Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/407 E. 2022/220 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN:
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLLERİ:
DAVALILAR: 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan “Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)” davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
HEYETİMİZCE GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 04.11.2020 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri aleyhine takip alacaklısı olarak davalı … tarafından Konya .İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü 10 örnek icra takibi yapıldığını, müvekkili şirketin 1996 yılından buyana Bursa ilinde bebek giyim ve ürünleri üretimi ve toptan pazarlamam üzerine faaliyette bulunduğunu, müvekkili …’ın müvekkili şirketin yetkilisi olduğunu, davalılardan ve senet lehtarı olarak görünen …’ın müvekkili şirketin yıllar önce Konya’da … ürünlerini satan ve … adı altında mağaza işleten işyerinin sahibi olduğunu, diğer davalı …’ın, davalı … ile birlikte muvazaalı ve kötü niyetli olarak hareket eden kişi olduğunu, takibe ve davaya konu olan senet üzerinde davacı …’ı borçlandırıcı imzanın mevcut olmadığını, senet borçlusu olarak görünen … Ltd. Şti.’nin yanı sıra senette ismi yer alan davacı …’ında borçlu olarak kabul edilmesi için senet altına atılan imzanın yanı sıra gerçek kişi adına açığa atılan imzanın olması gerektiğini, müvekkili davacı şirket yetkilisi tarafından böyle bir senet tanzim edilip lehtar …’a verilmediğini, müvekkili davacı şirketin kayıtları incelendiğinden müvekkili şirketin senet lehtarına hiçbir borcunun bulunmadığının tespit edileceğini, davaya konu senet metninin yer aldığı A4 kağıdının sağ alt ve sol alt kısmının imzalanması senet metninin sonradan oluşturulmaya çalışıldığını açıkça gösterdiğini, mali ve içtimai durum araştırması yapıldığında müvekkili şirketin davalı …’a hiçbir borcunun olmadığını, olmasının da mümkün olmadığını, her iki davalı tarafında oluşturulan senet metni kadar mali gücünün olmayacağının açıkça tespit edileceğini, müvekkili şirketin 2017 yılında Uşak ilinde bulunan işletmekte olduğu mağazasını 10.10.2017 tarihinde … … ve … … adlı kardeşlere devrettiğini, davalı …’ın ve kardeşinin yıllarca müvekkili şirketten bebek giyim eşyası alarak karşılığında çek senet verdiğini, senet metninde gösterilen 07.05.2018 tarihi itibariyle müvekkili şirket yetkilisi ve davalı …’ın hiçbir suretle bir araya gelmediğini, devir tarihinden 6-7 ay sonra (2018 Nisan) …’ın müvekkili şirketi arayarak kardeşi …’ın piyasaya çok borçlandığını, kendilerine vermiş oldukları çek ve senetleri ödeyemeyeceklerini, hacze gelenler olduğunu, tüm ürünleri ve demirbaşların … Ltd. Şti. tarafından haczedildiğini ve mağazayı iade etmek istediğini beyan ettiğini, devir edilen mağazanın 09.05.2018 tarihinde çek – senet bedelleri ve mağazada bulunan ürünler toplamı olan 859.419,00 TL karşılığında tekrar müvekkili şirkete iade edildiğini ve karşılığı olmayan çek ve senetler … ve … … kardeşlere iade edildiğini, müvekkili şirket uhdesinde bulunan çek, senet ve sözleşme asıllarını iade etmesine rağmen davalı …’ın kendisinde bulunan sözleşme asıllarını müvekkili şirkete teslim etmekten imtina ettiğini, davalı …’ın müvekkili şirkete cari hesaptan kaynaklı borcunun bulunduğunu, müvekkili taraf aleyhine başlatılan icra takibine diğer ciranta …’ın dahil edilmediğini, alacaklının diğer cirantaya karşı protesto çekip icra takibi yapmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi takip alacaklısı … ile davalı … arasında muvazaalı olarak hareket edildiğini gösterdiğinden bahisle; her bir müvekkilinin davalı tarafa borçlu olmadıklarının tespiti ile takibin iptaline, her bir müvekkili lehine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, takibe konu senedin TTK’nın 688.maddesi gereği senedin zorunlu unsuru olan tanzim yeri olmadığından iptali ile müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili mahkememiz dosyasına 08.12.2020 tarihinde UYAP sistemi üzerinden sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacı borçluların iddialarının gerçeği yansıtmadığını, açılan dava haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin senet lehtarı olmayıp ciranta olduğunu ve iyi niyetli hamil olduğunu, davacının dava dilekçesinde senet metnindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını iddia ettiğini, ancak Konya . İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında devam etmekte olan imzaya itiraz davasındaki dava dilekçelerinde senet metnindeki imzanın başka bir belgeden aktarılmak suretiyle eklendiği şeklinde iddiada bulunduklarını, savcılık şikayetinde de senet metni altındaki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığının iddia