Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/301 E. 2023/264 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ : RED

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıın … Makina İmalat ve Tasarım İsimli şahıs firması ile, … Mh … Sk No:… Merkez/KONYA’da faaliyet gösteren … Esnaf ve Sanatkarlar Odası kayıt numarası ile, inşaat firmaları için muhtelif işlemlerde kullanılmak üzere makineler yaptığı, müvekkili tarafından, davalıdan bir etriye (demir bükme) makinesi yapması istenmiş ve müvekkili ile davalı bu etre makinesinin yapılması hususunda anlaştıklarını, müvekkili tarafından, makinenin yapımı aşamasında, davalının hammadde temin etmesi ve ayrıca da ödeme yerine geçmek üzere, ekte dekontlarda da görüleceği üzere, İlkin, … Bankası AŞ Nezdinde bulunan … IBAN numaralı şirket hesabından “… makinesi ön avans ödemesi” açıklaması ile 25/09/2018 tarihinde 3.500,00 TL, ardından … AŞ. Nezdinde bulunan … IBAN nolu şirket hesabından “… Makinası Ödeme Avansı” açıklamasıyla 05/10/2018 tarihinde 15.000 TL ve en son olarak da yine … Bankası AŞ nezdinde bulunan yukarıda numarası yazılı şirket hesabından, “… Makinesi Ön Avans Ödemesi” 01/11/2018 Tarihinde 4.750,00 TL Olmak üzere toplam 23.222,70 TL gönderdiğini, davalının hesabına bu paralar gönderilmiş olmasına rağmen, davalıca etriye makinesinin hiçbir aşamasının söz verildiği gibi yapılmamış olduğunu, Konya’ya davalının adresine giderek gören şirket yetkilisi … , gönderilen paranın geri iade edilmesi talep ettiklerini, bu paranın iade edilmesi için sürekli olarak müvekkilinden ek süreler istediklerini, parayı iade etmediklerini, makineyi de teslim etmediklerini, bundan dolayı da gönderilen bu paralar davalının malvarlığına 23.222,70 TL sebepsiz zenginleşmeye sebep olduğunu, davalı, borcunu ödememek için bu para alışverişini inkar etmekte ve hiçbir gerekçe göstermeksizin dava konusu icra takibi dosyasına gerekçeden yoksun bir itiraz dilekçesi ile itiraz ederek takibi durdurmuş ve müvekkilinin alacağını almasını engellediğini, işbu nedenlerle, ekte bulunan dekontlar ile ispat ettiğimiz para gönderimlerinden dolayı, davalının malvarlığında oluşan sebepsiz zenginleşmenin, paranın tarafımıza iade edilerek giderilmesi ve müvekkilinin malvarlığının olması gereken seviyeye getirilmesini talep etmeleri gerektiğini, bu sebeplerle davanın kabulünü, davalı borçlunun Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E. Numaralı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamını, davalı aleyhine, takibi durdurmuş olması nedeniyle takip alacağının %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinden özetle; davacı şirket dava dilekçesinde, müvekkilden Etriye (Demir Bükme) Makinası yapmasını istediğini, müvekkile para göndermesine rağmen makinanın yapılmadığı ve gönderdiği paranın iade edilmediğini iddia etmediği, öncelikle davacı şirketin bu asılsız ve mesnetsiz iddialarının kabulü mümkün olmadığı, müvekkili ile davacı şirket arasında 25/08/2018 tarihinde Etriye makinası yapımı için toplam 42.000,00 TL’ye anlaşmaya varılmış olup davacının 25.000,00 TL peşinat vermesi halinde üretime başlanacağının bilgisi verilmiştir. Davacı şirket tek seferde ödemesi gereken peşinatı 3 ayda küçük parçalar halinde ödemiş olup sipariş konusu makinenin kalan ödemesini ise yapmadığı, Peşinatın tek seferde ödenmemesi nedeniyle makinanın üretimine geç başlanacağı, kalan bakiyenin tamamlanmaması halinde ise makinanın teslim edilmeyeceği davacı şirkete defalarca bildirilmesine rağmen kalan ödemeler yapılmadığı, peşinatını tek seferde ödemeyen ve kalan bakiye ödemesini de yapmayan davacı şirket, daha sonra müvekkili hakkında haksız olarak icra takibine başlamıştır. Müvekkil de bu takibe itiraz edince huzurdaki dava açıldığı, Davacının haksız ve mesnetsiz manevi davasının dava şartları oluşmadığından esastan reddini yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Mahkememiz ara kararı uyarınca Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak … Talimat sayılı dosyada resen görevlendirilen SMMM bilirkişi … bilirkişi raporundan özetle; Davacının ticari defterlerinde davalıya ait ödeme ve faturalara ilişkin kayıtlara rastlanılmamış,
Ticari defterlerden kebir defterinin yazılı olmaması nedeniyle HMK’nın 222 maddesine göre “defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması” şarttı taşımadığı görüşünü bildirir rapor tanzim etmiştir.
