Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/237 E. 2023/69 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA İHBAR OLUNAN :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ : RED

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … tarafından müvekkil Meram Belediyesinden haksız ve mevzuata aykırı olarak tahsil edilen “elektrik tüketim vergisinin” tahsilinin, yapılan işlemin ve faturaların iptaliyle, “elektrik tüketim vergisi” ibaresinin elektrik faturalarından kaldırılarak yeniden düzenlenmesine ve haksız olarak tahsil edilen 383,95 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini, davanın kabulü ile, davalı … tarafından müvekkil Meram Belediyesinden haksız ve mevzuata aykırı olarak tahsil edilen “elektrik tüketim vergisinin” tahsilinin, yapılan işlemin ve faturaların iptaliyle, “elektrik tüketim vergisi” ibaresinin elektrik faturalarından kaldırılarak yeniden düzenlenmesine, haksız olarak tahsil edilen 383,95 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan 15/09/2020 havale tarihli cevap dilekçesinden özetle; Davaya konu durum, müvekkili olan şirket (aracı kurum) tarafından tesis edilen elektrik kullanımdan doğan faturalara ilişkin olup müvekkili olan şirket tarafından tanzim edilen fatura/faturalarda hukuka ya da mevzuata aykırı herhangi bir durum söz konusu olmadığını, davacı kurum 27.02.2020 tarihinde davaya konu elektrik kullanımına ilişkin olarak elektrik tüketim vergisinden muaf olduğuna ilişkin yazısı ile müvekkil şirkete başvurduğunu, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun 34. maddesine göre, belediye sınırları içinde tüm tüketicilerde Elektrik Tüketim Vergisi alındığını, Elektrik tedarikçileri, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca, satış bedeliyle beraber bu verginin tahsilatını yapmak ve ilgilli belediyeye iletilmekle yükümlü olduğunu, Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde elektrik ve havagazı tüketimi, elektrik ve havagazı tüketim vergisine tabi bulunduğunu, ayrıca yine 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nda elektrik tüketim vergisi ve bu vergi kapsamı dışında tutulacak olan kurum ve kuruluşlar açıkça düzenlendiğini, Belediye sınırları ve mücavir alanlar dışında tüketilen elektrik ve havagazı ile belediye hizmetlerinin götürülmediği mücavir alanlarda tüketilen elektrik ve havagazı, vergiye tabi olmadığını, davanın reddi ile, yargılama giderleri ile ücret-i vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan 30/09/2020 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinden özetle; Davanın dayanağı; 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 16. Maddesi ve Konya Valiliği Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 20.02.2020 tarihli ve E…. sayılı tüm dağıtım yerlerine gönderdiği yazısının ekinde bulunan ve Sayıştay tarafından hazırlanarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan, yerel yönetimlere ait 2018 Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun 5.5.20’nci maddesidir. Dava dilekçemizde de belirtildiği üzere 2018 Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun 5.5.20’nci maddesinde “5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 16’ncı maddesinde, belediyenin kamu hizmetine ayrılan veya kamunun yararlanmasına açık olan, gelir getirmeyen taşınmazları ile bunların inşa ve kullanımlarının katma değer vergisi ile iletişim vergisi hariç her türlü vergi, resim, harç, katılma ve katkı payından muaf olduğu hüküm altına alındığını, (…) Denetimlerde, belediyeler ile su ve kanalizasyon idarelerinin yukarıdaki muafiyet hükümlerine aykırı olarak elektrik ve havagazı tüketim vergisi ödedikleri tespit edilmiştir.” denilerek belediyeler tarafından elektrik ve havagazı tüketim vergilerinin mevzuata aykırı olarak ödendiğine ve ödenmemesi gerekliliğine vurgu yapılmış; bu yazı ve eki rapor müvekkil Meram Belediyesi’ne de gönderildiğini, davalı kurumun dilekçesinde bahsettiği 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu “genel hükümleri içeren bir kanun”, 5393 sayılı Belediye Kanunu ise “özel hükümleri içeren bir kanun” dur. Normlar