Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/491 E. 2023/389 K. 04.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılmış bulunan “Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)” davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
HEYETİMİZCE GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 25.12.2020 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı … Ltd. Şti.’nin; Afyon İsçehisar, Çorum, Ankara Ayaş, Konya …, … Şerefli’de taş ocakları işleten, konkasörltaş kırma) tesisleri bulunan bir şirket olduğunu, son hali ile ortaklarının … ve oğlu … olduğunu, şirketin muhasebe işlerinin … isimli Mali Müşavir tarafından takip edildiğini, aynı kişilerin … Mad. ve İnş. AŞ. İsimli ikinci bir şirkette büyük hissedar olduklarını, her iki şirketin merkezlerinin de … Mah. … Cad. No:… Selçuklu/KONYA adresinde olduğunu ve aynı yerlerde aynı işleri yapmakta olduklarını, baba oğul bu iki ortağın, aynı faaliyette bulunmak üzere üçüncü bir şirket olarak davacı … Mad. Ltd. Şti.’ni kurmuş olduklarını, bu şirketin faaliyetlerinin ve merkez adresinin de diğer iki şirketle aynı olduğunu, her üç şirketin imza yetkilisinin … olduğunu, oğlunun da mali ve idari işlerle ilgilendiğini, Konya’ya taş ocaklarında operatör olarak çalışmak için gelen … ve … isimli kişilerin bu şirketlerde önce işçi olarak fiilen çalıştıklarını, süreç içinde bir zaman sonra … ve …’ın davacı … Ltd. Şti’ni … ve …’a devretmeyi teklif ettiğini, 2011 Ekim ayında da …’in hisselerini …’e devrettiğini, … ve …’un, adı geçen şirketler ile …’nın işletme sahalarında flili olarak çalışmaya devam ettiklerini, bu yüzden şirket merkezine çok nadir geldiklerini, geldiklerinde de devraldıkları şirketin yönetimi ile ilgilenmediklerini, kendilerine şirket işlerinin iyi gittiğinin söylendiğini, ortağı ve yetkilisi oldukları … Ltd. Şti.’nin bütün satış faturalarının … ve Mali Müşavir … tarafından el yazılarıyla düzenlendiğini, ticari defterlere kaydedildiğini, kendilerinin gelir ve gider kalemlerini ve faturaları, işi yapanlara itimat ettikleri için incelemediklerini, zaten bu işlerden de anlamadıklarını, bahse konu üç şirketin ve … şahıs işletmesinin kayıtlarını ve muhasebesini yapan Mali Müşavirinin … isimli aynı kişi olduğunu, davacı şirket ortaklarına, söz konusu işletmelerin bütün kazançlarının ortak olduğunun söylendiğini, davalı şirketin,davacı … Ltd. Şti.’ne faaliyet konusu işleri yaptırdığını ve kesilen faturalarla kendisini yapılan işler karşılığında borçlandırdığını ancak bu fatura ödemelerinin bankadan para transferi yaparak ödenmediğini, sahte senetler ve ödenmeyecek çekler ciro edilmiş göstererek ödendi gösterildiğini, bu senet ve çeklerde davacı şirketin cirolarının olmadığını ancak bu şekilde muhasebeleştirildiğini, davacı şirkete vergi çıkmaması için gerçek olmayan faturalar alınarak kayıtlar yapıldığını, bir incelemeye esas teşkil eden vergi müfettişi incelemesinde müvekkil şirketin defterlerinin incelendiğini ve bu gerçek olmayan faturaların tespit edilmesi neticesinde ceza kesildiğini, bu konuda davalı şirket ortaklarının “tamam, önemli değil çıkartılan vergi cezalarını biz öderiz” demelerine rağmen cezalarının ödenmediğini, verilen sözler yerine gelmeyince muhataplarına noterlik kanalıyla ihtarname çektiklerini ancak cevap verilmediğini, kendilerinin davacı şirket defterlerini özel yeminli mali müşavirlere incelettiklerini, bu rapora göre davacı şirkete verilen senet ve çeklerin ödenmediği, kaydedilen bazı faturaların sahte olduğu, şirketlerinin … Ltd. Şti.’nden 791.234,00 TL, vergi ziyaı nedeniyle 120.696,71TL alacaklı olduğu hususlarının tespit edildiğini, VUK 359. maddeye göre … ve … ile …’ın sahte belge düzenlediğini, bundan başka bedeli … Ltd. Şti. gelirlerinden alınan kepçe, tır, araç, yükleyici gibi değerli iş makinası ve araçların davacı şirket gelirlerinden alındığını ancak … Ltd.