Mahkememiz ara kararı uyarınca Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat yazımız üzerine 2022/109 Talimat sayılı dosyada tanık olarak dinlenilen …; “Ben davacı şirkette saha görevlisi olarak çalışıyorum, dava konusu demir bükme makinasını davacı şirketin sahibi ile birlikte 2018 yılının yaz ayında sipariş vermeye gittik, 20.000 – 23.000 arasında davacı şirket yetkilisi peşinat verdi, 4 ay içinde makine teslim edilecekti. 4 ay sonra gittiğimizde makine yapılmıştı ancak makineyi yerinde test ettiğimizde parça kırdı, bunun üzerine davalı bizden 3 veya 4 ay ek süre talep etti, daha sonra makineyi teslim almak için gittiğimizde davalı makineyi çalıştıramadı. Ortağı olan mühendis ile aralarındaki anlaşmazlık nedeniyle makinenin beyni ve ana kartını mühendisin aldığını, daha sonra makinanın parçalarından dolayı alacaklı olanlar geldi, davacı peşin ödeme yaptığını söyledi, diğer alacaklılarda gelince tartışma çıkmaya başladı, o zaman davacı peşin olarak verdiği paranın iadesini istedi, ancak davalı parayı iade etmedi. Makine de davalı da kaldı.” şeklinde bilgi ve görgüsünü beyan etmiş olduğu görüldü.
Aynı duruşmada tanık olarak dinlenilen … ; “ben önceden davacı şirkette demir kalıp işlerinde çalışıyordum, tam hatırlamamakla birlikte 2018 yılı içerisinde … … ile birlikte dava konusu makineyi teslim almak için davalının yanına gittik, makineyi kontrol ettiğimizde parça kırdı, bunun üzerine davalı bize bana biraz süre verin makineyi yapacağım dedi, ikinci sefer gittiğimizde ise makineyi çalıştıran beyin parçası olmadığından makine çalışmadı, davacı sipariş verdiğinde makinenin yarısından fazlasını peşin ödemişti. Davalı kalan ödemeyi verin eksik olan parçayı alıyım dedi. Bizde parçanın nerede olduğunu sorduk, yine orada alacaklılardan bir kaç kişi daha vardı. Güvenemedik paranın geriye kalanını güvenemediğimiz için vermedik. Davalı zaten gününden öncede makineyi teslim edemedi. Ortam gerilmeye başlayınca da davacı şirket yetkilisi yasal yollara başvuracağını belirterek oradan ayrıldık. Bilgim ve görgüm bundan ibarettir dedi.” şeklinde bilgi ve görgüsünü beyan etmiş olduğu görüldü.
Mahkememizce 30/11/2022 tarihinde mahalinde keşif icra edilmiş olup, yapılan keşif sırasında dinlenilen davalı tanığı … ; “İncelenen makine, benim projesini çizdiğim makinedir yani dava konusu makinedir, davalı şirket yetkilisi buraya geldi, makineyi gördü sonra siparş vereceğim diye gitti siparişi de vermiş ne kadar para gönderdi kime gönderdi bilmiyorum, makine yapıldı, makinenin projesini bizzat ben yaptım, makine mühendisiyim, sipariş edilen tarihi aradan geçen zaman nedeniyle hatırlamıyorum, makine vardı ve yapılıyordu, makinenin davacı şirkat için hazırlandığını biliyorum ancak yapımının aşamasını bilmiyorum geciktiyse bile 10 günlük bir gecikme vardır, bu ifadem de makinenin imalatında başında olmadığından bilmiyorum, ben makinenin bitmiş halini blliyorum ancak süresinde olup olmadığı konusunu bilmiyorum, görüp sipariş verdiler yapılan makine de gördüğü makineye uygun bir makinedir, hatta teknolojik olarak da gördüğü makinenin bir model ileri teknolojisi kullanılmıştır, davacı yana teslim pekilip edilmediği hususunda bir bilgim yok, daha sonraki aşamalardaki gelişmeler hakkında da bir bilgim yok, tanıklık ücreti istemiyorum, dedi.” şeklinde bilgi ve görgüsünü beyan etmiş olduğu görüldü.
