Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/193 E. 2023/32 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ : KISMEN KABUL, KISMEN RED

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Borçluların Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı haksız itiraz sebebiyle İtirazın İptali ile alacaklarının takip talepnamesinde yazılı koşullarla tahsihini teminen icra takibinin devamını ve borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi talebi ile müvekkili olduğu banka ile dava dışı … Ticaret Anonim Şirketi lehine davalı borçlu …’ın müşterek ve müteselsil kefaletiyle Genel Kredi ve Teminat sözleşmeleri imzalandığı, yapılan kredi sözleşmelerine ait borç süresinde ödenmediği, sözleşmeye müştereken ve müteselsilen kefil olan borçlu davalıya 25/02/2019 tarihinde davacı banka tarafından ihtarname gönderildiği, gönderilen ihtarname davalı borçluya tebliğ edildiği, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalı borçlu aleyhine Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile ilamsız takip başlatıldığı, davalı taraflarca haksız yere takibe itiraz edildiği, takibin durdurulduğu, bunun üzerine arabuluculuğa başvurulduğu ve tarafların anlaşamadığı, tüm bu sebeplerle arz ve izah olunan sebeplere binaen fazlaya ilişkin her türlü talep hakları saklı kalmak kaydıyla davalının haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptali ile takibin devamını, davalıların %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmili yönünde karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmektedir.
Davacı vekilinin 17/12/2019 tarihli dilekçesi ile dava şartı olan arabuluculuk son oturum tutanağı aslını sunduğu görüldü.
Davacı vekilinin 23/12/2019 havale tarihli dilekçesi ile Mahkememizin 18/12/2019 tarihli tensip zabtının 11. Maddesinde dava dilekçesi eklerindeki evrakların onaylı örneklerini sunması için taraflarına süre verildiği, evrakların onaylı suretini dilekçe ekinde sunduklarını bildirir dilekçe ile Mahkememiz dosyasına sundukları görüldü.
Davalı vekilinin sunduğu cevap dilekçesinden özetle; Müvekkilinin davacı bankaya borcu bulunmadığı, müvekkilinin dava konusu kredi sözleşmesine iradesi sakatlanarak kefil olduğu, çünkü davacı banka tarafından kredi sözleşmesine ve kefalete ilişkin herhangi bir ön bilgilendirme yapılmaksızın müvekkiline sözleşme imza ettirildiği, davacı banka tarafından tek taraflı olarak hazırlandığı, sözleşmenin imzalanması esnasında da müvekkili ile müzakere yapılmaksızın sözleşme şartı haline getirildiği bu nedenle sözleşmede ki faiz oranlarının müvekkiline uygulanmaması gerektiği, kredi sözleşmesi imzalandığı tarihte müvekkilinin evli olduğu ancak davacı banka tarafından müvekkilinin eşi muvafakati alınmadığı, müvekkilinin eşinin rızası alınmaksızın yapılan kefaletten dolayı müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığı tüm bu sebeplerle davacı tarafından hasız ve dayanaksız olarak açılan davanın reddini, alacaklının kötü niyetle takip başlatılmasından mütevellit %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görüldü.
Davacı vekilinin sunduğu 20/01/2020 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinden özetle; Davacının dava konusu sözleşmeye iradesi sakatlanarak kefil olduğunu, iddia ettiğini, atılan imzanın kendisine ait olduğunu kabul eden ancak iradesinin sakatlandığını iddia eden davalının iddiası yerinde olmadığı, davalı sözleşmeyi rızası ile imzaladığı, kefile imzalardan önce bilgi formunun ekinde sözleşmede verildiği ve kefilin sözleşmenin içeriğini öğrenmesini sağladığı, Konya Mühendislik İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin kurucularından olan davalının kendi işletmesi ile ilgili verdiği kefaletlerde kanunen eşinin rızasının alınmasına gerek olmadığı, davalının iddiasının yersiz olduğunu itirazın iptali ve borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazimanatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmili yönünden karar verilesini talep ettiği görüldü.
