleri, yol, haberleşme giderleri vb..) talepleri kapsamında olduğunu, fazlaya dair haklar ve manevi tazminat haklarının ise saklı olduğu şeklinde karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava konusu kaza sebebiyle yaralandığı ve malul kaldığı iddiasına istinaden müvekkilinden talep ettiği bedensel zarar tazminatı hususunda müvekkiline usulüne uygun bir başvurusu bulunmadığını, sürekli sakatlık tazminatı taleplerinde, … Yönetmeliğinin 15/1 maddesi gereğince belirlenen birtakım belgelerin başvuru esnasında başvuran tarafından müvekkiline ibrazı gerektiğini, Bu maddeden alınan yetkiyle ilgili merci tarafından belirlenen ve ilan edilen diğer belgelerin, başvurucu tarafından hazırlanarak müvekkilime başvurusu esnasında ibraz edilmesi gerektiğini, Zorunlu Trafik Sigortası Genel Şartlarının B.2.1. hükmü gereğince de müvekkiline başvuru esnasında belirlenen evrakların sunulması lazım olduğunu, Davacı tarafa müvekkilinin şirketi tarafından gönderilen 23.12.2020 tarihli … sayılı yazıda kaza zaptı, kolluk fezlekesi, araştırma tutanakları ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kazaya sebebiyet veren araçla ilgili daimi arama kararı istenildiğini, ancak davacı tarafça bu belgelerin sunulmadığını, kazaya ilişkin kusur oranının tespitine yarayan evraklar müvekkili … iletilmeden müvekkil …’nın tazminat hesabı yapıp ödeme yapması mümkün olmadığını belirtiğini, kazada da davacı tarafın iddialarına göre karşı aracın plakası ve işleteni tespit edilememiş olup, davacı tarafın iddia ettiği şekilde bir kazanın gerçekleşip gerçekleşmediği, bu kazaya başka bir aracın sebebiyet verip vermediği hususu meçhul olduğunu, davacı taraf buna ilişkin soruşturma evraklarını da müvekkili …’na sunmadığın, kazanın davacı tarafın iddia ettiği şekilde gerçekleştiği hususunun şüpheli olduğunu, nitekim davacının 18.04.2016 tarihli genel adli muayene raporunda kazadan yaklaşık bir saat sonra bakılan alkol ölçümünde 0,94 promil alkollü olduğu saptanmış olup, kazanın tek taraflı olarak meydana gelmiş olması ihtimali bulunmadığını, davacının davasının dava şartı yokluğundan dolayı usulden reddi gerektiğini belirtmiş olduğunu, davacı taraf dava dilekçesinde şimdilik 100’er TL maddi tazminat şeklinde talebini belirtmiş olduğunu, maddi tazminat kalemlerini ayrı ayrı belirtmemiş olduğunu, davacı tarafın tüm tazminat taleplerini belirtmesinden sonra cevap hakkı saklı olduğunu, davacının kalıcı maluliyeti bulunmamakta olduğunu, davacı tarafın taleplerinin reddi gerektiğini, T.C. Sağlık Bakanlığı Konya Şehir Hastanesi tarafından düzenlenen 10.02.2021 tarihli raporda davacı …’in engel oranı %0 olarak belirlenmiş olduğunu, davacı tarafın taleplerinin reddi gerektiğini, Kalıcı maluliyetinin olmaması nedeni ile müvekkili Güvence Hesabının hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, davacı tarafın tüm taleplerinin reddi gerektiğini, …’nın sorumluluğunun, kazanın gerçekleştiği tarihte geçerli olan sigorta teminat limiti ile sınırlı olduğunu, Dava dilekçesinde atfedilen kusur oranı kabul edilemez nitelikte olduğunu, veren motorlu aracın geçerli bir sigorta poliçesi bulunup bulunmadığının araştırılması gerekmekte olduğunu, davacının davasının reddi gerektiğini, Davacı kaza sırasında emniyet kemeri takılı olmayıp, davacı zararın artmasına sebebiyet vermiş olduğunu, Ayrıca kaza tutanağında … plaka sayılı araç sürücüsü …’In ehliyetinin bulunmadığı tespit edilmiş olduğunu, … plaka sayılı araç sürücüsü … davacının babası olup, davacının ehliyeti bulunmayan sürücünün aracına rızası ile binmiş olması zarara razı olduğunu, geçici iş göremezlik zararı, geçici bakıcı gideri, rapor /cenaze ve defin / ulaşım / yemek giderlerinin tazmini yönündeki talepler 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren zmms genel şartları uyarınca teminat dışında olduğunu, Zorunlu Trafik Sigortası Genel Şartlarının A.5-b maddesinin düzenlemesine göre, davacı tarafça tazmini talep edilen sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik zararı, geçici iş göremezliğe bağlı bakıcı gideri, cenaze ve defin, ulaşım, yemek gideri gibi zararlar sigorta koruması dışında tutulduğunu, müvekkili güvence hesabının haksız fiilin faili olmadığı için kaza tarihinde temerrüde düşmüş olmadığını, davacının kaza tarihinden itibaren faiz talebinin reddi gerektiğini, Anılan nedenlerden ötürü davacının haksız ve davasının reddini talep ve beyan etmiştir.
