Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/240 E. 2021/417 K. 20.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA KARAR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZIM TARİHİ :

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan “Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)” davasının mahkememizin 26/11/2020 tarih ve …esas …karar sayılı ilamı ile kabulüne karar verildiği, Davalı tarafın İstinaf incelemesi talepleri neticesinde Konya BAM . Hukuk dairesi Başkanlığı’nın 12/03/2021 tarih ve …esas …karar sayılı ilamı ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilerek dosya mahkememize iade edilmekle yukarıdaki esas sıra numarasına kaydı yapılarak davanın yapılıp bitirilen açık yargılama sonucunda ;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 11/10/2018 tarihli dilekçesiyle; müvekkili ile davalı arasında 27/06/2018 tarihinde ticari nitelikte sözlü olarak alım-satım sözleşmesi yapıldığını, sözleşmeyle tarafların yüklenecekleri edimlerin belirlendiğini, sözleşmeye göre taraflar aralarında 52 ,72 ton Mısır DDGS (GDO) emitasının teslimi ve bedelinin ödenmesi hususlarında anlaşmaya varıldığını, müvekkilinin sözleme ile birlikte bir adet 27/06/2018 düzenleme, 26/08/2018 vade ve …sayılı faturayı tanzim ettiğini, faturada taraflar arasında emtia bedeli olarak kararlaştırılan bedel, teslim edilecek olan emtianın cinsi, miktarı ve teslim edilme tarihinin düzenlendiğini, ancak fatura USD üzerinden düzenlenmiş olup, döviz kuru olarak 27/06/2018 tarihi esas alınarak 4,6740 USD bedelli fatura düzenlendiğini, düzenlenen fatura vadeli fatura olup, ödeme gününün 26/08/2018 tarihi olduğunu, davalı şirketin de ödemeyi 27/08/2018 tarihinde yaptığını, satışın yabancı para üzerinden yapıldığını ve bu nedenle müvekkilinin fiili ödeme tarihi üzerinden kur farkı alacağı ortaya çıktığını, müvekkili şirket söz konusu alacağı için 18/09/2018 düzenleme 19/09/2018 vade tarihli …sayılı faturayı düzenlediğini ve davalı şirkete gönderildiğini, ancak davalı taraf faturayı böyle bir borçlarının olmadığı iddiasıyla müvekkili şirkete iade edildiğini, yabancı para üzerinden kurulan temel ilişkide fatura tarihindeki kur ile ödeme tarihindeki kur arasındaki farkın istenebilmesi için uygulama ya da teamül aranmadığını beyan ederek, 27/06/2018 tarihli alım faturasındaki 29.307,14 TL. bedelin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davalı vekilinin 20/11/2018 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle ; davacı şirket ile müvekkili şirket arasında taraflar arasında herhangi bir sözleşme olmaksızın 52,72 ton mısır DDGS (GDO) teslimi konusunda alım satım ilişkisi kurulduğunu, buna karşılık 88.684,14 TL. ödenmesi husunda sonuca varıldığını, taraflar arasında ticari ilişkiye yönelik yazılı bir sözleşme bulunmadığını, müvekkili davalı şirket tarafından yapılan ödeme taraflar arasındaki kurulan ticari ilişkiye binaen 88.684,14 TL. olarak banka kanalı ile davacı şirkete ödendiğini, davacı tarafından faturanın USD üzerinden düzenlendiği iddiaları yerinde olmadığını, zira fatura incelenecek olursa 52,72 ton mısırının birim fiyatı 1.425,57 TL. ve toplamı 75.156,05 TL. olduğunu, KDV’nin 13.528,09 TL. olduğu toplam bedelin 88.684,14 TL. olduğunu, davacı şirketin müvekkili şirketten kur farkına ilişkin düzenlediği faturaya istinaden alacak talebinde bulunmasının hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasında kurulan ticari ilişkide ödemenin Türk Lirası