Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/451 E. 2023/183 K. 24.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ : RED

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili olan şirket, ülke genelinde dış cephe ve alüminyum işleri yapan ve kendi sektöründe tanınan bir şirket olduğunu, davalı şirkette, davaya konu inşaatların yapımını üstlenen şirket olduğu, davalı şirket, müvekkil şirket arasında 09.07.2019 tarihli “Cephe İşleri Taşeron Sözleşmesi” başlıklı sözleşme akdedildiği, müvekkili şirket bu sözleşmenin yüklenicisi, davalı şirket ise iş sahibi konumunda olduğunu, sözleşmenin imzalanması ile birlikte davacı müvekkil şirket, derhal inşaatta çalışmalarına başlamış ve sözleşmeyle üzerine düşen tüm edimleri yerine getirdiğini, bir başka deyişle söz konusu iş ve imalatlar, davacı tarafından sözleşmeye uygun olarak imal edildiği hatta sözleşmede bulunmamasına rağmen bazı sözleşme harici imalatlarda yapıldığı, buna karşın iş sahibi sıfatına sahip davalı şirket, neredeyse sözleşmenin ifasına başlandığı günden itibaren üzerine düşen edimleri tam olarak yerine getirmediği, buna rağmen söz konusu iş ve imalatlar proje ve fen kurallarına uygun olarak yapılmış ve fiiline teslim edildiğini, sözleşmenin 3.Maddesi uyarınca müvekkil şirket “… Plaza” ve “Karapınar Ticaret Odası” inşaatının “cephe alüminyum doğrama” işlerini yapacaktır. Sözleşmede iş bedeli birim fiyat olarak belirlenmiş olup, sözleşmenin ekleri arasında yer alan “Birim Fiyat Listesi” nde herbir iş kaleminin fiyatı ayrı ayrı gösterildiğini, sözleşmenin 5. maddesinde ise iş bedelinin nasıl ödeneceği belirtildiğini, sözleşmenin 6. maddesi uyarınca işin süresi 120 gün olup, müvekkil yer tesliminden itibaren bu süre içerisinde işi eksiksiz ve ayıpsız olarak yapıp teslim edecektir. Ancak, müvekkilin işe başlayabilmesi için daha önce yapılması gereken “kolonlara boya ve led yapım işinin” süresi içerisinde bitirilmemesi nedeniyle yer teslimi zamanında yapılamamış, böylece müvekkili işe geç başlamak zorunda kaldığını, davalı tarafından iş bedeli karşılığı verilen çeklerin hiçbiri zamanında ödenmediğini, müvekkilinin, iş bedeli karşılığı verilen çeklerin ödendiği tarihe kadar işe devam etmeme hakkı olmasına karşın müvekkili, tüm ekonomik imkanlarını kullanarak işe devam etmiş ve işi ifa ederek eksiksiz ve ayıpsız olarak davalıya teslim ettiğini, işin tamamlanmasından sonra taraflar arasında bir hakediş düzenlendiğini yapılan bu hakedişte sözleşme kapsamında yapılan işin bedelinin KDV dahil 1.978.390,47 TL olduğu, sözleşme dışı işlerin bedelinin 43.564,24 TL olduğu, böylece müvekkil tarafından hakedilen toplam iş bedelinin KDV dahil 2.021.894,71 TL olduğu belirtilmiştir. Saptanan bu iş bedelinden de 130.394,71 TL tutarında ceza kesintisi yapılarak, nihayetinde müvekkilin bakiye alacağının 1.891.500,00 TL olduğu saptandığını, Konya . Noterliğinin 03.11.2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle ödenmeyen bakiye 333.500,00 TL iş bedelinin ödenmesi için müvekkiline ödenmesi gereken iş bedeli eksik ödendiği gibi, hakedişinde de haksız yere 130.394,71 TL tutarında ceza kesintisi yapıldığını, 1-Taraflar arasındaki yazılı iş sözleşmesinin bulunması, davacının üzerine düşen tüm edimleri yerine getirmiş olduğu, fatura ve kesin hak ediş belgesi ile alacağımızın bulunmasına yönelik yaklaşık ispatın ve maddi kanıtların yoğun biçimde bulunması, alacağımızın muaccel ve para alacağına ilişkin olmasına rağmen herhangi bir rehinle teminat altına alınmamış bulunması ve tahsil kabiliyetinin kalmaması için davalı adına kayıtlı bulunan menkul ve gayrimenkuller üzerinde alacağımıza yetecek oranda yargı teamüllerine uygun olarak İİK 277 vd. maddeleri gereğince mümkünse teminatsız olmadığı takdirde makul ve uygun bir teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesine, davanın kabulü ile iş bedeli alacağımızdan şimdilik 5.000,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 07.11.2020 tarihinden itibaren, haksız olarak yapılan ceza kesintisinden dolayı şimdilik 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren, avans faizleriyle beraber ayrı ayrı davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, tüm yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinden özetle; Davacı şirket ile davalı müvekkili şirket arasında … İş Merkezi dış cephe için KDV dahil 1.324.470,94 TL olmak üzere ve Karapınar Ticaret Odası … dış cephe için KDV Dahil 331.673,22 TL olmak üzere