edildiğini, davacı tarafın çelişkili beyanlarda bulunmasının sebebinin alacağın tahsilini önlemek ve sadece süreci uzatmak, borcu sürüncemede bırakmak olduğunu, bir diğer iddianın senet lehtarın aleyhine takip yapılmamasından dolayı müvekkili ile lehtar arasında muvazaa olduğu iddiası olduğunu, ancak protesto edilmemiş senetlerde cirantaya takip yapılmasının mümkün olmayıp davacı borçlular tarafından bu hususun muvazaaya dayanak gösterilmesinin de hiç bir izahının bulunmadığını, dilekçede senedin kambiyo vasfını haiz olmadığı iddia edilse de takibe konu senedin kambiyo vasfını haiz olup davacının dilekçesinde belirtilen tüm hususların ve açılan davanın mesnetsiz olup alacağı sürüncemede bırakma gayesini taşıdığını, dilekçede senet lehtarı ile aralarında borç ilişkisi olmadığı ile ilgili bir kısım iddialarda bulunulduğunu ve bir kısım belgeler sunulduğunu, bu hususların iyi niyetli hamil durumunda olan müvekkilinin bilmesine imkan bulunmadığı gibi bilmesi de gerekmediğini, bu belgelerle müvekkilinin ilgisinin de bulunmadığını, davacı tarafın senet metni altındaki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını söyleyemediğini, bu durumun bile davacı borçluların alacağını sürüncemede bırakma amacını göstermesi açısından önemli olduğunu, dava dilekçesinde müvekkilin bu alacak miktarı oranında mali gücü olmadığının iddia edildiğini, müvekkilinin yıllardır ticaretle uğraşan bir insan olup basiretli bir tacir olduğunu, kaldı ki davacının iddiasının senet metnindeki imzanın müvekkiline ait olmadığı iddiası olduğunu, müvekkilinin senet lehtarı olmayıp ciranta olduğunu ve iyiniyetli hamil olduğundan bahisle; Haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacı borçluların haksız itirazlarından dolayı %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … vekili mahkememiz dosyasına UYAP sistemi üzerinden sunmuş olduğu 11.01.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacıların davası her türlü mesnetten yoksun olup kabule şayan olmadığını, davacı dava dilekçesinde müvekkiline senet tanzim edilip verilmediğini iddia ettiğini, ancak davaya konu senet üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda imzanın bizzat davacı şirket yetkilisi …’a ait olduğunun açıkça görüleceğini, davacının buna rağmen huzurdaki davayı açmasındaki amacının tamamen kötü niyetli olduğunu, müvekkili ile müvekkilin senedi verdiği diğer davalı arasında muvazaa olduğu iddia edildiğini, ancak bu hususun gerçeği yansıtmadığını, müvekkili borcuna karşılık olarak bu senedi ciro edip ilgili şahsa devrettiğini, müvekkili hakkında takip yapılmamış olmasının da muvazaaya dayanak gösterilmiş olup bu durumun hiç bir hukuki dayanağının bulunmadığını, takibin hukuku açısından bakıldığında protesto edilmemiş bir senette cirantaya takip yapılmasının mümkün olmadığının, davacıların senedin tanzim yerinin bulunmadığından bahisle senedin geçersiz olduğunu iddia ettiklerini, fakat senet incelendiğinde; senedin üzerinde borçlu adresi olduğunun görüldüğünü, kanuna göre tanzim yeri bulunmayan senette borçlunun adresi tanzim yeri olarak kabul edildiğini, dilekçede davacı tarafın müvekkiline hiç bir borcunun olmadığını iddia ettiğini, ancak nakden kayıtlı bir senet söz konusu olup davacının bu iddialarının yersizliğinin ortada olduğunu, ispat yükümlülüğünün davacı tarafa ait olduğunu, mevcut alacağın nakdi bir alacak olduğunu, davacıların süreci uzatmaktan başka bir amaçlarının olmadığını, davacı taraf her türlü hukuki yola başvurup bir şekilde borçtan kurtulmaya çalıştığından bahisle; Davacı tarafın hukuksuz işbu davasının reddine, borçluların kötü niyeti sabit olduğundan takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına/kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Tarafların bildirmiş oldukları delilleri ilgili yerlerden, Konya .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, Konya C.Başsavcılığı Sahtecilik ve Dolandırıcılık Suçları Soruşturma Bürosu’nun … Sor.sayılı UYAP dosyası, Konya .İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı UYAP dosyası, Konya .İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı UYAP dosyası, davacı şirketin ticari kayıtları, davacı …’ın ıslah imza örnekleri ile imza asıllarının bulunduğu belgeler ilgili yerlerden dosyamız içerisine celbedilmiş, tanık beyanları alınmış ve dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Dosyamız içerisine celbedilen Konya .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklısının …, borçlularının ….Ltd. Şti. ve … olduğu, 819.000,00 TL asıl olmak üzere fer’ileri ile birlikte toplam 869.618,98 TL alacaktan kaynaklı kambiyo senetlerine özgü icra takibi yapıldığı, takip dayanağının 07.05.2018 tanzim tarihli, 30.12.2019 vade tarihli 819.000,00 TL bedelli bono olduğu görülmüştür.