cinsinden yapılması kararlaştırıldığını, ödemenin yabancı para cinsinden yapılmasına ilişkin taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığını, buna istinaden müvekkili şirket tarafından yapılan ödeme Türk Lirası cinsinden yapıldığını, davacının düzenlediği fatura yabancı para cinsinden değil, Türk Lirası cinsinden düzenlendiğini, ayrıca davacı tarafça gönderilen fatura müvekkili şirketin kayıtlarına Türk Lirası cinsinden işlendiğini, davacı şirketin herhangi bir anlaşmaya dayanmaksızın tek taraflı olarak davaya konu faturayı düzenlediğini, müvekkili şirket de iş bu faturayı kabul etmeyerek iade ettiğini, davacı şirket tarafından müvekkili şirkete gönderilen kur farkına ilişkin fatura kabul edilmeyerek davacı şirkete iade edildiğinden, taraflar arasında yabancı para ile ödeme hususunda sözleşme olmadığından müvekkili şirketin de ödemeyi TL. cinsinden yapıp kayıtlarına bu şekilde işlendiğini, müvekkili hakkında açılmış bulunan iş bu alacak davasının reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Dava konusu faturaya ilişkin BA ve BS formları ilgili Vergi Dairelerinden dosyamıza getirtilmiş, emniyet müdürlüğünden sosyal ekonomik durum araştırması istenmiş, tarafların ticari defter ve belgelerinde bilirkişi incelemesi yapılarak raporlar alınmış, raporların taraflara tebliği sağlanmıştır.
Davacı şirketin ticari defter ve belgelerinde talimat yoluyla inceleme yaptırılması için davacının defter ve belgelerinin bulunduğu yer olan Bakırköy Adliyesine talimat yazılmış, Bakırköy . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Talimat sayılı dosyasına sunulan Mali Müşavir bilirkişisi …17/02/2020 havale tarihli raporuna göre ; davacı şirketin 6102 s. TTK.nın 64. ve VUK. 182 gereğince mecburi olan 2018 yılına ait ticari defterlerinin tutulduğunu, davacı şirketin 2018 yılına ait ticari defter ve kayıtlarının sahibi lehine delil niteliği bulunduğunu, davalı şirket ile cari hesap ilişkisinin 06/04/2018 tarihli 25.000,00 TL. tutarlı kayıt işlemi ile başladığını, 25/04/2018 tarihinde 1.600,00 TL. tutarlı kayıt işlemi ile davacı tarafın alacağının kapatıldığı, 27/06/2018 tarihli 88.684,14 TL. tutarlı kayıt işlemi ile davacı tarafın alacaklı durumuna geçtiği, 28/08/2018 tarihinde 88.684,14 TL. tutarlı kayıt işlemi ile davacı tarafın alacağının kapatıldığını, 18/09/2018 tarihli “…-….-18/09/2018” açıklamalı kayıt işlemi ile davacı tarafın 29.307,14 TL. alacaklı duruma geçtiğini, davacı şirketin davalı şirkete düzenlediği cari hesaba konu 3 adet faturayı ticari defter ve kayıtlarına işlediğini, faturaların düzenlenirken satıcının kaşe ve imzasının faturanın süt kısmında olduğunu, faturaların açık fatura olduğunu, davacı şirketin düzenlendiği cari hesaba konu 3 adet faturanın olduğunu, bu faturaların 04-2018/ 06-2018/ 09-2018 dönemlerine ait olduğunu, dosya muhteviyatına eklenen BS formlarında davacı şirketin takibe konu faturanın da içinde bulunduğu cari hesaba konu faturaların tamamının BS formları ile beyan ettiğini, davalı şirketin ticari defter ve kayıtları incelenip karşılaştırma yapılmadığını, cari hesaba konu faturaların üzerinde döviz kurunun ve cinsinin belirtildiği, takibe konu ve taraflar arasında uyuşmazlığa neden olan faturanın kur farkı faturası olduğu dosya muhteviyatında tarafların çalışma şekil ve şartlarını belirten bir sözleşmenin olmadığını, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarında davalı şirketten 29.307,14 TL. alacaklı olduğunu rapor etmiştir.
