Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/198 E. 2022/205 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA KARAR
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR:1-
2-
VEKİLİ :
DAVA :Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 24/06/2020 tarihli dilekçesiyle; davacının dava dışı … Limited Şirketi ve … Limited Şirketi’ne davalılar ile şirket ortağı olduğunu, davacının dava dışı şirketlerde olan ortaklığından Konya . Noterliği’nin 01.11.2017 tarih ve … yevmiye numaralı Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile çıktığını ve bu hususu 13/11/2017 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, dava dışı şirketlere olan ortaklığı süresince diğer ortaklar olan davalıların kardeş olması ile onlar tarafından dışlandığını, davacının yetkilerinin davalılar tarafından kullandırılmadığını, davacının bu ve benzeri nedenlerle şirket hisselerini davalılara devrederek şirketlerin ortaklığından zorunlu olarak ayrıldığını, davalılar tarafından şirketlerin hisse değerleri hesap edilirken davacı toplantılara alınmamış ve kendisine tanınmış yetkileri ve yine kendisine tanınan inceleme hakkının engellendiğini, davalılar tarafından davacıya gerçek değer üzerinden ödeme yapılacağı söylenmiş ancak şirketlerin bilgilerine erişim olanağı sağlanmadığı için davacı şirket hisselerinin gerçek değerini öğrenememiş ve davalılar tarafından da bu değerin davacıya bildirilmemiş olduğunu, davalılar tarafından noterde yapılan limited şirketlerde pay devri sözleşmesinde hisse değerleri nominal değerden gösterildiğini, devir tarihindeki gerçek değerini yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulüne, dava dışı … Limited Şirketi ve … Limited Şirketi’nin devir tarihindeki gerçek değerlerinin bilirkişi marifetiyle tespit edilecek olan kısmından şimdilik 50.000,00-TL’sinin devir tarihinden itibaren işleyecek olan ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davalı … 28/07/2020 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; davacının iş bu davaların tarafı olmayan … Ltd, Şti ne keşide ettiği ihtarname sonrası yine bu ihtarnamedeki iddiaları ile de hiçbir bağlantısı olmayan yeni iddialarla iş bu davayı açtığını, ayrıca davacının belirsiz alacak davası açmasının Konya . Noterliğinin 18 Aralık 2018 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile birlikte düşünüldüğünde davacının kendi iddialarıyla çeliştiğini, belirsiz alacak davasının sadece para alacakları için söz konusu olduğunu, konusu para olmayan davalar için belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacının hisse devir işleminin 2017 tarihinde yapıldığını ancak tamamen hukuka aykırı bir şekilde husumet konusunda davacının kendi kusuru çerçevesinde bir çok iddia ile … Ltd. Şti. ne karşı Konya . Noterliğinin … yevmiye numaralı 18 Aralık 2018 tarihli ihtarnameyi keşide ettiğini, devir işleminden 3 yıl sonra da bu davayı mevzuattaki türk borçlar kanunu’ nun 39. Maddesindeki hak düşürücü süreleri bertaraf etmek kastı ile açtığını, davacının şirket hissesi %10 sınırında olduğunu ve oransal olarak son derece cüzi bir hisseye sahip olduğunu, davanın hak düşürücü ve zamanaşımı süresi içinde açılmadığını, yapılan her türlü hisse devir sözleşmelerinin mevzuata ve hukuki gerçekliğe uygun bir şekilde ifa edildiğini beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … 28/07/2020 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; davacının iş bu davaların tarafı olmayan … Ltd, Şti ne keşide ettiği ihtarname sonrası yine bu ihtarnamedeki iddiaları ile de hiçbir bağlantısı olmayan yeni iddialarla iş bu davayı açtığını, ayrıca davacının belirsiz alacak davası açmasının Konya . Noterliğinin 18 Aralık 2018 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile