Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/248 E. 2021/494 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA
.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:
KARAR NO:

BAŞKAN:
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali & Kooperatifin İhyası
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılmış bulunan “Genel Kurul Kararının İptali & Kooperatifin İhyası” davasının mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapıldı. Ön incelemenin duruşmasız olarak evrak üzerinden yapılmasına karar verilmekle dosya incelendi.
HEYETİMİZCE GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 31.05.2021 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davalı kooperatifin 10.05.2015 tarihinde olağan genel kurul toplantısının yapıldığını, bu toplantıda alınan kararların pek çok yönden usul ve yasaya aykırı olup, kooperatif genel kurulunda alınan kararların yok hükmünde olduğunu, Davalı kooperatifin 10.05.2015 tarihli genel kurulunda üye kayıt defterinde kayıtlı olmayan üyelerin, genel kurula katıldığını ve oy kullandıklarını, bu durumun başlı başına genel kurulda alınan kararların yokluk hükmüne tabi olması sonucunu doğurduğunu, davalı kooperatif yönetim kurulu tarafından üyelerin usul ve yasaya uygun şekilde genel kurula davet edilmediklerini, üyelere en az on beş gün önceden genel kurul gündemi ve toplantı tarihinin tebliğ edilmesi gerekmesine rağmen üyelere yasal geçerli tebligat işlemi yapılmaksızın genel kurul toplantısının gerçekleştirildiğini, gündemin 5. Maddesinde mülkiyeti kooperatife ait, ancak tapu kayıtları 3. Şahısların üzerinde bulunan dairelerle ilgili olarak hiçbir karar alınmaksızın diğer gündem maddelerine geçildiğini, akabinde de kooperatifin feshine karar verildiğini, bu durumun kooperatif üyelerinin ve kooperatifin haklarına halel getirici nitelikte bir işlem olduğunu, zira bu dairelerin kooperatif üyelerine ait iken 3. Şahısların üzerinde bulunan bu dairelerin hangi sebeple kooperatif üyelerinin üzerine geçirilmediği ve bu şahısların üzerinde bırakıldığının meçhul olduğunu, gündemin 5. maddesinde karar alınmamış olması, tapu kayıtları 3. Şahısların üzerinde bulunan daire sahipleri için geri dönülemez hak kayıplarına sebebiyet verdiğini, Kooperatif hakkında tasfiye kararı alınabilmesi için kooperatifin tüm aktif ve pasiflerinin sahiplerine teslim edilmesi yasal işlemlerinin sona erdirilmesi ve kooperatif hesabının kapatılmasının gerektiğini, buna karşılık 5. maddede yer alan dairelere ilgili kararlar alınıp, halihazırda 3. şahıslar adına kayıtlı dairelerin sahipleri adına tescil edilmeden genel kurulun 7. maddesiyle kooperatifin feshine karar verildiğini, bu durumun çok açık bir şekilde usul ve yasaya aykırı olup, genel kurulun kesin iptal sebebi olduğundan bahisle; davalı kooperatif yetkilileri hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde her türlü şikayet, talep ve dava hakları mahfuz kalmak kaydıyla davalı kooperatifin açık bir şekilde usul ve yasaya aykırı olarak gerçekleştirilmiş olan 10.05.2015 tarihli genel kurulunun iptali ile davalı kooperatifin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin UYAP sistemi üzerinden mahkememiz dosyasına sunmuş olduğu 13.10.2021 tarihli dilekçesi ile; Dava dosyasına sundukları 28.05.2021 tarihli dava dilekçesi ile her ne kadar davalı kooperatifin 10.05.2015 tarihli genel kurulu kararının iptaline ve davalı kooperatifin ihyasına karar verilmesi talep edilmiş ise de taleplerini ıslah ettiklerini, “10.05.2021 Tarihli genel kurul kararının iptaline ilişkin dava hakları mahfuz kalmak kaydıyla” somut davada sadece davalı kooperatifin ihyasına karar verilmesini talep ettiklerini, ıslah dilekçesinin kabulü ile ıslah talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden davalı Kooperatifin ticari kayıtları ile Konya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden davalı kooperatifin kuruluşundan bu güne kadarki tüm genel kurul kararları, özellikle iptali istenen davalı kooperatif tarafından 10.05.2015 tarihinde gerçekleştirildiği belirtilen genel kurul toplantısının tüm dayanak belgeleri ile birlikte bütün evrakların (üyelere yapılan tebligat, hazirun cetveli, toplantı tutanakları v.b.), imza sirküleri, yetki belgeleri, varsa kooperatif üye listesinin ve kooperatif ana sözleşmesinin onaylı suretleri dosyamız içerisine celbedilmiştir.
Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 23.06.2021 tarihli yazı cevabında; Davalı kooperatifin 26.05.2010 tarihli tescil işlemi ile tasfiyeye girdiğini, 01.11.2016 tarihli tescil işlemi ile terkin edildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Davalı …’nin Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 01.11.2016 tarihli tescil işlemi ile terkin edildiği bildirildiğinden dava dilekçesinin tebliğ edilemediği anlaşılmıştır.
Dava “Kooperatifin İhyası” davasıdır.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; Davacının, davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davalı kooperatifin 10.05.2015 tarihinde olağan genel kurul toplantısının yapıldığını, bu toplantıda alınan kararların usul ve yasaya aykırı olduğunu, kooperatif genel kurulunda alınan kararların yok hükmünde olduğunu, davalı kooperatifin 10.05.2015 tarihli genel kurulunda üye kayıt defterinde kayıtlı olmayan üyelerin, genel kurula katıldığını ve oy kullandıklarını, davalı kooperatif yönetim kurulu tarafından üyelerin usul ve yasaya uygun şekilde genel kurula davet edilmediklerini, üyelere en az on beş gün önceden genel kurul gündemi ve toplantı tarihinin tebliğ edilmesi gerekmesine rağmen üyelere yasal geçerli tebligat işlemi yapılmaksızın genel kurul toplantısının gerçekleştirildiğini, gündemin 5. Maddesinde mülkiyeti kooperatife ait, ancak tapu kayıtları 3. Şahısların üzerinde bulunan dairelerle ilgili olarak hiçbir karar alınmaksızın diğer gündem maddelerine geçildiğini, akabinde de kooperatifin feshine karar verildiğini, bu durumun kooperatif üyelerinin ve kooperatifin haklarına halel getirici nitelikte bir işlem olduğunu, zira bu dairelerin kooperatif üyelerine ait iken 3. Şahısların üzerinde bulunan bu dairelerin hangi sebeple kooperatif üyelerinin üzerine geçirilmediği ve bu şahısların üzerinde bırakıldığının meçhul olduğunu, gündemin 5. maddesinde karar alınmamış olması, tapu kayıtları 3.şahısların üzerinde bulunan daire sahipleri için geri dönülemez hak kayıplarına sebebiyet verdiğini, Kooperatif hakkında tasfiye kararı alınabilmesi için kooperatifin tüm aktif ve pasiflerinin sahiplerine teslim edilmesi yasal işlemlerinin sona erdirilmesi ve kooperatif hesabının kapatılmasının gerektiğini, buna karşılık 5. maddede yer alan dairelere ilgili kararlar alınıp, halihazırda 3. şahıslar adına kayıtlı dairelerin sahipleri adına tescil edilmeden genel kurulun 7. maddesiyle kooperatifin feshine karar verildiğini, bu durumun çok açık bir şekilde usul ve yasaya aykırı olup, genel kurulun kesin iptal sebebi olduğundan bahisle; davalı kooperatif yetkilileri hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde her türlü şikayet, talep ve dava hakları mahfuz kalmak kaydıyla davalı kooperatifin açık bir şekilde usul ve yasaya aykırı olarak gerçekleştirilmiş olan 10.05.2015 tarihli genel kurulunun iptali ile davalı kooperatifin ihyasına karar verilmesini talep ettiği, davacı vekilinin UYAP sistemi üzerinden mahkememiz dosyasına sunmuş olduğu 13.10.2021 tarihli dilekçesi ile de; Dava dosyasına sundukları 28.05.2021 tarihli dava dilekçesi ile her ne kadar davalı kooperatifin 10.05.2015 tarihli genel kurulu kararının iptaline ve davalı kooperatifin ihyasına karar verilmesi talep edilmiş ise de taleplerini ıslah ettiklerini, “10.05.2021 Tarihli genel kurul kararının iptaline ilişkin dava hakları mahfuz kalmak kaydıyla” somut davada sadece davalı kooperatifin ihyasına karar verilmesini talep ettiklerini, ıslah dilekçesinin kabulü ile ıslah talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği, 6102 sayılı TTK.’nun Geçici Madde 7/15. maddesinde; “…Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” şeklinde düzenleme yapıldığı, 1163 sayılı Kooperatifler Kanun’ un 98.maddesinde; “Bu kanunda aksine açıklama olmıyan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki Anonim şirketlere ait hükümler uygulanır.” şeklinde, TTK’nun 547. maddesinde; “(1)Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2)Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı,