Şti.’ne kaydettirildiğini, bir dairenin de davacı şirkete ait olması gerekirken yine yolsuz olarak davalı şirkete kaydettirildiğini, yeminli mali müşavirlere hazırlattıkları raporda, daha önce zikredilen şekilde; faturaların … ve Mali Müşavir tarafından kesildiğini, gerçek olan bu satış faturalarının karşılığında davacı şirkete sahte faturalar alınarak, sanki mal ve hizmet alınmış gibi kaydedildiğini, bu faturaları kesen tedarikçilerin çoğunu kendilerinin tanımadıklarını, bunlara olan borçları da fiktif cari hareketlerle ödemeler yapılmış gibi göstererek kapattıklarını, bu borçların bir kısmının da … Ltd. Şti. tarafından ödenmiş gibi yapılarak, davacı ve davalı şirket cari hesaplarına mahsup edildiğini, netice olarak hazırlattırılan faaliyet raporuna göre şirketin 1.032.627,00 TL zarara uğratıldığının tespit edildiğini, davacı şirket gelirleriyle alınan ancak davalı şirkete kaydettirilen araç, iş makinası ve konutun bu değere dahil olmadığını, davacı şirket yöneticilerinin bakım onarım ustası işçiler olduğunu, hissedarı oldukları … Ltd. Şti. ve davalı … Ltd. Şti. ortaklarının büyük hisse sahibi oldukları … AŞ. firmalarında sözleşmeli işçi olarak çalıştığının görüleceğini, davacı şirket ortaklarının işçisi olarak çalıştıkları bu şirketi kağıt üzerinde devraldıklarından bahisle; Davalı firmanın müvekkili firmanın, müvekkili firmanın muhasebe kayıtlarında yapmış olduğu tüm usulsüz kayıt ve işlemler nedeniyle maruz kaldığı zarardan, fazlaşa ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.032.627,00 TL alacağının temerrüt tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte hüküm altına alınarak, davalı şirketten tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin UYAP sistemi üzerinden mahkememiz dosyasına sunmuş olduğu 02.03.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, zaten alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davalı şirket ortakları … ve …’nın 22.01.2009 tarihinde … Ltd. Şti.’ni kurduklarını, kuruluş tescil ve ilanının 29.01.2009 da yapıldığını, şirket faaliyetlerine devam ederken, 19.11.2009 tarihinde Noter kanalıyla şimdiki sahiplerine devrettiklerini, hisse devrinin tescil ve ilanının 10.12.2009 tarihinde yapıldığını, davacı şirketin yaklaşık 11 yıldır bu kişiler tarafından yönetildiğini, iddiaların yersiz ve mesnetsiz olduğunu, davacının davalıyı kendi dikkatsizliğinden mesul tutmaya çalıştığını, bunun kabulünün mümkün olmadığını, Ali, Hüseyin ve … isimli şahısların işçi olduklarından bahisle kandırıldıkları iddia edilmiş ise de; iş bu isimlerin yaklaşık olarak 11 yıldır tacir sıfatına haiz kişiler olup TTK md. 18/2 uyarınca “Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket emkesi gerekir” davacıların basiretli davranmakla mükellef olduklarını, yaptıkları işten ve attıkları imzadan sorumlu olduklarını, hisse devri sonrasında kendi belirledikleri bir muhasebeciyle çalıştıklarını, muhasebecinin davacı şirketle bir ilgisinin olmadığını, dikkat ve özen yükümlülüğü nedeniyle muhasebecinin güvenilirliği hususunda sorumluluğun kendilerinde olduğunu, davacı ve davalı şirketlerin muhasebecisinin aynı olmasının, başkasının yönlendirmesiyle olduğunu söylemenin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, yapılan defter incelemesinde vergi cezası çıkartıldığının beyan edildiğini, inceleme esnasında defter ibrazı ve bütün diğer işlemlerinşirket yetkilisi tarafından yürütülmesi gerektiğini, bunun göre şirket yöneticilerinin defterlerinden ve yaptığı işlemlerden bizzat haberdar olduğunun kanıtı olduğunu, mesuliyetlerinin TTK 67. Md ile sabit olduğunu, bu inceleme ile ilgili haberdar olmadıkları iddialarının tamamen mesnetsiz olduğunu, bir usulsüzlük var ise Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusu yapılması gerektiğini, davacı şirket ile davalı şirketin arasındaki