Mahkememiz ara kararı uyarınca keşif yapılmış olup resen görevlendirilen Makine Mühendisi Bilirkişi … ve SMMM Bilirkişi … tarafından düzenlenen bilirkişi raporundan özetle; 1. Davalı yan tarafın takip tarihi ve dava tarihi itibariyle tacir sıfatını taşımadığı tespit edilmiştir. 2. Davalının ticari defter bulunmadığı, işletme hesabı defteri imkanın bulunmadığı, yıllarında davacı yan taraf adına düzenlemiş fatura kaydını defteri tuttuğu için ödeme makbuzları yönünden tespit yapma imkanının bulunmadığı, 3. Keşif mahallinde, tarafımıza tevdi edilen ve dava konusu olan “etriye makinesi incelenmiş ve çalıştırılmış olup, keşif tarihi 30/11/2022 itibariyle çalışır ve faal durumda olduğu tespit edilmiştir.” şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporları taraflara usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
Dava; “İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)” davasıdır.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davalıya İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davası açmış, davalı yan yasal süresi içerisinde davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememiz ara kararı uyarınca keşif yapılmış olup resen görevlendirilen Makine Mühendisi Bilirkişi … ve SMMM Bilirkişi … tarafından düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda; 1. Davalı yan tarafın takip tarihi ve dava tarihi itibariyle tacir sıfatını taşımadığı tespit edilmiştir. 2. Davalının ticari defter bulunmadığı, işletme hesabı defti imkanın bulunmadığı, yıllarında davacı yan taraf adına düzenlemiş fatura kaydını defteri tuttuğu için ödeme makbuzları yönünden tespit yapma imkanının bulunmadığı, 3. Keşif mahallinde, tarafımıza tevdi edilen ve dava konusu olan “etriye makinesi incelenmiş ve çalıştırılmış olup, keşif tarihi 30/11/2022 itibariyle çalışır ve faal durumda olduğu tespit edilmiştir.” şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
Kavram
Türk Borçlar Kanunu’nun 470 vd. Maddelerinde yer alır. Türk Borçlar Kanunu’nun 470. Maddesine göre, yüklenicinin bedel karşılığında bir şeyi meydana getirme borcunu üstlendiği sözleşmeye eser sözleşmesi denir. Bu sözleşmeyle yüklenici, iş sahibi için bir iş görmeyi üstlenmektedir, fakat buradaki iş görmenin özelliği, yüklenicinin bu iş görmeyle belirli bir sonucu yaratmayı borçlanmış olmasıdır ki, bu sonuç Türk Borçlar Kanunu’nda eser terimiyle anılmıştır. Eser sözleşmesinin kendine özgü olan ve onu öteki işgörme amacını güden sözleşmelerden ayıran da işte bu özelliktir.(syf.463)
Öğeleri
A.Bir Eser Meydana Getirme
1.Eser Kavramı
Sözleşmenin temel kavramı eserdir. Eserin meydana getirilmesi eser sözleşmesinde yüklenicinin temel edimidir. Fakat tek başına eserin meydana getirilmesi yeterli değildir, eserin teslimi de gerekir. Eser sözleşmesine özelliğini veren de yüklenicinin meydana getirdiği eseri teslim etmesidir.(syf. 464)
2.Meydana Getirme Kavramı
Eserin meydana getirilmesine ilişkin faaliyet, niteliği itibariyle bir yapma edimidir. (Syf.468)
B. Bedel (Ücret)
Eser sözleşmesinin ikinci öğesi de, ortaya çıkarılacak eser karşılığında işsahibinin bir bedel ödeme borcu altına girmiş olmasıdır. Sözleşmenin aslî unsurlarından bir diğerinin işsahibinin bedel ödeme taahhüdü oluşturur. (Syf. 470)
C. Anlaşma
Eser sözleşmesinin üçüncü öğesi de, TBK’nın 470. Maddesinden anlaşılacağı üzere, yüklenicinin, işsahibi adına bedel karşılığında bir eser (sonuç) yaratacağı konusunda bunların anlaşmış olmalarıdır. Rızaî bir sözleşmedir Kural olarak bu sözleşme belirli bir biçime bağlı değildir. Eser sözleşmesi rızaî bir sözleşme niteliğini taşıdığından, işgörme sonucu üzerinde tarafların anlaşmış olmaları sözleşmenin kurulması için yeterlidir. İş sahibinin bedel ödemesine karşılık yüklenicinin bir edim sonucundan sorumlu olmasına ilişkin anlaşma, açıkça veya örtülü olarak yapılabilir. Bu sözleşme kural olarak şekle bağlı değildir. (syf. 473)
