Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/441 E. 2022/249 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :
KARARIN MAHİYETİ : KISMEN KABUL

Mahkememizde görülmekte bulunan ” Tazminat ” davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; ” 2918 sayılı Kara Yolları Trafik Kanunu 97. Maddesi (Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içerisinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde zarar gören dava açabilir. ) gereği davalı Sigorta şirketine 01/10/2020tarihli dilekçemiz ile yazılı başvuruda bulunulmuştur. Başvuru dilekçemiz ve istenilen belgeler eksiksiz olarak teslim edilmiştir.Fakat müvekkil tazminatını almamıştır. Ayrıca 02/10/2020 tarihinde … büro dosya no ve … arabuluculuk numarası ile ARABULUCULUK BAŞVURUSU yapılmıştır. 04/11/2020 tarihinde anlaşamama tutanağı tutularak, yasal zorunluluk gereği tutanak tutulmuştur. 15/07/2014 tarihinde … (müvekkilin arkadaşı) sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … -… yolunda kiralık aracın şarampole yuvarlanması sonucu kaza oluşmuştur. Aracı kiralayan müvekkilin arkadaşı … kendisi bu kazada vefat etmiş. Müvekkil kaza sonucu yaralanmış belde disk kayması olmuş. L3-L4 kemiğinde his kaybı vardır. Bel üzerinde his kaybı oluşan müvekkilin dizinden de yaralanmış ve eriyen vida konulmuştur. Müvekkilin diz kapağında da yamulma vardır. Yüzünden de yaralanmalar olmuştur. Burun kemiği kırılış ve meram tıp fakültesinde ameliyat olmuştur. Müvekkil kazadan yaklaşık 1 yıl kadar sonra dizinden ameliyat olmuş. Hemen ameliyat olmamasının sebebi müvekkilin belinde oluşan ödemin vücuttan atılması beklenmiştir.Aynı zamanda Ereğli Devlet Hastanesinde tedavi görmüş ve tedavisi hala devam ediyor. Yaşadığı kaza sonucunda, müvekkilin vücut bütünlüğü zarar görmüş ve telafisi mümkün olmayan psikolojik izler kalmıştır. Müvekkilin tedavisi süresince çalışamadığı günler dolayısıyla uğradığı kazanç kaybı ve geçici iş göremezliğe ilişkin maddi zararın tazmini için maddi tazminatın; tedavi ve ilaç giderleri için maddi tazminatın ve bakıcı giderlerinin tazminine karar verilmesini istemek gerekmiştir. Müvekkil geçirmiş olduğu trafik kazası sonucunda çalışma gücünün azalması sebebiyle çalışamaz duruma gelir. Müvekkil geçirmiş olduğu trafik kazası sonucunda aldığı bir takım yaralanmalar dolayısıyla bir süre tedavi görür ve iyileşme süreci yaşar. Bu süreçte kazanması gereken maddi geliri elde edemez. Müvekkilin trafik kazası geçirdiği günden, sağlığına ve işine tekrar kavuşmasına kadar iyileşme dönemi sürecektir. İşbu iyileşme döneminde zarar gören müvekkile geçici tam iş göremezlik tazminatı ödenmesi gerekmektedir. İş bu nedenle bilirkişi incelemesi sonucunda artırılmak üzere belirsiz alacak davası olarak 25 TL geçici tam iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ederiz. Trafik kazası neticesi yaralanan ve geçici yada sürekli iş göremez hale gelen kişinin giderleri sadece bir sağlık kuruluşunda yapılan tedavi harcamalarından ibaret değildir. Bir sağlık kurumu tarafından karşılanmayan giderlerde bulunmaktadır. Bu harcamaların başlıcası şunlardır: Tedavi sırasında yapılan harcamalar Refakatçi, özel bakıcı ve özel beslenme giderleri; hastanın ve yakınlarının hastanelere, sağlık kurumlarına, doktor muayenehanelerine, fizik tedavi yerlerine gidip gelme yol giderleri; hastanın başka bir şehirde veya yurt dışında tedavisi gerekiyorsa, kendisinin ve yakınlarının otomobil, otobüs, tren uçak gibi taşıt ve her türlü yol giderleri; tedavi için gidilen yerde hastanın ve yakınlarının otel, lokanta, ulaşım gibi barınma ve beslenme giderleri; hekimlerce gerekli görülmesi durumunda kaplıca, ılıca, dağ veya deniz kıyısı gibi hava değişim yerlerine ödenen paralardır. Tedavi sonrasında yapılan