Davalı tarafın ticari defter ve belgelerinde inceleme yapan S.M.M.M. bilirkişisi …06/09/2019 havale tarihli raporuna göre ise ; davalı şirkete ait 2018 yılı yevmiye defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığını, bunun dışında ticari defterlerin muhasebe usul ve esaslarına uygun şekilde tutulmadığı ve ticari defterlerin kendi içerisinde birbirini teyit eder nitelikte olmadığının tespit edildiğini, dava konusu 18/09/2018 ve …nolu KDV dahil 29.307,14 TL. kur farkı faturanın ticari defter ve kayıtlarda yer almadığını, 2018/09 dönem BA formunda bildirilmediğini, davalı tarafın ticari defterleri kendi içerisinde birbirini teyit eder nitelikte olmadığından bu durum kendi lehine delil olma özelliğini kaldırsa bile aleyhine delil olma özelliği bulunmadığını, takip tarihi itibariyle borcu bulunmadığını ancak, 2018 yılı kapanış yevmiye maddesinde 26.600,00 TL. …A.Ş.ne borcu bulunduğu tespit edildiğini rapor etmiştir.
Davanın, “ticari satımdan kaynaklanan alacak” davası olduğu görülmüştür.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında 27/06/2018 tarihinde ticari nitelikte sözlü olarak alım-satım sözleşmesi yapıldığını, sözleşmeyle tarafların yüklenecekleri edimlerin belirlendiğini, sözleşmeye göre taraflar aralarında 52 ,72 ton Mısır DDGS (GDO) emitasının teslimi ve bedelinin ödenmesi hususlarında anlaşmaya varıldığını, davacının sözleme ile birlikte bir adet 27/06/2018 düzenleme, 26/08/2018 vade ve … sayılı faturayı tanzim ettiğini, faturada taraflar arasında emtia bedeli olarak kararlaştırılan bedel, teslim edilecek olan emtianın cinsi, miktarı ve teslim edilme tarihinin düzenlendiğini, ancak fatura USD üzerinden düzenlenmiş olup, döviz kuru olarak 27/06/2018 tarihi esas alınarak 4,6740 USD bedelli fatura düzenlendiğini, düzenlenen fatura vadeli fatura olup, ödeme gününün 26/08/2018 tarihi olduğunu, davalı şirketin de ödemeyi 27/08/2018 tarihinde yaptığını, satışın yabancı para üzerinden yapıldığını ve bu nedenle müvekkilinin fiili ödeme tarihi üzerinden kur farkı alacağı ortaya çıktığını, müvekkili şirket söz konusu alacağı için 18/09/2018 düzenleme 19/09/2018 vade tarihli …. sayılı faturayı düzenlediğini ve davalı şirkete gönderildiğini, ancak davalı taraf faturayı böyle bir borçlarının olmadığı iddiasıyla davacı şirkete iade edildiğini, yabancı para üzerinden kurulan temel ilişkide fatura tarihindeki kur ile ödeme tarihindeki kur arasındaki farkın istenebilmesi için uygulama ya da teamül aranmadığını beyan ederek, 27/06/2018 tarihli alım faturasındaki 29.307,14 TL. bedelin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ettiği ettiği görülmektedir.
Mahkememizin 26/11/2020 tarih ve …esas …karar sayılı ilamı ile kabulüne karar verildiği, Davalı tarafın İstinaf incelemesi talepleri neticesinde Konya BAM . Hukuk dairesi Başkanlığı’nın 12/03/2021 tarih ve …esas …karar sayılı ilamı ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilerek dosyanın mahkememize iade edildiği,
Dosya incelendiğinde taraflar arasında bir sözleşmenin olduğu, tarafların her ikisinin de şifai olarak bu sözleşmenin varlığının inkar etmediği, yani taraflar arasında bir alacak olduğu konusunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır, taraflar arasındaki ihtilaf söz konusu alacağın döviz kuru üzerinden olup olmadığıdır.