3. Sözleşmenin Tarafları
Yüklenici ve işsahibi sözleşmenin taraflarını oluşturur. İş sahibi eseri ısmarlayan, sipariş veren kişidir. Diğer işgörme sözleşmelerinde olduğu gibi eser sözleşmesinde de işin görülmesinin talep eden taraflra, ki bu işsahibidir, deyim yerindeyse işin efendisidir. Yüklenici ise ısmarlanan, sipariş verilen eseri meydana getirme borcu altına olan kişidir. Kural olarak hak elyietine sahip herkes eser sözleşmesinin tarafı olabilir. Gerçek kişiler gibi tüzel kişiler de işsahibi veya yüklenici sıfatını taşıyabilir. Taraflar kamu hukuku veya özel hukuk tüzel kişisi de olabilir. Özellikle işsahibinin bir kamu hukuk tüzel kişisi olmasına sık rastlanılır. Buna karşın, yüklenici ile yapılan bu gibi sözleşmeler de özel hukuk karakterlidir. Yüklenici eseri bütünüyle veya kısmen meydana getirme borcu altına girebilir. Yüklenici eserin meydana getirilmesinde kullanılan plan projelerin hazırlanmasını da üstlenebilir. Eserin bütününü tamamlayarak teslimini de borçlanan yükleniciye “genel yüklenici” de denilmektedir. (Syf. 476-477)
4. Eser Sözleşmesinin Hukukî Niteliği ve Benzer Sözleşmelerden Farkları
A. Eser Sözleşmesinin Hukukî Niteliği
Tarafların edimleri birbirlerinin karşılığını oluşturduğu için eser sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Gerçekten eser sözleşmesinde yüklenicinin aslî edimi olan meydana getirilen eserin teslimi borcu ile, işsahibinin asl3ı edimi olan bedel ödeme borcu karşılıklılık ilişkisi içindedir. Fakat yüklenicinin aslî edimi yalnızca eserin meydana getirilmesi değil, aynı zamanda sözleşmeye uygun olarak meydana getirilen eserin teslim edilmesidir. Zira eser sözleşmesinde yüklenici sonuçtan sorumludur. Meydana getirme eylemi, sonucun elde edilmesine yönelik bir faaliyettir. Fakat meydana getirme, nitelikli bir işgörme faaliyetidir. Öğretide hakim olan görüşe göre eser sözleşmesi sürekli borç doğuran bir sözleşme değil, ani edimli bir sözleşmedir. (syf. 479)
5. Yüklenicinin Hak ve Borçları
A. Borçları
Yüklenicinin aslî edimi, meydana getirdiği eseri teslim etmektir. Buna bağlı olarak yüklenicinin borçları eserin meydana getirilmesi ve teslim edilmesiyle doğrudan ilgilidir. Aşağıda yüklenicinin borçları ayrı ayrı incelenmiştir. (Syf. 485)
1.Eseri Meydana Getirme ve Teslim Etme Borcu
a. Eseri Meydana Getirme Borcu
Bir eser sözleşmesinde, yüklenici, ıslanan eseri sözleşmedeki koşullara uygun biçimde meydana getirerek işsahibine teslim etme borcu altındadır. Yüklenicinin aslî borcu, eseri meydana getirerek işsahibine teslim etmektir. Bu, eser sözleşmesinde yüklenicinin sonuçtan sorumlu olmasının bir sonucudur. Asıl olan ısmarlanan eseri (sonucu) sözleşmeye uygun olarak meydana getirmektir. Eserin meydana getirilmesi yeterli olmayıp, ayrıca işsahibine tesliminin de ana borç olduğu kabul edilmektedir. Eser meydana getirme borcu TBK 470 hükmünde açıkça, eser sözleşmesinin esaslı unsuru olarak düzenlenmiştir. Fakat, yüklenicinin sonuçtan (ve dolayısıyla meydana getirilen eserin tesliminden) sorumlu olduğu ve sonuca ulaşılabilmesi için de eserin meydana getirilmesi gerektiği göz ardı edilemelidir.(syf. 485)
b. Eseri Teslim Borcu
Yüklenicinin eseri meydana getirerek teslim etme borcu, kanunda açıkça düzenlenmemiştir; ancak teslimden söz eden birçok maddede (TBK 473/I, 474/I, 475, 478, 479/I) bu borcun, yasakoyucu tarafından örtülü olarak (zımnen) kabul edildiği sonucu çıkmaktadır. Açıkça düzenlenmemiş olmasına rağmen, eser sözleşmesinde teslim borcunun yüklenicinin aslî borcu olduğu kabul edilmektedir. Zira işsahibinin sözleşmeye olan menfaati taamlanmış eserin teslimiyle gerçekleşir.