Mahkememiz ara kararı uyarınca dosyaya resen görevlendirilen aktüerya alanında uzman bilirkişi Av. … tarafından düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi raporundan özetle; Delillerin, hukuki yorum, irdeleme ve nihai kararın takdiri Konya . Asliye Ticaret mahkemesi’ne ait olmak üzere; 14.02.2019 günü meydana gelen trafik kazasında yaralanıp 4 ayda iyileşen, bu sürenin ilk 1 ayında bakıcıya ihtiyaç duyan ve malul kalan davacı …’in;1-) 14.02.2019 – 14.06.2019 Tarihleri Arası 4 Aylık Süre ile Sınırlı Geçici İş Göremezlik Süresinde Uğradığı Maddi Zararının ; 7.316,08 2-) Sürekli İş Göremezliği Nedeni ile Uğradığı Maddi Zararının a-) 15.06.2019 — 08.01.2047 Tarihleri Arasındaki Süre ile Sınırlı 952 engel oranı ve TRH-2010 Kadın Mortalite Tablosuna göre 51.572,10 *t b-) 15.06.2019 — 17.07.2039 Tarihleri Arasındaki Süre ile Sınırlı 944,3 maluliyet oranı ve PMF – 1931 Yaşama Tablosuna göre ; 78.068,44 © 3-) 14.02.2019 – 14,03.2019 Tarihleri Arası 1 Aylık Süre ile Sınırlı İyileşme Süresinde Bakıcı Giderinden Doğan Maddi Zararının ; 2.558,40 t 4-) Fatura Edilemeyen ve Belgeye Bağlanamayan Kaçınılmaz Tedavi Giderlerinden Doğan Maddi Zararının Ş 3.000,00 © olduğu, temerrüt tarihinin, davalıya yapılan başvuruya ilişkin belge ve bilgi bulunmadığından, temerrüt tarihinin belirlenemediği, kazaya karışan aracın özel kullanım amaçlı otomobil olması nedeni ile işletilecek faiz türünün, yasal faiz olarak kabul edilmesi gerektiği, sonuç ve kanaatine varılarak taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli raporunu Mahkememize sunduğu görüldü.
Ayrıca konu ile ilgili olarak 6098 sayılı TBK.49.-56.maddeleri ve KTK.85. ve devam eden maddelerinde düzenlendiği TBK.49/1. Maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde, TBK.54.maddesinde; “Bedensel zararlar özellikle şunlardır:1. Tedavi giderleri.2. Kazanç kaybı.3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” şeklinde, TBK’nun 56/1.maddesinde;”Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” şeklinde, (haksız fiil, doktrinde hukuka aykırı zarar verici eylem olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve uygun illiyet bağı olarak belirlenmektedir, bu durumda haksız fiilden söz edebilmek için “1) hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, 2)eylemden kaynaklı bir zararın olması, 3)zarar veren kişinin kusuru bulunması” ya da yasaca sorumlu olması” zarar ile kusur arasında uygun illiyet bağı bulunması gerekir) KTK.85. maddesinde;”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar……………….İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” şeklinde, KTK’nun 86/1.maddesinde;”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” şeklinde, KTK’nun 91/1.maddesinde;”İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde, KTK’nun 92.maddesinde(6704 S.K. 4. Mad. İle değişiklik öncesi);”Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler, d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar, f) Manevi tazminata ilişkin talepler.” şeklinde, KTK’nun 97.maddesinde(6704 S.K. 5. Mad. İle değişiklik öncesi);”Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” şeklinde, KTK’nun 99.maddesinde (6704 S.K. 6. Mad. İle değişiklik öncesi);” Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı görülmüştür.
