Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/107 E. 2023/139 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: …Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
TEMSİLCİ :
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ : KISMEN KABUL, KISMEN RED

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin sunmuş olduğu 31/12/2020 tarihli dava dilekçesinden özetle ; müvekkili ile … firması arasında 06/11/2019 tarihinde … Kız Öğrenci Yurdu’na internet hizmeti sağlanması amacıyla 24 aylık … İnternet Sözleşmesini imzalayarak abone olduklarını, 11/03/2020 tarihinde ilk korona vakası görülmesi üzerine pandemi sürecinde yurtta öğrenci kalmadığını, müvekkilinin yetkilisi olduğu özel yurdun … Mahallesinde bulunduğunu, yurtta ikamet eden öğrencilerin hepsinin Selçuk Üniversitesi ve Konya Teknik Üniversitesinde öğrenim gören öğrenciler olduğunu, pandemi sürecinde bu üniversitelerin de öğrenime ara verdiğini, bu nedenle müvekkilinin geçici süre ile yurdu kapatmak durumunda kaldığını, gelinen bu durumu anlatarak sağlanan internet hizmetinin iptali veyahut alternatif bir seçenek sunulması talebiyle …Müşteri Hizmetlerine başvuruda bulunduğunu, ancak söz konusu firma ile defalarca yapılan görüşmelerin sonuçsuz kaldığını, müvekkili tarafından birçok defa dilekçe verilmeye çalışılmasına rağmen her defasında böyle bir hizmetlerinin bulunmadığını söyleyerek şifahen ret cevabı aldıklarını, yapılan görüşmelerle müvekkilinin ısrarla internet aboneliğinin iptal edilmesini talep etmiş olmasına rağmen davalı şirket tarafından bu talebi reddedilmekle kalmayıp fahiş miktarda cayma bedeli talep edildiğini, davalı şirketin kendi yararına hareket ederek haksız kazanç sağlamaya çalıştığını, cayma bedelini ödemek istemeyen müvekkilinin bahsi geçen firmanın alternatif bir ol göstermemesi üzerine kullanılmayan internetten dolayı 2020 Mart ayından itibaren farklı tutarlarda düzenli olarak ödeme yaptığını, bahsi geçen firmanın müvekkilinin abonelik iptal talebini kabul etmemesi nedeniyle 2020 Mart ayından itibaren yurdunda internet erişimi kullanılmıyor olmasına rağmen her ay yüklü miktarlarda fatura ödemekte olduğunu, mevzuata ve ilgili maddelerde taraflarına tanınan cayma hakkını kullanmak ve 2020 Mart ayından itibaren uğranılan zararın ve bundan sonra da uğrayacağı zararların giderilmesi isteğiyle davayı açtıklarını, 2020 Mart ayından itibaren müvekkili tarafından ödenmiş kullanılmayan internet ücretinin iadesi ile uğranılan zararların giderilmesini ve bedelsiz olarak cayma işleminin gerçekleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
Konya . Tüketici Mahkemesi’nin 04/01/2021 tarih ve … Esas …Karar sayılı görevsizlik ilamı üzerine dosya mahkememize tevzi olmakla, dava mahkememizin … Esasına kaydı yapılmış olduğu görüldü.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinden özetle; Davacı dava dilekçesinde; Müvekkili bulunduğu şirket ile … firması arasında 06.11.2019 tarihinde … Kız Öğrenci Yurduna İnternet sağlanması amacıyla 24 aylık … İnternet Sözleşmesi imzalandığını, Covid -19 salgını nedeniyle okulların tatil edildiğini, yurtta öğrenci kalmadığı ve bu sebeple de internet kullanımı olmadığı gerekçe gösterilerek abonelik sözleşmesinin feshedilmesi ve uğranılan zararın giderilmesi talep ettiğini, haksız davanın reddi gerekli olduğunu, davacı, sözleşmeye göre 06.11.2019-06.11.2021 tarihleri arasında belli indirim oranları dahilinde taahhüt verdiğini, Davacı ile müvekkil şirket arasında 06.11.2019 tarihinde … Kız Öğrenci Yurduna İnternet sağlanması amacıyla 24 aylık … İnternet Sözleşmesi imzalandığını, davacı taahhütlü abone olup 24 ay müvekkil şirkette abone olarak kalma sözüne karşılık indirim/fayda sağlamış, kabul ve onayı doğrultusunda taahhütte bulunarak kampanyadan yararlandığını, davacının tacir sıfatıyla imzalamış olduğu bu sözleşme