hiyerarşisi gereği muafiyet hükümleri içeren kanun maddelerinin öncelikli olarak uygulanması gerekir. Davalı kurumun aksine iddiaları hukuki mesnetten yoksun olduğunu, Davalı kurumun 03/03/2020 tarihli ve … sayılı yazısında “Belediyenize ait tesisatlar söz konusu istisnalar kapsamına girmemesi sebebiyle Belediye Tüketim Vergisinden muaf hale getirilemeyecektir.” denilmişse de; yine dosyaya sunduğumuz faturalardaki abonelik adreslerinden anlaşılacağı üzere, davalı …’ın faturalarda “elektrik tüketim vergisi” kalemini dâhil ettiği yerler müvekkil Belediyenin kamu hizmetine ayrılan veya kamunun yararlanmasına açık olan (pazar yeri, sosyal tesis gibi) yerler olup, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 16’ncı maddesi hükmüne göre bu yerlerden “elektrik tüketim vergisi” alınması mümkün olmadığını, davamızın kabulü ile yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan 08/10/2020 havale tarihli ikinci cevap dilekçesinden özetle; Davaya konu durum, müvekkili olan şirket (aracı kurum) tarafından tesis edilen elektrik kullanımdan doğan faturalara ilişkin olup müvekkil olan şirket tarafından tanzim edilen fatura/faturalarda hukuka ya da mevzuata aykırı herhangi bir durum söz konusu olmadığını, Davacı kurum 27.02.2020 tarihinde davaya konu elektrik kullanımına ilişkin olarak elektrik tüketim vergisi ibaresinin faturadan kaldırılması ve elektrik tüketim vergisinden muaf olduğuna ilişkin yazısı ile müvekkil şirkete başvurduğu, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun 34. maddesine göre, belediye sınırları içinde tüm tüketicilerde Elektrik Tüketim Vergisi alınmaktadır. Elektrik tedarikçileri, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca, satış bedeliyle beraber bu verginin tahsilatını yapmak ve ilgilli belediyeye iletilmekle yükümlüdür. Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde elektrik ve havagazı tüketimi, elektrik ve havagazı tüketim vergisine tabi bulunmaktadır. … Seri No’lu Belediye Gelileri Kanunu gereği, belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde elektrik ve havagazı tüketimi, elektrik ve havagazı tüketim vergisine tabi oldukları açıkça düzenlenmiştir. Diğer taraftan belediye sınırları ve mücavir alanlar dışında tüketilen elektrik ve havagazı ile belediye hizmetlerinin götürülmediği mücavir alanlarda tüketilen elektrik ve havagazı, vergiye tabi değildir. Maliye Bakanlığı’nın 12.09.2009 tarihinde yayınlamış olduğu Belediye Gelirleri Kanunu Genel Tebliği madde 4’te “İstisnalar” başlığı altında elektrik tüketim vergisinden muaf olabilecek kurumlar düzenlendiğini, davacı kurum dilekçesinde her ne kadar 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’ndan özel nitelikli kanun olduğunu belirtmiş olsa da bu durumun hukuken kabulü mümkün olmadığını, önceki tarihli üst kanun ile sonraki tarihli alt kanun çatışırsa önceki tarihli üst kanun uygulanır. iş bu davanın reddi ile, yargılama giderleri ile ücret-i vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Bilirkişi …’ın Mahkememize sunmuş olduğu 16/02/2021 tarihli bilirkişi raporundan özetle; “Dava konusu anlaşmazlığın 5393 sayılı Belediye Kanunu ve Sayıştay 2018 yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunun Yüce Mahkemenin takdirinde olduğu, dava konusu anlaşmazlığın ilgili kanun ve ilgili dış denetim raporu kapsamında değerlendirilmesi halinde dava konusu 383,95 TL BTV bedelinin iadesi gerektiği görüş ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde rapor tanzim etmiştir.
Bilirkişi …’ın Mahkememize sunmuş olduğu 04/02/2022 tarihli bilirkişi ek raporundan özetle; “Konya Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı tarafından Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilen 05.08.2021 tarihli yazıdan … Genel Müdürlüğü tarafından Meram Belediyesi Başkanlığı’na tüketim vergilerinin iade edilip edilmediği ile ilgili Konya Büyükşehir Belediyesi’nde bir bilgi olmadığı, Meram Belediye Başkanlığı’na bu konu ile ilgili herhangi bir ödeme yapılmadığının anlaşıldığı görüş ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde rapor tanzim etmiştir.
