Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/111 E. 2022/107 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :
KARARIN MAHİYETİ : KISMEN KABUL

Mahkememizde görülmekte bulunan ” Alacak ” davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; “Müvekkilim, Konyada bulunan … Eczanesinin Sahibi ve mesul müdürüdür.Müvekkilim ile davalı tarafın, Ecza Deposu … Şubesi arasında bir ticari ilişki söz konusudur. Yıllara dayanan bir ilaç alışverişi söz konusudur.Davalı yan faturaya dayalı olarak ilaç göndermekte müvekkilemde ödemesini yapmaktadır.Ancak davalı ile müvekkilem arasında son dönemde pürüzler yaşanmış ve davalı taraf Hizmet bedeli/Vade farkı alacağı adı altında bedelleri müvekkilemden talep etmiştir. Bu bedelleri ödemediği taktirde Müvekkilemin teminat olarak verdiği taşınmazlardaki ipoteği kaldırmayacağını belirtmiştir. Müvekkilem de haksız ve hukuka aykırı olduğunu bildiği halde taşınmazlardaki ipotekleri kaldırtmak için davalı yan … şubesine 32.591.00 TL’yi 07.01.2020 tarihinde göndermiştir.Her iki tarafın ticari defterleri incelendiğinde hizmet bedeli/ Vade farkı alacağı adı altında müvekkilimden 32.591 TL’nin fazladan haksız olarak tahsil edildiği görülecektir. Davalı taraf ile müvekkilem arasında faturalar haricinde akdedilmiş başkaca bir sözleşme yoktur.Davalı tarafın vade farkı alacağı adı altında yada hizmet bedeli adı altında bir miktar talep edebilmesi için bunun taraflarca yazılı olarak kararlaştırılması gerekmektedir. Yine faturaların altına mal teslim eden şirketçe “ bedelin belli bir sürede ödenmemesi halinde vade farkı ödenir/uygulanır” şeklindeki ibarelerin de geçersiz olup karşı yanca kabul edilmiş bir akti olarak kabul edilmeyeceği çok açık bir şekilde Yargıtay kararlarında belirtilmiştir. YİBGK 27.06.2003 Tarih,… E. … K..sayılı kararı.” bu hususlar dikkate alınarak açılan davanın kabulünü talep ettikleri görülmüştür.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, Somut olayda Davacının tacir olmadığını, ticaret sicil müdürlüğü nezdinde de herhangi bir tescilinin bulunmadığını, bu nedenlerle huzurdaki davada ticaret mahkemelerinin görevli olması mümkün olmayacağını, yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, Müvekkili Şirket’in yerleşim yerinin “… Mah. … Sok. No:… … /İstanbul”dur. huzurdaki davaya bakmakla yetkili mahkeme Konya Mahkemeleri değil İstanbul Bakırköy Mahkemeleri olacağını, görevsizlik kararı verilerek İstanbul Bakırköy Mahkemeleri’ne gönderilmesi gerektiğini, davacının dava dilekçesinde dayandığı delilleri ispatlamasının gerektiğini, aynı zamanda davacının kabul ettiği faturalar için huzurdaki davayı ikame edemeyeceğini, davacının dava dilekçesinde yer alan vade farkı uygulamasının yalnızca yazılı olarak kararlaştırılabileceğine ilişkin benzer minvaldeki beyanlarıyla taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında vade farkı uygulamasının ticari teamül mahiyetinde olmadığına dair iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu, Müvekkili Şirket tarafından kesilen ve evvelde davacı tarafından ödenen toplamda 4 adet vade farkı faturası bulunduğundan, Yargıtay içtihatları uyarınca en az iki vade farkı faturasının borçlusu tarafından ihtirazı kayıtsız ödenmesi halinde işbu durumun bir ticari teamül haline geleceği hususu göz önünde bulundurularak, mevcut durumda vade farkı uygulaması bir ticari teamül haline geldiğinden; davacının huzurdaki davasının esastan ve tümden reddi gerektiğini beyan etmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosyanın SMMM bilirkişi … ‘e tevdi edildiği, bilirkişinin raporunda özetle; Davacı yanın davalı … AŞ den 32.591,00 TL tutarında alacaklı olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Aynı bilirkişinin ek raporunda özetle; Düzenlenmesine sebep olan, tutar tarih ve içeriğini ispat eder /davanak oluşturur bir sözleşmeye dosya kapsamında rastlanmamıştır. Taraflar arasında mal/emtia alım satım işleminin en son 31.05.2019 tarihinde yapıldığı, Davacı yanca ödemelerin 30.09.2019 tarihinde sonlandırıldığı, Davalı tarafından düzenlenen ve taraflar arasında ihtilafa sebep olan 3 adet faturanın 31.07.2019 tarihinde – 31.08.2019 tarihinde -26.09.2019 tarihinde düzenlendi/yazıldığı yani son Emtia alım satım işlem tarihinden (alım faturasından) sonra düzenlendiği /yazıldığı, Taraflar arasında oluşturulmuş/İmza edilmiş bir sözleşmeye dayanmayan Satış /Vade Farkı faturalarının tek başına İfanın delili olmadığı (TTK md.21 fıkra 1) görüş ve bilgisine ulaşılmıştır.