toplamda 1.656.144,16 TL olacak şekilde 09/07/2019 tarihinde ”Cephe İşleri Taşeron Sözleşmesi” imzalanmıştır. Davacı şirket dilekçesinde, davalı müvekkilinin ”kolonlara boya ve led yapım işini” süresi içerisinde bitirmemesi sebebiyle yer tesliminin tam zamanında yapılmadığını, böylece davacı şirketin işe geç başlamak zorunda kaldığını iddia ettiğini, davacı şirket dilekçesinde, iş bu davaya konu sözleşme kapsamında yer almayan sözleşme dışı işler de yapıldığını, tüm bu sözleşme dışı imalatların davalı iş sahibinin talimatları doğrultusunda ve onun yararına yapıldığını ve bu nedenle davalı müvekkil şirketin vekaletsiz iş görme hükümleri kapsamında bu imalatların bedelini de ödemek zorunda olduğunu iddia etmiş olup sözleşme dışı yapılan bu imalatların yapıldığı yıla göre bedelinin en az 380.000,00 TL olduğunu iddia ettiğini, davacı şirket dilekçesinde, Konya . Noterliğinin 03.11.2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle ödenmeyen bakiye miktarı olan 333.500,00 TL ‘nin ödenmesi için davalı müvekkil şirkete 3 iş günü verildiğini ama ödenmediğini ifade ettiğini, davacı şirket dilekçesinde, sözleşme kapsamında yapılan işlerden 1.978.390,47 TL, sözleşme dışı yaptığı işlerden ise 380.000,00 TL alacağı bulunduğunu, buna karşılık davalı müvekkil şirketin toplam 1.891.500,00 TL tutarında ödeme aldığını ve tüm bunların sonucunda 466.890,00 TL bakiye iş bedeli alacağının bulunduğunu iddia ettiğini, davacı şirket dilekçesinde, iş bu davaya konu sözleşmenin 6/1. Maddesinde işin süresinin 120 gün olduğunu, 6/3. Maddesinde ise teslimde gecikilen her gün için %0,05 oranında ceza kesintisi yapılacağının belirtildiği ve bu hüküm çerçevesinde de 26.10.2020 tarihli hakedişten 130.394,71 TL tutarında ceza kesintisi yapıldığını ancak dilekçesinde belirttiği sebeplerden dolayı bu kesintinin haksız olduğunu iddia etmiştir. Davacı şirket dilekçesinde, 130.394,71 TL miktarındaki ceza kesintisinin doğru olmadığını, fahiş bir miktarda olduğunu, bunun sonucunda bu kesintinin davacı şirkete iadesinin gerektiğini iddia ettiğini, … ve Karapınar Ticaret Odası … tamamlanan işler ve Karapınar Ticaret Odası için sözleşmede geçen ve sonradan talep edilen yapılan işlerle ilgili 27/10/2020 tarihinde yapılan ek protokolde; ”Tamamlanan işlere ilişkin KDV dahil 1.978.390,47 TL, Karapınar Ticaret Odası’nda tamamlanmayan işlerle ilgili KDV 43.504,24 TL olmak üzere toplamda 2.021.894,71 TL kesin hak ediş düzenlenmiştir. Sözleşmeye istinaden davacı şirketin kusurundan kaynaklı gecikme için sözleşme hükümlerince günlük 0,0005 oranında hesaplama yapılmış 130.394,71 TL kesinti uygulandığını, taşeronun genel alacağı KDV dahil 1.891.500 TL’dir. Şu ana kadar yapılan toplam ödeme 1.641.500 TL olup kalan alacağı KDV dahil 250.000,00 TL’dir.” denmiştir. Daha sonrasında ise davacı şirkete 250.000,00 TL lik çek verilerek toplamda davacı şirkete 1.891.500 TL ödeme yapılmıştır.Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, Yargılama giderleri ve Avukatlık Vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
Bilirkişi … , Bilirkişi Av. … ve bilirkişi … tarafından düzenlenen 13/04/2022 tarihli bilirkişi raporundan özetle; ” Dosya kapsamında bulunan sözleşme ve ekleri, hakkediş raporları, mimari proje tarafların iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde; 1) … Plaza da sözleşme dahili ve sözleşme harici yapılan işlerin KDV dâhil toplam bedelinin 1.549.828,31 b olduğu, 2) Davacı ticari defter ve kayıtlarına göre 2020 yılı sonu itibariyle 340 Hesapta 125.000,00 b davalı yan tarafın alacağı bulunduğu, 136 Diğer Çeşitli Alacaklar hesabında 130.000,00 b davalı yan tarafın borcu bulunduğu, 3) Davalı ticari defter ve kayıtlarına göre 2020 yılı sonu itibariyle 205.000,00 b davacı yan tarafın borcu bulunduğu, 4) Taraflar arasında akdedilen 27.10.2020 tarihli ek protokol ve ekindeki hakediş raporuna göre davacı şirkete tarafından yapılan işlerin tamamı, davalı şirket tarafından hakedişe bağlandığı, davacı şirketin işbu hakediş raporuna ihtirazi kayıt ileri sürmediği, davacı şirket basiretli bir tacir olarak hakediş raporunu kabul ettiği ve ek protokolü imza ettiği, 5) Taraflar arasında imzalanan ek protokol ve yapılan kesin hakedişe göre; davacı şirketin, davalı şirketten alacak talebinde bulunamayacağı kanaati hasıl olmuştur. Tarafımızdan üç nüsha olarak tanzim edilen bu raporu takdiri Mahkemenize ait olmak üzere saygılarımızla arz ederiz.” şeklinde rapor tanzim etmişlerdir.