Bilirkişi …’ın Mahkememize sunmuş olduğu 29/04/2022 tarihli bilirkişi ek raporundan özetle; “Davacı … vekili tarafından 12.11.2022 tarihli yazısı ekinde 2020 yılı Mayıs ayı için … tarafından Davacı Meram Belediyesi’ne belediye tüketim bedeli vergisine istinaden 536.867,51 TL’lik ödeme yapıldığı, Davalı … tarafından Davacı Meram Belediyesi’ne Meram bölgesine istinaden belediye tüketim vergisi adı altında ödeme yapıldığı görüş ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde rapor tanzim etmiştir.
Dava; “Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)” davasıdır.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Bilirkişi …’ın Mahkememize sunmuş olduğu 16/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda “Dava konusu anlaşmazlığın 5393 sayılı Belediye Kanunu ve Sayıştay 2018 yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunun Yüce Mahkemenin takdirinde olduğu, dava konusu anlaşmazlığın ilgili kanun ve ilgili dış denetim raporu kapsamında değerlendirilmesi halinde dava konusu 383,95 TL BTV bedelinin iadesi gerektiği görüş ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde rapor tanzim ettiği, yine Bilirkişi …’ın Mahkememize sunmuş olduğu 29/04/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda ise “Davacı … vekili tarafından 12.11.2022 tarihli yazısı ekinde 2020 yılı Mayıs ayı için … tarafından Davacı Meram Belediyesi’ne belediye tüketim bedeli vergisine istinaden 536.867,51 TL’lik ödeme yapıldığı, Davalı … tarafından Davacı Meram Belediyesi’ne Meram bölgesine istinaden belediye tüketim vergisi adı altında ödeme yapıldığı görüş ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde rapor tanzim etmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 114. Maddesi; “(1) Dava şartları şunlardır: a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması. b) Yargı yolunun caiz olması. c) Mahkemenin görevli olması. ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması. d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması. e) Dava takip yetkisine sahip olunması. f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması. g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması. ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi. h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması. ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması. i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması. (2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” gereğince,
6325 Sayılı Arabuluculuk Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun Dava şartı olarak arabuluculuk 18/A-11 Maddesi gereğince (Ek:6/12/2018-7155/23 md.); Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır. Şeklinde düzenleme vardır.
Medeni usul hukukunda hukuki yarar mahkemede bir davanın açılabilmesi için, davacının bu davayı açmakta ve mahkemeden hukuksal korunma istemekte bir çıkarının bulunması gerektiğini işaret eder.Davacının davayı açtığı tarih itibariyle dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalıdır. Yine bu yararın”hukuki ve meşru,’doğrudan ve kişisel”,”doğmuş ve güncel” olmasıda gerekir. ‘hanağası, H.: Davada menfaat Ankara 2009, s 135). Öte yandan dava açılmasında olduğu gibi mahkemeye yapılan her talep için talepte bulunanın hukuki yararının varlığı şarttır. Aksi halde mahkeme böyle bir talebi inceleyip yerine getiremez.(…,B.: Medeni Usul Hukuku El Kitabı,Cilt I Yetkin Yayınları,Mart2020,s.390). (Yargıtay HGK 29/06/2021 T…. E…. K.)
Somut olayımızda; dava tarihinin 10/07/2020 tarihi olduğu, davalının dava konusu talep edilen meblağı 11.2020 Mayıs ayı içinde ödediği anlaşılmakla (bilirkişi raporu ile) dava açıldığı tarih itibariyle davacının, dava açmakta hukuki yarar olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak davacının davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine Mahkememizce oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Davacının davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 125,50-TL eksik harcın 6325 Sayılı Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11 Maddesi gereğince davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmişse de 6325 Sayılı Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11 Maddesi gereğince vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4-6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin 6325 sayılı Kanunu 18/A-11.maddesi gereğince davalıdan alınarak Hazine’ye gelir KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı tarafından yapılan 59,50-TL’nin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafça depo edilip kullanılmayan gider avansının bulunması halinde karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, bağımsız ve tarafsız Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından KESİN olmak üzere karar verildi.08/02/2023

Katip Hakim