aa. Genel Olarak Eseri Teslim Borcu
Teslim, tamamlanmış eserin işsahibine ifa olarak sunulması, onun fiilî egemenliğine geçirilmesidir. Eserin meydana getirilmesinin ardından, eserin teslimi ile tamamlanır. Eser bütünüyle tamamlanmadan yaılan teslim önerisini iş sahibi kabul etmek zorunda değildir. Kural eserin bütün olarak tamamlanmasının ardından teslime elverişli hale gelmesidir. Teslimin ve teslim almanın önemli sonuçları vardır. Örneğin teslim ile birlikte ücret alacağı muaccel olur. (TBK 479), ayıptan sorumluluktan doğan zaman aşımı işlemeye başlar. (TBK 478), ayıp ihbarı ancak teslimden sonra yapılabilir vs. Teslimin iki unsuru bulunmaktadır. Bunlardan ilki eserin bütün olarak tamamlanması ve ikinci olarak da işsahibine arz edilmesidir. Kural larak sözleşmeye göre tarafların kararlaştırmış olduğu bütün işlerin bitirilmesi anlaşılır. Fakat eserin ayıplarının bulunması, tamamlanmış sayılmasına ve işsahibine sunulmasına engel değildir. Hatta tamamlanmamış olsa bile, eser, işsahibi tarafından ifa olarak kabul edildiği takdirde yine teslim edilmiş sayılır. Teslim alma kural olarak herhangi bir şekle bağlı değildir; açık örtülü ve farazî olarak gerçekleşebilir. Eserin teslim edildiğini yüklenici kanıtlamalıdır. Tamamlanmamış eserler, kural olarak teslim ve kabule konu olamaz, işsahibi tamamlanmamış eseri kabule zorlanamaz. Eserin bütünü dikkate alındığında küçük bazı işlerin henüz tamamlanmadığını ileri sürerek teslim almaktan kaçınma bazen dürüstlük kuralına (TMK 2) aykırı olabilir. Talî ve önemsiz sayılabilecek işlerdeki eksiklik ise eserin teslim edilmiş sayılmasına engel değildir. (Syf. 486-487-488-489)
bb. Teslim Borçlunun İfa Şekli
Taşınırlarda teslim borcu, eserin işsahibinin egemenlik alanına geçirilmesiyle yerine getirilir. Yüklenici işsahibinin esere doğrudan doğruya zilyet olmasını sağlamalı ve onun zilyetliğini engelleyici durumları ortadan kaldırmalıdır. (syf. 489)
cc. Teslim Borcunun İfa Zamanı
Eseri teslim borcunun ifa zamanını taraflar sözleşmede diledikleri gibi belirleyebilirler. Sözleşmede kararlaştırılmadığı takdirde teslim borcunun ifa zamanı TBK’nın 90. Maddesine göre belirlenir. TBK’nın 90. Maddesine göre teslim borcunun, eserin tamamlanması ile birlikte muaccel olduğu kabul edilir. Teslim borcunun ifa zamanı, eser sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların çözümünde de önem taşımaktadır. Özellikle ayıba karşı tekeffülle ilgili olarak gözden geçirme ve bildirim sürelerinin belirlenmesinde (TBK 474) ve zamanaşımının belirlenmesinde (TBK 478) ücret alacağının muaccelo lmasında (TBK 479) yarar ve hasarın işsahibine geçmesinde (TBK 483) kararlaştırılan ceza koşuluna etkisinde (TBK 179) teslim borcunun ifa zamanı önem taşır. (Syf. 493)
dd. Teslim Borcunun İfa Yeri
Konusu taşınmazlara ilişkin iş görme olan sözleşmelerde teslim borcunun ifa yeri doğal olarak taşınmazın bulunduğu yerdir. Teslim borcu aranılacak borç sayılır ve yüklenicinin bulunduğu yerde teslim edilmelidir. Fakat taraflar sözleşmeyle bunun aksini kararlaştırabilirler. (Syf. 493)
ee. Teslim Borcunu İfada Temerrüt
Teslim zamanının gelmesine rağmen eseri tamamlamayan veya tamamladığı halde teslim etmeyen yüklenici temerrüde düşer. Temerrüdün şartları bakımından TBK’nın 117 vd. Hükümleri eser sözleşmesinde teslim borcunu ifada temerrütte de uygulanır. Gerek fiili zarar gerek yoksun kalınan kâr, gecikme tazminatının kapsamına dahildir. Buna göre işsahibi, üretim veya kira kaybından, kredi faizlerinin artmasından veya daha fazla kredi faizi ödemekten doğan veya cezaî şartlar gibi üçüncü kişilere ödediği tazminatlardan kaynaklanan zararının yükleniciden talep edebilir. İşsahibi teslim borcunu ifada temerrüde düşen yükleniciye bir ihtar çekerek vereceği ek sürenin sonuçsuz kalması üzerine sözleşmeden dönerek menfi zararının tazminini de talep edebilir.
