Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/713 E. 2022/148 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :
Konya . İcra Dairesi :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :
KARARIN MAHİYETİ : KABUL

Mahkememizde görülmekte bulunan ” İtirazın iptali ” davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde;” Davacı … Kon0ut Yapı Kooperatifi, 1989 yılında konut üretme amaçlı kurulmuş olan ve şu anda da resmi ve fiili olarak faaliyette bulunan bir yapı kooperatifidir. Davalı ise bu kooperatifin üyelerinden biridir. Davacı kooperatif, dava dışı arsa sahipleri ile yapmış olduğu 01.10.2002 tarihli bir inşaat yapım sözleşmesi ile birlikte … İli … İlçesi … Mah.’de çeşitli parseller üzerinde inşaatlar yapmaktadır. Bu inşaatların birçoğu bitmiş, daireler üyelerine fiilen teslim edilerek uzun süre önce ortak yaşama geçilmiştir. Dava dışı arsa sahipleri ile bir kısım hukuki uyuşmazlıklar dava aşamasında olup, şu anda kat irtifakı kurulması, ferdileşme ve devamında da tasfiye işlemleri yapılması düşünülmektedir. Davacı kooperatifin tüzel kişiliği devam etmekle birlikte 28.06.2019 tarihinde 2019 yılı olağan genel kurulunu yapmış bulunmaktadır (Genel kurul tutanağı icra dosyasında vardır). Söz konusu bu genel kurul, hükümet komiseri nezaretinde ve tamamen yasal çerçevede yapılmıştır. Davacı kooperatif bu genel kurulda yeni yönetim seçilmesinin yanında, almış oyduğu … nolu kararında “2019 temmuz ayından başlayıp bir sonraki genel kurula kadar aylık olarak 750 TL aidat alınmasına” oybirliği ile kabul edilmiştir. Alınan bu genel kurul kararı uyarınca davacı kooperatif, aidatların tahsili amacıyla Konya .İCM … Esas sayılı takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibine başlamıştır. Ancak davalı taraf işbu takibe soyut ve gerekçesiz biçimde itiraz etmesi üzerine eldeki itirazın iptali davası açılma zorunluluğu doğmuştur. Eldeki davamız bir itirazın iptalidir. Davamız, kooperatif yönetimi ile üyesi arasındaki aidat alacağının tahsiline ilişkindir. Uyuşmazlık bu haliyle klasik ve bilinen bir uyuşmazlık türüdür. Somut olayımızda davacı tarafın yasal ve geçerli bir kooperatif yönetimi olduğu, davalının bu kooperatifin resmi bir üyesi olduğu, aidatların kooperatif genel kuruluna dayalı olarak belirlendiği, davalının belirlenen bu aidatları ödemediği, hangi ayların ödenmediği, aidatın miktarının ne olduğu gibi hususlar açık ve nettir. Bir başka deyişle davanın esasını oluşturan bu noktalar uyuşmazlık konusu değildir. Bu nedenle sayın mahkemece denetim açısından kooperatifin defter ve belgelerinin getirtilmesinden sonra —gerekirse denetim açısından bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle- iddialarımızın doğruluğunun teyit edilmesiyle birlikte lehimize kabul kararı verilmesini beklemekteyiz. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23.maddesinde karşılığını bulan eşitlik ilkesi gereğince, kooperatif ortakları hak ve yükümlülüklerde eşit olup, kooperatif aynı durumdaki ortaklarına eşit işlem yapmak zorundadır. Dolayısıyla bir kısım üyeler, aidatların tam ve zamanında öderken aralarında davalının da bulunduğu bir kısım üyelerin bu borçlarını yerine getirmemeleri halinde haksız ve sebepsiz bir zenginleşme söz konusu olur. Bunun yanında kooperatif yönetiminin böyle adaletsiz bir duruma sebebiyet vermemesi yasal görevi ve sorumluluğudur. Eldeki uyuşmazlığımız zaten çok yaygın, bilinen ve emsali çokça bulunan bir uyuşmazlık türüdür. Burada ispat yükü, aidat borcunu ödemesi ve bunu da belgelemesi gereken davalı (üye) taraftadır. Emsal Yargıtay kararlarına göre de kooperatif üyelerinin aidatlarını ödemekle yükümlü olduğu açıkça vurgulanmaktadır. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı kooperatifin 29.11.2005 tarihli kararı ile davalının davacı kooperatife ortaklık kaydının yapıldığı, ortaklık kaydına ilişkin … numaralı kooperatif yönetim kurulu kararının karar defterine kaydedildiği ve davalı şirketin faaliyetlerinin olduğu alan ile ilgili kat irtifak tapusu verilmesine ilişkin 09.12.2015 tarih 39 nolu kooperatif yönetim kurulu kararının alındığı, dolayısı ile davalının davacı kooperatif ortağı olduğu, davalının kooperatif ortağı olması nedeniyle genel kuruldaki ödemeleri yapması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün onanması gerekmiştir, davacı kooperatif bir süre yönetimsiz kalmış olup, yeni seçilen yönetim büyük bir özveri göstererek kooperatifin ve haliyle aralarında davalının da olduğu bütün üyelerinin hak ve menfaatlerini korum çabasına girmiştir. Bu amaçla olarak inşaatların yapıldığı dava dışı arsa sahiplerine