de davacı için özel imkan ve indirimler sağlandığını, ana devrenin aylık internet paket ücreti üzerinden %55 indirim sağlanarak hizmet alması sağlandığını, müvekkili olan şirketin, davacı şirket için hazırlamış olduğu sözleşme tüketicilere sunulan sözleşmelerden tamamen farklı olup, işletmelere özgü olduğunu, bu yüzden sağlanan indirim oranı ve avantajlar dolayısıyla, şirketten taahhüt istenmesi ve sözleşmenin feshi halinde cayma bedeli talep edilmesi hukuka uygun olduğunu, müvekkili olan şirketin talep etmiş olduğu cayma bedelinin cezai şart olarak nitelendirilmesi mümkün olmadığını, Taahhütnamenin 3. Maddesinde belirtildiği üzere aylık internet paket ücreti üzerinden %55 indirim yapılmış ve bu miktarlar faturalara da yansıtıldığını, davacıya söz konusu taahhütte bulunması karşılığında indirim/fayda sağladığını, sözleşme maddelerinde bu husus belirtildiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 18 f.2 Hükme göre, “Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.” denildiği, bu yüzden taahhüt süresi dolmadan aboneliğini iptal etmesi halinde sağlanan indirim/faydaların geri talep edileceği bilmesi gerektiği, müşteri davacıya, müşteri memnuniyeti kapsamında 1 ay %100 indirime mevcut taahhüt süresine ek 2 aylık taahhüt alınarak taahhüt uzatma işlemi teklif edildiğini, ancak bu teklif davacı tarafından kabul edilmediğini, yapılan görüşmelerin sonuçsuz kalmasında müvekkile herhangi bir kusur atfedileyeceğini, müvekkili olan şirket, müşteri kullanıcı şirkete internet erişim hizmetini sunmak ve hattı müşterinin kullanımına hazır halde bulundurmakla yükümlü olduğun, bu yükümlülüğünü aksatmadan yerine getirdiğini, davalı şirketin bu hizmeti kullanıp kullanmaması kendi iradesinde olduğu, müvekkil edimini eksiksiz yerine getirdiği, ayrıca müşteriye tahsis edilen port sebebi ile de alt yapı sağlayıcı firmaya müvekkil şirketçe kira ödemeye devam edildiğini, bu yüzden sunduğu hizmetin karşılığı olarak müvekkil şirketin fatura tahakkuku devam ettiğini, müşterinin hizmeti kullanmaması fatura tahakkukunu durduran bir sebep olmadığını, davanın reddini, yargılama harç ve giderleri ile yasal vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenmesini talep ve beyan etmiştir.
Davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde özetle; Davalı taraf ile müvekkil arasında akdedilen abonelik sözleşmesi gereği sağlanan internet hizmeti yurtta öğrenci kalmaması sebebiyle kullanılmadığını, yurtta ikamet eden öğrencilerin hepsi Selçuk Üniversitesi ve Konya Teknik Üniversitesinde öğrenim gördüğünü, bahsi geçen üniversiteler 2020-2021 eğitim öğretim yılının güz dönemini yüz yüze eğitim olarak devam etmeme kararı aldığını, üniversitelerin iş bu kararı sonucunda yurda öğrenci kaydı alınmamış olup müvekkil geçici süre ile yurdu kapatmak durumunda kaldığını, yurdun faaliyetlerinin sona ermesi üzerine müvekkil, tarafına sağlanan internet hizmetinin iptali veyahut alternatif bir seçenek sunulması talebiyle … Müşteri Hizmetlerine başvuruda bulunduğunu, ancak söz konusu firma ile defalarca yapılan görüşmeler sonuçsuz kaldığını, müvekkili ile davalı taraf arasında yapılan bu görüşmelerin ne zaman yapıldığının anlaşılabilmesi adına … tarafından kayıt altına alınan bu belgelerin istenerek dosyaya eklenmesini, müvekkili tarafından internet aboneliğinin iptali talep edildiğini, Mücbir sebep illiyet bağını kestiği için sadece kanunda belirtilen hâllerle sınırlı olarak uygulanmaz. Borçlunun sorumlu olduğu her durumda uygulama alanı bulur. Tüm bu açıklamalar nezdinde; edimlerin dengesinin sözleşme yapılırken öngörülemeyen ve öngörülmesi beklenemeyen sebeplerle, yani olağanüstü bir durumdan ileri gelecek şekilde bozulduğunun, bundan dolayı müvekkilinin TBK md.138 uyarınca abonelik sözleşmesinin feshi talebinde haklı olduğunun kabulü gerektiğini beyan etmiştir.
