Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/167 E. 2022/88 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :
KARARIN MAHİYETİ : RED

Mahkememizde görülmekte bulunan ” Alacak ” davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; “1-Davalı şirket tarafından müvekkil firma aleyhinde Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas dosyası ile Kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile icra başlatılmıştır. 2-Takibe dayanak çekteki imza müvekkil firmaya ait olmadığından takibe çekteki imzaya imzaya itiraz edilmiş, takibin iptali ve durdurulması için Konya İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas dosyası ikame edilmiştir. 3-Konya .İcra Hukuk Mahkemesince takibin tedbiren durdurulması talebi red edilmiştir. Bunun üzerine müvekkil firma 10.01.2018 tarihinde Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas dosyasında çek bedeli vekalet ücreti ve yargılama harç giderleri ile birlikte davalı tarafa toplamda 23.250TL ödeme yapmak zorunda kalmıştır. 4-Konya .İcra Hukuk Mahkemesi yaptığı yargılama neticesinde takibe dayanak çekteki imzanın müvekkil firmaya ait olmadığının anlaşılması üzerine … Esas ve … Sayılı kararı ile davanın kabulüne ve takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Tarafların karara karşı istinaf başvurusu üzerine Ankara Bölge Adliye . Hukuk Dairesi … Esas ve … sayılı kararı ile karar onanarak kesinleşmiştir. 6-Kararın kesinleşmesi üzerine davalıya ödenen 23.2500TL nin icra tehdidi altında haksız yere ödendiği açıkça anlaşılmaktadır. 7-Davalı tarafa ödenen paranın iadesi için Arabulucuya başvurulmuş ancak davalı taraf ödeme yapmaya yanaşmaması üzerine arabuluculuk faaliyetlerinden sonuç alınmamış ve ekte sunduğumuz anlaşmazlık tutunağı düzenlenmiştir. 8-Davalı tarafa haksız yere ödenen 23.250TL bedel davalıdan alınarak müvekkil firmaya verilmesi gerekmektedir Şöyle ki, 9-Davalı taraf icra takibine konu yaptığı çekteki imza müvekkil firmaya ait değildir. Konya -.İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında yapılan imza incelemesi neticesinde çekteki imzanın müvekkil firmaya ait olmadığı kriminal raporu ile tespit edilmiştir. 10-Müvekkil firma her ne kadar Konya İcra Hukuk Mahkemesinde tedbir talep etmiş ise de Mahkemece bu talep red edilmiştir. Müvekkil icra ve haciz tehdidi altında davalıya 23.250TL ödemek zorunda kalmıştır. Müvekkil gerçekte olmayan bir borcu davalıya ödemek zorunda kalmış ve davalıda bu haksız ödemeyi alarak sebepsiz zenginleşmiştir. Bu nedenle müvekkil firmanın haksız yere ödediği bu bedelin davalıdan geri alınmasına karar verilmelidir.” şeklinde dilekçe sunduğu görülmüştür.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; ” … Tic. Ltd. Şti.’nin takip ve dava konusu çeke attığı imzanın davacıya ait olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. müvekkil tarafından davacı şirket aleyhine konya . icra müdürlüğü’nün … e. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü takip yapılmıştır. takibe konu senette davacının imzası bulunmakla anılan imza nitelikli bir imzadır. davacı dilekçesinde icra mahkemesinin imzaya itiraz sonucu verdiği yerel mahkeme ve bölge adliye mahkemesi kararlarını sunmuş olsa da anılan kararlar maddi alamda kesin hüküm teşkil etmediklerinden borçlunun imzasının araştırılması gerekmektedir. genel mahkeme sıfatıyla sayın mahkemeniz icra mahkemesinin kararıyla bağlı olmayıp davacı tarafından sunulan kararlar huzurdaki davamız için kesin delil niteliğinde değildir. takibe konu çekte muhatap banka tarafından karşılıksızdır işlemi yapılmış ancak çeke ‘imzanın borçluya ait olmadığı’na ilişkin bir şerh konulmamıştır. bu nedenlerle çek üzerindeki imzanın davacıya ait olup olmadığı sayın mahkemece araştırılmalıdır. b-çekte konu alacak müvekkilin gerçek alacağı olup tahsil edilen haklı alacağımızın davacıya geri verilmesi hukuka aykırıdır. senede konu alacak gerçek bir alacak olup müvekkilin alacağının varlığı tartışmalı değildir. davacının talebi doğrultusunda hareket edilmesi müvekkilin haksız ve aşırı mağduriyetine sebep olacaktır. c-imza