Bilirkişi … tarafından Mahkememiz dosyasına sunulan 22/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “Dosya içerisinde mevcut ve Davacı Bankadan temin edilen belgeler T.C. Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 15.09.2021 tarihli 1 no’lu celsesindeki: “Davanın konusu ve kapsamı da dikkate alınarak dosyanın Bankacılık-Finans alanında uzman bir Bankacı bilirkişiye tevdiü ile tüm deliller ve dosya kapsamı da dikkate alınarak hukuki ve denetime elverişli bir rapor düzenlenmesinin istenilmesine” dair kararı doğrultusunda incelenen dosya ile ilgili inceleme sonuçları aşağıda bilgilerinize sunulmuştur. Davacı Bankanın Davalı Müteselsil Kefil …’dan takip tarihi olan 05.03.2019 itibariyle alacaklı olduğu tutarlar aşağıdaki tabloda bilgilerinize sunulmuş olup detaylarına raporun İnceleme Bölümünde değinilmiştir. Davalı için temerrüt başlangıç tarihinin takip tarihi ile aynı olması nedeniyle temerrüt faizi hesaplamaya dahil edilmemiştir. Davacı Bankanın takip tarihi olan 05.03.2019 itibariyle Davalı Müteselsil Kefil …’dan olduğu toplam tutarın 197.610,73 TL, taraflarca akdedilen Sözleşmede kefalet limitinin 200.000,00 TL olduğu ve Davacı Bankanın takip tarihi itibariyle Davalıdan alacaklı olduğu tutarın kefalet limiti içerisinde kaldığı tespitleriyle” şeklinde rapor tanzim etmiştir.
Davacı vekili 08/01/2022 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde;bilirkişi raporunun aleyhe olan beyanlarının dikkate alınmayarak, itirazlarımız doğrultusunda yeniden ek bilirkişi raporunun alınmasını mahkeme aksi kanaatte ise davamızın taleplerimiz doğrultusunda kabulünü, davalıların %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 08/11/2022 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde; “bilirkişi raporundaki aleyhe olan beyanları kabul etmediklerini, bilirkişi faiz hesaplamalarında hataya düştüğünü, raporda temerrüd tarihi ve faiz oranı hatalı hesaplandığını, Bu nedenle bilirkişinin temerrüt tarihini yanlış hesaplaması sonucunda müvekkil bankanın alacağını bu derece eksik hesaplaması tarafımızca kabul edilemediğini, bilirkişi müvekkil ile davalı arasında imzalanan sözleşmeleri dikkate almadan sözleşmeden kaynaklanan alacağımız yönünderapor hazırladığını, bilirkişi raporunun aleyhe olan beyanları dikkate alınmayarak itirazları doğrultusunda yeniden ek bilirkişi raporunun alınmasını mahkeme aksi kanaatte ise talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi … tarafından Mahkememiz dosyasına sunulan 24/10/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda; “Davacı vekilinin talebi üzerine temerrüt başlangıç tarihi olarak kat tarihi olan 25.02.2019’un kabul edilmesi durumunda Davacı Bankanın Davalıdan alacaklı olduğu toplam tutarın 198.461,72 TL olduğu tespitleriyle” şeklinde rapor tanzim etmiştir.
Mahkememizce verilen 07/04/2020 tarih ve … Esas … sayılı kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 22/01/2021 tarih ve… Esas … Karar sayılı ilamıyla kaldırılarak yukarıda bildirilen esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Dava; Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasıdır.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde;
İİK’nın 68/b maddesi;”(Ek: 9/11/1988-3494/4 md.) Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. (Değişik son cümle: 17/7/2003-4949/18 md.) Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi hâlinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi hâlinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır. Süresi içinde gönderilen hesap özetinin muhtevasına, alındığından itibaren bir ay içinde itiraz etmeyen krediyi kullanan taraf, hesap özetinin gerçeğe aykırılığını ancak borcunu ödedikten sonra dava edebilir. Kredi sözleşmeleri ve bunlarla ilgili süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri ile ihtarnameler ve krediyi kullandıran tarafından usulüne uygun düzenlenmiş diğer belge ve makbuzlar bu Kanunun 68 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen belgelerden sayılırlar. Krediyi kullanan taraf, itiraz etmediği hesap özetinin dayandığı belgelerde kendisine izafe edilen imzayı kabul etmiş sayılır. Bu hüküm bu Kanunun 150/a maddesinin söz konusu olduğu hallerde de aynen uygulanır. (Ek fıkra: 17/7/2003-4949/18 md.) Krediyi kullanan tarafın kredi hesabının kesilmesine veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarname içeriğine itiraz etmiş olması, kredi hesabının kesilmesi ve borcun ödenmesine ilişkin ihtarnameden önce tebliğ edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşmiş bulunan faiz tahakkuk dönemlerine ilişkin hesap özetlerinin muhtevasına itiraz edilmemiş olmasının sonuçlarını ortadan kaldırmaz. Bu durumda, önceki dönemlere ilişkin kesinleşmiş hesap özetleri hakkında ikinci fıkra hükümleri uygulanır.” gereğince,
TBK’nın 584. Maddesi; Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.
