Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/467 E. 2022/692 K. 16.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – …
2- … –
3- … – …
VEKİLİ :
DAVALI : 1- … – …
VEKİLİ :
DAVALI : 2- … – …
VEKİLLERİ:
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :
KARARIN MAHİYETİ : KISMEN KABUL

Mahkememizde görülmekte bulunan ” Tazminat ” davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04/04/2019 tarihinde saat 06:30 sıralarında sürücü … idaresindeki … firmasına ait … marka otobüsün … ili … ilçesi yakınlarında şarampole devrilmesi neticesinde ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kazada sürücü …’in hayatını kaybettiğini, meydana gelen kazada müvekkillerinin yaralanarak hastaneye kaldırıldığını müvekkillerinden … ve … ın taburcu edildiğini fakat … in ağır olması nedeniyle yoğun bakıma kaldırıldığını ve bu süreçte hayati tehlike geçirdiğini netice itibariyle %9 oranında malul kaldığını, müvekkillerinin bu süreçte maddi ve manevi olarak zarara uğradıklarını, meydana gelen kazadan işleten firmanın sorumlu olduğunu, kaldı ki davalı işleten firmanın aracının işletilmesinde herhangi bir kusurunun bulunmaması halinde dahi kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince de sorumlu olacağını, Konya NEÜ Adli Tıp Birimi tarafından …’e %9 oranında malul kaldığına ilişkin değer verildiğini, kazadan sonra davalı müvekkillerinin … Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığını, daha sonrasında ise müvekkillerinden … ın çeşitli hastanelerde tedaviler gördüğünü ve manen yıprandığını, görülen bu tedaviler neticesinde müvekkillerinin tedavi masraflarını kendilerinin ödediğini ve bu ödemeler neticesinde ekonomik olarak da çok zor günler geçirdiklerini, tüm bu sebepler göz önüne alındığında davacı … için 20.000,00 TL eşi ve çocuğu olan diğer davacılar için ise 5.000 er TL olmak üzere toplamda 30.000,00 Tl manevi tazminat talepleri olduğunu, yasa gereği davalı … şirketine başvuru yaptıklarını ve sigorta şirketince taraflarına 55.069,77 TL ödeme yapıldığını bu ödemenin de yeterli olmadığını ayrıca maddi tazminat taleplerinin de bulunduğu görülmektedir.
Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; ” Dava dilekçesinde bahsi geçen 04/04/2019 tarihli kazaya karıştığı belirtilen, … plakalı araç, müvekkil şirkete 26/10/2018-2019 tarihleri arasında geçerli olmak üzere motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk (trafik) poliçesi ile sigortalıdır. söz konusu poliçede teminat limiti kişi başı 720.000 tl’dir. davaya konu kaza sebebiyle müvekkil sigorta şirketine başvurmuş olup nezdinde açılan hasar dosyası altında aktüeryal rapor hazırlanmıştır. hazırlanan rapor sonucuna göre trh 2010 tablosuna, %1,8 teknik faiz ve sigortalı araç sürücümüzün %100 kusur oranına istinaden 09/01/2020 tarihinde toplam 55.069,77-tl tazminat ödemesi yapılmıştır. hasar aşamasından yapılan ödeme, poliçe tanzim tarihi itibariyle amir genel şartlar’a uygun olarak hesaplanmış olup, bakiye tazminat söz konusu değildir. yapılan bu ödemeler ile müvekkil şirketin sorumluluğu sona ermiştir. bu nedenle davacının söz konusu talebinin reddi gerekmektedir. bir an için dahi kabul anlamına gelmemekle birlikte eğer herhangi bir tazminat sorumluluğumuz doğacak ise, ödeme tarihinden itibaren faiz güncellemesi yapılarak söz konusu ödeme tazminattan mahsup edilmelidir. tazminat hesaplaması aktüer sıfatına sahip bilirkişiler tarafından zmms genel şartları çerçevesinde yapılmalıdır. dosyanın usulden reddi gerekmektedir. başvuran kanunda açıkça sayılan evrakları sunmadan şirkete başvuru yapmıştır. açıkça görüleceği üzere başvuru usule uygun olarak yapılmamıştır. sigorta şirketine başvuru şartı, aynı zamanda dava şartıdır. eksik evrak ile şirkete başvuru yapılması nedeniyle dava şartı olan sigorta şirkete başvuru gerçekleşmemiştir. kaza tarihi 04/04/2019 olan dosyada iyileşme süreci tamamlanmadan maluliyet raporu alınmıştır. iyileşme