Davacı tanığı … mahkememizin 22.03.2022 tarihli duruşmasındaki beyanında; Ben davacıları tanırım bilirim, davalılardan da …’ı tanırım, dava konusu senetle ilgili bir bilgim yoktur, ben bebek kıyafeti satarım … Tekstil’de 1997 yılından bu tarafa ürün alırım, büyük bir firmadır, …’da bildiğim kadarıyla benim gibi ticaretle uğraşır, 2015 yılında ben kendi işyerimi …’a devrettim kardeşi de vardı, ikisi birlikte devraldılar, ben işyerimin devretmem karşılığında devir bedelini aldım, asıl işyerimi devralan kardeşiydi, ancak işleri yürüten …’dı, 2020 yılında davacı … beni aradı … İlhan’ın elinde senedi olduğunu kendilerini zora soktuğunu babasının ve ailesinden birkaç kişinin hasta olduğunu, zor durumda olduklarını söyleyerek benden aracı olmamı istedi, bende … İlhan’ı telefonla aradım …’nin zor durumda olduğunu şayet alacağı varsa kendilerinin ödeyeceğini görüşmek istemesi halinde ben tarafları bir araya getirebileceğimi ve orta yolu bulacağımı söyledim … … benim bu teklifime rağmen ne Konya’da nede Bursa’da görüşmeye gelmedi, daha sonra da zaten …’nin babası vefat etti, dava konusu edilen senetle ilgili herhangi bir bilgim yoktur, ancak … … ‘ın işlerinin bozulduğunu davacı şirketin … … ait Uşak’taki mağazayı devraldığını duydum, ancak mahiyetini tam olarak bilmiyorum, davalı … davacılardan alacağının olup olmadığını bilmiyorum, ancak davacılar toptan çocuk ürünleri sattığından dolayı onların belki davalıdan alacağı vardır, her ikisini de tam olarak bilmiyorum, ben … ile görüştüğümde senedin asıl alacaklısının … olduğunu onunla görüşmem gerektiğini söyledi, ancak ben …’ı tanımadığım gibi kendisiyle de herhangi bir görüşmem olmadı, ben …’NİN dava konusu senede ilişkin senetteki imzanın kendisine ait olduğuna dair bir şey söylediğini hatırlamıyorum, ancak … bana bir araya gelelim benim …’e borcum varsa ne kadarsa borcumuzu ödeyelim karşılıklı görüşelim ve beni de aracı kılmak istediğini söyledi, bildiklerim bundan ibarettir, demiştir.
Talimat mahkemesi kanalıyla dinlenen davacı tanığı … beyanında; Davacı … ve davalı …’ı aramızdaki ticari faaliyet nedeniyle tanırım, bin … Şirketinin yetkilisiyim, davacı şirket olan … şirketine ürün sattığımız için bu şirketi de bilirim, bizim şirketimiz bebek ürünleri üzerinedir, … hem benden ürün alırdı, hem de … şirketinden ürün alırdı, fakat davaya konu uyuşmazlığa ilişkin taraflar arasındaki ilişkinin ne şekilde olduğunu bilmiyorum, taraflar arasındaki senet alışverişini ve paraların ödenip ödenmediği noktasında bir bilgim yok, senedin neden düzenlendiğini bilmiyorum, demiştir.
Talimat mahkemesi kanalıyla dinlenen davacı tanığı … beyanında; Benim Tekstil fabrikam vardır. … Tekstil ile satış ortaklığımız mevcuttur, çok sayıda alışverişimiz olmasına rağmen bana göstermiş olduğunuz 819.000,00 TL’lik senet gibi herhangi bir senet düzenlememişlerdir, firma hiçbir zaman senet düzenleyerek ödeme yapmaz, hep çek ile ya da nakit yapar, … ile … birlikte iş yapar, birlikte gezerler, piyasada bunları net şekilde bilir, bana göstermiş olduğunuz senedi daha önce görmedim. Nasıl oluşturulduğuna ya da nasıl ele geçtiğini bilmiyorum. Görgüm bilgim bundan ibarettir, demiştir.