Bilirkişi raporlarının taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Mahkememizin 22/03/2023 tarihli duruşmasında DAVALI … TİC.LTD.ŞTİ YETKİLİSİ … ;” Davacı şirket ile yapmış olduğumuz sözleşme/ler gereği (… Plaza ve Karapınar Ticaret Odası işlerine yönelik, davacı şirkete borçlu olmadığımıza, ceza-i şart kesintisinin aramızdaki sözleşmeye uygun olduğuna, ödemeleri tam yaptığıma, yapılan işlerin zamanında yapılmamasını davacıdan kaynaklandığına bizim bir kusurumuz olmadığına yemin ederim dedi.” şeklinde yemin ettiği görüldü.
Dava; “Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)” davasıdır.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davalıya Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davası açmış, davalı yan yasal süresi içerisinde davanın reddini talep etmiştir.
Bilirkişi … , Bilirkişi Av. … ve bilirkişi … tarafından düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda ” Dosya kapsamında bulunan sözleşme ve ekleri, hakkediş raporları, mimari proje tarafların iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde; 1) … Plaza da sözleşme dahili ve sözleşme harici yapılan işlerin KDV dâhil toplam bedelinin 1.549.828,31 b olduğu, 2) Davacı ticari defter ve kayıtlarına göre 2020 yılı sonu itibariyle 340 Hesapta 125.000,00 b davalı yan tarafın alacağı bulunduğu, 136 Diğer Çeşitli Alacaklar hesabında 130.000,00 b davalı yan tarafın borcu bulunduğu, 3) Davalı ticari defter ve kayıtlarına göre 2020 yılı sonu itibariyle 205.000,00 b davacı yan tarafın borcu bulunduğu, 4) Taraflar arasında akdedilen 27.10.2020 tarihli ek protokol ve ekindeki hakediş raporuna göre davacı şirkete tarafından yapılan işlerin tamamı, davalı şirket tarafından hakedişe bağlandığı, davacı şirketin işbu hakediş raporuna ihtirazi kayıt ileri sürmediği, davacı şirket basiretli bir tacir olarak hakediş raporunu kabul ettiği ve ek protokolü imza ettiği, 5) Taraflar arasında imzalanan ek protokol ve yapılan kesin hakedişe göre; davacı şirketin, davalı şirketten alacak talebinde bulunamayacağı kanaati hasıl olmuştur. Tarafımızdan üç nüsha olarak tanzim edilen bu raporu takdiri Mahkemenize ait olmak üzere saygılarımızla arz ederiz.” şeklinde rapor tanzim edildiği,
ESER (İSTİSNA) SÖZLEŞMESİ (Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri Prof Dr. … – Prof Dr. K. … )
Kavram
Türk Borçlar Kanunu’nun 470 vd. Maddelerinde yer alır. Türk Borçlar Kanunu’nun 470. Maddesine göre, yüklenicinin bedel karşılığında bir şeyi meydana getirme borcunu üstlendiği sözleşmeye eser sözleşmesi denir. Bu sözleşmeyle yüklenici, iş sahibi için bir iş görmeyi üstlenmektedir, fakat buradaki iş görmenin özelliği, yüklenicinin bu iş görmeyle belirli bir sonucu yaratmayı borçlanmış olmasıdır ki, bu sonuç Türk Borçlar Kanunu’nda eser terimiyle anılmıştır. Eser sözleşmesinin kendine özgü olan ve onu öteki işgörme amacını güden sözleşmelerden ayıran da işte bu özelliktir.(syf.463)
Öğeleri
A.Bir Eser Meydana Getirme
1.Eser Kavramı
Sözleşmenin temel kavramı eserdir. Eserin meydana getirilmesi eser sözleşmesinde yüklenicinin temel edimidir. Fakat tek başına eserin meydana getirilmesi yeterli değildir, eserin teslimi de gerekir. Eser sözleşmesine özelliğini veren de yüklenicinin meydana getirdiği eseri teslim etmesidir.(syf. 464)
2.Meydana Getirme Kavramı
Eserin meydana getirilmesine ilişkin faaliyet, niteliği itibariyle bir yapma edimidir. (Syf.468)
B. Bedel (Ücret)
Eser sözleşmesinin ikinci öğesi de, ortaya çıkarılacak eser karşılığında işsahibinin bir bedel ödeme borcu altına girmiş olmasıdır. Sözleşmenin aslî unsurlarından bir diğerinin işsahibinin bedel ödeme taahhüdü oluşturur. (Syf. 470)
C. Anlaşma