dolaylı harcamalar Hastaneden taburcu olduktan sonra zarar gören bir süre evde bakılması gerekiyorsa buna ilişkin bakıcı veya yardımcı giderleri, bir süre özel beslenme gerekiyorsa buna ilişkin masraflar, tedavisi sonuçlanmasına karşın, bir süre toplu taşıma araçlarına binemeyecekse veya kendi otomobilini kullanamayacaksa, işe gidiş geliş ücretlerinden, toplu taşıma ücretlerinden oluşan harcamalardır. İlerde yapılacak tedavi masrafları İlerde yapılması zorunlu tedaviler ve henüz yapılmayan ameliyat masrafları, yaşam boyu kullanılacak ilâçlar, protez ve benzeri aygıtlar için yapılacak masraflardır. Müvekkil eski sağlığına kavuşmak için yapmış ve yapacak olduğu işbu tedavi masraflarının karşılanması gerekmektir. İşbu nedenle bilirkişi incelemesi sonucunda artırılmak üzere belirsiz alacak davası olarak 25 TL Sgk tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinin davalıldan tahsiline karar verilmesini talep ederiz. Kaza nedeniyle tedavi başlanmasından sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresi olarak tanımlanan bu süre travma sonrası bir başkasının bakımına muhtaç olduğu dönemdir. Bu dönem; kişinin giyinme, beslenme, kişisel hijyen, tuvalet bakımı vb. günlük yaşam aktivitelerini sağlayamadığı ve temel bakımını yardımsız yerine getiremediği, başkasının bakımına muhtaç olduğu süreyi tanımlamaktadır. Bu süre kişide meydana gelen tıbbi rahatsızlığın şiddeti ile doğru orantılıdır. Müvekil iyileşme döneminde bakıcıya ihtiyaç duymuştur. İşbu nedenle bilirkişi incelemesi sonucunda artırılmak üzere belirsiz alacak davası olarak 25 TL bakıcı giderinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ederiz. Tüm bu açıklamalar eşliğinde Haklı Davamızın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ediyoruz.” şeklinde dava açmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde;” dava şartı yokluğu sebebiyle, davanın usulden reddi gerekmektedir. davacı tarafça dava öncesi müvekkil şirkete usulüne uygun bir başvuru yapılmadığından, kanunda öngörülen başvuru şartı gerçekleşmemiştir. Davacı tarafından, dava öncesi müvekkil şirkete başvuru şartı yerine getirilmemiş, bu suretle müvekkil şirketin temerrüde düşmesi söz konusu olmayacağı gibi, henüz miktarı ve niteliği belirlenmemiş bir alacağa dair talep hakkının borcu muaccel hale getirmesi de imkânsızdır. Buna ilişkin olarak 6704 Sayılı Torba Yasa 5.maddesi ile değişiklik yapılan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. Maddesine göre “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” Anılan düzenleme ile başvuru şartının yerine getirilmiş kabul edilebilmesi için, Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında belirtilen belgelerin tamamının sigorta şirketine ibraz edilmesi ve ödeme için öngörülen sürenin dolmuş olması gerekmektedir. Somut olayda davacı taraf dava yoluna gitmeden önce müvekkil şirkete zararlarının tazmin edilmesi talebiyle başvurmuştur. Ancak davacı taraf Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları Ek:6 Tazminat Ödemelerinde İstenilecek Belgeler kısmında belirtilen belgeleri sunmamıştır. Bu durum zaten davacı vekilinin başvurusununda da görülmektedir. Bunun üzerine müvekkil şirket gerekli belgelerin müvekkil şirkete iletilmesini davacıdan istemesine rağmen bu eksikliler tamamlanmamıştır. Söz konusu belgelerin başvuruda sunulması zorunlu olup bu belgelerin eksik olması halinde geçerli bir başvurudan söz edilemez. Huzurda görülen işbu davada da başvuru yapılırken gerekli belgeler ibraz edilmemiş olup kanunda belirtilen başvuru şartı yerine getirilemediğinden davacının davayı ikame etme hakkı bulunmamaktadır. Bu itibarla dava şartı yerine getirilmeden açılan huzurdaki davanın öncelikle dava şartı yokluğundan usulden reddi gerekmektedir.