Mahkememizin 09/11/2022 tarihli duruşmasında davacı vekili beyanında; “Bizim dava dilekçemizdeki talebimiz iki kalemden ibarettir ödediğimiz ücretin iadesi ve bedelsiz olarak cayma işleminin gerçekleştirilmesine yöneliktir, ayrıca ödemeye ilişkin belgelerin ibrazı için tarafımıza süre verilmesini talep ederiz, dedi. “HMK 31 kapsamında davacı vekilinden soruldu: Davalı yana yazılı bir müracaatı olup olmadığı hususu soruldu. Davacı vekili cevabında: Müracaatlarımız şirket olmamızdan kaynaklı sözlü olabileceği şeklinde ifade edilerek yazılı müracaatımız yoktur, kabul etselerdi yazılı müracaatımız olurdu, dedi.” şeklinde beyanda bulunduğu görüldü.
Bilirkişi …ve Bilirkişi Av. …tarafından 21/02/2022 tarihinde düzenlenip Mahkememize sunulan bilirkişi raporundan özetle; “Covid-19 ve Mücbir Sebep: Çin’de 2019 Aralık ayı itibariyle tespit edilen ve kısa sürede dünya geneline yayılan koronavirüs (Covid-19), Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel pandemi, yani bütün kıtaları etkileyen ve tüm insanları tehdit eden bir salgın hastalık olarak ilan edilmiş olup, Mücbir sebep; sorumlu veya borçlunun faaliyet ve işletmesi dışında meydana gelen, genel bir davranış normunun veya borcun ihlâline mutlak ve kaçınılmaz bir şekilde yol açan, öngörülmesi ve karşı konulması mümkün olmayan olağanüstü bir olaydır. Bu nedenlerle, genel anlamda sınıflandırılmak gerekirse Covid-19 salgınının bir mücbir sebep olduğu ileri sürülebilir. Mücbir sebebin varlığı tespit edildiği takdirde, yine somut olayın şartları sözleşme hükümlerine göre ifa imkansızlığı (TBK m. 136), kısmi ifa imkansızlığı (TBK m. 137) ya da aşırı ifa güçlüğü (TBK m. 138) ve borçlunun kusuru olmaksızın borcunu ifa edememesi (TBK m. 112) mekanizmaları uygulanabilecektir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun E:…, K…, T:27.6.2018 sayılı kararında; Mücbir sebebin zorlayıcı bir olay olduğu, bu olayın doğal, sosyal veya hukuki bir olay olabileceği gibi insana bağlı beşeri bir olay da olabileceği, olayın zarar verenin faaliyet ve işletmesi dışında kalan bir olay olması gerektiği, mücbir sebebin bir diğer unsurunun ise öngörülemezlik olduğu belirtilmiştir. Davacıya Sunulan Hizmetin Kullanılamaması: Davacı ve davalı arasında 06.11.2019 tarihinden imzalanan 24 aylık taahhütname ile “… İnternet 10 Mbps” paketi kapsamında “… Ltd. Şti.”nin … Kız Öğrenci Yurt binasında internet hizmeti verilmesi hususunda anlaşma sağlandığı, yurdun 2020 Mart ayından itibaren geçici süre kapatıldığı ve davacının mücbir sebeplerle internet hizmetini kullanamadı davacının 2020 Mart ayından itibaren 31.03.2020 tarihli 5.454,75-TL, 30.04.2020 tarihli 1.562,00-TL, 31.05.2020 tarihli 1.140,75-TL, 30.06.2020 tarihli 1.140,75-TL, 31.07.2020 tarihli 1.140,75-TL, 31.08.2020 tarihli 1.141,00-TL, 30.09.2020 tarihli 1.140,75-TL, 31.10.2020 tarihli 1.140,75-TL olmak üzere toplam 13.861,50-TL toplam fatura tutarını işbu dava da dava konusu yaptığı, davacı mücbir sebeplerle hizmeti kullanamadığından Mart-Ekim dönemi toplam fatura tutarı olan 13.861,50-TL ile borçlu olmayabileceği, sayın mahkeme aksi kanaatte ise, “Abonelik Sözleşmeleri Yönetmelik Taahhütlü aboneliğin süresinden önce feshi, madde 16 – (1)”e göre davacının sorumlu olabileceği tutarın, taahhüt başlangıç tarihi 06.11.2019, bitiş tarihi olan 06.11.2021 ve uyuşmazlığın başlangıç tarihi olan Mart 2020 dönemi baz alındığında davacı ile davalının taahhütname imzalandıktan 4 ay sonra uyuşmazlık içinde olduklarından davacının faydalandığı 4 aylık indirim bedeli toplamı olan (499,95-TL x 4 ay)= 1.999,80-TL ile borçlu olabileceği tarafımızca değerlendirilmiştir.” şeklinde rapor tanzim etmişlerdir.