2. Eseri Sadakat ve Özenle Yapma Borcu
a. Sadakat Borcu
İşgörme sözleşmelerinde, kararlaştırılan işi yerine getirecek olan borçlu, işi görürken, alacaklının menfaatlerini de gözetmek zorundadır. Nitekim yüklenicinin, iş sahibinin haklı menfaatlerini gözetmek zorunda olduğu Türk Borçlar Kanununda açıkça hükme bağlanmıştır. (TBK 471/I). (Syf. 497)
b. Özen Borcu
aa. Genel Olarak
Eser sözleşmesindeki özen borcu, sözlemeye tümden egemen olan genel bir -niteliğe sahiptir ve sadakat borcunun somutlaştırılmış bir şeklidir. Yüklenici, sözleşmenin her safhasında ve yerine getirmesi gereken borçların tamamında işini özenle yapmalıdır.(Syf. 499)
bb. Yükleniciden Beklenen Özenin Ölçüsü
Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmeside, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır.
cc. Özen Borcunun Uygulanacağı Haller
aaa. Eserin Meydana Getirilmesinden Önceki Safhada Özen Borcu:
Yüklenici bir işi üstlenirken öncelikle, mesleki bilgi ve tecrübesinin uzmanlığın mali gücünün o iş için yeterli olup olmadığını iyice tartmalı ve kendisini yetersiz görürse işi almaktan kaçınmalıdır.(Syf. 501)
bbb. Eserin Meydana Getirilmesi Aşamasında Özen Borcu:
Yüklenici sadece işin başında gerekli tedbirler almakla yetinmemeli, eserin meydana getirilmesinde, hatta teslim aşamasına kadar, özen borcuna uygun hareket etmelidir.
ccc. Eserin Meydana Getirilmesinden Sonraki Aşamada Özen Borcu:
Eser tamamlanmış olsa bile, yüklenicinin özen borcu, eserin teslim edilmesine kadar devam eder.
dd. Özen Borcuna Aykırılığın Hukuki Sonuçları
Teslim edilen eserde bir bozukluk veya noksanlık söz konusu ise kural olarak özen borcuna aykırılık değil, ayıptan sorumluluk hükümleri uygulanır. (TBK 474 vd.). (Syf. 506)
3.Eser Bizzat Yapma veya Gözetimi Altında Yaptırma Borcu
A. Kural: Yüklenicinin Eseri Şahsen Meydana Getirmesi
Türk Borçlar Kanunu’nun83. Maddesinde göre, borçlu kural olarak edimini şahsen yerine getirmek zorunda değildir. Yüklenici işi bizat kendisi yapma ya da kendi yönetimi altında yaptırma borcuyla yükümlüdür. Ancak yapılacak iş, kişisel beceriyi gerektirmiyorsa, o zaman yüklenici işi bir başkasına yaptırabilir. (TBK 471/III). (Syf. 508)
B. Yüklenicinin Eseri Başkasına Yaptırma Yetkisi
İşin niteliğine göre kişisel yeteneklerin önemli olmadığı işleri yüklenici firma başkasına da yaptırabilir. (TBK 471/III,c.2) (Syf 511)
4. Araç, Gereç ve Malzemeye İlişkin Borçlar
A. Araç ve Gereci Sağlama Borcu
Aksine adet veya sözleşme yoksa, yüklenici eseri meydana getirmek için kullanağağı araç ve gereci, kendisi temin etmekle yükümlüdür. (TBK 471/ IV) (Syf. 513)
b. Malzemeyi Sağlama Borcu
Malzeme kavramı araç ve gereçten farklıdır. Eserin meydana getirilmesinde kullanılan ve onun bünyesine dahil olan maddeler malzemeyi oluşturur.
5. Genel Bildirim (ihbar) Borcu
Yüklenicinin, ortaya çıkan önemli hususları, işsahibine gecikmeksizin bildirme (ihbar) borcu da vardır. İşsahibinin sağladığı malzemenin veya eserin yapılması için gösterdiği yerin ayıplı olduğu anlaşılırsa veya eserin gereği gibi ya da zamanında meydana getirilmesini tehlikeye düşürecek başka bir durum ortaya çıkarsa -grev ya da ulaşımın, dolayısıyla malzeme gelişinin durması nedenlerle aksama ve gecikme- yüklenici bu durumu hemen işsahibine bildirmek zorundadır; bildirmezse bundan doğacak sonuçlardan sorumlu olur. (TBK 472/III). (syf. 516)
6. Eseri Meydana Getirme Zamanında Başlama ve Eseri Zamanında Bitirme Borcu
Yüklenici işe zamanında başlamaz veya sözleşme şartlarına aykırı olarak işi geciktirir ya da işsahibinin kusuru olmadan meydana gelen gecikme işin kararlaştırılan zamanda tamamlanmasına engel olacak derecede bulunursa, işsahibi teslim için kararlaştırılan zamanı beklemeye mecbur olmaksızın sözleşmeden dönebilir. (TBK473/I) (Syf. 519)
7. Ayıbı Üstlenme Borcu
Ayıbı üstlenme borcu, yüklenicinin eseri teslim borcunun tamamlayıcısıdır. Yükleyicinin eseri meydana getiri teslim etmesine ilişkin aslı yükümlülüğüne, eserin ayıpsız olarak meydana getirilmesi de dahildir. Nitekim bu düşünceyle , ayıbı üslenme borcu TBK’da özel olarak düzenlenmiştir. (TBK 474-478). (Syf. 522)
A. Ayıptan Doğan Sorumluluğun Koşulları
Ayıplı ifa, ifa edememe hallerinden birini oluşturur. Satış, kira gibi sözleşmelerde olduğu gibi, eser sözleşmesinde de sözleşme konusunun ayıpsız biçimde teslimi gerekir.
aa. Ayıplı Bir Eser Teslim Edilmiş Olmalıdır.
