Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/92 E. 2022/670 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA KARAR
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM :… …
KATİP :… …

DAVACI :… – …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA :Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 21/02/2020 tarihli dilekçesiyle; davacının davalı banka tarafından dava dışı …”e ( T.C. No:… ) lehine kullanılan 7.885,20 TL. asıl alacak, 31.010,46 TL. Asıl alacak ve 15.802,74 TL. asıl alacaklı kredilere kefil olduğunu, ancak davacının kefil olduğunda davalı banka tarafından eşinin rızasının alınmadığını, davcının okuma yazması olmadığını ve kefil alındığında yaşının 70’in üzerinde olduğunu, davacının Kredi sözleşmelerinden ve kefil olduğundan bilgisi olmadığını bu nedenlerle Kefalet sözleşmesinin davacı açısından hukuken geçersiz olduğunu, Konya . İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında yapılan takipte davacıya ait tarlaların icra yolu ile satışının davacı açısından telafisi mümkün olmayan zararlar doğacağından HMK. 389 ve devamı maddeleri gereğince icra takibinin ve satışının dava sonuna kadar teminatsız olarak ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına karar verilmesini talep ettiklerini, Konya . İcra Dairesi’nin … Esas sayılı İcra takibinin ve satışının öncelikle ihtiyati tedbir yolu ile durdurulması, davacının davalı banka tarafından dava dışı …”e kullandırılan kredilere kefil ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi için mahkemeye başvurduklarını beyan ederek Konya . İcra Dairesi’nin … Esas sayılı İcra takibinin ve satışının öncelikle teminatsız olarak ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına, davacının davalı banka tarafından dava dışı …’e kullandırılan kredilere kefil ve borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ile ve vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davalı vekilinin 17/03/2020 havale tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … Şubesinden borçlu …’ün kullanmış olduğu krediye kefaletinden dolayı Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile davalıya karşı icra takibi başlatıldığı, davalının açtığı davanın reddinin gerektiğini, davacı eş muvafakati olmadığını söylemiş ise de müvekkili bankanın kredi sözleşmesi ve ekleri incelendiğinde davalı …’İN eşi … Sarayönü Noterliği’nin 06.09.2012 tarih ve … yevmiye numaralı muvafakatnamesi ve …’in eşi … Sarayönü Noterliği’nin 13.08.2012 tarih ve … yevmiye ile eşinin kefaleti için verdiği muvafakatlerinin görüleceğini, bu nedenle davacının eş muvafakati olmadığı gerekçesi ile açmış olduğu davada tamamen kötüniyetli olduğunu, Davacının kefil olduğu tarihte yetmiş yaşının üzerinde olduğunu iddia ederek kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu yönündeki iddiasının ise dinlenebilmesinin mümkün olmadığını, Zira kefalet için gerekli bir yaş şartı olmadığı gibi kredi sözleşmesinde ve kefaletnamede davacı ne için kefil olduğunu kendi el yazısı ile belirttiği gibi akıl sağlığının da yerinde olduğunu, dava dilekçesinde açıkça davacının kredi borcunu ve kefaletnameyi kabul ettiği halde yaşının ilerlemiş olduğunu iddia etmesinin açıkça kötüniyetli olduğunun göstergesi olduğunu, İş bu nedenlerle hukuki dayanaktan yoksun mesnetsiz davanın reddi gerektiğini beyan ederek davacının davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası istenmiş, Konya Cumhuriyet Başsavcılığı Hazırlık Bürosunun 2020/42962 soruşturma sayılı dosyası istenmiş, … Bank A.Ş. Genel Müdürlüğünden ilgili belgeler istenmiş, davacının yazı ve imza örnekleri alınmış, Sarayönü İlçe Tarım Müdürlüğünden davacıya ait imza örneklerini içerir belgeler istenmiş, Sarayönü Ziraat Odası Başkanlığından davacıya ait imza örneklerini içerir belgeler istenmiş, Ziraat Bankası Sarayönü Şube Müdürlüğünden davacıya ait imza örneklerini içerir belgeler istenmiş, Sarayönü Tapu Müdürlüğünden davacıya ait imza örneklerini içerir belgeler istenmiş, Sarayönü Nüfus Müdürlüğünden davacıya ait imza örneklerini içerir belgeler istenmiş, Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası içerisinde bulunan davacıya ait imza örneklerini içerir belgeler istenmiş, … A.Ş Genel Müdürlüğünden kredi sözleşmesi aslı istenmiş, Sarayönü Noterliğinden ilgili yevmiye numaralı belge aslı istenebilmesi için Sarayönü Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış, İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Başkanlığından imza incelemesi yapılması istenilmiş ancak eksik belgeler nedeniyle incelemenin yapılamadığı anlaşılmış, hesap bilirkişisinden rapor alınmış ve raporun taraflara tebliği sağlanmıştır.