Dava “Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)” davasıdır.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davalı aleyhine Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davası açmıştır.
6098 Sayılı TBK’nın 136. Maddesi; Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır. Borçlu ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür. Aynı kanunun 137. Maddesi; Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle kısmen imkânsızlaşırsa borçlu, borcunun sadece imkânsızlaşan kısmından kurtulur. Ancak, bu kısmi ifa imkânsızlığı önceden öngörülseydi taraflarca böyle bir sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, borcun tamamı sona erer.
Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, bir tarafın borcu kısmen imkânsızlaşır ve alacaklı kısmi ifaya razı olursa, karşı edim de o oranda ifa edilir. Alacaklının böyle bir ifaya razı olmaması veya karşı edimin bölünemeyen nitelikte olması durumunda, tam imkânsızlık hükümleri uygulanır. Yine aynı kanunun 138. Maddesi gereği; Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır. Bu madde hükmü yabancı para borçlarında da uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayımıza baktığımızda; tüm dünyayı saran, etkileyen, insanların evlerinden bile çıkmasına engel olan COVİD – 19 korona virüsü, mevzuat hükümleri ve Yargıtay Kararları çerçevesinde değerlendirildiğinde MÜCBİR SEBEP olarak değerlendirmek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla (bu olayın borçlar hukukunun iradilik/nisbilik ilkesine ve tacirin basiretli davranma yükümlülüğünün ötesinde bir durumun olduğu da değerlendirilerek), davacının ödemiş olduğu miktarın iadesine, abonelik sözleşmesinden de bedelsiz cayma hakkı tanınması gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak Mahkememizce oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Davacının davasının KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE;
2-Davacı yanın ödediği 12.654,75TL’nin, davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Mücbir sebep nedeniyle davacıya bedelsiz cayma hakkı TANINMASINA,
4-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 864,45-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 236,72-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 627,73-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre vekalet ücreti red edilen miktarı geçemeyeceğinden 1.206,75-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan sarfına mecbur kılınan ilk yargılama harcı olan 296,02TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yapılan; Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere (davacı … Ticaret Limited Şirketi ve temsilci …tarafından yapılan) toplam 1.353,00-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 1.235,15-TL’lik kısmanın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye yargılama giderinin ise davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer OLMADIĞINA,
10-6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 680,00-TL arabulucu ücretinin 6325 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince 620,78‬TL’nin davalıdan, geri kalan kısmının ise davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, bağımsız ve tarafsız Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından KESİN olmak üzere karar verildi.08/03/2023

Katip Hakim