Yüklenicinin ayıptan sorumlu tutulabilmesi için, eser tamamlanarak işsahibine teslim edilmiş olmalıdır. Henüz bitmemiş bir eser teslim edilmiş sayılamayacağı için, mevcut haliyle beklenen nitelikleri taşımasa bile ayıp sebebiyle sorumluluk hükümleri de uygulanmaz. Nitekim TBK’nın 474. Maddesinde eserin teslim edilmiş olması gerektiği açıkça ifade edilmiştir. (syf. 522-523)
bb. Eser Ayıplı Olmalıdır.
Sözleşme ile kararlaştırılan niteliklerin bulunmaması veya bulunması gereken niteliklerdeki eksiklik ayıp olarak nitelendirilir.
cc. Ayıp İşsahibine Yüklenmemelidir.
Yüklenici seri meydana getirirken, işsahibi de genellikle aktif bir role sahiptir. Yasakoyucu TBK’nın 476. Maddesinde yüklenicinin sorumlu tutulabilmesi için, eserdeki ayıbın işsahibine yüklenememesini bir şart olarak hükme bağlamıştır. Başka bir ifadeyle eserdeki ayıp işsahibine yüklenebilecek bir sebepten kaynaklanıyorsa yüklenici sorumlu tutulmaz. (syf524)
dd. Eser Kabul Edilmemiş Olmalıdır
Açıkça veya örtülü olarak işsahibi eseri kabul ederse yüklenici sorumluluktan kurtulur. Buna karşılık işsahibi eseri kabul etmiş olmasına rağmen ayıp kasten gizlenmişse veya gizli ayıp söz konusu ise yüklenici yine sorumlu olur.(TBK 477/I) Hakim, ayıbın zamanında bildirili bildirilmediğini resen araştıramaz ise de ayıbın geç bildirilmediği sabit olunca bunun sonucunu resen uygular. (syf. 525)
ee. Gözden Geçirme ve Bildirim Külfeti Yerine Getirmiş Olmalıdır
Eserin ayıplı olması dolayısıyla sahip olunan hakların kullanılabilmesi için gözden geçirme ve bildirim külfetleri de yerine getirilmiş olmalıdır. Gözden geçirme ve bildirim külfetinin yerine getirilmesi öncelikle eserin tamamlanarak ifa amacıyla işsahibine teslimine bağlıdır. (Syf.526)
B. İşsahibinin Eserin Ayıplı Olmasından Doğan Hakları
TBK’nın 475. Maddesine göre, eserin ayıplı olması durumunda işsahibi sözleşmeden dönebilir ya da bedelin indirilmesini talep edebilir veya eserin ücretsiz onarılmasını isteyebilir. Seçilebilecek hakların her üçü de kullanılmakla tükenir, geri alınması mümkün değildir. Bu haklardan biriyle birlikte işsahibi zararının tazminini de talep edebilir hakların kullanılması için yüklenicinin kusurlu olması şart değilse de tazminat tale edilebilmesi için kusurlu olması şarttır.
aa. Sözleşmeden Dönme Hakkı
Yukarıda belirlenen koşulların yanında, meydana getirilen eser, kullanılamayacak veya hakkaniyete göre kabulü beklenemeyecek derecede ayıplı olursa işsahibi sözleşmeden dönebilir (TBK 475/I, b.1) (syf.529)
bb. Bedelin İndirilmesini İsteme Hakkı
İşsahibi eseri alıkoyup, bedelden indirim yapılmasını da isteyebilir (TBK 475/I, b.2) (Syf. 531)
cc. Eserdeki Ayıbın Giderilmesini Talep Hakkı
Türk Borçlar Kanunu’nun 475/Ib.3 maddesinde, aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, masrafı yükleniciye ait olmak üzere eserin onarılmasının da istenebileceği düzenlenmiştir.