esasa ilişkin itirazlarımız: Dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı araç, müvekkil şirkete, 07.05.2014-2015 tarihleri arasında … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalıdır. Bu poliçelerden dolayı sorumluluklarımız, sigortalımızın kusuru oranında olmak üzere, ölüm/sakatlık halinde her biri için ayrı ayrı azami 268.000,00 TL ile sınırlıdır. Zira Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. Maddesine göre trafik sigortaları, aynı kanunun 85. maddesine göre işletenlere düşen sorumlulukları karşılamak üzere yapılırlar. dolayısıyla, sigortalı aracın sürücüsünün kusuru yoksa işletene düşen bir sorumluluk da yoktur. teminat limitini bildirmemiz davayı kabul anlamında değilmemek üzere, manevi tazminat poliçe teminatı kapsamında değildir. kazanın oluşumu ve kazaya ilişkin kusur beyanları: Müvekkil şirkete sigortalı araç, işbu kazanın meydana gelmemesi için elinden gelen tüm özeni göstermiş, gerekli tedbirleri almasına rağmen söz konusu kazanın oluşmasına engel olamamıştır. Kaza tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsüne atfedilen kusur oranı kabul edilemezdir. Unutulmamalıdır ki, müvekkil sigorta şirketin sorumluluğu, sigortalının kusurlu olması halinde söz konusudur. zira karayolları trafik kanunu’nun 91. maddesine göre trafik sigortaları, aynı kanunun 85. maddesine göre işletenlere düşen sorumlulukları karşılamak üzere yapılırlar. Dolayısıyla müvekkil sigortalı araç sürücüsü dava konu kazada kusursuz olduğundan müvekkil şirketin herhangi bir sorumluluğu da söz konusu olmayacaktır. geçici iş göremezlik, tedavi ve bakıcı gideri tazminatı tedavi teminatı içerisinde değerlendirilmekte olup, müvekkil şirketin söz konusu talebe ilişkin sorumluluğu bulunmamaktadır. Davacının geçici iş göremezlik zararı talebi tarafımızdan kabul edilemez nitelikte olmakla birlikte, kaldı ki; geçici iş göremezlik tazminatı tedavi teminatı içerisinde değerlendirilmekle birlikte, müvekkil şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Davacının geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinden müvekkil sigorta şirketi değil, Sosyal Güvelik Kurumu sorumludur. Nitekim 25.02.2011 tarih ve 27857 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6111 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik yapılması Hakkında Kanun” gereğince; “trafik kazası sonucunda oluşan yaralanmalara ilişkin tedavi taleplerinin” sosyal Güvenlik Kurumundan talep edilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır. Şöyle ki; maddenin ilk cümlesinde açıkça ifade edildiği üzere; trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedelleri sosyal güvenlik kurumu tarafından karşılanacaktır. Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçelerinde belirtilen tedavi teminatı ile vefat ve maluliyet ayrı ayrı teminatlar olarak belirlenmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı doğrultusunda geçici iş görmezlik tazminat talebinin “Tedavi Giderleri Teminatı” içerisinde değerlendirilmesi gerekmektedir. “geçici iş göremezlik” tazminatı tedavi teminatı içerisinde değerlendirilmelidir. Hazine Müsteşarlığının 05.01.2010 tarihli Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ödemelerinde Tedavi Giderleri kapsamına ilişkin sektör duyurusunda; “Bilindiği üzere, sakatlık teminatı mağdurun trafik kazası nedeniyle iktisadi hayata eksik katılımına bağlı olarak ileride uğrayacağı kayıplara ilişkin teminat sunmaktadır. Tedavi gideri teminatı ise, mağdurun iyileşmesi veya vücut bütünlüğünün zarar veren olay öncesi duruma dönmesi için tıbben yapılması zorunlu giderleri içermektedir.” şeklinde tanımlama ile tedavi sürecinin bir uzantısı olan geçici iş göremezlik teminatının da tedavi gideri teminatı içerisinde yer aldığını vurgulamaktadır. Bu gerekçelerle de haksız olarak talep edilmiş bulunan “geçici iş göremezlik” tazminatının reddini talep etmekteyiz Nitekim Yargıtay HD’nin … E. … K. 08.04.2014 tarihli kararında, ‘’Dava, ZMMS poliçesinden kaynaklanan tedavi masraflarının tazmini istemine ilişkindir. 