Aynı bilirkişi 2. ek raporunda özetle; davalı yan tarafından Davacı adına düzenlenen yazılan ve davalı tarafından kendi defterlerine kaydedilen/yazılan 3 adet vade farkı faturasının tebliğ tebellüğ şartı oluşturulmadan düzenlendiği, davalı yan … A.Ş tarafından vade farkı açıklaması/içeriği ile düzenlenen faturanın Ticari hayatın olağan akışına uygun olmadığı, Zira taraflar arasında vade farkı işlemine ilişkin bir sözleşmeye de (taraflar arasında karşılıklı şartları belirtilmiş vade farkına ilişkin yazılmış/yazılı bir sözleşme) dosya kapsamında rastlanmamıştır. Taraflar arasında oluşturulmuş/İmza edilmiş bir sözleşmeye dayanmayan Satış /Vade Farkı faturalarının tek başına İfanın delili olmadığı (TTK md.21 fıkra 1) görüş ve bilgisine ulaşılmıştır.” şeklinde rapor tanzim etmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosyanın Bakırköy . Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderildiği, dosyanın bilirkişi Nurgül Örün’e tevdi edildiği, bilirkişinin raporunda özetle; “Davalı yanın davaya cevap dilekçesinde dava konusu faturalardan dolayı borçlarının bulunmadığı yönde itirazlarının olduğu, Yargıtay uygulamasına göre ticari teamülün mevcut olduğunun kabul edilebilmesi için en az iki ya da daha fazla vade farkı faturasının itirazsız ödenmiş olmasının gerektiği hususunun Yargıtay uygulaması! olduğunu belirtmişlerdir. Faturalar üzerinde yapılan incelemelerde ise Faturaların Davalı şirket tarafından davacı yan unvanına düzenlenmiş olduğu, Faturaların davalı yan ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, fatura muhteviyatlarının VADE FARKI İSKONTO İPTALİ GELİRLERİ, VADE FARKI BEDELİ olduğu ancak, Fatura Muhteviyatına ilişkin taraflar arasında akdedilmiş ve dosyaya sunulu bir sözleşmenin mevcut olmadığı yine Faturaların e-Arşiv fatura olduğu faturaların davacı yan tarafından ödemelerinin yapıldığı, Dava konusu aşağıda dökümü yapılan faturaların 07.01.2020 tarihli makbuz ile gönderen: … alıcı: … Ecza Deposu A.Ş. Açıklama: “… ECZANESİ KONYA her türlü dava hk. şekli kal. Kaydi itirazı kayıtla” olduğu makbuz üzerinde açıklama yapıldığı görülmüştür. ” şeklinde rapor tanzim ettikleri görülmüştür.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporları taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili davalı aleyhine Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davası açmış, davalı yan yasal süresi içerisinde cevap dilekçesinde davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan ve hükme esas alınan bilirkişi raporlarında sırasıyla; davalı yan tarafından Davacı adına düzenlenen yazılan ve davalı tarafından kendi defterlerine kaydedilen/yazılan 3 adet vade farkı faturasının tebliğ tebellüğ şartı oluşturulmadan düzenlendiği, davalı yan … A.Ş tarafından vade farkı açıklaması/içeriği ile düzenlenen faturanın Ticari hayatın olağan akışına uygun olmadığı, Zira taraflar arasında vade farkı işlemine ilişkin bir sözleşmeye de (taraflar arasında karşılıklı şartları belirtilmiş vade farkına ilişkin yazılmış/yazılı bir sözleşme) dosya kapsamında rastlanmamıştır. Taraflar arasında oluşturulmuş/İmza edilmiş bir sözleşmeye dayanmayan Satış /Vade Farkı faturalarının tek başına İfanın delili olmadığı (TTK md.21 fıkra 1) görüş ve