Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/79 E. 2022/126 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
İLİŞKİLİ KİŞİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :
KARARIN MAHİYETİ : KABUL

Mahkememizde görülmekte bulunan ” Menfi Tespit ” davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; “Müvekkil hakkında Konya . İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyası ile 30.11.2017 düzenleme tarihli 50.000 TL meblağlı … seri no’lu Çeke dayalı olarak icra takibi başlatılmıştır. İlgili çekten kaynaklı olarak ferileriyle birlikte toplam 55.066,78 TL’lik alacak müvekkilden talep edilmek üzere ödeme emri düzenlenerek müvekkil borçlandırılmıştır. Ancak müvekkilin icra takibinde alacaklı olan davalıya herhangi bir borcu bulunmamaktadır. Çünkü ilgili çekteki imza müvekkile ait değildir. Takibe konu çek 30.11.2017 düzenleme tarihli 50.000 TL meblağlı sahte şekilde imzalanarak ciro edilmiş bir çektir. Müvekkil şirkete ait sahte bir kaşe düzenlenerek çekin arkasına vurulmuş şirket yetkilisi …`ın imzası taklit edilerek ciro edilmiş en son da … tarafından davalı …’na ciro edilmiş, … tarafından da yukarıda bilgileri verilen icra dosyası ile çek icra takibine konu edilmiştir. Müvekkil aleyhine yapılan icra takibine konu ÇEKTEKİ İMZA MÜVEKKİLE AİT DEĞİLDİR. Bu hususun tespiti için müvekkile çekteki imza ile karşılaştırılmak üzere müvekkile ait imza örneklerinin aşağıda belirttiğimiz kurumlardan celbini talep ediyoruz. Söz konusu imza örnekleri geldiğinde icra takibine konu senetteki imza ile karşılaştırılarak bilirkişi incelemesi sonucunda da imzanın müvekkile ait olmadığı anlaşılacaktır.” şeklinde dava açtığı görülmüştür.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; “Müvekkilim alacaklı olduğundan dolayı vadesi gelen ve ödenmeyen çeki Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatmış, icra takibine ilişkin ödeme emri davalı borçluya ve diğer çekte imza altına girenlere usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmiş davalı borçlu süresi içerisinde ne borca ne de imzaya itiraz etmediğinden dolayı takip kesinleşmiştir. İcra takibi kesinleştikten sonra davacı kötüniyeli olarak menfi tespit davası açmıştır. İş bu dava haksız ve yersizdir. Davacının beyanlarını kabul etmiyoruz, Müvekkilim iyiniyetli 3. Kişidir. Davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu durumlardan da müvekkilimin olaylar ile bağlantılı olmadığı ve iyiniyetli 3. Kişi olduğu aşikardır. Bu sebeple davacı iddialarında haksız ve kötüniyelidir. Davacının beyanları müvekkilimiz Kambiyo Hukuku ve Ticaret kanununa göre davacının sunmuş olduğu defiler , iç defidir. Müvekkilimiz ile ilgi ve alakası yoktur. Müvekkilimiz alacağına istinaden iş bu çeki ciro yolu ile teslim almıştır alacağını kurtarmak için icra takibi yapmıştır. Davacının dilekçesindeki beyan ettiği hususlar; alacaklı hamil ile arasındaki iç ilişkidir. Müvekkilim tamamen iyiniyetli olup ; keşideci ile hamil arasındaki olaylar ile ilgi ve alakası yoktur. Bu durumları da bilebilcek konumda değildir. Bu sebeple davacının beyanlarına müvekkilim açısından itibar edilmemelidir. Nitekim davacının beyanları da hukuki dayanaktan yoksundur. Davacı borçlu, kendisine usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilen ödeme emrine yasal süre içerisinde İcra Hukuk Mahkemesinde imzaya ve borca itiraz etmemiştir. Dolayısıyla hakkında açılan icra takibi ve borcu zımni olarak kabul etmiştir. Yasal süresi geçtikten ve aradan geçen zaman dikkate alındığında açılan işbu dava, davacının tamamen kötüniyetli olduğunu göstermektedir. Davacı taraf dava dilekçesi incelendiğinde de görüleceği üzere davaya ve icra takibine konu olan çekten kaynaklı borcunu inkar etmemekte zımni olarak borcunu kabul etmektedir. Davacı tarafın belirtmiş olduğu vakıaları müvekkilimin bilmesi mümkün olmayıp müvekkilim ile davacı taraf arasında bulunan ciranta sayısı ve durumu göz önüne alındığında hem madden hem de hukuken mümkün değildir. Bu sebeple davacı tarafın yasal süresi geçtikten sonra açmış oluğu bu dava ve müvekkilimin iyiniyetli 3.kişi olması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; sayın mahkemenizce davacının davasının reddi gerekmektedir. Davacının dava dilekçesinde esas almış olduğu harca esas değer usul hukuku gereğince tanıkla ispat sınırının altnda kaldığından ötürü davacının tanıkla ispat etme ve tanık dinletme talebine muvafakatimizin olmadığnı da belirtmek isteriz.” demiştir.