Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/139 E. 2022/415 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : … –
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :
KARARIN MAHİYETİ : KABUL

Mahkememizde görülmekte bulunan ” Tazminat ” davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “… poliçe numarası ile davalı … Sigorta A.Ş.’ye sigortalı, davalı … adına kayıtlı ve onun idaresindeki … plaka sayılı araç 14.08.2020 tarihinde müvekkil adına kayıtlı … plaka sayılı araca trafik ışıklarında beklerken arkadan çarparak maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmesine sebebiyet vermiştir. Kaza ile ilgili hasar dosyasının davalı sigorta şirketinden celbi ile iş bu kazada %100 kusurlu tarafın davalı … olduğu hususunda taraflar mutabık olduğu görülecektir. Kaza tespit tutanağındaki tarafların görüşleri hanesini incelediğimiz takdirde; Müvekkil … ; “… No’lu plakalı aracımla kırmızı ışıkta dururken arkadan gelen araç çarptı.” Davalı … ; “… plakalı aracımla giderken kırmızı ışıkta duran araca farkına varmadan arkadan vurdum.” Mevcut durum, raporlar ve tarafların beyanları ile davalı …’in iş bu kazada tam kusurlu olduğu sabittir. Kaza neticesinde müvekkilin aracında bu hasarın onarımından kaynaklı değer kaybı meydana gelmiştir. Bu kaza öncesinde müvekkile ait araç … Model … Marka … … … model otomobil olup kaza öncesi fabrikadan çıktığı orjinalliktedir. Kaza neticesinde müvekkile ait … plakalı araçta hasar meydana gelmiştir. Aracın kaporta parçalarında değişim, boya ve bu hasarın onarımından kaynaklanan araca ait hasar kaydı sebebiyle araçta değer kaybı meydana gelmiştir. Koyuncular Madencilik KİA servisinde aracın bu kaza neticesinde tamiri gerçekleştirilmiş olup fatura, dilekçemiz ekinde sunulmuştur. Aracın kaporta aksamında bagaj kaputu değişmiş, kaporta, cam, elektrik ve boya işçiliği yapılmıştır. İş bu tamirat neticesinde araçta hasar kaydı da oluşmuştur. Araçtaki değer kaybının tazmini için 04.01.2021 tarihinde davalı … Sigorta A.Ş.’ye değer kaybının tarafımıza ödenmesi hususu ihtar edilmiş olsa da davalı şirket tarafından sadece 1307,00 TL değer kaybı ödemesi yapılmıştır. Ancak mevcut durumda aracın değer kaybını bu miktar karşılamamaktadır. Sigorta şirketi tarafından yatırılan miktardan geriye kalan miktarın tazmini gerekmektedir. “..Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 1. maddesi gereğince trafik sigortası işletene düşen hukuki sorumluluğu sigorta limitleri dahilinde teminat altına alır ve zarar gören üçüncü şahsın gerçek zararından sorumludur. Trafik kazasında zarar gören aracın hasarı onarılsa dahi onarımdan sonra aracın piyasa rayiç satış fiyatında düşüklük oluşacağı gerçeği karşısında, kaza nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybı, gerçek zarar içinde değerlendirilir ve bu zarardan hem zarar veren hem de ZMSS şirketi sorumludur.” Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları : A.5. Kapsama Giren Teminat Türleri : Bu genel şart kapsamındaki teminat türleri aşağıda yer almaktadır.
a) (Değişik:RG-20/3/2020-31074) Maddi Zararlar Teminatı: Maddi Zararlar Teminatı: Hak sahibinin bu Genel Şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır. “…davacı aracının modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi vs. gibi hususlar gözönünde bulundurularak kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki fark (aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi) hususlarında denetime elverişli bir rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği..” demiştir.