bilgisine ulaşılmıştır.” şeklinde, bir diğer raporda ise; “Davalı yanın davaya cevap dilekçesinde dava konusu faturalardan dolayı borçlarının bulunmadığı yönde itirazlarının olduğu, Yargıtay uygulamasına göre ticari teamülün mevcut olduğunun kabul edilebilmesi için en az iki ya da daha fazla vade farkı faturasının itirazsız ödenmiş olmasının gerektiği hususunun Yargıtay uygulaması! olduğunu belirtmişlerdir. Faturalar üzerinde yapılan incelemelerde ise Faturaların Davalı şirket tarafından davacı yan unvanına düzenlenmiş olduğu, Faturaların davalı yan ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, fatura muhteviyatlarının VADE FARKI İSKONTO İPTALİ GELİRLERİ, VADE FARKI BEDELİ olduğu ancak, Fatura Muhteviyatına ilişkin taraflar arasında akdedilmiş ve dosyaya sunulu bir sözleşmenin mevcut olmadığı yine Faturaların e-Arşiv fatura olduğu faturaların davacı yan tarafından ödemelerinin yapıldığı, Dava konusu aşağıda dökümü yapılan faturaların 07.01.2020 tarihli makbuz ile gönderen: … alıcı: … Ecza Deposu A.Ş. Açıklama: “… ECZANESİ KONYA her türlü dava hk. şekli kal. Kaydi itirazı kayıtla” olduğu makbuz üzerinde açıklama yapıldığına dair rapor tanzim edildiği görülmüştür.
Somut olayımızda; tüm deliller, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre değerlendirdiğimizde fatura vade farkı için bir sözleşme ve teamül olmadığı anlaşılmakla Yargıtay . HD’nin … Esas, … K. Sayılı 14/06/2007 tarihli, aynı dairenin … Esas, … Karar sayılı 21/04/2006 tarihli, aynı dairenin … Esas, … Karar sayılı 22/01/2007 tarihli yine aynı dairenin … Esas, … Karar sayılı, 27/06/2003 tarihli … ,… sayılı İçtihadi birleştirme kararları (taraflar arasında sözleşme ve teamül olmadığına ilişkin) değerlendirildiğinde, ayrıca davacı yan temerrüt tarihi olarak arabuluculuğa başvuru tarihi talep etmişse de arabuluculuk tanzim tarihinin temerrüt tarihi kabul edilerek, (Yargıtay . HD’nin 13/09/2021 tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamı ve Diyarbakır BAM . HD’nin … Esas, … Karar sayılı ilamı özü; Arabuluculuk tanzim tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edileceği) davacının davasının kabulü ile 32.591,00 TL nin temerrüt tarihi olan 30/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
2-32.591,00 TL nin temerrüt tarihi olan 30/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3- Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 2.226 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 556,58 TL peşin harcın mahsubu ile eksik 1.669 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 668,18 TL ilk yargılama harcı ve 2.128,35 TL yargılama gideri toplamı olan 2.796,53 TL nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalının yaptığı yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer OLMADIĞINA,
6- Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7- Davacı tarafından dava başında yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
8- 6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 6235 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince davalıdan alınarak Hazine’ye gelir KAYDINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/02/2022

Katip … Hakim …

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.