süreci tamamlandıktan sonra sürekli maluliyet oranının tespit edilmesi gerekmektedir. davacı, kaza tarihinden yalnızca 8 ay sonra sağlık kurulu raporu almıştır. kaza tarihi ile rapor tarihi arasında 8 ay gibi çok kısa bir süre geçmesi nedeniyle bu kadar kısa bir süre içerisinde rapor alınmasının doğru verileri vermesinin mümkün değildir. sgk iç tüzüğü uyarınca davacının sürekli iş gücü kaybının tespiti için kaza tarihinden itibaren en az 1 yıllık sürenin geçmiş olması gerekmektedir usulüne aykırı yapılan başvuru neticesiyle başvurunun usulden reddi gerekmekte iken davanın görülmesi hmk hükümlerine aykırıdır. anılan gerekçeler ile dosyanın dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddini talep ederiz. davacının dosyaya sunmuş olduğu tıbbi evraklara istinaden tazminat ödemesi gerçekleştirilmiştir. davacı hasar aşamasında tedavi evraklarını ve 11/12/2019 tarihli maluliyet raporunu tarafımıza sunmuş olup konu tıbbi evraklar tarafımızca incelenmiştir. yapılan inceleme neticesinde eldeki verilerle ortopedik olarak kalıcı araz bildirimi yapılması için zaruri olan on sekiz aylık stabilizasyon sürecinin henüz tamamlanmamış olmasından hareketle %9 maluliyet oranının olması lazım gelenden yüksek olduğu kanaatine varılmıştır. geçici iş göremezlik, geçici bakıcı ve tedavi gideri tazminatı poliçe kapsamında değildir. hesaplamada trh-2010 mortalite tablosu esas alınmalıdır. müterafik kusur durumu göz önünde bulundurulmalıdır. davacıların ceza yargılaması sırasında şikayetlerinden vazgeçmeleri ya da uzlaşma bildirimleri mahkemece ceza dosyasından tetkik edilerek araştırılmalıdır. davacının yargılama giderleri ve vekalet ücreti taleplerinin reddi gerekmektedir.” şeklinde cevap vermiştir.
Davalı … Şirketi vekilinin cevap dilekçesinde özetle; “geçici iş göremezlik geliri, sürekli iş göremezlik geliri, bakıcı giderleri ve maddi tazminatlar şeklinde belirttiği taleplerinin açıklanması gerekir. Dava dilekçesinde talep olarak belirtilen hususların her talep için ayrı ayrı açıklanması ve hangi gerekçe ile deliller çerçevesinde talepte bulunulduğunun açıklanması gerekir. konu ile ilgili hiçbir açıklama yapılmaksızın ve belge-delil sunulmaksızın sadece talep sonucunda belirtilen adlarla talepte bulunulması hukuken mümkün değildir. Dava dilekçesinde iddialar tamamen belirsiz olduğu gibi iddialara ilişkin hiçbir delil de gösterilmemiş olması karşısında iddiaların somutlaştırılması yükümlülüğüne de aykırılık söz konusudur. Mücbir sebep nedeniyle müvekkil şirket yönünden illiyet bağı kesilmiştir. müvekkil şirkete ait araç sürücüsü ve müvekkil şirketin kusuru yoktur. bilirkişi tarafından, kazalarda her bir kazanın ayrı ayrı değerlendirilip tarafların kusur oranlarını tespit etmesi gerekir. kazaları bir bütün olarak değerlendirmesi neticesinde fahiş nitelikte kusur tespiti gerçekleştirilmiş olacaktır. Davacının meslekte kazanma gücü kaybı oranının tespit edilmesi gerekmektedir. davacı …, kazadan kısa bir süre sonra çalışmaya devam etmiştir. davacının meslekte kazanma gücü kaybı ve maddi zararı yoktur. dava dilekçesinde meslekte kazanma gücü kaybına ilişkin beyan ise kabul edilemez. zira çalışanların meslekte kazanma gücü kaybı oranları 27021 sayılı “çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliğine” göre kurum sağlık kurulu tarafından belirlemektedir. 4) müvekkil şirketin manevi tazminattan sorumlu tutulması mümkün değildir. dava dilekçesinde talep edilen miktarın, manevi tazminatın amacına aykırı olduğu açıktır. ıı) davacının iddialarının ve bilirkişi raporunun aleyhe olan hususlarının kabulü anlamına gelmeksizin bilirkişi raporuna itiraz ve beyanlarımızı sunuyoruz. Bilirkişi sağlık heyeti tarafından tespit edilen bakım gideri ve bakım süresi kabul edilemez. Çünkü; bilirkişi raporunda dayanak olan bilgi ve tespitler ile ulaşılan sonuçlar neden-sonuç ilişkisi içerisinde bakım ve bakıcı süresi izah edilmelidir ki söz konusu raporun denetimi