2918 sayılı yasanın 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı yasanın 59. maddesinde, trafik kazaları nedeni ile üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmetleri bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Dava konusu tedavi giderleri yönünden 6111 sayılı yasanın 59. maddesi ile değişik 2918 sayılı yasanın 98. maddesi hükümleri çerçevesinde inceleme yapılarak hâsıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken 2918 sayılı yasanın değişik 98. maddesi hükmünün göz ardı edilerek yazılı şekilde davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna hükmedilmesi doğru görülmemiştir. ‘’ denilmektedir. Bu nedenle, davacı yanın dilekçesinde geçici iş göremezlik tazminatı talebi, tedavi giderlerinden sayılmakta olup müvekkil sigorta şirketinin bu hususta sorumluluğu yoktur. asla davayı ve talebi kabul anlamına gelmemek kaydıyla- huzurda ki davada, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve eki olan “trh 2010 tablosu” uygulanmalıdır. 14.04.2016 tarihinde kabul edilen Torba Yasa gereği Karayolları Trafik Kanunu 90.maddede değişiklik ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına atıf yapılmış ve yeni Genel Şartlar’ın yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra düzenlenmiş poliçelere ve olaylara uygulanabileceği ve talep edilen tazminat hesaplamalarında yeni genel şartların eki olan “TRH 2010 TABLOSU” nun uygulanması gerektiği hüküm altına alınmıştır. davacı yana sgk tarafından rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı veya gelir bağlanıp bağlanmadığının tespiti için ilgili sgk il müdürlüğü’ne müzekkere yazılması gerekmektedir. Davacının herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna başvurması halinde geçici veya daimi iş göremezlik ödeneği alıp almadığının da öncelikle araştırılması gerektiği hususu açıkça ortadadır. Bu nedenle, SGK’ya müzekkere yazılarak; davacıya sürekli iş göremezlik tazminatı veya maaşı başlanıp bağlanmadığının, bağlandı ise ne miktarda ödeme yapıldığının ve maaş bağlama tarihi itibariyle peşin sermaye değerinin ne olduğunun, maaş bağlanmadı ise davacının müracaatı halinde maaş almaya hak kazanıp kazanmadıklarının sorulması gerekmektedir. sigortalı araç sürücüsünün ehliyetsiz olduğunu bilerek araca binen davacı ağır kusurludur. Kaza Tespit Tutanağında sigortalı araç sürücüsünün ehliyetsiz olduğu belirlenmiştir. Davacı, sigortalı araç sürücüsü … EHLİYETİNİN OLMADIĞINI bilerek, kendi rızası ile araca binmiştir. Bu nedenle, sürücünün EHLİYETSİZ olduğunu bilerek herhangi bir kazanın meydana gelebileceğini öngörerek araca binen davacı ağır kusurludur. Sigortalı araçta yolcu konumunda olan davacı kaza sırasında araç sürücüsünün ehliyetsiz olduğunu bilerek araca binmesi nedeniyle hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerekir. Nitekim, Yargıtay 09.05.2019 tarihli . Hukuk Dairesi … Esas ve … Karar sayılı ilamında açıkça; “Davacı, araç sürücüsünün ehliyetsiz olduğunu bilerek araca bindiğinden MÜTERAFİK KUSURLU olup, Yargıtay Yerleşik İçtihatları gereğince davacı için hesaplanacak tazminattan hakkaniyet gereğince davacı için hesaplanacak tazminattan indirim yapılması gerekmektedir. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 Sayılı TBK madde 52) düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Somut olayda davalı tarafça, desteğin hatır için taşındığı ve ehliyetsiz sürücünün aracına binmekle müterafik kusurunun bulunduğu yönünde iddia ve savunma ileri sürülmüş, mahkemece, hatır taşımasına ve müterafik kusura yönelik indirimin davacılara yansıtılamayacağı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiştir. Davacıların desteği yolcu olup kusursuz ise de müterafik kusurun varlığı ve hatır taşımaları hakim tarafından tazminatın belirlenmesinde gözetilecek hususlardandır. Desteğin kusurlu olması halinde kusur davacılara yansıtılamayacak ise de hatır taşıması ve müterafik kusur nedeni ile yapılacak indirimler tazminatın belirlenmesinde gözetilecek hususlardandır. Buna göre, desteğin davalıya sigortalı araçta hatır için taşındığının gözetilerek hükmedilecek tazminattan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılması ve ayrıca araç sürücüsünün kaza tarihinde 16 yaşında olması ve desteğin araç sürücüsü ile arkadaş olduğu gözetildiğinde; desteğin araç sürücüsünün ehliyetsiz olduğunu bilebilecek durumda olduğu ve bu nedenle ehliyetsiz sürücünün aracına binmekle müterafik kusurunun bulunduğu gözetilerek belirlenen tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.” sürücü beraberindeki yolcu bakımından hatır taşıması nedeniyle belirlenen tazminattan indirim yapılması gerekmektedir. Dava dilekçesinde, davacı yan … ‘ ın araçta yolcu olduğu iddia edilmekte olup, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için aksi düşünüldüğünde ise bu değerlendirme yapılırken de davacının, araçta hatır için taşındığı açıkça ortada olup, hatır taşıması söz konusu olduğundan tazminat bedelinden makul bir oranın indirilmesini talep etmekteyiz. Nitekim Yargıtay . Hukuk Dairesi 29.04.2019 tarih, … Esas ve … Karar sayılı ilamında; ”…Bu durum karşısında mahkemece; davacının davalının sürücülüğünü yaptığı araçta yolcu olduğu; yolcu olunan aracın, ticari amaçla işletilen bir araç olmayıp hususi araç olduğu; davacının havaalanından alınıp oteline taşınması konusunda hiçbir zorunluluğu bulunmayan ve toplumsal nezaket kuralları gereği bu taşımayı yapan davalı taraf lehine hatır taşıması bulunduğu gözetilmek suretiyle, 818 Sayılı BK’nun 43. maddesi (6098 Sayılı TBK madde 51. ) gereği tazminattan, hakkaniyete uygun bir indirim (Dairemiz yerleşik uygulamalarına göre indirim oranı % 20 ) yapılması gerekirken, eksik inceleme ve hatalı gerekçeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru görülmemiştir. ” şeklinde karar kurmuştur. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 24.5.2019 tarihli ve E. … K. … sayılı ilamında ; ”…Somut olayda davacının, davalıya trafik sigortalı araçta yolcu olduğu, araç sürücüsünün sigortalı … olduğu, birlikte yolculuk yaparlarken tek taraflı trafik kazasının gerçekleştiği, …anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, davacının araçta hatır için taşınıp taşınmadığı hususunun irdelenmesi, davacının hatır için taşındığının anlaşılması halinde, 818 Sayılı BK’nun 43. maddesinin ( 6098 Sayılı TBK madde 51 ) uygulanıp uygulanmayacağı, tazminattan yerleşik yargıtay uygulamaları gereğince %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılıp yapılmayacağı hususlarının tartışılıp, indirim yapıldığı ya da yapılmadığı takdirde bunun gerekçelendirilmesi gerekirken, davanın esasıyla ilgili ( sonuca birebir etkili ) olan savunma üzerinde durulup, bu hususta delil toplanıp, değerlendirilmeden eksik inceleme sonucu yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru olmadığından, davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin bu hususa ilişkin istinaf taleplerinin kabulüyle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına … karar verilmesi gerekmiştir.” diyerek bu yönde karar vermiştir.