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca davacının imza örneklerinin alınmak suretiyle ve çeşitli kurumlardan imza örneklerini içerir belgelerin toplanması suretiyle dosya ATK ya gönderilmiş, ATK tarafından tanzim edilen raporda özetle; inceleme konusu çekin arka yüzde … A.Ş kaşe izi üzerinde atılı imza ile …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibatın tespit edilemediği bildirilmiştir.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davalı aleyhine Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davası açmış, davalı yan yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz etmiştir.
Davanın İİK.72.maddesine dayalı menfi tespit davası olduğu, İİK.72.maddesinde; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir….” şeklinde, 6102 sayılı TTK.778/1-a maddesi yollaması ile TTK’nun 687.maddesinde; “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. (2) Alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde, 6102 sayılı TTK’nun 825.maddesinde;”(1) Borçlu, emre yazılı bir senetten doğan alacağa karşı ancak senedin geçersizliğine ilişkin veya senet metninden anlaşılan def’ilerle alacaklı kim ise ona karşı, şahsen haiz bulunduğu def’ileri ileri sürebilir.(2) Borçlu ile önceki hamillerden biri veya senedi düzenleyen kişi arasında doğrudan doğruya varolan ilişkilere dayanan def’ilerin ileri sürülmesi, ancak senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde caizdir.” şeklinde, 6100 sayılı HMK.nun 200.maddesinde;”Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.(2) Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir. ” şeklinde, HMK’nun 201.maddesinde:”Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı görülmüştür.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosya ATK ya gönderilmiş, ATK tarafından tanzim edilen raporda inceleme konusu çekin arka yüzde … A.Ş kaşe izi üzerinde atılı imza ile …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibatın tespit edilemediği bildirilmiştir.
Somut olayda; davalı vekili müvekkilinin iyiniyetli 3. Kişi konumunda olduğunu, bu nedenle davanın reddini talep etmişse de imza inkarı senet metninden (çek) anlaşılan 3. Kişilere karşı da ileri sürülebilen MUTLAK DEFİ olduğundan bu yöndeki savunmaya itibar edilmeyerek, tüm deliller, bilirkişi rapor/ları, dosya kapsamına göre değerlendirme yapıldığında davacının davasının kabulü ile, Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından (takibe konu 50.000,00 TL meblağlı çek nedeniyle) davalıya borçlu olmadığının tespitine dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
Davacının davasının KABULÜ ile;
1-Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından (takibe konu 50.000,00 TL meblağlı çek nedeniyle) davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 3.761,61 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 940,41 TL’nin mahsubu ile geriye kalan 2.821,20 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad KAYDINA,
3- Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 1.062,00 TL ilk yargılama harcının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4- Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 1.432,95 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5- Davalının yaptığı yargılama gideri olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer OLMADIĞINA,
6- Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT’ye göre hesaplanan 7.958,68 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7- Davacı tarafından dava başında depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
8-6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 6235 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince davalıdan alınarak Hazine’ye gelir KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/02/2022

Katip … Hakim …

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.