çeşitli tazminat, tapu iptal ve tescil davaları açılmıştır. Bundan ayrıca üyelerinin fiilen oturduğu daireler için ‘nama ifa’ davası açarak kısa sürede lehe sonuçlandırmış ve binalarda kat irtifakı kurulması yönünde yetki alarak belediye ve tapuya başvurmuşlardır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 52.maddesine göre; Sona eren tüzel kişinin kişiliği, ehliyeti tasfiye amacıyla sınırlı olmak üzere tasfiye sırasında da devam eder. Yine benzer hükümler 1163 sayılı Kooperatifler Yasasında bulunmaktadır. Yukarıdaki yasa hükümlerinde de açıkça anlaşıldığı üzere kooperatifler dahil tüm tüzel kişilerin tasfiye halinde dahi olsa ehliyetleri aynen devam eder. Somut olayımızda da davacı kooperatif, her ne kadar tasfiye sürecine girmiş olsa da derdest olarak devam eden birçok davası bulunmakta, kat irtifali kuruması için belediye, çevre ve şehircilik bakanlığı ve tapu gibi kurumlarda başvuru ve işlemleri devam etmekte, proje tadilatı ve yeni değişen imar uygulamalarına (imar barışı gibi) başvurular yapmakta, bunun yanında da cari giderleri (personel, genel kurul masrafı, proje çizimi, mahkeme harç ve yargılama giderleri, avukatlık ücreti, ferdileşme, proje değişiklikleri yaptırma, tapu/belediye başvuru harçları, tasfiye için gerekli ilan ve masraflar ve daha nice öngörülemeyen sair giderler) bulunmaktadır. Bu giderlerin hepsi yapılması zorunlu ve faydalı masraflardır. Bütün bunların yanında uzun bir sürede kooperatifi yönetimsiz kalmış ve herhangi bir aidatta toplanamamıştır. Dolayısıyla davaya konu aidatların toplanmaması halinde, davacı kooperatif başta tasfiye olmak üzere diğer resmi iş ve işlemleri yapamayacaktır. Zaten somut uyuşmazlığımızla tamamen birebir emsal ve güncel bir kısım Yargıtay içtihadı da davamızda haklılığımızı doğrulamaktadır. Davacı vekili, davacı kooperatifi genel kurulu tarafından alınan karar uyarınca kooperatifin yapılması gereken işleri için üyelerden — 70,00. TL alınmasına karar – verildiğini, davalı tarafından aidat ödemelerinin yapılmadığını, 2012 yılından önceki dönemden kalan aidat bakiyeleri ile 2012 yılı Ocak-Haziran ayları aidat toplamı tahsili için davalı aleyhine takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davacı kooperatifin kooperatifin 1990 yılında ferdi mülkiyete geçerek herkesin tapusunu verdiği ve yasal olarak tasfiye sürecine girdiği halde tasfiye işlemlerinin başlatılmadığını, 2007 yılında faaliyete devam kararı alınarak kooperatifin 20 yıl olan süresinin 30 yıla çıkarıldığını, alacağın zaman aşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; yapı kooperatiflerinde ortakların kooperatif sicilden terkin edilinceye kadar genel kurulca belirlenen aidatları ödemekle yükümlü oldukları, kooperatifin daireleri teslim edilmesi veya tasfiyeye irmi olmasının üyelerin aidat yükümlülüğünü ortadan kaldırmadığı, aidat ödenmesine ilişkin genel kurulda alınan kararlar iptal edilmediği sürece kooperatif üyelerinin belirlenen aidatları ödemekle yükümlü oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne, takibin devamına, 2620 oranında … inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı temyiz etmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre — davalının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına 2-1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 81/2 maddesi uyarınca tasfiye haline girmiş kooperatiflerde çıkma veya çıkarılma halinde konutu geri alınamaz ancak bu kişilerin tasfiye masraflarına katlanması gerekir. Davalının kooperatif bağımsız bölümünü aldıktan sonra istifa ettiği sabittir. Ancak kooperatifin 29.04.2012 tarihli genel kurulda alınan ödeme kararı tasfiye payı olarak nitelendirilebilecek bir ödeme olup bu kararının genel kuruldan 3/4 çoğunlukla alınmasına gerek yoktur. Geçerli genel kurul kararına istinaden kararlaştırılan bu ödemeye davalının katılması gerekir. Bu gerekçe ile davalının ödemesi gereken miktarın belirlenerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. “şeklinde dava açmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; ” Dava dilekçesinde, davalı müvekkilin davacı … Konut Yapı Kooperatifinin üyesi olduğu, 2019 yılı olağan genel kurulunda aylık 750,00 TL. aidat alınmasına karar verildiği, aidatın tahsili için Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibi yapıldığı, davalı müvekkilin bu takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, zorunlu dava şartı olan arabuluculuktan da sonuç alınamadığı belirtilmekte ve itirazın iptali ile takibin devamı, asıl alacak miktarının % 20’si oranında icra inkar tazminatı verilmesi talep edilmektedir. 