Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/131 E. 2021/632 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO:
KARAR NO:

HAKİM:
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ:
DAVALI :
VEKİLİ:
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:
KARAR TARİHİ:
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ:
KARARIN MAHİYETİ : GÖREVSİZLİK

Mahkememizde görülmekte bulunan ” Menfi Tespit ” davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil site yönetiminden cebri icra yolu ile tahsil edilen ve davalı tarafa ödenen bedelin iadesine yönelik olarak, İİK.m.72 ve devamı hükümlerinde düzenlenen istirdat davası olduğunu, davaya konu icra takibinin, Konya . İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı dosyasında yürütülmüş olan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi olduğunu, bu nedenlerle yetkili mahkeme Konya mahkemeleri olduğunu, müvekkili site yönetiminden cebri icra ile tahsil edilen 15.890,86 TL’lik bedelin, 10/09/2020 tarihinde tahsil edildiğini, bu hususun infazen kapalı icra dosyasından da görüleceğini, müvekkili site yönetimi aleyhine Konya . İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasıyla kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, müvekkili site yönetiminin bononun keşide edildiği tarih olan 16/12/2019 tarihindeki yöneticileri …, …ve …ın 12.000-TL bedelli bonoyu düzenleyerek lehtar …verdiklerini, ciro ile bonoyu iktisap eden son hamil olan davalı … söz konusu icra takibini başlatıldığını, buna karşılık mevcut site yönetimi tarafından, ödeme emrinin usulsüz tebliği nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve o dönemdeki site yöneticilerinin site adına kambiyo senedi düzenleme yetkileri olmadığı gerekçesiyle, takibin müvekkil site yönetimi açısından iptali/durdurulması talepli dava açıldığını, Konya . İcra Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası kapsamında yürütülen bu davada taleplerinin haklı bulunduğunu ve takibin müvekkili site yönetimi açısından durdurulmasına karar verildiğini, Konya . İcra Mahkemesi’nin 06/01/2021 tarihli, …Esas, …Karar sayılı kararı ile müvekkili site yönetimi tarafından açılan davanın lehe neticelendiğini ve takibin müvekkili site yönetimi açısından durdurulmasına karar verilmişse de; takibin durdurulması konulu dava neticelenmeden önce site yönetimine ait banka hesabına yapılan haciz işlemi neticesinde 10/09/2020 tarihinde 15.890,86 TL tahsil edilerek davalı tarafa ödendiğini, böylelikle müvekkili site yönetiminin borçlu olmadığını bu bedeli, cebri icra baskısı ile ödemek durumunda kaldığını, müvekkili sitenin düzenleme tarihindeki yöneticileri tarafından keşide edilen bono nedeniyle müvekkili site yönetiminin borçlu olmadığı, banka hesabından tahsil edilen parayı ödemesi gerekmediği ve cebri icra baskısı altında tahsil edilen bedelin müvekkili site yönetimine iadesinin gerektiğini yani müvekkili site yönetiminden cebri icra baskısı altında tahsil edilen bedelin ödenmesi için iş bu davayı açtıklarını, müvekkili sitenin karar defterindeki 14/09/2017 tarihli genel kurul ve 18/09/2019 tarihli genel kurul kararları incelendiğinde yönetim kuruluna kat malikleri kurulu adına kambiyo senedi düzenleme yetkisi verilmemiş olduğunu, bu haliyle bono bedelinden senede imza koyanların şahsen sorumlu oldukları ve site yönetimi hakkında takip başlatılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu açık olduğundan, Konya . İcra Hukuk Mahkemesi …E., …K. Sayılı dosya ile takibin durdurulmasına karar verildiğini, dava konusu icra takibi kapsamında müvekkil site yönetiminden cebri icra ile tahsil edilen bedelin iadesi için, Konya . İcra Müdürlüğü’nden davalı/alacaklı tarafa muhtıra gönderilmesi taraflarınca talep edildiğini ancak muhtıranın davalıya tebliğinin akabinde ödenen paranın tahsiline ilişkin talebimiz muhtıra gönderilmesi işleminin de hatalı olduğundan bahisle reddedildiğini, bu kapsamda açmış oldukları davanın kabulünü talep ettikleri görülmüştür.