Davacı …’in davalı sigorta şirketine açtığı tazminat yönünden Mahkememizdeki dosya kapsamına göre değerlendirme yapıldığında; dosyadaki tüm bilgi, belge, deliller ve bilirkişi raporlarına göre ayrıca Yüksek Yargıtay . HD’nin … Esas, … Karar sayılı ilamı, aynı dairenin … , … sayılı ilamları, Konya BAM . HD’nin … E, … K, ve aynı dairenin … Esas, … K, sayılı 28/01/2021 tarihli ilamları, Yargıtay . HD’nin 24/02/2021 tarihli … Esas, … Sayılı ilamı, Yargıtay . HD’nin … Esas, … Karar ile 22/06/2021 tarihli ve Yargıtay . HD’nin … Esas, … K sayılı ilamının da aynı doğrultuda olduğu, ayrıca Yargıtay . HD nin 10/01/2022 tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamı “… TRH 2010 adı verilen Ulusal Moralite Tablosu hazırlanmıştır, gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel veriler içerdiği göz önüne alındığında dairemizce de tazminat hesaplarında TRH 2010 tablosuna göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir…” şeklinde karar verildiği ve Yargıtay HGK’nın 02/12/2021 tarih … , … Karar sayılı ilamında da TRH 2010 tablosunun uygulanacağı yönünde oy birliği ile karar verilmiş olup) emsal kararları da dikkate alındığında,
TMK 1/3. Maddesinde; “Hâkim, karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır.”
Anayasa’nın 138/1. Maddesinde; ” Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler.” şeklinde düzenlemeler olduğu,
Davacı vekilinin ıslah dilekçesi gönderdiği ve ıslah harcını mahkememiz veznesine yatırmış olduğu görülmüştür.
Davalı yan zamanaşımı defi’nde bulunmuşsa da eldeki dava tipik belirsiz alacak davası olduğundan itibar edilmemiştir.
Davalı hatır taşıması defi’nde bulunmuşsa da cevap dilekçesinde hatır taşıması defi’nde bulunmadığından itibar edilmemiştir.
Birlikte kusur yönünden de dosya kapsamı ve bilirkişi raporu (kusur yönünden) …’ın tam kusurlu (%100) kusurlu, …’ın kusursuz olduğundan itibar edilmemiştir.
Yukarıdaki emsal kararlara göre TRH 2010 Yaşam tablosuna itibar edilerek karar verilmiştir.
Somut olayımızda; tüm dosya kapsamı, dosyadaki tüm bilgi – belgeler, tüm deliller, alınan bilirkişi raporu, tarafların iddia – savunmaları, yukarıda yapılan açıklamalar, bir bütün halinde değerlendirildiğinde; TMK 1/3 ve 6100 Sayılı HMK 297. Maddesi kapsamında Anayasa’nın 138/1 maddesi atfı ile Davacının geçici iş göremezlik için 7.316,08-TL, sürekli iş göremezlik için 51.572,10-TL, Kaçınılmaz tedavi gideri, 3.000,00-TL ve 2.558,40- TL bakıcı gideri zararına bağlı olmak üzere toplam 64.446,58‬-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 03/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (kaza tarihinde geçerli olan poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
DAVANIN KABULÜ İLE;
1-Davacının geçici iş göremezlik için 7.316,08-TL, sürekli iş göremezlik için 51.572,10-TL, Kaçınılmaz tedavi gideri, 3.000,00-TL ve 2.558,40- TL bakıcı gideri zararına bağlı olmak üzere toplam 64.446,58‬-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 03/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (kaza tarihinde geçerli olan poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken ( 64.446,58 TL üzerinden ) 4.402,34 harçtan peşin alınan 59,30 TL ile ıslah harcı olan 491,00 TL olmak üzere toplam 550,30 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 3.852,04 TL harcın ( sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan sarfına mecbur kalının ilk yargılama harcı olan 127,10 TL, ıslah harcı 491,00 TL, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 306,00 TL posta gideri ile tebligat ücreti olmak üzere toplam 2.124,10 TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 1.505,13-TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye yargılama giderinin ise davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından, bu hususta hüküm kurulmasına yer OLMADIĞINA,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan ( kabul edilen 64.446,58-TL üzerinden ) 10.311,45-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan (red edilen 26.495,42-TL üzerinden ) 9.200,00-TLvekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından dava başında depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
8-6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin 6325 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince 935,352‬‬-TL’nin davalıdan alınarak (kaza tarihinde geçerli olan poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) , geri kalan kısmının ise davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/07/2023

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.