20/09/2006 tarihli sözleşme ile davacı Kooperatif tarafından … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde kayıtlı arsa üzerine inşa edilecek olan … Blok girişe göre sol taraf … bağımsız bölüm nolu daire, … isimli şahsa, kat farkı, kira bedeli ve maliyetin toplamı olan 55.000,00 TL.’ye anahtar teslimi olarak satılmış ve bunun dışında herhangi bir ilave para talebinde bulunulmayacağı belirtilmiştir. Bu daire davacı Kooperatif yetkililerinin ve … imzasını taşıyan 15/06/2007 tarihli sözleşme ile de aynı şartlarla anahtar teslimi olarak davacı müvekkil tarafından devir alınmış ve 81 karar no ile Kooperatifin karar defterine de işlenmiştir. Sözleşmeye göre 30/05/2008 tarihinde teslim edilmesi gereken dairenin, teslim süresi gelmesine rağmen tamamlarmaması üzerine; dairenin iç kapıları, laminantları, aliminyum balkon korkulukları, armatürleri, mutfak üst dolabı gibi eksikleri de davacı müvekkil tarafından tamamlanmıştır. Her ne kadar 28/06/2019 tarihli Kooperatif Genel Kurul toplantısının Gündem maddesinde 2019 Temmuz ayından itibaren aylık 750,00 TI. aidat alınması kararı alınmış ve bu karar fotokopisi davacı müvekkile gönderilmiş ise de; yukarıda izah edildiği üzere, bu daire davacı Kooperatifin de bilgisi dahilinde anahtar teslimi olarak satın alınmış ve bunun dışında herhangi bir ilave para talebinde bulunulmayacağı belirtilmiş olduğundan, davalı müvekkilden aidat talep edilmesinin yasal dayanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir. ” şeklinde cevap vermiştir.
Bilirkişi … mahkememize ibraz ettiği raporunda özetle; davalının davacı … Yapı Kooperatifine 2.500 TL aidat borcunun bulunduğunu bildirmiştir.
Aynı bilirkişinin ek raporunda ; … Yapı Kooperatifinde 21.09.2006 den 16,06.2007 tarihe kadar üyelik kaydı bulunan … ‘ın normal bedelli bir üye olduğu bildirilmiştir.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davalı aleyhine İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davası açmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan İİK.67. maddesinde; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” şeklinde düzenlendiği, Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından davacı alacaklı tarafından davalı aleyhine ilamsız icra yolu ile icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiği, davalının süresi içerisinde itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın iptali davasının süresinde olduğu, mahkememiz dosyasına … tarafından kazandırılan raporda ise; davalının davacı … Konut Yapı Kooperatifine 2.500 TL aidat borcunun bulunduğunu bildirmiştir.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi rapor/ları, tüm dosya kapsamı, tüm deliler değerlendirildiğinde davalının kooperatif üyeliğinin …’tan devralarak kazandığı, …’In da dosyaya kazandırılan bilirkişi -raporu ile sabit olduğu üzere normal üye olduğu ve dolaysıyla da davalının halef olarak aynı hak ve yükümlülüklere sahip olduğundan davalı yanın savunmalarına itibar edilmemiştir, tüm bu hususlar değerlendirildiğinde ve oluşa uygunluğu ile Yüksek Yargıtay . HD’nin … Esas, … Karar sayılı 06/04/2015 tarihli ilamı ve Yüksek Yargıtay . HD’nin … Esas, … Karar sayılı 07/03/2019 tarihli ilamın da aynı nitelikte olduğu ve alacağın likit olduğu anlaşıldığından Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yapılan itirazın iptali ile 2.250 TL üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte takibin devamına, hükmedilen 2.250 TL nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yapılan İTİRAZIN İPTALİ ile 2.250 TL üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte TAKİBİN DEVAMINA,
2- Hükmedilen 2.250 TL nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 153,69 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 109,29 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,
4-Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan toplam 95,20 TL ilk yargılama harcı, 840,40 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 935,60 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre hesaplanan 2.250,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından dava başında yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
7- 6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 6235 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince davalıdan alınarak Hazine’ye gelir KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, bağımsız ve tarafsız Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından KESİN olmak üzere karar verildi. 01/03/2022

Katip .. Hakim …

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.