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın reddini talep ettikleri, 11/09/2020 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edilmesinden yaklaşık 2 ay sonra davanın açıldığını, davanın usulden reddinin gerektiğini, ayrıca davanın usulden de reddinin gerektiğini davacının davasını Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açtığını, eldeki dava mahkemenin görev alanında olmadığını, mevcut davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanına girdiğini, davalı müvekkilinin gerçek kişi olduğunu ve herhangi bir ticari faaliyeti de bulunmadığını, ayrıca mahkemece yapılan araştırma sonucunda Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 29/03/2021 tarihli müzekkere cevabının da bu hususu doğruladığını, ayrıca davacı karşı taraf da tacir olmadığını, ticari bir işlemde bulunmadığını, site yöneticiliğinin tacir sıfatının bulunmadığını, davacının da bir ticari işletme olmadığını, açılan davanın reddini talep ettikleri görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili davalı aleyhine Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davası açmış, davalı yan yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz etmiştir.
Davada öncelikle çözülmesi gereken sorun ; mahkememizin görevli olup olmadığı sorunudur. TTK. 4. ve 5. maddeleri gereğince mahkememizin görevli olmadığı, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi;mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, ESER, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, sağlayıcı: kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder.
6502 sayılı Kanunun 73. maddesinde de bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 3/1-(k-l) maddesinde; ” Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” şeklinde, 6502 sayılı TKHK’nun 4/5. maddesinde;”(5) Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir.” şeklinde, 6502 sayılı TKHK’nun 73/1. maddesinde;”Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” şeklinde, 6502 sayılı TKHK’nun 83/2.maddesinde; “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” şeklinde düzenlemelerin olduğu görülmektedir. Dosyadaki tüm bilgi ve belgeler dikkate alınarak incelendiğinde ve yine Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin …Esas ve …Karar sayılı ilamında “4077 sayılı yasanın 23. Maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması hakkındaki kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz.” düzenlemeleri de dikkate alındığında 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 3/1-(k-l), 73/1., 83/2. maddeleri gereğince dava tarihi itibariyle TTK. 4 ve 5. maddeleri gereğince mahkememizin görevli olmadığı, (Y. HGK 10.02.2016, …-…E, …Sayılı İlamının da aynı doğrultuda olduğu görülmüş, (…; Ticaret Mahkemesi’nin görev alanını belirleyen ilam)) somut olayımızda davacı tüketici ile davacının senet verdiği kişi arasında eser sözleşmesi niteliğinde tüketici işlemi vardır. Eser sözleşmesi de T.K.H. Kanunu kapsamındadır. Davacı yanda (site yönetimi) tacir veya bir meslek amacı olmayan bir yapı olduğu gerçeği karşısında TÜKETİCİ olarak kabulü gerekir. (Emsal Yargıtay . H.D.’nin 11/03/2019 tarihli …Esas – …Karar sayılı, Yargıtay . H.D.’nin 25/10/2017 tarihli …Esas – …Karar sayılı, Yargıtay . H.D.’nin 02/04/2018 tarihli …Esas – …Karar sayılı ilamları.) yasal düzenlemeler ve emsal kararlar da dikkate alındığında Mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin Konya Nöbetçi Tüketici Mahkemelerinin olduğu, HMK 114/1-c maddesi uyarınca görevin dava şartı olduğu, HMK’nın 115. maddesine göre de, mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorunda olduğu, ayrıca davacının site yönetimi olduğu, tüketici konumunda bulunduğu anlaşılmakla bu nedenle dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, Konya Nöbetçi Tüketici Mahkemesinin görevli olduğuna karar vermek gerekmiş olup oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK.nun 20/1.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurması halinde dava dosyasının görevli KONYA TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin başvurmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına KARAR VERİLMESİNE,
3-6100 sayılı HMK.nun 331/2.maddesi gereğince harç ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davaya görevli mahkemece devam edilmesi halinde görevli mahkemece, aksi takdirde talep halinde mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/11/2021

Katip … Hakim …

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.