Davalı Sigorta Şirketi vekilinin cevap dilekçesinde özetle; ” Davacı, 14.08.2020 tarihinde meydana geldiği iddia edilen kaza sonucu … plakalı aracın hasara uğradığını, müvekkil sigorta şirketinde sigortalı olan … 24.02.2020- 24.02.2021 vadeli 22368052 poliçe numaralı Sorumluluk Sigorta Poliçesine istinaden şimdilik 1.000,00-TL değer kaybı bedelinin tahsilini talep etmektedir. Ancak aşağıdaki nedenlerle davacının talepleri haksız ve hukuka aykırıdır. Şöyle ki; Söz konusu dava yetkisiz mahkemede açılmıştır. HMK.nın 6.maddesinde “Genel yetkili Mahkeme; davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir” şeklinde düzenleme yapılmıştır. İşbu davada “Yetkili Mahkeme”, müvekkil sigorta şirketinin yerleşim yeri İSTANBUL olması sebebiyle HMK madde 6/1 gereği; İSTANBUL Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleridir. Bu bakımdan yetki itirazımızın kabulü ile davanın yetki yönünden reddine ve dosyanın yetkili İSTANBUL Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesini talep ederiz. Davanın belirsiz alacak davası şeklinde yapılmasında davacının hukuki yararı bulunmamaktadır. Alacak miktarının (davacı bakımından) belirlenebilir olmasına rağmen davacının, dava dilekçesinden HMK madde 107 doğrultusunda belirsiz alacak davası niteliğinde istemde bulunduğu anlaşılmaktadır. Şeklinde hüküm vermiştir. HMK’nın dava şartlarına ilişkin 114-1/h maddesi kapsamında konu davada belirsiz alacak davası açmakta “hukuki yarar yokluğu” nedeniyle davanın usulden reddedilmelidir. Her halükarda değer kaybı hesaplamasının ZMSS Genel Şartlarına göre yapılması gerekmektedir. Bilindiği üzere, 20.03.2020 tarihli ve 31074 sayılı Resmi Gazete ile değiştirilen 14 Mayıs 2015 tarihli 29355 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan 01.06.2015 yürürlük tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının “Kapsama Giren Teminat Türleri” başlığı altında A.5. maddesi (a) bendi: Maddi Zararlar Teminatı: Hak sahibinin bu Genel Şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır. Değer kaybı talep edilmesi halinde tespiti, bu Genel Şart ekinde yer alan esaslara göre Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinde kurulacak sistem üzerinden sıra esasına göre atanan ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından yapılır. Şeklindedir. Somut olayda kaza tarihi(14.08.2020) ve poliçe tanzim tarihi (24.02.2020) nazara alındığında; 01.04.2020 tarihinde yürürlüğe girmiş olan yeni Genel Şartların değer kaybı hesaplamasına esas alınması gerekmektedir. Genel Şartlar ekinde “Sigortalının sorumlu olduğu araç kazalarında, hak sahibinin talebi olması halinde, değer kaybı aşağıda belirtilen şartlar çerçevesinde eksper tarafından ayrıca düzenlenecek bir değer kaybı raporu ile değerlendirilir.” Şeklindeki düzenleme dairesinde aynı Genel Şartların ekinde yer alan Ek: 1’in “1.Formül” başlıklı maddesi ile değer kaybı hesaplama formülü belirlenmiştir. Genel Şartların “Araç değer listesi” başlıklı Geçici 2. Maddesi ve aynı genel şartların “Ek 1. Değer Kaybı Hesaplaması “ başlığı altında, “Bu Genel Şartların yürürlüğe girmesinden itibaren bir yıl içerisinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Sigorta Eksperleri İcra Komitesi (SEİK) bünyesinde araç değerlerine ilişkin bir liste oluşturulur. Bu liste oluşturulana kadar, değer kaybı hesaplamasına esas olarak Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği (TSB) Kasko Araç Değer Listesindeki bedel esas alınır. Bu liste oluşturulduktan sonra ise, TOBB SEİK listesindeki değer ile TSB Kasko Araç Değer Listesindeki değerlerin ortalaması alınır. Kasko Araç Değer Listesinde veya TOBB SEİK Araç Değer Listesinde yer almayan araçlarda piyasa rayiç bedeli piyasa analiz yöntemine göre belirlenir.” Şeklinde hükmedilmiş olup araç değerinin bu yönteme göre belirlenmesi gerekmektedir. Genel Şartların ekinde yer alan Ek: 1’in 3. Maddesi; “Araçta meydana gelen maddi hasarın, aracın rayiç bedelinin %2’sinin altında kalması halinde değer kaybı tazminatı araçta meydana gelen maddi hasar tutarını