(Ek fıkra: 28/3/2013-6455/77 md.) Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.” gereğince,
Bilirkişi … tarafından Mahkememiz dosyasına sunulan 24/10/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda Davacı vekilinin talebi üzerine temerrüt başlangıç tarihi olarak kat tarihi olan 25.02.2019’un kabul edilmesi durumunda Davacı Bankanın Davalıdan alacaklı olduğu toplam tutarın 198.461,72 TL olduğu tespit edildiği de dikkate alındığında,
Davalının kefil olduğu, kefalet limitinin 200.000,00TL olduğu, asıl borçlunun, %50 ortağı olması nedeniyle yasal düzenleme gereği eş rızasının gerekmediği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davalı yan irade fesatı savunması yapmışsa da bu yönde somut bir delil – bilgi – belge sunamadığından itibar edilmemiştir. Sonuç olarak, tüm dosya kapsamı iddia – savunma tüm deliller, bilgi belgeler bilirkişi raporları bir bütün halinde değerlendirildiğinde davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile alacak genel kredi sözleşmesine dayandığından likit olduğunun kabulü ile Yüksek Yargıtay . H.D’nin 24/03/2015 tarih, … ; … ve . H.D’nin 10/03/2014 tarih, … sayılı ilamları da dikkate alındığında ve alacağın likit olduğu anlaşıldığından davacının davasının kısmen kabul, kısmen reddi ile; konya 8.icra müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından yapılan itirazın iptali ile taleple bağlılık kuralına göre 180.876,63tl anapara, 13.240,84TL toplam akdi faiz tutarı, 662,05TL toplam akdi faiz bsmv, 2.064,54 toplam temerrüt faizi, 103,22 TL toplam temerrüt faizi bsmv, 728,05TL birikmiş faiz, 115,15TL birikmiş komisyon tutarı, 738,07 masraf olmak üzere toplam 198.461,72TL alacak üzerinden tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, hükmedilen 198.461,72TL nin %20’si oranında (39.692,34TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE;
1-Davacının davasının KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile;
2-Konya .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yapılan İTİRAZIN İPTALİ ile taleple bağlılık kuralına göre 180.876,63TL anapara, 13.240,84TL toplam akdi faiz tutarı, 662,05TL toplam akdi faiz BSMV, 2.064,54 toplam temerrüt faizi, 103,22 TL toplam temerrüt faizi BSMV, 728,05TL Birikmiş Faiz, 115,15TL Birikmiş Komisyon Tutarı, 738,07 Masraf olmak üzere toplam 198.461,72TL alacak üzerinden tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile TAKİBİN DEVAMINA, Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Hükmedilen 198.461,72TL nin %20’si oranında (39.692,34TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 13.733,65-TL harçtan daha önceden ödenen toplam (2.428,18-TL+1.005,24-TL) 3.433,42-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 10.300,23‬-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 30.769,26-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre vekalet ücreti red edilen miktarı geçemeyeceğinden 2.587,26-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan; 44,40-TL Başvuru Harcı, (2.428,18-TL+1.005,24TL) 3.433,42 TL Peşin Harcı, olmak üzere toplam 3.477,82TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yapılan; 896,70-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere 896,70-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 885,13-TL lik kısmanın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye yargılama giderinin ise davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
9-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer OLMADIĞINA,
10-6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 1.320,00TL arabulucu ücretinin 6325 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince 1.302,97TL’nin davalıdan, geri kalan kısmının ise davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/01/2023

Katip Hakim