mümkün olsun. bu nedenle tamamen farazi ve subjektif yorumlarla tespit edilen bakım gideri ve bakıcı süresi kabul edilemez. Davacının tedavi aşamasında bakıcıya ihtiyaç duymadığı açıktır. dosya kapsamında bulunan sağlık raporları ve epikrizlerden anlaşılacağı üzere tedavisi ayakta yapılmış ve kimseye ihtiyaç duymamıştır. Davacı taraf tedavi giderleri iddiasını ispat edememiş olup bilirkişi heyeti tarafından salt iddialara dayanarak tespit edilmiştir. davacının tüm tedavi giderleri sgk tarafından karşılanmıştır. Mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. ” şeklinde cevap vermişlerdir.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosyanın NEÜ Adli Tıp Birimi’ne gönderildiği, birim tarafından tanzim edilen heyet bilirkişi raporunda özetle; davacının mevcut arızasının iyileşme süresinin 4 ayı bulacağı, bu sürenin ilk 2 aylık kısmında bir başkasının bakım ve yardımına ihtiyaç duyacağı rapor edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosyanın kusur tanzimi için Ankara ATK ya gönderildiği, ATK tarafından tanzim edilen raporda özetle; sürücü …’in %100 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosyanın Aktüerya Bilirkişisi Av. … … tevdi edildiği, bilirkişinin raporunda özetle; PMF 1931 yaşam tablosuna göre geçici iş göremezlik maddi zararının 2.025,79 TL olduğu, sürekli iş göremezlik maddi zararının 178.772,55 TL, bakıcı gideri maddi zararının 5.116,80 TL, tedavi gideri maddi zararının 3.000,00 TL olarak, TRH 2010 yaşam tablosuna göre 2.025,79 TL, sürekli iş göremezlik maddi zararının 216.603,99 TL, bakıcı gideri maddi zararının 5.116,80 TL, tedavi gideri maddi zararının ise 3.000 TL olarak hesaplandığı görülmüştür.
Mahkememiz dosyasına ibraz dilen bilirkişi raporları usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davacı vekilinin talep artırım dilekçesi sunduğu görülmektedir.
Davacı vekilinin mahkememizin 07/12/2022 tarihli duruşmasında” … Diğer taraftan … turizm ile ilgili davanın başlangıcında arabuluculuk yönünden davalı … dahil edilmemiştir…” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davalılar aleyhine Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davası açmış, davalılar yasal süresi içinde cevap dilekçesini ibraz etmişlerdir.
Konu ile ilgili olarak 6098 sayılı TBK.49.-56.maddeleri ve KTK.85. ve devam eden maddelerinde düzenlendiği TBK.49/1. Maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde, TBK.54.maddesinde; “Bedensel zararlar özellikle şunlardır:1. Tedavi giderleri.2. Kazanç kaybı.3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” şeklinde, TBK’nun 56/1.maddesinde;”Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” şeklinde, (haksız fiil, doktrinde hukuka aykırı zarar verici eylem olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve uygun illiyet bağı olarak belirlenmektedir, bu durumda haksız fiilden söz edebilmek için “1) hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, 2)eylemden kaynaklı bir zararın olması, 3)zarar veren kişinin kusuru bulunması” ya da yasaca sorumlu olması” zarar ile kusur arasında uygun illiyet bağı bulunması gerekir) KTK.85. maddesinde;”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar………….İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” şeklinde, KTK’nun 86/1.maddesinde;”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” şeklinde, KTK’nun 91/1.maddesinde;”İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde, KTK’nun 92.maddesinde(6704 S.K. 4. Mad. İle değişiklik öncesi);”Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler, d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar, f) Manevi tazminata ilişkin talepler.” şeklinde, KTK’nun 97.maddesinde(6704 S.K. 5. Mad. İle değişiklik öncesi);”Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” şeklinde, KTK’nun 99.maddesinde(6704 S.K. 6. Mad. İle değişiklik öncesi);” Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı, görülmüştür.