birlikte düşünüldüğünde davacının kendi iddialarıyla çeliştiğini, belirsiz alacak davasının sadece para alacakları için söz konusu olduğunu, konusu para olmayan davalar için belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacının hisse devir işleminin 2017 tarihinde yapıldığını ancak tamamen hukuka aykırı bir şekilde husumet konusunda davacının kendi kusuru çerçevesinde bir çok iddia ile … Ltd. Şti. ne karşı Konya . Noterliğinin … yevmiye numaralı 18 Aralık 2018 tarihli ihtarnameyi keşide ettiğini, devir işleminden 3 yıl sonra da bu davayı mevzuattaki türk borçlar kanunu’ nun 39. Maddesindeki hak düşürücü süreleri bertaraf etmek kastı ile açtığını, davacının şirket hissesi %10 sınırında olduğunu ve oransal olarak son derece cüzi bir hisseye sahip olduğunu, davanın hak düşürücü ve zamanaşımı süresi içinde açılmadığını, yapılan her türlü hisse devir sözleşmelerinin mevzuata ve hukuki gerçekliğe uygun bir şekilde ifa edildiğini beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünden ilgili belgeler, Konya . Noterliğinden ilgili belgeler, Konya . Noterliğinden ilgili belgeler, Konya Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığından ilgili belgeler, Konya Vergi Dairesi Müdürlüğünden ilgili belgeler, … Bankası … Şube Müdürlüğünden ilgili belgeler, Konya Selçuklu Tapu müdürlüğünden ilgili belgeler, Konya Karatay Tapu Müdürlüğünden ilgili belgeler istenmiş, 04/10/2021 tarihli duruşmada tanık beyanları alınmıştır.
Davanın, Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davası olduğu görülmüştür.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının dava dışı … Limited Şirketi ve … Limited Şirketi’ne davalılar ile şirket ortağı olduğunu, davacının dava dışı şirketlerde olan ortaklığından Konya . Noterliği’nin 01.11.2017 tarih ve … yevmiye numaralı Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile çıktığını ve bu hususu 13/11/2017 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, dava dışı şirketlere olan ortaklığı süresince diğer ortaklar olan davalıların kardeş olması ile onlar tarafından dışlandığını, davacının yetkilerinin davalılar tarafından kullandırılmadığını, davacının bu ve benzeri nedenlerle şirket hisselerini davalılara devrederek şirketlerin ortaklığından zorunlu olarak ayrıldığını, davalılar tarafından şirketlerin hisse değerleri hesap edilirken davacı toplantılara alınmamış ve kendisine tanınmış yetkileri ve yine kendisine tanınan inceleme hakkının engellendiğini, davalılar tarafından davacıya gerçek değer üzerinden ödeme yapılacağı söylenmiş ancak şirketlerin bilgilerine erişim olanağı sağlanmadığı için davacı şirket hisselerinin gerçek değerini öğrenememiş ve davalılar tarafından da bu değerin davacıya bildirilmemiş olduğunu, davalılar tarafından noterde yapılan limited şirketlerde pay devri sözleşmesinde hisse değerleri nominal değerden gösterildiğini, devir tarihindeki gerçek değerini yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulüne, dava dışı … Limited Şirketi ve … Limited Şirketi’nin devir tarihindeki gerçek değerlerinin bilirkişi marifetiyle tespit edilecek olan kısmından şimdilik 50.000,00-TL’sinin devir tarihinden itibaren işleyecek olan ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Dosya incelendiğinde her ne kadar davacının davasının davaya konu ortaklık hissesinin devredilmesinden kaynaklanan bedelin eksik gösterilerek davacı tarafın aldatılarak zarara uğratıldığı iddiasıyla açılmışsa da dosya kapsamında yaptığımız incelemede davalı vekilinin zamanaşımına yönelik itirazına karşı davacının ortaklığa yönelik zamanaşımı süresi olan 5 yıl ve genel alacak zamanaşımı olan 10 yıla dayanarak davalının söz konusu zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden itiraz etmiş olduğu görüldü.