Talimat mahkemesi kanalıyla dinlenen davacı tanığı … beyanında; Ben yaklaşık 20 senedir … Tekstil ile çalışıyorum. Bana göstermiş olduğunuz 819.000,00 TL’lik Lehtarı … keşidecisi … Tekstil Ltd. Şti. olan senedi daha önce görmedim. Ben işe başladığım tarihten bu yana şirketin senet ile işlem yaptığını hiç görmedim. Firma çek ve nakit ödeme ile işlem yapmaktadır. Ben …’ı yakın olarak tanırım. … ile şirket vesilesi ile birçok alışveriş yapmıştık. Ben senedin nasıl oluşturulduğunu bilgim şu şekilde vardır. … , …’ı arayarak senedin nasıl oluşturulduğu husunda ve … ve …’ın birlikte Samsun da bir otelde kaldıklarını söyledi. … ayrıca kargocu kılığıdna bir kişniin şirkete gelerek kargo belgesiymiş gibi … beyden imza aldığını söyledi. Görgüm bilgim bundan ibarettir, demiştir.
Talimat mahkemesi kanalıyla dinlenen davacı tanığı … beyanında; Ben de Satış pazarlama bölümünde çalışmaktayım. Bana göstermiş olduğunuz 819.000,00 TL’lik Lehtarı … keşidecisi … Ltd. Şti. olan senedi daha önce patronumun bana göstermesi üzerine bilgi sahibi oldum. Biz … ile olan ticaretimizde mal satmışızdır. 2020 yılının başında şirkette yöneticilerin covid’e yakalanması sebebiyle şirkette bir boşluk oldu. Bir müddet sonra … şirketimize haciz işlemleri bağlattığına ilişkin duyumlar aldık. Ben 20 senedir davacı şirkette çalışmaktayım. … bizden mal satın alan taraftır. Bizim mal alan bir kişiye senet düzenleme ihtimalimiz yoktur. Zaten biz ödemelerimizi çek ya da nakit yapmaktayız. Böyle bir bononun düzenlenme ihtimali yoktur. Bu senedin nasıl oluşturulduğuna dair iş yerine kargocu vasıtası ile …’a imza attırıldığını ve bunun bu senet üzerinde kullanıldığına ilişkin şirketimizi arayan ancak tanımadığımız …’ dan duyulduğunu öğrendik. … ile … arasında yakınlık olduğuna ilişkin duyumlarımız vardır. Zaten yapılan işlemlerde bilgilerine karşı herhangi bir takip yapılmadığını biliyoruz, Görgüm bilgim bundan ibarettir, demiştir.
Mahkememizce davacı şirketin bulunduğu adres mahkemesine talimat yazılarak; Davacı şirketin 2017 – 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişisi tarafından rapor düzenlenmesinin istenildiği, mali müşavir bilirkişisi … tarafından düzenlenen 24.08.2021 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı tarafın 2017 – 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterlerin incelenmesinde; Davalı … ve … adlı şahıslara ait herhangi ticari alım-satım faturası, yevmiye kaydına ve cari hesabına rastlanılmadığının, dava dosyasında davacı şirketin dava dilekçesinde beyan ettiği 10.10.2017 tarihinde davalı …’ın işletmeyi kardeşi … …’a devrettiğini beyan ettiği, dava dışı … …’ın davacı şirket ile 2017-2018 ve 2019 yıllarında ticari ilişkide bulunduğuna dair fatura-ödeme dekontu ve yevmiye kaydına, cari hesap ekstresine rastlandığını, davacı şirketin dava dışı … …’dan 678.910,79 TL alacaklı olduğunun, davalıların herhangi bir cari borçlarının tespit edilemediğinin bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizin 26.10.2021 tarihli duruşmaının 5 no’lu ara kararı ile; Davacı tarafa dava konusu edilen senetteki imzalara yönelik beyanda bulunmak üzere 2 haftalık kesin süre verildiği, davacı tarafın süresi içerisinde UYAP sistemi üzerinden mahkememiz dosyasına sunmuş olduğu 08.11.2021 tarihli dilekçesi ile; Gerek ceza dosyasında yapılan suç duyurusu (… Sor.) dosyasın da, gerekse icra hukuk mahkemesinde (Konya . İTM’nin … E)alınan imza örneklerinde imzanın müvekkilinin el ürünü olduğu tespit ve mütalaa edildiğinden, iş bu tespitler karşılığında yeniden imza incelemesi yapılmasına gerek bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından dava açılırken harcın … adına yatırıldığından davacı şirket için 80,70 TL başvuru harcı, dava değeri üzerinden hesaplanan 13.986,48 TL nispi peşin harç olmak üzere toplam 14.067,18 TL harcın yatırılması için davacı tarafa iki haftalık kesin süre verildiği, davacı tarafça süresi içerisinde eksik harcın mahkememiz veznesine yatırıldığı görülmüştür.