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin 16/01/2020 tarih ve …Es. …Kar. Sayılı ilamında;”…Dava, kooperatifin ihyası istemine ilişkindir. Ticaret ortaklıklar gibi kooperatifin de tüzel kişiliği bulunmaktadır. Kooperatifin tüzel kişiliği, ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için de, tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerekir. Şayet, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, kooperatifin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. Bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi, aynı zamanda Borçlar Hukuku’na ilişkin bir hukuki işlem olup, bu karar ve işlemin hataya dayanması karşısında gerçek anlamda bir tasfiye işleminden söz edilemez. Hataya veya kasta dayalı, şeklen gerçekleşmiş bir tasfiyenin kaldırılmasının gerek o işlemi gerçekleştirenlerce, gerekse bundan zarar görenlerce istenebilmesi Borçlar Hukuku’nun temel kurallarından biridir. Ayrıca tüzel kişiliğin ihyasını talep edenin bu talepte hukuki yararının bulunduğunu yaklaşık olarak ispat etmesi de gerekir. Bu tür davalarda husumet, tasfiye işlerini eksik bırakarak, tasfiyeyi sona erdiren ve 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 82. ve ana sözleşmenin 87/12. maddesi uyarınca sicilden terkin talebi ile yükümlü olan en son görevdeki tasfiye kurulu üyelerine ve tüzel kişiliğin 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 7. maddesi uyarınca sicile tescili ile sonrasında tasfiyenin sona ermesi halinde tasfiye memurlarının talebi üzerine sicilden terkin işlemi yapmakla ve aynı Kanun’un 98. maddesi yollamasıyla 6102 Sayılı TTK’nın 547. maddesi uyarınca yeniden tescil kararı üzerine kooperatifin yeniden tescili ile görevli yasal hasım olan Ticaret Sicil Memurluğuna yöneltilmelidir…..” şeklinde kabul edildiği,
Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 23.06.2021 tarihli yazı cevabı ile; …’nin 26/05/2010 tarihli tescil işlemi ile tasfiyeye girdiğini ve 01/11/2016 tarihli tescil işlemiyle terkin olup kaydının silindiğinin bildirildiği,
Kooperatifler Kanunun 98. maddesi yollamasıyla 6102 Sayılı TTK’nın 547. Maddesi gereğince tasfiye sonucu terkin edilen kooperatifin ek tasfiye işlemlerinin yapılabilmesi için açılacak olan ihya/tescil davasında tasfiyeyi sona erdiren en son görevdeki tasfiye kurulu üyelerine ve yasal hasım konumundaki Ticaret Sicil memurluğuna yöneltilerek dava açılması gerekirken davacı tarafından terkin edilen kooperatifin hasım gösterilerek ihya davasının açıldığı, davalı terkin edilen kooperatifin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla davacının davalı …’nin ihyasına ilişkin talebinin pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının, davalı kooperatifin ihyasına ilişkin talebinin pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer OLMADIĞINA,
3-6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 6235 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince davacıdan alınarak Hazine’ye gelir KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer OLMADIĞINA,
6-Davacı tarafından dava başında yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.18/10/2021

Başkan … Üye … Üye … Katip …

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.