Mahkememizce yapılan incelemede davacı tarafın artık ortak sıfatı bulunmaması nedeniyle ortaklığa ilişkin sürelerden yararlanamayacağı gibi her ne kadar direkt olarak dava dilekçesinde belirtmemiş olsa da davacının açmış olduğu davanın Borçlar Kanununun 39.maddesi gereğince yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan itibaren 1 yıl içerisinde söz konusu sözleşmeye bağlı olmadığını bildirmezse sözleşme onanmış sayılır.
Dosya kapsamını değerlendirdiğimizde davacının davaya konu hisseleri TBK’nun hükmünde düzenlenen 1 yıllık süre içerisinde açılmadığı , davacının hisselerini 01/11/2017 tarihinde düzenlenen devir sözleşmesiyle devrettiği ve 1 yıl içerisinde herhangi bir kanuni işlemde bulunmadığı, diğer taleplerinin ise ortaklık sıfatı kalmaması nedeniyle söz konusu talepler yönünden husumet ehliyetinin olmadığı anlaşılmakla ayrıca TBK’nun 28-36-37-38 ve 39.maddeleri dikkate alındığında ,
Konunun 6098 sayılı TBK’nun 28.36.37.38.ve 39.maddelerinde düzenlendiği, TBK’nun 28. Maddesinde;” Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir. Zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabilir.” şeklinde, TBK’nun 36.maddesinde;”Taraflardan biri, diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa, yanılması esaslı olmasa bile, sözleşmeyle bağlı değildir. Üçüncü bir kişinin aldatması sonucu bir sözleşme yapan taraf, sözleşmenin yapıldığı sırada karşı tarafın aldatmayı bilmesi veya bilecek durumda olması hâlinde, sözleşmeyle bağlı değildir.” şeklinde, TBK’nun 37. Maddesinde;” Taraflardan biri, diğerinin veya üçüncü bir kişinin korkutması sonucu bir sözleşme yapmışsa, sözleşmeyle bağlı değildir. Korkutan bir üçüncü kişi olup da diğer taraf korkutmayı bilmiyorsa veya bilecek durumda değilse, sözleşmeyle bağlı kalmak istemeyen korkutulan, hakkaniyet gerektiriyorsa, diğer tarafa tazminat ödemekle yükümlüdür.” şeklinde, TBK’nun 38. maddesinde;” Korkutulan, içinde bulunduğu durum bakımından kendisinin veya yakınlarından birinin kişilik haklarına ya da malvarlığına yönelik ağır ve yakın bir zarar tehlikesinin doğduğuna inanmakta haklı ise, korkutma gerçekleşmiş sayılır. Bir hakkın veya kanundan doğan bir yetkinin kullanılacağı korkutmasıyla sözleşme yapıldığında, bu hakkı veya yetkiyi kullanacağını açıklayanın, diğer tarafın zor durumda kalmasından aşırı bir menfaat sağlamış olması hâlinde, korkutmanın varlığı kabul edilir.” şeklinde, TBK’nun 39/1.maddesinde;”Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır.” şeklinde düzenlendiği,
Dosya kapsamından davalıların davacıya ait hisseleri aldatarak(hile) ve baskı kurarak (korkutma) devraldıkları hususunun davacı tarafça ispat edilemediği anlaşılmakla davacı tarafça ispat edilemeyen davanın reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının davasının hak düşürücüsü süre yönünden REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 853,88 TL harcın mahsubu ile davacı tarafça fazladan yatırıldığı anlaşılan 773,18 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 6235 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince davacıdan alınarak Hazine’ye gelir KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalılar tarafından yapılan 104,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
6-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalılar vekili için 7.300,00 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın, kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin istek halinde ilgili taraflara iadesine, karar kesinleşinceye kadar iade alınmaz ise gider avansının artan kısmının 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde re’sen ilgili taraflara İADESİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/03/2022

Katip Hakim