Dava; İİK.72.maddesine dayalı menfi tespit davasıdır.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; Davacıların, davalı … tarafından Konya .İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü 10 örnek icra takibi yapıldığının, takibe ve davaya konu olan senet üzerinde davacı …’ı borçlandırıcı imzanın mevcut olmadığının, senet borçlusu olarak görünen … Ltd. Şti.’nin yanı sıra senette ismi yer alan davacı …’ında borçlu olarak kabul edilmesi için senet altına atılan imzanın yanı sıra gerçek kişi adına açığa atılan imzanın olması gerektiğinin, davacı şirket yetkilisi tarafından böyle bir senet tanzim edilip lehtar …’a verilmediğinin, davacı şirketin senet lehtarına hiçbir borcunun bulunmadığının, mali ve içtimai durum araştırması yapıldığında davacı şirketin davalı …’a hiçbir borcunun olmadığının, her iki davalı tarafında oluşturulan senet metni kadar mali gücünün olmayacağının açıkça tespit edileceğinin, davacı şirketin 2017 yılında Uşak ilinde bulunan işletmekte olduğu mağazasını 10.10.2017 tarihinde … … ve … … adlı kardeşlere devrettiğinin, davalı …’ın ve kardeşinin yıllarca davacı şirketten bebek giyim eşyası alarak karşılığında çek senet verdiğinin, senet metninde gösterilen 07.05.2018 tarihi itibariyle davacı şirket yetkilisi ve davalı …’ın hiçbir suretle bir araya gelmediğinin, devir tarihinden 6-7 ay sonra (2018 Nisan) …’ın davacı şirketi arayarak kardeşi …’ın piyasaya çok borçlandığını, kendilerine vermiş oldukları çek ve senetleri ödeyemeyeceklerini, hacze gelenler olduğunu, tüm ürünleri ve demirbaşların … Tic. Ltd. Şti. tarafından haczedildiğini ve mağazayı iade etmek istediğini beyan ettiğinin, devir edilen mağazanın 09.05.2018 tarihinde çek – senet bedelleri ve mağazada bulunan ürünler toplamı olan 859.419,00 TL karşılığında tekrar davacı şirkete iade edildiğinin ve karşılığı olmayan çek ve senetler … ve … … kardeşlere iade edildiğinin, davacı şirket uhdesinde bulunan çek, senet ve sözleşme asıllarını iade etmesine rağmen davalı …’ın kendisinde bulunan sözleşme asıllarını davacı şirkete teslim etmekten imtina ettiğinin, davalı …’ın davacı şirkete cari hesaptan kaynaklı borcunun bulunduğunun, davacı taraf aleyhine başlatılan icra takibine diğer ciranta …’ın dahil edilmediğinin, alacaklının diğer cirantaya karşı protesto çekip icra takibi yapmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi takip alacaklısı … ile davalı … arasında muvazaalı olarak hareket edildiğinden bahisle; her bir davacının davalı tarafa borçlu olmadıklarının tespiti ile takibin iptaline, her bir davacı lehine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, takibe konu senedin TTK’nın 688.maddesi gereği senedin zorunlu unsuru olan tanzim yeri olmadığından iptali ile davacıların borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava ettiği, davalı tarafın davanın reddine ve davacı borçluların haksız itirazlarından dolayı %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve beyan ettikleri, İİK.72.maddesinde; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir….” şeklinde, 6102 sayılı TTK.778/1-a maddesi yollaması ile TTK’nun 687.maddesinde; “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. (2) Alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde, 6102 sayılı TTK’nun 825.maddesinde;”(1) Borçlu, … yazılı bir senetten doğan alacağa karşı ancak senedin geçersizliğine ilişkin veya senet metninden anlaşılan def’ilerle alacaklı kim ise ona karşı, şahsen haiz bulunduğu def’ileri ileri sürebilir.(2) Borçlu ile önceki hamillerden biri veya senedi düzenleyen kişi arasında doğrudan doğruya varolan ilişkilere dayanan def’ilerin ileri sürülmesi, ancak senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde caizdir.” şeklinde, 6100 sayılı HMK.nun 200.maddesinde;”Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.(2) Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir. ” şeklinde, HMK’nun 201.maddesinde;”Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı, Konya .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında; Alacaklı … tarafından, borçlularının ….Ltd. Şti. ve … aleyhine, 819.000,00 TL asıl olmak üzere fer’ileri ile birlikte toplam 869.618,98 TL alacaktan kaynaklı kambiyo senetlerine özgü icra takibi yapıldığı, takip dayanağının 07.05.2018 tanzim tarihli, 30.12.2019 vade tarihli 819.000,00 TL bedelli bono olduğu, mahkememizce davacı şirketin bulunduğu adres mahkemesine talimat yazılarak; Davacı şirketin 2017 – 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişisi tarafından rapor düzenlenmesinin istenildiği, mali müşavir bilirkişisi … tarafından düzenlenen 24.08.2021 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı tarafın 2017 – 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterlerin incelenmesinde; Davalı … ve … adlı şahıslara ait herhangi ticari alım-satım faturası, yevmiye kaydına ve cari hesabına rastlanılmadığının, dava dosyasında davacı şirketin dava dilekçesinde beyan ettiği 10.10.2017 tarihinde davalı …’ın işletmeyi kardeşi … …’a devrettiğini beyan ettiği, dava dışı … …’ın davacı şirket ile 2017-2018 ve 2019 yıllarında ticari ilişkide bulunduğuna dair fatura-ödeme dekontu ve yevmiye kaydına, cari hesap ekstresine rastlandığını, davacı şirketin dava dışı … …’dan 678.910,79 TL alacaklı olduğunun, davalıların herhangi bir cari borçlarının tespit edilemediğinin bildirildiği, mahkememizce bilirkişi raporunun ayrıntılı ve denetime elverişli olması nedeniyle hükme esas alındığı,