dd. Tazminat Talep Etme Hakkı
İşsahibi tazminat da talep edebilir TBK m.475/II hükmüne göre işsahibinin, genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
C. İşsahibinin Eserin Ayıplı Olmasından Doğan Haklarının Bağlı Olduğu Zaman Aşımı
Yüklenici ayıplı bir eser meydana getirmişse, bu sebeple açılacak davalar, teslim tarihinden başlayarak, taşınmaz yapılar dışındaki eserlerde iki yılın; taşınmaz yapılarda ise beş yılın ve yüklenicinin ağır kusuru varsa ayıplı eserin niteliğine bakılmaksızın yirmi yılın geçmesiyle zamanaşıman uğrar (TBK 478) yirmi yıl gibi uzun bir zamanaşımı süresinin kabul edilmesinde 1999 depreminden sonra karşılaşılan uyuşmazlıkların etkisi olduğu anlaşılmaktadır. Hükümde, adi iş – ticari iş ayrımı yapılmamıştır. Zamanaşımı kabulden itibaren değil, eserin işsahibi tarafından teslim alınmasından itibaren işlemeye başlar.(Syf. 534-535)
B. Hakları
Yüklenicinin ana talep hakkı, teslim ettiği eser karşılığında sözleşmeyle belirlenen ya da sözleşmeyle belirlenmemişse sonrada keşifle belirlenecek (bedelin) kendisine ödenmesini istemektir.
Bedel Ödeme Borcunun İfa Zamanı
TBK’nın 479/I. Maddesi hükmüne göre işsahibinin bedel ödeme borcu eserin teslim edildiği anda muaccel olur.
İşsahibinin ana hakkı, ısmarladığı eserin sözleşmeye uygun biçimde kendisine teslimini istemedir.(Syf. 567)
VII. Eserde Meydana Gelen Zararın (Hasarın) Geçişi
TBK’nın 483. Maddesinde, eserde meydana gelen zararın (hasarın) kime ait olacağı sorunu yanında, kusursuz imkansızlık nedeniyle eser sözleşmesinin sona ermesi de düzenlenmiştir. (Syf. 567)
Tamamlanınca ferdi ile belli olan (parça borcu haline gelen) bir eser söz konusu olmalıdır. (syf.568)
Hasarın tesliminden önce yükleniciye ait olması kuralının istisnaları mevcut olmamalıdır. (syf. 570)
VIII. Eser Sözleşmesinin Sona Ermesi
Eser sözleşmesi de diğer bütün sözleşmelerde olduğu gibi ifa ile sona erer. (syf. 572)
A.yaklaşık Keşif Bedelinin Aşılması Yüzünden Sözleşmeden Dönme
B.tam Tazminat Karşılığı Sözleşmenin Feshi.
C. Karşılıklı Anlaşma ile Sözleşmenin Sona Erdirilmesi
D. Haklı(yada önemli) Nedenle Sözleşmenin Feshi
Eser sözleşmesinin haklı(önemli) bir nedenle feshedilebileceğine ilişkin bir düzenleme TBK’da yer almamaktadır. Bununla birlikte öğretide taraflar için çekilmez, katlanılmaz hallerin ulunması durumunda, ileriye etkili olarak sözleşmenin sona erdirilebileceği kabul edilmektedir. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamasında da, eser sözleşmesinin haklı sebeple feshedilebileceği benimsenmektedir.
E. Kusursuz İfa İmkansızlığı Yüzünden Sözleşmenin Sona Ermesidir. ESER (İSTİSNA) SÖZLEŞMESİ (Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri Prof Dr. … – Prof Dr. … )
6098 Sayılı TBK’nın 97. Maddesinde; ” Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir. ” şeklinde düzenleme olduğu,
TMK 1/3. Maddesinde; “Hâkim, karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır.”
Anayasa’nın 138/1. Maddesinde; ” Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler.” şeklinde düzenlemeler olduğu,
Somut olayımızda; Davalı yanın edimini yerine getirdiği anlaşılmıştır. Dinlenmeyen tanıklar diye beyanda bulunulmuşsa da tanıklar dinlenilmiştir. Davacı tanığı, davacı yanın ödemeyi yapmadığını (bakiye kısmının) ifade etmiştir. tüm dosya kapsamı, dosyadaki tüm bilgi – belgeler, tüm deliller, alınan bilirkişi rapor/ları, tarafların iddia – savunmaları, yukarıda yapılan açıklamalar, bir bütün halinde değerlendirildiğinde, Mahkememizce benimsenen hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu sonuç ve kanaatine varılarak, TMK 1/3 ve 6100 Sayılı HMK 297. Maddesi kapsamında Anayasa’nın 138/1 maddesi atfı ile davacının, davasının reddine dair Mahkememizce oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Davacının, davasının REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 101,08-TL’nin davacı tarafa İADESİNE,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına YER OLMADIĞINA,
6-Davacı tarafça depo edilip kullanılmayan gider avansının bulunması halinde karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
7-6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin 6235 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/05/2023

Katip … Hakim …