şayet vekil aracılığıyla atıldıysa bunun da araştırılarak ortaya konması gerekmektedir. davacı borçlu senetteki imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmektle birlikte söz konusu imza sıradan ve herkesin elinden çıkacak basit bir imza olmadığından eğer vekille atılmışsa bu hususun da incelenerek vekilin vekalet yetkisi, imzanın vekile ait olup olmadığı, vekilin azledilip azledilmediği gibi noktaların araştırılarak tespit edilmesi gerekmektedir. d-huzurdaki dava hukuki niteliği itibariyla istirdat davası olup davasını ispat etme yükü davacıdadır. söz konusu istirdat davasında borçlu, borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kaldığını ispat etmekle yükümlüdür. istirdat davasında ispat yükü, davacı konumundaki borçluya aittir. iik madde 72/8 den de bu açıkça anlaşılmaktadır. müvekkilimizin ise takibe konu alacağının mevcut olduğu ortadadır. hukuken var olan bir alacak için yapılan ödemenin müvekkilce iade edilmesi adalet duygusunu zedeler niteliktedir. davacı yer verdiği talepleinde haksız olup ödenen miktarın kendsine geri verilmesi müvekkilin mağduriyetine sebep olacaktır. davacının hiçbir iddiasını ve talebini kabul etmiyoruz. yapılan takipte kesinleşen miktarın alacaklı müvekkile ödenmesi usul ve yasaya uygun olup bu ödemenin iadesi mümkün değildir. bu nedenlerle davacının haksız davasının reddedilmesi gerekmektedir. ” demiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili davalı aleyhine İSTİRDAT davası açmıştır.
Konuyla alakalı olarak İİK 72. Maddesinde”Menfi tesbit ve istirdat davaları:
Madde 72 – (Değişik: 18/2/1965-538/43 md.)
Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.
(Değişik: 9/11/1988-3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.
(1) (Değişik: 9/11/1988-3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.
(1) Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa,
davaya istirdat davası olarak devam edilir. Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir. Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazımgelmediğini ispata mecburdur. ” şeklinde madde bulunduğu görülmüştür.
A) GENEL BİLGİ
Kendisine karşı ilamsız icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz etmemiş veya itiraz etmiş olup da itirazının icra mahkemesince kaldırılmış olması nedeniyle kesinleşen icra takibine rağmen, (maddi hukuk bakımından) borçlu olmadığı kanısında bulunabilir. Borçlu olmadığı kanısında bulunan borçlu, borçlu olmadığını tespit ettirmek için (yukarıda görüldüğü gibi) icra takibi devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabilir ve bu menfi tespit davasında hiç değilse icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı alarak (m.72,III, c.2) aleyhine devam etmekte olan icra takibinin durdurulmasını ve menfi tespit davasını kazanınca da icra takibinin iptalini sağlayabilir.
Borçlu, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tahdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine geri verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir; ilamsı icra takibinde ödemiş olduğu paranınkendisine geri verilmesi için, ilamsız icra takibi yapamaz.
Borçlunun menfi tespit davası açmış olması halinde, bu dava sırasında ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması nedeniyle borç (alacaklıya) ödenmiş olursa, artık menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir(m.72VI) bu konu, yukarıda incelendi.
İstirdat davası İİK’nda düzenlenmiş olmasına rağmen, uyuşmazlığı maddi hukuk bakımından sona erdirme amacına yönelik bir davadır. İstirdat davası, normal bir eda davası olup, bununla icra takibi sırasında sebepsiz olarak ödenmiş olduğu iddia edilen paranın geri verilmesi istenir. Yalnız, istirdat davasının şartı icra hukukuna dayanmaktadır: borçlunun, borcu olmadığı bir parayı icra takibinin kesinleşmesi nedeniyle cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kalmış olması. İstirdat davasının amacı, sonuçlanmış olan bir icra takibinin maddi hukuka aykırı olan sonucunun iptal edilmesi ve maddi hukuk ile icra hukukunun şekli kuralları arasında uyum sağlamaktır.