aşamaz.” Hükmüne amirdir. Bu durumda değer kaybı zararının, 01.04.2020 yürürlük tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının “yürütmesi durdurulanların dışında” Ek-1’inde düzenlenen değer kaybı şartları ve hesaplama formülüne göre tespit edilmesi gerektiği açıktır. Dava konusu araçta oluşan değer kaybı bedeli müvekkil sigorta şirketi tarafından layıkıyla karşılandığından davanın reddedilmesi gerekmektedir. Dava konusu araç üzerinde oluştuğu iddia edilen değer kaybı bedeli istemli müvekkil sigorta şirketine başvuru akabinde sigorta şirketi tarafından Değer Yanık Sigorta Ekspertiz Hizmetleri Ltd. Şti. Görevlendirilmiştir. Yapılan değer kaybı ekspertiz çalışmaları sonucunda dava konusu araçta 1.307-TL değer kaybı bedeli oluştuğu tespit edilmiştir. Tespit edilen bu tutar 28.01.2021 tarihinde davacı vekiline ödenmiştir.( Ödeme dekontu ekte sunulmaktadır.) Bu sebeple dava konusu araç üzerinde oluşan değer kaybı bedeli müvekkil sigorta şirketi tarafından layıkıyla karşılandığından ilgili davanın reddedilmesini arz ve talep ederiz. Her halükarda Anayasa Mahkemesinin iptal kararı esas alınarak; hesaplamanın reel piyasaya göre yapılması gerektiği iddiası usul ve yasaya aykırıdır. Bilindiği üzere 09/10/2020 tarihinde Anayasa Mahkemesi 2918 sayılı Kanununda Zorunlu Trafik Sigortası Genel Şartlarla ilgili olarak 90. Maddesinde “bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlar” ile “ve genel şartlarda” ifadesini ve 92. Maddesinin (i) bendini iptal etmiştir. 2918 sayılı Kanun motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan hukuki sorumluluğu ve bu sorumluluğun sigortalanması esaslarını kanunda belirlemiş ve uygulamaya ilişkin esasları da kanun çerçevesinde idareye bırakmıştır. Nitekim iptal edilen hüküm genel şartların etkisini kanun çerçevesiyle sınırlamışken kanunun genel esasları belirleyen hükümlerinin yeterli olmadığı, genel şartlarda belirlenen kriterlerin dikkate alınmayacağı fikrini kabul etmek mümkün değildir. Zira 5684 sayılı Kanunun 11. Maddesi poliçe içeriğinin idarenin düzenleyici bir işlemi olan genel şartlara uygun olarak tespitini zorunlu tutmuş aynı kanunun 34/f bendinde de anılan genel şartlara aykırılığı yaptırıma bağlamıştır. Benzer şekilde 6102 sayılı Ticaret Kanununun 1425. maddesi de poliçelerin, genel şartları içerir, rahat ve kolay okunacak biçimde düzenlenmesini amirdir. Diğer bir ifadeyle anılan Genel şartlar kanuni mesnedini 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 11. Maddesi ve 6102 s Ticaret Kanununun 1425. Maddesinde bulan idari düzenlemelerdir. Son iptal kararı münhasıran 2918 sayılı Kanunun 6704 sayılı Kanun ile değişen bazı hükümleri için verilmiş olmakla, genel şartların kanuni dayanakları bakımından iptal kararının bir tesiri yoktur. Ticaret kanununa göre poliçenin içeriği, diğer bir deyişle ilgililere tanınan hakkın içeriği genel şartlara bırakılmıştır. Kaldı ki ilk genel şart değişikliği 2015 de yapılmış olup, iptal edilen hükümler anılan tarihte mevcut değildir. Bununla birlikte her idari işlem gibi genel şartların da hukuka aykırılığı noktasında karar idari yargıya aittir. Nitekim Danıştay ikame edilen davalarda genel şartların ilgili maddeleri özelinde iptal kararları vermişse de teminatların genel şartlara dayalı olması kurgusunu kanuna aykırı bulmamıştır. Kaldı ki ilgili Anayasa Mahkemesi kararında 93. Maddeyle ilgili olarak, yürütmenin düzenleyici nitelikte işlemi olan Zorunlu Trafik Sigortası Genel Şartlarını tespit etme selahiyeti ile ilgili kamu otoritesine bırakma yetkisinin (ülke sathında belirli bir standardın sağlanması ve tarafların haklarına halel getirilmemesini teminen tüm taraflar için geçerli, kontrol edilebilir, objektif kriter setine sahip ve sigorta tekniğine uygun bir genel şartların hazırlanması) Anayasa’ya aykırı olmadığı açıkla belirtilmiş olmakla ve anılan gerekçeler kapsamında genel şartların yürürlükte olduğu kabul edilmekle dava konusu talebin genel şartlar kapsamında değerlendirilmesi gerektiği aşikardır. Diğer taraftan, sigortacılık