Eser sözleşmesinin üçüncü öğesi de, TBK’nın 470. Maddesinden anlaşılacağı üzere, yüklenicinin, işsahibi adına bedel karşılığında bir eser (sonuç) yaratacağı konusunda bunların anlaşmış olmalarıdır. Rızaî bir sözleşmedir Kural olarak bu sözleşme belirli bir biçime bağlı değildir. Eser sözleşmesi rızaî bir sözleşme niteliğini taşıdığından, işgörme sonucu üzerinde tarafların anlaşmış olmaları sözleşmenin kurulması için yeterlidir. İş sahibinin bedel ödemesine karşılık yüklenicinin bir edim sonucundan sorumlu olmasına ilişkin anlaşma, açıkça veya örtülü olarak yapılabilir. Bu sözleşme kural olarak şekle bağlı değildir. (syf. 473)
3. Sözleşmenin Tarafları
Yüklenici ve işsahibi sözleşmenin taraflarını oluşturur. İş sahibi eseri ısmarlayan, sipariş veren kişidir. Diğer işgörme sözleşmelerinde olduğu gibi eser sözleşmesinde de işin görülmesinin talep eden taraflra, ki bu işsahibidir, deyim yerindeyse işin efendisidir. Yüklenici ise ısmarlanan, sipariş verilen eseri meydana getirme borcu altına olan kişidir. Kural olarak hak elyietine sahip herkes eser sözleşmesinin tarafı olabilir. Gerçek kişiler gibi tüzel kişiler de işsahibi veya yüklenici sıfatını taşıyabilir. Taraflar kamu hukuku veya özel hukuk tüzel kişisi de olabilir. Özellikle işsahibinin bir kamu hukuk tüzel kişisi olmasına sık rastlanılır. Buna karşın, yüklenici ile yapılan bu gibi sözleşmeler de özel hukuk karakterlidir. Yüklenici eseri bütünüyle veya kısmen meydana getirme borcu altına girebilir. Yüklenici eserin meydana getirilmesinde kullanılan plan projelerin hazırlanmasını da üstlenebilir. Eserin bütününü tamamlayarak teslimini de borçlanan yükleniciye “genel yüklenici” de denilmektedir. (Syf. 476-477)
4. Eser Sözleşmesinin Hukukî Niteliği ve Benzer Sözleşmelerden Farkları
A. Eser Sözleşmesinin Hukukî Niteliği
Tarafların edimleri birbirlerinin karşılığını oluşturduğu için eser sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Gerçekten eser sözleşmesinde yüklenicinin aslî edimi olan meydana getirilen eserin teslimi borcu ile, işsahibinin asl3ı edimi olan bedel ödeme borcu karşılıklılık ilişkisi içindedir. Fakat yüklenicinin aslî edimi yalnızca eserin meydana getirilmesi değil, aynı zamanda sözleşmeye uygun olarak meydana getirilen eserin teslim edilmesidir. Zira eser sözleşmesinde yüklenici sonuçtan sorumludur. Meydana getirme eylemi, sonucun elde edilmesine yönelik bir faaliyettir. Fakat meydana getirme, nitelikli bir işgörme faaliyetidir. Öğretide hakim olan görüşe göre eser sözleşmesi sürekli borç doğuran bir sözleşme değil, ani edimli bir sözleşmedir. (syf. 479)
5. Yüklenicinin Hak ve Borçları
A. Borçları
Yüklenicinin aslî edimi, meydana getirdiği eseri teslim etmektir. Buna bağlı olarak yüklenicinin borçları eserin meydana getirilmesi ve teslim edilmesiyle doğrudan ilgilidir. Aşağıda yüklenicinin borçları ayrı ayrı incelenmiştir. (Syf. 485)
1.Eseri Meydana Getirme ve Teslim Etme Borcu
a. Eseri Meydana Getirme Borcu
Bir eser sözleşmesinde, yüklenici, ıslanan eseri sözleşmedeki koşullara uygun biçimde meydana getirerek işsahibine teslim etme borcu altındadır. Yüklenicinin aslî borcu, eseri meydana getirerek işsahibine teslim etmektir. Bu, eser sözleşmesinde yüklenicinin sonuçtan sorumlu olmasının bir sonucudur. Asıl olan ısmarlanan eseri (sonucu) sözleşmeye uygun olarak meydana getirmektir. Eserin meydana getirilmesi yeterli olmayıp, ayrıca işsahibine tesliminin de ana borç olduğu kabul edilmektedir. Eser meydana getirme borcu TBK 470 hükmünde açıkça, eser sözleşmesinin esaslı unsuru olarak düzenlenmiştir. Fakat, yüklenicinin sonuçtan (ve dolayısıyla meydana getirilen eserin tesliminden) sorumlu olduğu ve sonuca ulaşılabilmesi için de eserin meydana getirilmesi gerektiği göz ardı edilemelidir.(syf. 485)
b. Eseri Teslim Borcu
Yüklenicinin eseri meydana getirerek teslim etme borcu, kanunda açıkça düzenlenmemiştir; ancak teslimden söz eden birçok maddede (TBK 473/I, 474/I, 475, 478, 479/I) bu borcun, yasakoyucu tarafından örtülü olarak (zımnen) kabul edildiği sonucu çıkmaktadır. Açıkça düzenlenmemiş olmasına rağmen, eser sözleşmesinde teslim borcunun yüklenicinin aslî borcu olduğu kabul edilmektedir. Zira işsahibinin sözleşmeye olan menfaati taamlanmış eserin teslimiyle gerçekleşir.