Davacı … yönünden yapılan değerlendirmede;
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04/04/2018 tarih ve … Es. … Kar. sayılı içtihadında; “… Keşidecinin el yazısıyla atılmış imzasının senedin ön yüzünde ve senet metninin altında bulunması gereklidir. Kanunen keşidecinin imzası yeterli olmakla birlikte keşidecinin kim olduğunun tespiti ve özellikle keşidecinin tüzel kişi olması durumunda keşideci unvanının poliçede yer alması, poliçenin kim tarafından verildiğinin tespiti bakımından önemlidir. Zira, poliçede imzası bulunanın borçlu olarak mı yoksa bir başka kişi adına temsilen veya vekaleten mi poliçeyi imzalamış olup olmadığının tespiti ancak ad ve soyadı veya unvan ile sıfatın belirtilmiş olması ile mümkündür. Poliçe borçlusunun tüzel kişi olması hâlinde, yetki belgesinde şirketi temsile yetkili şahısların poliçeyi imzalamış olmasına ve usulünce kaşe basılmış olmasına dikkat edilmelidir. Bu durumda, poliçeden doğan sorumluluk doğrudan doğruya temsil edilen tüzel kişiye aittir. Hemen vurgulanmalıdır ki, şirket yetkilisi tarafından da olsa senede atılan ikinci imza, şirket kaşesi olmadan atılmış ise, burada keşideci sıfatı söz konusu olmayacağından, bu imza aval olarak kabul edilir ve bu imza sahibi borçtan şahsen sorumlu olur. ” şeklinde,
Yargıtay .Hukuk Dairesi’nin29/05/2017 tarih ve … Es. … Kar. Sayılı ilamında;” Senette yer alan iki ayrı kaşe üzerindeki imzaların şirket yetkilisine ait olduğu anlaşıldığından imzaların şirket yetkilisi tarafından şirket kaşesi üzerine şirketi temsilen atılmış olduğunun kabulü gerekir. Kaşe dışında davacıya ait imza bulunmamaktadır. Sadece ödeyecek kısmında şirket yetkilisi olan davacının adı ve T.C. numarasının yazılı olmasının davacının şahsen sorumlu olduğunu göstermeyeceğinden davacının menfi tespit isteminin kabulü gerekirken yazılı şekilde ret kararı verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.” şeklinde kabul edilmiştir.
Davacı …’ın Bursa Ticaret sicil müdürlüğünden gelen kayıtlara göre dava konusu senedin tanzim tarihinde diğer davacı şirketin yetkili temsilcisi olduğu, senette diğer davacı şirketin Kaşesi’nin basılı olduğu, kaşe üzerinde davacı …’ın ad ve soyadının olduğu, imzanın kaşe üzerine atılı olduğu, senedin altında tekrar ikinci kez kaşe ve üzerine imzanın atılarak kaşenin üzerine davacının ad ve soyadının yazılı olduğu, her iki imzanın da şirket kaşesinin üzerine atılması nedeniyle bononun şirket tarafından tanzim edildiğinin kabul edilmesi gerektiği, davacının ad ve soyadı ile TC numarasının yazılı olması davacıyı aval veren sıfatıyla senetten dolayı sorumu hale getirmeyeceği, dolayısıyla davacı …’ın dava konusu edilen senetten dolayı her iki davalıya karşı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, senedin iptaline yönelik talebin fer’i nitelikte bir talep olduğu, iptale yönelik şartların mevcut olmadığı, davalılardan …’ın senedin lehtarı olduğu, bu davalı yönünden İİK 72/5. Maddesindeki şartların bulunmadığı, diğer davalı …’ın takibe geçerken dava konusu edilen bonodan dolayı kimlerin sorumlu olduğunu, kimlere karşı cebri icra yoluna başvurabileceğini bilmesi ve ona göre takibe geçmesi gerekirken bunu yapmadığı, davacıya karşı takibe geçmede kötüniyetli olduğu ve İİK 72/5. Maddesi kapsamında sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmakla davacı …’ın Konya .İcra Müdürülüğü’nün … Es. Sayılı dosyasından takip konusu yapılan 07/05/2018 tanzim tarihli 30/12/2019 vade tarihli keşidecisi …. Ltd. Şti. olan 819.000,00 TL bedelli bonodan dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin bu davacı yönünden iptaline, İİK 72/5.maddesi gereğince talebe konu 819.000,00 TL’lik alacağın takdiren %20 si oranında kötü niyet tazminatının davalı …’dan alınarak davacı …’averilmesine, davacının davalı … hakkındaki tazminat talebinin reddine, davacı …’ın Senedin iptaline yönelik talebinin reddine,
Davacı …. Ltd. Şti. yönünden yapılan değerlendirmede;