sektörünün düzenlenmesi ve denetlenmesinden sorumlu kamu otoritesi olan Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (SEDDK) 26/11/2020 tarihli ve … sayılı Sektör Duyurusu ile anılan Genel Şartların 5684 sayılı Kanunun 11 inci maddesi ve 2918 sayılı 93 üncü maddesi uyarında yürürlükte olduğu özellikle belirtilerek tüm sigortacılık sektörüne duyurulmuştur. Sonuç olarak; sigorta hukuku kapsamında ilgililerin hak sahipliği, sigortayı kuran ilgili mevzuat ve bu mevzuata göre poliçe içeriğini kurala bağlayan ilgili genel şartlara göre belirlenmekte, söz konusu genel şartlarda dayanağını 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ve 6102 sayılı TTK’dan almakta olup AYM kararının genel şartların ekleriyle birlikte uygulanması yönünde bir etkisi bulunmamaktadır. Kaldı ki, mevcut durumda AYM kararına göre hesaplanılması istenen reel değer kaybının belirli bir kriter seti bulunmamakta, bilirkişilerin görüşlerini oluştururken dikkate aldığı galeriler, ikinci el piyasa ve bu konuda uzman kişilerin sübjektif değerlendirmelerine tabi olmaktadır. Reel veya piyasa koşulları adı altında yapılan hesaplamaların büyük kısmı ise kaza öncesi ve sonrası araç rayiç değerlerin karşılaştırması ve aradaki farkın sübjektif değerlendirmelere göre belirlenmesi noktasında yoğunlaştığı göz önüne alınırsa, basit bir işlemden ibaret bu yöntem için bilirkişi atanmasına da ihtiyaç bulunmamaktadır. Bilirkişi atanması durumunda dahi bilirkişi görüşünün denetime elverişli olduğu ifadesi ise anlamını yitirecek ve hukuki olmayacaktır. Zira bilirkişinin dikkate aldığı belirli bir yöntem, mihenk, ölçü veya kriter bulunmamakta ve doğruluğu veya yanlışlığı ölçülememektedir. Dolaysıyla gerçekte değer kaybının tam olarak belirlenebilmesine yönelik objektif bir kriterlerin olmadığı ve belirlenemediği durumda tarafların haklarına halel getirecek, yüksek olabilecek iken düşük veya tersi durumlar oluşabilecektir. Bununla birlikte genel şartlar kapsamında da gerçek değer kaybı hesaplanmakta olup, yeknesak bir kriter setine sahip olması özelliği, gerçek değer kaybının hesaplanılması bakımından sübjektif değerlendirmelerden üstünlüğü tartışmasızdır. Ve keza genel şartlara göre yapılan hesaplamanın, şeffaf, denetlenebilir ve ölçülebilir niteliğe sahiptir. Bu itibarla, değer kaybı hesabının yürürlükteki genel şartlar ve eki kriterlerine göre yapılması gerekirken, denetime uygun olmayan, ölçülebilir bir niteliğe haiz bulunmayan ve sübjektif değerlendirmelere göre yapılan hesaplamanın esas alınması usul ve yasaya aykırı olacaktır. Dolayısıyla yukarıda açıklanan nedenlerle Genel Şartlar dikkate alınmadan yapılan hesaplamanın hakkaniyete ve mevzuata aykırı olacağını beyan eder, işbu davanın reddini arz ve talep ederiz. Sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediğimizi belirtiriz. Bilindiği üzere KZMSS sigortası ile işletenin veya araç sürücüsünün kusurlu davranışı bu tür sigorta ile teminat altına alınmaktadır. Maddi giderler için geçerli olan teminat her halükârda verilecek bir teminat olmayıp KZMSS sigortası kapsamında müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğu sigortalısının kusuru oranındadır. Haksız fiil sonucu kusur konusunda bir değerlendirme yapılabilmesi için kazanın meydana geldiği yer, kaza şekli ve nedeni hususlarının bilinmesi gerekir. Bu nedenle sorumluluğa esas kusur oranlarının tespit edilebilmesi için konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmasını arz ve talep ederiz. Huzurdaki davanın ikame edilmesine müvekkil sigorta şirketi sebebiyet vermediğinden, müvekkil sigorta şirketinin yargılama gideri ve vekâlet ücretine ilişkin sorumlu tutulmaması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının aracında değer kaybı bedeli ödendiğinden işbu davanın açılmasına müvekkil sigorta şirketi sebebiyet vermemiştir. Dolayısıyla huzurdaki davanın reddi gerekmekte olup, müvekkil şirketin temerrüde düşmediği dikkate alındığında yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasını arz ve talep ederiz. ” şeklinde cevap vermiştir.