aa. Genel Olarak Eseri Teslim Borcu
Teslim, tamamlanmış eserin işsahibine ifa olarak sunulması, onun fiilî egemenliğine geçirilmesidir. Eserin meydana getirilmesinin ardından, eserin teslimi ile tamamlanır. Eser bütünüyle tamamlanmadan yaılan teslim önerisini iş sahibi kabul etmek zorunda değildir. Kural eserin bütün olarak tamamlanmasının ardından teslime elverişli hale gelmesidir. Teslimin ve teslim almanın önemli sonuçları vardır. Örneğin teslim ile birlikte ücret alacağı muaccel olur. (TBK 479), ayıptan sorumluluktan doğan zaman aşımı işlemeye başlar. (TBK 478), ayıp ihbarı ancak teslimden sonra yapılabilir vs. Teslimin iki unsuru bulunmaktadır. Bunlardan ilki eserin bütün olarak tamamlanması ve ikinci olarak da işsahibine arz edilmesidir. Kural larak sözleşmeye göre tarafların kararlaştırmış olduğu bütün işlerin bitirilmesi anlaşılır. Fakat eserin ayıplarının bulunması, tamamlanmış sayılmasına ve işsahibine sunulmasına engel değildir. Hatta tamamlanmamış olsa bile, eser, işsahibi tarafından ifa olarak kabul edildiği takdirde yine teslim edilmiş sayılır. Teslim alma kural olarak herhangi bir şekle bağlı değildir; açık örtülü ve farazî olarak gerçekleşebilir. Eserin teslim edildiğini yüklenici kanıtlamalıdır. Tamamlanmamış eserler, kural olarak teslim ve kabule konu olamaz, işsahibi tamamlanmamış eseri kabule zorlanamaz. Eserin bütünü dikkate alındığında küçük bazı işlerin henüz tamamlanmadığını ileri sürerek teslim almaktan kaçınma bazen dürüstlük kuralına (TMK 2) aykırı olabilir. Talî ve önemsiz sayılabilecek işlerdeki eksiklik ise eserin teslim edilmiş sayılmasına engel değildir. (Syf. 486-487-488-489)
bb. Teslim Borçlunun İfa Şekli
Taşınırlarda teslim borcu, eserin işsahibinin egemenlik alanına geçirilmesiyle yerine getirilir. Yüklenici işsahibinin esere doğrudan doğruya zilyet olmasını sağlamalı ve onun zilyetliğini engelleyici durumları ortadan kaldırmalıdır. (syf. 489)
cc. Teslim Borcunun İfa Zamanı
Eseri teslim borcunun ifa zamanını taraflar sözleşmede diledikleri gibi belirleyebilirler. Sözleşmede kararlaştırılmadığı takdirde teslim borcunun ifa zamanı TBK’nın 90. Maddesine göre belirlenir. TBK’nın 90. Maddesine göre teslim borcunun, eserin tamamlanması ile birlikte muaccel olduğu kabul edilir. Teslim borcunun ifa zamanı, eser sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların çözümünde de önem taşımaktadır. Özellikle ayıba karşı tekeffülle ilgili olarak gözden geçirme ve bildirim sürelerinin belirlenmesinde (TBK 474) ve zamanaşımının belirlenmesinde (TBK 478) ücret alacağının muaccelo lmasında (TBK 479) yarar ve hasarın işsahibine geçmesinde (TBK 483) kararlaştırılan ceza koşuluna etkisinde (TBK 179) teslim borcunun ifa zamanı önem taşır. (Syf. 493)
dd. Teslim Borcunun İfa Yeri
Konusu taşınmazlara ilişkin iş görme olan sözleşmelerde teslim borcunun ifa yeri doğal olarak taşınmazın bulunduğu yerdir. Teslim borcu aranılacak borç sayılır ve yüklenicinin bulunduğu yerde teslim edilmelidir. Fakat taraflar sözleşmeyle bunun aksini kararlaştırabilirler. (Syf. 493)
ee. Teslim Borcunu İfada Temerrüt
Teslim zamanının gelmesine rağmen eseri tamamlamayan veya tamamladığı halde teslim etmeyen yüklenici temerrüde düşer. Temerrüdün şartları bakımından TBK’nın 117 vd. Hükümleri eser sözleşmesinde teslim borcunu ifada temerrütte de uygulanır. Gerek fiili zarar gerek yoksun kalınan kâr, gecikme tazminatının kapsamına dahildir. Buna göre işsahibi, üretim veya kira kaybından, kredi faizlerinin artmasından veya daha fazla kredi faizi ödemekten doğan veya cezaî şartlar gibi üçüncü kişilere ödediği tazminatlardan kaynaklanan zararının yükleniciden talep edebilir. İşsahibi teslim borcunu ifada temerrüde düşen yükleniciye bir ihtar çekerek vereceği ek sürenin sonuçsuz kalması üzerine sözleşmeden dönerek menfi zararının tazminini de talep edebilir.