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25.03.2015 tarih ve … Es. … Kar. Sayılı içtihadında;”…Öte yandan, mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (eTTK)’nun kambiyo senetlerine ilişkin hükümleri poliçe esası üzerine kurulmuştur. Kanun, kambiyo senetlerinin ortak olan hükümlerine poliçe başlığı altında yer vermiş; bono ve çek hakkında ise, ortak hükümlere yollama yapmakla yetinmiştir (eTTK. 690, 730). eTTK.nun 690. maddesi yollaması ile bonolarda da uygulanması gereken aynı yasanın 599. maddesi;“Poliçeden dolayı kendisine müracaat olunan kimse keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan defileri müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremez; meğer ki, hamil, poliçeyi iktisabederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. Alacağın temliki yoliyle yapılan devirlere ait hükümler mahfuzdur.” Hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, poliçede şahsi defiyi düzenleyen yukarıdaki madde metninde kural olarak, şahsi defilerin, iyiniyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceği belirtilmiş; bu kuralın tek istisnası ise, hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması yani kötüniyetle senedi iktisap etmesi gösterilmiştir. Madde hükmüyle, kanun koyucu kambiyo senetlerine özgü katı kurallar karşısında, bir kapı aralayarak, kötüniyetin ispatına olanak tanımış ve bu konuda bir sınır da koymamıştır. Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında somut olayın değerlendirilmesinde; takibe ve eldeki davaya konu bononun lehtar….’in aşamalardaki ikrarı ve davayı kabul beyanından da anlaşılacağı üzere, davacı keşideci tarafından yapılan ödeme ile bedelsiz olduğu sabittir. Bononun bedelsiz olduğuna ilişkin şahsi defiyi davacı keşidecinin kural olarak, davalı lehtara karşı ileri sürebilir ise de, hamil davalı …’e karşı ileri sürülebilmesi için kötüniyetle iktisabının ispatı gerekir.” şeklinde,
Yargıtay .Hukuk Daire’sini 17/12/2015 tarih ve … Es. … Kar. sayılı ilamında;”….Somut olayda ispat külfeti, dava konusu senetlerin teminat senetleri olduğunu iddia eden davacılardadır. 6100 sayılı HMK’nın 201. maddesi uyarınca senede karşı ileri sürülen her türlü iddianın yazılı delille kanıtlanması gerekir. Yerel mahkemenin gerekçesinde yer verdiği HMK’nın 220. maddesi, belgelerle ilgili bir hüküm olup, ticari defterleri düzenlememektedir. Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması, aynı Kanun’un 222. maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu itibarla somut olayda HMK’nın 220. maddesi hükmünün uygulanabilirliği bulunmamaktadır. Esasen kambiyo senetlerinin tacir olan tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olmaması sonuca etkili olmayıp, kambiyo senedini hükümden düşürmez. Bu durumda mahkemece ispat yükü kendilerinde olan davacıların dava konusu senetlerin teminat senedi olduğu yönündeki iddialarını yazılı delille kanıtlamaları gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir..””….Somut olayda ispat külfeti, dava konusu senetlerin teminat senetleri olduğunu iddia eden davacılardadır. 6100 sayılı HMK’nın 201. maddesi uyarınca senede karşı ileri sürülen her türlü iddianın yazılı delille kanıtlanması gerekir. Yerel mahkemenin gerekçesinde yer verdiği HMK’nın 220. maddesi, belgelerle ilgili bir hüküm olup, ticari defterleri düzenlememektedir. Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması, aynı Kanun’un 222. maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu itibarla somut olayda HMK’nın 220. maddesi hükmünün uygulanabilirliği bulunmamaktadır. Esasen kambiyo senetlerinin tacir olan tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olmaması sonuca etkili olmayıp, kambiyo senedini hükümden düşürmez. Bu durumda mahkemece ispat yükü kendilerinde olan davacıların dava konusu senetlerin teminat senedi olduğu yönündeki iddialarını yazılı delille kanıtlamaları gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir..” şeklinde,
Yargıtay .Hukuk Daire’sinin11/04/2016 tarih ve … Es. … Kar. sayılı ilamında; “..Davacı, çekin mal alımı için avans olarak verildiğini, ancak mal teslim edilmediğinden çekin bedelsiz kaldığını iddia etmiş, davalı davanın reddini istemiştir. Kural olarak çek bir ödeme vasıtası olup, mevcut bir borcun ödenmesine yönelik olarak verildiğinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca dava konusu çekin taahhüt edilen mal karşılığı avans olarak verildiğini ve malın teslim edilmediğini iddia eden davacının, bu yöndeki iddiasını kesin delillerle kanıtlaması icabeder. Başka bir ifade ile davacı bu iddiasını yazılı delillerle kanıtlamak zorundadır. Mahkemece bu yönler üzerinde durulup, tartışılmadan eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile davacı tarafın ticari defter kayıtları ile çekin avans olduğunu ispat ettiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediği gibi 3. kişilerin haklarını etkileyecek şekilde çekin iptali yönünde karar verilmesi de isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde kabul edilmiştir.