kaza esnasında davacının emniyet kemerinin takılı olmadığı savcılık soruşturması sırasında alınan davacının beyanlarından açıkça anlaşılmaktadır. Davacı yan kaza esnasında sigortalı araçta yolcu konumunda olup; davacının, kaza sırasında emniyet kemerinin takılı olmadığı tespit edilmiştir. Şöyle ki; Davacı yanın, savcılık soruşturması esnasında 03.02.2017 tarihli beyanı açıkça; “Ben aracın sağ ön koltuğunda oturuyordum ancak emniyet kemerimi çantamı alma amaçlı kazadan önce çıkarmıştım” şeklindedir. davacı yan, dava konusu kaza esnasında emniyet kemerinin takılı olmadığını ikrar etmiştir. zira emniyet kemeri takılması, trafik kazalarının etkisini hafifletmekte olup, yaralanmalarda ağır sonuçların meydana gelmesini önlemekle birlikte kazaların ölümle sonuçlanmasının da önüne geçmektedir. emniyet kemerinin yolculuk esnasında takılması gerektiği kural olarak ktk’da da ifade edilmiş olup, sürücü ve yolcuların belirtilen ve benzeri güvenlik önlemini almamış olmasından müvekkil şirketin sorumlu olduğunun kabulü mümkün değildir. Nitekim ekte sunulan Yargıtay . Hukuk Dairesi 19.04.2018 tarih, … Esas ve … Karar sayılı ilamında; “ ….mahkemece zarar görenin emniyet kemeri takıp takmadığı, takmamış ise ölüm sonucuna etkili olup olmadığı, müterafik kusurun varlığı ve indirim yapılması gerekip gerekmediği hususları araştırılmadan karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı görülmüştür.” şeklinde belirtilerek davacı/davacılar yararına hesaplanan tazminattan hakkaniyet gereği müterafik kusur indirim yapılması gerektiği vurgulanmıştır. Davacı tarafından yapılan başvuruda müvekkil şirkete gerekli belgeler iletilmemiş olup, müvekkil şirket temerrüde düşmemiştir. Biliniği üzere haksız fiillerden meydana gelen uyuşmazlıklarda işletilecek olan yasal faiz borçlunun temerrüde düşürüldüğü tarihten işletilir. Önceden temerrüde düşürülmemişse, dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekmektedir. Bu sebeple kaza meydana geldikten sonra şirkete usulüne uygun başvuru yapılmadığı için müvekkil şirket temerrüde düşmemiş olup davacı yanın faize ilişkin bu talebinin reddini talep ederiz. Nitekim ekte sunulan Yargıtay . Hukuk Dairesi 29.05.2003 tarih, … Esas ve … Karar sayılı ilamında da; ‘Davalı sigorta şirketi yönünden faiz başlangıcının belirlenmesinde; tüm bilgi ve belgeler de ibraz edilerek 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 98, 99 ve 108 maddeleri ile Karayolları Trafik Garanti Fonu Yönetmeliğinin 12, 13 ve 14. maddelerinde yazılı şekilde davalı sigorta şirketine başvurulduğu halde gerekli ödeme yapılmamışsa başvuru tarihinde aksi halde dava tarihi itibariyle temerrüde düştüğünün kabulü ile bu tarihin faize başlangıç kılınması gerekirken yazılı biçimde yasal faizin gelirler yönünden onay, masraflar yönünden ödeme tarihinden yürütülmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir ‘ diyerek bu yönde karar kurmuştur. Bu sebeplerle asla kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı yan lehine bir tazminata hükmedilecekse dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerekmekte olup, başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz talebinin reddini talep ederiz.
” şeklinde cevap vermiştir.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosyanın kusur oranının tespiti için Ankara ATK ya gönderildiği, ATK tarafından tanzim edilen raporda özetle; Müteveffa Sürücü … %100 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosyanın maluliyet tespiti için NEÜ’ye gönderildiği, bilirkişi heyetinin raporunda özetle; Davacının iyileşme sürecinin 3 haftaya kadar uzayabileceği, iyileşme süresi boyunca bir başkasının bakım ve yardımına ihtiyaç duymayacağı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosyanın Aktüerya Uzmanı Bilirkişi …’a tevdi edildiği, bilirkişinin raporunda özetle; davacının geçici iş göremezlik süresinde uğradığı maddi zararının 668,27 TL, sürekli iş göremezlik devresinde uğradığı maddi zararının bulunmadığı, iyileşme süresinde bakıcı giderinden doğan maddi zararının bulunmadığı, kaçınılmaz tedavi giderlerinin ise 500 Tl olduğu bildirilmiştir.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporlarının taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davacı vekilinin 14/02/2022 tarihinde ıslah dilekçesi dilekçesi ibraz ettiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili davalı aleyhine Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davası açmış, davalı yan yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz etmiştir.
Ayrıca konu ile ilgili olarak 6098 sayılı TBK.49.-56.maddeleri ve KTK.85. ve devam eden maddelerinde düzenlendiği TBK.49/1. Maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde, TBK.54.maddesinde; “Bedensel zararlar özellikle şunlardır:1. Tedavi giderleri.2. Kazanç kaybı.3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” şeklinde, TBK’nun 56/1.maddesinde;”Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” şeklinde, (haksız fiil, doktrinde hukuka aykırı zarar verici eylem olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve uygun illiyet bağı olarak belirlenmektedir, bu durumda haksız fiilden söz edebilmek için “1) hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, 2)eylemden kaynaklı bir zararın olması, 3)zarar veren kişinin kusuru bulunması” ya da yasaca sorumlu olması” zarar ile kusur arasında uygun illiyet bağı bulunması gerekir) KTK.85. maddesinde;”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar……………….İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” şeklinde, KTK’nun 86/1.maddesinde;”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” şeklinde, KTK’nun 91/1.maddesinde;”İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde, KTK’nun 92.maddesinde(6704 S.K. 4. Mad. İle değişiklik öncesi);”Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler, d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar, f) Manevi tazminata ilişkin talepler.” şeklinde, KTK’nun 97.maddesinde(6704 S.K. 5. Mad. İle değişiklik öncesi);”Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” şeklinde, KTK’nun 99.maddesinde(6704 S.K. 6. Mad. İle değişiklik öncesi);” Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı, görülmüştür.