04/04/2019 tarihinde sürücü … idaresindeki … firmasına ait … marka otobüsün … ili … ilçesi yakınlarında şarampole devrilmesi neticesinde ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kazada … marka aracın davalı … şirketi tarafından sigortalandığı anlaşılmaktadır.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan ve hükme esas alınan bilirkişi raporlarında sırasıyla; davacının mevcut arızasının iyileşme süresinin 4 ayı bulacağı, bu sürenin ilk 2 aylık kısmında bir başkasının bakım ve yardımına ihtiyaç duyacağı, sürücü …’in %100 oranında kusurlu olduğu, PMF 1931 yaşam tablosuna göre geçici iş göremezlik maddi zararının 2.025,79 TL olduğu, sürekli iş göremezlik maddi zararının 178.772,55 TL, bakıcı gideri maddi zararının 5.116,80 TL, tedavi gideri maddi zararının 3.000,00 TL olarak, TRH 2010 yaşam tablosuna göre 2.025,79 TL, sürekli iş göremezlik maddi zararının 216.603,99 TL, bakıcı gideri maddi zararının 5.116,80 TL, tedavi gideri maddi zararının ise 3.000 TL olarak hesaplandığı görülmüştür.
HMK 114. Maddesinde ” Dava şartları şunlardır:
a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması.
b) Yargı yolunun caiz olması.
c) Mahkemenin görevli olması.
ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması.
d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu
olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.
e) Dava takip yetkisine sahip olunması.
f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip
olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması.
g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması.
ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi.
h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.
ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.
i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.
(2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü ile
HMK 115. Maddesinde ise” Dava şartlarının incelenmesi
MADDE 115- (1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.
” hükmü bulunmaktadır.
” 6102 sayılı Türk Ticaret kanunun’na eklenen 5/A maddesi uyarınca 1.1.2019 tarihi itibarıyla Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiştir. Ayrıca Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. (HUAK m. 18/A/2, c. 1-3). Davacının arabulucuya başvurma zorunluluğunu yerine getirdiği bu halde, anlaşmazlığa ilişkin son tutanağı dava dilekçesine eklememesi şeklindeki noksanlıklar bu sayede tamamlanabilecektir.Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın ve dosya üzerinden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir. (HUAK m. 18A/2, c. 4; HUAK Yönetmeliği m. 22/3). Burada dava şartı arabuluculuk sürecinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115 inci maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde, gider avansı yatırılmasında veya gerekli hallerde teminat gösterilmesinde olduğu gibi tamamlanabilen bir dava şartı eksikliği olarak düzenlenmediği görülmektedir. Bir başka ifadeyle, dava şartı noksanlığının giderilmesi ve arabulucuya başvurulması için mahkemece davacıya süre verilmeyecektir. (Ticari Uyuşmazlıklarda Dava Şartı Arabuluculuk Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Arabuluculuk Daire Başkanlığı Yayını Birinci Baskı, Yazarlar; … Ankara Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi Başkanı, … Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi) yine 7155 sayılı Kanun’un 23.maddesi ile eklenen 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-1.ve 2. Maddesinde;”(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde, 6100 sayılı HMK’nun 114/2.maddesinde;” (2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde, HMK’nun 115/1.ve 2. maddesinde;” (1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklinde düzenlemeler yapılmıştır.
Birden çok kişinin birlikte dava açabildiği veya aleyhlerine birlikte dava açabildiği ihtiyari dava arkadaşlığında davalar BİRBİRİNDEN BAĞIMSIZDIR. (HMK. Md. 57-58). Bu nedenle, dava şartları her bir ihtiyari dava şartları bakımından AYRI AYRI DEĞERLENDİRİLİR. Maddi hukuka göre bir hakkın birden fazla kimse tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hallerde mecburi dava arkadaşlığı söz konusu olur. Mecburi dava arkadaşları ancak birlikte dava açabilir veya aleyhlerine birlikte dava açılabilir. Bu nedenle, dava şartları mecburi dava arkadaşları bakımından bir bütün olarak değerlendirilir, mecburi dava arkadaşlarından birisinin uyuşmazlığının dava şartı arabuluculuk kapsamında olması halinde, tüm mecburi dava arkadaşları bakımından dava şartı arabulucuğuna ilişkin hükümler uygulanır. Dava arkadaşlığı bakımından yapılan bu değerlendirmeler mutlak ticari davalardan ziyade nispi ticari davaların nitelendirilmesinde önem arz edebilecektir. (Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Arabuluculuk Daire Başkanlığı, Ticari Uyuşmazlıklarda Dava Şartı Arabuluculuk Sayfa;72) “
Davacıların, davalı … Turizm Şirketi için açtığı maddi- manevi tazminat davası nedeniyle, dosya kapsamına göre değerlendirme yapıldığında; Davanın açıldığı tarih ve mahiyetine göre arabuluculuk faaliyetinin yapılması dava şartıdır ve bu dava şartı sonradan tamamlanabilir dava şartı değildir (telafi edilebilir dava şartı değildir) davacının bir kısım talepleri genel mahkemenin görev alanına girmekte ise de YHGK’nın 05/05/2004 tarih ve … Esas, … Karar sayılı ilamı değerlendirildiğine (… Özel bir mahkemenin görev alanına giriyorsa, davaların aynı dava dilekçesi ile özel mahkeme de dava açılması gerekir) açılan davaların Ticaret Mahkemesinde açılmasında hukuken mümkün olmakla birlikte ancak bu durumda Ticaret Mahkemesinin yargılamasındaki usul ve yasaya uymak bir yasal zorunluluktur.