Davacı vekilinin mahkememizin 29/06/2022 tarihli duruşmadaki beyanında “Faiz başlangıcının dava tarihi olarak dikkate alınmasını talep ediyoruz, davamızın kabulüne karar verilsin” dediği görülmüştür.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosyanın Hasar ve Kusur uzmanı bilirkişi … ‘ya tevdi edildiği, bilirkişinin raporunda özetle; ” iki aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazasında, davalı sürücü …’in %100 oranında kusurlu olduğu, davaya konu araçta ve dava konusu trafik kazası sonucunda araçta meydana gelen değer kaybının, 10.000,00 tl olacağı davacı, davalı sigorta şirketinden, araçta meydana gelen değer kaybı ile ilgili 1.307,00 tl tahsil ettiği, kusur oranına göre, davacı …’nın, davalı … ve diğer davalı … sigorta a.ş.’den, müştereken ve müteselsilen talep edebileceği kalan tazminat miktarının; 96100x(10.000,00)-1.307,00 — 8.693,00 tl olacağı” şeklinde rapor tanzim edildiği görülmüştür.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davalılar aleyhine Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davası açmış, davalı sigorta şirketi yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz etmiştir.
Konunun 6098 sayılı TBK.49.maddesi ve KTK.85. ve devam eden maddelerinde düzenlendiği TBK.49/1. maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde, KTK.85. maddesinde;”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar………….İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” şeklinde, KTK’nun 86/1.maddesinde;”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” şeklinde, KTK’nun 91/1.maddesinde;”İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde, KTK’nun 92.maddesinde(6704 S.K. 4. Mad. İle değişiklik öncesi);”Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler, d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar, f) Manevi tazminata ilişkin talepler.” şeklinde, KTK’nun 97.maddesinde(6704 S.K. 5. Mad. İle değişiklik öncesi);”Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” şeklinde, KTK’nun 99.maddesinde(6704 S.K. 6. Mad. İle değişiklik öncesi);” Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceğinin düzenlendiği görülmüştür
… poliçe numarası ile davalı … Sigorta A.Ş.’ye sigortalı, davalı … adına kayıtlı ve onun idaresindeki … plaka sayılı aracın 14.08.2020 tarihinde davacı adına kayıtlı … plaka sayılı araca trafik ışıklarında beklemesi esnasında maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporunda; İki aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazasında, davalı sürücü …’in %100 oranında kusurlu olduğu, davaya konu araçta ve dava konusu trafik kazası sonucunda araçta meydana gelen değer kaybının, 10.000,00 tl olacağı davacı, davalı sigorta şirketinden, araçta meydana gelen değer kaybı ile ilgili 1.307,00 tl tahsil ettiği, kusur oranına göre, davacı …’nın, davalı … ve diğer davalı … sigorta a.ş.’den, müştereken ve müteselsilen talep edebileceği kalan tazminat miktarının; 96100x(10.000,00)-1.307,00 — 8.693,00 tl olduğu yönünde rapor tanzim edilmiştir.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporlarının hukuka ve oluşa uygunluğu dikkate alındığında davacının davasının kabulü ile davacının davalılar aleyhine açtığı tazminat davasının kabulü ile 8.693,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte (faiz, asıl alacağa bağlı fer’i nitelikte bir haktır, feri nitelikte olmasına rağmen bağımsız olarak dava ve icra takibine konu olabilen medeni bir hak olarak Yargıtay kararlarında değerlendirilmektedir, dolaysıyla dava dilekçesinde faiz talep edilmemiş olsa bile ıslah ile faiz talep edilebilmektedir, somut olayımızda da davacı yan dava dilekçesinde faiz talep etmemiş ancak ıslah ile faiz talep etmiş ve mahkememizin 29/06/2022 tarihli duruşmasındaki beyanında da dava tarihi olarak faiz başlangıcını talep etmiş olduğu da görülerek; Yargıtay . HD’nin … E, … K. Sayılı ilamı da dikkate alınarak faize hükmedilerek faiz başlangıcı olarak da dava tarihi tespit edilerek karar verilmiştir) davalılardan müştereken ve müteselsilen (sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) alınıp davacıya verilmesine karar verilmekle ayrıca davacı yanın ıslah dilekçesi ile faiz talebi bulunduğu ve aracın ticari araç olduğu anlaşılmakla avans faizi işletilmesine dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
Davacının davasının KABULÜ ile;
1-Davacının davalılar aleyhine açtığı tazminat davasının kabulü ile 8.693,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen (sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) alınıp davacıya VERİLMESİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 593,81 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL ve 135 TL ıslah harcı toplamı 194,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 399,41 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad KAYDINA,
3-Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan toplam 127,10 TL ilk yargılama harcı, 135 TL ıslah harcı, 1.046,46 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.308,56 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından dava başında yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
6- 6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 6235 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince davalılardan alınarak Hazine’ye gelir KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/07/2022

Katip Hakim

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.