15/07/2014 tarihinde … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … -… yolunda davalı sigorta şirketince sigortalanan aracın şarampole yuvarlanması sonucu kaza olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan ve hükme esas alınan bilirkişi raporlarında sırasıyla; Müteveffa Sürücü … %100 oranında kusurlu olduğu, davacının iyileşme sürecinin 3 haftaya kadar uzayabileceği, iyileşme süresi boyunca bir başkasının bakım ve yardımına ihtiyaç duymayacağı, davacının geçici iş göremezlik süresinde uğradığı maddi zararının 668,27 TL, sürekli iş göremezlik devresinde uğradığı maddi zararının bulunmadığı, iyileşme süresinde bakıcı giderinden doğan maddi zararının bulunmadığı, kaçınılmaz tedavi giderlerinin ise 500 Tl olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizdeki dosya kapsamına göre değerlendirme yapıldığında; dosyadaki tüm bilgi, belge, deliller ve bilirkişi raporlarına göre ayrıca Yüksek Yargıtay . HD’nin … Esas, … Karar sayılı ilamı, aynı dairenin … , … sayılı ilamları, Konya BAM . HD’nin … E, … K, ve aynı dairenin … Esas, … K, sayılı 28/01/2021 tarihli ilamları, Yargıtay … . HD’nin 24/02/2021 tarihli … Esas, … Sayılı ilamı, Yargıtay . HD’nin … Esas, … Karar ile 22/06/2021 tarihli ve Yargıtay . HD’nin … Esas, … K sayılı ilamının da aynı doğrultuda olduğu, ayrıca Yargıtay . HD nin 10/01/2022 tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamı “… TRH 2010 adı verilen Ulusal Moralite Tablosu hazırlanmıştır, gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel veriler içerdiği göz önüne alındığında dairemizce de tazminat hesaplarında TRH 2010 tablosuna göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir…” şeklinde karar verildiği ve Yargıtay HGK’nın 02/12/2021 tarih … /(… ) … , … Karar sayılı ilamında da TRH 2010 tablosunun uygulanacağı yönünde oy birliği ile karar verilmiş olup davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; Davacının 668,27 TL Geçici iş göremezlik, 500,00 TL Kaçınılmaz tedavi gideri zararına bağlı olmak üzere toplam 1.168,27 TL maddi tazminatın 14/10/2020 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
1-Davacının 668,27 TL Geçici iş göremezlik, 500,00 TL Kaçınılmaz tedavi gideri zararına bağlı olmak üzere toplam 1.168,27 TL maddi tazminatın 14/10/2020 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2- Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 79,80 TL karar ve ilam harcından 54,40 TL peşin harç ve 20 TL ıslah harcı toplamı 74,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 5,40 TL harcın davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nden tahsili ile hazineye irad KAYDINA,
3-Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan toplam 116,60 TL ilk yargılama harcı ve 20 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 136,60 TL’nin davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nden tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 1.616,80 TL yargılama gideri, Neü Dön. Ser. Say. Tarafından kesilen 09/03/2021 tarihli 500 TL tutarlı fatura (… ), Neü Dön. Ser. Say tarafından kesilen 09/03/2021 tarihli 200 TL bedelli fatura (Onur Bilge), Neü Dön. Ser. Say tarafından kesilen 09/03/2021 tarihli 200 TL bedelli fatura (… ), toplamı 2.516,80 TL nin davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nden alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer OLMADIĞINA,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.’ye göre hesaplanan 1.168,27 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden A.A.Ü.T.’ye göre hesaplanan 25 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8- 6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 6235 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nden alınarak Hazine’ye gelir KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı bağımsız ve tarafsız Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından KESİN olmak üzere karar verildi. 04/04/2022

Katip Hakim

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.