Davacı şirketin Bursa Ticaret sicil müdürlüğünden gelen kayıtlara göre dava konusu senedin tanzim tarihinde yetkili temsilcisi diğer davacı … olduğu, senet üzerine davacı şirketin Kaşesi’nin basılı olduğu, kaşe üzerinde diğer davacı …’ın ad ve soyadının olduğu, imzanın kaşe üzerine atılı olduğu, senedin altında tekrar ikinci kez kaşe ve üzerine imzanın atılarak kaşenin üzerine diğer davacının ad ve soyadının yazılı olduğu, her iki imzanın da şirket kaşesinin üzerine atılması nedeniyle bononun şirket tarafından tanzim edildiği, dava konusu senette bulunan imzaya dönük davacının imza itirazından vazgeçtiği, senette bulunan imzanın davacıya ait olduğu, kambiyo senetlerinin sebepten mücerret olduğu, dava konusu edilen senetten dolayı davacının davalı lehtar …’a sorumluluğunun bulunmadığını, hamil diğer davalı …’ın bile bile davacının zararına senedi kötüniyetle iktisap ettiği hususunun yazılı delille(senetle) ispat etmesi gerektiği, davacının her iki davalı yönünden de iddiasını ispat edemediği, ayrıca tedbiren icra takibinin durduğu, İİK 72/4. maddesindeki tazminatın şartlarının davalı … yönünden oluştuğu, diğer davalı yönünden bu davalının dava konusu bononun lehtarı olduğu, bu davalı yönünden İİK 72/4. Maddesinde düzenlenen tazminatın şartları oluşmadığı anlaşılmakla anlaşılmakla bu davacı tarafından açılan davanın reddine, İİK72/4.Maddesi gereğince reddedilen kısım olan 819.000,00 TL’nin takdiren %20’si oranında kötüniyet tazminatının davacı …. Ltd. Şti’den alınarak davalı …’a verilmesine, davalı …’ın tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
1-Davacılardan …’ın Konya .İcra Müdürülüğü’nün … Es. Sayılı dosyasından takip konusu yapılan 07/05/2018 tanzim tarihli 30/12/2019 vade tarihli keşidecisi …. Ltd. Şti. olan 819.000,00 TL bedelli bonodan dolayı davalılara borçlu olmadığının TESPİTİNE, icra takibinin bu davacı yönünden İPTALİNE,
2-İİK.72/5.maddesi gereğince talebe konu 819.000,00 TL’lik alacağın takdiren %20 si oranında kötü niyet tazminatının davalı …’dan alınarak davacı …’a VERİLMESİNE, davacının davalı … hakkındaki tazminat talebinin REDDİNE,
3-Davacı …’ın Senedin iptaline yönelik talebinin REDDİNE,
4-Davacılardan …. Ltd. Şti. tarafından açılan davanın REDDİNE,
5-İİK72/4.Maddesi gereğince reddedilen kısım olan 819.000,00 TL’nin takdiren %20’si oranında kötüniyet tazminatının davacı …. Ltd. Şti’den alınarak davalı …’a VERİLMESİNE,
6-Davalı …’ın tazminat talebinin REDDİNE,
7-a)Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 55.945,89 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 13.986,48 TL harcın mahsubu ile bakiye 41.959,41 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad KAYDINA,
b)Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 13.986,48 TL harçtan mahsubu ile davacı … Ticaret Limited Şirketi tarafından fazladan yatırıldığı anlaşılan 13.905,78 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacı … Ticaret Limited Şirketi’ne İADESİNE,
8-6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 6235 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir KAYDINA,
9-Davacı … tarafın sarfına mecbur kalınan toplam 14.138,28 TL ilk yargılama harcı ile 345,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 14.483,28 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a VERİLMESİNE,
10-Davacı … Ticaret Limited Şirketi tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
11-Davalı … tarafından sarfına mecbur kalınan 95,65 TL yargılama giderinin davacı … Ticaret Limited Şirketi’nden tahsili ile davalı …’a VERİLMESİNE,
12-Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre hesaplanan 58.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a VERİLMESİNE,
13-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden AAÜT’ne göre hesaplanan 58.000,00 TL vekalet ücretinin davacı … Ticaret Limited Şirketi’nden tahsili ile davalılara VERİLMESİNE,
14-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı bulunması halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair, davacılar vekilinin, davacı asil …’ın ve davalı … ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22.03.2022

Başkan Üye Üye Katip

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.