2. Eseri Sadakat ve Özenle Yapma Borcu
a. Sadakat Borcu
İşgörme sözleşmelerinde, kararlaştırılan işi yerine getirecek olan borçlu, işi görürken, alacaklının menfaatlerini de gözetmek zorundadır. Nitekim yüklenicinin, iş sahibinin haklı menfaatlerini gözetmek zorunda olduğu Türk Borçlar Kanununda açıkça hükme bağlanmıştır. (TBK 471/I). (Syf. 497)
b. Özen Borcu
aa. Genel Olarak
Eser sözleşmesindeki özen borcu, sözlemeye tümden egemen olan genel bir -niteliğe sahiptir ve sadakat borcunun somutlaştırılmış bir şeklidir. Yüklenici, sözleşmenin her safhasında ve yerine getirmesi gereken borçların tamamında işini özenle yapmalıdır.(Syf. 499)
bb. Yükleniciden Beklenen Özenin Ölçüsü
Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmeside, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır.
cc. Özen Borcunun Uygulanacağı Haller
aaa. Eserin Meydana Getirilmesinden Önceki Safhada Özen Borcu:
Yüklenici bir işi üstlenirken öncelikle, mesleki bilgi ve tecrübesinin uzmanlığın mali gücünün o iş için yeterli olup olmadığını iyice tartmalı ve kendisini yetersiz görürse işi almaktan kaçınmalıdır.(Syf. 501)
bbb. Eserin Meydana Getirilmesi Aşamasında Özen Borcu:
Yüklenici sadece işin başında gerekli tedbirler almakla yetinmemeli, eserin meydana getirilmesinde, hatta teslim aşamasına kadar, özen borcuna uygun hareket etmelidir.
ccc. Eserin Meydana Getirilmesinden Sonraki Aşamada Özen Borcu:
Eser tamamlanmış olsa bile, yüklenicinin özen borcu, eserin teslim edilmesine kadar devam eder.
dd. Özen Borcuna Aykırılığın Hukuki Sonuçları
Teslim edilen eserde bir bozukluk veya noksanlık söz konusu ise kural olarak özen borcuna aykırılık değil, ayıptan sorumluluk hükümleri uygulanır. (TBK 474 vd.). (Syf. 506)
3.Eser Bizzat Yapma veya Gözetimi Altında Yaptırma Borcu
A. Kural: Yüklenicinin Eseri Şahsen Meydana Getirmesi
Türk Borçlar Kanunu’nun83. Maddesinde göre, borçlu kural olarak edimini şahsen yerine getirmek zorunda değildir. Yüklenici işi bizat kendisi yapma ya da kendi yönetimi altında yaptırma borcuyla yükümlüdür. Ancak yapılacak iş, kişisel beceriyi gerektirmiyorsa, o zaman yüklenici işi bir başkasına yaptırabilir. (TBK 471/III). (Syf. 508)
B. Yüklenicinin Eseri Başkasına Yaptırma Yetkisi
İşin niteliğine göre kişisel yeteneklerin önemli olmadığı işleri yüklenici firma başkasına da yaptırabilir. (TBK 471/III,c.2) (Syf 511)
4. Araç, Gereç ve Malzemeye İlişkin Borçlar
A. Araç ve Gereci Sağlama Borcu
Aksine adet veya sözleşme yoksa, yüklenici eseri meydana getirmek için kullanağağı araç ve gereci, kendisi temin etmekle yükümlüdür. (TBK 471/ IV) (Syf. 513)
b. Malzemeyi Sağlama Borcu
Malzeme kavramı araç ve gereçten farklıdır. Eserin meydana getirilmesinde kullanılan ve onun bünyesine dahil olan maddeler malzemeyi oluşturur.
5. Genel Bildirim (ihbar) Borcu
Yüklenicinin, ortaya çıkan önemli hususları, işsahibine gecikmeksizin bildirme (ihbar) borcu da vardır. İşsahibinin sağladığı malzemenin veya eserin yapılması için gösterdiği yerin ayıplı olduğu anlaşılırsa veya eserin gereği gibi ya da zamanında meydana getirilmesini tehlikeye düşürecek başka bir durum ortaya çıkarsa -grev ya da ulaşımın, dolayısıyla malzeme gelişinin durması nedenlerle aksama ve gecikme- yüklenici bu durumu hemen işsahibine bildirmek zorundadır; bildirmezse bundan doğacak sonuçlardan sorumlu olur. (TBK 472/III). (syf. 516)
6. Eseri Meydana Getirme Zamanında Başlama ve Eseri Zamanında Bitirme Borcu
Yüklenici işe zamanında başlamaz veya sözleşme şartlarına aykırı olarak işi geciktirir ya da işsahibinin kusuru olmadan meydana gelen gecikme işin kararlaştırılan zamanda tamamlanmasına engel olacak derecede bulunursa, işsahibi teslim için kararlaştırılan zamanı beklemeye mecbur olmaksızın sözleşmeden dönebilir. (TBK473/I) (Syf. 519)
7. Ayıbı Üstlenme Borcu
Ayıbı üstlenme borcu, yüklenicinin eseri teslim borcunun tamamlayıcısıdır. Yükleyicinin eseri meydana getiri teslim etmesine ilişkin aslı yükümlülüğüne, eserin ayıpsız olarak meydana getirilmesi de dahildir. Nitekim bu düşünceyle , ayıbı üslenme borcu TBK’da özel olarak düzenlenmiştir. (TBK 474-478). (Syf. 522)
A. Ayıptan Doğan Sorumluluğun Koşulları
Ayıplı ifa, ifa edememe hallerinden birini oluşturur. Satış, kira gibi sözleşmelerde olduğu gibi, eser sözleşmesinde de sözleşme konusunun ayıpsız biçimde teslimi gerekir.
aa. Ayıplı Bir Eser Teslim Edilmiş Olmalıdır.