Hesap Bilirkişisi … 22/04/2021 havale tarihli bilirkişi raporuna göre; Dosya içinde mevcut kefaletnamenin 09.08.2012 tarihinde … tarafından verildiği. … eşi Yeter Güler tarafından Muvafakatnamelerin İse 50.000,00-TL için 06.09.2012 tarihinde 15.000,00-TL için ise 13.08.2012 tarihinde verildiği belirlenmiş olmakla, Eşin rızasının sözleşmenin kurulmasından önce veya sözleşme sırasında olması gerektiği, Rıza somut ve belli bir veya bazı kefaletlere ilişkin olarak verilmesi gerektiği, Eşin rızasının yazılı şekilde verilmesi gerektiği, Bu rızasının kefalet senedinde bildirmesi gerekli olmayıp ayrı bir belge ile de bildirilebileceği, Davada; kefaletnamenin 09.08.2012 tarihinde düzenlendiği. Eşin rızasının ise noter kanalı ile muvafakatname şeklinde 15.000,00-TL için 13.08.2012 tarihinde , 50.000,00-TL için ise 06.,09.2012 tarihinde verilmiş olması nedeniyle eşin rızasının sözleşmenin kurulmasından sonra alınmış olması sebebiyle TBK 584/1 maddesi gereğince verilen muvafakat ve iznin geçerli olmayacağı, Yasanın hükmü ile eşlerin izinsiz kefil olması yasaklanmakta, ancak bizzat borç altına girmesine herhangi bir yasak getirmeyeceği, Dolayısıyla bu düzenleme ile eşin haberi olmadan kefil olan ve bu yolla ailenin bütün geleceğini karartacak bir yükümlülük altına girecek diğer eşin bazı işlemlerini peşinen önlemeye yönelik hükmün emredici hüküm olduğu nazara alınarak; Kefalete davacı eşin muvafakatının kefaletin kurulmasından sonra verilmiş olması sebebiyle kefaletin geçerli olup olmadığı hususunun takdir ve tayininin mahkemeye ait olduğu rapor edilmiştir.
Dava, “Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)” davasıdır.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının davalı banka tarafından dava dışı …”e ( T.C. No:… ) lehine kullanılan 7.885,20 TL. asıl alacak, 31.010,46 TL. Asıl alacak ve 15.802,74 TL. asıl alacaklı kredilere kefil olduğunu, ancak davacının kefil olduğunda davalı banka tarafından eşinin rızasının alınmadığını, davcının okuma yazması olmadığını ve kefil alındığında yaşının 70’in üzerinde olduğunu, davacının Kredi sözleşmelerinden ve kefil olduğundan bilgisi olmadığını bu nedenlerle Kefalet sözleşmesinin davacı açısından hukuken geçersiz olduğunu, Konya . İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında yapılan takipte davacıya ait tarlaların icra yolu ile satışının davacı açısından telafisi mümkün olmayan zararlar doğacağından HMK. 389 ve devamı maddeleri gereğince icra takibinin ve satışının dava sonuna kadar teminatsız olarak ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına karar verilmesini talep ettiklerini, Konya . İcra Dairesi’nin … Esas sayılı İcra takibinin ve satışının öncelikle ihtiyati tedbir yolu ile durdurulması, davacının davalı banka tarafından dava dışı …”e kullandırılan kredilere kefil ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi için mahkemeye başvurduklarını beyan ederek Konya . İcra Dairesi’nin … Esas sayılı İcra takibinin ve satışının öncelikle teminatsız olarak ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına, davacının davalı banka tarafından dava dışı …’e kullandırılan kredilere kefil ve borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ile ve vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği, davanın İİK.72. maddesine dayalı menfi tespit davası olduğu, İİK.72.maddesinde; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir….” şeklinde, 6102 sayılı TTK.778/1-d maddesi yollaması ile TTK. 677. Maddesinde; “Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez.” şeklinde, TTK. 778/1-a maddesi yollaması ile TTK’nun 687.maddesinde; “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. (2) Alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde, 6102 sayılı TTK’nun 825.maddesinde;”(1) Borçlu, emre yazılı bir senetten doğan alacağa karşı ancak senedin geçersizliğine ilişkin veya senet metninden anlaşılan def’ilerle alacaklı kim ise ona karşı, şahsen haiz bulunduğu def’ileri ileri sürebilir.(2) Borçlu ile önceki hamillerden biri veya senedi düzenleyen kişi arasında doğrudan doğruya varolan ilişkilere dayanan def’ilerin ileri sürülmesi, ancak senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde caizdir.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı görülmektedir.