Yasamız gereği taraflar arasında kanun ve ahlaka aykırı olmamak üzere taraflar diledikleri gibi sözleşme yapma serbestisine sahiptirler. Taraflar arasında davalı taraf, herhangi bir yazılı sözleşme bulunmadığını belirtmiştir ve aralarındaki yapmış oldukları sözleşmenin TL. üzerinden olduğunu bu nedenle herhangi bir borcunun bulunmadığını belirtirmiştir. Ancak, taraflar arasında dosya içerisinde bulunan dava dışı kur farkına ilişkin ve her iki tarafından da ödendiği konusunda ihtilaf bulunmayan faturaların şekil itibariyle benzer olduğu, bu faturalarda döviz kurlarının o günkü TL.ye dönüştürülmüş olduğu anlaşılmıştır.
Ancak, incelenen bilirkişi raporlarında davalının defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, muhasebe yanlışlarının bulunduğu, bilirkişi raporunda belirtildiğinden söz konusu defterin davalı tarafından lehine delil teşkil etmeyeceği kabul edilmiştir. Dolayısıyla, davacı tarafın ise defterlerinin lehine hüküm teşkil edebileceği, mahkememizce anlaşıldığından ve bu defterlerde davacının defterlerinde davacının alacaklı olduğunda, davalı defterlerinin incelenmesinde lehine hüküm kurulamayacağı anlaşıldığı, bununla beraber yine bilirkişi raporuna göre davalının davacıya borçlu olduğu tespit edilmiştir. Hukukumuzda tarafların birbirinden kur farkı isteyebileceği ve kur farkına dayalı fatura kesebileceği kabul edilmiştir ancak taraflar arasında kur farkı faturasının kesilebileceği yer almaktadır , taraflar arasında kur farkının yapılabileceğinin bunun yazılı sözleşme ile tespit edilebileceği ancak taraflar arasında kur farkı faturası yansıtılabileceğine ilişkin sözleşmenin yazılı yapılmasının şart olmadığı ancak bunun ispata yönelik bir kolaylık sağlayacağı taraflar arasında kesilen faturalarda dövize ilişkin emarelerin bulunması halinde taraflar arasında yabancı para ve buna ilişkin kur farkı faturası olma ihtimaline emare olduğu , mahkememizde görülen dosyada gerek sunulan faturalar gerekse de bilirkişi incelemesinde taraflar arasındaki faturaların içeriğinde yabancı paraya ilişkin emarelerin olduğu anlaşıldığından taraflar arasında zımni bir kur farkı talep edilebileceğine ilişkin bir anlaşma olduğu kanaat edilmiştir. Söz konusu defterlerin birbirini tutmaması, davalının defterlerinin hükme elverişli olmaması, dava dışı faturalarda döviz kuru çevrimlerinin yapıldığı anlaşılması dikkate alınarak davacının davasında haklı olduğu kanaatine varıldığından davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş olup, taleple bağlılık ilkesi gereğince dava dilekçesinde talep edilmediğinden herhangi bir faize hükmedilmemesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE; Kur farkı olarak hesaplanan 29.307,14 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Karar tarihi itibariyle (ve dava değerinin 29.307,14 TL. olduğunun kabulü ile) alınması gereken 2.001,97 TL. nisbi karar ve ilam harcından peşin alınan 500,50 TL. harcın mahsubu ile kalan 1.501,47 TL. harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 541,60 TL. ilk yargılama harçları ve 1.414,50 TL. posta masrafları olmak üzere toplam 1.956,10 TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekilleri için (dava değerinin 29.307,14 TL. olduğunun kabulü ile) 4.396,07 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın, kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin istek halinde ilgili taraflara iadesine, karar kesinleşinceye kadar iade alınmaz ise gider avansının artan kısmının 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde re’sen ilgili taraflara İADESİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/09/2021

Katip Hakim