Yüklenicinin ayıptan sorumlu tutulabilmesi için, eser tamamlanarak işsahibine teslim edilmiş olmalıdır. Henüz bitmemiş bir eser teslim edilmiş sayılamayacağı için, mevcut haliyle beklenen nitelikleri taşımasa bile ayıp sebebiyle sorumluluk hükümleri de uygulanmaz. Nitekim TBK’nın 474. Maddesinde eserin teslim edilmiş olması gerektiği açıkça ifade edilmiştir. (syf. 522-523)
bb. Eser Ayıplı Olmalıdır.
Sözleşme ile kararlaştırılan niteliklerin bulunmaması veya bulunması gereken niteliklerdeki eksiklik ayıp olarak nitelendirilir.
cc. Ayıp İşsahibine Yüklenmemelidir.
Yüklenici seri meydana getirirken, işsahibi de genellikle aktif bir role sahiptir. Yasakoyucu TBK’nın 476. Maddesinde yüklenicinin sorumlu tutulabilmesi için, eserdeki ayıbın işsahibine yüklenememesini bir şart olarak hükme bağlamıştır. Başka bir ifadeyle eserdeki ayıp işsahibine yüklenebilecek bir sebepten kaynaklanıyorsa yüklenici sorumlu tutulmaz. (syf524)
dd. Eser Kabul Edilmemiş Olmalıdır
Açıkça veya örtülü olarak işsahibi eseri kabul ederse yüklenici sorumluluktan kurtulur. Buna karşılık işsahibi eseri kabul etmiş olmasına rağmen ayıp kasten gizlenmişse veya gizli ayıp söz konusu ise yüklenici yine sorumlu olur.(TBK 477/I) Hakim, ayıbın zamanında bildirili bildirilmediğini resen araştıramaz ise de ayıbın geç bildirilmediği sabit olunca bunun sonucunu resen uygular. (syf. 525)
ee. Gözden Geçirme ve Bildirim Külfeti Yerine Getirmiş Olmalıdır
Eserin ayıplı olması dolayısıyla sahip olunan hakların kullanılabilmesi için gözden geçirme ve bildirim külfetleri de yerine getirilmiş olmalıdır. Gözden geçirme ve bildirim külfetinin yerine getirilmesi öncelikle eserin tamamlanarak ifa amacıyla işsahibine teslimine bağlıdır. (Syf.526)
B. İşsahibinin Eserin Ayıplı Olmasından Doğan Hakları
TBK’nın 475. Maddesine göre, eserin ayıplı olması durumunda işsahibi sözleşmeden dönebilir ya da bedelin indirilmesini talep edebilir veya eserin ücretsiz onarılmasını isteyebilir. Seçilebilecek hakların her üçü de kullanılmakla tükenir, geri alınması mümkün değildir. Bu haklardan biriyle birlikte işsahibi zararının tazminini de talep edebilir hakların kullanılması için yüklenicinin kusurlu olması şart değilse de tazminat tale edilebilmesi için kusurlu olması şarttır.
aa. Sözleşmeden Dönme Hakkı
Yukarıda belirlenen koşulların yanında, meydana getirilen eser, kullanılamayacak veya hakkaniyete göre kabulü beklenemeyecek derecede ayıplı olursa işsahibi sözleşmeden dönebilir (TBK 475/I, b.1) (syf.529)
bb. Bedelin İndirilmesini İsteme Hakkı
İşsahibi eseri alıkoyup, bedelden indirim yapılmasını da isteyebilir (TBK 475/I, b.2) (Syf. 531)
cc. Eserdeki Ayıbın Giderilmesini Talep Hakkı
Türk Borçlar Kanunu’nun 475/Ib.3 maddesinde, aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, masrafı yükleniciye ait olmak üzere eserin onarılmasının da istenebileceği düzenlenmiştir.
dd. Tazminat Talep Etme Hakkı
İşsahibi tazminat da talep edebilir TBK m.475/II hükmüne göre işsahibinin, genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
C. İşsahibinin Eserin Ayıplı Olmasından Doğan Haklarının Bağlı Olduğu Zaman Aşımı
Yüklenici ayıplı bir eser meydana getirmişse, bu sebeple açılacak davalar, teslim tarihinden başlayarak, taşınmaz yapılar dışındaki eserlerde iki yılın; taşınmaz yapılarda ise beş yılın ve yüklenicinin ağır kusuru varsa ayıplı eserin niteliğine bakılmaksızın yirmi yılın geçmesiyle zamanaşıman uğrar (TBK 478) yirmi yıl gibi uzun bir zamanaşımı süresinin kabul edilmesinde 1999 depreminden sonra karşılaşılan uyuşmazlıkların etkisi olduğu anlaşılmaktadır. Hükümde, adi iş – ticari iş ayrımı yapılmamıştır. Zamanaşımı kabulden itibaren değil, eserin işsahibi tarafından teslim alınmasından itibaren işlemeye başlar.(Syf. 534-535)
B. Hakları
Yüklenicinin ana talep hakkı, teslim ettiği eser karşılığında sözleşmeyle belirlenen ya da sözleşmeyle belirlenmemişse sonrada keşifle belirlenecek (bedelin) kendisine ödenmesini istemektir.