Dosya incelendiğinde davacı vekilince davacının dava dışı 3.bir kişinin borcundan dolayı kefil olduğu, ancak dava dışı 3.kişinin kötü niyetli olarak kendisini kandırdığını, okuma yazma bilmediği için neye imza attığını tam olarak bilmediğini, 60 yaş üzerinde olduğunu ve söz konusu kredinin alınmasında eşinin rızasının bulunmadığı, bu nedenlerle müvekkilinin kefaletinden dolayı hakkında yapılan icra takibine karşı borcu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Dosya Mahkememizce incelendiğinde kefalet sözleşmeleri getirtilmiş, davaya konu icra dosyası Mahkememizce celp edilerek incelenmiş, bununla birlikte davacı vekilince öne sürülen sebeplerin değerlendirilmek üzere bilirkişiden rapor alınmıştır.
Söz konusu bilirkişi raporu alındığında davacı vekilince yapılan itirazlardan biri olan sözleşmedeki yazıların kendisine ait olmadığı iddiasına yönelik itirazları için yapılan imza incelemesinde alınan örnekler Adli Tıp Kurumunca da kişinini zaten okur yazar olmaması nedeniyle tam olarak değerlendirilemediği bu nedenle mahkememize geri gönderildiği, mahkememizce de davacının okur yazar olmadığı anlaşılarak söz konusu incelemelerin yapılmasından da vazgeçilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık nedenlerinden biri olan davacının kefalet nedeniyle eş rızasının gerekip gerekmediği eş rızasının bulunmasının kefalet sözleşmesinin geçerliliğine dolayısıyla davacının borçtan sorumluluğuna etkisi olup olmadığı noktasında mahkememizce değerlendirme yapılarak dava konusu kefalete ilişkin Türk Borçlar Kanununun 54.maddesi dikkate alınarak söz konusu maddeye göre eşlerden biri ancak kefalet sözleşmesine yazılı olarak muvafakat etmesi halinde ve bu muvafatın da sözleşmenin kurulmasından önce veya tam sözleşme yapılacağı sırada yerine getirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Dosyamız kapsamında inceleme yapıldığında her ne kadar davacının eşinin Noterlik kanalıyla muvafakat vermiş gibi gözükse de söz konusu muvafakatın kefalet sözleşmesinin yapılmasından sonra tanzim edildiği anlaşıldığı, bu durumun dosyamız kapsamında alınan bilirkişi raporunda da tespit edildiği, her ne kadar eş rızasına ilişkin 2018 tarihinde çeşitli istisnalar getirilmiş ise de söz konusu istisnaların davamızla bağlantılı olamayacağından kefalet sözleşmesinin unsurlarının tam olarak yerine getirilmediği bu nedenle kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu kanaatine varılarak davacının davasının kabulü ile Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasında sadece davacı yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
Davacının davasının KABULÜ ile;
1-Davacıya ilişkin Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasında sadece davacı yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine,
2-Karar tarihi itibariyle (ve dava değerinin 73.231,73 TL olduğunun kabulü ile) alınması gereken 5.002,46 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.250,62 TL harcın mahsubu ile kalan 3.751,84 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir KAYDINA,
3-6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 6235 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince davalıdan alınarak Hazineye İrad KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 1.402,42 TL ilk yargılama harcı, 856,31 TL bilirkişi ücreti tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 2.258,73 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca (dava değerinin 73.231,73 TL olduğunun kabulü ile) davacı vekili için 11.717,08 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın, kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin istek halinde ilgili taraflara iadesine, karar kesinleşinceye kadar iade alınmaz ise gider avansının artan kısmının 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde re’sen ilgili taraflara İADESİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/12/2022

Katip … Hakim …