ilişkinin, davalı şirketin bu zamana kadar yüzlerce şirket ile yapmış olduğu gibi ticari iş olduğu ve yaptığı işlerin ödemelerini aldığı, davalı şirketin borcunun kalmadığı, davacının iç meselelerinden de davalı şirketin sorumlu tutulamayacağını, dilekçede zikredildiği gibi çalışmaları devamlı şantiyelerde geçtiğinden ve Konya’ya nadir geldiklerinden dolayı davacı şirketin yönetimi ile ilgilenmedikleri, bu yüzden uğradıkları zararları davalı şirketten istemelerinin mantığa ve hakkaniyete uymadığını, muhasebe hususunda hatalı ve hileli işlemleri tespit etme ve düzeltme sorumluluğunun işletme yönetimine ait olduğunu, bu sorumluluğun, makul bir maliyetle sürekli gözetimi sağlayan etkin bir iç kontrol ve iç denetim sistemi kurmak ve uygulamak olduğunu, bunların yapılmamasının yönetici sorumluluğunu ortadan kaldırmadığını, zira hatalı ve hileli işlemlerin etik, ekonomik ve sosyal sonuçları olmakla birlikte, aynı zamanda teknik bir konu olduğunu, sonuçlarının işletmeleri iflasa dahi sürükleyebileceğini, bu anlamda yöneticilerin sorumluluklarının bulunduğunu, TTK 553. Madde gereği davacı şirketin zararlarından müvekkil şirketin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığından bahisle; Evvelemirde davacının davasının reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Tarafların bildirmiş oldukları delilleri ilgili yerlerden dosyamız içerisine celbedilmiş, tarafların ticari kayıtları, Konya .Noterliği’ne ait 28.11.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin tebliğine ilişkin belge, davacı, davalı ve dava dışı … Mad. ve İnş. San. ve Tic. A.Ş. isimli şirketin 2010 yılından 2017 yılına kadar olan taş ocağı ruhsatlarının onaylı suretleri, davacı ve davalı şirketin vergi inceleme tekniği raporu, Konya .İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı UYAP dosyası ilgili yerlerden dosyamız içerisine celbedilmiş, tanık beyanları alınmış ve dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Talimat mahkemesi kanalıyla beyanı alınan davacı tanığı …’ın beyanında; Ben çalıştığım şirketi … şirketi olarak biliyordum ancak sonradak … şirketinde çalıştığımı öğrendim, davacı şirketin muhasebe kayıtları bildiğim kadarıyla … şirketince tutuluyordu, bunun dışında finans, ödeme, işçi alma, işçi çıkarma, fatura düzenlenme gibi işlemlerin de … şirketince yapıldığını biliyorum, sahte fatura düzenledikleri ya da sahte fatura kabul ettiklerine ilişkin bir bilgim yoktur, … şirketine para transferi yapıp yapmadıkları konusunda bilgim yoktur, …’nın kendi çalışanlarını … şirketine kaydettirdiklerine ilişkin de bilgim yoktur, benim sigortamı ve maaşımı ödeyen … şirketidir, daha sonradan bazı ayların sigorta primlerimin … şirketi tarafından ödendiğini öğrendim, ancak benim … şirketi ile hiç bir ilişkim yoktur, demiştir.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; Davacının, davalı firmanın, davacı firmanın muhasebe kayıtlarında yapmış olduğu tüm usulsüz kayıt ve işlemler nedeniyle maruz kaldığı zarardan, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.032.627,00 TL alacağının temerrüt tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte hüküm altına alınarak, davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği, davalı tarafın davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, mahkememiz dosyasının mahkememizce re’sen seçilen yeminli mali müşavir bilirkişi … , SMMM bilirkişisi … ve şirketler hukuku konusunda uzman bilirkişi Av…. tevdi edilerek, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda tarafların ticari defterlerinde yerinde inceleme yetkisi verilmek suretiyle heyet raporu düzenlenmesinin istenildiği, yeminli mali müşavir bilirkişi … , SMMM bilirkişisi İbrahim Eke ve şirketler hukuku konusunda uzman bilirkişi Av…. tarafından düzenlenen 05.05.2023 tarihli bilirkişi heyet raporunda; Davalı tarafın zaman aşımı