Somut olayımızda, davacılar ile davalı … Turizm Şirketi arasında arabuluculuk süreci işletilmemiştir. İstanbul BAM . HD’nin 02/07/2020 tarih … Esas, … Karar sayılı ilamı, Konya BAM . HD’nin … Esas, … Karar sayılı ilamı, Yargıtay . HD’nin … Esas, … Karar sayılı ilamları değerlendirildiğine ve dava şartı arabuluculuk faaliyetinin sonradan tamamlanamayacağı anlaşıldığından (09/12/2022 tarihli arabuluculuk son tutanağı) ve HMK hükümlerine göre dava şartı, mahkemece resen her zaman bakabileceği hususları ve dosyadaki tüm deliller, belgeler bir bütün halinde değerlendirildiğinde, ayrıca davacı tarafça dava açarken arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemediği gibi işbu davanın arabuluculuk kurumuna başvurulmadan açıldığı anlaşıldığından, dosya kapsamından ve davacı vekilinin duruşmadaki beyanından anlaşılmakla işbu davayı açtıklarını bildirdikleri anlaşılmakla davanın HMK’nun 115. Ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2. maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı usulden reddine karar verilmektedir.
Davacı …’in davalı … şirketine açtığı maddi tazminat yönünden ise Mahkememizdeki dosya kapsamına göre değerlendirme yapıldığında; dosyadaki tüm bilgi, belge, deliller ve bilirkişi raporlarına göre ayrıca Yüksek Yargıtay . HD’nin … Esas, … Karar sayılı ilamı, aynı dairenin … , … sayılı ilamları, Konya BAM . HD’nin … E, … K, ve aynı dairenin … Esas, … K, sayılı 28/01/2021 tarihli ilamları, Yargıtay . HD’nin 24/02/2021 tarihli … Esas, … Sayılı ilamı, Yargıtay . HD’nin … Esas, … Karar ile 22/06/2021 tarihli ve Yargıtay . HD’nin … Esas, … K sayılı ilamının da aynı doğrultuda olduğu, ayrıca Yargıtay . HD nin 10/01/2022 tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamı “… TRH 2010 adı verilen Ulusal Moralite Tablosu hazırlanmıştır, gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel veriler içerdiği göz önüne alındığında dairemizce de tazminat hesaplarında TRH 2010 tablosuna göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir…” şeklinde karar verildiği ve Yargıtay HGK’nın 02/12/2021 tarih … -… , … Karar sayılı ilamında da TRH 2010 tablosunun uygulanacağı yönünde oy birliği ile karar verilmiş olup) emsal kararları da dikkate alındığında davacı …’in davalı … Sigorta AŞ ye açtığı maddi tazminat davası nedeniyle; 2.025,79 TL Geçici iş göremezlik, 216.603,99 TL Sürekli iş göremezlik, 5.116,80 TL Bakıcı gideri, 3.000 TL Kaçınılmaz tedavi gideri zararına bağlı olmak üzere toplam 226.746,58 tl maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 01/01/2020 tarihinden, itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte (… Sigorta A.Ş için kaza tarihinde geçerli olan poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacıların, davalı … …. Ltd. Şti’ye açtığı tazminat davası nedeniyle; davacı …’in maddi ve manevi tazminat taleplerinin dava şartı yokluğu nedeniyle ayrı ayrı reddine, davacılar … ve …’in manevi tazminat taleplerinin dava şartı yokluğu nedeniyle ayrı ayrı reddine ayrıca dosya kapsamından, davacının dava öncesi müracaat tebliğ evrakı olmaması nedeniyle, sigorta şirketinin göndermiş olduğu evraklar arasında davacının müracaat dilekçesinin üzerine de havale tarihi yazılı oldğu (19/12/2019) anlaşılmakla bu tarih baz alınarak temerrüt tarihi tespit edilmiş olup, kazaya neden olan araç ticari olduğundan avans faizine hükmedilmesine karar verilerek mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Davacı …’in davalı … Sigorta AŞ ye açtığı maddi tazminat davası nedeniyle; 2.025,79 TL Geçici iş göremezlik, 216.603,99 TL Sürekli iş göremezlik, 5.116,80 TL Bakıcı gideri, 3.000 TL Kaçınılmaz tedavi gideri zararına bağlı olmak üzere TOPLAM 226.746,58 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 01/01/2020 tarihinden, itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte (… Sigorta A.Ş için kaza tarihinde geçerli olan poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Davacıların, davalı … …. Ltd. Şti’ye açtığı tazminat davası nedeniyle;