Bedel Ödeme Borcunun İfa Zamanı
TBK’nın 479/I. Maddesi hükmüne göre işsahibinin bedel ödeme borcu eserin teslim edildiği anda muaccel olur.
İşsahibinin ana hakkı, ısmarladığı eserin sözleşmeye uygun biçimde kendisine teslimini istemedir.(Syf. 567)
VII. Eserde Meydana Gelen Zararın (Hasarın) Geçişi
TBK’nın 483. Maddesinde, eserde meydana gelen zararın (hasarın) kime ait olacağı sorunu yanında, kusursuz imkansızlık nedeniyle eser sözleşmesinin sona ermesi de düzenlenmiştir. (Syf. 567)
Tamamlanınca ferdi ile belli olan (parça borcu haline gelen) bir eser söz konusu olmalıdır. (syf.568)
Hasarın tesliminden önce yükleniciye ait olması kuralının istisnaları mevcut olmamalıdır. (syf. 570)
VIII. Eser Sözleşmesinin Sona Ermesi
Eser sözleşmesi de diğer bütün sözleşmelerde olduğu gibi ifa ile sona erer. (syf. 572)
A.yaklaşık Keşif Bedelinin Aşılması Yüzünden Sözleşmeden Dönme
B.tam Tazminat Karşılığı Sözleşmenin Feshi.
C. Karşılıklı Anlaşma ile Sözleşmenin Sona Erdirilmesi
D. Haklı(yada önemli) Nedenle Sözleşmenin Feshi
Eser sözleşmesinin haklı(önemli) bir nedenle feshedilebileceğine ilişkin bir düzenleme TBK’da yer almamaktadır. Bununla birlikte öğretide taraflar için çekilmez, katlanılmaz hallerin ulunması durumunda, ileriye etkili olarak sözleşmenin sona erdirilebileceği kabul edilmektedir. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamasında da, eser sözleşmesinin haklı sebeple feshedilebileceği benimsenmektedir.
E. Kusursuz İfa İmkansızlığı Yüzünden Sözleşmenin Sona Ermesidir.
Yemin, 6100 Sayılı HMK’nın 225-239. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
TBK’nın 179. Maddesinde; “Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir. Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir. Borçlunun, kararlaştırılan cezayı ifa ederek sözleşmeyi, dönme veya fesih suretiyle sona erdirmeye yetkili olduğunu ispat etme hakkı saklıdır.” şeklinde düzenleme yapıldığı,
6100 Sayılı HMK’nın 196. Maddesi; “Delil gösteren taraf, karşı tarafın açık izni olmadıkça, o delile dayanmaktan vazgeçemez.” gereğince,
Mahkememizin 22/03/2023 tarihli duruşmasında DAVALI … TİC.LTD.ŞTİ YETKİLİSİ … ‘in;” Davacı şirket ile yapmış olduğumuz sözleşme/ler gereği (… Plaza ve Karapınar Ticaret Odası işlerine yönelik, davacı şirkete borçlu olmadığımıza, ceza-i şart kesintisinin aramızdaki sözleşmeye uygun olduğuna, ödemeleri tam yaptığıma, yapılan işlerin zamanında yapılmamasını davacıdan kaynaklandığına bizim bir kusurumuz olmadığına yemin ederim dedi.” şeklinde yemin ettiği anlaşılmakla,
Somut olayımızda; Bilirkişi raporuna göre davacının, davalıya borçlu olduğunun tespit edildiği, davacı ve davalı yanlar arasında hak ediş protokolü imzalandığı, işbu protokol çekincesiz imzalandığı dosya kapsamından anlaşılmıştır. Taraflar arasında eser sözleşmesi vardır. Eser sözleşmesine göre alacaklı olduğunu davacı ispat edememiştir. Davacı yanın dava dilekçesinde yemin delilinin olduğunu (delil listesinde 9 nolu delil olarak yazıldığı) yemin deliline dayanıp dayanmayacağı hatırlatıldığı, davalı yan yemin deliline da dayanılmasından vazgeçilmesine muvafakat etmemiştir. (Her ne kadar icapsız yemin iddiasında bulunulmuşsa da yemin deliline davacı yan kendisi dayanmıştır. Bir delile dayandıktan sonra o delilden vazgeçilmesi karşı tarafın muvafakatına bağlıdır. Dolayısıyla yemin için bir zorlamadan bahsetmek mümkün değildir.) Davacı yan yemin deliline dayanmıştır. Davalı yan yemin deliline vazgeçmeye muvafakat etmemiştir. (HMK 196) Davalı yan usulüne uygun yemin eda etmiştir. Dolayısıyla davacı yan, davasını ispat edememiştir. Bu nedenle de davacı yanın taleplerini ayrı ayrı reddine Mahkememizce oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Davacının, davasının (taleplerinin ayrı ayrı) REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 9,12-TL eksik harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına YER OLMADIĞINA,
6-Davacı tarafça depo edilip kullanılmayan gider avansının bulunması halinde karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
7-6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 6235 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, bağımsız ve tarafsız Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından KESİN olmak üzere karar verildi. 24/03/2023

Katip Hakim