B) İstirdat Davasının Şartları
İstirdat davasının, biri takip hukukuna diğeri maddi hukuka ilişkin olmak üzere, iki şartı vardır. Bunlar başka, davanın açılması için bir yıllık hak düşürücü süre öngörülmüştür.
I-) İstirdat Davasının Takip Hukukuna İlişkin Şartı
1-)İstirdat davası için ilk şart, geri verilmesi istenen paranın icra takibi sırasında ödenmiş olmasıdır. Para, borçlu (veya üçüncü kişi) tarafından icra dairesinin banka hesabına (m.9,I) ödenmiş olabileceği gibi, borçlunun mallarının haczedilip, satılması suretiyle de ödenmiş olabilir.
İstirdat davası açılabilmesi için paranın (borcun) icra dairesine ödenmiş (icra veznesine girmiş) olması yeterli olup, paranın icra dairesince alacaklıya ödenmiş olması da şart değildir.
2-) Borcun Cebri İcra Tehdidi Altında Ödenmiş Olması:
İcra dairesine yapılmış olan ödemenin, borçlunun ödeme emrine itiraz etmemiş veya itiraz etmiş olup da itirazının kesin olarak kaldırılmış(m.68) olması yüzünden yapılmış olması gerekir (m.72,VII). Yani, borçlunun, ödeme emrine itiraz etmemesi veya itirazının kesin kaldırılması nedeniyle kesinleşmiş olan icra takibi icra takibi dolayısıyla, bu parayı (borcu) gerek doğruca (nakten), gerek mallarının haczedilip satılması suretiyle cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kalmış olması gerekir.
3-) İstirdat davası açma süresi :
İstirdat davası, bir yıl içinde açılabilir (m.72,VII).Bir yıllık dava açma süresi, (zamanaşımı değil) hak düşürücü süredir: bu nedenle, mahkemece kendiliğinden (re’sen) gözetilir.
Bir yıllık istirdat davası açma süresi, borç olmayan paranın tamamen ödendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Yani, borçlunun bu parayı doğrudan doğruya alacaklıya veya icra dairesine ödediği veya borçlunun haczedilen mallarının satılıp bedelinin icra dairesine ödendiği tarihte, bir yıllık istirdat davası açma süresi işlemeye başlar. Paranın icra dairesince alacaklıya ödendiği an, bir yıllık istirdat davası açma süresinin başlaması bakımından önemli değildir; Çünkü m.72,VII’de “ödediği tarihten itibariyle bir sene” denilmektedir. Borcun ödenmesi takside bağlanmış ise (m.78,II ; m.111, m.340),bir yıllık dava açma süresi, son taksidin ödendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. İstirdat davası kısmı dava olarak açılmış ise; fazlaya ilişkin hak saklı tutulmuş olsa bile bununla saklı tutulan bölüm için bir yıllık hak düşürücü süre korunmuş olmaz. (Prof. Dr. … İcra, İflas Hukuku El Kitabı 2013)
Somut olayımızda; davacı yan, dava konusu ettiği 23.250,00 TL yi 10/01/2018 tarihinde ödediği, huzurdaki istirdat davasını, 07/04/2021 tarihinde açtığı, dolaysıyla 1 yıllık hak düşürücü sürede açmadığı anlaşılmakla, incelenen icra dosyası, dava dilekçesi, taraf vekillerinin duruşmadaki beyanı, hak düşürücü sürenin mahkememizce resen dikkate alınacak ve dosyadaki tüm deliller, tüm dosya kapsamı ve Yargıtay . HD’nin 12/04/2005 tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamı da dikkate alındığında bir yıllık hak düşürücü sürede açılmayan davanın reddine dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 397,06 TL den mahsubu ile fazla yatan, 316,36 TL harcın davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
5-Davacı tarafça depo edilip kullanılmayan gider avansının bulunması halinde karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
6- AAÜT’ye göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
7-6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 6235 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince davacıdan alınarak Hazine’ye gelir KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/02/2022

Katip Hakim

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.