A-Davacı …’in maddi ve manevi tazminat taleplerinin dava şartı yokluğu nedeniyle AYRI AYRI REDDİNE,
B-Davacılar … ve …’in manevi tazminat taleplerinin dava şartı yokluğu nedeniyle AYRI AYRI REDDİNE,
3- MADDİ TAZMİNATLAR BAKIMINDAN; Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 15.489,05 TL karar ve ilam harcından 105,89 TL peşin harç ve 17/05/2022 tarihli 80,75 TL tutarlı 3 adet harç olmak üzere toplam 242,10 TL ile 3.855,19 ıslah harcı toplamı 4.203,18 TL nin mahsubu ile bakiye 11.285,87 TL harcın davalı … Anonim Şirketi’nden tahsili ile hazineye irad KAYDINA,
4- MANEVİ TAZMİNATLAR BAKIMINDAN; TÜM DAVACILAR AÇISINDAN harç peşin ve yeteri kadar alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
5-Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan toplam 168,09 TL ilk yargılama harcı ve 3.855,19 ıslah harcı olmak üzere toplam 4.023,28 TL’nin davalı … Anonim Şirketi’nden tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-MADDİ TAZMİNATLAR BAKIMINDAN; Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 1.930,30 TL yargılama gideri, Neü Dön. Ser. Say. Tarafından kesilen 500 TL tutarlı fatura (…), Neü Dön. Ser. Say tarafından kesilen 500 TL bedelli fatura (…), Neü Dön. Ser. Say tarafından kesilen 500 TL bedelli fatura (Onur Bilge), NEÜ tarafından tanzim edilen 26/04/2021 tarihli … sıra nolu 297 TL bedelil fatura toplamı 3.727,30 TL nin davalı … Anonim Şirketi’nden alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-MANEVİ TAZMİNATLAR BAKIMINDAN Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan herhangi bir gider bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davalılar tarafından MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI BAKIMINDAN yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer OLMADIĞINA,
9-MADDİ TAZMİNATLAR BAKIMINDAN Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.’ye göre hesaplanan 34.744,52 TL vekalet ücretinin davalı … Anonim Şirketi’nden alınarak davacıya VERİLMESİNE,
10-MADDİ TAZMİNATLAR BAKIMINDAN Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.’ye göre hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin davacı …’ten alınarak davalı …’ye VERİLMESİNE,
11-MANEVİ TAZMİNATLAR BAKIMINDAN reddedilen miktar üzerinden davalı … kendisin vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.’ye göre hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin davacı …’ten alınarak davalı …’ye VERİLMESİNE,
12-MANEVİ TAZMİNATLAR BAKIMINDAN reddedilen miktar üzerinden davalı … kendisin vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.’ye göre hesaplanan 5.000 TL vekalet ücretinin davacı …’ten alınarak davalı …’ye VERİLMESİNE,
13-MANEVİ TAZMİNATLAR BAKIMINDAN reddedilen miktar üzerinden davalı … kendisin vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.’ye göre hesaplanan 5.000 TL vekalet ücretinin davacı …’ten alınarak davalı …’ye VERİLMESİNE,
14- 6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 6235 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince davalı … Anonim Şirketi’nden alınarak Hazine’ye gelir KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile tüm talepler yönünden Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/12/2022

Katip … Hakim …

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.