itirazının değerlendirilmesi, TTK 18/2 uyarınca “Her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir” hükmü gereğince basiretli bir tacir gibi hareket edilmediği, kişi kendi bilgisizliği ve tecrübesizliğinden kaynaklı zararlardan dolayı bir talepte bulunamayacağının(hiç kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak iddia edemeyeceğini), TTK 67 madde hükmü gereğince bir tacirin defter tutma mükellefiyetini yerine getirme salahiyetli kıldığı kimsenin bu defterlere geçildiği kayıtlar, o tacirin kendisi tarafından tutulmuş kayıtlar hükmünde olduğu, ticari defterlerin kısmen veya tamamen mevcut olmamasından yahut kanununa uygun surette tutulmamasından veyahut saklanması mecburi olan defter ev kağıtların gereği gibi saklanmamasından doğan mesuliyetin doğrudan doğruya işletme sahibine hükmü şahıslarda idare organının azalarına veya idari işlerine selahiyetli olan kimselere ve hükmü şahsiyeti olmayan ticari işletme ve teşekküllerde onları idareye selahiyetli olan kimlere ait olduğunu, bunların, kusuru memuru ve müstahdemlerine yükleterek bu mesuliyetten kurtulamayacaklarını, TTK 553. Madde gereğince, yönetim kurulu üyeleri, kurucular ve yöneticiler kusur ve sözleşmelerden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde zarardan sorumlu olacakları hususunun takdir ve tayininin mahkememiz heyetine ait olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Davacı şirketin öncesinde davacı ve davalı şirketin ortak ve yetkililerinin aynı kişiler olduğunu, davalı şirketin kendi borçlarının davacı şirketin muhasebesinde satıcılar hesaplarına, davacı şirketin hiç tanımadığı, mal ve hizmet almadığı firmalardan alınan faturalar işlenmek suretiyle borçlandırıldığını, davacı şirket hakkında sahte fatura düzenlemekten dolayı vergi incelemesi yapıldığını, davacı şirketin alacaklarının ödenmediğini, kar ettiği halde zarar etmiş gibi gösterildiğini, davalı şirketin davacı şirkete ödemesi gereken faturalardan kaynaklı borçlarının ödenmediğini, bu nedenle davacı şirketin zarara uğradığını iddia ettiği, tarafların ticari defterlerinde bilirkişiler vasıtası ile inceleme yapıldığı, davacı şirket yetkilisinin vergi incelemesi sırasında faturaların şirketin faaliyeti sırasında alınan malzemeler karşılığı kendilerine verildiğini, söz konusu hizmet veya malzemelerin bedelinin nakit olarak ödendiğini, faturalardaki hizmet veya malzemelerin gerçek olarak alındığını, sahte olmadığını beyan ettiği, yine davacı tarafın ticari defter kayıtlarından 2010-2013 yılları arası ticari faaliyetinin ve ulaştığı cironun artarak devam ettiği, TTK’nun 18. Maddesi gereğince her tacirin basiretli bir iş adamı gibi hareket etme zorunluluğunun bulunduğu, bir tacirin defter tutma mükellefiyetinini yerine getirmeye yetkili kıldığı kimsenin bu defterlere geçirdiği kayıtların o tacir tarafından tutulmuş kayıtlardan sayılacağı, mahkememizce denetime açık olması nedeniyle hükme esas alınan 05.05.2023 tarihli bilirkişi heyeti raporuna göre davacı şirketin herhangi bir zararının bulunmadığının bildirildiği, davalı şirket tarafından davacı şirketin zarar uğratıldığı hususu ile zararın varlığının davacı tarafından ispat edemediği anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 17.634,69 TL harçtan mahsubu ile davacı tarafça fazladan yatırıldığı anlaşılan 17.454,79 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 6235 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince davacıdan alınarak Hazineye İrad KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer OLMADIĞINA,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre hesaplanan 130.610,16 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
7-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı bulunması halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/07/2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.